Annem ve Muhafazakar Seks Partisi

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Annem ve Muhafazakar Seks Partisi
Merhaba, anlatacaklarım size gerçek dışı gelebilir ya da ahlaki değerlerinizle örtüşmeyebilir. Eğer böyle çekinceleriniz varsa, okumayın lütfen.

Beş sene önce henüz 18 yaşında toy bir genç iken, üniversite eğitimim için ayrıldığım İstanbul’a artık temelli olarak dönmüştum. Geride kalan beş sene içerisinde hayatımda pek çok şey değişmiş, en büyük değişim ise üç sene evvel babamı kalp krizinden kaybetmemle başlamıştı. Artık bu hayatta annemle tek başımaydım. Annem şengül 44 yaşındaydı, bundan 24 sene önce kendisinden 22 yaş büyük olan babamla evlenmişti. Geçmişte annemle babamın sık sık tartışmalarına denk gelirdim, annem babamı hiç sevmezdi, ben de itiraf etmek gerekirse pek sevemedim, yeryüzünde seven biri olduğunu da sanmıyorum. Babam dededen kalma iki büyük deri fabrikasının sahibiydi, otoriter, neredeyse hiç yüzü gülmeyen nemrut suratlı bir adamdı. Babam öldüğünde fabrikalar ve çeşitli mülklerin yerinde yeller esiyordu, bunların büyük bölümü babamın kumar bağımlılığı yüzünden buharlaşmış, maddi sıkıntılarımız günbegün daha da büyür olmuştu. Belki de babamın kalp krizi geçirmesinin sebebi de buydu. Sonraki yıllarda elde kalan para Amerika’daki okulumu bitirmeme ancak yetebilmiş ve nihayetinde elimde diploma ile dönmüştüm.

Annemden bahsetmek gerekirse; modern anlamıyla başörtülü , 165 cm boyunda, 65 kilo civarı, bembeyaz bir teni olan, belirgin vücut hatlarıyla (büyük ve sıkı kalçaları ile iri memeleri) balık etli bir kadındır. Yaşı ve fiziğiyle güzel, alımlı ve gerçek yaşından en az 3-4 yaş daha az gösteren bir kadındır annem. Ayrıca güzelliğini ortaya koyan çok hoş, yuvarlak bir yüze de sahipti. İnsanı içine çeken yeşil, iri gözleri, pembeye boyadığı tatlı, dolgun dudakları, bembeyaz dişleri ve minik hokka burnuyla adeta bir portre gibidir. Tatlı kadife sesi, hep güler yüzlü oluşu, sıklıkla beliren gülümsemesi ve zaman zaman attığı şuh kahkahalar fiziksel özellikleriyle de birleşerek onu çekici ve seksi bir kadın yapar. Bütün bunlar yaşadıklarımdan sonra fark ettiğim şeylerdi, yoksa her evlat gibi benim için de annem kutsaldı ve bir kadın değil, cinsiyetsiz bir melek gibiydi.

İstanbul’daki evime dönüşümle beni şaşırtan annemin bir giyim mağazası açması olmuştu. Annem artık patron olmuş, açtığı mağazada bir de genç kızı tezgahtar olarak yanına almıştı. Anneme bu mağazanın hangi parayla açıldığını sorunca, bana babamın eski dostlarının ve sağolsun amcamın yardım ettiğini söyledi. 54 yaşındaki amcamın hali vakti yerindeydi, üç ayrı semtte kebapçısı vardı. Annemin bahsettiği babamın yakın arkadaşları da çok zengin olmalarına rağmen son derece ikiyüzlü ve çıkarı olmadan kimseye selam bile vermeyen, ikiyüzlü adamlardı. Annemin finansman konusundaki açıklamalarını tam anlamıyla tatmin edici bulmasam da üstelemedim.

Geleli bir ay olmuştu, temmuz sıcağı ortalığı kavuruyordu. tatil kısmını bir yana bırakıp artık iş arama kısmıyla meşgul olmam gerektiğini düşünüyordum o sıralar. Kafam bu düşüncelerle doluydu ama annemin her gün ne kadar değiştiğini görmek beni başka meseleler üzerine düşünmeye itiyordu. Babamın aşırı otoriter tavrının ve hatta zorbalığa varan ceberutluğunun hakim olduğu aile hayatımızda hem tek çocuk olan ben hem annem çoğu zaman edilgen ve ezik kalmaktan kurtulamıyor ve sürekli babamın sözlerini tereddütsüz emir sayarak korkuyla uyguluyor, hakaretlerine boyun eğiyorduk. Ama artık her şey değişmiş, Mehdi Bey’in diktatörlüğü yıkılmıştı. Buna rağmen yine de anneme birkaç defa babamdan bahsedecek, hatrımızdaki pek az hoş anıyla onu yad etmeye çalışacak olmuştum, annemse ya lafı değiştirmiş ya gönülsüz bir iki kelam edebilmişti. Zaten bu normal değil miydi ki? Çirkin ve sevimsiz bir adam olan babamla evlenmelerinin en büyük sebebi babamın zengin oluşuydu, evlilik hayatları boyunca annemin babama hiçbir zaman sevgiyle yaklaştığını görmedim, gerçi aynısı babam için de geçerliydi. Annemi değişen şartlar yüksek özgüven sahibi, iletişim becerileri üst düzeyde olan, daha kadınsı giyinmekten ve çapkın bakışlar atmaktan kaçınmayan ve butün bunları “patron” titri ile otoriter bir üslupta yapan bir dominant iş kadını olma haline taşımıştı.

Beni şaşırtan önemli konulardan biri de annemin giyim tarzının çoğunlukla tesettür standartları dışına çıkarak ve hatta bazen epey dışına çıkarak vücut hatlarını açıkça gösterecek ölçüde değişmiş olduğuydu. Geçmişte annem neredeyse topuklarına varacak ölçüde uzun bir etek giyer, üzerine de bol, vücut hatlarını belli etmeyecek kazak vs. giyerdi. Şimdiyse bazen diz kapaklarını zorlayan bazen dar bazen geniş etekler giyiyor ya da bacaklarını ve kalçalarını saran bir jean ya da kumaş pantolon tercih ediyordu. Üstü için de benzer durum geçerliydi, giydiği kıyafetler karnını ve göğüslerini sıkıca sarıp, hatlarını belli eden kıyafetlerdi. Bunun üzerine bir de ağır makyaj yapıyordu, bazen kullandığı rimel, ruj, allık vs. onu azgın bir kadına dönüştürüyordu. Bu dönüşüm beni annemin daha önce dokunulmaz saydığım vücudunu düşünmeye, kadınlığını düşlemeye sürüklüyordu. Sonunda annemin iç çamaşırı çekmecelerini karıştırmaya varacak ölçüde hem meraklanmış hem de azmıştım. Çekmecenin içi dantelli, transparan, g-string külotları bir diğeri ise tamamen transparan/yarı transparan, leopar desenli çeşitli seksi sütyenler ile doluydu. Sütyenleri elime her aldığımda iç kısmını ağzıma doğru götürüp içine giren annemin iri memelerini hayal ederek kalp çarpıntısıyla kendimden geçiyordum.

Aynısını g-string külotlar için de dakikalarca yapıyordum. Bu heyecanlı dakikaları bırakıp yeni şeyler aramak üzere giysi dolabını karıştırdığımda saten ve tül olmak üzere seksi gecelikler ve kombinezonlarla karşılaştım. Öyle seksi fantazi şeylerdi ki heyecanım gitgide büyüyordu. Özetle bütün bunlar yavaş yavaş annem Şengül’ü annem olmaktan çıkararak, onu benim için orta yaşlı, seksi, isterik bir kadına, bir ev arkadaşına dönüştürmüştü. Ama aklımdaki esas soru da şuydu: “peki ama bu makyajlar, seksi kıyafetler ve fantezi iç çamaşırları kimin için?”

Annemin giyim mağazasına üç farklı günde, üçüncü gidişimde de annemi bulamadım, tezgahtar Aysel annemin toptancıya gittiğini kırıtarak 3. defa söyledi. (Bu aşamada biraz da kendimi aktarayım. 182 cm, 75 kg, esmer, her gün spor yaptığımdan atletik bir vücuda sahibim.) Tevazuyu bir kenara bırakırsak tezgahtar bir kız için sosyal statü, eğitim ve fiziksel özelliklerim itibarıyla fazla iyiydim. Bunlar bir yana annem Şengül’ün toptancıya gitmediği besbelliydi, nereye gitmişti acaba? Bu soru, üst üste iki gün sabah annemle çıkıp, akşama kadar dükkanın civarında gizlice dolanmama yol açtı. Şans bu ya, annem neredeyse iki gün boyunca akşama kadar dükkandaydı. Yalnız amcam bu iki günde 2 defa mağazaya gelmiş ve her seferinde bir saatten fazla kalmıştı. Galiba aklımdaki sorunun cevabı da buydu ama varsayımları kenara bırakıp, emin olmalıydım. Söz konusu ikinci günün akşamında annem mağazadan çıkıp eve gitmek üzere arabasına bindikten sonra, mağazaya daldım.

– Selimciğim hoşgeldin, ben de kapatıyordum.
– Aysel, annemin odasından bir şey almam lazım, hemen hallederim.

Annemin odasına girip, her yanı iyice yokladım hızla fakat görünürde hiçbir şey yoktu. Çıkmak üzere kapının kulpunu tuttuğum anda kenarda duran çöp kutusu gözüme çarptı. İçini açıp bir iki kağıdı kaldırıp derine inince iki tane kullanılmıış, içi sperm dolu prezarvatif ortaya çıktı. Tahminlerim gerçeğe dönüşmüştü. Çöp kutusunu kapatıp, odayı gözlemledim. Deri, açılıp çift kişilik geniş bir yatağa dönüşebilen bir koltuk vardı, oda için fazla geniş bir koltuktu. Nedeni şimdi anlaşılıyordu, Haydar amcam yengesini işte bu deri koltukta beceriyordu. Bunun üzerine annemin oğluma mezuniyet hediyem diyerek aldığı, muhtemelen Haydar amcamın parasıyla alınmış lüks spor arabamla arada beraber olduğum escortun evine gittim. Yol boyunca annemin açtığı mağaza ve giyim tarzı iyice bir zemine oturmaya başladı. Kendimi bir piç, bir orospuçocuğu gibi hissediyordum. Tuttuğum şu direksiyon bile kim bilir neyin karşılığıydı?

Suadiye’deki evinde escort Müge’nin memelerini yalarken amcamın ağzı ve diliyle annemin memelerini nasıl yalayıp ısırdığı aklıma geliyordu. Müge’nin memeleri ufaktı, anneminkilerse hem iri hem kakıktı. Başımı kaldırıp Müge’ye: “bana Haydar de, Haydarım sik beni de” “ne Haydarı canım” “ben de sana Şengülüm, orospum diyeceğim” “Selim, iyi misin” “sen ne diyorsam onu söyle güzel bahşiş vereceğim, azdır beni bu sözlerle”….

Müge’yle geçirdiğim gecenin ardından arabamla eve dönüyordum. Müge’nin yatağında onların neler yaşadığını hayal ederek, Haydar olup annem Şengül’ü defalarca sikmiştim. Tiksindiğim insanlar oluvermiştim. Amerika’dayken seks yapmadığım kadın tipi kalmamıştı, eşcinsel ilişkiler de yaşamıştım, sınır kabul etmeyen biriydim ama ensest yoktu hayatımda. Fakat dün Müge ile sevişmemi düşününce sanki kendimi ilk kez broşalmış gibi hissettim. Çünkü böylesi hiç olmamıştı, adeta kor bir alev gibi yanmış ve Müge’nin amcığını ve kasıklarını döllerimle sırılsıklam yapmıştım. Bunun nedeni annemi düşleyerek sevişmemdi.

Eve vardığımda saat 11’e geliyordu, annem çoktan mağazaya gitmişti, ben de yorgun olmama rağmen hemen bir duş alıp çıktım. Şüphe uyandırmak istemediğimden arabayı almak yerine taksiye bindim. İçimden bugün bir şeyler olacak diye hissediyordum ama olacak olan hakikaten olacaksa ben ne yapacağım o zaman diye düşünmeden de edemiyordum. Amcam içerideki odaya girecek ve annemi sikecek. Peki ben ne yapacağım? Ya da amcam annemi alıp götürecek ve bir yerde sikecek, o zaman yine ben ne yapacağım? Kafam karışıktı.

Yaklaşık iki saat olmuştu, annemin mağazasını gören bir parkta gizlice oturuyor, mağazayı izliyordum. Güvercinleri ve onlara yem atanları izlerken neredeyse annemin mağazadan çıkışını kaçırıyordum. Şengül’ü gördüm:

Başında yüzünü ortaya çıkaran değişik bağlama stiline sahip beyaz bir türban, lila renkte koca memelerini gözler önüne seren dar bir bluz, siyah topuklusunun birkaç parmak üstünde biten siyah bir etek vardı. Hızlı adımlarla onu takibe koyuldum, yaklaşık 10 dakika yürüdükten sonra malum kişi yani Haydar amcam annemi yol ağzından tank gibi olan cipine aldı. Hemen taksi çevirip takip ettirmeye başladım. Uzun süren yolculuk Dragos’ta geniş bahçeli bir villanın önünde son buldu. Onlar inip içeri girerken, ben de taksiciye dikkatli takibi ve meraklı sorularını kesmesi sebebiyle mükafatı olan 100 lirayı takdim ettim. Amerika’da geçen yıllardan sonra henüz yeni yeni alışmaya başladığım istanbul’da daha önce hiç gitmediğim Dragos’ta koskoca bir villanın etrafında dolanarak içeri girmek için Micheal Scofield tarzı bir plan yapmaya çalışıyordum ki bu anlarda villanın arka duvarının hemen yakınında duvara aşmamda yardımcı olabilecek büyük ve uzun bir kalas buldum. Yine de pek kolay olmadı oraya tırmanmak, demirlere kolumu çarparak ufak bir yarayla içeri dalabildim. Bahçede pek çok farklı türde ağaç ve çiçek vardı ama asıl korkum bir köpeğin varlığıydı ki neyse yoktu. Ağır ağır adımlarla eve yaklaştım, şatovari villanın camlarından ilkin amcam Haydar’ı gördüm, telefonla konuşuyordu. Annem ortalıkta görünmüyordu. 5-6 dakika sonra Haydar telefon görüşmesini sürdürürken, korna sesleri gelmeye başladı. Amcam hızlı adımlarla dışarı çıkıp kapıyı açtı, içeriye beyaz renk çok lüks bir Bentley girdi. İçinden çıkan babamın eski arkadaşı, altmışlı yaşların ortasındaki Hacı Abdullah amca idi. Geçmişte sadece iki marketi olan, birkaç defa hacca gitmiş bu mübarek adam son yıllarda hızla zenginleşmiş ve büyük bir market zincirinin sahibi olmuştu, altındaki araba servetinin ne ölçüde genişlediğini gösteriyordu. Haydar amcam, Hacı Abdullah’i alarak bahçedeki masaya götürdü. Bunlar oturup sigara içerken birkaç dakika sonra da çok zengin olan pek çok döviz bürosu ve kuyumcusu olan hanzo bir görünüme sahip, amcamın akranı diyebileceğim bir yaştaki Arap asıllı Usame kendisine hiç yakışmayan kırmızı Ferrasi ile her yerine takıp takıştırdığı altın yüzük ve kolyeleriyle çıkageldi. Bahçede süren konuşmalarından anladığım kadarıyla biri daha gelecekti ya da ben öyle sanıyordum. Gerçekten de biraz sonra beklenen adam ultra lüks minibüsüyle geldi. Tesettür giyim üzerine birkaç mağazası ve Anadolu’da iki avm’si olan 45’li yaşlardaki babamın yakın arkadaşı Fazlı da son yıllarda iyice zenginleşmişti, imam nikahlı 3 tane karısı olduğunu herkes değilse de bilen bilirdi. Masada tüm koltuklar dolmuştu ama o zaman Haydar amca ve eski iki arkadaşı Abdullah ve Usame ve tabii bir de son gelen Fazlı, hepsi birden annemi mi sikecekti? Nasıl bir sapıklığın ve saçmalığın içine düşmüştüm, deliriyor muydum? Fazlı minibüsün arka kapısını açtığında aşağı inen uzun boylu ve beyaz tenli, biri siyah biri kızıl saçlı iki travesti ve onların arkasından inen daha sonradan Fazlı’nın son hanımı olduğunu öğrendiğim o seksi türbanlıyı görmemle birlikte bunun zengin muhafazakarların sınırları aştığı bir parti olduğunu anlayıverdim. Annemse bu partide sadece bir mezeydi ya da ben öyle sanıyordum.

Kızlar masadakilere el sallayarak içeri girdiler, Fazlı masaya geçti. Bense o sırada ağacın arkasında bir yandan masayı bir yandan da evin içini gözetliyordum. Belli ki bu aşılması güç duvarların içerisinde çok şey yaşanmıştı. İlk olarak daha sonradan adının Büşra olduğunu ve bu partiye ilk kez katıldığını öğrendiğim Fazıl’ın 22 yaşındaki imam nikahlı son eşi gözüme çarptı. Biraz sonra o iki travesti de seksi kıyafetler içerisinde aşağıya indiler. Annem salondan çıkıp 5 dakika sonra nefes kesici bir kıyafetle içeriye girdi. Tabanı kırmızı, rugan topuklu ayakkabısı, dizlerini biraz aşan ince siyah külotlu çorabı, beyaz ağırlıklı jartiyeri ve pers yeşili türbanıyla 5 metre ilerimde duruyordu. Elindeki 5-6 farklı renk ve modeldeki türbanı hemen yakındaki giysi dolabına bıraktı, daha sonra kadınların ve travestilerin arada partner değiştirdikçe o büyük dolaptaki çeşitli kıyafet ve aksesuarları giyip çıkardığına tanık olacaktım.

Anneciğimin arkası cama dönüktü ve konuşurken gördüğüm mükemmel götü adeta nefesimi kesmişti. Kızıl ve siyah saçlı travesti ve Büşra üç ayrı geniş yatağa oturmuş, üçü de el aynalarındaki son hallerine göz atıyorlardı. Annem dışarı çıktı, beyaz masaya doğru yürüdü ve sadece kilotlarıyla bekleyenlerden yaş sırasına göre ilk önce Hacı Abdullah geldi annemin yanına. annem kısacık ateşli bir öpüşme sonrasında, Hacı’nın kilodunu eliyle çıkararak 20 saniye kadar sikini sıvazlayıp, sonra da götüne şaplak atarak onu içeri yolladı. Mütedeyyin iş adamı, kıçındaki kıllar ağaran Abdullah annem Şengül’den kıçına şaplak yiyerek Wonderland’e doğru yol alıyordu. Aynı prosedür diğer 3 katılımcı için de uygulandı, son sıradaki Fazlı bu ritüeli uzatmak istese de annem buyurgan tavrıyla ona yolu gösterdi. Çılgın partinin, çılgın bir ritüelle start alması ve her şeyin büyük bir özenle yürümesi, nasıl uzmanlaştıklarını gösteriyordu.

Bütün bunları izlerken çırılçıplak kalmıştım, bunca şeye şahit olduktan sonra artık korkacak da bir şey kalmamıştı. Kapıya doğru yürüdüm, kapalıydı ama arkadaki pencereden girerekusul usul çırılçıplak halde hemen arkalarından içeri girdim. Koca bir salon, küçük masalarda ağız toplarından vibratörlere, çeşitli kremlerden kırbaca kadar bir sürü farklı seks oyuncağının yanı sıra pahalı konyaklar, viskiler, şaraplar, purolar….Anlaşılan tabular yıkılmış ve yaşadıkları hazzın sıcağı bütün katılımcıları aşktan ve zevkten uçurur olmuştu. Bütün bunların ortasında 4 ayrı yatak ve o 4 ayrı yatakta her türlü fantezi dönüyordu, bu kuşkusuz dünyanın her yerinde olabilirdi ama bu seks partisini farklı kılan katılımcılarıydı. Bu odadaki bütün kadınları başta annem Şengül’ü, o travestileri sikmek istiyordum, yetinmeyecek karşımda oral seks yapan amcamın 20 cm civarındaki devasa yarağını da şapır şupur yalayacaktım, bütün aklım, heyecanım ve kalbim sikimde atıyordu, vücudum kızmıştı adeta. Bütün bunlara gittikçe yükselen şekilde duyulan inlemeler ve odadaki afrodizyak etkili kokular da eklenmişti. Karşımdaki manzara porno filmlerden çılgın bir sahne değil, bir adım ötemde duran gerçekti.

O anlarda şunlar yaşanıyordu:

Abdullah ilk girmenin avantajıyla biraz öndeydi ve bir eliyle memelerini okşadığı kızıl saçlı afetin sikini diliyle canlandırmaya çalışıyordu. Haydar amcamsa yeni gelin 22’lik Büşra’ya o güzel sikini yalatıyordu:

Büşra da arada rakısını yudumluyor, annemle yiyişen kocası Fazlı’nın çıkardığı vahşice sesleri duyup tecrübeli ellerde bir erkeğin ne hale geleceğini arada böyle bakarak iyice görüyordu:

Usame ise diğer travestiyi sırtı kendisine dönük şekilde oturtup bir yandan götünü sikiyor bir diğer yandan da onun sikini sıvazlıyordu.

Ortama daha dikkatle baktığımda annemin koltuk-yatak arası üzerinde sevişilen bu 4 mobilyadan en büyüğünde bulunduğunu gördüm. bunun, adeta sadrazam kayığı ya da bir çeşit devasa kleopatra koltuğu olduğu söylenebilirdi. Annem Fazlı’nın sikini yalıyordu ama ne yalama…dilini adeta bir sanatçı gibi kullanıyor, Fazlı’nın sikinin başını öyle güzel dilliyor, sonra ağzını açıp sikinin başını, o küçücük bölgeyi ağzına alıp hafifçe ıslatarak bırakıyordu. Diliyle damarlı yarrağının üzerinde adeta sörf yaparak Fazlı’nın taşaklarına iniyor ufak ufak, hınzırca ısırıklarla Fazlı’yı çıldırtıyordu. Annem’in bu kadar uzun yıllar babamla geçen mutsuz evliliğinden sonra, belki de yıllar sonra kendini tatmin etmesi ile yüksek ve sınırsız cinsel arzuları açığa çıkmıştı. Sonradan öğrendiğime göre annem son 3 sene içerisinde kendisindeki cevheri öyle bir göstermiş ki bir sex mastera dönüşmüş, Wonderland, harikalar dünyası dediğim bu seks vahasını en ince ayrıntısına kadar kendisi yaratmıştı. İşte o kadın şimdi Fazlı isimli muhafazakar zengin bir işadamını azdırarak saksosuyla kudurtuyordu. Üstelik dindar bir kadın sandığım anneciğim, arzulu ve azgın bir dişiydi ve partinin mezesi değil ana yemeğiydi.

Ben de kudurduğum için daha fazla dayanamıyordum, annemin götünü siken Fazlı’nın işini bitirmesinden sonra hemen içeri girecektim. Fazlı sikini çıkarıp anamın götüne değil suratına doğru getirerek sikini yalatmaya başladı broşalmaya yakın da çıkarıp Şengül’ün yüzünü dölleriyle bıraktı.tam o anda Hacı Abdullah kızıl travestiyi amcam Haydar’ın kollarına bırakmış, Haydar’ın bıraktığı tazecik Büşra’yı da Abdullah yarağının üzerine almıştı. Usame hala diğer travestiyle sikişiyor, bir gözüyle de kleopatra Şengül’ün broşa çıkmasını bekliyordu. İşte tam o sırada içeri daldım, herkes beni fark ettiği anda hemen yerinden kalktı, onlar gibi çırılçıplaktım ve sikimden döller yere akıyordu. Ben herkesin ayaklanacağını, bana dik dik bakacağını düşünmemiş, dikkat çekmeden kenarından ben de dahil olurum diye düşünmüştüm ama öyle olmadı. Fazlı broşalıp rahatlamış, Usame annemi beklerken kudurmuş, Hacı Abdullah Büşra’nın taze vücudundan bir anlık da olsa kopmasından dolayı öfkelenmişti. Travestiler de dikleşmiş sikleri ve ıslak memeleri ile ayaktaydı. Büşra sanki biraz utanmış gibiydi. , Amcam Haydar’sa çözemediğim şekilde bu vartayı unutarak ilk konuşan olmuş, gülümseyerek bana hoşgeldin demişti. Yalnız bizim kebapçı tuhaf adamdı doğrusu. Annemin dudakları, yanakları döl içindeydi.

– Oğlum Selim şey, ne denir ki?
– Annem ben hesap sormaya değil, sikişmeye geldim. Burası mükemmel.
– Kızmadın mı yani?
– Seninle gurur duyuyorum ben, kızmadım sadece azdım.

Herkes şaşkınlığı atlatmış, Abdullah’ın buraya nasıl girdiğime dair peşi sıra sorduğu soruların ardından, buradaki işleyişe dair birkaç şey söylemişti. En önemli şeyin hiyerarşi olduğu ve Şengül’ün buranın kraliçesi olduğu, en son katılanın en düşük rütbede olduğu, burada Şengül’ün benim annem değil, hepimizin kralçesi olduğu gibi şeylerdi. Herkes çıplak bir şekildeyken süren bu 10 dakikalık diyaloğun ardından herkesin bir duş alması ve yemekten sonra devam edilmesi kararlaştırıldı. Usame ve elbette Usame’den bin kat daha fazla ben annemi sikememenin verdiği sıkıntıyla biraz tatsızdık.

Herkes üzerini değiştirmek ve duş almak üzere odalarına çekildi, Haydar amcam da eliyle bana gel işareti yaptı. Onun odasına gittik, yemek masasında bazı kuralların olduğu kapalı kıyafetlerle oturmak gerektiğini, ön taraftaki havuz başı partilerinden sonra bile yemek masasına mayo, deniz şortu ve bikini ile oturulamayacağı gibi kurallardan söz etti. Bana çok güzel bir gün geçireceğimi falan söyledi ama ben fena halde azmıştım ve az önce salondaki mükellef ve mükemmel sofradan bana bir ekmek kırıntısı bile düşmemişti. Göbekli ve biraz da kıllı olan amcamın vücudu hele hele o güzel ve hala yarı kalkık olan siki beni delirtmişti. Amerika’da defalarca gaylerle seks yapmıştım, vücudumun ne kadar çekici olduğunu iyi biliyordum. Dayanamayıp arkasından dolanarak elimi o koca güzel sikine attım, dikleşen memelerimi de onun sırtına sürüyordum. Amcam azgınca hırlıyordu, bir elini o da benim arkama attı. Birkaç dakika böylece devam ettik ve öyle ani döndü ki incecik dudaklarımı kalın etli dudaklarıyla buluşturdu, adeta yiyordu beni, dişleri dudaklarımı koparacaktı neredeyse. Bıyıkları ağzıma giriyordu, öyle tatlı tatlı yiyordu ki beni ayaküstü. Aleti iyice kabarmıştı, beraber yatağa atladık. Amcamın kucağına oturup, dudaklarına yumuldum. Bıyıklı beni yiyordu, elleriyle de memelerimi avuçluyordu, öyle hırıltılar çıkararak broşalıyorduk ki annemin ve tezgahtar Aysel’in odaya girmesiyle durabildik. Onlar da haydi yemek hazır cümlesinin, haydi kısmını söylerken bu manzarayla karşılaşınca bir anda donakaldılar. Pek çok şeye tanık olsa da annemi, oğlunun kaynının sikinin üzerinde ceylan gibi sekmesi şaşırtmıştı. Yaşananlar adeta film karesi gibiydi. Geldikleri gibi aniden bir şey söylemeden çıktılar, hay aksi Aysel’in burada ne işi vardı. Haydarım ve ben istifimizi bozmadık, 10 dakika daha sevişip beraber duşa girdik, sonra da o yemek masasına ben de bahçede bıraktığım kıyafetlerimi giymeye gittim. Yemeğe biraz geç katılmıştım, daha sonra tabii bunun da nahoş bir tavır olarak kabul edildiğini öğrendim. Aysel villanın arka girişinden 2 saat önce gelip bütün yemekleri yapıp, masayı hazırlamıştı. Masanın bir başında annem diğer başında beyaz saçlı Abdullah amca oturuyordu. Masada seks konuşmak da yasak olduğundan, seks dışında bambaşka şeyler konuşuluyordu. Fazlı’nın Başakşehir’de açacağı giyim mağazası, Hacı Abdullah’ın Taksim’deki kendi adını taşıyan lokantayı almak gibi tuhaf hayali, annemin yerli yersiz attığı şuh kahkahalar, Usame’nin altın fiyatları ve dövizin yükselişi üzerine attığı nutuklar ve ekonomik krizin varlığına ilişkin iddiaları ve ona menfi anlamda gösterilen tepkilerle birlikte yemeği tamamladık.

Havuz başına geçip oturmuştuk, benim aklım ne zaman sikişeceğimizdeydi ve en önemlisi Şengül’ü ne zaman bağırta bağırta sikeceğimdeydi. Tabii sonradan Haydar’dan öğrendim ki annemi buradaki saçmalıklara göre en son sikme sırası bendeydi. Tabii Haydar amcam sağolsun sırasını bana verdi, artık sondan ikinciydim. Aysel elinde tepsiyle geldi, bir fincan Türk kahvesi dışında hepsi çeşitli içkilerden oluşuyordu. Herhalde Türk kahvesini Abdullah içecek derken, Hacı en önce buzlu rakıyı kaptı, Türk kahvesi içen annem dışında herkes çeşitli içkiler aldı. Ben de Usame’nin çok özel (pahalı demeye utandığından) dediği konyaktan almıştım.

Yaklaşık bir saaat geçmiş, herkes çakırkeyf olmuştu, annem haydi içeri geçelim diye buyurdu. Sonra öğrendim ki yaşadığımız havuz başı rutininin ardından söylenen bu cümlenin anlamı 15 dakika sonra herkesin salonda hazır bulunması gerektiğiydi. Villaya girerken annem tarafından icra edilen malum ritüel birazdan yine başlayacaktı. Böylelikle anneme ilk kez dokunabilecek, dudaklarına kısa da olsa yapışıp sonra da sikimi yine kısa bir süre için de olsa eline verebilecektim. Annem salonunun girişindeki koltukta oturup sırayla herkesin sikini 20-30 saniye yalıyor ve bu muameleyi herkese çekiyordu, herkes tadı damağında kalarak salona giriyordu. Sıra sonunda bana gelmişti.

Dudaklarına öyle bir yapıştım ki hem süreyi bir dakikadan fazla ihlal ettim hem de annemi kendime çekerek yine yapmamam gereken bir şeyi yapmıştım. Bunun üzerine Usame ve Hacı bana dönük olarak kibarca bir uyarı yaptılar ve o anda bitirdik. Annem ceza olarak sikimi de sıvazlamamıştı.

Abdullah yine Büşra’yı domaltmak üzere hazırlanmıştı. Fazlı siyah saçlı olan travestinin sikini yalarken, travesti de onun deliğini yalıyordu. Amcam Haydar Aysel’i götünden sikiyordu. Kızıl saçlı travesti de bana kalmıştı ama ağır tempo giderek annemi izliyordum çünkü Usame denen herifin ağzının suyu akıyor, annemde ona striptiz yaparak onu çıldırtıyordu. Daha sonraları Usame’nin annemle evlenmek için anneme defalarca malvarlığının yarısını önerdiğini, anneminse bunu düşünmeden her defasında reddettiğini öğrenecektim. Annem usame ile evlenmek istemese de onunla sevişmeye bayılıyordu, bu her halinden belliydi. Annem Usame için öyle bir şey giymişti ki neredeyse kalbim yerinden çıkacaktı:

Kızılla annemi izleyerek azgınca öpüşüyordum ki amcam yanına çağırdı bizi. Sonra dudaklarıma saldırdı, fena azmıştık. Kızılda bir yandan sikiyle arkamı zorluyordu. Haydar eliyle kızıla Aysel’i gösterdi, tezgahtar Aysel’in de süt gibi vücudu vardı. Amcam arkadan bana ağır ağır sokmaya başladı:

Aysel de kızılın yarağını yalıyordu. Annem Haydar amcama seslendi:

– Haydar oğum nasıl, canını çok yakma
– Şengülcüğüm oğlundaki göt sen hariç buradaki dört karıda da yok. Oğlun götünün bu güzelliğini senden almış.
– Oğluşum,aşkım seni Hacı’dan sonra alıcam.

Annem duş alıp geldikten sonra Hacı anamı sikecekti, Fazlı’nın sikini yalayıp Haydar’ımın sikini sıvazladığım o anlarda omzumdan tutarak, Apo dedi ki:

– Burada gördüğün bu insanlar nasıl bu hale geldi diye merak ediyorsundur, annen öyle bir aşüfte ki hepimizi yoldan çıkardı. Ama bedeli ne olursa olsun annenin koynuna girmek her şeye değer.
– Haklısın ama bana daha tadına bakmak kısmet olmadı.
– Olacak, olacak…annen bugün çok daha azgın, tam yemelik zamanında. Herhalde Şengül’ü çıldırtan senin gibi bir yağız delikanlıyı koynuna alacak olması. Bunları yalıyorsun da eee bizim başımız kel mi? Haydi annenin amına girmeden ıslat şu koca oğlanı…

Hacı Abdullah’ın sikini yalamaya başladım, Abdullah’ın yaşına bakarak yaptığım tahminin aksine siki sımsıcak ve damarlıydı. Annem gelmişti işte, hacı yarağını ağzımdan çekip anneme doğru hareketlendi. Aynı Fazlı’nın son karısı gibi domaltır bir pozisyona getirdi:

Hacı annemi çatır çutur bağırtarak sikerken ben de farklı kombinasyonlar dahilinde diğerleriyle sikişmeyi sürdürüyordum.Hem Büşra’yı sikerken hem de bana defalarca kez aşık olduğunu söyleyen Büşra’nın içindeyken annemin öncesinde heteroseksüel tarafımı ayakta tutmaya çalışıyordum.

Hacı’nın artık işi bitmiş sıra bana gelmişti, annem duşa girdiğinde ben de Büşra’nın içinden çıktım. Yemek sonrasında havuz başındayken bol bol ceviz ve fındık yemiştim, şimdi de final maçı öncesi cinsel isteğimin sönmemesi için daha fazla broşalmayacak, sadece salonun başındaki dev ekranda oynayan pornoyu izleyip, dinlenecektim. Yaklaşık yarım saat olmuş, heyecanla beklediğim kadın hala görünmemişti. Bunun üzerine içeriye gidip, duşa baktığımda Hacının annemi yiyip, sonra da sakso çektirişini bir 10 dakika izlemek zorunda kaldım. Doğrusu çok güzel sevişiyorlardı.

Artık dayanamayarak hacı’yı hem uyardım hem de kuralları hatırlattım. O da benden özür dileyip, annemin dayanılmaz olduğunu söyledi. Hacı çıktıktan sonra anneme:

– Saatlerdir bekliyorum, hemen burada yapalım, anne dayanamıyorum kadınlığına, neredeyse ağlatacaksın hadi ya
– Aşkım özür dilerim, bu kuralları ben koydum şimdi de uymasam olmaz. İçerideki dolabımdan istediğin kıyafeti getir bırak. Yukarı kata çık özel oda var, orada duş alıp, bekle beni. Annen seni orada ebediyen erkeği yapacak bitanem.

İstemeye istemeye dediklerini yaptım. Yarım saat sonra annem geldi. Bugün onu çok farklı kıyafetler içerisinde görmüştüm ama ben evdeki gibi giyinmesini istemiştim. Beyaz bir başörtüsü ve normal bir kıyafet. Annem içeri girdiğinde ayağa kalktım, kapının eşiğinden bana gülümsüyordu. Anneme doğru gidip kapıyı kapattım. Bir nefes kadar yakındım ona artık, gözleri gözlerimdeydi. Anın zevkini çıkarmak için ağır hareket ediyorduk, hint filmlerindeki gibi burnumuzu ve yüzümüzü birbirine sürtüyor, hırıltılı seslerle, vahşi arzularla koklaşıyorduk. Dudaklarıma azgınca saldıran şengül oldu, öyle ani ve şiddetli şekilde atıldı ki adeta yiyordu dudaklarımı, elleri sırtımdan kalçalarıma doğru inmiş, kalçalarımı mıncıklıyordu. Ben de annemin kalçalarında kadife teninde parmaklarımı gezdiriyordum.yavaş yavaş adımlarla beni yatağa atıp, sikimi avuçladı.

diliyle sikimi buluşturduğunda annemin tadına iyice varmaya başladım. Dokunuşları öyle ustaca, timingi o kadar doğruydu ki çıldırtıcı iniltiler çıkarmaktan geri duramadım. bir erkeğin siki ve taşaklarıyla oluşan bütünlüğün tamamından yararlanmasını öyle güzel beceriyordu ki, en hassas bölgelerimi şevhetli dil darbeleriyle ıslatmıştı. Bana sürekli kocacım ve artık kocamı buldum diyordu. Sikim broşalmaya çok yaklaştığında tamamen ağzının içine alıp git gele başladım. Bunu yaptığı sırada bacaklarımın arasından bana azgın ve çapkın bakışlar gönderiyordu. Ağzına sular seller gibi broşaldım, ağzındaki döllerimi iştahla yuttu, diliyle dudaklarının kenarında kalanları da güzelce temizledi. Hala hayvani seslerle inliyordum, annem kadar mükemmel ve azgınca sevişen bir kadın olamazdı. Annemin iri memelerine artık dalma zamanı gelmişti, memelerini göstermeden öyle güzel avuçluyor ve beni kıvrandırıyordu ki neredeyse dayanamayıp saldıracaktım. Ama Şengül ben kıvranırken bir anda çat diye açıverdi ve ben önüme serilen iri memeleri gözlerimle biraz inceledikten sonra ağır ağır avuçlayarak dillemeye başladım. Annemin eli kadınlığındaydı, bense annemin oldukça iri ve dikleşmiş memelerini avuçluyor, annemin de bir eliyle ittirdiği kafamı bu yemelik tombik memelerin arasına gömüp orada kalmak istiyordum. Annemin iniltileri her geçen dakika arttıkça memelerinden yavaşça bal kutusuna inmenin zamanı geldiğini anlayarak dilimi kadınlığına yavaş yavaş daldırdım. Sulanan amcığı öylesine yavaş ve aralıklı yalıyordum ki annem iyice azıyordu. Annemin yangınına son vermek üzere bacaklarını kaldırarak sikimin başını amcığına dayadım. Çok azmış olmama rağmen daha çok azmış olan annemin “sok sok kocacım” “sik artık selimim” diye inlemelerini duymak çok hoşuma gidiyor ve annemin arzulayan bakışlarına karşı sikimin başını ağır ağır sokuyor sonra da tamamen çekiyordum. Annem iki eliyle iki elimi tutuyordu ve öyle güçlü sıkıp, yalvarıyordu ki… Ağır ağır sadece başını sokup çıkarırken sonunda dayanamayıp öyle bir soktum ki annem “ahhhhhhahahahhhhhhhh” diye bağırarak bütün evi inletti. Ben de 8-10 defa sokup çıkardıktan sonra Şengül’ün amcığına broşaldım. Hemen ardından anneciğmin yanına uzanarak 10 dakika boyunca ateşlice öpüştük. Dudaklarımı annemin boynuna oradan da ağır ağır koltuk altına doğru götürmüştüm, koltuk altını yalıyordum, içimde annemin her kuytusunu keşfetmek için öyle bir arzu vardı ki…

O gece annemle o villada sabah saat 9’a kadar korkunç bir iştahla seviştik ve koyun koyuna uyuduk. Aysel’in yemeğin hazır olduğunu haber veren sesiyle çırılçıplak ve uyandığımızda saat 4’e geliyor ve bizi yeni bir parti bekliyordu.

not: daha önce yayımladığım bu hikayede çeşitli iyileştirmeler yapıp yeniden yayımlıyorum. fotoğraflar tabii ki temsilidir.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Nurcan abla

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Nurcan abla
Komşumuz Nurcan Abla! (Çağlar 29 Y., İzmir)

İşten geldiğim bir gün ekmek almak için markete gidiyordum. Önümden bir kadın yürüyordu. Site yaşayanlarıyla fazla muhattap biri değilimdir. Kadının başı kapalı, altında dar bir kot vardı. Fakat kalçaları o kadar belli oluyordu ki, sikimin uzun zamandır ilk defa coştuğunu hissettim. Ne muazzam bir kalçaydı, dar kot ise baldırlarını zor zaptetmiş, bıngıl bıngıl titriyordu. Kadın sitenin bahçe kapısını açıp çıkacakken döndüğünde tanıdım. Sitedeki komşularımızdan Nurcan ablaydı bu. Kocası sümsüğün tekiydi. Kadını ne zaman görsem (Ah bir versen seni ne sikerdim be!) diye hayal edip, geceleri de 31 çektiğim bir yavruydu Nurcan abla!

Beni gördüğünde, “Merhaba Çağlar!” dedi. Ben de, “Merhaba!” dedim, kasıtlı olarak ‘Abla’ demedim, çünkü yürüyüşü beni acayip azdırmıştı, mümkün olsa hemen orda bir yerde yatırıp amını götünü sikmek istiyordum. Nurcan abla, “Annenler de tatile gitmiş, sen çalışmaya devam galiba?” dedi. Ben de, “Malesef… Ama böylesi daha iyi, evde yalnız olmak gibisi yok. Sadece bir kötü tarafı var, yemek derdi, yoksa ben hayatımdan memnunum!” dedim.

Nurcan abla hiç beklemediğim bir şekilde, “O zaman hiç kafana takma, akşam yemeğini ben getirecem!” dedi. “Yok zahmet etmeyin, ben derin dondurucudan birşeyler çıkarırım…” dedim. “Olmaz öyle şey! Yoksa annen ‘Bakmamışlar oğluma!’ der!” dedi ve sanki daha önceden o muazzam kalçalarına baktığımı anlamış gibi iki kat sallayarak önümden yoluna devam etti. O kadar güzel sallanıyordu ki kalçaları, izlerken bile insanı boşaltacak şekildeydi. Kalçalarının çok sıkı olduğu belliydi. O sümsük herifin bu kadını sikebilme ihtimalini düşünerek marketten ekmeğimi alıp eve girmiştim bile.

Nurcan ablanın yemek getirmesini bekleyecektim. Uzandım yatağa, açtım interneti ve Nurcan ablaya benzeyen hatunların sikişmelerini izledim bir süre. Ama akşam yemeği vakti geçtiği halde Nuracan abla gelmeyince, biraz da iş yorgunluğundan uyuya kalmışım. Kapının zil sesine uyandım. Üzerime hafif dar bir atlet giyip, şortla kapıyı açacaktım ki, sikimin kazık gibi olduğunu farkettim. Sikimin inmesi için biraz beklemeyi düşündüm, ama sonra (Belki yarağımın sertliğini farkeder ve bana kendisini siktirir!) düşüncesiyle ve umuduyla direkt kapıyı açtım.

Elinde tepsiyle karşımdaydı. Sitede arada bir selamlaştığım hatunu şimdi çok yakından görüyordum. Gözüme ilk çarpan dudaklarının kalınlığı ve göğüslerinin de ihtişamıydı. Bu kadın resmen sikilmek için doğmuştu. Kalçalarının büyüklüğü, göğüslerinin iriliği, dudaklarının kalınlığı… Mmhhh, hayal etmesi bile harikaydı. “Merhaba!” dedi. Ben de, “Merhaba!” dedim. “Kusura bakma, biz yemeği yedik, ama hemen getiremedim… Adnan abin’in kahvehaneye gitmesini bekledim…” dedi.

Aslında kocasından saklayacak bir durum yoktu. Gayet normal bir durumdu bu, komşusunun oğluna yemek götürecekti, kapının ağzından verip gidecekti, hepsi bu. Ama kocası gittikten sonra yemeği getirmesi, beni ‘Acaba?’ düşüncelerine saldı. Fakir umudu işte, içimden ‘Belki de?’ dedim. Biraz mahçup şekilde, “Soğuduysa önemli değil, ısıtırım, da fırını kullanmayı bilmiyorum…” dedim (Aslında fırını kullanmayı biliyordum!). “O zaman ben ısıtayım!” diyerek, tepsiyi bana uzattı ve içeriye girdi. Kapıyı kapattı. Arkasını bana dönüp, ayakkabılarını çıkarmaya başladı. Ayakkabılarını sanki onun harika kalçalarını görmemi istiyormuşçasına arkasını dönerek çıkarması beni iyice azdırmıştı. Kendi kendime, (Oğlum Çağlar, bu karıyı bugün siktin siktin, yoksa daha çoook böyle seks hikayeleri okuyarak yaşarsın!) dedim.

O önde, ben arkasında, içeri girdik. 10 adımlık yerde öyle bir sallıyordu ki kalçalarını, (Hadi be salak herif, ne duruyorsun, yumulsana bana!) der gibiydi. Üzerinde beyaz bir Body, altında o dar kotu ile fırına eğildiğinde kalbimin atışını dışardan farketmesi an meselesiydi. Gözlerim o muazzam götündeydi. Sanki bilerek fırını ayarlama işlemini uzun tutuyor, fırının bütün düğmeleriyle oynuyordu. Ama nasıl ve ne şekilde yaklaşacaktım ki? Aniden üzerine saldırmam herşeyi berbat edebilir, rezil rüsva olurdum. En iyisi, onu oturtup biraz muhabbet etmekti.

Fırının zamanlama işlemini ayarlayıp tepsiyi fırına koydu. “Tamamdır, yemek ısınınca fırın kendiliğinden kapanacak. Başka bir ihtiyacın var mı Çağlar, onuda yapıp gideyim!” dedi. İçimden (Seni sabaha kadar sikmeye ihtiyacım var!) demek geldi, ama tabii ki söyleyemezdim bu kadarını. “Teşekkür ederim, valla zahmet oldu… Sigara içiyorsanız bir sigara ikram edeyim, buyrun salona geçelim!” dedim. Ayıp olmasın diye hayır diyemeyeceğini tahmin ediyordum. Tahmin ettiğim gibi de oldu. “Peki, olur!” dedi ve önümden kıvırta kıvırta yürüyerek salona gitti. Koltuğa oturdu. Sigarayı uzattım, yaktım ve karşısına oturdum. Artık herşeyiyle karşımdaydı, göğüslerinin ihtişamı, gözlerindeki sanki (Seks için yaratıldım!) bakışı. Dar kottan taşan baldırları, bacak bacak üstüne atışı, (Sik lan artık beni, sümsük kocamın sikemediği amımı götümü sik!) der gibiydi. Muhabbeti nerden açayım derken o açtı:

“Ee nasıl gidiyor, aynı yerde mi çalışıyorsun?”

“Evet, aynı yerdeyim, memnunum yerimden.”

“Ee başka nasıl gidiyor?”

“Valla nasıl gitsin, akşamları arkadaşlarla kafa dağıtmaya gidiyorum, evlenene kadar böyle.”

“Yok mu evlenecek birileri bakalım?”

“Valla yok, hiç te umudum yok açıkçası! Nerdeee annemlerin zamanındaki, sizin zamanınızdaki kızlar!”

“Aramızda o kadar yoktur ya!” 🙂

“Valla ben de öyle düşünüyorum, en fazla 2-3 yaş!”

“Yok, o kadarda genç değilim!” 🙂

“35 üstü demeyin, inanmam!”

“35 yaşındayım!”

“Hmmm!” (Tam sikilecek yaştaydı aslında, işini bilen bir afet!)

“Sen de haklısın, evet, bu devirde kızlar çok bozuldu! Hem evlilik zor iş, bak ben evlendim de noldu? Öyle böyle maçı götürüyoruz!”

“Valla ben de bu dünyada adalet yok diyordum kendi kendime!”

“Neden?”

“Yanlış anlamayın lütfen, çok tatlı ve güzel bayansınız, eşiniz de eli yüzü düzgün biri, ama bence aranızda açık bir fark var!”

“Ay teşekkür ederim, ama Adnan duymasın bunu, valla kıyamet kopar, bilmiyor sana geldiğimi zaten, iyice huysuzlanır!”

“Valla huysuzlanacak birşey yok, görünen bu! Ben hep açık sözlü oldum hayatımda, eğer beni her yönden mutlu edebilecek birini bulursam o gün evleneceğim!”

“Ohooo, seni her şekilde mutlu edebilecek biri bu zamanda zor valla Çağlar!”

“Siz de mi bulamıyorsunuz aradığınız her şeyi eşinizde?”

(Bundan sonra ağzından çıkacak laflar artık işin rengini belli edecekti. Ya bu akşam bu yavru kocası eve gelene kadar altımda ciyak ciyak ciyaklayacaktı, ya da arkasını dönüp gidecekti!)

“Çoğu şeyin eksikliğini yaşıyorsun valla Çağlar. Yaş ilerledikçe bazı şeyler daha da zorlaşıyor. Her anlamda!”

“Valla sizin gibi biriyle evli olsam gece gündüz hiçbir eksiklik yaşatmazdım! Ama dedim ya, dünyada adalet yok!” 🙂

(Bu söz çok hoşuna gitmiş olacak ki, resmen gözlerinin içi güldü!)

“Annenler nezaman geliyor?”

“Haftaya!”

“Ohhh, ev boş, biraz dağıtırsın kafanı, iyi olur!”

“Neyle dağıtacağım, bütün kızlarla bağlantımı kopardım bu ara, ne yapacağım tek başıma evde?”

“Ee sen de başka birisini bul, yok mu aklında kimse?”

“Valla biri var, ama korkuyorum söylemekten. Bir de hoş olmayan bir durum var…”

“Neden ki?”

“Evli birisi… Ama çok tatlı, çok güzel, çok sexy, hiç eksik bırakılmayacak biri!”

“Evli olması biraz sıkıntıymış, ama o da istiyorsa arada bir kaçamak yapmak lazım yaa!”

(İçimden bu iş oldu dedim, şimdi ürkütmeden devam etmeliydim!)

“Ee söylesem mi ki, çok çekiniyorum? Ama aylardır hayalimde!”

“Valla yakın bir yerdeyse bence şansını dene, ne kaybedersin ki?” 🙂

“Yakın yakın! Şu an karşımda oturuyor!”

(Bana bakışı birden değişmişti, sanki ciddileşmişti!)

“Çağlar bu konuşmanın benim üzerimde döneceğini tahmin etmiştim, ama ne sen söyledin böyle birşeyi, ne ben duydum, tamam mı, lütfen!”

“Keşke söylemeseydim, şimdi daha da kötü olacağım, reddedilmek ve böyle bir şey yapmak utanç verici!”

“Keşke daha farklı pozisyonda olsaydık belki olabilirdi, ama evliyim!”

“Peki neden bu konuşmaları tamamlayana kadar bekledin? Bunları duymak hoşuna gitti ve belki de ‘Acaba?’ diye düşündün, şimdi neden ‘Hayır!’ diyorsun?”

“Çağlar aynı sitedeyiz ve evliyim, bir duyulursa ikimiz de yaşayamayız buralarda, yuvam yıkılır, rezil oluruz!”

“Ben seni sürekli rahatsız edecek, yada sen beni sürekli rahatsız edecek değilsin ya! Sadece birbirimizi arzu ettiğimizde mutlu olacağız hep! Aynı sitedeyiz tamam, ama illa evime gelmen, ya da benim senin evine gelmem gibi bir zorunluğumuz yok ki! Gelmem de, başka yerlerde buluşuruz! Lütfen, seni çok istiyorum! İnan tahmin ettiğin kötü şeyler başımıza gelmeyecek!”

(Yanına gidip elini tuttum. Ateş gibi yanıyordu avuç içleri!)

“Bilmiyorum Çağlar… Kötü, çok kötü bir şey yapıyoruz…” dediği anda parmaklarımı dudaklarına götürüp, “Sus, Allah aşkına sus ve senelerdir çektiğin eksikliği, senelerdir aradığın arzuyu birbirimizde bulmaya çalışalım!” diyerek yavaşça yaklaşıp dudaklarından öptüm. Soluk alışverisi hızlanmış, ancak beni terslememişti. Birden o da karşılık verdi ve deli gibi öpüşmeye başladık. Dudaklarıma o kadar ateşli ve o kadar azgınca yapışıyordu ki, adeta koparacaktı dudaklarımın etlerini. Dilimi içine çekiyor, dilini ağzımın içinde gezdiriyordu. Başındaki örtüyü çıkaracakken, “Dur o kalsın, seni böyle sevmek, böyle sikmek istiyorum!” dedim.

“Bana öyle şeyler yaşat ki Çağlar, bu yaptığıma pişman olmayayım!”

“Merak etme, o sümsük kocanın değerini bilmediği tüm hazinelerini en ince noktasına kadar seveceğim, öpeceğim, seni bugün çok mutlu edeceğim!”

“12’ye doğru Adnan kahvehaneden gelir, çok tadını çıkartamayacağız!”

(Saat 22:00’ye geliyordu.)

“Merak etme yavrum, sen yeter ki memnun kal, istediğin her an yanında biterim, seni ihya ederim. Bize şimdi 2 saat de yeter, daha sonra uzun uzun yaşarız tutkumuzu!”

Bodysini çıkardım. Bembeyaz bir cildi, bembeyaz bir südyenin içinde o orta büyüklükte harika göğüsler dimdik ve taptaze duruyorlardı.

“Kocan bunları hiç ellemiyor mu yavrum?”

“Gerizekalı am sikmekten başka birşey bilmez! Hadi sus artık, konuşma, uçur beni, madem o sümsüğü aldatıyorum, aldattığıma değsin, hayvanca doyur beni!”

Kadın artık azgınlıktan ve görmemişlikten kendini kaybetmişti. Hemen südyenini çıkarıp o muhteşem göğüsleri yalamaya, emmeye, diş atmaya ve sıkmaya başladım. Her işi aynı anda yapmaya çalışıyor, Nurcan’ı deli ediyordum. Dudaklarını ısırıyor, boynunu emiyordum. Sonra ayağa kaldırdım, arkasını döndürüp ilk defa 15 cm den az mesafedeki o muhteşem kot pantolununun içine hapsolmuş götü görüyorum. Az sonra o götü delercesine sikecektim, belki de sümsük kocası hiç götten sikmemişti bunu, ama ben ne yapıp ne edip sikecektim. Hatta amından önce götünden sikecektim.

Kotu üzerindeyken vücudunu biraz öne eğip doyasıya şaplak atmaya başladım. Hayvanca tokatlıyordum. Hafif inlemelerinin yanında ‘Şlakk şlakkk!’ diye çıkan tokat sesleriyle götünün yanakları bir sağa, bir sola gidiyordu. Ama o kadar sıkı bir götü var ki, hemen yerine geri geliyordu. Yavaşça kotunu arkadan çıkarmaya başladım. Yavaş yavaş içindeki siyah dantelli külodu görmeye başladığımda elim ayağım titremeye başladı. Kotu dizlerine kadar indirip, Nurcan’ı biraz daha öne eğip, külodu sıyırıp, kalçalarını iki yana ayırıp, o muhteşem iki deliğe tükürüğümü salıp yumuldum…

“Offf, Çağlarımmm, harikaaa, durmaaa, devam et aslanımmm, yakışıklım benimmm, offf, sok dilini içine, sok, durmaaa!” diyerek inliyor, zevkten kudurmaya başlıyordu. Amını yalamayı kısa kesip o muhteşem tertemiz göt deliğine dilimi bir sokup bir çıkartırken, Nurcan da zevkten kafamı bir bastırıp bir çekiyordu…

“Çağlar bu nasıl birşey, offf, senin altına yatmayacak kadının aklına sokayım ben. Offf, ne salakmışım ben, nerdeyse böyle birşeyi kaçıracaktım, offf, yala aslanım, yalaaa, offff, içine içine sok, durmaaa, kalsın dilin orda, götümün içinde kalsın, offf, kaşınıyorrr, çok hoşuma gidiyorrr, içim titriyor, ne olursun durmaaa!”

“Daha yeni başladık yavrum, seni öyle bir sikeceğim ki, artık o sümsük kocanın sikini bile almak istemeyeceksin içine, amın götün kaşınınca gelip altıma yatacaksın, o sümsük sikemedikçe benim altımda köpek olacaksın, amını götünü parçalayacağım, kapalı orosbum benim, türbanlı kahpemmm, sen ne azgınmışsın be, tüm tahminlerim doğruymuş, bu karı doymuyordur, bu sümsük bu yavruyu doyuramıyordur derdim hep, haksız değilmişim! Doğru söyle, benden başka biriyle aldattın mı o sümsük kocanı?”

“Beni memnun edersen anlatırım, hem süprizlerim bile olur!” 🙂

“Nasıl sürprizler?”

“Tek azgın, tek kocası doyuramayan bir ben mi varım sanıyorsun sen bu sitede?”

“Hemen şimdi ilk seni götünden sikmek istiyorum! Çekinerek isteyecektim, ama sen az orospu değilmişsin, bu muhteşem göt sikilmeden bu hale gelmez zaten! Ama önce sikimi yala bakayım!”

Heyecandan ölecektim. Ben hayatımda böyle yarak yalayan birini daha ne gördüm, ne duydum, ne hissettim. Ağzı resmen fırın, tükürükleri kaynar su gibiydi, sikimi içine çektikçe sanki sikimi kızgın ateşe atıyordum. İlkten alıştırdı sikimi ağzına, sonra gırtlağına doğru zorlamaya başladı. İşte o zaman bu sümsüğün anca amdan siktiğini, bu muameleyi ancak kimlerin altına yatınca öğrendiğini düşündüm. Kimbilir bu kaltak kimlerin altında inledi diye düşünürken, sikimin iyice kasılmaya başladığını hissettim. Ben bunları düşünürken Nurcan sikimi tüfek demiri gibi yapmış, taşşaklarıma inmişti. Topların birini bırakıp, birini alıyordu ağzına. Boşalacağımı hissediyordum.

“Boşalacam yavrum!”

“Ağzıma boşalmak istiyorsan boşalabilirsin!”

Sikimi ağzına sokup, elimle saçlarından tutup, git gel yapmaya başladım. Artık ipleri elime almıştım. Gırtlağına kadar sokuyor çıkartıyordum. Sikim tükürükten sırıksıklam olmuştu. Bazen Nurcan’ın ağzının kenarından tükürükler sızıyordu, eliyle silip devam ediyordu. Bu kadının içinden böyle bir orosbu, böyle bir iştah çıkacağını nasıl düşünebilirdim ki? Senede 9-10 defa karşılaştığım, dışardan hanım hanımcık gözüken bu kahpe, aslında tam bir seks makinasıymış…

Git-gelleri iyice arttırmıştım ve artık boşalacaktım. “Geliyorum orosbummm, hepsini yutacaksın ona göre!” dedim. Gözlerini ‘Tamam!’ anlamında yumup açtı ve deli gibi fışkırtmaya başladım o fırın gibi yanan ağzının içine. Her fışkırtışımda gözlerini yumuyor, sikimi daha da içeri almaya çalışıyordu. 7-8 saniye kadar sürdü boşalmam, sonra kendimi koltuğa attım. Terlemiştim. Nurcan ise ağzındaki döllerimi bana gösterip hepsini bir yudumda yuttu. Sonra ağzını açıp gösterdi, hepsini yuttuğunun kanıtı olarak.

“Sen nasıl bir kahpeymişsin, nasıl bir azgınmışsın, o sümsüğün beynini sikeyim ben, altında seks makinası var kıymet bilmiyor gavat oğlu gavat!”

“Bırak şimdi onu, hadi daha beni boşaltacaksın, madem götten sikeceksin, önce bu siki demir gibi yapmalıyım, içimi yara yara girsin!”

Bacak arama geçti ve inik sikimi dölüne bakmadan tekrar ağzına aldı. Deli gibi somuruyor, ojeli tırnaklarıyla göğüslerimle oynuyordu. Resmen pørnøcu kadınlardan ders almış gibiydi. Bu kadını kimler sikmişti de bunları öğrenmişti, ne zaman, nasıl öğrenmişti? Bunları ondan öğrenmem için onu deli gibi memnun etmeliydim.

Kısa sürede sikim eski halini alıp sertleşmişti. Şimdi ise o hayalini kurduğum eti sıkı sert götünü sikme zamanıydı.

“Yeter yavrum ikinciye boşaltacaksın beni, şimdi o muhteşem götünü sikme vakti, seni boşaltana kadar sikeceğim. Ne zamandır bu götün hayaliyle yanıyordum. Şimdiden söyleyim, sert olabilirim!”

“Senin canın sağolsun aslanım, dayanırım, yeterki beni doyur, yanıyorum cayır cayır!”

Elinden tutup kaldırdım. “Beni kendi yatağında sik!” deyince odama götürdüm. Yatağa yüzüstü yatırdım ve göbeğinin altına iki yastık koydum, şimdi götü tabak gibi karşımdaydı. 5-6 defa sertçe tokatladım götünün yanaklarını ve arasını açıp bir tükürük salladım. Yavaşça parmağımı soktum götünün deliğine ve bir kez daha anladım ki, bu kadın götünden de çatır çatır siktirmişti kendini.

“Ne kahpeymişsin be, demek götten de siktirdin başkalarına!”

“Ee, ne yapacaktım? Beni doyuran ödülünü alır aslanım, hadi geçir artık şu haşmetli yarağını götümün derinliklerine!”

“Merak etme, seni öyle bir sikecğim ki, yarım saat kendine gelemeyeceksin!”

Yavaşça sikimi deliğine bastırdım. Çokta fazla siktirmediği belliydi, ama çokta dar değildi deliği. Sikimin başı hafif içine girdi ve o muhteşem sıcaklığın ve darlığı hissettim ve hiç durmadan köküne kadar geçirdim, kalçaları dalgalandı ve sikim köküne kadar girdi.

“Offf, dur biraz, büyük geldi, iki dakika bekle sonra istediğin kadar sik!”

İki dakika içinde beklerken elim amcığındaydı, parmaklayıp, iyice amcığını sulandırdım. Ve sikimi hoyratça ileri geri yapmaya başladım artık. Ben geçirdikçe o muazzam kalça yanakları dalga dalga dalgalanıyor, o çıkan ‘Şak şak şak!’ sesi beni daha da tahrik ediyordu. Nurcan ise tırnaklarını çarşafa geçirmiş, “Offf, offf, çok güzel, çok güzel, durma, durma, geçirrrr aslanım, geçirrr!” diyerek aldığı zevkin tadını çıkartıyordu.

Abartısız 30 dakikaya yakın götünden çıkmadım. Ama artık deliği genişliyor gibi oldu. Nurcan ise altta artık zevkten dörtköşe olmuş, kendi kendine ahlayıp ohlayıp inliyordu. Birden ona söylemeden sikimi götünden çıkartıp amına geçirdim ve amını sikmeye başladım…

“Offf, bu ne? Ne zaman inecek bu yarrak, halen taş gibi, offf, offf, boşal artık canımm, içim eridi, bacaklarım tutuldu, akıt artık içime döllerini, hadi aslanım!”

“Lan kahpe korunuyor musun yoksa sen?”

“Herhalde korunuyorum yani, bir Adnan gavatı sikmiyor ya beni!”

“Lan kahpe, sana ilk ve son kez söylüyorum, benden başka kimseye siktirmeyceksin artık! Bir gavat kocan, bir ben, duydun mu beni?”

“Salak mıyım, artık yanıbaşımda duruyor böyle bir yarak, neden uzakta arayım? Söz lan, senden başka bu göte ama giren olmayacak! Bazen bizim boynuzlu girer amcığma başka yok!”

Amının sıcaklığı gitgide sikimi zorluyor, ama ben de boşalmamak için kendimi tutuyordum. Ama nafile, o sımsıkı götü yarım saate yakın sikmem ve ardından da fırın gibi amcığa girip sikmemin ardından kolay değildi. Boşalacaktım.

“Kahpe geliyorum! Amına mı, götüne mi, ağzına mı istersin?”

“İstediğin yere gel aslanımmm!”

Son birkaç hamle daha sertçe geçirdikten sonra sikimi amcığının köküne dayadım ve boşalmaya başladım. Ilık ılık akan döllerimin sikimin kenarından, Nurcan’ın amcığının kanarından dışarı süzüldüğünü hissediyordum. Boşalmam bitince yatağa attım kendimi. Nurcan ise kendinden geçmiş, nefes alışı yavaşlamış, öylece kalakalmıştı yatakta.

“Noldu yavrum, sümsük kocanın sikmesine benzemiyor değil mi?”

“Deli misin sen be, benzer mi hiç! Elim ayağım titredi, bağırmamak için dilimi ısırmaktan dilim şişti!”

“Eee, nasıldı, seni memnun edebildim mi sikişlerin sultanı?”

“İliğim kemiğim boşaldı aslanım, harikaydı, çok memnun kaldım!”

“O zaman anlat bakalım, bu zamana kadar kimlerin altına yattın? Bu sitede senin gibi azgın başka kimler var? Bana süprizin ne olacak?”

“Senin aklın orda kaldı dimi? Merak etme, bu siki içine almak isteyecek çok azgın karı bulurum sana!”

“Kim kız onlar?”

“Bu sitede benle beraber sikişen iki kişi daha var. Aslında gençlerin hepsi boklu da, ikisi benim gibi kendini tutamayanlar…”

Anlatmaya devam etti. O iki kişiyi öğrendiğimde şaşkınlığım bir kat daha arttı. Birisi karşı komşumuz, kocası hapiste olan, bütün iş yükü ev yükü üzerinde olan, 3 çocuk annesi Berrin abla. Abla dediğime bakmayın, aramızda yine Nurcan’ınki gibi yaş farkı var. Biz kadının durumuna üzülürken, o hiçbir şey yokmuş gibi çatır çatır sikişiyormuş. Bir diğeri ise başka bir komşumuz, kocasından ayrı, tek çocuklu, iş kadını biri. Dilek abla. O biraz daha yaşlı, ama iş kadını havası onu biraz daha çekici kılıyor. Nurcan anlattıkça ağzım açık kalıyordu. Beraber üçü grup bile yapmışlar. Dinledikçe sikim kazık gibi olmuş ve Nurcan da bunu farketmişti.

“Ne o aslanım, daha doymadın mı?”

“Ne doyması be kahpe, anlattıklarınla 5 posta daha sikişirim!”

“Sik aslanım, kıskanan mı var, hepsi senin artık!”

“Peki bana süprizin o iki yavru mu olacak?”

“Ohoo şimdiden pabucumu dama atarsan sikerim belanı! İlk önce beni doyuracaksın! Eğer beni ihmal edersen amına korum senin!”

“Merak etme yavrum sen ilk göz ağrımsın, 3 değil 33 tane orospu da getirsen ben yine senin o götü siktikçe zevk alacam, seni zevke getirecem, merak etme sen! Eee, nasıl yapacaksın bu işi?”

“Nasıl mı yapacağım? O orospularla ilk görüşmemizde ballandıra ballandıra anlatacağım beni nasıl siktiğini. İkisinin de ağzının suyu akacak, ki aslan gibi çocuksun, esmer, bıyıklı, kaslı, zıpkın gibi adamsın, o gece daha hayal ederek boşaltacaklar kendilerini!”

“Ulan ne karıymışsın be! Aklımı sikeyim, seni daha önce niye sikmeye çalışmamışım ki?”

“Ben böyle olacağını bilseydim, çoktan kuyruğu sallar altına yatardım aslanım! Olsun, geç oldu artık güç olmaz! Ama senin benim eve gelmen sıkıntı, görülme ihtimalimiz yüksek, ben sizinkiler yokken gelirim, ya da dışarı gideriz!”

“Aynen yavrum! Ya bize gelirsin, ya da dışarı gideriz!”

“Vakit geç oldu, ben kalkayım artık. Yarın kızları ararım, anlatırım sikişimizi, sulandırırım amcıklarını. Sonra 3’lü yaparız, 4’lü yaparız! İstersen, güvendiğin kişiler varsa, daha sonraları onları da alırız aramıza!”

(Saat 23:40 olmuştu!)

“Nereye kalkıyorsun, gavat kocanın eve gelmesine daha 20 dakika var! Sanki 10 km yol gideceksin AMK! Gideceğin yer şurası, o götü bir daha sikmeden bırakmam!”

“Gideyim ben canım yaa, gelir şimdi gavat!”

“Bir yalan uydurursun, çok mu zor ulan? AMK başka yarakları yerken yalan söylemiyorsun sanki ve alışık değilsin yalana!”

“Tamam tamam, dediğin olsun. Bizim gavatı kandırmak kolay, komşudayım derim!”

“Zaten komşudasın yavrum, yalan değil ki!” 🙂

“Haklısın!” 🙂

“Ne filim olurdu ama! Sümsük koca kahvede taş döşüyor, genç komşusu azgın karısının amına götüne döşüyor!” 🙂

“Hadi o zaman, başlayalım aslanım, temelli yorgun gitmeyim eve, bir soluk almalık zaman kalsın bana! Olur da şüphelenceği tutar salağın, güzelim hayatım mahvolmasın!”

Ayağa kalktı, önümde kıvırmaya, kalçalarını tokatlamaya başladı. Sonra bacak arama geçip sikimi ağzına aldı, emmeye başladı yine. Ben ise gözlerimi kapamış daha da yayılmıştım yatağın kenarında otururken. Bir ara götümün gıdıklandığını hissetdip gözümü açtım. Aına koduğumun karısı alta geçmiş götümü yalamaya çalışıyor!

“Napıyorsun AMK kahpesi, çıldırtacak mısın beni?” 🙂

“Daha dur aslanım bende ne numaralar var! Yavaş yavaş! Sen beni memnun ettin ya, gerisi bende, seninle öyle seksler yapacağız ki, bende bulduğunu kimsede bulamayacaksın, evlenip gitsen de, aha bu götle bu am kalacak aklında!” 🙂

Götümü yalamayı kesip, sikimi gırtlaklayıp yalamaya devam etti, deli gibi somuruyordu. Gözlerimi kısmış, onun bu azgın kahpe hallerini izliyordum. Gerçekten de dışardan normal, hanım hanımcık biri olarak gözüken kadın, iki saattir bir kerhane orosbusunu geçmiş, ruhu fahişeleşmiş, resmen içindeki orosbuluğu çıkarmıştı. Bunu ben yapmıştım ve iyi ki de yapmıştım, artık istediğim an onu çatır çatır sikecek, hertürlü fantaziyi uygulayacak, onun sayesinde başka amlar götler sikecektim, hem de kendi sitemde…

Sikimin kalktığını gören Nurcan, “Hadi aslanım yerleştir şu koca siki içime!” deyip domaldı önümde. Sikimi yavaş yavaş deliğe sürtüp geçirmemle kendini öne atması bir oldu. “Offf, nasıl giriyor içime, nasıl yakıyorrr, çok güzelll, çokkk, durmaaa, offf, keşke sabahlara kadar siksen beni aslanımmm!” dedi.

Ritmimi iyice hızlandırmış, yorgunluğum başlamıştı. İşimi hızlı hızlı sert sert yapıp, biran önce hem onu, hem kendimi boşaltmak olacaktı amacım. Deliler gibi köklüyordum, odada onun hafif çığlıkları ve ‘Şak şak şak!’ sesleri duyuluyordu. Arada bir var gücümle tokatlıyorum kalçalarını. Artık kendini sıkmayı bırakmış, o da inlemeye, açık açık bağırmaya başlamıştı. Artık ikimiz de ritmi bulmuş, delice hızlanmıştık, o kendisini kaybetmiş şekilde önümde domalık bir şekilde saçlarını bir o yana bir bu yana deliler gibi savuruyor, ben durmadan kalçalarını tokatlıyıp, sıkıyor, kızartıyordum…

O arada telefonunun sesini duydum, kesin gavat kocası arıyordu. Ama duymamış gibi yaparak köklemeye devam ettim. Nurcan duydu ve “Offf, Çağlarım, durrr, telefonum çalıyor, durrr, Allah aşkına durrr, kesildi soluğum, şu telefonu açayım, durr!” dedi. Ben ise 3-5 daha sertçe kökleyip bıraktım onu. Hemen gitti, telefonunu alıp geldi. Nefesini kontrol etti, nefes aldı, verdi. Tam açacaktı ki, gavat aramayı sonlandırdı. Nurcan, “AMK geri zekalısı, eve geldi herhalde, hemen döneyim şuna!” dedi ve aradı.

“Efendim canım? Nolsun canım, Berrin aradı, kahve içmeye çağırdı, onlardayım, kahvelerimiz bitmek üzere, gelirim 10-15 dakikaya!”

O anda piçliğim tuttu ve sikimi yavaşca götüne geçirip, bunu yan yatırdım. Sikim artık ulaşması gereken en uzak noktaya ulaşmıştı. Yüzüne baktım, yüz ifadesi ‘Yapma!’ der gibiydi. Sikimi içinde biraz hareket ettirdim. Dişlerini sıkıyor, dudaklarını ısırıyor, acı çekiyor, ama telefondaki gavat kocasına birşey belli etmiyordu.

“Offf, her yerim ağrıyor canım, çok yoruldum bugün, öldüm bittim, üzerimden tır geçmiş gibi resmen, Berrin de kahveye çağırınca hayır diyemedim. Cidden heryerim sızlıyor, ölü gibiyim, pertim çıktı!”

(Bana bakıp göz kırptı!)

Az orosbu değildi, her geçen dakika onun ne kadar aşağılık bir kahpe olduğuna şahit oluyordum. Bu nasıl bir orosbuluktu, filmlerde görüp heyecanlanırdık böyle şeylere, ama başıma gelebileceğine ihtimal vermek bile imkansızdı, şimdi ise altımdaki kancık sikim götünün derinliklerinde gidip gelirken telefonda kocasıyla konuşuyor, onu dalgaya alıyor, bir de bana bakıp göz kırpıyordu.

Ritmimi hafif hızlandırdığımda ağzını kapattı, halen telefonda kocası vardı. 5-6 giriş daha yaptım ve o nefesini ayarlayıp cevap verene kadar sikimi götünden çıkartıp yüzüne boşalmaya başladım. Nurcan şaşırmıştı, ama gülümsüyordu. Parmağıyla gözüne fışkıran döllerimi temizliyor, aynı zamanda kocasıyla konuşuyordu. En sonunda kapattı telefonu.

“Manyak mısın oğlum sen, napıyorsun, ya anlasaydı gavat?”

“Ne anlayacak amına koduğumun gavatı, dünyanın yarağını yemişsin anlamamış, benimle sikiştiğini nasıl anlayacak?”

“Haklısın, seni çok seviyor, hayatta beklemez senden böyle birşey!”

“Salak valla, salak bu gavat, beklemesin daha iyi, bir gün de sizin yatağınızda sikeceğim seni, hem amından hem götünden, o gavatın yattığı tarafa yatacam, sen de benimle yatıp uyuyacaksın! Amına koduğumun gavatı! Eee, yemeyenin malını yerler, hele ki böyle bir malı bırakırsan, salkımıyla yutarlar!”

“Hahahaha, laflara bak yaa! Helali hoş olsun mallarım sana aslanım! Hadi ben temizlenip kalkayım, soluklandım, biraz kendime geldim. Şimdi eve gider, öldüm yorgunluktan der, döner kıçımı yatarım, mis gibi uyku çekerim!”

Temizlenip geldi, üzerini giydi. Telefon numarasını verdi. Odamdan çıktık. Koridorda, dış kapıyı açmadan dudaklarımdan öpüp, “Merak etme bu daha birşey değil, daha başlamadık bile, benimle beraber çok şey yaşayacaksın!” dedi.

O anda aklıma geldi. “Yemeği fırında unuttuk!” deyince kahkahalara boğulduk. Nurcan bir kez daha dudaklarımı öperek, “Tepsiyi sonra alırım. En yakın zamanda benden haber bekle!” deyip gitti…

[Çağlar]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babasının oglu iken ! kızı olma yolundayım

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Babasının oglu iken ! kızı olma yolundayım
Herkese merhaba hikayeme geçmeden önce bu hikaye hiç biri gerçek adlar geçmiyordur isimlere takılmayın ama anlatılan olaylar kesinlikle doğrudur ve eğer istek gelirse devamı gelecektir.

Benim adım Burak, bursa’da yaşıyorum çekirdek aileyizdir annem,babam,ablam ve ben olmak üzere evde 4 kişi kalıyoruz babam işi gereği yurtdısında gemilerde oluyor ve bir gittimi 5-6 ay gelmiyor annem ev hanımı ablam ise marmara üniversitesinde okuyor sene 2018 in yaz ayıydı babam yurt dışına gidecek ti günlerden pazar dı ve yaz tatilene yeni girmiştik ve benim doğum günümdü 17 yaşıma girecektim erkenden kalktım markete gittim ekmek felan aldım geldiğimde annem sofrayı hazırlıyordu. ekmekleri hemen verdim ve odama gittim odamda ablamla beraber kalıyorduk bilgisayarı açtım ve sosyal medyada dolaşmaya başladım saat 11 gibi olmuştu annem kahvaltıyı hazırlamış bizi çağırıyordu sofraya gittik ve kahvaltıya başladık babam gideceği için biraz huzursuzdu bizden ayrılmak istemiyordu
kahvaltımızı yaptık kalktık annem bulaşıkları yıkadı ablam banyoya gitti babamla solonda oturuyorduk. ardından babam televizyon izlerken babam, Ee oğlum dogum günün kutlu olsun dedi ve bana 200TL para verdi. babama sağol felan derken annem geldi oda kutladı sonra ben yine odama geçtim ablam hala banyoda idi ben pc de takılıyordum öyle ablam bornozlu geldi bana çık giyincem dedi bende bakmıyorum işte giyin arkamda dedi öyle deyince üstelemedi
bende tam arkama geçince bilgisayardan oyuna girdim pc kötü oldugu için oyun geç açılıyordu ve pc ekranı karanlık olmuştu ekrandan ablamı görebiliyordum ama o benim gördüğümü göremiyordu işte baya güzel memelerine felan baktım ondan sonra oda çıktı gezmeye babamda 3 gibi evden çıktı vedalaştık felan sonra evde annem ile ben kaldım.

Odama geçtim ve pc ye tekrar oturdum gün öyle geçti ve bitti yattık.

araya gireyim ben kendi içimdeki tercihlerimi söyliyim ben her zaman kendimi aşağılandırmaktan hoşlanmışımdır yani her zaman köle felan olmak istemişimdir kadın gibi giyinmek birisinin hizmetinde olmak istemişimdir ve hep onlarla alakalı pornolar seyrediyordum ayak fetişim felan vardı neyse. devam edeyim

uyandıgımda annemler evde yoktu ablam da yoktu heralde alışverişe gitmişlerdi saat 12 idi hemen kalktım kahvaltı yaptım 2 3 gündür masturbasyon yapmıyordum hemen ablamın dolabına gittim ben kilolu oldugum için ablamın cogu kıyafeti olmaz ama annemle nerdeyse aynı kilodayız ama onun eşyalarını sık sık karıştırmam hemen dolabına gittim siyah dantelli bir kilot giydim onun üstüne bir çift siyah kilotlu çorap sütyen olmadıgı için giymiyordum altıma eşortman ve üstüme de göbeği açık bluz ama dar olmuştu neyse ben yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım nerden bileyim içimin geçeceğini uyaya kalmışım o sırada annemler gelmişti kapıyı duydum ama nafile daha yataktan kalkarken ablam odaya daldı beni bir gördü OHAA! dedi annemde duymuştu noldu diye bağırınca yok bir şey diye geçiştirdi hemen kapıyı kapattı içeri girdi ve bana baktı hafiften gülüyordu ama o hafif gülme bile benim ne biçim hoşuma gidiyordu acayip utanmış ve zevk alıyordum bana ne bu hal diye sordu bende ne var halimde dedim ablam ne mi var benim eşyalarımı giymişsin ne bi var oluyor kafamı iyi senin dedi ve güldü benim ufak sikim kalkmıştı zaten ufakken 5-6 cm büyüyünce 10-11 olabiliyordu ablam eşortmanın üstünden bunu gördü ve bir kez daha güldü ufak burak da hoşlandı benim kıyafetlerden diyince bende evet dedim bana gerçekten zevk mi alıyorsun kadın gibi giyinmekten dedi bende öyle konuyu açınca patladım evet deli gibi zevk alıyorum kendimi tutamıyorum. dedim oda anlayışla karşıladıgını ifade etti ama üstümdekilerin dar oldugunu daha bol bir şey giymediğimi sordu ama onun eşyalarının dar oldugun açıkladım.

Birinci bölüme şimdilik bunları sıkıştırayım 2. bölüm daha zevkli olacağı kesin her şey gün yüzüne çıkacak çünki

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Güvenli yer 3… (Devam)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Güvenli yer 3… (Devam)
O korkunç olaydan sonra üç gün evden çıkamadım. kendime geldiğim üçüncü gün istemeye istemeye de olsa şerefsizi aramak zorunda kaldım. Şerefsiz eski sevgili oluyor ve adı çok ama çok uygun. Kapıldığım nadir erkeklerdendir alçak köpek. Bir buçuk yıl köpeği olmuştum ve ben uyurken salonda kankayı çatır çatır sikerken bile uyanmamıştım. Sonunda o beni bıraktı da rezillik bitti. Aradım iti.

“Naber kız” aynı kendinden emin ifade, “barlarda donsuz dans etmeyi mi özledin?” pezevenk unutmamış “hayır canım” dedim, canım dedim eşşoğlueşşeğe noluyorum be? “bana kadar gelsene lütfen” Sikecek ya, o rahat, yavaş, ağır herif bir doksanbeş boyu ve yüzon kilo sırf adelesiyle beş dakikada evde. Şerefsiz Almanya’nın bilmem ne şehrinin eski kickboks şampiyonu, bir eliyle beni kıçımdan kaldırıp havada beş dakika tutmuştu da barın birinde tüm gece bedava içki içmiştik. O zaman 54 kiloydum o başka ama olsun yanında kendini güvende hissedebilirsin şerefsizin eğer aklında fantazi olsun diye seni satmak filan yoksa. Yani istemediği kimse bana uzun boylu dokunmadı hiç.

Sağolsun geldi, durumu anlattım. Garip bir tufaya düştüğümü ne olduğunu anlamadığımı çok korktuğumu filan anlattım. Anladı. Sanırım. Emin değilim. Gözü mememde. Dikkatini çekmem şart. Sokuldum. Sırtıma dolanan kolu ağaç dalı gibi, kendimi güvende hissediyorum bu itin yanında. Dudağımı istemeden uzattım sanırım, öpüşü kolu gibi değil aşırı yumuşak ve sevecen. Soyunmak en doğru şey.

Galiba çok özlemiş ki ilk gördüğümde ağzımı sulandıracak kadar yalamak istediğim sikini hiç bekletmeden donumu bile çıkartmadan yana çekip içime soktu ve her zamanki gibi ben daha ikinci gitgelde boşalmaya başlamıştım. Güvendeyken sevişmek ne değişik. Her anını yaşayabilmek, içine giren sikin her santimini hissetmek ve orgazmlarını sayabilmenin inanılmaz lüksü.

Bittiğinde herşeyin bilincindeyim, bu itle hep böyle doyurucu, üstünde yatıyorum başım göğsünde ve durumu en baştan tekrar anlatıyorum. “Ne ulan bu” diyor “sikerim belalarını” biliyorum siker. İzni olmadan bana dokunan o sarhoş heriflerin yediği dayağı hatırlıyorum. “Napıcaksın?” “o seni ilk siken ibneden çıkmış bu işler onu bulurum konu kapanır” diyor. Rahatlıyorum. İçimdeki sıcaklık kasığımda yoğunlaşıyor. Üstünde kıçımı kıvırmaya başlıyorum. En sevdiği şeyi yapacağımı biliyor. Arkadaşın sıkıntısı götçü olması ama her kızın da 23 santim ve kalın yarağı orasında istememesi. Gay arkadaşlarla de işi olmadığı için sikilmeyi seven göt bulunca deliriyor haliyle. Götümü sikerken annemin kocası olacak sapığı hatırlayıp kendimi kaybetmediğim tek adam bu işte. Üstünde kıvırtmaya başlar başlamaz dev uyanıyor ve tek yapmam gereken elimle tutup götüme koyduğumda yavaşça üstüne oturmak. Yavaşça çünkü ne kadar yemiş olsam da bu kadarını içime almak bayağı bir iş.

İnlemesini duyuyorum ve bu şerefsizin üzerinde egemenlik kurduğum tek sürecin bu olduğunu hatırlıyorum tekrar. Beyefendinin fantazilerini yerine getirmek için yaladığım bakımsız amcıklar, pis kokulu yaraklar, amımı ve götümü aynı anda siken hiç tanımadığım erkekler ve barlarda donsuz dans edişlerim buna değiyor. Ben bu şerefsize hiç hayır diyemedim ama o da beni asla zorlamadı ve hiç üzmedi. Ta ki beni bırakıp siktirip gittiği güne kadar. “Neden” diye sorduğumda “güvenli yerini kendin bulman gerek yavrum” demişti ve ben ağlamaktan bunun ne anlama geldiğini o zaman anlamamıştım.

Gidip gelmem hızlanıyor. 23 santim, gayet iyi biliyorum çünkü bir gece kafamız kıyak ben ve kanka elimizde cetvel ölçmüştük, elim hafifçe amcığıma gidiyor, boşalmam için ellemem şart ama o geçen gün siken garip herif ellememişti beni boşaltırken. Ellersem buna ihanet etmiş olacağım gibi geliyor, elimi çekiyorum. ne kadar köklesem de boşalmam olanaksız, o içimde bağırarak patlarken erkeğime ihanet edip elimle kendimi getiriyorum.

Sabaha karşı gidiyor. Gidene dek sadece götümü sikti. Karısına verdiği söz varmış, nereye giderse gitsin ne yaparsa yapsın sabah evde olacakmış. Benden sonra evlendiği o harika kızı hatırlıyorum. Söz verdiyse tutacak tabii. İçimden “harika marika ama belli ki o da göt vermiyor bu ibneye” diyorum. Keyfim geliyor. Konuyu nasılsa halleder sevgilim.

Ertesi gün bakkala gitmeye cesaret ediyorum. Evin eksiklerini tamamlıyorum. Alış veriş yaparken duymamışım sevgilim aramış, canım, ağzını kırdı itlerin tabii, hemen geri arıyorum. Ulaşılamıyor, Metrodadır. Eve gidince arar nasılsa. Kapıyı üç kere kilitleyip oda kapısının arkasına da sandalye dayayıp uyuyorum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kocama Vermediğim Götüm Almana Nasip Oldu 2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Kocama Vermediğim Götüm Almana Nasip Oldu 2
(Marziye 37 Y., Berlin / Almanya)

Günter ayağa kalktı. Üstündekileri çıkarttı, tamamen çıplaktı şimdi. Kılsız geniş göğsünde ve pazılarında dövmeler vardı. Garip garip anlamadığım şekillerdi hepsi de. Sarı uzun saçlarını geriye attıktan sonra belimden tutup kendine çekti beni. Dudaklarıma yumulurken gözlerimi kapadım. Ellerim göğsünde, omuzlarında, kollarında geziniyordu. Kırmızı dudaklarını emmeme izin veriyor, dilimi ağzının içine sokmamdan hoşlanıyordu. Onun benim dudaklarımı emmesinden daha çok zevk vericiydi bu. Hasretle, özlemle öpüyordum dudaklarını.

Elleri sırtımda, belimde gezinirken alta kaydığında kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Güçlü sağ eli götümün üzerindeydi. Büyük bir baskıyla avuçlamıştı götümü. Derken sol eli de devreye girdi az sonra. Her iki eliyle sıkıca avuçladı götümü pardesümün üstünden. Ayaklarım yerden kesilir gibi olurken ben de onun çıplak götünü avuçladım. Sert ve kaslı götünün yanaklarını okşamam onu çok sevindirmişti. Karşılıklı götlerimizi okşamalarımız bir süre devam ettikten sonra Günter kendini geri çekti. Omuzlarımdan bastırarak önünde diz çökmemi istedi.

Koltuğun üstündeki küçük minderi aldım, dizlerimin altına koyup çöktüm. Hemen önümde sallanan sikini tuttum ve sıvazladım bir süre. Ancak ağzıma alamadan çantamdaki telefonum çalmaya başladı. Bir an korkuyla irkildim. Günter, “Nein, korkma, telefon sadece!” dedi beni sakinleştirmeye çalışarak. Ayağa kalkıp çantamdaki telefonumu çıkardım. Hande arıyordu. Birden korkularım çoğaldı. Sanki ne yaptığımızı biliyormuş gibi bir his kapladı içimi.

“Hande arıyor!” dediğimde, “Aç, okey, sorun yok, konuş, problem yok, okey!” diyerek eliyle işaretler yaptı. Telefonu açtım, “Efendim kızım?” dedim sakin bir ses tonuyla. “Anne ne oldu, merak ettim?” deyince, “Yok kızım, sorun yok, konuşuyoruz, sorun yok, korkma!” dediğimde, sevinçle, “Anne ciddi misin?” dedi. “Tamam kızım, konuşuyoruz, sen sorun yapma. Annen halleder demedim mi ben sana, korkma sen. Konuşuyoruz. Sen git istersen eve, beni bekleme!” dediğimde, “Olur mu anne?” diyerek itirazda bulundu. Ancak fısıltıyla, “Kızım senin burada olduğunu anlarsa vazgeçer sonra, başımıza iş açmayalım, adama tek geldiğimi söyledim, anlamasın senin buralarda olduğunu, sen git. Sibel’lere git, ben de oraya gelirim sonra!” dediğimde sözlerime inandı. “Tamam, görüşürüz o zaman!” diyerek telefonu kapatırken büyük bir yük üstümden kalkmıştı.

Günter merakla, “Ne oldu, ne diyor?” diye sorunca, “Yok bir şey, ne yaptın diye soruyor, yok bir şey!” dedim. Ancak bu telefon konuşması beni fazlasıyla germişti. Koltuğa bıraktım kendimi. “Bir şey içer misin, portakal suyu vereyim mi?” deyince, “Olur, varsa ver.” dedim. Şakaklarımı ovalarken Günter hemen yandaki açık mutfakta portakal suyunu hazırladı. Portakal suyunu hazır değil de benim için özel olarak hazırlaması hoşuma gitti.

Uzattığı bardaktan bir yudum aldım. “Immm, acıymış biraz.” dediğimde, “Türk portakalı bu, ben çok seviyor Türkiye!” dedi gülerek. Acımsı portakal suyundan birkaç yudum alabildim sadece. “Sen bunun içine bir şey mi kattın?” dediğimde güldü. “Azıcık içki koydum, kafan rahat eder diye, rahat ol!” dediğinde midem bulandı. Bardağı sehpanın üstüne sertçe koydum. “Böyle şeyler yapma bana!” dediğimde, “Sen sinirlenince daha güzel oluyor!” dedi kahkaha atarak.

Kaldığımız yerden devam etmemizi teklif edince, “Şunu çıkarayım bari!” diyerek pardesümü gösterdim. “Tamam, okey, onu çıkar sadece!” deyince düğmelerini açıp ayaklarıma inen koyu mavi pardesümü çıkardım. Altıma uzun kollu ve vücuduma yapışık duran beyaz bluzumla uzun koyu yeşil ve artık dar gelen eteğimi giymiştim. Çıkıntı yapmış göbeğim, memelerim ve kollarım bluzun altında belli oluyordu. Başıma neyin geleceğini bilmediğim için bluzun altına siyah sutyen takmakta sorun görmemiştim. Oysa şimdi siyah sutyenim ince beyaz bluzun altında görünüyordu.

Günter, “Ooo, muhteşem, sen harika bir kadın, tam benim hayalimdeki gibi!” dedi ellerini iki yana açarak. Yeniden önünde diz çöktüm. Sertliği ve uzunluğu azalan sikini sıvazlamaya başladım. Bir yandan da taşaklarını emiyor, kasıklarını öpüyordum. Günter ise başımı ve yanaklarımı okşamaya devam ediyordu önceki gibi. Maharetli ellerimle kaldırdığım sikini tekrar ağzıma aldım. Öncekine göre daha ıslak ve hızlı bir şekilde emmeye, yalamaya başladım. Günter zevkten dört köşe bir haldeydi. Sağ elimle sikini okşuyor başımı ileri geri oynatıp kafasını emiyor, yalıyor bu arada sol elimle de taşaklarını avuçlayıp sıkıyordum.

Günter’in yüksek sesli haykırışları, iniltileri eşliğinde ağzıma alma sahnesi bir süre daha devam ettikten sonra, “Okey, okey, yeter, okey!” diyerek çıkardı sikini ağzımdan. “Sen çok hızlı gidiyor, bu kadar hızlı olma!” dedi gülerek. Ellerimden tutarak kaldırdı. Yeniden belimden tutup kendine çekerken dudaklarıma yumulup iki elini eteğimin altına soktu. Çorapsız bacaklarımı, kalçalarımı ve götümü külotumun üstünden okşarken gözlerimi kapatmış içinde olduğum anın zevkini yaşıyordum.

Götümü kapatan beyaz pamuklu külotumun altına soktu ellerini daha sonra. Güçlü ve büyük elleri götümün yanakları üzerinde geziniyordu. Onları hamur gibi yoğurup sıkıyor, avuçluyordu. Derin iniltiler ve hırıltılar çıkmaya başlamıştı ağzımdan. Sertliğini koruyan siki göbeğime değiyordu. Derken ne olduğunu anlayamadan kendimi havada buldum. Günter kalçalarımdan tutarak beni havaya kaldırmıştı. O an bir refleksle bacaklarımı beline, kollarımı da boynuna doladım. Dudaklarımız kenetlenirken onun gücü karşısında şaşkındım. 80 kilo geliyordum, ama Günter hiç bunu hissetmemiş gibiydi. Beni sıkıca kavramıştı. Ayakta bir süre devam etti öpüşmemiz.

Bu işin gideceği yer belliydi, ama ne zaman olacağını merak etmeye başlamıştım. Kocamla böylesine uzun bir sevişmemiz, yatak ilişkimiz olmamıştı hiç. Beni yeniden yere indirirken dudaklarından sonra boynunu, omuzlarını öptüm. Çıplak dövmeli göğsünü emdim. Küçük ama biçimli meme uçlarını emiyordum bebek gibi. Günter bundan da çok büyük zevk almıştı. Kısa bir öpüşmenin ardından koltuğa oturup geriye yaslandı. Kucağına oturmamı istedi.

Eteğimi yukarı sıyırıp dediğini yaptım. Çıplak beyaz kalçalarım açığa çıkarken onları okşadı. Ancak o an biraz utandım kadın olarak. Bacaklarımda ve kalçalarımda bir süredir alınmamış siyah tüyler ve kıllar vardı. Ama Günter bunları hiç sorun etmeden kalçalarımı avuçlayıp okşamaya devam etti. Kalın sert siki kasıklarımın arasında kalmıştı. Amıma ve kasıklarıma temas ettikçe içim bir hoş oluyordu. Elleri kalçalarımda ve götümde gezinirken dudak dudağa deliler gibi öpüşüyorduk. Günter’in sakinliğine karşın benim azgınlığım tavan yapmıştı. Çıplak kollarını, boynunu, omuzlarını, göğsünü öpücük yağmuruna tutuyordum. Sikini hissediyor, bir an önce onu içime almak için sabırsızlanıyordum.

Sonunda dayanamayıp, “Hadi sik beni, bırak artık öpüşmeyi, sik beni!” dedim öpmelerimin arasında. Sözlerime tepki vermediğini sezdiğimde ise Almanca, “Fick mich, fick mich!” diye diye kulak memelerini emdim. Günter mavi gözlerini açarak, “Ja, okey, okey!” dedi gülerek. Ben ayağa kalkıp soyunmaya başlarken, “Nein, ben istemiyor soyunmanı, böyle yapalım!” dedi. Şaşırdım, ama, “Tamam!” dedim karşılık olarak. Külotumu sıyırıp çıkardım. Eteğimi kendi elleriyle tutup kaldırdı.

Amım ilk kez kocamdan başka bir erkeğin önündeydi. Yaşıma ve çocuk doğurmaya bağlı olarak am dudaklarım büyük ve sarkıktı biraz. Bir miktar da kararmış, sütlü kahverengine dönmüşlerdi. 3 normal doğum ve 19 yıl boyunca yüzlerce kez sikilmenin neticesinde amım büyümüş, uzamış ve oval bir biçim almıştı. Kocam bazen içimde gidip gelirken, “Amın da çuval gibi kız, kolumu soksam onu bile alır içine!” diyerek kendince espriler yapardı.

Kasıklarımda ve amımın üzerinde bir miktar uzamış siyah kıllar vardı. Kesinlikle epilasyon veya ağda yaptırmıyordum o bölgeme. Evde jiletle kendim temizliyordum, ama en son temizliğimin üzerinden belki bir aya yakın zaman geçmişti. Ama Günter için bu da sorun değildi. Kendi kıllı kasıklarının ve sikinin yanında benimki temiz kalıyordu.

Koltukta geriye yaslanmış sikini sıvazlarken, bana, “Ben de yapmak istiyor, oral seks yapmak istiyor sana!” dediğinde anlamadım önce ne dediğini. Ama sonra uzun, ıslak, kırmızı dilini çıkarıp yalama işareti yaptığında anladım. Sanki o ana kadar yaptıklarım utanç verici değilmiş gibi yüzüm kızardı. Elimden tutup koltuğa oturttu. Sırtımı geriye yaslayıp aşağı kaykıldım iyice. Günter biraz önce benim yaptığım gibi dizlerinin üzerinde çöktü hemen önümde. Bacaklarımı tutup iki yana açtı, amım ağzının hizasına gelmişti.

Birden uzun dilini çıkarıp amımı yaladığında neye uğradığımı şaşırdım. Uzun amımın dudakları titredi, kadınlığım zirve yapmıştı. Derin bir inilti dudaklarımdan döküldü. Göğsüm daralıp sıcak bir hava içimde dolaştı sanki. Günter yeniden dilini uzatıp yaladığındaysa, “Ihhhh!” diyerek gözlerimi kapattım. Kocamın, “Temizliğine dikkat etmiyorsun, amın pis kokuyor!” diye yapmadığı şeyi yabancı bir adam çekinmeden yapıyordu.

Birkaç kez daha amımı boydan boya dondurma gibi yaladıktan sonra parmaklarıyla ayırıp içine soktu dilini. O an aldığım zevkin tarifi yoktu. Amımın içinde canlı bir varlık sağa sola ileri geri oynuyordu. Günter dilini bir sik gibi kullanarak beni doyuma ulaştırmaya çalışıyordu sanki. Am dudaklarım, içinin eti, kasıklarım derken yalanmayan, dillenmeyen bir yerim kalmamıştı. Günter amımla meşgul olurken ben de ellerimi bluzumun altına sokup karnımı ve memelerimi okşamaya başladım. Siyah sutyenimi sıyırıp memelerimi açığa çıkardım. Uçlarını parmaklarımla sıkıyor, avuçluyordum. İniltilerimin sonu gelmeyecek gibi görünüyordu.

Günter’in uzun dili amımın içinde ve üzerinde geziniyordu. Nefes alıp verirken zorlanıyordum. Sıcak hava yeniden içimde dolaşmaya başlamıştı. Ancak bu durum Günter’in kendini geriye çekmesiyle biterken, bana, “Ben yalamak istiyor senin arsch!” demesiyle farklı bir duruma geçti. ‘Arsch’ ne demek biliyordum sonuçta, Günter götümü yalamak istiyordu. İlk önce, “Nein, olmaz!” dedim, ama Günter’in ısrarları karşısında kabul ettim.

Benden koltuk üstünde domalmamı istedi. Dediğini yaparak dizlerimi koyup domaldım, bacaklarımı ayırdım iki yana. Günter de ayağa kalkıp eğildi, büyük elleri götümün yanakları üzerinde gezindi bir süre. Ardından da sıcak ve ıslak dili götümün üzerinde gezinmeye başladı. Amımda ve kasıklarımda, bacaklarımda siyah tüyler veya kıllar olsa da götümün üzerinde ve yarığında kıl veya tüy yoktu. Doğuştan gelen bir şeydi bu bende. Kılsız götümün yarığında Günter’in uzun dili yukarı aşağı gidip geliyordu.

Kaba ve güçlü elleriyle ayırdı biraz sonra göt yanaklarımı ve bu sefer de yıllardır kocamın benden isteyip de alamadığı yere dilini değdirdi. Göt deliğim Günter’in dili ile buluştuğunda öncekilerden çok daha tarifsiz bir duygu kapladı içimi. Dilini deliğime bastırıyor, uzun uzun dilleyip yalıyordu. Zaman zaman sarkık am dudaklarımı da emiyordu bu arada. Hem amım hem götüm Günter’in hizmetindeydi. Beni diliyle tatmin ediyor, kadınlığımı fazla fazla yaşatıyordu. Zevk dolu dakikalar bitsin istemiyordum hiç. Ama her şeyin bir sonu olduğu gibi bunun da vardı. Günter doğrulurken sıra asıl olaya gelmişti…

Ben o şekilde dururken o sikini sıvazlayıp okşadı bir zaman. O pozisyonda yapacağını sandım, ama Günter’in farklı bir planı vardı. Benden kalkmamı istediğinde ayağa kalktım. Sehpayı çekti kenara, koltuğun önünde alan açtı. Sonra da koltuğun önündeki ipten yapılma askıyı çekip koltuğu açarak yatak haline getirdi. Şimdi iki kişilik büyük bir yatağımız olmuştu. Benden yanlamasına uzanmamı istedi. Nasıl yapacağını anlamıştım. Sol dirseğimden destek alarak uzandım, dizlerimden büktüm bacaklarımı. Hemen arkama aynı şekilde uzanıp eteğimi sıyırdı belime.

Sikini açığa çıkan götüme ve kasıklarıma sürttü bir süre. Ardından da sağ bacağımı tutup kaldırarak sikini yerleştirmeye çalıştı. Ancak sikin kafası yönünü şaşırıp amım yerine götüme değdiğinde irkildim. Üstelik Günter sikini bastırmaya uğraşıyordu. “Hayır hayır, oradan olmaz, nein oradan olmaz!” dedim korkuyla. Günter neden bahsettiğimi anlamamış gibi durdu önce, ama sonra amıma sokmaya başladı sikini. Sikinin kafası amımla buluşurken kalbim güm güm atıyordu. Yalayıp dillemeleri ile açılan ve kıvama gelen amım sikini büyük bir istekle içine almıştı.

Az sonra siki içimde gidip gelmeye başladı. Günter sağ bacağını kaldırmış o şekilde sokuyordu sikini bir makine gibi. Bir yandan da sol kolunu altımdan sokmuş beni kendine çekmişti daha da. Başımı yan çevirdim, sağ yanağımı öpüyor, amım gibi onu da diliyle yalıyordu. Büyük bir güçle sikiyordu beni. Götüme, kasıklarıma ve kalçalarıma kaslı bedeni çarpıyor, beni yerimde sarsıyordu. Tuttuğu sağ bacağım havada sallanıp duruyordu sürekli.

Siyah topuklu ayakkabılarım halen ayağımdaydı. İçeri girerken ayakkabımı çıkartmamı istememişti. İlk kez ayakkabılar ayağımdayken sikiş yaşıyordum. Almanca bir şeyler söylüyordu, ama anlamıyordum. Almancam basit kelimelerden ibaretti. İçlerinde bel altı olan bildiklerim vardı. “Fick, arsch, fotze!” kelimeleri havada uçuşuyordu.

Dilinden sonra amımın içinde ikinci bir canlı varlık dolaşıyordu. Yılan gibi uzun, kürek sapı gibi kalın bir şeydi bu. Sünnetsiz siki geniş ve derin amımda tünel açan bir makine gibi çalışıyordu hiç durmadan. Fazlasıyla ıslanmıştı amım, hatta gereğinden fazla ıslanmış ve kayganlaşmıştı. Bu da sikinin büyüklüğüne rağmen amımda son sürat hareket etmesine sebep oluyordu. Kasıklarımda, götümde ve kalçalarımda patlayan sesler çatı katında yankılanıyordu.

Sutyenden sıyırdığım memelerim bluzun altında oynuyordu bir dansöz gibi. Beyaz bluzumu sıyırdım göğsüme, altımda kalan sol elini kavrayıp memelerime götürdüm. Uzun boylu ve uzun kollu olmasının avantajıyla memelerimi sıkmaya, yoğurmaya başladı Günter. O ana kadar memelerimle ilgilenmemişti, ama kocamın en sevdiği şey memelerimle oynamaktı. Hatta sevişmelerimizin büyük çoğunluğu memelerimle oluyordu.

Günter iyi pompalıyordu, kocamdan daha iyi olduğu gerçekti. Sünnetsiz bir ecnebiye kendimi siktiriyor ve bundan zevk alıyordum. Başlangıçta kızımın geleceği için evet dediğim şey, zevk alınan bir eyleme dönüşmüştü. Günter kadınlığımı yaşatıyordu bana. Tüm vücuduyla basıyordu sikini amıma. İki elimle destek almaya, yerimde durmaya çalışıyordum. Koltuğun ahşap ve metal gövdesinin zıngırdama seslerini duyuyordum Günter’in iniltileri ve konuşmalarının arasında. Ben de yoğun olmasa da inliyordum. Yıllarca sessiz sedasız yaptığım bir şeydi bu, şimdi birden ahlayıp ohlamak yapabileceğim bir şey değildi.

Zaman ilerlerken Günter sikini çıkardı amımdan. Kendisi bu kez sırtüstü uzanırken beni üstüne çıkardı. Dizlerimi koltuğa dayayarak ata biner gibi çıktım üstüne. Çocukken köyde atımız vardı, babam bazen üstüne çıkarırdı beni. Yıllar sonra bir ata daha biniyordum, ama bu at çok başkaydı. Dimdik ve demir gibi sert uzun bir şeydi.

Yavaşça götümü indirip sikinin amıma girmesini sağladım. Boydan boya almıştım amıma. Günter beni sırtımdan bastırarak kendine doğru eğdi, dizlerinden büktüğü bacaklarını iki yana açtı iyice. Götüm havada gibiydi bu halde. Az sonra siki amımda delme işlemine başladı yeniden. Alttan var gücüyle pompalıyordu Günter. Müthiş sesler çıkıyordu. Yoğun ve tok ‘Şop şop şop!’ sesleri evin odalarında, banyosunda gidip geliyordu. Açıktaki memelerim ileri geri sağa sola sallanıyordu. Omuzlarından tutunmuştum. Köydeki yaşlı ve uysal atımızın yerine şimdi bindiğim at çok vahşi ve hareketliydi. Üstünden düşmemek için sıkı sıkı tutuyordum kaslı omuzlarını.

Beni daha da eğdi kendine doğru. Memelerim ağzının ucuna gelmişti şimdi. Kocaman ağzını açtı ve her birini kocamın iki avucuyla tuttuğu memelerimi deliler gibi emmeye, yalamaya başladı. Amım sikiyle dolmuş, memelerim ağzını doldurmuştu. İki farklı zevki aynı anda yaşıyordum. Uçları etli, büyük başları kararmış memelerimi yutmaya çalışıyordu Günter. Kendimi kaybediyordum, iniltilerim kontrolümden çıkmaya başlamıştı. “Sikk, ohhhh, sikkkk, ahhhh, sikkkk!” sözleri pembe dudaklarımdan dökülüyordu.

Günter’in yüzü vahşi bir hal almıştı. Sarı suratı kırmızıya dönmüştü sanki. Almanca sözler söylüyor, ara sıra da memelerimi vahşi bir hayvan gibi dişleyip ısırıyordu. Tüm vücudum elektriğe tutulmuş gibi olduğunda Günter son hız çalışmaya, sikmeye devam ediyordu. Terden sırılsıklam olmuştum. Günter soyunmama izin vermemişti. Kadınlığım son noktasına gelmişti artık. Karların erimesiyle çağıldayan bir nehir gibi sarsılıyordum. Böylesi bir zevki ne kadar zamandır yaşamıyordum. Evliliğimin ilk yıllarında olan bir şeydi. Ondan sonra her şey karanlığa bürünmüştü çünkü.

Ben boşalmıştım, ama Günter halen devam ediyordu. Ama o da yorulmuştu artık. Daha fazla devam etmeden durdu, üstünden kalkmamı istedi. Ayağa kalktım. Kasıklarım ve amımın etrafı nar gibi kızarmıştı. Aynı zamanda koyu yapışkan zevk sıvıları ile kaplanmıştı. Sikinin üzeri de bu sıvılardan payını almıştı. O an kafamda dank etti. Yoksa Günter boşalmış mıydı, hem de amıma? Korkuyla, “Sen geldin mi, boşaldın mı?” diye sorduğumda ne demek istediğimi anlamadı. “Nereye geldin mi?” dedi şaşkınca. “Gelmek gelmek, sen boşaldın mı?” dedim işaret ederek. O an anladı ve gülerek, “Nein nein!” dedi. Zevkin yerini korku almıştı, ama cevabı ile rahatladım.

Yine de dikkatli olmam gerekiyordu. 37 yaşındaydım, halen düzenli olarak adet görüyordum. Artık çocuk istemediğimiz için kocam kondom takarak sikiyordu beni, ama Günter ile kondomsuz halde sikişmiştim. Ona, “İçime boşalma sakın, içime boşalma!” dedim elimle anlayacağını umduğum dilden işaretler yaparak. Günter eliyle hamile işareti yapıp, “Nein, korkma, okey!” dedi, ama gülmeden de yapamadı. Ona, “Kondomun var mı, onu tak, kondom tak!” dediğimde, “Oo, ja, okey, sen istemiyor schwanger, anladım ama ben kondom kullanmıyorum, sevmiyorum kondom!” dedi. Bu işin böyle bir noktaya gelmesi beni germişti fazlasıyla. Sikişmemiz son sürat devam ederken zorunlu bir mola vermiştik.

Günter, “Okey, o zaman şöyle yapalım, ben istiyor senin arsch!” dediğinde, “Ne?!?” dedim şaşırarak. “Senin arsch istiyor, o zaman yapalım öyle, sen hamile kalmaz, yok schwanger!” deyince duyduklarım karşısında elim ayağım titredi. “Yok, olmaz, öyle olmaz, nein!” dediysem de Günter aynı şeyleri tekrarladı. Yıllardır kocamın istediği ama vermediğim, ondan esirgediğim şeyi istiyordu Günter. Götümün kızlığını, bakireliğini bozmak niyetindeydi. Güzel ve yoğun devam eden sikişmemiz şimdi farklı bir noktaya gelmişti. Gerilmiştim fazlasıyla.

Günter aynı sözleri tekrarlarken, ben, “Olmaz, nein!” diyerek toparlanıp üstümü giyinmeye başladım. Bu işin daha ileriye gitmesine müsaade edemezdim. Memelerimi sutyene geri soktum. Yerde duran külotumu giyindim. Günter ise başını sağa sola sallayıp, “Nein, sen gidemez, böyle gidemez, nein!” deyip duruyordu.

Üstümü başımı toparlayıp pardesümün düğmelerini iliklerken, ona, “Tamam, istediğini aldın, yeter bu kadar, daha fazlası olmaz. O dediğin olmaz. Ben anlaşmaya uydum, sen de söz verdin. O resimleri sil hemen. Tamam, sil onları, daha fazla konuşmaya gerek yok!” dedim.

Ama Günter farklı bir kimliğe büründü sözlerimden sonra. “Nein, ben demeden sen gidemez, daha işimiz bitmedi. Sen böyle gidemez. Ben ne dersem onu yapacaksın. Madem sen istemiyor çocuk, o zaman sen verecek arkadan. Başka türlü sen gidemez. Resimleri silmem gidersen, kocana gösteririm!” dediğinde buraya ilk geldiğimdeki korkuyu yaşamaya başladım yeniden.

Sehpanın üstündeki telefonunu alıp açtı ve resimleri göstererek, “Sen gidersen bunları herkes öğrenir. Okey, istersen şimdi git. Kapı orada. Ama ben karışmam. Karar senin!” diyerek telefonu burnumun ucuna kadar getirdi. Hande’nin banyoda çektiği çıplak resmini gördüğümde az önce zevkten güm güm atan kalbim şimdi korkudan atmaya başladı.

Günter telefonu çekti ama tehdit etmeye devam ediyordu. Yıllarca korkup kaçtığım, kocama vermediğim şeyi istiyordu benden. İkinci kez bir karar vermem gerekiyordu. Amımdan sikmesinde sorun yoktu, ama içime boşalması her şeyi, tüm hayatımı mahvedebilirdi. Hamile kalabileceğim bir zamandaydım üstelik. Rahmime akacak dölleri karnımda bir hayatın canlanmasına sebep olabilirdi.

Son bir umutla, “Ağzıma boşal, ağzıma yap!” diyerek ağzımı açtım ve önünde sallanan sikini gösterip, “Ağzıma boşal!” dedim. Ama Günter, “Nein!” diyerek başını salladı. “Ben istiyor senin arsch, siz diyor göt, ben senin götü istiyor, bana vereceksin!” dediğinde çaremin kalmadığını anladım. Kızımın hataları götümün bakireliğinin gitmesine mal olacaktı. 19 sene kocamdan esirgediğim götümü sünnetsiz bir Almana verecektim…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Benim Hikayem 4

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Benim Hikayem 4
4
Nasıl hazır olunuyor bilmiyorum ki demedim tabi…
-hıhı…
Elini yine kavanoza sokup bir parça kremi sikinin başına sürdü.
-Şimdi derin derin nefes al. Sıkma kendini…
Derin derin nefes alıyordum. Sikinin kafasını göt deliğime deydirdiğini hissettim. İki eliyle kalçalarımı tutarak çivi gibi sert olan sikini göt deliğime sokmaya çalıştı. Farkına varmadan göt deliğimi kasıyormuşum. Parmakları daha kolay girmişti oysa.
-Rahat ol korkma, dedi. Bir an gevşedim. Sikinin ucu götüme girdi. Canım acıyordu.
Derin nefes al rahatla… derin nefes alır almaz iki eliyle kaçmama mani olacak şekilde belimden tutup, sikini iyice bastırdı bir çığlık attım. Çok canım acımıştı kaçmaya çalıştım amam beni sıkı sıkı tutuyordu. Sikinin en az yarısı girmiş olmalıydı.
-çıkar çok acıyoo diye bağırdım.
-Sakin ol hepsi bu kadar dedi…
-Dur. Hareket etme dedim.
-Tamam tamam bitti. Zor kısmı bitti. Şimdi zevk alacaksın. dedi.
Ne zevk alması korkunç bir sancı duydum. Şükür kıpırdamıyor acımın dinmesini bekliyordu
Sanki arkamda bir kazık saplanmış gibi sert birşey vardı. İkimiz de öyle hareketsiz duruyorduk. Bir an sikinin damarlarının nabız gibi attığını duyuyordum. Açıkçası hoşuma gitmişti.
-Çıkart dedim.
-Şimdi çıkartırsam daha çok acır dedi.
-Ee ne yapıcaz. Bana ne ya çıkart dedim.
-İnan bana çok güzel olacak merak etme bak zor kısmı bitti bile…
Kıpırdamadan duruyorduk. Gerçekten o ilk sancı hafiflemeye başlamış nabız atışlarını hissetmek yine çok ilginç gelmişti. Ses çıkarmadığımı görünce az bişey geri çekerek tekrar bastırmaya başladı. Doğrusu o ilk sancı yoktu ama vaadettiği zevk de yoktu. Yavaş yavaş iyice gidip gelmeye devam etti. Artık sikinin tamamı girmişti.
-Harikasın aşkım. Çok güzelsin. Çok tatlısın… doğrusu neler dediğini hatırlamıyorum çünkü dinlemiyordum ama acı da yoktu.
-Sen Şimdi benim karım oldun. İlerde çok güzel bir orospu olacaksın… deyişi en çok hoşuma gideniydi. Açıkçası çok acı hissetmiyordum ama biraz abartırsam daha çok iltifat edeceğini düşündüğüm için biraz abartarak mızmızlanıyordum ki kalçalarıma bir şaplak daha ataraken,
-Ulan götveren çok yalvaracaksın beni sik diye bak gör…
Ufak ufak git gellere başadı. Sikini götümü iyice kremlemiş olması acımı azaltıyordu ama gene de arkama bir kazık girip çıkıyor gibi hissediyordum. Beni öpüp okşarken hatta tek parmağı içimdeyken aldığım zevk yoktu ama o inanılmaz zevk alıyor,onun zevk alması da sanki bana sirayet ediyordu.
-Ooh ne kadar darsın aşkım… harikasın… hiç seninki kadar güzel bi göt sikmemiştim. Of yavrum. Senin tek kocan benim bundan sonra benimsin. Daha neler neler. Sözleri en az siki kadar hoşuma gidiyordu. Ne kadar güzel şeyler söylüyordu… artık hızlı hızlı içime girip çıkıyor bir kadının amını siker gibi rahat bir tempoda sikiyordu beni. Bir elini sikime doğru uzatınca bi sikim olduğu aklıma geldi… Aslında zevk alıyordum ama sikim kalmamıştı. Pipimle oynmaya başladı garip bir zevk alıyordum. Biraz sonra sertleşmeyen sikimden döllerim akmaya başlaması beni çok şaşırttı. Metin arkamdan piston gibi girip çıkyor bi eliyle kalçalarımı okşuyor bir eliyle de sikimi karıştırırken bana
-Aşkım, ibnem göt oğlanı seni fahişem yapacağım. Sen benim karım oldun ben ne dersem onu yapacaksın seni yarrağa doyuracağım… gibi laflar söyleyerek beni kendimden geçiriyordu.
Göt deliğim yanmaya başlamıştı. Zevkim de kaçmaya başlamıştı.
-Boşal artık kocacığım.. dedim o laf ağzımdan nasıl çıktı ben de anlamadım. Bana sürekli karıcığım dediği için refleks olarak demişimdir diyorum.
-Kocam diyen dillerini yerim senin aşkım, geliyorum zaten orospu… diye gittikçe artan bir tempoyla götüme girip çıkmaya başladı. Biraz sonra son bir hamleyle sikini göt deliğimin ta en dibine bastırdı. Bir yandan titreyerek bir yandan hayvan gibi böğürerek döllerini içime boşalttı. Kollarını açarak bana sım sıkı sarıldı. Canım aşkım karım… diyerek sarılırken boynumu ensemi ıslak ıslak öpüyor bi yandan da siki hala içimde en dip noktamda nabız gibi atarak boşalmaya devam ediyordu.
Karma karışık duygular içindeydim bir günde hayal edemeyeceğim kadar çok şey yaşamıştım. Hem sikmiş hem sikilmiştim. Şimdi sikicimin beni sımsıkı saran kolları arasında şaşkın yorgun kalakalmıştım. Şimdi siki yumuşamaya başlamış yavaş yavaş kendiliğinden dışarıya kayıyorken bir an sanki sıçıyormuşum gibi geldi bana. Bir an önce kalkmak, buradan uzaklaşmak istiyordum. Bir yandan da en iyi arkadaşımı böylesine çok mutlu etmiş olmanın gururunu taşıyor, tadını çıkarmak istiyordum. Ne kadar süre böyle yattık zaman nasıl geçti hatırlamıyorum. Birden akşam olmak üzere olduğunu fark edip,
-Kalk annen gelmek üzeredir, dedim. Çok da umursamadı. Ben hızlıca kalktım yataktan. Kalkmaya hamle ettiğimde arkamda ciddi bi acı hissettim. Ama çok düşünecek vakit yoktu . Banyoya girecek vakit bile yoktu. Eşyalarımı hızlıca giyinip evden çıktım. Yolda hala kıçımın acısıyla bir daha asla böyle bir şey yapmayacağımı yapamayacağımı düşünüyordum…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Öğrencim-2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Öğrencim-2
Gecenin o saatinde koltukta oturmuş başımdan geçenleri düşünüyordum. Ne yapacaktım? Nasıl kurtulacaktım bu durumdan? Kurtulmanın yollarını arıyordum. Kendime hakim olamadım bu durumdan zevk almıştım, bu durumdan utanıyordum. O saatte karar vermeliydim ne yapacaktım onun teklifini kabul etmelimiydim yoksa istifa edip okuldan ayrılmalımıydım. Bu çözüm olmazdı birlikte yaşadıklarımızıda kameraya çekmişti ve benim elim kolum bağlı şekilde ne yapmam gerektiğini bilmeden saatlerce oturduğumun hatta o şekilde uyuya daldığımı sabah uyanınca farkettim. Bu durumdan kurtuluş yoktu ve dediğini yapacaktım buna karar vermiştim 20 yaşında ki öğrencimin sevgilisi olacaktım, zorla bir aşk yaşayacaktım.
Sabah kalktığımda duş aldım, kahvaltımı yaptım bugün günlerden Cumaydı dersim 10 da başlayacak tı haftanın son iş günüydü benim için önümde 2 gün tatil vardı. Durumumu bir daha düşündüm, 20 yaşındaki genç benimle sevgili olmak istiyordu ama genç bir yaşta olmasından dolayı bir müddet benle çıkıp sonra benden sıkılır düşüncesi aklıma geldi ne de olsa gençler bir hafta da çok sevgili değiştiriyordu. Aynanın karşısına geçip hazırlanmaya başladım, elbise dolabımı açtım bir tane siyah etek giydim. Bu eteği giyerken bile dürüst olamıyordum kendime çünkü hem bunu yaşamak istiyordum hemde bundan korkuyor ve kendimden utanıyordum. Giydiğim eteğimin boyutu kısa değildi normal uzunluktaydı. ÜStümden de uzun kollu bir üst giydim ve artık gitmeye hazırdım. Arabaya bindim okula doğru sürmeye başladım ne kadar dikkatli olmaya çalışsamda gene de kendimi tuttamayıp dalıyordum. Okula geldim odama giderken karşıdan gelen batuhandı. Yüzüme gülümsedi, rengim değişmişti kıpkırmızı olmuştum. Odaya girdiğimde Batuhandan bir mesaj geldi. “Günaydın aşkım giydiklerinle harika gözüküyorsun, artık güzel bir çift olacağız seni seviyorum”. Nasıl bu kadar erken sevebilir ki, ne cevap yazmam gerekiyor du. Aklıma ilk gelen şeyleri yazmaya başladım “Batuhan seninle sevgili olmayı kabul ettim yalnız aklımda soru işaretleri var, bunları konuşablirmiyiz?”. 3 dakika geçmeden cevap geldi “Azra biz sevgiliyiz yani bana öyle davran beni sev, bu akşam ilk romantik yemeğimizi yeriz ve orda sohbet ederiz, bu giydiklerinle gel yemeğe akşam yemeğinde görüşürüz aşkım”. Dediğini yapmak zorundaydım ben buna mecbur hissettim “Tamam Aşkım” şeklinde cevap yazdım. Bana mesajla nerde yemek yiyeceğimizi yazıp yolladı.
Akşam dediği yere gittim lüks bir restauranttı, içerde hiçbir tanıdık yoktu, özellikle bunu kontrol ettim garson yanıma gelip “Azra hanım” bende benim gibi başımı salladım. Kendisini takip etmemi istedi. Onu takipten sonra Batuhanın yanına gittim. Batuhan beni ayakta karşıladı yanıma geldi sarılıp dudağıma bir buse kondurdu. “hoşgeldin Aşkım” dedi. Bende ona hoşbulduk Aşkım dedim oturduk. Menuye gözüm ilişince buranın fiyatlarının çok abartı olduğunu gördüm bu yaşıma kadar kimse beni böyle bir yere götürmemişti. Bunları düşünürken Batuhan sessizliği bozdu.
-Aşkım Azram umarım burayı beğenirsin
-Canım beğendim beğenmesine de neden bu kadar pahalı bir yere geldik ki
-Bebeğim ben herzaman senin hayalini kurdum, ben sana aşıktım hemde gerçekten aşığım, burda bulunmamızın iki sebebi var birincisi burası pahalı kimse gelmez ikincisi ise sen her zaman en iyisine layıksın.
İlk defa böyle bir hisse kapıldım onun sözleri çok hoşuma gitmeye başladı.
-Peki öyle olsun Canım ama bazı kurallarım var.
-Nedir?
-Okulda bana hocam demeye devam edeceksin derslerime girmemeye gayret göstereceksin merak etme madem sevgili olduk benim dersimden kalmayacaksında derken gülümsedim
-Tamam canım okulda hocamsın
-Hiçbir arkadaşına benden bahsetmeyeceksin
-Peki Aşkım
İpleri elime almıştım kim tutar beni diye düşünmeye başladım nedersem kabul edeceği hissine kapılmıştım. konuşmaya devam ettim
-Dışar….. sözümü kesti
-orda dur bakalım canım senin isteklerin okul sınırları içerisinde geçerli şimdide benim kurallarımı dinleyeceksin ben seninkileri kabul ettim sende benimkileri kabul edeceksin dedi.
-Nedir peki
-Okulda fazladan oyalanmak yok, okul içerisinde derste değilsen mesajlarıma cevap yazacaksın, okul dışında hep yanımdasın ve en önemlisi sexte bana hiçbirzaman hayır demeyeceksin
Şok olmuştum resmen ipleri elime aldığımı düşenerek ne kadar da yanıldım. Tamam anlamında başımı salladım. Yemekler yendi. Sonra Batuhan hesabı ödedi arabama doğru benle geldi beni yolcu edecek diye düşünürken yanıma oturmak için diğer koltuğa yöneldi. bu hafta sonu sendeyim bebeğim dedi.
Arabadan inip içeri geçtik kapıyı kapattığım an kolumdan tuttu ve beni kendine çekti. dudaklarımı emmeye başladı. Eliyle kalçamı sıkıyordu. Karşılık vermeye başlayınca keyiflendiğini gördüm. Beni omuzlarından aşağı ittirdi istediğini anladım, önünde diz çökmüştüm. Tam pantolonun zipini açacaktım ki beni durdurup “Aşkım bak ben çok iyi bir eş olurum ama sexte tam biir canavarım ve sen buna itaat edeceksin başka çaren yok” dedi gülerek. Kendimi çaresiz hisettim sadece evet diyebildim. Pantolonun zipini açtım, yarağını dışarı çıkardım. Kocamandı başına bir öpücük kondurdum, gözlerinin içine bakarak. “Aferin orospucuğum, sevgilinin yarağına tapacaksın artık, o senin istediğin gibi kullan sevgili kaşarım benim” dedi. Başını hafifçe ağzıma aldım, kendiside zevk alıyordu ama daha fazlasına ihtiyacı vardı, iki eliyle başımı tuttu ve birden köküne kadar soktu. Kusacak gibi oldum, gırtlağımda hisediyordum kendisini. Birden hepsini çıkarınca bir rahatlama geldi ama gözlerimden de yaşlar gelmeye devam ediyordu. Yarağıyla suratıma vurmaya başladı, resmen beni yarağıyla tokatlıyordu. Saçlarımdan çekerek koltuğa doğru götürdü beni, orada beni domaltarak parmağıyla amıma girmeye başlamıştı, farklı bir zevk kendimi durduramıyordum. Boşalacaktım artık çok az bir zamanım kalmıştı ki elini amımdan çekti ve yarağını amıma sürtmeye başladı.
– Orospucuğum bu yarakla ne yapmamı istiyorsun diye sordu
-İçime sok
-Ben itaatkar köpekleri sadece sikerim, sen öylemisin?
-Sadece sik beni lütfen
-O kadar acele değil Köpek sen benim neyimsin?
-Lütfen sik beni
Kalçama sertçe bir tokat atmıştı
-Tekrar sormayacağım sen benim neyimsin?
-Orospunum şimdi lütfen sik
Bir anda hepsini sokmuştu artık karşı gelemiyordum, o kadar çok zevk alıyordum ki beni öyle sikmesi için artık hergün ona yalvarabilirdim de, hızlı hızlı pompalıyordu. Sevgilim demişti ama yatakta da kölesi olmuştum. Çok güçlüydü bunu hisetmem bana daha fazla haz veriyordu. Bir anda durdu ve yarağını amımdan çıkardı. Bende dayanamadım
-Lütfen geri sok orospun seni istiyor hatta köpeğin lütfen sana yalvarıyorum devam et sik beni
-Bugünden sonra bana her şekilde itaat edecekmisin?
-Evet edeceğim sen benim efendimsin
Beni döndürdü bu sefer sırt üstü koltuğa uzandım tombul bacaklarımı omzuna aldı, beni gene sikmeye başladı o kadar hızlı ki bana doğru eğildi suratıma tokat attıp “seni seviyorum orospu” dedi. “Ne yaptın bana bilmiyorum ama bende seni seviyorum, Benim sahibimsin hem kalbimin hem bedenimin” dedim. Hızlandı boşalacaktı belliydi ben ise çoktan boşalmıştım içime boşalma lütfen korunmuyorum dedim. Yarağını çıkarıp yüzüme doğru tüm spermlerini bıraktı o şekilde fotoğraflarımı çektikten sonra duşa girdim, arkamdan kendisi de girdi. Duştan çıkıp yatağa geçtik başımı göğsüne yasladım o şekilde uyumuştum o kadar huzurluydu ki artık kendimi daha güvende hisediyordum, Aşkımla, Sevgilimle, Sahibimle…….

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Karımı sevmiyorum

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

merhaba ben sina eşim sexhikayeleri5.blogspot.com ebru biz 13 yılık evli bir çiftiz ama zamanla eşimle aramızda sevgi kalmadı alışkanlıklardan dolayı ayrılmıyoruz birbirimizde başka kadınlarla sex yapmak istiyordum bu durumu eşime söyedim o da kısasa kısasa bende başaka erkelerle sex yaparım dedi kabul etim izmit escort çeşme ılgın mevkinde bir otelde rezarvasyon yaptık bilen bilir o civarda küçük küçük adacıklar vardır otel yemeklerinden sıkıldık yakın biyerlerde salaş bi balıkçıda balık yedik bize servis yapan genç balıkları tutuyormuş yakışıklı gebze escort bayan bir gençti eşim ben takılacambu gençle dedi bende olur dedim genci masamıza davet etik küçük bir teknesi olduğunu sabah bizisakin bir adaya yüzmeye götürebileceğini söyledi bende açıkça eşimle aldığımız kararı kocaeli escort gence anlatım eşimle yanlız gideceğini ve rahatına bakmasını söyedim eşim kahvaltıdan sonra tekneye atlayıp gençe açıldılar odama döndüğümde ısrarla yimesini istediğim mikro bikinisini giydiğini anladım o gün yanlız takıldım akşama doğru eşim odaya geldiğinde duşa girdi hemen bende peşinden gitim memeleri mosmor olmuştu amındada ısırık izleri vardı anlaşılan o genç eşimi bayağı bi yıpratarak becermişti eşimle tanışmak isteyenler mail adresinizi yorum olarak yazın…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

alman turiste türk yarrağını tattırdım

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Üniversite de okuyorduk. Her sene olduğu gibi yine yazlığa gitmiştik, yazlığımızın kumsalı çok büyük olduğu için tenha gözükürdü işini bilen yabancılar kumsalın en ücra köşelerine geçer çıplak olarak güneşlenirdi. Bizde arkadaşlarla kadın turistleri izlemek için o taraflara giderdik. O sene alman bir grup gelmişti 2 çift ve 2 erkek toplam 6 bekar adamlardan biri sarışın atletik yapılı ince fakat uzun bir siki vardı diğeri ise iri kaslı kalın sikli göğsü kıllıydı ve esmerdi yaşlarıda 30 ciavrındaydı ortalıkta kimse olmadığı zaman hangi karıya denk gelirse onu sikiyorlardı. Bir keresinde karılardan birini araya almış o kalın sikiyle götüne girdikçe karı inliyordu kadınların kocaları ise bakıp bakıp gülüyor izmit escort kadınlara şaka yapıyorlardı. Biz de görmedikleri bir yere geçer onları izlerdik. Kankim benim ibne olduğumu bildiği için gelir arkama dayar küçücük sikini sokmaya çalışırdı. Yine bir gün onları izlerken kendimiz kaptırmış azgınca sevişmeye başlamış, işemek için gelen almanı fark edememiştik. Adam durmuş bizi izliyordu, biz fark ettiğimizde de iş işten geçmiş diğer arkadaşınıda çağırmıştı.Bir yandan bize el işaretleriyle devam edin diyor diğer yandan da arkadaşına birşeyler diyordu. Çok utanmıştık kaçmak için fırsat kolluyorduk. Birden yeni gelen adam yanıma gelip beni okşamaya başladı bu adam 1.80 boyunda iri izmit escort bayan yapılı koca bir aleti vardı. Yanımda diz çöktü ve dudaklarıma yumuldu o arada koca aleti bacak arama ve sikime sürterek beni dahada azdırıyordu. Diğer sarışın alman ise kankime çullanmıştı ama o kıt ingilizcesini kullanarak bir yandan ibnenin ben olduğumu anlatmaya çalışırken diğer yandanda poposunu adamın elinden kaçırmaya çalışıyordu. Ona dedim ki ” boşver ses çıkarma sonra bizden bahsederlerse rezil oluruz” dedim o da çaresiz boyun eğdi. Zaten diğer almanın siki ince ama uzundu. Biz bir yandan öpüşürken ellerimiz rahat durmuyordu benim elim onun tüm vücudunu okşarken o orta parmağını götüme sokmuştu kocaeli escort bile zevkten kırılıyor dizlerimin bağı çözülüyordu. Onun koca vücuduna dayamıştım kendimi kadın gibi hissediyordum. Derken bir inleme duydum sarışın bizimkine sokmaya çalışıyordu ama o hiç alışkan olmadığı için gerçi çok merak ettiği için ben birkez başını sokmuştum ona adam giremiyordu bir yandan yalıyor parmkalıyor bir yandan da girmeye çalışıyordu ama kankimin canı acaip yanıyordu sonra adam acımış olacak ki vazgeçti ve bana pis pis sırıtmaya başladı. Ben kendimi o kadar kaptırmıştım ki niye sırıttığını düşünmedim bile. Sonra ayağa kalkıp arkama gelip sikini deliğime sürtmeye başladı. O zaman anladım ki arada sandiviç olacaktım. Daha ben no no demeden yüklenmeye başladı bir yandan yükleniyor bir yandan da karnımdan tutarak kaçmamı engelliyordu. Acıdan gözüm kararmıştı ince olmasına rağmen o uzun sikinin hepsini sokmaya çalışıyordu her girip çıkışında daha fazla giriyordu.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32