Olgun Komsu

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Cum

Olgun Komsu
Ben 23 yasında sexse ve özellıkle olgun bayanlara duskun bır gencın.
bir gun evlerı bize 8-9 km lık uzaklıkta oturan abımlere gıttım abım evlı ve yaz’ın hemen hemen hergun kapının onune komsularıyla toplanırlar ve okey falan oynarlar aslında onlara gıtmeyı pek sevmem,bı gun ne olduysa canım sıkıldı ve arabama atalyıp abımlere gıttım toplanmıslar kapılarının onunde kı parkın cimlerine yayılmıslar okey oynuyorlar abımler ust komsuları ve ıkı ev yan taraftakı mukemmel sarısın balık etlı 36 yasındakı komsuları bende oturdum yanlarına tabı komsularını falan ılk defa goruyorum desem yerı var her neyse okey oynerken yengem abıme habıre askım canım falan derken ve abımlerın ust komsuları olan cıftlerde ole muhabbet esnasında ısmı özlem olan olgun kadın ; ya soyle deyıp durmayın kıskanıyorum dedı abımde gormus gecırmıs bır benımde kadınlarla aramın nasıl oldugu bılır abımde ;sende özer askım de dedı bunun uzerıne özlem bana bakıp yok ya odaha kucuk demesı benı delırttı kendıme yedıremedım ve kalktım parktan abımlerın evınde gırdım ama cok kotu bozulmus ve sınırlenmıstım o kadını kapak etmelıydım.. aradan 15 20 dakıka gectı ve abımlerle bırlıkte oda gelmıstı hep bırlıkte cay ıcerken abımlerın ust komsuları seslendı bız bahceye gıdıcez sızde gelın ıstersenız dıye seslendıler bahcelerınde inek dahıl bırsuru hayvanları vardı abımler bana doup hadı gıdelım dedı bende sınırlı oldugum ıcın sız gıdın fılm ızlıcem dedım özlemde bende eve gecerım sız gıdın demesının uzerıne yengem ozaman bız gıdelım özlem abla sen özerle kal fılm ızlersınız bızde yarım saate gelırız dedı bı an heycanlandım cok cekıcı bı kadıncı cunku kalsın dıe ıcınden dualar ederken bana baktı goz goze geldık ve pekı dedı sevıncten nerdeyse havaya zıplıcaktım abımde yengemın arkasından özlemın gormedıgı bı acıdan bana sik sik ! dıye ısaret cakıyordu herneyse gıttler fılm ızlerken karsı kanepe oturan özlemı nasıl yanıma cagırırda sexse yoneltırım dıye dusunurken boynumu omuzlarımı 2 de bır kutletıp cok acı cekıomusum gosterdım kendımı oda dayanamayıp noldu dedı bende heryerım agrıoo cok kotuyum dedım masaj yapım ıstersen dedı hayatta en sevmedıgım seydır masaj bende olur dedım arkama gectı omuzlarımı ovmaya basladı bu arada ben palanlar kuruyor nasıl sıkerım dıye hesap ustune hesap yapıorum sonra basımında agrıdıgını soledım ve basımı goguslerıne yasladım basıma ogmaya basladıgında nefes alısı degısmıs nefesı resmen tıtrıyordu bende o sevke getırmek ıcın supersın cok ıyısın gıbı sozler sooylerken yoruldum dedı bende ozaman sıra bende deyıp bırden donup goguslerıne elımı attım ve sadece İstermısın dedım . oda tıtrek bır sesle ne ? dıye cevap verdı anladın ıste ıstemısın dedım ve hayır dedı bende gogsunu ellemısın sesını cıkarmayan bı kadın hayır dese ne olur dıe dusunurek evet evet dedım ve dudaklarına yapıstım bır dakıka falan duduklarımı hıc cekmedım dudaklarından yuzune bakmak ıcın cektıgımde bu dogru degıl bende hıc konusmadan tekrar yapıstım ve elımı bluzunu kaldırıp goguslerını ellemeye devam ettm resmen soba gıbı ateslenmıstı boynunu yalamaya opmeye baslayınca fılm koptu zaten kendını tamemen bana bırakmıstı hemen uzerınde ne varsa cıkarmaya basladım oyle erkege hasret kalmıskı sarıldıgında kemıklerım bırbırıne gececek sandım ben daha soyunmamıstım bırden tısortumu cıkarttı ve pantalonumun dugmelerını actı elıne aldıgıyle cok buyuk dedı bende bana basta kucuk demesı aklıma geldı demek kı yasımın kucuk olmasının bır anlamı yokmus degılmı dedım evet dedı.. agzına aldıgında aldgıım zevk muhtesemdı daha once hıc bu kadar guzel yalayan bırını görmemıstım daha sonra yatırdım ve bende onun mukemmel amını yalamaya baslamıstım sureklı cok sexsı oldugumu soyleyıp dururken benı kudutuyordu delıler gıbı 30 dakıka falan sıktım oyle bır ınlıyordu kı komsular duyucak dıye cıkartıp agzına verdım ve agzına bosaldım .. daha sonra tekrar ustumuzu gıyp abımler gelene kadar sevıstık abımler gelmedende numara ıstedı ve resmen sevgılı gıbı olmustuk 1 hafta boyunca hergun abımlere gıttım ve kapıda her benım arabayı gorusunde abımlere damlardı zıl caldıgında bılıyordum kı ben acarım dıye cıkıyordum ve eve gırene kadar yalasa yalasa gırıyorduk…. tamam yasanmıstırr 🙂

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Tatil kaçamağı

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Tatil kaçamağı
Herkese Merhaba
Öncelikle kendimden bahsetmek istiyorum ; Adım Emre , evliyim, 34 yaşında , 1,78 boyunda , esmer , hafif göbekli ve sempatik birisiyimdir.

Size yaşamış olduğum tatil anılarımdan bahsetmek istiyorum. Antalya Lara da İş yerinin beni eğitim için gönderdiği otelde kaldığım sırada çatpat ingilizcemle bir kanada lı çift ile tanıştım. İsimleri Alan ve Sandy idi. Adam 40 eşi ise 38 yaşlarında sexy bir kadındı. Tesadüf olarak bir kaç gün üst üste yemek yan yana oturduk ve daha sonra beni masalarına davet ettiler. İngilizce min kötü olmasından dolayı onlara çok eylenceli gelmiştim. Daha sonra gece barda buluşmak için sözleştik. Tabi şık kıyafetlerimi giyip içimde çok farklı bir heyacan vardı. O anda neden olduğunu bilmiyordum.Biraz viskilerimizi yudumlarken Alan bana eşiyle dans edebileceğini söyledi. Sandy o gün muhteşem gözüküyordu. Kırmızı mini eteğiyle derin sırt yırtmaçı beni büyülemişti. Dans ederken ne kadar da rahat insanlar diye düşünüyordum. Sandy dans esnasında o kadar yakınlaşmıştıkı parfum kokusunu ciğerlerime kadar çekiyordum. Bu beni inanılmaz tahrik etmişti. Tabi benim ufaklık boş durur mu , hemen hareke geçip , dik br şeklde Sandy nin kalçalarına yapıştı. Bu esnada bana vermiş olduğu öpücüğünde etkisiyle ben iyice rahatlamıştım. Masaya oturduğumuzda eşi hattında sorular sordu ve dürüst bir şekilde çok hoşuma gittiği söyledim 🙂

Biraz daha ictikden sonra beni odalarına davet ettiler, Tabi bu fırsat ayağıma bir daha gelmeyeceğini düşündüğüm için hiç kırmadım onları. Sandy nin beni ellerimden tutup yatak odasına götürdü. Yataga sırt üstü yatırıp , gözlerimi bağladı. Benimde kafam güzel olduğu için hiç itiraf etmedim. Üzerimi soyup , dim dik olan penisimi dudakları arasına alıp yalamaya başladı. Soyundukça parfüm kokusu tüm odaya dağıldı. Beni çok etkilemişti. Sırılsıklam olmuş vajinasının içine girdiğimde resmen boşalmamak için kendimi zor tuttum. 1-2 dakika sonra gözlerimi açtığımda eşinin soyunup bir şekilde penisiyle oynadığını gördüm. bu beni şok etmişti. Ama Sandy nin durmaya niyeti yoktu ve onu kucağıma alıp duvara yaslayıp içine girip çıktık dan sonra boşaltık. izden birer yudum daha alarak öpüşmeye başladık ve love sex filmini internetden açıp izlemeye başladık. bu bizi daha çok tahrik etmişti. Çünkü filmde de 3 grup halinde sevişme yapıyorlardı. Eşi film izlerken elini penisime attı, shortumu çıkarıp agzına ldıkdan sonra Sandynin bornozunu çıkardı ve penisimi tutup Sandy in Amına götürerek, yerleştirdi. Bu durumdan herkes memnundu.Dakikalarca seviştikden sonra tekrar boşaldım. Sandy duş almak isteyip duşa girdi. Daha sonra kocası penisimdeki spermleri yalayıp yutmaya başladı. İlk başlarda çekindim ama sonraları alıştım.. Duşdan geldikden sonra viskilerimizi yudumlayıp , uyuduk. Sabah olduğumda üçümüz aynı yatakda yatıyoduk. Sonraki gün vedaştık ve telefon numaralarımızı verdik.i söyledi .Mail yoluyla yazışmaya başladık. Eşinin beni çok özlediğin den bahsetti. Bende onu özlemiştim. İple çekiyorum.Bu yaz sırf onlar için özel 1 hafta kaçamak yapıcam…

Daha sonraki bölümlerde eşimle yapmış olduğumuz kaçakları paylaşıcam.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Evli çift ile muhteşem gece (mail ekledim)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Evli çift ile muhteşem gece (mail ekledim)
Aslında bu tip şeylere çok ta inanmazdım,insanların fantezileri olduğunu düşünürdüm ta ki Muratla tanışana kadar.Murat bir sitede karısıyla olan maceralarını itiraf etmiş,karısının nasıl sikildiğini seviyeli bir üslupla anlatan biriydi.Sitedeki bazıları inanmıyor,hatta bunu açıkça dile getirip güya Muratın attığını ifade ediyorlar ,bazıları da takdir ediyorlardı.Ama Murat hiçbir zaman nezaketi elden bırakmadan gayet mantıklı ve tutarlı cevaplar veriyordu.Açıkçası ilk başlarda ben de inanmamıştım ama düşününce neden olmasın ki dedim,sonuçta sohbet odalarında böyle yüzlerce çift vardı,Muratın farkı bunu büyük bir cesaretle itiraf etmesiydi.Kendisine eşiyle tanışmak istediğimi bildiren bir mesaj attım,O da sağolsun kendisinin yardımcı olabileceğini ama son kararın karısı Filize ait olduğunu söyledi.Zaman içersinde Muratın verdiği ipuçlarıyla eşiyle tanışma imkanım oldu,önce mail yoluyla sonra msnde devam eden sohbetlerimiz artık telefona taşınmıştı,Filiz gerçekten de harika bir kadındı ve seksi çok seviyordu,gerçi ilk dönemlerde daha çok romantik takılsak ta artık seksten de konuşuyor,yazdıklarımızla birbirimizden etkileniyorduk.Hatta bana bundan sonra hayatındaki kocasından sonraki tek erkek olmamı,şakayla karışık benim çocuğumu doğurmak istediğini falan söylüyor ,ayaklarımı adeta yerden kesiyordu. Kocasının da teşviki ve yardımlarıyla artık görüşme zamanını ayarlamak ve muhteşem bir gece geçirmenin vakti gelmişti.Bir gece o kadar ani gelişti ki her şey,hemen ertesi gün buluşacaktık ama gerek kısa süreli olacak olması,gerek kocasının olmayacak olmasından dolayı ileri bir tarihte görüşmek için randevulaştık.Zaman geçmek bilmese de nihayet beklenen gün gelmişti,yaşadıkları yer bana birkaç saatlik mesafedeydi,denilen saatte ,istenilen yerde hazırdım.Kocasıyla planımız şuydukocası çocuklarını bir akrabalarına bırakmaya götürecek o yokken ben eve gireceğim ve geldiğinde karısını benim altımda inlerken görecek,en büyük hayali ve benden istediği buydu.Murat evden çıktıktan sonra arabamla sokaktan geçmiş,elinde telefonla camdan beni izleyen Filizin heyecanını daha arabadayken hissetmiştim.Komşuların görme ihtimalinin verdiği tedirginlikle beni eve aldı,eve girdim ama aklım da başımdan gitti.Çünkü karşımda tam bir afet vardı,kocasının benim için giydirdiği Filizimin üstünde minicik ekose bir etek,apartman topuk ayakkabılar,kolsuz kırmızı bir badi ve içinde de fıstık yeşili tanga ve sütyeni vardı.Önümden odaya doğru yürürken dolgun kalçalarını avuçlamamak için kendimi zor tuttum.Sohbet muhabbet derken ben bir an önce Filizi sikmek istiyordum ama gündüzleri sevişemediğini söyleyip benden kaçıyordu,sanırım kocasının olmaması da tedirgin etmişti,ara ara öpüşüyorduk ve bacaklarını okşuyordum,elimi kilotunun üstüne attığımda altımdan kaçıyor ve sabırlı olmam gerektiğini söylüyordu,ben de Filizi kırmamak ve kabalık yapmamak adına sabrediyordum. Neyse ki akşama yakın kocası geldi merhaba faslından sonra Filiz daha da rahatladı,bir ara kocası salondayken deliler gibi öpüşmeye başladık,göğüslerini çıkarmış yalıyor ,tangasını yana sıyırıp amını okşuyordum ki bir de baktık kocası gelmiş sandalyeye oturmuş bizi izliyor,şaşkınlıkla sen ne zaman geldin deyip gülüştük,Murat ta yatak odasında daha rahat edersiniz deyince soluğu el ele yatak odasında aldık.Artık deliler gibi öpüşüyor,sevişiyorduk Filizle ,bana bak akşam olunca nasıl değiştim fark ediyor musun?demesi beni delirtmişti,artık dudaklarını,göğüslerini morartıncaya kadar emiyordum,bir ama amına yumulmuş yalarken dilimi çok iyi kullandığımı söylemesi beni daha da azdırmaya yetmişti.Göğüs uçlarını içime çekerek emince ben canının yandığını düşünmüştüm ama altımdaki orospunun daha da hoşuna gittiğini inelemelerinden fark ettim.Artık yarağını amımda istiyorum demesiyle içine girmem bir oldu,vıcık vıcık sulanmış amı sikimi kolayca aldı,artık sikim amında,göğüsleri ağzımda,ellerim de vücudunu okşamaktaydı.Arada kocasına baktığımda bizi kapıdan izlediğini ve wc ye gidip geldiğini fark ettim,demek ki bizi izleyerek 31 çekiyordu,bir ara Filizimin çığlıkları iyice artınca geldi ve karısının ağzını kapattı sesler duyulmasın diye.İçinde bir müddet gidip geldikten sonra domalmasını söyledim ve arkadan amına yerleştirdim,çünkü göt deliğine kesinlikle dokundurmuyor yalamama bile izin vermiyordu,o kadar yarak yemesine rağmen götü hala bakireydi,Filiz sikimin verdiği zevkle kendinden geçmiş inliyordu ama artık dayanacak halim kalmamıştı,o iri kalçalarına ,sırtına ,tangasına boşaldım ve üzerine yığıldım kaldım.İri kalçalar derken hayatımda altıma yatan en büyük kalçalar diyebilirim,gerçekten de dolgun, beyaz,temiz kalçalar hala aklımdan çıkmıyor.Bu ilk seferdi ve sabaha kadar toplam 5 defa siktim,her seferi birbirinden güzeldi,mesela 2.de kırmızı tül geceliğini ve tangasını giyip yatağa uzanarak, küçük mumlar yakarak beni çağırmıştı odaya,3.de artık yeter,doydum yarağına demiş ve bu sikmemde kocasını bacaklarını tutarak bana yardımcı olmuştu,gerçekten de harika oluyordu,kocası olaya hiç girmiyordu sadece karısına sarılıyor,öpüşüyor ve karısının kalın bacaklarını açıp daha rahat sikmemi temin ediyordu.O gece tvde önemli bir maç vardı ve ben karısını sikerken maçı kaçırmıştım bir ara Murata maçın skorunu sorduğumda ,sen onu boşver kendi maçına bakdemesi hoşuma gitmişti,gerçekten de adamın karısını gözleri önünde sikiyordum ve bu durumdan herkes mutluydu,acaib bir duygu açıkçası ama karısı loş odada sevişmeyi sevdiği için karısının amına girip çıkan yarağımı çok net göremedi sanıyorum ama bir ara Filizin ağzına vermiştim ve odanın kapısından çok net görmüştü sikimi Murat,daha sonra laf arasında gayet büyük bir sikimin olduğunu ifade etmesine şaşırsam da sevinmiştim. 4.seferden sonra uyuyalım dedik ve aynı yatakta bir tarafında kocası bir tarafında ben ,ortamızda Filiz uyuduk,normalde öğlene kadar uyumam lazımken saat 8 gibi uyandım,baktım ikisi de uyuyor,elimi Filizin bacak arasına atıp amını okşamaya parmaklamaya başladım,uyku mahmuru olmasına rağmen kesik kesik inliyordu,orospu ruhlu Filizim amından hiç çıkmasa yarak yine de şikayetçi olmayacak ,ben sabah sabah kızar diye çekiniyordum ama o sanki bu anı bekliyormuş gibiydi,dudaklarına yapışıp öpüşmeye başladık,amı iyice sulanınca tangasını yana sıyırdım ve içine girdim,attığı çığlık üzerine kocası da uyandı ve şaşkın bakışlarla bizi izlemeye başladı,Muratın istediği eve geldiğinde karısını sikilirken görmekti o olmamıştı ama karısının inleme sesiyle uyanmıştı,olayın şaşkınlığını atıp karısına sarıldı,dudaklarını öpmeye okşamaya başladı,Filizimin bir göğsünü o emerken diğerini de ben diliyordum,karısını akşam siken ben değilmişim gibi deliler gibi sokup çıkartıyordum karısının amcığına,daha sonra orospu karısına yatağın kenarına domalmasını söyledim,o yatağın kenarında ben yerde ayakta kalçalarını tokatlaya tokatlaya siktim,geceleyin de boşaldığım için bir türlü boşalamadım ama şikayetçi değildim çünkü altımdaki güzelliği sikiyor olmak çok güzeldi.Alında o pozisyonda götüne de sokmayı çok istedim,çünkü ben amına girip çıktıkça göt deliği açılıp kapanıyor ve aklımı alıyordu ama dediğim gibi götü bakireydi ve buna karşıydı,mecburen amını sikmeye devam ettim,uzunca bir süre siktikten sonra da sarsılarak boşaldım,o da o zamana kadar defalarca orgazm olmuştu. Saat 12 de kalktıktan sonra kahvaltımızı ettik ve müsaade isteyerek evlerinden ayrıldım.İlk başlarda olmasına ihtimal vermediğim böyle güzel bir olayı bana yaşattıkları için her ikisine de buradan teşekkür ediyorum.Böyle bir heyecanı yaşamak isteyen seviyeli,ciddi çiftleri de beklerim.Güvenilir ve samimi bir sohbet isteyen çiftler 😉

[email protected]
skype = ADULTM

Hakan

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Bürodaki Olgun Asistan 3 Yıldır Yarak Yememiş! (Ba

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Bürodaki Olgun Asistan 3 Yıldır Yarak Yememiş! (Ba

Merhabalar, ismim Barış. 26 yaşındayım ve İzmir’de oturuyorum. İzmir’e Üniversite için geldim, fakat çok sevdim bu şehri ve Üniversite’den sonra ayrılmak gelmedi içimden, Avukatlık okudum ve buraya yerleşme kararı aldım. Üniversite’den mezun olduktan 1 yıl sonra bir büroda kendime iş buldum. Büro’da 2 Avukat çalışıyorduk. Diğer Avukat, Suzan isminde, 27 yaşında bir bayandı ve benim gibi daha çok yeniydi meslekte, benden sadece 1 yıl önce başlamıştı. İlk başlarda onu gözüme kestirdiysem de, sonradan benim esas ilgimi çeken asistan Meltem oldu. Meltem çok güzel bir kadındı, fakat bizden yaşça büyüktü. Yaşını çok sonra öğrendim, meğer 39 yaşındaymış, fakat hiç göstermiyordu yaşını.

Suzan bana büroyu gezdirirken Meltem ile karşılaşınca, onu benimle tanıştırdı. Ben o ana kadar Suzan’ı sikme planları kurarken, birden ilgim Meltem’e dönmüştü. Meltem, 1.75 boyunda, esmer, kumral saçları olan, büyük ve yuvarlak dimdik göğüsleriyle dolgun kalçalarıyla çok güzel bir kadındı. Pek bir vasfı yokmuş, zaten Suzan’ın mahalleden bir tanıdığıymış, yani tanıdık olarak işe alınmış, ama gayet güzel bir kadındı. Büro’da çalışmaya başladım, aldığımız davalar üzerinden para kazandığımız için belirli bir maaşım yoktu, ama her ay güzel bir para kazanıyordum bana göre. Fakat işe başlamamın üzerinden 2 ay geçmişken çok güzel bir dava aldım. Büyük bir şirketin yönetim kurulundan birinin avukatlığını yapacaktım. Eğer kazanırsam 15.000 Lira gibi bir para alacaktım, ki büyük bir paraydı benim için. Fakat gerçekten bu dava için çok kafa patlatıyordum, herkes bürodan çıktıktan sonra bile ben kalıyor ve davaları araştırıyordum.

Suzan bana sormuştu, “Bu davayı kazanırsan bize ne ısmarlayacaksın?” diye. Ben de, eğer kazanırsam, onları çok iyi bir yerde yemeğe çıkartacağıma dair söz vermiştim. Ki kazandım da. Tabii davayı kazanmam 2,5 ay gibi bir süremi almıştı. Mayıs ayına gelmiştik. Bir akşam mesaimiz bittiğinde, çıkarken, “Hadi size verdiğim sözü tutayım!” dedim. Suzan, “Ne sözü?” dedi. Ben de, “Yemek sözüm vardı!“ dedim. Suzan, “Saçmalama ya, şakasına söyledim ben onu!” dedi. Ben ısrar ettim, en sonunda kabul ettiler ve benim arabama doluşup, sahil kenarında lüks bir restorana gittik. Yemeklerimizi yedik, içkilerimizi içtik, güldük ve eğlendik. Ben çok fazla içmemiştim araba süreceğim için. Hesabı ödedim ve kalktık. Biraz pahalıydı, ama ne de olsa sözüm vardı ve cebime 15 bin lira gibi bir para girmişti. Arabama bindik, önce Suzan’ı evine bıraktık. Meltem ile arabada yalnız kalınca, o anda aklıma bir fikir geldi ve onunla bu anı değerlendirecektim. Meltem ile sohbet etmeye başladık, konu evliliğe gelince, Meltem bana, “Sen niye evlenmiyorsun bakayım?” dedi. Ben de, “Sen niye evli değilsin?” dedim.

Meltem bir an duraksadı. Kendi sorusuyla tuzağa düşürmüştüm onu. Bana, “Ben zaten 5 yıl evli kaldım, 3 sene önce boşandım!” dedi. Ben de, “Üzüldüm. Peki ondan sonra evlenmeyi düşünmedin mi?” dedim. Meltem, “Hayır, yalnız yaşamak hoşuma gidiyor!” dedi, sonra da, “Sen niye evlenmedin onu söyle?” dedi. Ben de, “Her çiçekten bal almak hoşuma gidiyor!” dedim. Güldü ve “Ooo, çapkınız yani?” dedi. Ben de, “Evet, aynen öyle! Ya bak ne diyeceğim, ben araba kullanacağım diye restoranda çok içmedim. Seninle sohbet te çok güzel, istiyorsan bana gidip birşeyler içelim mi?” dedim. Meltem biraz duraksadı ve “Bilmem, olur mu ki?” dedi. Ben de, “Sen de yalnız yaşıyorsun, ben de, merak edecek kimsemiz yok. Eğer bana güvenmiyorsan evine bırakabilirim?” dedim. Meltem, “İyi tamam, ama ben bu gittiğimiz yerde içitiğimiz gibi şarap falan sevmiyorum. Rakı olursa gelirim!” dedi ve güldü.

Ben de, “Gerçekten mi? Ben de Rakıyı çok severim, ama siz içmezsiniz diye açtırmamıştım.” dedim. Meltem, “Rakı içeriz o zaman!” dedi. Ben de, “Tamam!” dedim. Evde Rakı olmasına rağmen, garanti olması için eve giderken tekele uğradım ve oradan da bir 100’lük Rakı aldım. Daireme çıktık. İçeriye girince ben mutfağa geçtim, Meltem de evi gezmeye başladı ve “Güzelmiş evin!” diye seslendi. “Teşekkür ederim!” dedim. Meltem’in o gün altında yeşil bir kalem etek ve üzerinde de beyaz bir Straplez bluz vardı. Büyük göğüsleri o dar bluzun altından fırlayacak gibiydi ve ben gördükçe azıyordum. Rakıları balkona çıkardık ve mutfakta hazırladığım meyve tabağını, mezeleri ve çerezleri götürdüm. Mayıs ayında olsak bile hava soğuktu. İçerden, bacaklarımızı örtmek için pike getirdim. Balkondaki divanda yan yana oturuyor, tüm şehri izlerken Rakılarımızı yudumluyorduk. Bir yandan da konuşuyorduk, herşeyden bahsetmeye başladık. Birinci kadeh, ikinci kadeh, üçüncü kadeh… derken ikimizin de kafalar çakırkeyf olmaya başladı, ama kendimizi biliyorduk. Sarhoş değildik.

Artık kendimi tutamıyordum, elimi eteğinin üzerinden bacağına attım ve okşamaya başladım. Meltem önce elime baktı, sonra bana baktı ve “Ne yapıyorsun?” dedi. Ben de, “Seni çok arzuluyorum. Hastayım sana. İkimiz de yalnızız!” dedim. Meltem tam kafamdaki olgun kadın fantazisine uygun kadındı ve onu kaçıramazdım. Bugün onu sikecektim, başka çaresi yoktu. Meltem gözlerime bakarak, “Olur mu ki?” dedi. Ben de, “Neden olmasın? Bizi tutan şey ne?” dedim. Meltem, “Bilmem ki, yani birden böyle?” dedi, ama kendisi de istiyordu. Meltem’e, “Hadi ama, ikimiz de bundan zevk alacağız ve pişman olmayacağız. Kimseyi aldatmış olmayacağız!” dedim. Meltem gülerek, “Sen bu gece beni sikmeyi kafaya koymuşsun!” dedi.

Gülümsedim ve dudaklarına yapıştım, öpüşmeye başladık. İkimiz de bu anı bekliyormuş gibi delice öpüşüyorduk. Elinden tuttum Meltem’in ve “Gel benimle!” dedim. İçeriye girdik ve hızlıca yatak odama geçtik. Yatağa fırlattım Meltem’i ve ışığı açtım, gülümsüyordu. Meltem’i öpmeye başladım tekrardan ve ellerimi bluzunun üzerinden göğüslerine götürdüm. Straplezdi, yani askısız olduğu için direkt bluzu aşağıya çekmemle birlikte sütyenden taşan göğüsleri serbest kaldı. Meltem ile birbirimizi yer gibi öpüşürken, ellerimi göğüslerinde dolaştıyordum. Büyük göğüsleri avcuma sığmıyor adeta taşıyordu.

Meltem beni üzerinden kaldırdı ve bluzunu komple çıkartıp kenara attı. Ardından sütyeni de çıkardı. Sonra da beni soymaya başladı. Tişört, pantolon derken boxerimle kaldım ve onu da çıkartınca kalkmış yarrağım serbest kaldı. Eğilerek yarrağımı yalamaya başladı. Eğilince kalçası havaya dikilmişti ve ben de kalçalarını okşamaya başladım eteğinin üzerinden. Meltem yarrak yalama konusunda gerçekten süperdi. Yarrağımı yalarken, saçlarını tutup iyice bastırmaya başladım ve “Harikasın, devam!” dedim. Meltem kafasını kaldırdı ve “Çok mu azdın?” dedi ve tahrik edici bir gülüş attı. Kalçasına hafifçe tokat attım ve “Yala aşkım!” dedim. Meltem tekrardan sikime yumuldu.

Şimdi daha da istekli ve arzulu yalıyordu artık. O yaladıkça ben uçuyordum zevkten. Meltem bir süre sonra sikimi yalamayı bıraktı, sikim adeta parlıyordu ıslaklıktan. Gülümsedi bana, ona saldırdım ve dudaklarına yapıştım. Çok fena azdırmıştı beni orospu, ama hayatının sikişini yaşayacaktı birazdan. Hemen eteğini çıkarttım, kırmızı dantelli bir külot vardı altında. Onu da çıkartıp kenara fırlattıktan sonra, yatakta Doggy pozisyonuna getirip, kalçalarını ayırdım ve amına yumuldum. Sulanmış amını resmen dilimle bitirdim yalaya yalaya. Meltem artık inlemeyi geçmiş, aldığı zevkten bağırıyordu.

Hiç, birileri duyar, rahatsız olur falan aklımda değildi. Meltem 2-3 dakika içinde orgazm oldu. Ayağa kalktım ve arkasında yerimi aldım. Sikimi mızrak gibi bir anda sıcacık amına soktum. 3 yıldır yarrak görmemiş amı daracıktı ve ben siktikçe Meltem harika bir şekilde inliyordu. Onun inlemesinden ben dahada tahrik oluyordum, artık kendimi tutamamaya ve istemsiz sesler çıkartmaya başladım. Meltem ise zevkten uçmuştu adeta ve ben daha ilk seferimi yapamadan o ikinci defa orgazm oldu. Ben de artık yavaş yavaş istemsizce kasılıyordum, gelmek üzereydim. Ve son anda amından çıkıp, kalçalarına boşalmaya başladım. Döllerim o kadar hızlı çıktı ki, beline kadar gelmişti. Meltem yatağa yüz üstü yığıldı. Ama onunla işim daha bitmemişti.

Yarrağım inmeden hemen Meltem’i çevirdim ve sırtüstü yatırdım yatağa. Bacaklarını omzuma aldım ve amına tekrar kökleyip, sikmeye devam ettim. Bir elim göğüslerindeydi ve yoğuruyordum. Bir süre böyle siktikten sonra amından çıktım ve hiçbir şey söylemeden yarağımı götüne bastırmaya başladım. Gerçi biraz acı çekecekti, göt deliğini hiç yalamadan, ıslatmadan, kuru kuru sokacaktım, ama olsun. Yavaş yavaş ve azıcık azıcık sokarak, götüne tamamen girmem yaklaşık 5 dakika sürdü. Sonra hızlıca pompalamaya başladım. Meltem ilkin, “Nolur yavaş tatlım, acıyor!” diye bağırıyordu, ama birkaç dakika sonra, “Daha hızlı bebeğim!” diye bağırmaya başladı. Meltem’i götünden 20 dakika kadar siktikten sonra içine boşaldım ve dudaklarımız birleşti. Biraz dinlenip duşa girdik…

Meltem o günden sonra, neredeyse haftanın 4-5 günü bende kalıyor. İlişkimiz ise halen hız kesmeden devam ediyor. Meltem şuan 41 yaşına geldi, ama halen çok sağlam sikişiyor!

[Barış]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Zevk saatleri

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Big Tits

Zevk saatleri
Ben Aydın, yirmidokuz yaşında bir erkeğim. Hiç aksatmadan sizi takip ediyorum. Genelde büyük şirketlerin danışmanlığını yapıyorum. Aynı zamanda borsayla ilgileniyorum. Geniş bir çevrem var. Eğlenmeyi ve kadınları çok seviyorum. Aynı benim gibi düşünen ve kadınlığını doyurmak için her çılgınlığı yapmaya hazır bir kadınla yattım. Onunla yaşadıklarımı size yazıyorum.

Çok büyük bir işten alnımın akıyla çıkmış, danışmanı olduğum şirkete büyük bir meblağ olan bir servet kazandırmıştım. Bu şirkete ait birkaç sosyete barı vardı. Patron bana güzel bir kıyak yaptı. “Sen hiçbir şeye karışma. Doğru Kedi Bar’a git. Orada seni bekleyen bir sürpriz var” dedi. Patronun sürprizlerine bayılırım. Bir keresinde bana süper lüks bir tatil hediye etmişti. “Sen ne dedin de yapmadım patron. Gözü kapalı giderim” deyip arabaya atladığım gibi soluğu barda aldım. Kapı kilitliydi, bende zile bastım. Açılan kapıyla birlikte karşımda bir afet belirdi. Parlak minicik bir bikini giymiş sarışın yavruyu şöyle bir süzdüm. “Seni bekliyordum” diyerek kravatımı tuttu ve beni çekerek içeriye aldıktan sonra kapıyı kilitledi. Sülün gibi bir karıydı. Memeleri bikiniden taşıyor, kalçalarının yuvarlak kıvrımları enfes bir seksilik taşıyordu. “Özel dakikalar için hazır mısın?” diyerek bana içki ikram etti. Barda sadece ikimiz vardık. İçerisi loş ve sıcaktı. Slow bir şarkı çalıyordu sette. “Güzelim, adını söylemeyecek misin?” dedim. “Damla benim adım, yakışıklı bir erkek olduğun için çok şanslıyım” diyerek çenemi öptü. Dudaklarının ıslak dokunuşuyla tüm erkekliğim ayaklandı. Elimi kızın beline atıp kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. Memelerini bikininin üstünden okşamaya, uçlarını ezmeye başladım. Damla bacağını kaldırıp dizime koydu. Bu hareketiyle amcığının etli dudakları gerilmişti. Bikininin ağına parmağımı takıp amcığını okşamaya başladım. “Kadınlığın yumuşacık güzelim” diyerek işi ilerlettim. Artık parmağım amcığının ıslak derinliklerine dalıp çıkıyordu. Kadın gözlerini kapatmış “Ihh, harika dokunuşlar ıımmm!” diyerek göğüslerini örten kumaş parçalarından kurtuldu. Bir çift meme uçları kabarmış halde suratıma doğru atıldı. “Damla uuhh, senin içinde olmak istiyorum” diyerek memelerine dil attım. Meme uçlarının çevresinde dilimi gezdirdikçe kadın elini sikime bastırıyor, çekerek tam kıvamını bulmasını sağlıyordu. Birden bacağını kaldırarak havada bir daire çizdikten sonra güzel dişiliğini kalkık sikime ortalayıp kucağıma çıkıverdi. “Seviş benimle, erkek olduğunu hissettir bana” diyen kadın amının pembe dudaklarını açmış, sikimin içine girişini şehvetli bir titremeyle karşı duvardaki aynadan seyrediyordu. Sağ elinin işaret parmağını ağzına götürüp bir güzel yalarken sikimi dişiliğinin kavurucu derinliklerine çekiyordu. Yalayıp ıslattığı parmağını ağzından çıkarıp bızırının üstüne koydu ve bir yandan doğrulup tekrar sikime otururken, bir yandan da bızırıyla oynamaya başladı. “Şakk, şukkk, şakkk, şukkkk!” diye sesler çıkara çıkara sikimi ıslak ve zevkten kasılan amcığa gömüp çekiyordum. Diri memeler hopluyor, yüzü aldığı zevki ayna gibi yansıtıyordu. Sırtını, beline kadar inen çukurluğu dilimle dolaşarak kadının kulak memelerini, boynunu emiyordum. Teninin hafif tuzlu ama tadına doyulmaz bir lezzeti vardı. Sikiştiğimiz için teninden ve amcığından dayanılmaz çekicilikte bir koku çıkıyordu. Tüm gücümü kontrol ederek kadını öne doğru domalttım ve amcığına seri darbelerle giriş çıkış yapmaya başladım. “Ohh, posasını çıkaracaksın dişiliğimin, vur dedikse öldür demedik erkeğim. Ohh her gün bu kadar yarak yesem amcığım kevgire dönerdi. Ne ben, ne de beni siken zevk alamazdı fallafoş olmuş dişiliğimden. Ohh, ohh, dur… Kaçıncı kez boşalıyorum. Ooohhhh, oohhhh, yarak yemeye bayılıyorum, ölüyorum zevkten ohhhhhhhhhhh!” diyen kadın kalçalarını salladıkça sikimde amcığının ta dibinde çalkalanıyordu. Kapana kısılmış gibi daracık yerde kalan sikim patlamakta gecikmedi. “Üff, yaktın kız beni. Patlattın, uuhhhh, akıttın sikimi!” diyerek kadının memelerine yapıştım ve sikimi kökleyerek kısa aralıklarla attırdım. Damla “Hemen dönerim aşkım” diyerek içeri gitti. Bende sigaraya düşkün olmadığım halde bir sigara yaktım. Yemeklerden ve seksten sonra iyi gidiyor. Bardağımdaki içk**en büyük bir yudum alıp kendi kendime “Hayat bu işte!” dediğimde Damla geldi ve “Bir daha, bir daha istiyorum” diyerek karşımda seksi hareketlerle dans etmeye ve yanıma gelip dilini sikime sürmeye başladı. İnce vücudu, dolgun göğüsleri benim ufaklığı kaldırmaya yetti. Onu masaya dayadığım gibi geçirdim. İçinde olmanın hazzı bambaşkaydı. “Şlapp, şloppppp!” diye saydırırken kadın “Ohhhh, bu defa içir bana sütünü, oohhh!” diyerek beni uyardı. Boşalacağım zaman onu sikmeyi bırakıp ağzına soktum. Kadın hem yaladı hem yalandı ve attırdığım belleri içip bana bu zevki de yaşattı.

Damla’ya ve bu sürprizi hazırlayan patronuma ne kadar teşekkür etsem azdır. Laf aramızda ben bunu hak etmesem asla böyle bir muamele de göremezdim. Bu da işin diğer yönü.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

En Yakın Arkadaşımın KocasıKızlığımı Bozdu

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

En Yakın Arkadaşımın KocasıKızlığımı Bozdu

Benim yıllardır çok sıkı dostum, arkadaşım, kardeşten öte bir kız arkadaşım Didem, yeni evlendi. Ama arkadaşlık ettikleri ve nişanlı oldukları sürece adamı hiç gözüm tutmamıştı. Samimiydik, konuşuyor, geziyorduk, ama hoşuma gitmeyen bir şeyler vardı bu adamda. Çok yakışıklıydı ve ahlaksız bir yapısı vardı. Bana bakışlarını yakalıyordum ara sıra. Bacaklarıma, vücuduma istekli istekli, sikecek gibi bakıyordu. Benim baktığımı anlayınca başını başka tarafa çeviriyordu. Arada Didem olmasaydı, o bakışlara başka türlü yanıt verirdim! Didem havalarda uçuyordu, aşktan bir şey görecek hali yoktu. Her fırsatta öpüşüyorlar, koklaşıyorlar, sevişiyorlardı. Üstü kapalı uyarmaya çalıştım, ama Didem dinlemedi, o adamla evlendi…

Balayı falan derken evleneli bir ayı geçti. Didem’in ısrarlarına dayanamayarak, bir akşam yemeği için evlerine gittim. Üçümüz, yeni ev kadını Didem’ın hazırladığı yemekleri yedik, hediye götürdüğüm güzel şarabı açıp içtik. Sohbet ettik. Her şey güzeldi, yemek, şarap, sohbet. Benim güzel arkadaşım mutluluk sarhoşuydu zaten. Kocasının ağzının içine bakıyordu. Balayını anlattılar. Oteli, denizi, havuzu falan. Hatta, kocası birara içeriye gittiğinde, Didem üstü kapalı olarak, kocasının harika seviştiğini, yatakta kendisini çok mutlu ettiğini bile anlattı.

Gece yarısına doğru kalkmak istediğimde, ikisi birden beni evime bırakmak için ısrar ettiler. Ben, gerek olmadığını, taksiyle gideceğimi söyledim. Tam bunun tartışmasını yaparken Didem ağırlaşmaya, bayılır gibi kendinden geçmeye başladı. Ben hemen, “Ne oldu Didem? Neyin var?” diye ayıltmaya çalıştım. Kocasından kolonya istedim, getirdiği kolonyayı alnına, boynuna sürüyordum. Didem halen kendinde değildi, yere halının üzerine serilip kalmıştı. Kaldıramıyordum.

Telefona davranıp 112’yi aramaya çalıştığımda, kocası tutup telefonu elimden aldı ve “Merak etme, bir şeyi yok. Uyuyor sadece…” dedi. Gözlerinde acaip pırıltılar dolaşıyordu. “Nasıl yani? Nasıl uyumak bu?” diye olayı anlamaya çalışırken, kafama dank etti. Adamın gözlerindeki parıltılar anlatıyordu her şeyi. “Uyku ilacı verdim uyuması için! Seninle yalnız kalamıyoruz hiç… Uyursa yalnız kalırız diye düşündüm!” dedi. Şeytanca yakışıklı yüzünde, yine şeytanca bir sırıtış vardı. Anlamıştım olayı, karısını uyutup beni sikecekti…

Üstüme gelmeye başladı. Tam bana sarılmak isterken buna bir tokat patlattım ve “Seni şerefsiz! Nasıl düşünürsün bunu?” diye bağırıp kapıya fırladım. Ama nafile, kapı kilitliydi. Açamayınca arkamı döndüm. Yavaşça üzerime geliyordu. Sıyrılıp balkon kapısına koştum. O da aynı şekilde kilitliydi. Sanki açılacakmış gibi kapı kolunu zorlayıp açmaya çalıştım. Tekrar dış kapıya aynı şekilde yüklendim. Yok, açılmıyordu.

Çaresizce döndüm, üstüme geliyordu. Yana kaçtım, kollarını açıp üstüme geldi. Kaçacak yerim kalmamıştı. Sırtım duvara dayanmıştı. Ellerini iki yanımdan duvara dayadı, kollarının arasında hapsetti. O yakışıklı, kirli sakallı suratı bir santim burnumun dibindeydi şimdi. Korkuyordum, “Yapma! Nasıl böyle bir şey yaparsın? Karının en yakın arkadaşıyım ben! Yeni evlisin, neden böyle bir şeye gerek duyuyorsun?” diye bağırıyordum yüksek sesle. Koca eliyle ağzımı kapadı, “Bağırma canım! Bağırırsan hem sen, hem ben, hem arkadaşın rezil oluruz mahalleye! İster misin böyle bir duruma düşmeyi?” dedi. Başımı iki yana salladım. Elbette yapamazdım bunu.

Bana, “Seni seviyorum canım! İlk gördüğüm andan beri seni istiyorum. Öyle güzel, öyle seksisin ki… Güzelliğin, giydiğin seksi giysiler bitiriyor beni! Delirtiyorsun! Hadi, zorluk çıkartma, sen de zevk alacaksın, inan!” diye fısıldıyor, ılık nefesi kulak memelerimde, boynumda dolaşıyordu. Tüm bedeniyle yaslanmıştı bana. Kasıklarımda onun kalkmış yarağının sertliğini hissediyor, bu da alarm zilleri çaldırıyordu beynimin içinde.

Elini ağzımdan çekti. Yalvarmayı denedim, “Sakın aklından bile geçirme! Bırak gideyim, şerefsiz! Nasıl bunu düşünürsün? Kız oğlan kızım ben. Hem sen… Sen yeni evlisin! Karın yetmiyor mu sana? Bırak beni!” dedim, ama nafile. Çırpındım, tekme vurmaya, kollarından kurtulmaya çalıştım. Umurunda bile değildi. Gözleri vahşi vahşi parlıyordu. Kafaya koymuştu, bugün, bu gece beni becerecekti bu adam. O vahşi ışıltıları görünce anladım. Kızlığımı kaybedecektim bu gece! Yine de kurtulmayı denedim. Ama olmadı.

Saçlarımdan kavrayıp dudaklarıma yapıştı. Başımı çevirdim, bir tokat yedim aniden. Sarsıldım. Tutup yere yatırdı beni. Sağa sola kıvrılıyor, üstümden atmaya çalışıyordum. Minyon tipli, 60 kilo bir kızın ne kadar kuvveti olabilir ki? İri yarı erkek ağırlığının altında eziliyordum. İki elimi tek eliyle tutmuş, halıya bastırmıştı. Bacaklarıyla bacaklarımı hapsetmiş, kıpırdamama izin vermiyordu. Didem, benim güzel arkadaşım, yanı başımızda kendinden geçmiş, baygın yatıyordu. Ona seslenmeyi denedim, ne faydası olacaksa? “Didem, nolur kendine gel! Didem! Kurtar beni!” dedim. Ama Didem’in ruhu bile duymuyordu. Kocası ise yanı başında beni yere yatırmış, sikmek üzereydi…

Nefesim kesilmiş, gücüm kalmamıştı bu hayvanın altında. Kendimi bıraktım, mücadele edecek halim kalmamıştı. Baskıyı hafifletti. Bluzumun yakasından tutup aşağıya çekti, yırtarak çıkardı. Sütyenimin askılarını kopardı, fırlatıp attı. Boğuşmanın etkisiyle nefes nefese kalmıştım, göğsüm aşağı yukarı inip kalkıyordu. Belden yukarım çıplak, gözlerinin önündeydim. O da bir an durup hayranlıkla seyretti memelerimi, “Ohhh! Canım benim! Çok güzelsin! Harikasın!” diye soludu. Sonra eğilip öpmeye başladı. Dudakları sıcak sıcak, memelerimde, uçlarında dolaşıyordu.

Sol eliyle ellerimi bastırırken, sağ elini aşağıya okşayarak indirdi. Eli, çıplak bacaklarımı okşaya okşaya, boğuşurken sıyrılan eteğimin altına girdi. Bacaklarımın içlerini okşayarak yukarı çıktı. Külodumu avuçladı. İrkildim. Ama hareket edemedim. Ağlıyordum. “Bırak! Lütfen bırak beni! Dokunma bana! Zarar verme!” diye yalvarıyordum. Dinlemedi beni. Elleri okşamaya devam etti. Şimdi hazineme ulaşmıştı parmakları. En kıymetli hazinemi, evet, amımı okşamaya başlamıştı parmakları. Ve o anda dehşetle bir olayın farkına vardım: Zevk alıyordum!

Evet. Her yandan ateş altındaydım. Dudakları memelerimin uçlarındaydı. Islak dili memelerimde, kabarmış meme uçlarımda dolaşıyordu durmadan. Etli dudaklarının arasına hapsediyor, diliyle okşuyordu meme uçlarımı. Ya parmakları? Çıplak amımı, klitorisimi okşayan o parmaklar. Dakikalar boyu sürüyordu bu durum. Kasıklarımda bir ateş, bir yangın başlamıştı artık. Ve o yangın gittikçe büyüyor, tüm vücuduma yayılıyordu.

Islandığımı hissediyordum. İçimden sular akıyordu sanki. İnanamıyordum buna. En yakın arkadaşım yanı başımda baygın yatıyor, kocası ise her yerimi okşuyor, öpüyor, emiyor, beni zevkten kıvrandırıyordu. Duygularımı anlatamam. Korku, dehşet, heyecan, zevk, utanma, vicdan azabı. O her tarafımı okşayıp yalarken, ben içimden kendi kendime konuşuyor, telkin etmeye çalışıyordum, (Tamam, sen bir kadınsın. Hayvanın okşamalarından zevk alabilirsin, ama kendini kaptırma. Geçecek bu. Şeytanın seni alt etmesine izin verme. Hayır!) diye.

Elimde olmadan ağzımdan, “Ihhh…” diye bir inilti koptu. Ve hayvan da anlamıştı zevk aldığımı. Parmağını amımdan çekti, ıslanmıştı parmakları, ışıkta amımın sularıyla parlıyordu. Parmağını kokladı, yaladı bana bakarken. “Görüyor musun aşkım, nasıl zevk alıyorsun! Nasıl ıslanmış amcığın! Hadi bırak kendini bana, zevkine var!” diyordu.

Bıraktım ben de. Elini eteğimin kopçasına getirip kopardı. Eteği sıyırıp bacaklarımdan çıkardı. Minicik pembe külodumla kalmıştım. Hemen arkadan koparırcasına onu da çıkardı. Çırılçıplaktım şimdi. Utançla ellerimi apış arama götürdüm, hazinemi saklamaya çalıştım. Gülümseyerek yavaşça elimi tuttu, kenara çekti. Hayran gözlerle bakıyordu amıma. Yeni ağda yapmıştım. Amımı bir süre seyretti, sonra eğildi, öptü. Elimde olmadan yine, “Ooohhh…” diye inledim. Kapalı tutmaya çalıştığım bacaklarımı araladım yine elimde olmadan…

Ve ağzı, benim göz değmemiş, el değmemiş amıma kapandı. Islak dilini hissettim amımda. Ne oluyordu bana böyle? Nasıl bir zevkti bu? Hele dilinin ucunu klitorisimde hissettiğimde mahvoldum. Beynimde şimşekler çakıyordu sanki. İki elimi halının tüylerine geçirmiş, kasılmış parmaklarımla yoluyordum zevkten. Ama yine de ona katılmıyor, zevkini arttırmamaya çalışıyordum. Ama ne kadar saklayabilirdim aldığım korkunç zevki? Gözünü benden ayırmadan yalıyordu amımı. İçimden akan sular, zevkten kızaran yüzüm, kısılan gözlerim her şeyi anlatıyordu ona…

Sonunda yalamayı bırakıp kalktı. Aceleyle üstünde ne varsa çıkarıp attı. Şimdi aralık bacaklarımın arasında, heykelsi, kaslı, sportmen vücuduyla dizlerinin üstünde duruyordu. Az önce kasıklarıma bastırdığı sertlik serbest kalmış, yarağı havaya dikilmişti mızrak gibi. Muhteşem bir yarağı vardı. Biçimli, damarları kabarmış, geniş şapkalı bir şey…

Dizlerinin üzerinde yanaşıp o yarağı ağzıma yaklaştırdı. Ne istediğini anlamıştım, başımı diğer yana çevirdim. Saçımdan tutup kavradı. Can acısıyla istediğini yaptırıyordu bana. Ağzıma dayadı yarağını. Ağzım sımsıkı kapalıydı. Diğer eliyle çenemi tutup sıktı. Acıyla açılan ağzıma taş gibi olmuş yarağını sokuverdi…

Çaresizdim. En ufak hareketimde saçlarımdan asılıp canımı yakıyordu. İstediğini yaptım ben de, yarağını yaladım, emdim. Zorlukla ağzıma sığan yarağını vantuz gibi emiyordum artık. Porno videolarda seyredip mastürbasyon yaptığım oral sahnelerindeki kadınlardan farkım yoktu şimdi. Aklımda o videolardan ne kaldıysa, ağzımla, dilimle hepsini yaptım yarağına. O ise başını arkaya atmış, iki eliyle saçlarımdan kavramış, yarağını ağzıma sokup çıkarıyor, sonra yalamamı bekliyordu. Ben de yalıyordum boylu boyunca. Yaladım, yaladım… Neden boşalmıyordu bu hayvan? Yoksa planını önceden yapmış, karısına uyku hapı, kendine geciktirici falan mı almıştı sapık herif? Herhalde öyle olmalıydı. Dakikalarca yaladığım halde, zevkten böğürdüğü halde boşalmıyordu bir türlü…

Sonra bıraktı yalatmayı. Bacaklarımın arasına girdi tekrar. Tükürüklerimden ıslanmış yarağını, benim zevk sularımla ıslanmış amıma sürttü. Eliyle tutup boydan boya gezdirdi ıslaklığımda. Klitorisime baskı yaptığında kıvrandım. “Yapma… Bana bu kötülüğü yapma! Kızım ben. Bekaretime zarar verme. Bırak ağzımla boşaltayım seni!” diye inledim tekrar. “Çok güzel yalıyorsun tatlım. Müthiş oral yapıyorsun. Ama merak etme aşkım, seni öyle seveceğim ki, kendin yalvaracaksın içime gir diye!” dedi.

Öyle de oldu… İçime girmeden üzerime abandı. Kasıklarıma yaslanan yarağını ayırmadan dudaklarıma yumuldu. Etli dudaklarıyla dudaklarımı emmeye başladı. Eli bir mememi avuçlayıp sıkarken, dilinin ucuyla dudaklarımı okşuyordu bir yandan da. Nefes alabilmek için dudaklarımı araladığımda içime girdi o dil. Dilimi okşuyordu. Kendimden geçiyor, bayılacak gibi oluyordum. Nefes alamıyordum. O geniş kaslı göğüslerinin altında eziliyordu memelerim…

Namussuz adam öyle güzel öpüyordu ki, öyle güzel sevişiyordu ki, her yerime ayrı ayrı aynı anda zevk yıldırımları salıyordu sanki. Dayanamıyordum artık. Kasmaya çalıştığım bacaklarım, kendiliğinden sonuna kadar ayrılmıştı şimdi. Ve o açılan bacaklarımın arasında kıpırdayıp duruyordu yarağı. Hayvani yarağının sert başının amımın girişini zorlamaya başladığını hissediyor, içime girebilmesi için kalçalarımı oynatıyordum. O ise hiç acele etmiyordu. Beni zevkten zevke sürüklerken, memelerimle, dudaklarımla haince oyalanırken, hiç aldırış etmeden, sertliğinden bir şey kaybetmeden öylece bacaklarımın arasında duruyordu…

Zevk sularımın taştığını, arkamdan halıya süzüldüğünü hissediyordum. Sonunda dediği oldu. Yalvardım, “Hadi, gir içime artık! Bitsin bu işkence! Sok şunu içime namussuz!” diye. Gülümsedi dudaklarımın içinde, “Emin misin? İstiyor musun gerçekten?” diye sordu. Haykırdım, “Evet! İstiyorum hayvan herif, istiyorum! Ne yapacaksan yap, bitir şunu, bitir işimi, dayanamıyorum artık!” diye.

Ve doğruldu. Bacaklarımın arasında yerleşti iyice. Gözlerini gözlerimden ayırmadan kalçalarını bastırdı içime doğru. Yarağının başının amımın girişini zorladığını hissettim. Girdi. O kadar ıslanmıştım ki, kaydı içime yavaşça. Başı girdi. Durdu. Gözlerime bakıyordu. Bense heyecanla, titreyerek bekliyordum onu. Ve tüm kalınlığıyla bastırıverdi içime. Bir sızı duydum içimde. Kollarımı boynuna sardım. “Ahhhh!” diye inledim. Acının bitmesini bekledim. O da bekledi. Sonra hareket etti. Yavaş yavaş. Soktu. Çıkardı. Soktu. Çıkardı. Hızlandı. Hızlandı. Zevk suları fışkırıyordu bacaklarımın arasından. İnanılmazdı hissettiklerim. Böyle bir zevk olamazdı. Resmen çığlık atıyordum zevkten. Zirveden zirveye uçuruyordu beni hayvan herif…

En sonunda boşaldı içime. Döllerinin sıcaklığını rahmimin derinliklerinde hissedince ben de delirdim. Tırnaklarımı sırtına, dişlerimi omuzuna geçirip, haykırdım, haykırdım, haykırdım…

Kasılmalarımız bitince üstümden yuvarlandı yanıma. Sırtüstü uzandı. Yan dönüp başımı onun inip kalkan göğsüne koydum. Kalbinin çılgın bir tempoyla atan gümbürtüsünü duyuyordum. Ellerimle, dümdüz, sert karnını okşadım. Bacağımın biriyle, onun sert, erkek kaslı bacaklarını sardım. Halen zevk alan amımı, onun kıllı, sert bacağına dayadım. Bastırdım. Amımda bacağının sıcaklığını, sertliğini duyuyor, zevkten kasılıyordum. Bir süre böyle kaldık. Dinlendik. Sonra kalktı. Beni de elimden tutup kaldırdı.

Zavallı Didem, halen baygın vaziyette uyuyordu halının üzerinde. Eğilip yerde yatan arkadaşımın omuzlarından tuttu, bana baktı, ben de ayaklarından tuttum, kaldırıp koltuğa yatırdık. İçeriden örtü getirip üzerine örttü. Dudaklarını sevgiyle öpüp, başının altına bir yastık koydu. Ben koltuğun kenarında ayakta durmuş onu izliyordum. İçimi bir kıskançlık duygusu kavurdu birden…

Dolan, bulutlanan gözlerime baktı, anlamıştı hissettiklerimi. Gülümseyerek kalkıp geldi, beni kucakladı. Çırılçıplak birbirimize sarıldık. Ateşli ateşli öptü dudaklarımı, “Söylemiştim sana aşkım… Karımı sevdiğim kadar seni de seviyorum. Merak etme, ikinize de yetecek gücüm var benim!” dedi. Ve o güçlü kollarıyla kucaklayıp, kuş gibi kaldırdı beni. Banyoda bacaklarımdan akan dölleri, kanı temizledi özenle. Yıkadı beni. Ben de onu. Sonra yine kucaklayıp üzerimizdeki akan su damlalarıyla, çırılçıplak yatak odasına götürdü. Yatağa yatırdı nazikçe. Sonra üstüme geldi. Seviştik. Saatlerce… Sabaha kadar…

Aklımda sadece o an vardı. Hiç bir şeyi umarsamıyordum. Bekaretim… Namusum… Didem… Geleceğimiz… Hiç biri… Umursadığım tek bir şey vardı: Erkeğim! O’nun bana verdiği, yaşattığı korkunç şehvet, içinde yüzdüğüm zevk denizi. Ve artık onsuz yaşayamayacağım duygusu!

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Satılık Araba

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Blowjob

Satılık Araba

Merhaba, başımdan gelen bir olayı size anlatmak istiyorum. Kocam sonunda dırdırımdan pes ederek bana ait olan arabamı yenilemeye karar vermişti. Arabam beni istediğim yerlere ulaştırıyordu ancak çok eskiydi ve bazı aksakları vardı. Bu nedenle daha yeni, fonksiyonlu ve konforlu bir araba istiyordum, böylece birden fazla arkadaşımla da gezebilecektim çünkü arka koltukları olmadığı için yanıma sadece bir kişi alabiliyordum. Arabamın aksakları var derken de, tehlike yaratacak anlamda değil fakat örnek vermek gerekirse, ön kaputu açmak için direksiyonun altına başını sokarak daha önce var olan kol yerine, dar bir delikten elini sokarak orada mevcut olan bir kabloyu çekmeniz gerekiyordu.

Yani benim çok sıklıkta kullandığım bir şey değildi bu ancak kocam arabamın yağını veya suyunu kontrol etmesi gerektiğinde kaputu açmak için hep beni çağırmak zorunda kalıyordu çünkü deliğin darlığından ancak benim elim sığıyordu. Buda benim canımı çok sıkıyordu çünkü hem işimi gücümü bırakıp bununla uğraşmam gerekiyordu hem de sert kabloyu çekmek parmaklarımı acıtıyordu.

Bir başka sevmediğim yönü ise, bahsettiğim gibi, içi çok dar olmasıydı ve arkada koltuğu olmamasıydı çünkü ufak kargo araç tipiydi. Kocam, arabamı belirlediği ücrette satıldığı taktirde, bana o zaman başka araba alacağına söz vermişti. Ancak, bu ücretin altına düşmeyeceği için işim çok zordu o nedenle ne yapıp ne edip arabamı bir şekilde bir başkasına pazarlayıp satmam gerekiyordu. Aklımda çok şeker yeni bir Mini vardı fakat dediğim gibi, önce ilk hedefimizi başarmak gerekiyordu.

Kocam gazeteye koyduğu ilandan birçok kişi aramıştı fakat kocam pazarlığı reddedince bunlardan sadece bir kaçı arabamı görmeye gelmişti. Ancak, onlarda arabayı gördükten sonra vazgeçmişlerdi. Moralim çok bozuktu ve ısrarlarıma rağmen kocam fiyatta değişiklik yapmamakta kararlıydı. Bir bakıma da haklıydı çünkü bu satıştan alacağı parayla ve elindeki birikmiş parayla benim istediğim arabayı ancak alabiliyordu.

Hafta arası bir gün, müstakil evimizin arka bahçe girişini su hotumu ve süpürgeyle temizliyordum. Bunu en az haftada bir yapmaya çalışırım ve toz kalkmaması için bol-bol su kullanıyorum. Dediğim gibi, evimiz müstakil olduğu için, arka bahçemiz sadece bize ait o nedenle temizlik yaparken kimse beni göremediği için çok rahat giyinebiliyorum. Temizlik yaparken her zaman çok mini olan eski beyaz tenis eteğimi giyiyorum. Bu eteğimi kocamla tenis oynamak için birkaç yıl önce almıştık ancak aşırı kısa olmasından dolayı dışarıda, tenis kortunda giymekten vazgeçmiştim ve onun yerine daha uygun bir şort almıştım.

Asında kapalı bir insan değilim ve zaman-zaman da mini etek veya elbise giyerim fakat bu etek gerçekten çok kısaydı ve ayakta dururken bile kalçalarımı ancak örtebiliyordu. Ayrıca, çok hafif ve pileli oluğu için, topa vurmak için koşup sektikçe etek sürekli yukarı havalanıyordu. Topu yerden almak için eğildiğim zaman ise popomu ortaya çıkarak etek nerdeyse belime kadar toplanıyordu. Doğruyu söylemek gerekirse vücut olarak hiç sıkıntım yok, kalçalarım yuvarlak ve dışa atıktılar o nedenle kocam kalçalarıma hayrandır ve inanılmaz seksi olduklarını söyler. Bacaklarım zaten uzun, seksi ve pürüzsüzdür, belim incecik ve göğüslerimde orta boydur, ancak ufak vücuduma göre dolgun ve normale göre daha iri görünüyorlar. Fakat yinede, yerine göre dışarıda giydiğim kılık kıyafetime özen göstermeye çalışırım.

Bu giydiğim tenis eteğinin bir özeliği daha var o da eteğin içine özel olarak dikilmiş ve kendinden ayrılmayan külotu olmasıdır. Genelde tenis etekleri bu şekilde oluyor ve belli bir oranda eteğin hafifliğinden ve de kolayca açılmasından dolayı frikik vermeyi önlüyor. Yani, kalçaları örtmekle görevlidir. Ancak, benim eteğe ait bu külotun kasık kısmı maalesef çok ince ve boldu. Kumaşın arka kısmı ise normale göre kısa olduğundan sürekli tanga gibi kalçalarımın arasına kaçıyordu.

Açıkçası, eteği sporda giymemek için bir başka sebepte buydu çünkü külot kumaşı değildi ve sadece külot şeklinde kesilmiş ince bir bez parçasıydı o nedenle kalçalarımı veya ayıptır söylemesi, mahrem bölgemi örtme görevini pek yapmıyordu. Fakat temizlik yapmak için giymek hiç sorun değildi ve bu kendinden iç çamaşırlı tenis eteğimi giydiğim zaman ilaveten başka külot giyme ihtiyacı görmüyordum. Üstelik temizlik yaparken basınçlı su hortumundan ister istemez her tarafım ıslanıyordu ve kimse halimi görmediği için içimde gayet rahattım.

Üstten ise ince ve dar penye kumaşından açık mavi olan straplez bir badi giyiyordum. Yani alttan göğüslerimin yarısını örten ve üsten tamamen açık ve dekolteli olan bir badiydi. Sanırım İngilizcesi “tube top” deniyor ve üst kısmı göğüs başlarımın hizasına kadar çıkıyordu. Yani, geniş bir kemer veya kuşak gibi düşünülebilinir o nedenle yanlışlıkla kumaşı alttan hafifçe çeksen, göğüsler aniden dışarı fırlayabilir. Tabi haliyle bu badinin altında sutyen de takmıyordum.

Ben her zaman yaptığım gibi suyla her tarafı yıkayıp süpürgeyle de mermerleri temizliyordum ki telefon çaldı. Telefon kapanmadan aceleyle ıslanmış kıyafetlerimle ve de ıslak tanga terliklerimle evin içerisine girdim ve hemen telefonu yerinden kaptım. Telefondaki kocamdı ve acilen arabanın anahtarlarını alıp gelecek olan müşteriye arabayı göstermemi istedi.

Ben bir anda afalladım ve ne yapmam gerektiğini bilmedim çünkü üstüm başım misafir karşılamak için hiç uygun değildi. Kocam tabi ki kıyafetimi bilmediği için hızlı-hızlı konuşup, “adam şimdi aradı çok istekli görüyor ve bizim mahalledeymiş, acilen arabayı görüp işine yetişmesi lazım. Ha bu arada, arabayı denemek isterse kesinlikle yalnız bırakma sende mutlaka yanında ol, ben şimdi acilen toplantıya giriyorum” dedi ve bana söz bırakmadan telefonu kapadı. Böylece ister istemez arabayı gösterip tanıtmak bana düştü.

Telefonu yerine koymamla hemen ardından kapı zili çaldı. Ben şok içinde ne yapacağımı bilmeden panik bir halde ve de her tarafım ıslak bir şekilde kaygan plaj tanga terliklerimle bir sağa koştum bir sola sonrada hiç düşünmeden kapıya yönlendim çünkü bu fırsatı da kaçırmak istemiyordum. Kıpıyı açınca karşımda uzun boylu göbekli kirli sakallı esmer iri yapılı iki tane adam gördüm. Adam doğulu bir şiveyle, “merhaba yenge, biz arabayı görmeye geldik” dedi fakat gözleri ise dikkatle her tarafımı inceliyordu. Adamların karşısına bu pasaklı halimle çıktığımdan dolayı beni o şekilde süzmeleri normaldi, sonuçta bu benim suçumdu. Ben uzanıp kapı girişindeki anahtarlıktan anahtarları hemen aldım ve arabamın bulunduğu yan tarafındaki garaj girişine yürümeye başladım, onlarda arkamdan beni takip etti.

Tabi olaylar o kadar hızlı gelişmişti ki ben hiç üstümü başımı değiştiremeden bir anda kendimi arabamı satış için sunarken buldum. Haliyle, sanırım arabadan fazla daha çok ilgi odağı bendim fakat bu müşterileri de kaybetmek istemiyordum ve ne yapıp edip adamlar pazarlık yapmadan arabamı satın almaları için ikna etmeliydim. Bu nedenle de pasaklı halimi kafamdan silmek zorundaydım, aksi taktirde müşterileri memnun edemeden kaçıracaktım. Bu satış benim için çok önemeliydi o nedenle hemen işe koyuldum.

Mahmut isimli müşteriye “buyurun anahtarları siz alınız, arabayı çalıştırabiliriniz” dedim. Adam anahtarları elimden alarak kapıyı açtı ve uzun boyundan dolayı şoför koltuğunu geriye çekti ve oturdu. Yolcu tarafına ise Ali isimli diğer adam oturdu fakat arabam bu iki adama göre gerçekten çok ufak görünüyordu çünkü iri ve uzun olmalarından dolayı arabama anca sığabilmişlerdi. Ortam çok sıkışık olduğu halde ben yinede adamlara ne kadar çok yakıştığını ve bu araba tam onlara göre diye ikna edici sözler söylüyordum. Ardından Mahmut Bey direksiyonun altına elini uzanıp ön kaputu açmaya çalıştı fakat doğal olarak çekmek için kolu bulamıyordu.

Ben bunu görünce paniklerdim ve “dur ben size onu açarım siz hiç zahmet etmeyiniz” deyip arabadan inmesini istedim. Adam bunu büyük bir eksiklik olarak görebilirdi ve arabamı almaktan vazgeçebilirdi o yüzden duruma hemen müdahale etmem gerekiyordu. Zaten o dar delikten elini imkanı yok sokmazdı. Adam arabadan indi ve ben hemen yere çöktüm ve yapacağım işlemi görebilmek için kafamı direksiyonun altına soktum. Dengemi sağlayabilmek için bir elimle fren ayakçısını tutundum diğer elimi de kaputu açan kabloyu bulmak için delikten içeri soktum.

Tabi çok uygunsuz ve dengesi zor sağlanan bir pozisyondu o yüzden bir dizimi şoför koltuğunun üzerine dayayıp diğer ayağımı da arabanın dışında bırakarak dengemi sağlamaya çalışıyordum fakat ben bunu çok kolaymış gibi göstermeye çalıştığımdan adama, “bakın çok kolay, siz hiç merak etmeyiniz” diyordum. Aksi pozisyonumdan dolayı kıçım havada adamlara doğru dikilmişti ve kafamda arabanın direksiyonun altında olduğundan adamların nere baktığını tam olarak göremiyordum fakat hemen dibimde olduklarını biliyordum çünkü aynı anda da sohbet ediyorduk ve ben maalesef halen daha ıslak olduğum için haliyle, nefeslerini ıslak cildimin üzerimde kolaylıkla hissedebiliyordum.

Bu sanırım çok normaldi çünkü ne yaptığımı görebilmeleri için bana çok yaklaşmışlardı, hatta bir tanesi dengede durabilmem için bana yardımcı olmak için kolunu karnıma dayadı, yani tam göğüslerimin altına yerleştirdi. Böylece bende vücut ağırlığımı hafifçe koluna bıraktım ve benim için kolaylık olmuştu. İki adamda iyi niyetlerini ortaya koyarak bana yardımcı olmaya çalışıyorlardı fakat beni tutan Ali Bey mi Mahmut Bey mi göremiyordum. Diğer adam ise koltukta dayalı olan dizimi rahat ve yerinde sabit tutabilmem için ayak bileğimden sıkıca tutmuştu.

İkisini de destekleri için teşekkür ettim ve aynı anda da oyalamak için konu açmaya çalıştım çünkü o sinir bozucu kabloyu bir türlü çekemiyordum. Dediğim gibi, adamlar hemen dibimde oldukları için konuşurken nefeslerini doğal olarak üzerimde hissedebiliyordum ve onlara sürekli “birazdan olacak” diyordum. Onlarda bana “evet arabanızı çok beğendik çok az kullanılmış görünüyor” diyorlardı. Bende bu kabloyu başarışta çekene kadar sohbeti uzun tutmaya çalışıyordum.

“evet, arabamı sadece gerektiği zaman kullanırım ve çok iyi bakarım”
“evet, kesinlikle çok iyi bakmışsın, buradan araban çok temiz görünüyor”
“teşekkür ederim, temizliğini hiç ihmal etmiyorum”
“belli, kaportada hiç pürüz yok, nefis görünüyor”
“umarım arabamı beğendiniz ve de kusura bakmayınız, ben biraz yeteneksiz çıktım bu konuda fakat birazdan başaracağım”
“Hiç sorun değil sen keyfine bak ve acele etme, bizde burada senin arabayı inceliyoruz zaten, evet gerçekten çok beğendik, fakat yardım istiyorsan seslen çünkü senin bu delik çok dar görünüyor”

“evet ya, çok dar ama teşekkür ederim çünkü ancak benim elim sığıyor buraya, sizinki kalın, ama merak etmeyiniz kocam ilk fırsatta tamir edecektir bunu”
“önemli değil yenge, istersen bu deliği bizde tamir edebiliriz fakat sanırım bizimki bu deliğe çok kalın gelir, sığmaz mı diyorsun?”
“evet, sizinki kalın olduğu için zor sığar ve canınızı acıtırsınız”
“peki sizin canınız acımaz mı?”
“azacık canım acıyor çünkü bu kabloyu çekmek için gücüm yetersiz fakat birazdan başaracağım”
“dur bizde sana yardım edelim o zaman”

Bunun üzerine ayak bileğimi tutan adam ayağımı bıraktı ve deliğin içindeki olan kolumu tutmak için üzerime, yani sırtımın üzerine yaslandı. Doğal olarak ortam çok dar olduğu için gidebilecek başka yeri yoktu ve ister istemez kalçalarımın üzerine dayanmak zorunda kaldı. Öbür yandan ise beni karnımdan, yani koluyla tam göğüslerimin altından destek veren adam ise boşta olan elini bacaklarımın arasından kasık bölgeme çok yakın bir yerden tutu ve bana “sen hazır olunca söyle aynı anda çekmen için sana yardımcı olacağız” dedi.

Bende “hazırım” dince ikisi aynı anda yüklenmeye başladı. Kolumu tutan adam acıtmadan kolumu hafifçe çekiyor fakat dengesini sağlayabilmek içinde ister istemez kalçalarıma hafifçe yükleniyordu. Öbür adam ise karnımdan koluyla bir ileri bir geri hareketler yapıp arkadaşına destek vermeye çalışıyordu. Ancak, diğer eliyle de kendi dengesini sağlayabilmek için, ister istemez kasık bölgemi sıkıp-sıkıp bırakıyor fakat bahçe temizliğimden halen daha altım ıslak olmamdan dolayı, eli yavaş-yavaş ıslaklık nedeniyle daha da yukarı kayıyordu.

Herkesin bu istikrarlı çabasına rağmen o sinir bozucu kabloyu yeterince güç sarf edemediğim için halen daha açamamıştım kaputu fakat kimsenin de morali bozulmaması için ve arabam yüzdende rezil olup müşteriyi kaybetmemek için de, adamlara “oluyor merak etmeyiniz, biraz daha gayretle olacak şimdi, siz merak etmeyiniz” diyordum. Ancak, bunu dememle adamlar daha da hırslanıp destek olabilmek için daha sert ve hızlı yüklenmeye başladılar.

Üzerimde dayalı ve de kolumu tutan adam kendi kasıklarını kalçalarımın üzerine dada yapıştırarak benim kabloya hamle yapabilmem için aynı anda kolumu çekiyor fakat aynı anda da kolumu çekebilmesi için kalçalarıma kendi önüyle sertçe yüklenip vuruyordu. Adamın önüyle kalçalarıma aldığım bu ufak darbelerden dolayı, doğal olarak benim o ince hafif tenis eteğim tamamen açılıp belime kadar yukarı katlanmıştı.

Eteğin kendi iç çamaşır olan kısım ise sert sürtünmelerden dolayı tamamen yerinden kopup kendisinden eser kalmadığını hissettim çünkü vajinamı sözde kapatan ve kalçalarımın arasındaki o ıslak yapışık kumaşı artık hissedemiyordum. Bunun yerine, kimsenin elinde olmayan sebeplerden dolayı maalesef artık kabak gibi meydanda olan iki deliğime arkamdaki adamın önü dayalıydı. Allahtan ki pantolon giyiyordu. Diğer adam ise olaya ayak uydurabilmek için o da hareketlerini hızlandırıp artık kolunu ve ellerini de kullanarak beni daha hızlı ileri geri hareket ettiriyordu.

Fakat bu durum karşısında istenmeyen kazalar olabiliyordu çükü hızlı kol hareketiyle ince ufak badim aşığa doğru kayarak karnıma kadar indi ve kolu ve elli artık çıplak göğüslerimin üzerinde hareket ediyordu. Fakat en kötüsü ise, kasık bölgemde olan eli yanlışlıkla mahrem bölgeme dayandı ve hepimizin o istikrarlı ve odaklanmış çabalarımızdan dolayı adam fark etmemiş olmalı ki yanlışlıkla başparmağı ıslak vajinamın için kaydı.

O an kanım dondu ve ayak parmaklarım uyuşmaya başladı. Kendimi ve adamları böyle bir duruma nasıl soktuğumu anlamamıştım ve onları zor durumda bıraktığım için kendimden çok utanıyordum. Adama ne yapıyorsun çeksene parmağını içimden diyemezdim çünkü bu onun suçu değildi ve onlar bana sadece yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Üstelik başparmağı vajinama girdiğini fark etmemiş olmalıydı yoksa aksi takdirde özür dileyip elini oradan çekerdi.

Adamları mahcup ve rencide etmeden bu durumdan kurtulmak için kabloyu artık çekip açmam gerekiyordu fakat konsantre olmakta zorlanıyordum çünkü popom arkamdaki adamın sert vuruşlarından sürekli öne geriye gidiyordu, çıplak göğüslerim ise diğer adamın kolunun ve ellerinin üzerinde resmen dans ediyordu ve vajinamın içindeki başparmakta kalınlığından ve büyüklüğünden beni kocamın penisinden daha çok zorlayıp terletiyordu.

Vücudumu ve hislerimi artık kontrol edemiyordum ve çok acayip olmuştum. Başım dönmeye ve içimi bir sıcaklık basmaya başlamıştı ki aniden istem dışı kasılarak adamın parmağının üzerine kontrolsüzce orgazm olup boşalmaya başladım. Bu ani boşalmamla birlikte bilinçsizce üzerine yüklenmeye çalıştığım kabloyu sertçe çekmiş olmalıydım ki ön kaput aniden tak diye açılıverdi.

Kaputun açılmasıyla bir an afalladım ve ardından adam parmağını içimden çıkardı, diğer adamda üzerimden kalktı ve beni ikisi de kolumdan nazikçe tutarak ayağa kaldırmaya çalıştılar. Ayağa kalkınca yavaşça kendime geldim ve bir anda ikisinin de çıplak göğüslerime baktığını fark ettim. Bunu durum karşısında göbeğime kadar düşen dar badimi hemen yukarı çekerek göğüslerimi tekrar bu ince kumaşla örtmeye çalıştım fakat yinede üsten çok dekolteydi.

Adamlara karşı çok mahcup olmuştum ve bu kaput yüzünden onları da seferber etmiştim. Üstelik bana yardımcı olmaya çalışan ve yanlışlıkla vajinamın içine parmağı kaçan Mahmut Bey olmalıydı çünkü maalesef başparmağının üzerinde bana ayıt organım sıvılarımı görebiliyordum ve fark etmemesi için dua ediyordum. Ancak, Mahmut Bey parmağının üzerindeki ıslaklığı fark etmiş fakat Allahtan ki ne olduğunu anlamamış çünkü vajinamdan ıslanmış parmağını kendi ağzına götürerek emmeye başladı. İçim çok rahatlamıştı çünkü yüz ifadesinden anladığım kadarıyla tadını çok beğenmişti ve ‘bu ne’ diye kimseye bir şey sormadı.

Adamlar ön kaputu açarak içine bakmaya başladılar, sonrada kapatarak tekrar arabaya bindiler. “yenge biz bir tur atıp gelelim” deyince ben aniden, “dur bende geliyorum” dedim ve bende arabaya binmeye çalıştım çünkü kocamın bana özelikle ‘arabayı kullanmak isterse, yalnız bırakma diye’ tembihlediğini hatırlıyordum. Yalnız bir sorun vardı o da üçüncü bir kişi için yer olmamasıydı. Sonuç olarak arabayı test etmek için ikisi de binmek zorundaydı.

Ali Bey “yanıma gel, bir şekilde sıkışırız madem gelmek istiyorsun” dedi. Maalesef başka seçeneğim yoktu ve arabaya bir şekilde sığamam gerekiyordu. Ali Bey yolcu tarafından kapısını açtı ve “gel yenge, senin içinde sorun değilse kucağıma oturabilirsin çünkü burada başka yer yok gibi görünüyor” dedi. Mecburiyetten, “rica ederim, tabi ki benim içinde sorun değil” diye yanıt verdim ve içeri sıkışarak Ali Beyin kucağına oturmaya çalıştım. Ancak, ortam düşündüğümden daha da sıkışıktı çünkü Ali Bey maşallah çok büyük ve iri yapılı bir adamdı.

Koltuğunu en geriye çektiği halde göbeği ve cüssesi beni resmen ön torpidoya yapıştırmıştı ve ayaklarımı bile koyacak yer kalmamıştı. Dediğim gibi, Ali Beyin uzun ve iri bacaklarından dolayı ayakları tamamen aşağıdaki boşluğu doldurmuştu ve kucağına oturunca popom göbeği ve torpidonun arasına anca sığmıştı. Bu durumdan dolayı maalesef benim kendi ayaklarıma yer kalmadığı için sırtım şoföre dönük bir şekilde ayaklarım arabanın dışarıda kaldı.

Bunun üzerine Mahmut Bey durumu fark edince, ilk önce ayaklarımı kendisine doğru, yani şoför koltuğuna doğru uzatmamı sonrada popomu Ali Beyin kucağına yerleştirmemi istedi. Böylece bir şekilde arabaya sıkışarak kapıyı kapatabilecektik. Bu tek çözüm olduğu için arabadan tekrar indim çünkü bunu yapabilmek için ilk önce şoför tarafından girmem daha kolay olacaktı. Ali Bey kapısını kapattı ve Mahmut Beyde arabadan inerek şoför tarafından girip Ali Beyin kucağına oturmama yardımcı oldu.

Tekrar Ali beyin kucağına oturunca sırtımı yolcu kapısına, yani pencereye doğru dayadım. Böylece kucağına yan oturmuş oldum fakat bu seferde ayaklarım şoför kutlunda kalarak Mahmut Beyin koltuğunu işgal etmeye başladım. Bunun üzerine, Mahmut Bey yine kibarca ve anlayışlı davranarak, “yenge, sığmamız için, bacaklarını biraz geriye katla ve ayaklarını kucağıma koy, böylece hepimiz sığmış oluruz” dedi.

“Peki” diyerek ayağımdaki terlikleri çıkartmaya çalıştım çünkü adamın üzerine basmak zorunda kalacaktım. Parmak arası plaj terliklerimi bu sıkışık ortamda eğilip çıkartmakta zorlanıyordum çünkü eteğim aşırı kısaydı ve altımda artık külot diye bir şey kalmamıştı, o nedenle oramı buramı göstermemek için çabalıyordum.

Zorlandığımı gören Mahmut Bey “dur ben sana yardım edeyim” deyip ayak bileğimden tutup bacağımı yukarı kaldırdı. Sonrada yavaşça terliği ayağımdan aldı ve pedikürlü pembe ojeli ayak parmaklarıma bakarak “yenge, ne tatlı ayaklarınız var öyle” dedi. Adamın nazik yorumundan dolayı hem biraz utandım hem de gururlandım. Ayni şekilde öbür ayağımı da havaya kaldırarak hayran-hayran ayağımdan ufak terliğimi çıkarttı ve ardından koltuğuna oturdu.

Ancak, bu seferde ayaklarım onun göbeği ve direksiyon arasına sıkıştı ve bu bir şekilde araba kullanmasına engel olacaktı. İlk başta planımız ayaklarımı kucağına koymaktı ancak kucağı ve direksiyon arasında da çok az bir mesafe olduğundan sadece bir ayağımı sığabiliyordu. Mahmut Bey yardımcı olarak, “yenge, sağ ayağın kucağıma kalsın, sol ayağını da omzuma daya” dedi.

Bu sol ayağım için çok komik ve tuhaf bir yer olacaktı ve de adama ayıp olur diye biraz çekiniyordum açıkçası, fakat Mahmut Bey bu konuda çok ısrarcıydı ve kendisi için hiç sorun olmayacağını belirti. Fazla seçeneğimde olmadığı için sağ ayağımı kucağına sıkıştırdım sol ayağımı da dediği gibi omzunun üzerine yerleştirdim.

Gerçekten çok komik bir görüntüydü bu çünkü küçük narin ayak parmaklarım ister istemez Mahmut Beyin kulağına değiyordu fakat bu ona bir rahatsızlık vermediğini söylemişti, benim de içim çok rahatlamıştı. Ali Bey içinde durum çok farklı değildi çünkü adamın kucağına sıkışmıştım ve ikimiz için de kıpırdayacak yer yoktu. Ben Mecburen sol kolumu Ali Beyin boynuna atmak zorunda kaldım o da sağ koluyla arkamdan belime attı ve mecburen elini açılan mini eteğimden sağ bacağıma, yanı yan kalçama kondu.

Ancak, o yetmezmiş gibi ister istemez göğüslerimle de ona rahatsız veriyordum çünkü kaçacak yerim olmadığı için maalesef çenesini göğüslerimin hemen üzerine dayanmak zorunda kaldı. En sonunda, Mahmut Bey arabayı çalıştırarak birinci vitesi attı ve yola çıktı. Ancak, vites topuzu bacaklarım arasında kaldığı için Mahmut Beyin her vitesi değiştirmesiyle bacaklarımı daha fazla açarak kucağındaki ayağımı adamın kasıklarına daha da bastırmak zorunda kalıyordum. Tabi, bacaklarımı sürekli açmak zorunda kaldığım için mahrem bölgemi ufacık eteğimle kapatmakta zorlanıyordum ve ikisi de bacak aramı net bir şekilde görebiliyordu. Tabi bu tamamen benim suçumdu ve bu nedenle onları baktıkları için yadırgayamazdım.

Mahmut Bey kırmızı ışıkta durunca konuşmak için ağzını tam açıp kafasını bize doğru çevirdi ki yanlışlıkla adamın kulağında dayalı ayak parmaklarım aniden ağzının içine giriverdi. Bir an ikimizde ne olduğunu anlamadık ve böyle şaşkın bir şekilde şirin ayak parmaklarım 5 saniye kadar adamın ağzında kaldı sonra çok özür dileyerek ağzından çektim ayağımı. Yüzüm utançtan kıp kırmızı olmuştu fakat iki adamda bu durumu çok komik bularak kahkaha atmaya başlamışlardı. Mahmut Bey rahatsız olup sinir olmadığını görünce benimde yüzüme bir tebessüm geldi ve onlar gibi kahkaha atıp gülmeye başladım.

Mahmut Bey ilk başta çok utandığımı fark ettiği için, mahcup olmamam için “ya yenge canını sıkma olur böyle kazalar, bak benim için sorun değil, şikayetçi de değilim çünkü ayakların gerçekten çok güzel kokuyor ve belikli çok bakımlılar. Bak ben ne kadar rahatım ispat edeyim” diyerek tekrar ayağımı ağzına alarak pembe ojeli şirin ayak parmaklarımı bu sefer ıslak ağzıyla soğurmaya başladı. Bunun üzerine ben ve Ali Bey tekrar gülerek kahkaha atmaya başladık. Ortam artık yumuşamıştı ve yeşil ışıkla yolla devam ettik.

Mahmut Bey arabayı bir de toprak yolda denemek isteyince ilk buluğu toprak yola saptı. Arabam ufak olduğu için taşlı çukurlu yoldan baya bir sarsılmaya başlamıştık ve on nedenle kontrolsüzce yukarı aşağı sallanan göğüslerim Ali beyin suratına çarpmaya başladı. Sağ ayağım Mahmut Beyin kasıklarında titremeye, popom ise Ali beyin kucağında oynamaya başlayınca da kalçalarımın arasında sertçe büyüyen bir kabarıklık hissetmeye başladım. Aynı şekilde sağ ayağımın altında da Mahmut Beyin sertleşen aletini hissediyordum fakat sonuç olarak bu onların elinde olan bir şey değildi ve onları mahcup etmemek için hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya karar vermiştim.

Araba hızla çukurlu toprak yolda devam ettikçe benim göğüsler kontrol dışına çıkıp çılgınca dans edip ufak dar badim de sarsıntıdan yine aşığa kayıp karnıma yapıştı. Böylece sol göğüs uçum Ali beyin suratına ve ağzına çarpmaya başlamıştı fakat kollarım sıkışmış oluğu için badimi yukarı çekemiyordum. Üstelik çeksem de tekrar açılacaktı o yüzden yine hiç bir şey olmamış gibi davranıyordum. Ancak, eteğim çok kısa olduğu için çıplak kıçımın arasındaki kaya gibi sertleşen alet adamın pantolonunu baya zorladığını hissedebiliyordum ve arada pantolonu olmasa bir yerime kesin kayabilirdi.

Bu tahlilsiz durumdan dolayı bende adamlarda baya zor durumdaydık çünkü aksilikler üst üste geldikçe adamların aletleri kontrol edilmez duruma girmişti ve belli ki acı çekiyorlardı çünkü ayağımla ve kıçımla pantolonları delinecekmiş gibi hissediyordum. Hallerini acıyıp biraz durup dışarıda hava alma teklifi ettim, belki o şekilde onlar içinde kendilerine gelme imkanı olurdu bu. Teklifimin üzerine Mahmut Bey kenara çekip abayı durdurdu, açıkcası buna bende çok sevinmiştim. Ancak, “biraz dinlensek iyi olur haklısın fakat arabadan inmezsek daha iyi olur sonra tekrar girmekte zorlanabiliriz” dedi. Bu konuda çok haklıydı.

Birkaç dakika soluklandıktan sonra Mahmut Bey daha fazla dayanamayarak itiraf etti ve “Ya yenge kusura bakma ve yanlış anlama ama benim yarak çatlayacak birazdan, iznin varsa pantolondan dışarı çıkartmam lazım” dedi. Ben şaşkınlıkla utanmayla arası “Mahmut Bey esas siz lütfen kusura bakmayınız, hep benim yüzümden oldu, sizi anlayışla karşılıyorum” söylememle Mahmut Bey aniden fermuarını açtı ve ayağımın arasından kocaman aleti dışarı fırlaya verdi. Halbuki ‘ben ineyim öyle çıkart sonra rahatlayınca tekrar gelirim’ diyecektim fakat lafımı bitiremeden artık olanlar olmuştu ve yapacak bir şey yoktu.

Adam beni yanlış anladığı için artık ayağıma dayalı, hatta ayağımdan daha da büyük kocaman bir alet vardı. Çok unlanmıştım fakat onu da zor durumda bırakmamak için sadece masum ve şirin bir şekilde gülümsemek zorunda kalmıştım. Ancak, zor durumda kalan bir tek Mahmut Bey değildi. Olaylar böyle gelişince, Ali Beyde içinden çıkarak “ne iyi ettin lan Mahmut, benim yarakta parçalanıyor burada, dur bende çıkartıp rahatlayım” demez mi? Şokumdan ağzım kiriktendi ve nasıl tepki vereyim bilemedim çünkü vajinama ve arka deliğimin üzerine zaten dayalı bir vaziyetteydi ve ten temasını sadece bir pantolon ayırıyordu.

Ali Bey benden bir hareket veya tepki görmeyince, bir sorun olmazmış gibi sanıp kocaman elini kıçımın altına atarak beni hafifçe yukarı kaldırdı. Sonra da diğer eliyle fermuarını açtı ve dışarı roket gibi kocaman ve kaya kadar sert bir alet fırladı. Bacaklarımın arasından ne kadar dimdik ve hiç sağa sola oynamadığını görebiliyordum. Sanki taş kesilmiş gibindi. Fakat en korktuğum şey, ben artık nereye oturacak olmamdı. Bu konuda fazla merak etmeme gerek kalmadı çünkü Ali Bey beni tekrar kendi aletinin üzerine indirmeye başladı ve tam aletinin başı vajinamın girişime dayandığı anda durdu. Allahtan ki elini tamamen çekerek ağırlığımı aletinin üzerine bırakmadı ve yarı yolda tutmaya devam etti.

Çok korkmuştum çünkü beni böyle kocaman bir aletin üzerine aniden bir bırakmış olsaydı, kesin parçalanırdım. Halen daha şok içindeydim ve korku ve heyecan arası bir duygu basmaya başlamıştı beni. O kadar bir gerilmiştim ki kasılıp kaldım ve ağzımı açıp konuşamıyordum bile. Bu gelişen olaylar üzerine, aniden Mahmut Beyin tekrar sesli-sesli kahkaha attığını duydum ve Ali Beyin haline gülerek “yaa arkadaş, sana ne oldu böyle, nasıl böyle bu hale geldin” diye alay etmeye başladı. İkisi de olayı şakaya vurarak, beni de biraz rahatlatmaya çalıştılar. Onlarla uyum sağlayabilmek için bende gülmeye çalıştım. Çok korkmuştum fakat onlarında başka seçenekleri yoktu ve yapabilecek tek şey bu anormal duruma gülmekti.

Biraz dinlendikten sonra Mahmut Bey, arabayı tekrar çalıştırarak yola devam etmeye karar verdi. Ancak bu dinlenme kimsenin işine yaramamıştı çünkü iki adamın da aleti halen daha sert ve dimdikti. Ufak şirin ayağım mecburen Mahmut Beyin kocam aletinin üzerinde dayalı duruyordu ve ayak tabanım arabanın sarsıntısından üzerinde titreyip oynadığı için kocaman başının içinden pembe ojeli ayak parmaklarımın üzerine zevk sıvıları akıyordu. Bu durum karşısında ayaklarım üzerine süzülen sıvılardan dolayı daha da kayganlaşarak adamın aletini resmen okşuyor, yağlı masaj yapıyor gibindi.

Öbür yandan ise, tam vajinamın girişimde kocaman bir yarak dayalıydı ve vajina dudaklarım hafif açılarak Ali Beyin yarağının başının üst kısmını hafifçe kucaklamıştı bile. Fakat içine girmesi mümkün değildi çünkü beni kalçalarımdan sıkıcı kavramış havada tutuyordu. Ancak, çukurlu yoldan dolayı benim çıplak göğüslerim yine Ali Beyin suratına sertçe çarpıyordu. Çok mahcup oluyordum fakat onları engelleyemiyordum ve Ali Beyden sürekli özür diliyordum. O da, “yenge, rahatsız oluyorsan suratıma çarpmamaları için onları ağzımla sabitleyebilirim” dedi. O an bu nasıl olacak diye düşünmemiştim fakat sabitlenmeleri konusu iyi bir fikre benziyordu o yüzden yardım teklifini hiç düşünmeden kabul ettim.

Kabul etmemle, Ali Bey aniden göğüs başlarımı dudaklarının arasına aldı ve sıkıca emerek onları oynamamaları için sabitlemeye çalışıyordu. Tabi benim göğüs uçlarım çok hassas olduğu için hormonlarım baya uyarılıyordu ve adam resmen göğüslerimi ağzıyla sıkıştırıp yalayıp emmiyordu. Bunu yaptıkça ben ister istemez etkileniyordum ve vajinamın sulanmasını engelleyemiyordum. Bu bir süre böyle devam edince benim sıvılarım bu sefer adamın aletinin üzerini ıslatmaya başladı ve araba sekip sarsıldıkça adamın kocaman aleti içime doğru yavaş-yavaş ve santim-santim kaymaya başladı.

Ben bunu hissettikçe, “Ali Bey beni havaya kaldır” diyordum o da beni kaldırarak yarağının ucuna kadar getirip tekrar sarsıntıdan içime doğru giriyordu. Sadece birkaç santimi girdiği halde beni çok zorluyordu ve vajinam bu güne kadar hiç esnemediği kadar esniyordu. Ali Bey beni her yukarı kaldırışında inişim daha da derine giriyordu ve içim baya kayganlaşmıştı. Adam içime çok yavaşça giriyor fakat aniden yukarı çektiği halde ben baya kendimden geçiyordum ve farkına varmadan ayağım Mahmut Beyin aletini baya bir okşuyordu ve halen daha omzunun üzerinde olan diğer ayağım ise adamın suratında ve arada da ağzında geziyordu. Sanırım topraklı yol bitmişti ki aniden Mahmut Bey frenlere asıldı.

Arabanın ani durmasıyla ben Ali Beyin ellerinden yanlışlıkla kaçtım ve adamın kocaman aleti yanlışlıkla oldukça ıslak vajinama tamamen giriverdi. O kadar bir kalındı ve derine girmişti ki ben aniden çığlık attım ve gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bir süre böyle kaldıktan sonra sanırım vajinam içimdeki yarağa alışmış olmalıydım ki gevşemeye başladım.

Ali Bey hafifçe gevşediğimi ve sakinleştiğim görünce, hiç bir şey söylemeden beni bu sefer kucağında zıplatarak içimde gidip gelmeye başladı. İpler artık kopmuştu ve adam beni resmen sikiyordu. Diğer yandan ise Mahmut Bey ayaklarımı, bacaklarımı ve yetişebildiği her yerimi yalayıp emmeye başlamıştı. Ben artık transa geçmiş gibindim ve tek yapabildiğim şey yüksek sesle inlemekti, gerçekten kendimi ve duygularımı kontrol edemiyordum ve vücudum artık benim kornolumun dışında ele geçirilmiş gibindi.

Adamlar beni artık diledikleri gibi kullanıyorlardı ve bir anda kendimi arabanın dışında ön kaputun üzerinde buldum. Bu seferde Mahmut Bey sırtımı kaputun üzerine dayamış bacaklarımı da omuzlarının üzerine alıp vajinamın içine sertçe giriyordu. O kadar büyük, uzun ve kaya gibi sert bir yarağı vardı ki bu şekilde komple içime sığıyor olması inanılmazdı fakat o kadar ustaca sokuyordu bana ki çılgına dönmüştüm ve adam beni aletinin altında çığlık attıra-attıra resmen dans ettiriyordu.

Mahmut Bey bir süre içime böyle pompaladıktan sonra beni güçlü kollarıyla arabanın üzerinden kaldırarak hiç yere bırakmadan Ali Beyin kollarına attı ve o da beni bir hamlede yarağını tekrar içime geçirerek sikmeye devam etti. Bacaklarım beline sarılmış bir şekilde beni resmen havada sikiyordu ve aynı anda da göğüslerimi emiyordu.

Boşta olan Mahmut Bey ise arkama diz çökerek kaba elleriyle kalçalarımı hafifçe ikiye ayırdı ve ıslak ve kıvrak diliyle göt deliğimi yalamaya başladı. Yaladıkça aynı anda da parmağı ile girişini zorluyordu ve göt deliğimin üzerine tükürerek parmağının girmesini sağlıyordu. Hayatımda hiçbir şey göt deliğime girmemişti bu güne kadar ve kocamı bile arka deliğime yaklaştırmıyordum fakat artık çok savunmazsızdım çünkü havada Ali Beyin kucağında sikiliyordum ve artık iyice ıslanmış göt deliğimin içinde de girip çıkan kalın bir parmak vardı.

Acıyla karışık duygular içinde adamlar iki deliğimi doldurmuştu ki bir and göt deliğimde parmak yerine bu sefer Mahmut Beyin kocaman yarağı yer aldı. Olanlara inanamıyordum. Adamlar beni havada tost yapmış bir şekilde ikisi aynı anda biri amıma diğeri de göt deliğime vahşice giriyorlardı. Hayatımda hiç bu şekilde sikilmemiştim ve bunun dev gibi iki tane yabancı adam tarafından yapılmış olması da başka bir olaydı.

Aldığım bu uç noktadaki uyarılmadan dolayı çıldırıyordum fakat beni tedirgin edip ürküten nokta ise kocam dışında ilk kez başkaları mahremiyetimi elle geçirmiş olmasıydı. Ama bunu ne ben nede adamlar kasıtlı yapmamıştı ve olaylar kendi başına bazı giden aksilikler yüzünden bu boyuta gelmişti.

Zevk almak istemiyordum fakat kendimi tutamıyordum ve aniden kasılarak orgazm olmaya başlamıştım. Böyle olunca çığlıklarım artmıştı ve iki deliğimin içindeki kasılmalar adamların yaraklarını sıkıca yumruk içi gibi kasıp-kasıp bıraktığı için ve amım ve göt deliğim yaraklarını masajlıyormuş gibi yaptığı için, onlarda daha fazla dayanamayarak tazyikli döllerini içime fışkırtmaya başlamışlardı. İçim daha önce hiç bu kadar doldurulmamıştı, ne bu kadar büyük ve uzun yaraklarla ne de bu kadar çok dölle.

Benim artık ne ayakta duracak ne de konuşacak halim kalmamıştı. Arabam van tipi oluğu için beni dikkatlice arka bagaja baygın bir şekilde koydular ve eve geri dönmek için yol almaya başlamıştık. Eve vardığımızda az çok kendime gelmiştim ve elimden tutarak beni bagajdan indirdiler. Destek gerekmeden çıplak ayaklarımın üzerinde durdum çünkü terliklerim nerde olduğunu bilmiyordum fakat fazlada omurumda değildi. Ancak yinede dizlerim titriyordu ve iki deliğimde acıdan zonkluyordu fakat aynı zamanda da iki deliğimde çok hassas olmuştu ve en ufak bir dokunuştan bile tekrar boşalabilirdim.

Ben halen daha bu adamlara arabamı satmakta niyetliydim, üstelik bu olanlardan sonra eğer arabamı almayacak olsalar kesin sinirimden çıldırabilirdim. O nedenle onları evimin arka bahçesine davet ettim ve limonata ikram ederek beraber bahçe sandalyelerine oturduk ve satın alma konusunu tekrar açtım. Olanlar olmuştu artık ve ben bu saatten sonra çekingen, tutucu ve utangaç olacak durumda değildim o yüzden iki adamın karşısına kıyafetimi değiştirmeden minicik eteğimle oturdum ve güzel seksi bacaklarımı bacak-bacak üstüne atarak adamlara kur yapmaya başladım.

Haliyle, onlarda sırıtarak beni baştan tırnağa kadar süzüyorlardı. Onları tekrar azdırmak veya zor durumda bırakmak gibi bir niyetim yoktu fakat bu olanlardan sonra kendimi saklayıp, örtüp utanmanın da bir anlamı yoktu. Sadece rahat ve iyi niyetli bir şekilde davranarak artık arabamı satın almalarını istiyordum.

Adamlar oturdukları yerden bahçemize ve ortama bakınarak “ne güzel ve bakımlı bir bahçemiz var” dediler. Bende hafta da bir bahçıvan geldiğini ve benimde sürekli temizliğine ve bakımına özen gösterdiğimi belirttim. Arka bahçemiz çok güzel, bol çiçekli ve ağaçlı kalabilmesi için gerçekten çok emek gerektiriyordu. Mahmut Bey kendilerinde bu bahçe işinden anladıklarını ve istersem bundan sonra bahçe bakımını kendileri yapma teklifinde bulundular. Bende bu konuda kocamla konuşmaları gerektiğini ve benim için bir sakınca olmadığını söyledim. Benim için en önemlisi, fiyatta pazarlık yapmadan arabamı satın almalarıydı ve bunu onlara net bir şekilde belirttim.

Adamlar arabamı kesinlikle satmaya ihtiyacımın olduğunu ve bu fiyata başka kimseye satamayacağımı bildikleri için bu durumu avantajlarına kullanmaya çalışıyorlardı. Bende bu müşterileri elimden kaçırmamak için mecburen uyum göstermek zorundaydım. İki adam bana “yenge sen çok etkileyici bir kadınsın, sana hiç hayır der miyiz” söyleyerek bacaklarıma bakıp sırıtıyorlardı. Bende kibar olmak için onlara karşılık olarak geri gülümsüyordum çünkü başka çarem yoktu. Ali Bey gözlerini bacaklarımdan ayırmadan, “yenge, amınızı sikerken canınızı çok acıtmadık inşallah” dedi.

Çok ağır doğulu bir şiveyle argo, kaba ve açık konuşuyorlardı. Çok eğitimli tipler olmadıklarını ve konuşma tarzlarının böyle olduğu bildiğim için anlayışla karşılıyordum. Bu olanlardan sonra, kendilerini kötü hissetmelerini istemiyordum çünkü işler çığırından çıkması da onların suçu değildi o yüzden bende onlara, “Ya Ali Bey, biraz acıyor ama önemli bir şey değil, siz dert etmeyiniz” dedim.

Bunun üzerine, Ali Bey “hiç olur mu yenge, sen aç bakayım bacaklarını bir göz atalım durumuna, belki hızlı iyileşmesine yardımcı olabiliriz” dedi. Bunun iyi fikir olacağını düşünmüyordum fakat onlara ters bir şey de söylemek istemiyordum o yüzden oturduğum yerden dizlerimi biri birinden ayırarak bacaklarımı iyice araladım ve hassas ve sertçe kullanılmış narin deliğimi onlara sergiledim. Karşımda oturan Ali Bey yerinden kalkarak bacaklarımın arasına diz çöktü ve daha da yakından bakarak “hmm, yenge senin bu am kıpkırmızı olmuş” dedi.

Bunu demesiyle bende kafamı aşağı eğerek ufak deliğime bir göz attım, gerçekten kabarmış am dudaklarım ve ufak deliğim nerdeyse domates gibi kızarmıştı. Ali Bey “dur ben sana merhem gibi olurum şimdi” diyerek aniden dudaklarını amıma yapıştırdı ve yalayıp emmeye başladı. Benim amım zaten çok hassas bir durumdaydı ve ufak bir dokunuştan bile tekrar boşalabilirdim ki adam beni yeniden doruk noktasına çıkartarak zevkten çıldırtıyordu ve ben bunu hiçbir şekilde engelleyemiyor ve onu durduramıyordum.

Bunu fırsat bilen Mahmut Bey ise hiç vakit kaybetmeden aniden kocaman sikini suratıma çarptı ve ağzıma sokmaya çalıştı. Ben o an sağlıklı düşünemediğim için ve bütün hormonlarım tekrar altüst olduğu için, hiç düşünmende ağzımı açtım ve adamın kocaman sikini yumuşak dudaklarımın arasına alarak yalamaya başladım. Ali bey ufak deliğimi daha sert emdikçe bende istem dışı Mahmut Beyin yarağını bir o kadar daha sert emip yutuyordum.

Tam bu sırada yanımızdaki bahçe masasının üzerinde duran cep telefonum çalmaya başladı. Gözümün ucuyla baktım, arayan kocam olduğunu gördüm ancak bir şey söyleyip yapana kadar Mahmut Bey bana hiçbir şey sormadan siki halen daha ağzımdayken uzanıp telefonu aldı ve kocama konuşmak için alo dedi. Ben bir yandan adamın sikini emiyorum, diğer yandan amım yalanıyor, öbür yandan da korkuyla gözlerim fal taşı gibi Mahmut Beye bakıyordum. Adam kocamla konuşamaya başlayınca, ilginç olan şey benim halen daha adamın sikini ağzımdan çıkartmayıp yalayıp yutmamdı.

Mahmut Bey kocama, “Ağabey, yengenin arabasını Ali ve ben baya kullandık, yol tutuşu çok iyi ve az kullanılmış olduğu belli. İçi biraz dar geldi bize ama sorun değil hepimiz buna zamanla alışabiliriz. Yengenin arabasına iki ön girişten ve birde arka kapıdan girdik, üç girişi de mükemmel ve ilk başta zorlanmış olsak da şimdi alıştık ve kolay girebiliyoruz”. Kocamda karşılıklı bir şeyler diyordu ama ne dediğini bilmiyorum fakat Mahmut Beyde karşılığında “evet, evet, çizik ve batıklık yok, kaporta jilet gibi ve pürüzsüz, çok yakından bakarak inceledik ve gördüklerimizi çok beğendik” diyordu.

Sanırım konu para konusuna gelmişti çünkü Mahmut Bey kocama “biraz indirim olmaz mı” söyler söylemez ben Mahmut Beyin yarağını daha sert emerek gırtlağıma kadar soktum ve onu zevkten çıldırtarak sözünü yarıda kesmesini sağladım. Bu sefer, “aslında fiyatı değiştirmeden anlaşabiliriz” dedi ve anlaşma olarak bundan sonra bahçe işlerinin kendileri yapması şartıyla arabamı hemen alacaklarını söyledi. “Haftada bir gelip biz temizleyeceğiz bu güzel bahçenizi ve onu güzelce sulayıp halledeceğiz…

Hm bizim amele adamları da getiririz hep bir elden işi daha temiz ve hızlı hallederiz. Eminim yengede bundan memnun kalacaktır çünkü onun bu güzel çiçekleriyle hepimiz ilgileneceğiz. Halen daha amı mı yalayan Ali Bey ise kafasını kaldırıp telefona doğru, “yengenin arka bahçesini şahsen ben temizlemek isterim” diye seslendi ve dilini bu sefer kızarmış göt deliğime yapıştırarak yalamaya başlamıştı.

Tam bu sırada Mahmut Bey doruk noktasına gelerek ağzımın içine boşalmaya başladı ve aynı anda da “sonrada bütün bahçeni güzelce sularız öyle gideriz” diyordu kocama. Telefonda anlaşarak konuşmalarını bitirdiler. Ben o an Ali Beyin dilinin üzerine kaç kere boşalmıştım bilmiyorum ama o hazla ağzımdaki döllerin birçoğunu yutmuştum bile ve ağzımdan taşan geriye kalanlar da dudaklarımdan ve çenemden süzülerek göğüslerimin üzerine akmıştı.

Hayatımda hiç yapmadığım ve hiç bu kadar yoğun ve aşırı azıp zevk almamıştım ama bunu isteyerek yapmamıştım. Adamlarda perişan bir halde olduğumu görüyorlardı o nedenle bana teşekkür ederek gidip bir duş alıp dinlenmemi tavsiye ettiler. Kocamla anlaştıklarını ve arabamı satın alacaklarını söylediler o yüzden gönül rahatlıyla bu olanları unutmamı istediler.

Birkaç hafta sonra söz verildiği gibi ben yeni arabama kavuşmuştum ancak bedel olarak kocam evde yokken hafta da bir, Mahmut ve Ali Bey birkaç ameleyle birlikte gelip bahçemize bakım yapıyorlardı fakat işleri de bitince hep birlikte beni azdırarak saatlerce sikmeyi de ihmal etmiyorlardı.

Beni sikerken o kadar çok kudurtuyorlardı ki karşı gelecek refleksim bile kalmıyordu fakat yinede her hafta aynı şeylerin yaşanmasından kocama karşı suçluluk duygusu yaşıyordum. Ancak, buna dur diyemiyordum çünkü kocama anlatmalarından korkuyordum.
Yorumlarınızı merak ediyorum.

ALINTI

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Deniz değişiyor – 2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Deniz değişiyor – 2

Murat: Korkma minik orospum derken okşuyordu kafamı.
Ekrem: Böyle uslu olursa hiç bişi olmaz dimi abisi diyordu Can’a.
Can: Biraz yaramazlık şart ama dimi derken sikini alnıma vuruyordu. Taşşaklarımı yalasana dedi.

O an aldığım taşşak kokusunun zevkini anlatamam sizlere.. Ama ne hissettiğimi anlatmak gerekirse, erkek olmadığımı o an hissettim. Erkekliğin kokusu bu olmalıydı. Derin derin koklarken, farketmiş olacaklar ki, birbirlerine şuna bak hoşuna gitti türünden haraket atıyorlardı. Bulmuşlardı tabi oyuncaklarını, eğleniyorlardı. işin kötü tarafı ise bende eğleniyordum. önce dilimi gezdirdim. Hafif kıllıydı taşşakları. Yumuşacık, tam ağza almalık, birer birer gezdiriyordum ağzımda toplarını, filmlerden ne gördüysem eksiksiz yapıyordum hemde.

Can’ın aletini yalarken, murat dolabımı açmıştı ve söyleniyordu.

Murat: Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak farkındasın dimi Deniz?

Cevap vermek için ağzımı açamıyordum ki. Tam konuşacakken ağzıma sokuverdi Can.

Murat: Artık bizimsin. Oğlansın, oğlanımızsın diye konuşurken dolaptaki iç çamaşırlarımı boxerlarımı çıkarmıştı meydana ve makasla keserek dandik tanga görüntüsüne getiriyordu hepsini. Bu iş burada kalacağını sanmıyorsun dimi? Bir yandan itina ile seksi tangalar çıkarmaya çalışıyor, bir yandan kendi kendine konuşuyordu. Gözlerim dolmuştu, üzülmedim ya, can köküne kadar sokup burnumu tutmuştu. öğüre öğüre çıkardım ağzımdan aletini, zevk suları yanaklarımdan akıyordu.

Ekrem tuttu kafamdan aldı candan beni. alt ranzaya kafam dışarda kalacak şekilde sırt üstü yatırdı. ve ağzıma verdi. git gel yapıyordu. o sırada muratı görüyordum. atletlerimi göbeği açık kesiyordu. ama bu pozisyonda dikkatimi veremiyordum ona. çünkü paso boğulur gibi olup kafamı çekiyordum ama ekrem izin vermiyordu. zevk suları burnuma giriyordu, ve her tekrarında nefes alışverişim zorlaşıyor daha şiddetli öksürüyor, öğürüyordum.

Ekrem: Murat, kıvama geldi lan bu orospu, bugün hep beraber sikelim işte dedi.
Murat: Yok, bu akşam ben sikicem o piçi. eski kız arkadaşıma yazmak neymiş görsün götverenin oğlu dedi.
Ekrem: Olm yarını kim beklicek, işte canını okumuş oluruz.
Murat: Kaçıyor mu amına koduğumun evladı hep bizim. boşalın hadi siktir olup gidin! diye terso yaptı.

modları düşmüştü. ama zaten ekremin hakaret ederek konuşmasından patlamaya yakın olduğu belliydi ve boğazımdan aşağıya inen sıcaklıkla boşaldığını anladım. Yutuvermiştim spermleri. Tuzlu ve sıcaktı. Daha da önemlisi güzeldi. Murat’ın dedikleri aklımı kurcalasa da (planlanmış bir organizasyonun içinde olmak canımı sıksada) zevk alıyordum. o şekil kafamdan bastırarak yere düşürdü ekrem beni.

Kafamı ayak baş parmağına kadar indirdi. kalçalarım dikilmişti, onlara hafif hafif vururken baş parmağını yalamamı istiyordu. ağzıma almamla canın karşımızda bitmesi bir oldu. kanka gülümse diyordu. Ekrem beğendim işareti yaparken sırıtıyordu. bense aciz bir oğlan olacaktım fotoğrafta. ekremde ki gurur, göğüs kabarması, bende ise eziklik.

O sırada ekrem kanka ben daha fazla kalırsam sikerim bu orospuyu, hadi can boşalda gidelim dedi. o sırada 31 çeken canda arkama geçip kalçalarıma attırdı ve toparlanıp gittiler.

ben sessizce odanın kenarına yığıldım. kalçamdaki sperm soğudu, hatta kurumuştu, hissediyordum.

.
.
.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Oral Seks Dersi

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Asian

Oral Seks Dersi
Öncelikle sizin için sertleşmiş o organa saygı ile yaklaşmak, en iyi hizmeti ve hazzı sunmaya gönüllü olmak gerekir bir geyşa ruhuyla, o sadece bir seks objesi değil, erkeğin size olan arzusunun ete kemiğe bürünmüş heykelsi sert simgesidir. Bu arzuya karşılık olarak sadece bazit bir emiş değil, örneğin ona dokunurkenki heyecan ve arzunuzu yansıtmak gerekir gözlerinizle, elinizin ısınması ve onu ısıtması ile. Hemen ağza götürmek yok, önce etrafındaki bölgeyi dudaklarla keşfedip koklamak, içinize çekmek gerek. Arada erkeğe o en özel bölgesini size sunduğundan, size sertleştiğinden dolayı teşekkür eden arzulu gözlerle bakmak, sonra dudakların arasından dili çıkarıp etrafında dolaştırmak, yüzünüzde, gözlerinizde gezdirerek o an her şeyinizle ona ait olduğunuzu göstermek demektir.

Büyük ihtimalle ilk sıvı yüzünüzde nemli bir his bırakacaktır, kalan ilk sıvı damlasını, ucundan dilinizle çok nazikçe çekip erkeğin yüzüne bakarak dudaklarınızı yalayarak yayıp, yutabilirsiniz aynı teşekkür eden gülümseyen bakışları ayırmadan ondan.Sonra ucuna yine nazik bir öpücük kondurup, başını dudaklarımızın arasına alıyoruz, sadece başını. dilimizle etrafında daireler çeviriyoruz, arada erkeğin yüzüne bakıp yutkunmayı ihmal etmeden.sonra yine kasıklara dönüyoruz ama penisi yüzümüze yakın ve yüzümüzün üstünde tutarak kasıkların bacakla birleştiği yeri dudaklarımızla kıstırıp, hızlı hızlı dil darbeleri atıyoruz, taşaklara geçebiliriz, önce ağza sığan kadarını, mümünse kocaman ağzı açıp hepsini alıp( büyükse yarım yarım iki kısma bölebiliriz bu eylemi) ama kesinlikle sert emmeden, dilimizle ağzımızın içinde okşuyoruz, bu onun erkek sıvısını şimdiden içimizde istediğimizin göstergesi oluyor. Isıtıyor ve hazırlıyoruz.

Artık o muhteşem organa ilgimizi sunabiliriz.Burada bence bir anda şok ve zevk dalgası yaratmak şahane olur burada. Bir anda, ağzımızı kocaman açıp, boğazımızın en derin yerine kitlenene kadar içimize alıyoruz ve kesinlikle hepsini alıyoruz, boğazda kitlendiğini o dar yere hapsolduğunu hissedene kadar durmak yok,dudaklarımız kasıklarıyla buluşuyor yani. Bu anda derin bir oh sesi duymak kaçınılmaz, bunu duymuyorsak, bir şeyi yanlış yapmış, dişleri sakınmayı unutmuş, veya yeterince etrafını dudaklarla sıkı kavramamış olabiliriz, bunlara dikkat edelim, dişler geride, dudaklar ve dil sımsıkı kavramakta olacak. Bir öğürme hissi gelse de, çıkarmıyoruz ve erkeğimiz için bu ufak rahatsızlığa katlanıyoruz elbette, yüze bakıyoruz yine, gülümsüyoruz teşekkürlerimizi sunuyoruz gözlerimizle. Başımızı okşarsa, doğru yoldayız. Bir süre tutuyor ve emiyoruz o şekilde çıkarmadan, ileri geri yapmadan sadece dudak ve dilimizi büzerek emme hareketi yapıyoruz. İyice ıslanmış olacaki hatta ağzımızın kenarından sular sızıyor olacak. Şimdi nefes almamız gerek, yavaşça ama güçlü bir emişle dudaklarımızın hizasına çekip, başını kuvvetlice emerek kısa bir süre ayırıyoruz ağzımızdan. Hani bir tıpayı açar gibi bir ses gelmeli bunu yaparken ( flop ! gibi )

Çok değil bir iki saniye derin bir nefes alıyoruz, denize yeniden dalmak üzereymişçesine… erkeğimize gülümsüyoruz gözlerimizle, ve artık daha seri emişlere geçebiliriz,bu kez çok derine değil makul ölçüde ağzımıza alarak emiş gücümüzü göstereceğiz, ileri geri ve her defasında yapabildiğimiz kadar derine çekip, dişleri geride tutup, dudaklarımızı bitişik ve sıkı konumlandırıyor ve emmeye başlıyoruz, çok hızlı değil, hız değil emişin gücü önemli bu kısımda. Arada dudaklarımızı başın etrafında büzüp yine bir tıpa gibi emerek, güçlü bir emişle başından ayırıp, hiç ara vermeden emişe devam etmek gerek. Şimdi bir kez daha boğazımıza alacağız, iyice sokup kitlenmesini sağlıyoruz boğazımızdaki dar yere, alttan dilimizi çıkarıp, taşaklara dil darbeleri atıyoruz şimdi, dudaklarımız kasıklara değiyor ve dudaklarımızı iyice büzüp kasıkları öper gibi yapıyoruz, ve boğazımıza iyice sıkışması için ağzımızı büzüp büzüp genişletiyoruz etrafında. Sonra yine biraz ayırıp nefesimizi alıp, bu kez biraz daha hızlanarak ileri geri hareketlerle emişimizi sürdürüyoruz. Bunları yaparken, elimiz penise hiç değmiyor, elimizi erkeğin göğüs bölgesinde meme uçlarında tutabilir, onları hafif hafif okşayabiliriz(bu, yerde önünde çömeliyorsak erkeğimize tapar gibi bir görünüm de verdiğinden ultra seksi bir harekettir) ya da, ayak parmaklarını veya bacaklarını kavrar okşayabiliriz. Emerken, bir yandan dilimizi penis başının etrafında ve penis gövdesi çevresinde döndürüyoruz, yani erkek, penisini, dar bir yeri delmeye ve genişletmeye çalışan bir matkap gibi hissediyor,kendini güçlü hissedip, her emişte biraz daha sertleşiyor, ve artık kontrolü almak isteyecektir, ona izin verip daha pasif bir konuma geçiyoruz, ama kesinlikle ağzmızı gevşetmeden sıkı tutuyoruz etrafında, sadece hareket etmesine izin verecek kadar gevşetiyoruz. Erkeğimiz, artık ileri geri hareketlerle, hızını ve sertliğini ne kadar derine gideceğine kendisi karar veriyor, kesinlikle ağzımızı çekmiyoruz, penisi bırakmıyoruz, bu aşamada gözlere bakıyoruz sürekli, erkek ağzımızla oynar, ileri geri giderken, o arzusunu bize verdiğinden ötürü, gözlerimiz hep gülüyor ve teşekkür ediyor.

Nefes almamıza izin verecektir hissedip, bu yüzden kendimizi bu aşamada tamamen erkeğimizin kontrolüne bırakıyoruz. Başımızdan tutup kendine çekmesine, boğazımızın en ucuna dek girmesine izin veriyoruz, tercihen bacaklarından sımsıkı tutup, erkeğimize güvenimizi sunuyoruz, ona tutunuyoruz. İstediği kadar böyle ileri geri ağzımızın boğazımızın içinde oynuyor, ağzımız artık onun oyun alanı, biz sadece bir saha oluyoruz, arada çıkarmasına,yüzümüzde dilimizde gezdirmesine, gözlerimize değdirmesine de zevkli bakışlarla karşılık veriyoruz.yüzümüz ıslanmış olacak, ve çok güzel bir erkek kokusuna maruz kalmış olacağız.

Erkeğimizin biraz yorulduğunu hissedip yine kontrolü alıyoruz, bu kez sadece başını, ve kafamızı oynatıp ileri geri yapmadan, sabit durarak sadece başı dudaklarla çok güçlü kavrayıp yine dilimizi etrafında sürekli döndürerek aynı anda emiyoruz. Bir süre buna devam edip, ağzımızı ayırıyoruz, bakışımızı sunuyoruz, her aşamada teşekkür etmeyi unutmuyoruz, ama konuşmadan, sadece gözlerle. Erkeğimiz konuşmadan veya bir şey sormadan kesinlikle hiç bir aşamada sözlü iletişim yok, sadece bakışlarımız var. Bir süre, ağzımızı yakınlaştırıp, dilimizi dokundurur gibi yapıyorz ama dokunmuyoruz, penis hareket edecektir, girmek isteyecektir, ama almıyoruz, dilimizi hiç değidirmeden etrafında gezdirip, hafif hafif nefesimizi üflüyoruz, neredeyse çıldırmak üzere.Sokmaya çalışacak ama kesinlikle bu aşamada izin yok buna, üflemeyi ve dudaklarımızı ve dilimizi çok yakın mesafede etrafında tutmaya devam ediyoruz.

Son aşamaya geldik, hiç beklemediği anda, o çıldırma noktasında, bir anda boğazımıza kadar alıyoruz yine, iyice sıkıca kavrıyoruz, ama bunu çok çabuk anlık yapıyoruz. Haykıracak, hırlayacak olursa doğru yoldayız, tepkisiz ise bir daha bu kez daha iştahlı yapıyoruz bunu.Sabit öyle tutarak emme hareketi yapıyoruz etrafında her emmed ve büzüşte boğazımıza daha da sıkışıyor ve deliriyor, o anda yine kontrolü alamak isteyecek, bırakalım alsın, ve ileri geri derin istediği gibi kullansın ağzımızı. Başımızdan tutup sertçe giriyor olacak, işte artık elimizi kullanabiliriz, önce yumuşakça topları kavrıyor okşuyoruz, sonra penis kökünü kavrayıp sıvazlamaya başlıyoruz o gidip gelirken, topların hemen altında delikle top arasındaki bölgeye hafif hafif masaj yapıyoruz, ama erkeğimiz istemedikçe deliğe temas yok,isterse hafifçe üzerinden orayı da okşayabiliriz.Çıkardığı sesle ve hareketlerinde hızlanma varsa isteği anlarız buradan. Penis hala ağzımızdayken, penis kökünden başına doğru sıvazlamaya başlıyoruz, bazı erkekler böyle boşalabilirken, bazıları bunu kendi eliyle yapmayı ister, tercihi ona bırakıyoruz. Ama dilimiz hep penis başı ile temas halinde. Erkeğimizin boşalmaya yaklaştığını, seslerinden ve bacak kaslarındaki sert kasılmalardan anlayabiliriz, penis başı da daha büyük ve gergin bir hal alacaktır. Artık çok yakın, ya kendisi sokuyor veya biz duruma göre, boğazımızın derinine alıyor ve sıvazlamayı sürdüyüyoruz -veya o sürdürüyor- Artık gergin penis başındaki ıslanmayı hissediyoruz ve mutlu son, o en derin noktada ıslaklığı ve erkeğimizin sıvısını hissediyoruz, başımızı sıkıca kavramış olacak büyük ihtimalle. Artık sonrasında o sıvıyı ne yapacağımıza kendimiz karar veriyoruz. Boşalınca çok sıkı emmiyor, hoyrat davranmıyoruz, hafif ve çok nazik yalayışlarla, yeniden baş kısmına ulaşıyoruz dudaklarımızla, dilimizle temizler gibi dolaşıyoruz etrafını, baş kısmına bir tane, toplara bir tane, ve kasık bölgesibe son bir tane olmak üzere, üç öpücük konduruyor, yüzüne bakıp gülümsüyoruz.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Selen ile ikinci buluşma

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Selen ile ikinci buluşma
Merhaba. Xhamsterdan konulu yazımda Selen (isim uydurulmuştur) ile şilede birlikte geçirdiğimiz ilk gecemizden bahsetmiştim. İlk görüşmemizin üzerinden yaklaşık 3 ay kadar sonra, selenin evinden oldukça uzak bir yerde, bir kahve içmek için buluşmamız haricinde yanyana bile olamamıştık. Geçen zaman ile birbirimizden uzaklaşmak, araya soğukluk girmesinin aksine birbirimizi daha çok arzuluyor, yeniden kavuşmak için fırsat kolluyorduk. Telefonda, internette süren konuşmalarımız, birlikte yaşadığımız sanal orgazmlar artık yeterli gelmemeye başlamışlardı. Tekrar, birbirimiz için adeta yanan tenlerimizi buluşturmak, son zamanlardaki sohbetlerimizde ana konu olmaya başlamıştı. Çeşitli senaryolar üretiyor, evli olması ve mesleği nedeni ile en küçük oluşan riskte tüm planları iptal ediyorduk. Bu şekilde geçen 7 aylık süreç boyunca devamlı başka kadınlarla da birlikte olmamı, kendisinin eşi ile düzen şekilde seks yaptığı için bana karşı suçluluk duyduğunu söylüyordu. Gerçektende ona olan arzum adeta gözümü kör etmişti. Başka bir kadınla olma fikrine pek sıcak bakamıyordum.

Tüm bu yaşananlar sırasında Selen’in kayınpederinin gerçirdiği kalp ameliyatı üzücüde olsa ikinci kavuşmamızın anahtarı olacaktı. Ameliyat sürecinde ve sonrasında eşi babası ile yakından ilgileniyordu. Gayet başarılı geçen ameliyat sonrasında, eşi bir süre için evlerine dönmelerine izin vermemiş, yanlarına yerleştirmişti. Tabi Selen ile görüşmelerimizin aksamasına neden olsada ikimizde durumdan ötürü pek şikayetçi olamıyorduk. Ameliyat üzerinden geçen 1 ay sonrasında anne babasını boludaki evlerine götürmüştü eşi. Çocuklarda beraberlerinde gitmişti. Perşembe akşamı götürüp cuma günü gelecekti geri. Planı böyleydi ama boludaki işleri bir günde halledemeyince evden ayılma süresini 1 gün daha uzatmak zorunda kalmıştı. Bu bizim bu uzun süreçte yakaladığımız en iyi fırsattı. Acele ile yapacaklarımız, dikkat etmemiz gereken konuları konuşup bu bize bahşedilmiş geceyi birlikte geçirmek için hazırlıklarımızı bitirmiştik.

Cuma günü olması nedeni ile trafikte oldukça yoğundu Selen’in oturduğu istikamette. Trafikteki yoğunluk ve Selen’i yeniden kollarıma alacak olmanın heyecanı ile zaman adeta geçmiyordu. Bu gece te bir anın bile büyüsünün bozulmadan geçmesini umarak Selen’in yaşadığı siteye gelmiştim. “Otoparktayım.” mesajıma “Daha fazla gecikme artık” mesajı ile cevap vermesi, onunda bu geceyi benim kadar çok beklediğini anlamamı sağlıyordu. Asansör ile dairesinin katına geldiğimde üzerinde dar, siyah elbisesi ile kapıda bekliyordu beni. O kadar güzel görünüyordu ki asansör kapısını açtığımda duraksaıp onu izledim. Yüzündeki o eşsiz gülümsemesi ile “Acele etsene şaşkın” demesi ile toparlanarak evine girdim.

Kapıyı kapatmamızla dudaklarımızın birleşmesi bir olmuştu. Uzun zamandır susamış bir insanın kana kana su içmesi gibi öpüyorduk birbirimizi. Ellerimiz, özlediği tende dolanıyordu yine. “Önce yemek” dedi gülümseyerek ellerim dolaşırken o sert kalçasında. Özenle hazırlanmış bir masa, çiçeğinden mumuna kadar en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Benim için yaptığı bu hazırlıkları görünce elimde bir çiçek bile olmadan yanında olmanın burukluğunu hissetmiştim. “Elimde bir çiçek bile olmadan geldiğim için özür dilerim” dememle yüzünde oluşan o tatlı gülümseme ve “kocama nasıl açıklayacaktım sonra” demesi azda olsa içimi ferahlatmıştı. Birbirimizin gözlerinin içine bakarak yenen yemek, ardından çok uzun zamandır hayal ettiğimiz slow müzik eşliğindeki dans gecemizin başlangıcı olmuştu.

Aslında çok uzun sürmemişti dansımız. 2. slow parça başladığında dudaklarımız birbirine kenetlenmişti. Ellerim elbisesinin üzerinden vücudunda dolaşıyordu. Kapıdan ilk girdiğimde yemek için durdurduğu ellerim, o sert kalçasını hoyratça sıkıyordu. Elimden tutup “benimle gel” diyerek beni yatak odasına çekerek götürdü. Odanın kapısında tekrar birbirimizi öpmeye başlamıştık ama bu sefer o benim gömleğimi çözüyor bense onun elbisesinin fermuarını açıyordum. Ben ondan daha şanslıydım. Tek parça olan elbisesi kolayca aşağıya doğru düşüp o arzuladığım vücudunu gözlerimin önüne sermişti. Gömleğimi çıkarmasına yardım ederken kemerimi çözüp pantolonumu çıkarmıştı oda. İkimizde sadece iç çamaşırlarımızla idik artık.Tenlerimiz birbirine temas ediyordu öperken, sarılırken birbirimize. Selen’i usulca yataına uzatıp, üzerine eğilip dudaklarını, boynunu emmeye başladım. Ellerim sütyeninden kurtardığım o güzel göğüsleri sıkıyor, uçlarını parmaklarım arasında hafif hafif eziyordu. Nefes alış verişinden aldığı hazzı tahmin edebiliyordum. Ara ara tırnaklarını sırtımda hissediyordum. Boynundan gerdanına indim öperek ordan göğüslerine usulca. Dilim ve dudaklarım birlikte kavradı dikleşmiş göğüs uçlarını. Bacakları ile boxerımın içindeki sikine temas ediyor, sertliğini anlamaya çalışıyordu ben onu emerken. Göğüslerini emerken elimi kilotundan içeri sokup ıslanmış amcığını okşuyordum. Yavaş yavaş ufak öpücüklerle göbeğine ordanda kasıklarına ulaştım. Artık nefes alış verişi hafif inlemelere dönüşmüştü Selen’in. Kadınlığından akan suları dilimle toplamak tarif edemeyeceğim kadar zevk almamı sağlıyordu. İkimizde aradan geçen zaman boyunca azruladığımız zevki yaşıyorduk. Kendimi Selen’in kadınlığını emmeye yalamaya o kadar kaptırmıştım ki “yeter ne olur bekletme artık” demesi ile kendime geldim. Üzerinden doğrulduğumda oda düzelip boxerımı sıyırdı ve zevkten sertleşiş sikimi dudaklarının arasında sıkarak emmeye başladı. Bu işi gerçekten harika yapıyordu. Ağzında sertleşen sikimin başına öpücük kondurup “içimde istiyorum artık” diyerek kendini yatağa bıraktı tekrar. Bacaklarını öperek omzuma aldım. Elime aldığım sikimi ıslanmış, emilmekten kızarmış amına sürtmeye başladım. Artık odada sadece Selen’in “lütfen” diye inleme sesi vardı. Sikimi te hamlede içine yerleştirmem ile içinde seri hareketlerle gidip gelmem bir olmuştu. İkimizde zevk ile inliyor bu zevkin bitmemesini istiyorduk. Tam istediğimiz gibi muhteşem geçiyordu zaman birlikte. Boşalmam yaklaşınca “korunuyormusun” dememle “içimde istiyorum hepsini çıkma” diye inlemesi bir olmuştu. Zevk ile tüm döllerimi Selen’in içine boşalttım. Sabahın ilk ışıklarına kadar 4 kere seviştik o gece ve birbirimizin kollarında uykuya daldık.

Sabah Selen’in öpücüğü ile uyandım. Üzerindeki saten geceliğin içinde harika görünüyordu her zamanki gibi. Duş alıp kahvaltı için yanına geçtim. Ayakta birbirimizi öperek gecenin harika olduğunu söyledik birbirimize farklı kelimelerle. Uzun bir gece geçirmeme rağmen ilk defa evine dikkatlice bakmıştım. Gerçekten de çok özenle düzenlenmiş bir evdi. Anladım ki bir evin güzelliği sahibesi ile aynı oranda oluyor. Biz bu olaydan sonra 1 kere daha görüştük. Onuda daha sonra yazacağım. Halen telefon ve internet üzerinden görüşmeye devam ediyoruz.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32