cocuğu Olmuyor diye Karısını bana Hediye Etti

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

cocuğu Olmuyor diye Karısını bana Hediye Etti

selamlar ben ilker umarım hayatınız her zamankinden daha güzel ve daha renkli olur. benim hikayem geçen ocak ayında internette sohpet kanallarının birinde sohpet ettiğim yaşça benden biraz büyük adı ahmet(tabi ismi takma burada yazmıyorum) ile sohpet ediyor dertleşiyorduk Ahmetle hiç yüz yüze görüşmemiş sadece sohpet kanallarından arkadaşımdı kendisi 43 yaşında bir şirkette çalışan biriydi sohpetin ilerleyen zamanlarında söz döndü dolaştı kendisinin aile yaşantısına gelmiş idi kendisi ve eşi mutaassıp bir aileden geldiklerini çocukları olmadığı için durmadan aile tarafıdan baskı yediğini anlattı. Bunun her ailenin başına gelebileceğini söyledim. Ahmet benle yazarken benle dışarıda buluşup yüz yüze görüşmek istediğini söyledi aynı kentte olduğumuzdan bende kabul ettim teklifini ve Ak Merkezin kafesinde buluşmayı teklif etti ve akşam verdiği saatte orada buluşmamızı rica ettiğinde bende kabul ettim ve konuşmayı bitirdik mesai bitip eve döndüğümde duşumu alıp kıyafetlerimi değiştirip buluşma yerine oğru arabamla gittiğimde önceden aldığım telefon numarasını çaldırdığımda kafenin diyer ucunda 40 45 yaşlarında oldukça düzgün giyimli bir adam telefonunu açıp ayağa kalktığında ellerimizi sallayıp onun oturduğu masaya yönelim ve tokalaşarak masasına oturdum ve birer coca cola isteyerek sohpete başladık bana bakıp yaşıma göre oldukça atletik ve genç göründüğümü söyledi teşekkür edip kendisinde fena olmadığını söylediğimde iç çekerek ,yıllarca eşiyle monoton yaşantıdan bıktığını artık Çocuk istediğini söyledi ve tedavilerin işe yaramadığını kendisini kısır olduğunu bu yüzden cocuğu olmadığını anlattı. Karısının Başka bir erkekle yatıp ondan cocuk sahibi olmasını bunu tek çare olduğunu söyleince şaşırdım. Karın bu duruma ne diyor diye sorunca onca senelik evliliklerinde ne kendisinin nede eşinin sıradan bir sexs hayatı bile yaşamadıklarını eşi ile fantazi olsun diye bazen yatakta başka isimler söyleyerek fantazi yapmayı istediğini eşinin bu ufacık fantaziye bile büyük tepki verdiğini Böyle bir şeyi hayatta kabul edemeyeceğini söyledi. kendisine eşinin alkol alıp almadığını sorduğumda eşinin kapalı bi bayan olduğunu değil alkol almayı ben hafiften üstüme alkol koksa evde çıngar çıktığını anlatıyordu ve artık tak dediğini ne yapıp edip cocuk istediğini anlattı. Karısıyla benim yatabileceğimi söyleyice sevindi ve o gece evine davet etti. Birkaç saat sonra gelmemi söyledi. Evine gidince kapıyı Ahmet açmış içeri girip ayakkabılarımı çıkarmış Ahmetle beraber oturma odasına geçtiğimizde eşi züleyha hanımda diğer odadan gelmiş idi aman allahım karşımda uzun boylu başı kapalı beyaz tenli ve gözleri kahvereng 20lı yaşlarda bir güzeli görünce biraz afallasamda elimi uzatıp ben kenan dediğimde hiçbişeyden haberi olmayan kadın elini uzatmayıp sadece hoşgeldiniz deyip bişeyler hazırlamak için mutfağa gittiğiğinde tarığa çokgüzel bi karın var eminmisin paylaşmak istediğine deyince bugece istediğini yap dedi ,,,ben nasıl yapacağımı bilmeme rağmen bu güzelliği sikmin üzerinde inlerken duymak istiyordum ve heyecan kulaklarıma vurmuş idi türbanlı kadıncağız hiçbişeyden haberi olmadan hoşgeldiniz deyip beni içeri girmiş ve mutfakta bize yemek hazırlarken ben tarığa eşini nasıl ve nerede sikmemi istediğini sorduğumda istediğim yerde sikebileceğimi ama ilk sikişin başka odada olmasını istediğini söyledi ilerleyen saatlerde yanımıza geleceğinisöyledi bende tamam demiş havadan sudan konuşmaya devam ederken kapalı hatun yemeği masaya getirmiş bizi buyur etmişidi Ahmet ve züleyha yan yana oturmuş bende karşılarında oturmuş yemeğe başlamıştık ama ne benim nede tarığın aklı yemekte değil züleyhada idi önce ayağımı uzatıp hafifçe uzatıp sanki değmişçesine züleyhanın ayaklarına dokunmuş sonra bikaçkere daha ayaklarımı masanın altından züleyhanın ayaklarına değdirdiğimde züleyhanın yüzü kızarmış idi ve ayağa kalkıp mutfağa gidip çayı koyacağını söylemişti benle Ahmet göz göze geldiğimizde Ahmet kısık sesle gördüm ayaklarına dokundun devam et dedi sonra züleyha çaylarla gelmiş yüzünün kızarıklığı geçmiş halde ama yüzüme hiç bakmadan elindeki tepsiyle çayı bana uzatmışidi çayları alıp karşılıklı beraber sohpete devam etmişken söz döndü dolştı aile hayatına gelmişti ve ben hayatın monoton güzel olmayacağını falan bahsederken züleyha sıkılmış olmalıki afedersiniz biraz uykum var rahatsızım galiba diyerek yatak odasına giderken Ahmet canım sen istersen uyu biz kemalle biraz sohpet edeceğiz belki sohpetimiz uzar senide rahatsız etmeyelim demiş züleyhada uyumaya yatak odasına gitmişti ve biz Ahmetle oturma odasında kalmıştık Ahmet biraz bekleyelim istersen züleyha biraz dalsın sonra başlarsın tamam deyip Ahmetle sohpete devam ettik. Ahmet züleyhanın yanına gitmemi uykusunun ağır olduğunu ve gelenin kendisi olduğunu sanacağını ve orada benim işi bitirmemi istedi bende tamam deyip usulca yatak dasına züleyhanın yattığı odaya yöneldim kapıyı hafifçe aralayıp içeri girdim ve kıyafetlerimi çıkarıp gecelikle yatakta uyuyan züleyhanın yanına sokulduğumda kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu tamam kocası izin vermişti ama nihayetinde kadının haberi yoktu ..züleyha geceliği içerisinden görünen beyaz teni ile beni mest etmiş teninin kokusu beni dahada heyecanlandırmışken hafif hafif ellerimle bacaklarını okşamaya başlamıştım enson elimi amına attığımda kilotunu yana sıyırıp elimle amını okşamaya başlamış züleyha yarı uykulu halde yanındakinin kocası olduğunu sanarak hafifçe kalçalarını bana dahada yasladığında kazık gibi olmuş sikim züleyhanın kilotunu yırtarcasına basınç yapmışken elimle kilotunu yana çekip kadının amının dudaklarına sürmeye başlamış ve hafif hafif deliğine doğru sokarken oldukça dar olan amına giren yarrağım birkaç gidip geldikten sonra zorlanarakta olsa alışan amın içinde ritmik halde giderken züleyha yarı uykulu halde mırıldanarak kocacığım nekadar şişmiş senin yarrağın diyerek arkasını dönüp dudaklarıma iştahla sarılıp tiz bir çığlık atarak ayrılması birolmuş yataktan kendini atarak odanın bi köşesine koşup heyecanla bana baktığında bende ne yapacağımı şaşırmış halde sessiz ve utangaçça ona baktım bi süre öyle durduktan sonra Kocan cocuk yapmak icin beni cağırdı dedim. Yapcağını biliyordumda hiç bu kadar ileri gideceğini düşünmemiştim dedi züleyha. artık olan oldu bari bu gecemize bakalım diyerek yanıma yaklaştı ve dudaklarıma yapışarak hadi sik beni erkeğim kocamın senelerdir sikemediği kadar güzel sik beni dyerek sikimi emmeye başladı ben şaşırmış kapalı kadının bukadar rahat sikimi emmesine hayret emişssemde işime geldiğinden hiç sesimi çıkarmadım ve yalamasını seyrederken oda bana bakıyordu sonra bana dönerek beni öyle bi sikki kocam am nasıl sikilir görsün. Sonra yanımda getirdiğim içk**en birkaç bardak verdim ilk başta isteme ama israr edince dayanamadı ve içti 2 bardaktan sonra sızdı. Ben ise kocasını cağırdım ve kameraya cekmek icin izin istedi oda taibki dedi. Züleyha sızmışken ben durmadan devam ettim züleyha bir yadan sayıklıyor bir yandan uyuyordu ve birkaç kere içine boşaldım. Bu sırada züleyha uyanmaya başlaıp kocasını görünce cok şaşırdı ve boynzlusun artık dedi. Ben ise 4 posta urmuştum ama o kıza daha vuracaktım. Ama gücüm kalmadı sızdığındna hiç hiçbir şey histmediğini biraz daha yapamı söyledi bende devam ettim. İçine boladığım esnana züleyha titremeye başladı ben ilk korktum kocasıda yanında gögsüleri okuyordu. Züleyha boşalıyormuş meğer boşalması tazikiyle benim sikim dışarı cıktı ve amına ağzımı getiridim cok tatlı bir am suyu vardı. Hayatımda ilkkez boşaldım dedi. Züleyhala arada görüşüyoz apartmanı beni Kardeşi sanıyor. Bu hikayede 2sini izniyle paylaştım. Hamile olup olmadığı şuan bilmiyorum

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

TÜRBANLIYA YARDIMCI OLDUM

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

TÜRBANLIYA YARDIMCI OLDUM
şuanki oturduğum apartman dairesinde yaklaşık iki yıldır eşimle birlikte kalmaktayım.ben 36 eşim 29 yaşında (eşimin bu olaylarla hiç bir ilgisi bilgisi bulunmamaktadır) oturduğumuz apartmanda 15 daire var.bundan önce oturduğumuz apartmanlarda genelde yaşlı insanlar kalıyordu bende ulan şansa bak hiçmi bize denk gelmez şöyle alımlı çekici birileri diye içimden geçirirdim (olsa bişey yapacağımdan değilde,fantezilerimi süslemesi açısından) ama bu son kaldığımız apartmanda faztezilerimi süsleyecek oldukça güzel çekici kadınlar vardı ve genç kızlar..buraya taşındığımızdan beri eşim kendisi çok sıçak kanlıdır diğer apartman sakinlerinin çoğuyla tanışıp samimi olmuşdu ama en çokda benimde en çok hoşlandığım üst kat komşumuz olan güldenle.gülden 27 yaşında evli türbanlı yaklaşık 1.65 boyunda beyez tenli balık etli tam türk lokumu diyebileceğimiz vucud hatlarına sahipti.eşimle sık sık görüşürler birbirlerine gidip gelirlerdi,genelde gülden gelirdi bize eşim çok sık çıkmazdı onlara.geldiğinde eşimle beraber diğer odaya geçer orda sohbet ederlerdi.okadar çok sık gelip giderdiki ben eşime takılırdım buda kuma gibi bizim evden çıkmıyo diye..benimle pek konuşmazdı,geldiğinde kapıyı ben açarsam eşimi sorar yada merdivenlerde karşılaşırsak merhaba ,günaydın,iyi akşamlar gibi kelimelerin haricinde sesini pek duymadım ,ama bu kısa kelimeler bile o sesin ne kadar güzel ve yumuşak göstermesi açısından beni çok etkiliyordu.artık bende gülden gelsede bi görsem tutsusu artmaya başlamıştı,bazen diğer odada otururlarken odadan bişey alma bahanesiyle girerdim ‘rahatsız ettim pardon’ falan bi kaç cümlede olsa konuşurdum.ondan etkilendiğimi eşime hiç belli etmedim bunda çok dikkatli oldum yoksa benimki beni kapının önüne koyar yalvarsanda dönmez geri.neyse günler haftalar aylar bu şekilde akıp giderken yaklaşık 20 gün önce eşim yurt dışından akrabalarının türkiyeye geleceklerini kendisinde hem onları görmek hemde ailesini ziyaret etmek için memlekete gitmek için izin istedi benden.bende bunu duyunca içimden ohbe biraz yalnız kalabilem sonunda direk izin verdim(yani bişey yapacağımdan değil en azından internettde azmış olan duygularımı birazda olsa tatmin edeceğimden) ama genede sevindiğimi belli etmemek için ya ben napacam burda sensiz aç susuz hem sen olmayınca ben nasıl tatmin edecem kendimi bak başka kadınlarla beraber olurum haa diye kızdırmıştım.eşim öyle bişey olursa keserim seninkini uyurken ağzına tıkarım dedi sonrada hem ben anlarım olup olmadığını deyince nasıl anlayacan diye üsteleyince,benimle sevişirken sperm yoğunluğundan ne kadar boşaldığından ne kadar sürede boşaldığından hemen anlarım dedi bende ee sen yokken elimledemi boşalmayım dediğimde boşalma banane ben sen olmayınca kendimi tatmin etmiyorum sabret biraz ben gelince bana boşalırsın sıcak sıcak işde demişti.neyse eşimi yolcu ettikden sonra internetteki keyifili yolculuğuma başlamıştım tabiki en başta bu siteyi..bi kaç gün sonra işden geldim bişeyler yedikden sonra bilgisayar başına geçip gene tur atarken zil çaldı,kapıyı açtım gelen güldendi,daha o ağzını açmadan eşim memlekete gitti gülden haberin yok galiba dedim hep eşimi sorduğu için.oda yok biliyorum gittiğini hatta şimdi yeni konuştum kendisiyle dedi .bende hayırdır bişeymi ihtiyacın var dedim.gülden market kapanmadan bişeyler almak için acelece çıktığını anahtarı evde kapının üzerinde olduğunu dışarda kaldığını söyledi.ben eşin gelmeyecekmi bugün işden dedim yok onunda mesaiye kalacağı tutmuş gelemiyo annemlerede gidemem karşı anadolu yakasında oturuyolar uzak biliyosun bana yardıcı olabilirmisin dedi tabi tabi dedim içeri buyur ettdim sen otur ben hemen dışarı çıkıp bi çilingir bakayım dedim.eşimle ne konuştunuz bu arada dedim oda ona söyledim acaba eşin bana yardım edermi diye durumu anlattım oda evde zaten şimdi eder tabi demiş.ben hemen üzerime bişeyler giyip çilingir bakmak için dışarı çıktım saat 22:00 geliyodu hava da oldukça soğukdu.ben apartman kapısından çıkarken aklıma girdi şeytan düşündüm şimdi bi çilingir bulsak evine gidecek gülden ee naapmam lazım çilingir bulmamam lazım gerçi bu saatede bulmamda zor ama istenince bulunur gerekirse evden çağrılır,ama ben bu tercihleri aklımdan hemen uzaklaştırdım.dışarda biraz oyalandım hiç bakmadım çilingire biraz zaman geçsin aradım ama yokmuş diyebileyim hemde vakit iyice geçsinki güldenin bizim evde kalabilme şansı artsın diye neyse 1 saat kadar dışarda oyalandım eve geldim gülden umutla açtı kapıyı ama yanımda kimseyi göremeyince bi çocuk edesıyla bulamadınmı dedi ben yok o kadar baktım hatta cebinden aradım ama yok maalesef dedim gülden üzgün bişekilde içeri girip oturdu bende karşısına oturdum üstündeki pardesüyü çıkarmış öylece oturuyodu üstünde ve yaka beyaz bi kazak altında gri vucuda yapışan eşofman vardı.ellerini birleştirmiş iki bacağının arasına sokmuş ne yapacağaım der gibiydi.ben ya neden üzülüyosun sanki dışarda kaldın burasıda senin evin gibi işde hem devamlı girip çıkıyosun buraya yabancıda değilsin hani diye takıldım oda evet diye hafifden gülümsedi..bak dedim şimdi beni yanlış anlama seni sokakda bırakacak değilim istersen yandaki fatma teyzeye bak burda kalmak istemezsen dedim oda biraz çekinerek olur bi bakayım evdemi diyerek kalktı kapıya doğru yöneldi ben arkasından bakıyordum vucudunu saran eşefmanı kalçalarını tam anlamıyla gözler önüne seriyodu eşofmanın altından iç çamaşırının izi belli oluyodu sanki küçük gibi duruyodu çamaşır kalçalarını tam saramıyodu anlaşılan .külotununda baskısıyla kalçalarının yanakları dışarı taşmıştı.karşımda otururken kazğının içinden sütyeni gözükmüyodu ama belliki sütyende gögüslere tam hakim olamıyodu oldukça diri gözüküyodu.güleden kapıdan çıkıp fatma teyzelerin kapısını çalarken ben dua ediyordum allahım ne olu evde olmasınlar kapıyı açmasınlar diye kapının dürbününden güldeni seyrediyordum gülden zili çaldı durdu kapı açılma bi daha çaldı açılmadı ben evet işde buu yok evde derken kapı açıldı.ben allah belamı versin ne diye aklına sokuyosun fatma teyzeyi diye kendime kızıyordum.gülden kapıyı açana fatma teyzeyi sordu karşıdakinin cevabını tam duyamadım ama gülden yaa öylemi pardon rahatsız ettim diyerek üst kata yöneldi kendi evine doğru ben napıyo bu derken gülden bi kaç adım attıkdan sonra hemen geri döndü ve bizim zili çaldı.ben hiç haberim yokmuş gibi ne oldu diyecektim ki gülden hemen içeri girdi.yokmuş evde kızını ziyarete gitmiş dedi bende buraya geldimi görmesin diye kendi evime gidiyomuş gibi yaptım sonra döndüm hemen grürlerse hoş olmaz sonuçta eşinin evde olmadığını biliyolar dedi.benim içimde fırtınalar kopuyordu bu akşam bişey olamasa onunla evde yalnız kalmak bile bana yeterdi sanırım.güldüm hafçe ve geç içeri gülden rahatına bak sabah olsun açtırırz kapını girersin evine dedim rahat ol lütfen çekinmene gerek yok yabancı değiliz burda dedim o teşekkürler böyle olmasını istemezdim ama şans ide dedi.içeri geçtik otururken güldenin baş örtüsü dikkatimi çekti ıslakdı meraklandım dışarıda çıkmıştım dışarda yağmur falan yağmamıştı,hayırdır gülden başartün ıslanmış ne oldu dedim oda başını öne eğdi utanmışdı yüzü kızardı duş almışdımda dedi saçım henüz kurumadı onun islaklıgı dedi..o an onun bonyo yaparkenki hali gözlerim önüne geldi o suyun vucunda akışı kendini sabunlayışı falan bi anda kendimi onun yanında bonyoda hayal etmiştim.güldinin bişeymi oldu diyişiyle kendime geldim ne oldu daldın birden deyince ne diyeceğimi bilemedim eşimi özledimde onu düşündüm biran kaç gün oldu gideli dedim.gülden pek inanmamış gibi hafifçe tebessüm ederek ya varmı öyle koca eşini özleyip dalıp gidecek dedi çok seviyosun demekk eşini dedi.yani seviyorum tabi falan kekeledim o an.hem zor böyle kadınsız olmak yemekdi temizlikdi dedim.hem insanın evine geldiğinde başka bi ses nefes arıyo dedim aslında iyi oldu kapıda kaldığın sohbet edecek bi nefes olursun bana dedim gülümseyerek..hem eşimle sohbet ediyosun hep birazda bele yaparsın olmazmı dedim gülden gene utanarak başını eğdi tabi ederiz dedi.ben çay koyalımda içelim ısnırız biraz duşda almışın sacın da ıslakiyi olur dedim.gülden gülden ben demlerim deyip benden önce mutfağa yöneldi.bende arkasından gidip çayın,çaydanlığın yerini göstereyim sana diyecektim ki ben daha iyi biliyorum mutfağı senden biliyorum yerlerini dedi ve bu sefer sesli olarak güldü.gülden rahatlamaya başlamıştı anlaşılan..bende arkasına geçip onu izliyordum.çayın suyunu koydu bardakları almak için mutfak dolabının üstüne doğru uzandı ama o sırada kazak belinden yukarı doğru sıyrıldı.beli açıldı o güzel teni açığa çıktı ben gene hayallere dalmışken bu seferde çayı almak için alt rafa doğru birden dizlerini kırmadan önümde eğilince aman allahım buda ne altına giydiği eşofman belinden aşağı doru sıyrıldı ve içine giydiği külot medana çıktı kenerları kentelli bi çamaşırdı birazdaha zorlasa çatalı bile gözükecekti..daha önce yazığım gibi külot kalçalarına küçüktü ve eğilince kalçalarının arsına iyice girdi off görüntü muhteşemdi göt yanakları iyice dışarı çıkmışdi.gülden sanki bilerek doğrulmuyomuydu yada o anlar banamı uzun geldi bilmiyorum burda olması gerk nerde bu yaa deyince ben hemen kendime gelip hamle yaptım dur canım deyip ben bakayım dedim ağzımdan öylesine çıkmıştı canım kelimesi oan ya pardon alışkanlık eşimle beraberim zannettim dedim .oda önemli değil ne güzel eşine hep böyle hitap etmen dedi..neyse ben yanına gidip aradığı şeyi bulup verdim ona.gülden seninde işin zor böyle bekar kalmak dedi bende evet zor yemek yapanım yok sarılıp yatabileceğim kimse yokdedim dedim ama bunları dediğime kendim bile inanamıyordum.gülden iyiya işde sende rahat rahat takılırsın başka yerlerde dedi sanki ağzımı arıyo gibiydi.bende yok ya dedim benim pek işim olmaz dedim oyle şeyler dedim gülden niye sende erkeksin sonuçta illaki vardır bişeyler dedi ben yok inanki dedim eşim gitti gideli elim nasır tuttu dedim gülerek güldende yapma ya o kadar fenamı dedi ee napayım hem ha deyincede kadın bulunmuyok**edi. gülden hani işin olmazdı bak sende bulsan yapacan dedi.bulmak için çabalamıyorumki zaten dedim hem sen benim yerim de olsan yaparmısın peki yada eşin gitmiş olsaydı dedim bir anda .gülden böyle bişey beklemiyo olacakki suratı pembeleşti kızardı olurmu canım öyle şey diyerk kekeledi.ben niye erkek yaparda kadın yapmazmı sanki dedim biz istiyorsak kadında ister onunki can değilmi sonuçta zevkli bi uğral bu acı çekmiyoruz ya dedim gülden orası öylede biz erkeklerle öyle kafamıza göre her canımız çektiğinde yaparsak ohooo adımız çıkar dedi sizinki çapkınlık olur bizimki oruspuluk olur dedi. bende sende haklısın bizimki gene ele avuca geliyo sizde oda yok dedim ben iyice coşmuştum bu dediklerimi kamaraya kaydedip sonra izlesem ulan ben nasıl böyle konuşmuşum derdim..gülden doğru söze nedenir siz gene iştahınızı köreltirsiniz bizde ateşimizle yanalım duralım dedi.benim ufaklık bu sohbet karşısında artık yuvasından çokdan çıkmışdı ben bi kolumu önüme koyup kabarıklığı güldene göstermememk için çabalalıyordum ama kolumun baskısı dahada tahrik olmama neden oluyodu gülden bazen gözlerini aşağıya kaydırığ bakıyodu ama pek bişey anlamadı.ben sen gene iyisin bak eşin yanında ne zman istersen ateşini södürme fırsatın var bak ben kaç gündür el arabası kullanıyorum dedim.gülden el arabasını anlamamış olacakki yada anlamamış gibi yaparak el arabasımı oneymiş öyle dedi. bende elimle tatmin yani derken pantolonun önüne kabarıklığı saklamak için koyduğum kolumu gayri ihtiyari kaldırdım o anda gülden bu anı bekliyormuş gibi gözlerini önüme çevirdi.ben farkettiğimde geç kaşmıştım glden pantolonumun önünü zorlayan ufaklığı görmüşdü gözlerini hiç kaçırmadı ben kolumu tekrar koydum önüme eyvah dedim içimden gördü.tekrar önümü kapatınca gülden gözlerini gözlerime çevirdi bi kaç saniye öylece baktı ama çok anlamsız bakıyodu ben kzızacak konuyu kapatacak derken.gözlerimim içine bakarak şuan benimle yatmak istiyosun öyle değilmi dedi pat diye…ben öylece kaldım sadece ona bakıyordum oğlum bok ettin herşeyi derken gülden dürüst ol söyle duymak istiyorum dedi.bende sen güzel bi kadınsın her sağlıklı erkek seninle sevişmek ister dedim bi çırpıda…gülden gene kaçırmadı gözlerini gözlerime bakarak yavaşça ayağa kalktı ben gidecek sanırken ocağa döndü çayın altını kapattı,yavaşça bana doğru dönerek yanıma yaklaştı elimden tuttu sıcacıktı elleri umarım bu gece iyiki anahtarı kapıda unutmuşum diyebileceğim bi gece yaşatırsın bana diyerek ayağa kaldırdı beni.benim her yerim titriyodu heyecandan acemi çocuklar gibi.ben güldeni hiç böyle tahmin etmezdim çok rahat ve özgüvenliydi.iyice sokuldu bana hafif bi parfüm sıkmışdı belliki ama çok hoş kokuyodu. ikimiz aynı anda hamle yaparak dudaklarımızı buluşturduk güldenin dudakları çok yumuşak dı dudaklarımın arasında şeker gibiydi.bende artık titreme heyecan geçmeye başladı ve artık ne zmandır hayalini kurup kendimi tatmin ettiğim kadınla bu sefer gerçekten sevişecektim buna inanamıyordum..ayakta öpüşürken ben güldenin sırtından beline doğru okşuyordum gülden iyice kendini bana yaslamıştı göğüsleri aramızda eziliyordu..ben yavaşça başındaki baş örtüsünü çıkardım halen ıslak olan saçlarını okşadım.gülden büyük bi iştahla dudaklarımı emiyor kopartırcasına içen çekiyordu.bi 10 dakka aralıksız ayakta öpüştük güldenle mutfakda.gülden bi müdet sonra dudaklarımı bırakarak puslu gözlerle sadece öpüşecekmiyiz yoksa ataşimi söndürecekmisin dedi ve elimden tutp yatak odasına doğru sürüklercesine götürdü yolu biliyodu zaten evi tanıdığı için.odaya girdik gülden gene dudaklarıma yapıştı öperken fırsat bu fırsat bidaha böyle şansımız olmayabilir sabaha kadar sevişmek istiyorum senle dedi ben körün istediği bi göz allah vermiş iki misali sen iste bir hafta çıkmam içinden dedim.sonra üzerindeki kazağı öpüşürken çıkardım hızlıca beyaz sütyeninin içinden göğüsleri dışarı fırlamıştı teninin sıcaklığı müthişti iyice ateşlenmişdi kadife gibi pürüzsüz bi teni vardı göğüslerini sütyenin üzerinden okşuyordum gülden iyice tahrik olmum hafif hafif inliyordu.ellerimi kalçarına indirip o yuvarlak kalçalrını okşayıp sıkıyordum ellerimi eşofmanın içine sokarak kalçarını külotunun üstün den okşamaya başladım.gülden bu arada kulak mememi boynumu ağzı nereye denk gelirse emiyodu.bende üzerimdeki gömleğimi çıkardım gülden ellerini tırmık gibi yapmış vucudumu tırmalıyordu ara bir elini pantolonumum önüne getirp aletimi sıvazlıyordu.güldenin sütyenini çıkarıp yatağa uzattım kalçalarından yukarısı yatakdaydı bacakları yatağın dışında havadaydı.yandan güldenin üzerine doğru uzandım ve boynunu omzunu emmeye başladım gülden ellriyle sırtımı tırmalıyordu.ellerimle diri ve büyük göğüslerini okşuyordum.boynundan aşağıya doğru her santimini emerek ilerliyordum gülden kesik kesik inliyordu.göbeğine kadar gelmiştim emerek ellerimi eşofmanın üstünden bacak arasına götürdüm bi an da ıslaklık hissetim gülden o kadar çok zevke gelip ıslanmıştıki eşofmanına kadar geçmişti ıslaklığı.göbeğinden aşağıya indim yavaşça ellerimle eşofmanının iki yanından tutup çekerek dizlerinden aşağıya indirip çıkarttım off işte o beyaz pürüzsüz kaymak gibi bacakları karşımdaydı bacaklarıda göğüsleri gibi diri tek bir selülit yoktu .baçakalrını kaldım ben yatağın dışında ayaktaydım ayakların dan başlayarak öpmeye başladım güldennin gözleri tarı açık kısık kısık hadi dai diyodu.dilimle dizlerinide geçerek o beyaz baldırlarına geldim yavaş hareket ediyordum bu anın bitmesini istemiyordum.bacaklarının iç kısmını öperk emerek okşayarak bal kutusuna doğru gelmiştim.güldenin iç çamaşırı vıcık vıck ıslanmıştı ilk defa bir kadının bu kadar ıslandığını görüyorum eşimde çok ıslanır ama bu kadar değil..külotunun üstüne gelip şeftalisini kokladım tam anlamıyla kadın kokuyordu.burnumu külotunun üstünden şeftalisine sürttüm ve iyice içime çektim kokusunu.gülen iyice çıldırmıştı bir eliyle göğüslerini sıkıyor bi elileyde başımı ensemden bastırıp şeftalisine bastırıyodu..külotunu yanlardan tutup çıkardım ve bacaklarını iki yana açtım one muhteşem güzellik böyle şeftalisinin tüyleri yeni yeni çıkmaya başlamış deliğinin içine doğru dudakları sarmıştı ince bi duvar çatlağı gibi duruyodu içinden zevk suyu akıyodu.gülden hadi durma em kocamın emmediği şeftalimi em nooluur diye inliyodu inanamıyordum bu nasıl bi bir kocadır böyle bir kadını bu zevkten mahrum bırakır bu muhteşem şeftali emilmezmi diye düşündüm ve senin kocan hiç emmedimi gerçekten dedim. gülden hayır sadece işini hallder dönüp yatar beni düşünmez hiç halbuki o bana bu zevkleri yaşatsa ben neler yaparım ama farkında değil dedi.bende kocana yapmadıklarını bana yap güldenim dedim ve o anda şeftalisine yumuldum gülden bir anda bacaklarını kasıp kapattı başım şeftalisinin üstünde dilim deliğinin hemen ucunda sıkışıp kalmıştımbi müddet öylece kaldı gülden ince ince acı çeken insan gibi inliyordu gülden.ellerimle bacaklarını gevşettim ve dilimle deliğini şeftalisinin dudaklarını emmeye devam ettim zevk suları ağzımın içine giriyordu yutuyordum onlarıda gülden oh oh oh em em emmmm diye nefes nefese kalmıştı ellerimle şeftalisinin dudaklarını ki yana açıp dilimi deliğinin içene daha derine sokmaya çalışıyordum gülden kasılmaya başladı bacaklarını gene sıkıca kapattı ve hırıltılı bi şeklde boşaldı ama ne boşalmak,boşalırken daha da artmıştı zevk suyunun akışı..gülden nefes nefese kalmıştı oh oh sonunda sonunda ne sonunda gülden dedim ilk defa orgazm olduğunu söyledi kendi kendine yptığını ama bunun yerini tutamayacağını söyledi bana baarken öyle minnetkar bakıyoduki.ben tekrardan şeftlisine yumuldum tekrar güldeni emmeya başladım gülden evet evet bi daha bidaha diyordu.yaklaşık 15 dakka güldeni emdim gülden o kadar aç kalmışkı bu zevke o sürede bi daha boşaldı.gülden onu artık içimde hissetmek istiyorum hadi nolur dedi bende ayağa kalktım pantolonu çıkardım külotumu çıkardı gülden doğrulmuş baka bakıyordu aletimi görünce dudaklarını ısırdı nasıl eşininki gibi yoksa dedim gülden sen nediyorsun seninkinin yanında onun kinin lafı bile olmaz onun ki küçük ve ince ama seninki büyük kalın eşin nasıl alıyor bunu dedi bende abartama ahım şahım bişey değil dedim ne kadar ölçtünmü dedi bende çapını bilmem ama byu 17 cm dedim o kadarda büyükdeğil dedim sen öyle zannet dedi.benimkisi içime girerken hissetmiyorum bile dedi ve yatakdan inip önümde dizlerinin üzerine çöküp elinini ürkekçe aletime uzattı hayran hayran bakıyordu ve hafif hafifde sıvazlıyordu. hiç emdinmi dedim hayır dedi eşim beni emmediği için bende onu emmiyorum istiyor ama ben hayır diyorum hem kendi yapmıyo hem benden istiyo,hafifçe başını yaklaştırdı ve aletimin başını öptü bana baktı eşin yapıyomu dedi evet dedim iyimi emer dedi hemde nasıl öldürübeni dedim ben hiç yapmadım bu ilk olacak dedi ve tekrar aletimin başını öptü ve ağzını açıp başını ağzının içine soktu çıkardı gene bana baktı nasıl dedim sıcak değişik bişey dedi ben elimle bşını aletime bastırdım ve gülden ağzını açıp bu sefer 10 cm kadar aldı içine sonra ağzıyla ileri geri yapmaya başladı açıkcası eşim kadar iyi yapamıyodu ama onun acemiliği daha bi haz veriyodu bana vermse ne olcak hep hayalini kurduğum kadın aletimi emiyodu varmı ötesi.gülden ağzıyla ileri geri yaparken eliylede aletimi tutmuş onunlada ileri geri yapıyodu bi yandanda bana bakıyodu zevk alıyomu diye ağzının dilinin sıcaklığı müthişdi öbür elinide alıp bi yandan sıvazlıyo bi yandan emiyodu beni ben iyce zevke gelmiştim başını daha ileri gitmesi için bastırıyodum ama alamıyodu ağzına.belli bir ritm tutturmuşdu gülden elinin birini şeftalisine götürmüş kendini okşuyordu onunda verdiği zevkle daha bi iştahlı emmeye başlamıştı ben onun ağzına girişimi bana bakışı seyrediyordum bi müddet sonrs yanaklarından tutarak kaldırdım ayağa o iyi yapamadım galiba der gibi bakıyordu bana beceremedimmi diye sordu ben yok ilk olmasına rağman iyiydi dedim ama ben senim içine girmek istiyorum artık dedim gülden bende istiyorum dedi.onu tekrar yatağauazttım ve biraz daha şeftalisini emdim gülden gene zevke zelmiş kısık kısk inliyordu yavaşçagöbeğine ordan göğüslerine ve dudaklarına çıktım dudaklarını emdim bi süsüre gülden eliyle aletimi tutup şeftalisine sürtüyordu bazen kendini öne itiyor girmesini istiyordu ama ben itmiyordum içine gülden iyice azmış hadi sok sok içime doldur içimi diyordu ben doğruldum aletimi tutup şeftalisinin üzerine getirip baya yapar gibi fırçalıyordum gülden kendini bana bastırıyor sok artık diyordu,aletimi deliğinin ucuna getirdim gülden gözlerime baktı hadi nolu dedi be hafif bi hamleyle aletimin başını soktum ıhhh diye bişey çıktı güldenden ama devamını sokmamıştım gülden ne duruyorsun hadi dedi ben aletimi çıkardım ve tekrar başını sokup bekledim bu hareketi 6-7 kere yaptım gülden iyice çıldırmış soksana artık şunu nolur yalvarırım bekleme diyordu gözleri nemlenmişdi zevkden yaş geliyordu gözlerinden.ben artık zamanı geldi dedim ve güldenin ellerimle göğüs altlarından biraz sıkıca tuttum ve sadece başı girmiş aletimi ne yavaş ne hızlı ama tek bi hamlede dibine kadar soktum ve durdum,gülden biranda bıraktı kendini ıhhhhnohhhh diye çığlık sayılabilcek bi şekilde bağırdıgülden o kadar dardıki inanamadım içi yanıyodu aletimi içerdem biri sıkıyormuş gibiydi gerçektende kocası bu güzel kadının hakkını veremiyordu.artık ileri geri gidip geliyordum aletimi çıkarırken güldenin şeftalisi vantuz gibi sıkıyor ve çıkmamı istemiyor gibiydi.aletimi başına kadar çekip sonra dibine kadar tekrar sokuyorudum.gülden çok sık nefes alıp vermeye başlamış oh oh diyordu dudaklarını ısırıp ısırıp bırakıyordu.ellerimi göğüslerine götürüp uçlarını hafif hafif sıkmaya başladım bu aradada güldenin şeftalisine orta hızla girip çıkıyordum çok dardı gülden hemen boşalmamak için zor tutuyordum kendimi güldenin bacaklarını omzuma alıp iyice abandım üzerine bu sefer daha hızlı daha sert girip çıkıyordum kasıklarımızdan sesler geliyordu gülden artık iyice coşmuş vur vur dibine dbine vur oh oh doyur beni oh diye devamlı inliyordu bende artık tutamıyordum kendimi benden inleme sesleri gelince gülden bir anda açtı gözünü bana boşalma sakın hemen boşalma çıkartma onu içimden ben boşalmadan sakın booşalıp çıkma nooluur dedi.çıktım içinden güldenin gülden neden çıktın der gibi kızgın kızgın baktı bana .dönderdim güldeni önümde eğdim aletimi tekrar soktum güldene artık yavaş değil hızlı girip çıkmaya başladım gülden gene inlemeye başladı yatağı tırmalıyor yastığı ısırıyordu.içinden gülden ben artık dayanamıyorum tutamayacam kendimi diyerek çığlık ata ata boşalmaya başladı ağzını elimle kapatmak zorunda kaldım duyulacaktı yoksa.gülden boşalıp rahatladı ve gevşedi iyice bende artık zor tutuyorurdum kendimi güldeni tekrar sırt üstü yatırdım ve bacaklarının arasına girdim bi yandan güldenin dudaklarını emerken bi yandanda girip çıkıyordum artık boşalmak üzereydim.güldene korunuyomusun dedim neden dedi içine boşalmak istiyorum dedim izin verirmisin gülden boşal ılık ılık boşal korunuyorum dedi ben bu duyunca dahada hızlandım gülden gene zevklenmi ıh ıh oh ohıh diye sesler çıkarıyodu ben geliyorum dediğimde gülden bacaklarını iyice açıp daha rahat daha çok içine girip çıkmam için yardım etti aletimi köküne kadar soktum ve bi şelele gibi boşalmaya boşladım dibine kadar içindedim sadece kaçalarımı oynatıyordum ötle bi baoşaldımki bu zaman kadar böyle boşalmamışyım ben boşalırken gülden ohhh sıcak sıcak akıt akıt döllerini erkeğim diyordu son damlalarda bittiğinde bende bitmiştim.güldenin şeftalisi iliğimi kemiğini almıştı içine bi müddet öylece kaldım gülden öpüştük aletim iyice indi kendliğimden çıktı ve benim spermlerim güldenin şeftalisinden dışarı su kaçağı gibi dışarı fırlıyordu. güldenin yanına bitkin bi şekilde uzandım gülden göğgüme doğru uzanıp başını yasladı biliyomusun dedi ben bu zevkleri bu yaşıma kadar hiç yaşamadım güya bide evliyiz dedi.bende senin eşin kıymetini bilmiyoki salak adam dedim kimi bulamaz kimi bulur değerlendiremez..gülden dediki sen eşimle hep böyle yaparsınız evet dedim hep böyle ama genede bi değişiklik olması iyidir dedim .çok şanslıymış eşin dedi bende şanslıyım dedim hem eşim hemde senin gibi birine sahip olduğum için dedim gülden biraz üzüllerek ama bu bi daha olurmu bilmiyorum zor biraz biliyosun durumları senin eşin dışarda benim de bu salaklığım olmasa böyle bişey yaşayamazdık ve bi daha fırst bulurmuyuz bilmem dedi evet haklısın zor biraz ama bakarsın olurya gene bi fırsat bıluruz hem eşimin dönmesine daha var sen akşamlrı olmasıda gündüz gelebilirsin istersen oda isterim tabide bi gören olursa mahfoluruz dedi bende fazla üstelemedim emindimki gülden gelecekti ben o zaman bu anın tadını çıkaralım dedim ve tekrardan güldenin o güzel dudaklarını yumuldum gülden duş alalım devam edelim olumu erkeğim dedi ve kaltı bonyoya gitti. o gece güldenle saat 05:30 kadar 4 kez daha seviştik ben artık tükenmiştim güldende doymuştu uyuya kaldık birbirimize sarılarak saat 08:30 da alarmın çalmasıyla uyandıkben hemen dışarı çıkıp çilingir bulup gelip güldenimin kapısını açtırdım bi müddet sonrada eşi geldi zaten işden.hiç kimseye bi açık vermeden muhteşem bi gece geçirdik güldenle bazen inanamıyorum gerçekmiydi diye..eo günden sonra eşim gelene kadar sadece iki defa fırsatımız oldu güldenle ilkgeceki kadar uzun sürmesede yine müthişdi.onlarıda yazmak isterim ama yeterince uzun bi yazı oldu zaten onlarda başka zamana kalsın… evet uzun bi yazı oldu ama tüm ayrıntılarıyla yazmak istedim benim için rüya gibi bi geceydi güldenle artık aprtmanda karşılaştığımızda bana öyle gözlerle bakıyoki eşim bile bu kadar güzel bakmıyo inanın 🙂 uzun yazımı okuma sabrı gösterdiğiniz için teşekkürler herkese istediği gibi bir hayat sürmesi dileğimle hoşçakalın

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

KÜÇÜK SAPIKLIKLARIM. 6

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

KÜÇÜK SAPIKLIKLARIM. 6

Eşimin iş gezisi için peşine takılıp bir hafta yurtdışına gidip sonrasında abimin tatile gitmesiyle artan işler eklenince neredeyse bir aylık görüntü birikti. İki ev de genelde boştu. Yaz tatili bitmeden yazlığı maksimum kullandırmak lazım misafirlere.

Karım işe gittikten sonra tüm günümü görüntü bitirmeye ayırıyorum. Kaynana kayınpeder ekibinin yazlıkta kaldığı günlerden kayda değer bir şey çıkmıyor. Kayınbirader ve baldız eşleri ile yazlıktalar dört beş gün için. Bonus olarak türbanlı kızkardeş.

İstanbul’u temizleyeyim önce. Evde kimse yoktu uzun süreler. Yeni bakıcı da torun torba sahibi ellilerinde klasik Türk kadını. Tamam, ilk çıplak gördüğüm kayıtlara bakmadım değil. Gördüklerim bir daha bakmamam için yeterli. Havuzu merak ediyorum. Bir iki kere ailece geliyorlar. Bir kere de mature ile kızı. Kız babaya benzeyen zayıf ince bir İngiliz. Küçük memeli ve dar kalçalı. Duşu sadece ikinci gelişinde kullanıyor. Genç kızlıktan kadınlığa geçen diri bir vücudu var.

Günleri atlaya atlaya gidiyorum. Bu kameraların hepsini hareket algılayıcıya çevirmeli. Nihayet düzgün malzeme çıkıyor. Bizim Madrid’de olduğumuz son gün. Komşu kızı bir arkadaşı ile geliyor. Kısa boylu şişman bir kız. Anneleri iki dakika uğruyor. Annelerinden yarım saat sonra uzun boylu bir genç geliyor. Sarılıp öpüşmelerinden belli sevgilisi. Şişman kız yalnız bırakıyor onları. Kız gider gitmez şezlong üzerinde sevişmeye başlıyorlar. Kızın boynuna saldırıyor oğlan, bikini üstünü çıkartınca ufak ama düzgün memeleri öpüyor. Kız oğlanı itekleyip iç tarafta kalan şezlongu gösteriyor. Daha kuytu. Yine başlıyor öpüşme. Oğlanın elinin her aşağıya inişinde kız itekliyor elini. Bir iki kereden sonra vazgeçiyor oğlan da. Belli ki kız bakire. Ama ne bakire. Görüntü iyi değil. Bir on dakikalık meme yalanması ve mayo üstü avuçlanmadan sonra boşalıyor bakire. Oğlan zafer kazanmış edası ile indiriyor mayosunu. Düzgün bir siki var. İkiletmeden emmeye başlıyor siki. Emme diyorum çünkü ağzını açıp kafasını gömüyor ve hiç ağzından çıkarmadan şeker emer gibi yapışıyor sike. Oğlan hala ayakta.Kısa sürede belini ileri atarak boşalıyor kızın ağzına. Ağzına gelenleri avucuna tükürüp duşa yürüyor kız. Yeni nesil pornolardan gördükleri gibi sevişiyor. Ağzına boşalmayı defalarca yaptıkları belli rahatlamış yayılıyorlar minderlere.

image
Ümitlerim boşa çıkıyor. Yazlıkta kayda değer bir şey yok. Baldızın koca sikli kocası tarafından her gece sikilmesi dışında. Herif kayınbiraderin koca memelisine yiyecek gibi bakıyor. Kadın da farkında ki hep göğüs kısımları kapalı mayolar giyiyor. Yaz sıcağında penye içi atlet var içinde. Memeleri dikkat çekmesin diye. Kayınbiraderde ise tık yok. Türbanlı güzel de pek görüntü vermiyor. Genç kızsın bir mastürbasyon yap di mi? Bir de ablası filan içerken bu kız niye ayrı bir dünyada.

Arada bir gece kayınpeder kontrolleri için İstanbul’a geliyor kaynana ile. Herkes uyuduktan sonra kaynana yine odaları karıştırıyor. Hazırlıksızım ona bıraktığım bir şey yok bu sefer.

Sonraki haftalar ev de yazlık da boş. Yan komşular da Londra’da. Baldızdan beklenen haber geliyor. Hamile. Yazı zirvede kapatmak için hemen plan yapıyorum haberi alır almaz. Abimleri, kaynanamları ve karımın kardeşlerini üç dört günlük bir yat turuna çağırıyorum. Karım çok mutlu oluyor. Tahminlerim tutuyor. Yeni hamile, katılamayız diyor. Abim de iş delisi red edecek. Sen yokken kim çalışacak diyor. Şahane. Meraklı değilim ona ve otuz estetikle bile düzelememiş çirkin ve yaşlı karısına.

Perşembe günü toplanıyoruz Çeşme’de. Akşamüstü çıkıyoruz turumuza ilk akşam yemeği ve konaklama için bir koyda demirliyoruz. Yemekteki üç kadının da her noktasını ezberebilmek, üçünün de orgazm hallerini seyretmiş olmak azdırıyor iyice. Gece şaraplar rakılar içilirken önce kayınbirader sızıyor, herkes dağılınca odalara iki posta sikiyorum karımı. Kaynanamın kamerası bize uzak, yan kamerada kayınbiraderler var. İlk postada sessiz sikişirken ikincide karım da kaybediyor kendini, onun üçüncü benim ikinci boşalmam sikim götündeyken oluyor. Sikimi zor alan dar götünden sikişmek ikimizi de terletiyor. Ter içinde inliyor bağırıyoruz. Duyulmamamız imkansız.

image
Ertesi sabah herkes çekingenliğini atamamış durumda. Yıllardır beraber denize girdik ama ilk defa bu kadar iç içeyiz. Karım dışında herkes mayo giymiş durumda. Öğle yemeğinden sonra sakin başka bir koydayız. Bu sefer kaynanam da koca memeli de bikiniye dönmüş. Bir on yıl önce kimbilir nasıl çıldırtıcı idi bu göğüsler, otuzlarına gelmişken bile sert ve dikler tüm iriliklerine rağmen. Aralarında boşluk yok. Dar bir am gibi sarar insanın sikini. Kayınpeder uyukluyor, bizler denize atlarken kaynanama kahve servisi yaptırıyorum. Doya doya içiyor ginsengli kahvesini. Görüntülerde daha güzel gözükmüştü gözüme ama bacakları kalınlaşmış, yaşlılık izleri ortada. Benimle tedirgin konuşuyor hep. Bense sevecen damat olarak her fırsatta sarılıyorum, kaçınıyor. Koca memeli denizden çıkarken seyirlik en iyi yeri seçiyorum. Islak mayodan taşan neredeyse koyu yerleri gözükecek memelere arsızca baktığımı görüp panikle havluya sarılıyor.

image
Geceler aynı geçiyor. Herkes sızdığında en geç biz dönüyoruz odamıza. Son gece kayınbiraderlerin odasında hafif bir ışık yanıyor ama içerden gelen horlama sesi sadece. Herife dayayınca rakıyı sızmış. Karısı bir şeyler okuyor belki. Odaya girer girmez kapıyı kapar gibi yapıp aralık bırakıyorum. Maksat sesimiz duyulsun. Geceliğini giyen karıma engel olup iç çamaşırları üzerinde iken saldırıyorum. Yatağın içinde gülüşüp oynaşıyoruz. Arkadan kafasını bastırıp dokunmadan ıslanmış amına giriyorum. Bilerek sert sert vuruyorum içine tüm odada kalçalarımızın birbirine çarpma sesi yankılanıyor, kısık kısık inliyor altımda. Alkol ve her gece sevişmenin etkisi ile dakikalarca devam ediyorum amacım yeter çığlıklarını duymak, duyurmak. Başarınca bunu, güzel dudaklarına teslim ediyorum sikimi. Döllerimi ağzına ve boynuna bırakıp bir bira içmek için güverteye çıkıyorum. Biraz sonra arkamdaki ses ile irkiliyorum. Mayoların asıldığı zamazingo devrilmiş, bir kaç parça denizde. Geçmiş olsun. Sese koca memeli de geliyor.

– Uyumuyor muydun sen?

– Yok kitap okuyordum.

Denizde yüzenleri işaret ediyorum, yerdeki öbeği kaldırırken elimdeki birayı gösteriyorum. Kafa sallayınca ona da bir tane açıyorum. Geceliğinin içinden belli olan göğüs uçlarına bakıyorum gizlemeye çalışmadan. Yarısına kadar açıkta. Sutyensiz göğüs uçları penyeden fırlayamış, göğüsler iyice yayılmış dar penyede.

image
– Rahatsız etmedik umarım uyuyorsunuz zannettik, diyerek de az evvel ki karımla sevişmemize gönderme yapıyorum.

– Alıştık her gece diyor. Vay kaltak.

– Siz de pek sessizsiniz her gece.

– Açmasak bu konuyu

Gözlerim memelerinde rahatsız olup ellerini kavuşturuyor. Pardon diyorum. Ne tarafa baksam karşımdalar. Gülüyor. Boş beleş muhabbet ediyoruz. Kankayız sanki. Çat diye dönüyorum seks hayatlarına. Bir kaç ırın kırından sonra açılıyor. Evlendikten beri pek de bir seks hayatları olmadığını anlıyorum. İkinci birada dertleşme moduna geçip sır veriyorum. Kadınlar bir sır duydu mu sır vermeden edemez. Eşimle zor zamanlarımızda benim de bir kaç kaçamağım oldu diye. Siz kadınlar için daha zor böyle şeyler hele ufak şehirlerde diyerek iyice gazı veriyorum. Zor da olsa dökülüyor. Sadece seks hayatlarının değil tüm evliliklerinin berbat olduğunu. Herifin akşam gelip maç seyretmek ve erkenden sızmak dışında bir hayatı olmadığını anlatıyor. Tutucu babasından kaçmak için evlendiğinden şimdi çok pişman olduğunu filan. Kardeş o yüzden türbanlı demek ki.

Niye bağlısın ki o zaman dallamaya, hayatını yaşa diyerek gazı ve üçüncü birayı veriyorum. Pat diye iki senedir bağlı değilim ki diyor. Çalıştığı okulun müdürünün kendisine yakınlık gösterdiğini, aylarca kaçtığını ama canına tak ettiği bir zamanda adamın isteğine ulaştığını söylüyor. Vay canına. Sorular ile deşiyorum. Bizden on iki on üç yaş büyüktü ama kocamdan her alanda iyiydi diyor, yatakta da yatak dışında da. Vay şanslı pezevenk. O da evliydi ama her hafta sonu buluşuyorduk okulda.

image
Müdürün okullar kapanınca tayininin çıktığı için ilişkilerinin süremeyeceğine üzülüyor. Aşık mıydın adama diyorum. Yok diyor. Lan diyorum artık kankayız. Düzgün ağzı sıkı birisine denk gelirsem tanıştırırım seni, lavuk kocana da kaynana da ben de kılım. Evet veya hayır demiyor. Bira yüzünden zorla ayağa kalkıyor. Kolundan tutup yardım ediyorum. Memeleri sürtüyor koluma, gülümsüyor sadece. Başka yerde olsak kapacam dudağını. İyi geceler diyor.

Sabah benim bir şort, bir havlu ve kaynanamın bikinisinin denize uçmuş olduğunu fark ediyoruz. Ertesi gün herkes evlerine dağılıyor. Bir hafta İzmir’de işlerim var. Canımın sıkıldığı bir öğle. Kankaya mesaj atıyorum. Tatildeymiş. Bakıcıyı alıp sikeyim diyerek ofislerine gidiyorum. Genç sarışın ufak tefek bir kız karşılıyor. Rus aksanlı İngilizcesi var. Bakıcı da tatilde imiş. Herif sikmeye doyamadı demek ki. Sen kimsin diyorum. Yeni başladım, işler çoğalınca bakıcının referansı ile gelmiş Türkiye’ye. Çıkacakken sesleniyor arkamdan. Gürcistan’dan yeni geldiği için geçici olarak ofiste kaldığından ev tutamadığından bahsediyor. Patronun ile konuş diyorum. Bakıcının benim yardımcı olabileceğimi söylediğini, hatta 18’ine yeni girmiş bir kız olduğunu söylerse hemen bir ev tutabilir dediğini iletiyor.

Haklı ne diyeyim. Tutuyorum iki dandik eşyalı 1+1 ev. Altı aylık kirayı da peşin veriyorum. Kızı arıyorum. Benim ofisin adresini veriyorum. Akşam gel sana anahtarları veririm. Kanka haklı imiş. Sik isteyen karıyı güzel çirkin demeden sikecen. Yoksa bereketi kaçar. Siktikçe fırsatlar çıkıyor insanın önüne.

Akşamı zor yaptım. Sekiz gibi geliyor. Güzel sayılabilecek sarışın ince bir kız. Kuzeni imiş bakıcının. Otobüs ile geldim çok terledim gibi boş lafa başlıyor. Lafı uzatmadan şartları konuşuyorum. İzmir’e geldiğimde görüşeceğiz, iyi anlaşırsak kalan altı ayı da öderim. Sen istersen içeri geç bir duş al diye gönderip karımı arıyorum. İşlerin yoğunluğundan bahsediyorum. İçeri girdiğimde duştan çıkmış, kurulanıyor.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Arabam Satılık

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Arabam Satılık
Alıntıdır….

Merhaba, başımdan gelen bir olayı size anlatmak istiyorum. Kocam sonunda dırdırımdan pes ederek bana ait olan arabamı yenilemeye karar vermişti. Arabam beni istediğim yerlere ulaştırıyordu ancak çok eskiydi ve bazı aksakları vardı. Bu nedenle daha yeni, fonksiyonlu ve konforlu bir araba istiyordum, böylece birden fazla arkadaşımla da gezebilecektim çünkü arka koltukları olmadığı için yanıma sadece bir kişi alabiliyordum. Arabamın aksakları var derken de, tehlike yaratacak anlamda değil fakat örnek vermek gerekirse, ön kaputu açmak için direksiyonun altına başını sokarak daha önce var olan kol yerine, dar bir delikten elini sokarak orada mevcut olan bir kabloyu çekmeniz gerekiyordu.

Yani benim çok sıklıkta kullandığım bir şey değildi bu ancak kocam arabamın yağını veya suyunu kontrol etmesi gerektiğinde kaputu açmak için hep beni çağırmak zorunda kalıyordu çünkü deliğin darlığından ancak benim elim sığıyordu. Buda benim canımı çok sıkıyordu çünkü hem işimi gücümü bırakıp bununla uğraşmam gerekiyordu hem de sert kabloyu çekmek parmaklarımı acıtıyordu.

Bir başka sevmediğim yönü ise, bahsettiğim gibi, içi çok dar olmasıydı ve arkada koltuğu olmamasıydı çünkü ufak kargo araç tipiydi. Kocam, arabamı belirlediği ücrette satıldığı taktirde, bana o zaman başka araba alacağına söz vermişti. Ancak, bu ücretin altına düşmeyeceği için işim çok zordu o nedenle ne yapıp ne edip arabamı bir şekilde bir başkasına pazarlayıp satmam gerekiyordu. Aklımda çok şeker yeni bir Mini vardı fakat dediğim gibi, önce ilk hedefimizi başarmak gerekiyordu.

Kocam gazeteye koyduğu ilandan birçok kişi aramıştı fakat kocam pazarlığı reddedince bunlardan sadece bir kaçı arabamı görmeye gelmişti. Ancak, onlarda arabayı gördükten sonra vazgeçmişlerdi. Moralim çok bozuktu ve ısrarlarıma rağmen kocam fiyatta değişiklik yapmamakta kararlıydı. Bir bakıma da haklıydı çünkü bu satıştan alacağı parayla ve elindeki birikmiş parayla benim istediğim arabayı ancak alabiliyordu.

Hafta arası bir gün, müstakil evimizin arka bahçe girişini su hotumu ve süpürgeyle temizliyordum. Bunu en az haftada bir yapmaya çalışırım ve toz kalkmaması için bol-bol su kullanıyorum. Dediğim gibi, evimiz müstakil olduğu için, arka bahçemiz sadece bize ait o nedenle temizlik yaparken kimse beni göremediği için çok rahat giyinebiliyorum. Temizlik yaparken her zaman çok mini olan eski beyaz tenis eteğimi giyiyorum. Bu eteğimi kocamla tenis oynamak için birkaç yıl önce almıştık ancak aşırı kısa olmasından dolayı dışarıda, tenis kortunda giymekten vazgeçmiştim ve onun yerine daha uygun bir şort almıştım.

Asında kapalı bir insan değilim ve zaman-zaman da mini etek veya elbise giyerim fakat bu etek gerçekten çok kısaydı ve ayakta dururken bile kalçalarımı ancak örtebiliyordu. Ayrıca, çok hafif ve pileli oluğu için, topa vurmak için koşup sektikçe etek sürekli yukarı havalanıyordu. Topu yerden almak için eğildiğim zaman ise popomu ortaya çıkarak etek nerdeyse belime kadar toplanıyordu. Doğruyu söylemek gerekirse vücut olarak hiç sıkıntım yok, kalçalarım yuvarlak ve dışa atıktılar o nedenle kocam kalçalarıma hayrandır ve inanılmaz seksi olduklarını söyler. Bacaklarım zaten uzun, seksi ve pürüzsüzdür, belim incecik ve göğüslerimde orta boydur, ancak ufak vücuduma göre dolgun ve normale göre daha iri görünüyorlar. Fakat yinede, yerine göre dışarıda giydiğim kılık kıyafetime özen göstermeye çalışırım.

Bu giydiğim tenis eteğinin bir özeliği daha var o da eteğin içine özel olarak dikilmiş ve kendinden ayrılmayan külotu olmasıdır. Genelde tenis etekleri bu şekilde oluyor ve belli bir oranda eteğin hafifliğinden ve de kolayca açılmasından dolayı frikik vermeyi önlüyor. Yani, kalçaları örtmekle görevlidir. Ancak, benim eteğe ait bu külotun kasık kısmı maalesef çok ince ve boldu. Kumaşın arka kısmı ise normale göre kısa olduğundan sürekli tanga gibi kalçalarımın arasına kaçıyordu.

Açıkçası, eteği sporda giymemek için bir başka sebepte buydu çünkü külot kumaşı değildi ve sadece külot şeklinde kesilmiş ince bir bez parçasıydı o nedenle kalçalarımı veya ayıptır söylemesi, mahrem bölgemi örtme görevini pek yapmıyordu. Fakat temizlik yapmak için giymek hiç sorun değildi ve bu kendinden iç çamaşırlı tenis eteğimi giydiğim zaman ilaveten başka külot giyme ihtiyacı görmüyordum. Üstelik temizlik yaparken basınçlı su hortumundan ister istemez her tarafım ıslanıyordu ve kimse halimi görmediği için içimde gayet rahattım.

Üstten ise ince ve dar penye kumaşından açık mavi olan straplez bir badi giyiyordum. Yani alttan göğüslerimin yarısını örten ve üsten tamamen açık ve dekolteli olan bir badiydi. Sanırım İngilizcesi “tube top” deniyor ve üst kısmı göğüs başlarımın hizasına kadar çıkıyordu. Yani, geniş bir kemer veya kuşak gibi düşünülebilinir o nedenle yanlışlıkla kumaşı alttan hafifçe çeksen, göğüsler aniden dışarı fırlayabilir. Tabi haliyle bu badinin altında sutyen de takmıyordum.

Ben her zaman yaptığım gibi suyla her tarafı yıkayıp süpürgeyle de mermerleri temizliyordum ki telefon çaldı. Telefon kapanmadan aceleyle ıslanmış kıyafetlerimle ve de ıslak tanga terliklerimle evin içerisine girdim ve hemen telefonu yerinden kaptım. Telefondaki kocamdı ve acilen arabanın anahtarlarını alıp gelecek olan müşteriye arabayı göstermemi istedi.

Ben bir anda afalladım ve ne yapmam gerektiğini bilmedim çünkü üstüm başım misafir karşılamak için hiç uygun değildi. Kocam tabi ki kıyafetimi bilmediği için hızlı-hızlı konuşup, “adam şimdi aradı çok istekli görüyor ve bizim mahalledeymiş, acilen arabayı görüp işine yetişmesi lazım. Ha bu arada, arabayı denemek isterse kesinlikle yalnız bırakma sende mutlaka yanında ol, ben şimdi acilen toplantıya giriyorum” dedi ve bana söz bırakmadan telefonu kapadı. Böylece ister istemez arabayı gösterip tanıtmak bana düştü.

Telefonu yerine koymamla hemen ardından kapı zili çaldı. Ben şok içinde ne yapacağımı bilmeden panik bir halde ve de her tarafım ıslak bir şekilde kaygan plaj tanga terliklerimle bir sağa koştum bir sola sonrada hiç düşünmeden kapıya yönlendim çünkü bu fırsatı da kaçırmak istemiyordum. Kıpıyı açınca karşımda uzun boylu göbekli kirli sakallı esmer iri yapılı iki tane adam gördüm. Adam doğulu bir şiveyle, “merhaba yenge, biz arabayı görmeye geldik” dedi fakat gözleri ise dikkatle her tarafımı inceliyordu. Adamların karşısına bu pasaklı halimle çıktığımdan dolayı beni o şekilde süzmeleri normaldi, sonuçta bu benim suçumdu. Ben uzanıp kapı girişindeki anahtarlıktan anahtarları hemen aldım ve arabamın bulunduğu yan tarafındaki garaj girişine yürümeye başladım, onlarda arkamdan beni takip etti.

Tabi olaylar o kadar hızlı gelişmişti ki ben hiç üstümü başımı değiştiremeden bir anda kendimi arabamı satış için sunarken buldum. Haliyle, sanırım arabadan fazla daha çok ilgi odağı bendim fakat bu müşterileri de kaybetmek istemiyordum ve ne yapıp edip adamlar pazarlık yapmadan arabamı satın almaları için ikna etmeliydim. Bu nedenle de pasaklı halimi kafamdan silmek zorundaydım, aksi taktirde müşterileri memnun edemeden kaçıracaktım. Bu satış benim için çok önemeliydi o nedenle hemen işe koyuldum.

Mahmut isimli müşteriye “buyurun anahtarları siz alınız, arabayı çalıştırabiliriniz” dedim. Adam anahtarları elimden alarak kapıyı açtı ve uzun boyundan dolayı şoför koltuğunu geriye çekti ve oturdu. Yolcu tarafına ise Ali isimli diğer adam oturdu fakat arabam bu iki adama göre gerçekten çok ufak görünüyordu çünkü iri ve uzun olmalarından dolayı arabama anca sığabilmişlerdi. Ortam çok sıkışık olduğu halde ben yinede adamlara ne kadar çok yakıştığını ve bu araba tam onlara göre diye ikna edici sözler söylüyordum. Ardından Mahmut Bey direksiyonun altına elini uzanıp ön kaputu açmaya çalıştı fakat doğal olarak çekmek için kolu bulamıyordu.

Ben bunu görünce paniklerdim ve “dur ben size onu açarım siz hiç zahmet etmeyiniz” deyip arabadan inmesini istedim. Adam bunu büyük bir eksiklik olarak görebilirdi ve arabamı almaktan vazgeçebilirdi o yüzden duruma hemen müdahale etmem gerekiyordu. Zaten o dar delikten elini imkanı yok sokmazdı. Adam arabadan indi ve ben hemen yere çöktüm ve yapacağım işlemi görebilmek için kafamı direksiyonun altına soktum. Dengemi sağlayabilmek için bir elimle fren ayakçısını tutundum diğer elimi de kaputu açan kabloyu bulmak için delikten içeri soktum.

Tabi çok uygunsuz ve dengesi zor sağlanan bir pozisyondu o yüzden bir dizimi şoför koltuğunun üzerine dayayıp diğer ayağımı da arabanın dışında bırakarak dengemi sağlamaya çalışıyordum fakat ben bunu çok kolaymış gibi göstermeye çalıştığımdan adama, “bakın çok kolay, siz hiç merak etmeyiniz” diyordum. Aksi pozisyonumdan dolayı kıçım havada adamlara doğru dikilmişti ve kafamda arabanın direksiyonun altında olduğundan adamların nere baktığını tam olarak göremiyordum fakat hemen dibimde olduklarını biliyordum çünkü aynı anda da sohbet ediyorduk ve ben maalesef halen daha ıslak olduğum için haliyle, nefeslerini ıslak cildimin üzerimde kolaylıkla hissedebiliyordum.

Bu sanırım çok normaldi çünkü ne yaptığımı görebilmeleri için bana çok yaklaşmışlardı, hatta bir tanesi dengede durabilmem için bana yardımcı olmak için kolunu karnıma dayadı, yani tam göğüslerimin altına yerleştirdi. Böylece bende vücut ağırlığımı hafifçe koluna bıraktım ve benim için kolaylık olmuştu. İki adamda iyi niyetlerini ortaya koyarak bana yardımcı olmaya çalışıyorlardı fakat beni tutan Ali Bey mi Mahmut Bey mi göremiyordum. Diğer adam ise koltukta dayalı olan dizimi rahat ve yerinde sabit tutabilmem için ayak bileğimden sıkıca tutmuştu.

İkisini de destekleri için teşekkür ettim ve aynı anda da oyalamak için konu açmaya çalıştım çünkü o sinir bozucu kabloyu bir türlü çekemiyordum. Dediğim gibi, adamlar hemen dibimde oldukları için konuşurken nefeslerini doğal olarak üzerimde hissedebiliyordum ve onlara sürekli “birazdan olacak” diyordum. Onlarda bana “evet arabanızı çok beğendik çok az kullanılmış görünüyor” diyorlardı. Bende bu kabloyu başarışta çekene kadar sohbeti uzun tutmaya çalışıyordum.

“evet, arabamı sadece gerektiği zaman kullanırım ve çok iyi bakarım”
“evet, kesinlikle çok iyi bakmışsın, buradan araban çok temiz görünüyor”
“teşekkür ederim, temizliğini hiç ihmal etmiyorum”
“belli, kaportada hiç pürüz yok, nefis görünüyor”
“umarım arabamı beğendiniz ve de kusura bakmayınız, ben biraz yeteneksiz çıktım bu konuda fakat birazdan başaracağım”
“Hiç sorun değil sen keyfine bak ve acele etme, bizde burada senin arabayı inceliyoruz zaten, evet gerçekten çok beğendik, fakat yardım istiyorsan seslen çünkü senin bu delik çok dar görünüyor”

“evet ya, çok dar ama teşekkür ederim çünkü ancak benim elim sığıyor buraya, sizinki kalın, ama merak etmeyiniz kocam ilk fırsatta tamir edecektir bunu”
“önemli değil yenge, istersen bu deliği bizde tamir edebiliriz fakat sanırım bizimki bu deliğe çok kalın gelir, sığmaz mı diyorsun?”
“evet, sizinki kalın olduğu için zor sığar ve canınızı acıtırsınız”
“peki sizin canınız acımaz mı?”
“azacık canım acıyor çünkü bu kabloyu çekmek için gücüm yetersiz fakat birazdan başaracağım”
“dur bizde sana yardım edelim o zaman”

Bunun üzerine ayak bileğimi tutan adam ayağımı bıraktı ve deliğin içindeki olan kolumu tutmak için üzerime, yani sırtımın üzerine yaslandı. Doğal olarak ortam çok dar olduğu için gidebilecek başka yeri yoktu ve ister istemez kalçalarımın üzerine dayanmak zorunda kaldı. Öbür yandan ise beni karnımdan, yani koluyla tam göğüslerimin altından destek veren adam ise boşta olan elini bacaklarımın arasından kasık bölgeme çok yakın bir yerden tutu ve bana “sen hazır olunca söyle aynı anda çekmen için sana yardımcı olacağız” dedi.

Bende “hazırım” dince ikisi aynı anda yüklenmeye başladı. Kolumu tutan adam acıtmadan kolumu hafifçe çekiyor fakat dengesini sağlayabilmek içinde ister istemez kalçalarıma hafifçe yükleniyordu. Öbür adam ise karnımdan koluyla bir ileri bir geri hareketler yapıp arkadaşına destek vermeye çalışıyordu. Ancak, diğer eliyle de kendi dengesini sağlayabilmek için, ister istemez kasık bölgemi sıkıp-sıkıp bırakıyor fakat bahçe temizliğimden halen daha altım ıslak olmamdan dolayı, eli yavaş-yavaş ıslaklık nedeniyle daha da yukarı kayıyordu.

Herkesin bu istikrarlı çabasına rağmen o sinir bozucu kabloyu yeterince güç sarf edemediğim için halen daha açamamıştım kaputu fakat kimsenin de morali bozulmaması için ve arabam yüzdende rezil olup müşteriyi kaybetmemek için de, adamlara “oluyor merak etmeyiniz, biraz daha gayretle olacak şimdi, siz merak etmeyiniz” diyordum. Ancak, bunu dememle adamlar daha da hırslanıp destek olabilmek için daha sert ve hızlı yüklenmeye başladılar.

Üzerimde dayalı ve de kolumu tutan adam kendi kasıklarını kalçalarımın üzerine dada yapıştırarak benim kabloya hamle yapabilmem için aynı anda kolumu çekiyor fakat aynı anda da kolumu çekebilmesi için kalçalarıma kendi önüyle sertçe yüklenip vuruyordu. Adamın önüyle kalçalarıma aldığım bu ufak darbelerden dolayı, doğal olarak benim o ince hafif tenis eteğim tamamen açılıp belime kadar yukarı katlanmıştı.

Eteğin kendi iç çamaşır olan kısım ise sert sürtünmelerden dolayı tamamen yerinden kopup kendisinden eser kalmadığını hissettim çünkü vajinamı sözde kapatan ve kalçalarımın arasındaki o ıslak yapışık kumaşı artık hissedemiyordum. Bunun yerine, kimsenin elinde olmayan sebeplerden dolayı maalesef artık kabak gibi meydanda olan iki deliğime arkamdaki adamın önü dayalıydı. Allahtan ki pantolon giyiyordu. Diğer adam ise olaya ayak uydurabilmek için o da hareketlerini hızlandırıp artık kolunu ve ellerini de kullanarak beni daha hızlı ileri geri hareket ettiriyordu.

Fakat bu durum karşısında istenmeyen kazalar olabiliyordu çükü hızlı kol hareketiyle ince ufak badim aşığa doğru kayarak karnıma kadar indi ve kolu ve elli artık çıplak göğüslerimin üzerinde hareket ediyordu. Fakat en kötüsü ise, kasık bölgemde olan eli yanlışlıkla mahrem bölgeme dayandı ve hepimizin o istikrarlı ve odaklanmış çabalarımızdan dolayı adam fark etmemiş olmalı ki yanlışlıkla başparmağı ıslak vajinamın için kaydı.

O an kanım dondu ve ayak parmaklarım uyuşmaya başladı. Kendimi ve adamları böyle bir duruma nasıl soktuğumu anlamamıştım ve onları zor durumda bıraktığım için kendimden çok utanıyordum. Adama ne yapıyorsun çeksene parmağını içimden diyemezdim çünkü bu onun suçu değildi ve onlar bana sadece yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Üstelik başparmağı vajinama girdiğini fark etmemiş olmalıydı yoksa aksi takdirde özür dileyip elini oradan çekerdi.

Adamları mahcup ve rencide etmeden bu durumdan kurtulmak için kabloyu artık çekip açmam gerekiyordu fakat konsantre olmakta zorlanıyordum çünkü popom arkamdaki adamın sert vuruşlarından sürekli öne geriye gidiyordu, çıplak göğüslerim ise diğer adamın kolunun ve ellerinin üzerinde resmen dans ediyordu ve vajinamın içindeki başparmakta kalınlığından ve büyüklüğünden beni kocamın penisinden daha çok zorlayıp terletiyordu.

Vücudumu ve hislerimi artık kontrol edemiyordum ve çok acayip olmuştum. Başım dönmeye ve içimi bir sıcaklık basmaya başlamıştı ki aniden istem dışı kasılarak adamın parmağının üzerine kontrolsüzce orgazm olup boşalmaya başladım. Bu ani boşalmamla birlikte bilinçsizce üzerine yüklenmeye çalıştığım kabloyu sertçe çekmiş olmalıydım ki ön kaput aniden tak diye açılıverdi.

Kaputun açılmasıyla bir an afalladım ve ardından adam parmağını içimden çıkardı, diğer adamda üzerimden kalktı ve beni ikisi de kolumdan nazikçe tutarak ayağa kaldırmaya çalıştılar. Ayağa kalkınca yavaşça kendime geldim ve bir anda ikisinin de çıplak göğüslerime baktığını fark ettim. Bunu durum karşısında göbeğime kadar düşen dar badimi hemen yukarı çekerek göğüslerimi tekrar bu ince kumaşla örtmeye çalıştım fakat yinede üsten çok dekolteydi.

Adamlara karşı çok mahcup olmuştum ve bu kaput yüzünden onları da seferber etmiştim. Üstelik bana yardımcı olmaya çalışan ve yanlışlıkla vajinamın içine parmağı kaçan Mahmut Bey olmalıydı çünkü maalesef başparmağının üzerinde bana ayıt organım sıvılarımı görebiliyordum ve fark etmemesi için dua ediyordum. Ancak, Mahmut Bey parmağının üzerindeki ıslaklığı fark etmiş fakat Allahtan ki ne olduğunu anlamamış çünkü vajinamdan ıslanmış parmağını kendi ağzına götürerek emmeye başladı. İçim çok rahatlamıştı çünkü yüz ifadesinden anladığım kadarıyla tadını çok beğenmişti ve ‘bu ne’ diye kimseye bir şey sormadı.

Adamlar ön kaputu açarak içine bakmaya başladılar, sonrada kapatarak tekrar arabaya bindiler. “yenge biz bir tur atıp gelelim” deyince ben aniden, “dur bende geliyorum” dedim ve bende arabaya binmeye çalıştım çünkü kocamın bana özelikle ‘arabayı kullanmak isterse, yalnız bırakma diye’ tembihlediğini hatırlıyordum. Yalnız bir sorun vardı o da üçüncü bir kişi için yer olmamasıydı. Sonuç olarak arabayı test etmek için ikisi de binmek zorundaydı.

Ali Bey “yanıma gel, bir şekilde sıkışırız madem gelmek istiyorsun” dedi. Maalesef başka seçeneğim yoktu ve arabaya bir şekilde sığamam gerekiyordu. Ali Bey yolcu tarafından kapısını açtı ve “gel yenge, senin içinde sorun değilse kucağıma oturabilirsin çünkü burada başka yer yok gibi görünüyor” dedi. Mecburiyetten, “rica ederim, tabi ki benim içinde sorun değil” diye yanıt verdim ve içeri sıkışarak Ali Beyin kucağına oturmaya çalıştım. Ancak, ortam düşündüğümden daha da sıkışıktı çünkü Ali Bey maşallah çok büyük ve iri yapılı bir adamdı.

Koltuğunu en geriye çektiği halde göbeği ve cüssesi beni resmen ön torpidoya yapıştırmıştı ve ayaklarımı bile koyacak yer kalmamıştı. Dediğim gibi, Ali Beyin uzun ve iri bacaklarından dolayı ayakları tamamen aşağıdaki boşluğu doldurmuştu ve kucağına oturunca popom göbeği ve torpidonun arasına anca sığmıştı. Bu durumdan dolayı maalesef benim kendi ayaklarıma yer kalmadığı için sırtım şoföre dönük bir şekilde ayaklarım arabanın dışarıda kaldı.

Bunun üzerine Mahmut Bey durumu fark edince, ilk önce ayaklarımı kendisine doğru, yani şoför koltuğuna doğru uzatmamı sonrada popomu Ali Beyin kucağına yerleştirmemi istedi. Böylece bir şekilde arabaya sıkışarak kapıyı kapatabilecektik. Bu tek çözüm olduğu için arabadan tekrar indim çünkü bunu yapabilmek için ilk önce şoför tarafından girmem daha kolay olacaktı. Ali Bey kapısını kapattı ve Mahmut Beyde arabadan inerek şoför tarafından girip Ali Beyin kucağına oturmama yardımcı oldu.

Tekrar Ali beyin kucağına oturunca sırtımı yolcu kapısına, yani pencereye doğru dayadım. Böylece kucağına yan oturmuş oldum fakat bu seferde ayaklarım şoför kutlunda kalarak Mahmut Beyin koltuğunu işgal etmeye başladım. Bunun üzerine, Mahmut Bey yine kibarca ve anlayışlı davranarak, “yenge, sığmamız için, bacaklarını biraz geriye katla ve ayaklarını kucağıma koy, böylece hepimiz sığmış oluruz” dedi.

“Peki” diyerek ayağımdaki terlikleri çıkartmaya çalıştım çünkü adamın üzerine basmak zorunda kalacaktım. Parmak arası plaj terliklerimi bu sıkışık ortamda eğilip çıkartmakta zorlanıyordum çünkü eteğim aşırı kısaydı ve altımda artık külot diye bir şey kalmamıştı, o nedenle oramı buramı göstermemek için çabalıyordum.

Zorlandığımı gören Mahmut Bey “dur ben sana yardım edeyim” deyip ayak bileğimden tutup bacağımı yukarı kaldırdı. Sonrada yavaşça terliği ayağımdan aldı ve pedikürlü pembe ojeli ayak parmaklarıma bakarak “yenge, ne tatlı ayaklarınız var öyle” dedi. Adamın nazik yorumundan dolayı hem biraz utandım hem de gururlandım. Ayni şekilde öbür ayağımı da havaya kaldırarak hayran-hayran ayağımdan ufak terliğimi çıkarttı ve ardından koltuğuna oturdu.

Ancak, bu seferde ayaklarım onun göbeği ve direksiyon arasına sıkıştı ve bu bir şekilde araba kullanmasına engel olacaktı. İlk başta planımız ayaklarımı kucağına koymaktı ancak kucağı ve direksiyon arasında da çok az bir mesafe olduğundan sadece bir ayağımı sığabiliyordu. Mahmut Bey yardımcı olarak, “yenge, sağ ayağın kucağıma kalsın, sol ayağını da omzuma daya” dedi.

Bu sol ayağım için çok komik ve tuhaf bir yer olacaktı ve de adama ayıp olur diye biraz çekiniyordum açıkçası, fakat Mahmut Bey bu konuda çok ısrarcıydı ve kendisi için hiç sorun olmayacağını belirti. Fazla seçeneğimde olmadığı için sağ ayağımı kucağına sıkıştırdım sol ayağımı da dediği gibi omzunun üzerine yerleştirdim.

Gerçekten çok komik bir görüntüydü bu çünkü küçük narin ayak parmaklarım ister istemez Mahmut Beyin kulağına değiyordu fakat bu ona bir rahatsızlık vermediğini söylemişti, benim de içim çok rahatlamıştı. Ali Bey içinde durum çok farklı değildi çünkü adamın kucağına sıkışmıştım ve ikimiz için de kıpırdayacak yer yoktu. Ben Mecburen sol kolumu Ali Beyin boynuna atmak zorunda kaldım o da sağ koluyla arkamdan belime attı ve mecburen elini açılan mini eteğimden sağ bacağıma, yanı yan kalçama kondu.

Ancak, o yetmezmiş gibi ister istemez göğüslerimle de ona rahatsız veriyordum çünkü kaçacak yerim olmadığı için maalesef çenesini göğüslerimin hemen üzerine dayanmak zorunda kaldı. En sonunda, Mahmut Bey arabayı çalıştırarak birinci vitesi attı ve yola çıktı. Ancak, vites topuzu bacaklarım arasında kaldığı için Mahmut Beyin her vitesi değiştirmesiyle bacaklarımı daha fazla açarak kucağındaki ayağımı adamın kasıklarına daha da bastırmak zorunda kalıyordum. Tabi, bacaklarımı sürekli açmak zorunda kaldığım için mahrem bölgemi ufacık eteğimle kapatmakta zorlanıyordum ve ikisi de bacak aramı net bir şekilde görebiliyordu. Tabi bu tamamen benim suçumdu ve bu nedenle onları baktıkları için yadırgayamazdım.

Mahmut Bey kırmızı ışıkta durunca konuşmak için ağzını tam açıp kafasını bize doğru çevirdi ki yanlışlıkla adamın kulağında dayalı ayak parmaklarım aniden ağzının içine giriverdi. Bir an ikimizde ne olduğunu anlamadık ve böyle şaşkın bir şekilde şirin ayak parmaklarım 5 saniye kadar adamın ağzında kaldı sonra çok özür dileyerek ağzından çektim ayağımı. Yüzüm utançtan kıp kırmızı olmuştu fakat iki adamda bu durumu çok komik bularak kahkaha atmaya başlamışlardı. Mahmut Bey rahatsız olup sinir olmadığını görünce benimde yüzüme bir tebessüm geldi ve onlar gibi kahkaha atıp gülmeye başladım.

Mahmut Bey ilk başta çok utandığımı fark ettiği için, mahcup olmamam için “ya yenge canını sıkma olur böyle kazalar, bak benim için sorun değil, şikayetçi de değilim çünkü ayakların gerçekten çok güzel kokuyor ve belikli çok bakımlılar. Bak ben ne kadar rahatım ispat edeyim” diyerek tekrar ayağımı ağzına alarak pembe ojeli şirin ayak parmaklarımı bu sefer ıslak ağzıyla soğurmaya başladı. Bunun üzerine ben ve Ali Bey tekrar gülerek kahkaha atmaya başladık. Ortam artık yumuşamıştı ve yeşil ışıkla yolla devam ettik.

Mahmut Bey arabayı bir de toprak yolda denemek isteyince ilk buluğu toprak yola saptı. Arabam ufak olduğu için taşlı çukurlu yoldan baya bir sarsılmaya başlamıştık ve on nedenle kontrolsüzce yukarı aşağı sallanan göğüslerim Ali beyin suratına çarpmaya başladı. Sağ ayağım Mahmut Beyin kasıklarında titremeye, popom ise Ali beyin kucağında oynamaya başlayınca da kalçalarımın arasında sertçe büyüyen bir kabarıklık hissetmeye başladım. Aynı şekilde sağ ayağımın altında da Mahmut Beyin sertleşen aletini hissediyordum fakat sonuç olarak bu onların elinde olan bir şey değildi ve onları mahcup etmemek için hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya karar vermiştim.

Araba hızla çukurlu toprak yolda devam ettikçe benim göğüsler kontrol dışına çıkıp çılgınca dans edip ufak dar badim de sarsıntıdan yine aşığa kayıp karnıma yapıştı. Böylece sol göğüs uçum Ali beyin suratına ve ağzına çarpmaya başlamıştı fakat kollarım sıkışmış oluğu için badimi yukarı çekemiyordum. Üstelik çeksem de tekrar açılacaktı o yüzden yine hiç bir şey olmamış gibi davranıyordum. Ancak, eteğim çok kısa olduğu için çıplak kıçımın arasındaki kaya gibi sertleşen alet adamın pantolonunu baya zorladığını hissedebiliyordum ve arada pantolonu olmasa bir yerime kesin kayabilirdi.

Bu tahlilsiz durumdan dolayı bende adamlarda baya zor durumdaydık çünkü aksilikler üst üste geldikçe adamların aletleri kontrol edilmez duruma girmişti ve belli ki acı çekiyorlardı çünkü ayağımla ve kıçımla pantolonları delinecekmiş gibi hissediyordum. Hallerini acıyıp biraz durup dışarıda hava alma teklifi ettim, belki o şekilde onlar içinde kendilerine gelme imkanı olurdu bu. Teklifimin üzerine Mahmut Bey kenara çekip abayı durdurdu, açıkcası buna bende çok sevinmiştim. Ancak, “biraz dinlensek iyi olur haklısın fakat arabadan inmezsek daha iyi olur sonra tekrar girmekte zorlanabiliriz” dedi. Bu konuda çok haklıydı.

Birkaç dakika soluklandıktan sonra Mahmut Bey daha fazla dayanamayarak itiraf etti ve “Ya yenge kusura bakma ve yanlış anlama ama benim yarak çatlayacak birazdan, iznin varsa pantolondan dışarı çıkartmam lazım” dedi. Ben şaşkınlıkla utanmayla arası “Mahmut Bey esas siz lütfen kusura bakmayınız, hep benim yüzümden oldu, sizi anlayışla karşılıyorum” söylememle Mahmut Bey aniden fermuarını açtı ve ayağımın arasından kocaman aleti dışarı fırlaya verdi. Halbuki ‘ben ineyim öyle çıkart sonra rahatlayınca tekrar gelirim’ diyecektim fakat lafımı bitiremeden artık olanlar olmuştu ve yapacak bir şey yoktu.

Adam beni yanlış anladığı için artık ayağıma dayalı, hatta ayağımdan daha da büyük kocaman bir alet vardı. Çok unlanmıştım fakat onu da zor durumda bırakmamak için sadece masum ve şirin bir şekilde gülümsemek zorunda kalmıştım. Ancak, zor durumda kalan bir tek Mahmut Bey değildi. Olaylar böyle gelişince, Ali Beyde içinden çıkarak “ne iyi ettin lan Mahmut, benim yarakta parçalanıyor burada, dur bende çıkartıp rahatlayım” demez mi? Şokumdan ağzım kiriktendi ve nasıl tepki vereyim bilemedim çünkü vajinama ve arka deliğimin üzerine zaten dayalı bir vaziyetteydi ve ten temasını sadece bir pantolon ayırıyordu.

Ali Bey benden bir hareket veya tepki görmeyince, bir sorun olmazmış gibi sanıp kocaman elini kıçımın altına atarak beni hafifçe yukarı kaldırdı. Sonra da diğer eliyle fermuarını açtı ve dışarı roket gibi kocaman ve kaya kadar sert bir alet fırladı. Bacaklarımın arasından ne kadar dimdik ve hiç sağa sola oynamadığını görebiliyordum. Sanki taş kesilmiş gibindi. Fakat en korktuğum şey, ben artık nereye oturacak olmamdı. Bu konuda fazla merak etmeme gerek kalmadı çünkü Ali Bey beni tekrar kendi aletinin üzerine indirmeye başladı ve tam aletinin başı vajinamın girişime dayandığı anda durdu. Allahtan ki elini tamamen çekerek ağırlığımı aletinin üzerine bırakmadı ve yarı yolda tutmaya devam etti.

Çok korkmuştum çünkü beni böyle kocaman bir aletin üzerine aniden bir bırakmış olsaydı, kesin parçalanırdım. Halen daha şok içindeydim ve korku ve heyecan arası bir duygu basmaya başlamıştı beni. O kadar bir gerilmiştim ki kasılıp kaldım ve ağzımı açıp konuşamıyordum bile. Bu gelişen olaylar üzerine, aniden Mahmut Beyin tekrar sesli-sesli kahkaha attığını duydum ve Ali Beyin haline gülerek “yaa arkadaş, sana ne oldu böyle, nasıl böyle bu hale geldin” diye alay etmeye başladı. İkisi de olayı şakaya vurarak, beni de biraz rahatlatmaya çalıştılar. Onlarla uyum sağlayabilmek için bende gülmeye çalıştım. Çok korkmuştum fakat onlarında başka seçenekleri yoktu ve yapabilecek tek şey bu anormal duruma gülmekti.

Biraz dinlendikten sonra Mahmut Bey, arabayı tekrar çalıştırarak yola devam etmeye karar verdi. Ancak bu dinlenme kimsenin işine yaramamıştı çünkü iki adamın da aleti halen daha sert ve dimdikti. Ufak şirin ayağım mecburen Mahmut Beyin kocam aletinin üzerinde dayalı duruyordu ve ayak tabanım arabanın sarsıntısından üzerinde titreyip oynadığı için kocaman başının içinden pembe ojeli ayak parmaklarımın üzerine zevk sıvıları akıyordu. Bu durum karşısında ayaklarım üzerine süzülen sıvılardan dolayı daha da kayganlaşarak adamın aletini resmen okşuyor, yağlı masaj yapıyor gibindi.

Öbür yandan ise, tam vajinamın girişimde kocaman bir yarak dayalıydı ve vajina dudaklarım hafif açılarak Ali Beyin yarağının başının üst kısmını hafifçe kucaklamıştı bile. Fakat içine girmesi mümkün değildi çünkü beni kalçalarımdan sıkıcı kavramış havada tutuyordu. Ancak, çukurlu yoldan dolayı benim çıplak göğüslerim yine Ali Beyin suratına sertçe çarpıyordu. Çok mahcup oluyordum fakat onları engelleyemiyordum ve Ali Beyden sürekli özür diliyordum. O da, “yenge, rahatsız oluyorsan suratıma çarpmamaları için onları ağzımla sabitleyebilirim” dedi. O an bu nasıl olacak diye düşünmemiştim fakat sabitlenmeleri konusu iyi bir fikre benziyordu o yüzden yardım teklifini hiç düşünmeden kabul ettim.

Kabul etmemle, Ali Bey aniden göğüs başlarımı dudaklarının arasına aldı ve sıkıca emerek onları oynamamaları için sabitlemeye çalışıyordu. Tabi benim göğüs uçlarım çok hassas olduğu için hormonlarım baya uyarılıyordu ve adam resmen göğüslerimi ağzıyla sıkıştırıp yalayıp emmiyordu. Bunu yaptıkça ben ister istemez etkileniyordum ve vajinamın sulanmasını engelleyemiyordum. Bu bir süre böyle devam edince benim sıvılarım bu sefer adamın aletinin üzerini ıslatmaya başladı ve araba sekip sarsıldıkça adamın kocaman aleti içime doğru yavaş-yavaş ve santim-santim kaymaya başladı.

Ben bunu hissettikçe, “Ali Bey beni havaya kaldır” diyordum o da beni kaldırarak yarağının ucuna kadar getirip tekrar sarsıntıdan içime doğru giriyordu. Sadece birkaç santimi girdiği halde beni çok zorluyordu ve vajinam bu güne kadar hiç esnemediği kadar esniyordu. Ali Bey beni her yukarı kaldırışında inişim daha da derine giriyordu ve içim baya kayganlaşmıştı. Adam içime çok yavaşça giriyor fakat aniden yukarı çektiği halde ben baya kendimden geçiyordum ve farkına varmadan ayağım Mahmut Beyin aletini baya bir okşuyordu ve halen daha omzunun üzerinde olan diğer ayağım ise adamın suratında ve arada da ağzında geziyordu. Sanırım topraklı yol bitmişti ki aniden Mahmut Bey frenlere asıldı.

Arabanın ani durmasıyla ben Ali Beyin ellerinden yanlışlıkla kaçtım ve adamın kocaman aleti yanlışlıkla oldukça ıslak vajinama tamamen giriverdi. O kadar bir kalındı ve derine girmişti ki ben aniden çığlık attım ve gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bir süre böyle kaldıktan sonra sanırım vajinam içimdeki yarağa alışmış olmalıydım ki gevşemeye başladım.

Ali Bey hafifçe gevşediğimi ve sakinleştiğim görünce, hiç bir şey söylemeden beni bu sefer kucağında zıplatarak içimde gidip gelmeye başladı. İpler artık kopmuştu ve adam beni resmen sikiyordu. Diğer yandan ise Mahmut Bey ayaklarımı, bacaklarımı ve yetişebildiği her yerimi yalayıp emmeye başlamıştı. Ben artık transa geçmiş gibindim ve tek yapabildiğim şey yüksek sesle inlemekti, gerçekten kendimi ve duygularımı kontrol edemiyordum ve vücudum artık benim kornolumun dışında ele geçirilmiş gibindi.

Adamlar beni artık diledikleri gibi kullanıyorlardı ve bir anda kendimi arabanın dışında ön kaputun üzerinde buldum. Bu seferde Mahmut Bey sırtımı kaputun üzerine dayamış bacaklarımı da omuzlarının üzerine alıp vajinamın içine sertçe giriyordu. O kadar büyük, uzun ve kaya gibi sert bir yarağı vardı ki bu şekilde komple içime sığıyor olması inanılmazdı fakat o kadar ustaca sokuyordu bana ki çılgına dönmüştüm ve adam beni aletinin altında çığlık attıra-attıra resmen dans ettiriyordu.

Mahmut Bey bir süre içime böyle pompaladıktan sonra beni güçlü kollarıyla arabanın üzerinden kaldırarak hiç yere bırakmadan Ali Beyin kollarına attı ve o da beni bir hamlede yarağını tekrar içime geçirerek sikmeye devam etti. Bacaklarım beline sarılmış bir şekilde beni resmen havada sikiyordu ve aynı anda da göğüslerimi emiyordu.

Boşta olan Mahmut Bey ise arkama diz çökerek kaba elleriyle kalçalarımı hafifçe ikiye ayırdı ve ıslak ve kıvrak diliyle göt deliğimi yalamaya başladı. Yaladıkça aynı anda da parmağı ile girişini zorluyordu ve göt deliğimin üzerine tükürerek parmağının girmesini sağlıyordu. Hayatımda hiçbir şey göt deliğime girmemişti bu güne kadar ve kocamı bile arka deliğime yaklaştırmıyordum fakat artık çok savunmazsızdım çünkü havada Ali Beyin kucağında sikiliyordum ve artık iyice ıslanmış göt deliğimin içinde de girip çıkan kalın bir parmak vardı.

Acıyla karışık duygular içinde adamlar iki deliğimi doldurmuştu ki bir and göt deliğimde parmak yerine bu sefer Mahmut Beyin kocaman yarağı yer aldı. Olanlara inanamıyordum. Adamlar beni havada tost yapmış bir şekilde ikisi aynı anda biri amıma diğeri de göt deliğime vahşice giriyorlardı. Hayatımda hiç bu şekilde sikilmemiştim ve bunun dev gibi iki tane yabancı adam tarafından yapılmış olması da başka bir olaydı.

Aldığım bu uç noktadaki uyarılmadan dolayı çıldırıyordum fakat beni tedirgin edip ürküten nokta ise kocam dışında ilk kez başkaları mahremiyetimi elle geçirmiş olmasıydı. Ama bunu ne ben nede adamlar kasıtlı yapmamıştı ve olaylar kendi başına bazı giden aksilikler yüzünden bu boyuta gelmişti.

Zevk almak istemiyordum fakat kendimi tutamıyordum ve aniden kasılarak orgazm olmaya başlamıştım. Böyle olunca çığlıklarım artmıştı ve iki deliğimin içindeki kasılmalar adamların yaraklarını sıkıca yumruk içi gibi kasıp-kasıp bıraktığı için ve amım ve göt deliğim yaraklarını masajlıyormuş gibi yaptığı için, onlarda daha fazla dayanamayarak tazyikli döllerini içime fışkırtmaya başlamışlardı. İçim daha önce hiç bu kadar doldurulmamıştı, ne bu kadar büyük ve uzun yaraklarla ne de bu kadar çok dölle.

Benim artık ne ayakta duracak ne de konuşacak halim kalmamıştı. Arabam van tipi oluğu için beni dikkatlice arka bagaja baygın bir şekilde koydular ve eve geri dönmek için yol almaya başlamıştık. Eve vardığımızda az çok kendime gelmiştim ve elimden tutarak beni bagajdan indirdiler. Destek gerekmeden çıplak ayaklarımın üzerinde durdum çünkü terliklerim nerde olduğunu bilmiyordum fakat fazlada omurumda değildi. Ancak yinede dizlerim titriyordu ve iki deliğimde acıdan zonkluyordu fakat aynı zamanda da iki deliğimde çok hassas olmuştu ve en ufak bir dokunuştan bile tekrar boşalabilirdim.

Ben halen daha bu adamlara arabamı satmakta niyetliydim, üstelik bu olanlardan sonra eğer arabamı almayacak olsalar kesin sinirimden çıldırabilirdim. O nedenle onları evimin arka bahçesine davet ettim ve limonata ikram ederek beraber bahçe sandalyelerine oturduk ve satın alma konusunu tekrar açtım. Olanlar olmuştu artık ve ben bu saatten sonra çekingen, tutucu ve utangaç olacak durumda değildim o yüzden iki adamın karşısına kıyafetimi değiştirmeden minicik eteğimle oturdum ve güzel seksi bacaklarımı bacak-bacak üstüne atarak adamlara kur yapmaya başladım.

Haliyle, onlarda sırıtarak beni baştan tırnağa kadar süzüyorlardı. Onları tekrar azdırmak veya zor durumda bırakmak gibi bir niyetim yoktu fakat bu olanlardan sonra kendimi saklayıp, örtüp utanmanın da bir anlamı yoktu. Sadece rahat ve iyi niyetli bir şekilde davranarak artık arabamı satın almalarını istiyordum.

Adamlar oturdukları yerden bahçemize ve ortama bakınarak “ne güzel ve bakımlı bir bahçemiz var” dediler. Bende hafta da bir bahçıvan geldiğini ve benimde sürekli temizliğine ve bakımına özen gösterdiğimi belirttim. Arka bahçemiz çok güzel, bol çiçekli ve ağaçlı kalabilmesi için gerçekten çok emek gerektiriyordu. Mahmut Bey kendilerinde bu bahçe işinden anladıklarını ve istersem bundan sonra bahçe bakımını kendileri yapma teklifinde bulundular. Bende bu konuda kocamla konuşmaları gerektiğini ve benim için bir sakınca olmadığını söyledim. Benim için en önemlisi, fiyatta pazarlık yapmadan arabamı satın almalarıydı ve bunu onlara net bir şekilde belirttim.

Adamlar arabamı kesinlikle satmaya ihtiyacımın olduğunu ve bu fiyata başka kimseye satamayacağımı bildikleri için bu durumu avantajlarına kullanmaya çalışıyorlardı. Bende bu müşterileri elimden kaçırmamak için mecburen uyum göstermek zorundaydım. İki adam bana “yenge sen çok etkileyici bir kadınsın, sana hiç hayır der miyiz” söyleyerek bacaklarıma bakıp sırıtıyorlardı. Bende kibar olmak için onlara karşılık olarak geri gülümsüyordum çünkü başka çarem yoktu. Ali Bey gözlerini bacaklarımdan ayırmadan, “yenge, amınızı sikerken canınızı çok acıtmadık inşallah” dedi.

Çok ağır doğulu bir şiveyle argo, kaba ve açık konuşuyorlardı. Çok eğitimli tipler olmadıklarını ve konuşma tarzlarının böyle olduğu bildiğim için anlayışla karşılıyordum. Bu olanlardan sonra, kendilerini kötü hissetmelerini istemiyordum çünkü işler çığırından çıkması da onların suçu değildi o yüzden bende onlara, “Ya Ali Bey, biraz acıyor ama önemli bir şey değil, siz dert etmeyiniz” dedim.

Bunun üzerine, Ali Bey “hiç olur mu yenge, sen aç bakayım bacaklarını bir göz atalım durumuna, belki hızlı iyileşmesine yardımcı olabiliriz” dedi. Bunun iyi fikir olacağını düşünmüyordum fakat onlara ters bir şey de söylemek istemiyordum o yüzden oturduğum yerden dizlerimi biri birinden ayırarak bacaklarımı iyice araladım ve hassas ve sertçe kullanılmış narin deliğimi onlara sergiledim. Karşımda oturan Ali Bey yerinden kalkarak bacaklarımın arasına diz çöktü ve daha da yakından bakarak “hmm, yenge senin bu am kıpkırmızı olmuş” dedi.

Bunu demesiyle bende kafamı aşağı eğerek ufak deliğime bir göz attım, gerçekten kabarmış am dudaklarım ve ufak deliğim nerdeyse domates gibi kızarmıştı. Ali Bey “dur ben sana merhem gibi olurum şimdi” diyerek aniden dudaklarını amıma yapıştırdı ve yalayıp emmeye başladı. Benim amım zaten çok hassas bir durumdaydı ve ufak bir dokunuştan bile tekrar boşalabilirdim ki adam beni yeniden doruk noktasına çıkartarak zevkten çıldırtıyordu ve ben bunu hiçbir şekilde engelleyemiyor ve onu durduramıyordum.

Bunu fırsat bilen Mahmut Bey ise hiç vakit kaybetmeden aniden kocaman sikini suratıma çarptı ve ağzıma sokmaya çalıştı. Ben o an sağlıklı düşünemediğim için ve bütün hormonlarım tekrar altüst olduğu için, hiç düşünmende ağzımı açtım ve adamın kocaman sikini yumuşak dudaklarımın arasına alarak yalamaya başladım. Ali bey ufak deliğimi daha sert emdikçe bende istem dışı Mahmut Beyin yarağını bir o kadar daha sert emip yutuyordum.

Tam bu sırada yanımızdaki bahçe masasının üzerinde duran cep telefonum çalmaya başladı. Gözümün ucuyla baktım, arayan kocam olduğunu gördüm ancak bir şey söyleyip yapana kadar Mahmut Bey bana hiçbir şey sormadan siki halen daha ağzımdayken uzanıp telefonu aldı ve kocama konuşmak için alo dedi. Ben bir yandan adamın sikini emiyorum, diğer yandan amım yalanıyor, öbür yandan da korkuyla gözlerim fal taşı gibi Mahmut Beye bakıyordum. Adam kocamla konuşamaya başlayınca, ilginç olan şey benim halen daha adamın sikini ağzımdan çıkartmayıp yalayıp yutmamdı.

Mahmut Bey kocama, “Ağabey, yengenin arabasını Ali ve ben baya kullandık, yol tutuşu çok iyi ve az kullanılmış olduğu belli. İçi biraz dar geldi bize ama sorun değil hepimiz buna zamanla alışabiliriz. Yengenin arabasına iki ön girişten ve birde arka kapıdan girdik, üç girişi de mükemmel ve ilk başta zorlanmış olsak da şimdi alıştık ve kolay girebiliyoruz”. Kocamda karşılıklı bir şeyler diyordu ama ne dediğini bilmiyorum fakat Mahmut Beyde karşılığında “evet, evet, çizik ve batıklık yok, kaporta jilet gibi ve pürüzsüz, çok yakından bakarak inceledik ve gördüklerimizi çok beğendik” diyordu.

Sanırım konu para konusuna gelmişti çünkü Mahmut Bey kocama “biraz indirim olmaz mı” söyler söylemez ben Mahmut Beyin yarağını daha sert emerek gırtlağıma kadar soktum ve onu zevkten çıldırtarak sözünü yarıda kesmesini sağladım. Bu sefer, “aslında fiyatı değiştirmeden anlaşabiliriz” dedi ve anlaşma olarak bundan sonra bahçe işlerinin kendileri yapması şartıyla arabamı hemen alacaklarını söyledi. “Haftada bir gelip biz temizleyeceğiz bu güzel bahçenizi ve onu güzelce sulayıp halledeceğiz…

Hm bizim amele adamları da getiririz hep bir elden işi daha temiz ve hızlı hallederiz. Eminim yengede bundan memnun kalacaktır çünkü onun bu güzel çiçekleriyle hepimiz ilgileneceğiz. Halen daha amı mı yalayan Ali Bey ise kafasını kaldırıp telefona doğru, “yengenin arka bahçesini şahsen ben temizlemek isterim” diye seslendi ve dilini bu sefer kızarmış göt deliğime yapıştırarak yalamaya başlamıştı.

Tam bu sırada Mahmut Bey doruk noktasına gelerek ağzımın içine boşalmaya başladı ve aynı anda da “sonrada bütün bahçeni güzelce sularız öyle gideriz” diyordu kocama. Telefonda anlaşarak konuşmalarını bitirdiler. Ben o an Ali Beyin dilinin üzerine kaç kere boşalmıştım bilmiyorum ama o hazla ağzımdaki döllerin birçoğunu yutmuştum bile ve ağzımdan taşan geriye kalanlar da dudaklarımdan ve çenemden süzülerek göğüslerimin üzerine akmıştı.

Hayatımda hiç yapmadığım ve hiç bu kadar yoğun ve aşırı azıp zevk almamıştım ama bunu isteyerek yapmamıştım. Adamlarda perişan bir halde olduğumu görüyorlardı o nedenle bana teşekkür ederek gidip bir duş alıp dinlenmemi tavsiye ettiler. Kocamla anlaştıklarını ve arabamı satın alacaklarını söylediler o yüzden gönül rahatlıyla bu olanları unutmamı istediler.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

(Alıntı) Otobüste yolculuk yaparken 2 kişi beni si

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

(Alıntı) Otobüste yolculuk yaparken 2 kişi beni si
Selamlar, aklımda hiç ama hiç unutamadığım bir seks hikayem var onu sizlerle paylaşmak istiyorumben yeşim, üniversitenin veleybol takımında stoper olarak oynuyorum.Başımdan geçen ve de asla unutamadığım bir anımı paylaşmak istiyorum .Bizi bir hayli zorlayan rakiplerimizi alt etmiş maçı kazanmıştık. Arkadaşlar ile sevincimizi kutlamaya gidecektik.Ben, Selin, Ahmet, Murat ve Taner kızılaya inmeye karar verdik. Üzerimizde maçın yorgunluğu ile birlikte kazanmamızın sevinci ile nereye takılalım diye konuşarak spor salonundan çıkıp otobüs durağına doğru yol alıyorduk. Selin ile Murat bizi kıskandıracak şekilde birbirlerine sokulmuşlar, sanki dinlemiyorlardı bizi. Ben Ahmet ve Taner onlardan az önde yürüyorduk. Mayıs ayının sıcaklığı boncuk boncuk terletiyordu bizi, üzerimizden çıkarmadığımız eşofmanlarımız olmasaydı sıcaklardan iyice bunalacaktık sanırım. Terten elbiseler yapış yapış oluyordu neredeyse durakta otobüsü beklerken. Nihayet beklediğimiz otobüs gelmiş, yavaş yavaş doluşmaya başlamıştık otobüse.
Otobüs biraz kalabalıktı ve diğer otobüsü beklemeye tahammülümüz olmadığından binmeye karar verdik. Taner ve Ahmet ile sohbetimizden dolayı selinleri kendi hallerine bırakmıştık, önde Taner önde ardından ben, ardımdan Ahmet, onun ardından Selin ve son olarak ta Murat tren olmuş misali ilerlemeye çalışıyorduk tıkışık otobüste. Tanerin sırtı bana dönük, benim sırtım Tanere dönük, Taner Seline dönük ve en son Murat, yani adeta tren olmuştuk elimizde olmadan.Bizden sonra binenlerden dolayı sıkışma devam ediyordu, herkes binip kapılar kapandığında beşimiz yapışık durumdaydık.Sıcağın, tıkışık olmanın, sırtı bana dönük olsa da iki erkeğin arasında kalmanın etkisiyle olacak alnımdan ve de sırtımdan boncuk boncuk terler boşalıyordu. Terden badyim vucuduma yapışıyordu. Taner ve Ahmet her ne kadar bana yer açmaya , alanı rahat tutmaya çalışsalarda pek etkisi olmuyordu. Kenarda duran demirden tutunarak en azından dengemi sağlarım diye düşünüyordum. Otobüs hareket etmeye başlayınca hepimiz öne doğru hareketlenmeye başladık elimizden olmadan ve birbirimize yaslandık, gülüşmeye başladık o an.Ahmet , bana yaslanmaya devam ediyordu ve kulağıma fısıldarcasına birşeyler anlatıyordu. Sıcak nefesini ensemde hissetmek tüylerimi diken diken ediyordu ve tuhaf bir haz veriyordu bana. Ahmet, yaslanmasına tepki vermediğimi görünce daha rahat davranmaya başladı. Yavaş yavaş kıpırdamalar hissediyordum popoma doğru. Ahmet her ne kadar belli etmemeye çalışssa da ara ara popoma sürtünüyordu. Yavaş yavaş popomda hissetmeye başladığım aletinin sertliği ele vermişti onu.
Arkamda hissetmeye başladığım sertlik, beni rahatsız etmek yerine tahrik etmişti. O anki yutkunmam sanırım rahatsızlık yerine haz aldığımın göstergesi olarak Ahmete yakalatmıştı beni. O an donakalmış, boncuk boncuk terliyordum . Sırtımdan boşalırcasına ter damlıyordu, konsantre olmuşçasına donakalmıştım. Otobüste itişme oluyormuşçasına bana sürtünüyordu, sertleşmiş olan aletini popomun yanaklarına sürtüyordu. Titrek nefes alışlarla sanki ne olacağını merak ediyormuşçasına ona bırakmıştım kendimi. Hepimizin eşofman ve badyli olması birbirimize iyice sokulmamıza olanak sağlıyordu.Ahmet sertleşen aletini ilkin popomun sol yanağına bastırıyordu sonrada popomun sağ yanağına bastırıyordu. İyice tahrik olmuştum, bacak aram ıslanmaya başlamış, göğüs uçlarım sertleşip badyden iyice belirgin hale gelmişti terden ıslanmaya yüz tutmuş badymın sayesınde. Şehvetin vermiş olduğu haz ile dudaklarımı ısırıyor,avucumu sıkıyordum. Ahmet sertleşen aletini popomda gezdirirken sürtüne sürtüne ,biraz hareket edip popomu hafifçe döndüm sertliğini iyiden hissetmek için.
Ben hafifçe dönünce Ahmet iyiden sertleşen aletini popo arama denk getirip bana iyice yaslanmaya başladı. Terin etkisiyle popoma yapışan eşofmanımı popo aramda toplamak istercesine yükleniyordu bana. Eşofmanım iyice yapışmıştı bana ve Ahmetin sertleşmiş aletini popo aramda hissedebiliyordum. Göğüs uçlarım badymi yırtıp arasından çıkacakmışçasına duruyordu ve bacak aram iyiden iyiye sulanmaya başlamış Ahmetin aletine kaptırmıştım kendimi. Ahmet bir yandan da elini göbeğimde gezdiriyor, bazen kendisine doğru göbeğimi bastırıyor, bazende göbeğimden yukarı göğüslerime dokunuyordu. Sertleşen aletini içime sokmak istercesine bastırıyordu bana popo aramdan. Şehvet delirtmişti beni, yanaklarım kızarmaya başlamış, bacak aram kor alev sarmışçasına yanıyordu. İstemeden elim Tanerin koluna çarpti ve Taner sanki hayırdır neden sessiz kaldınız dercesine başını çevirip bana bakmaya başladı. Kızaran yanaklarım, ıslanmış dudaklarım ve badym den patlayacak gibi duran göğüslerimi farketmişçesine bana döndü. Tanerin bana dönmesi ile iki erkeğin arasında kalakaldım. Şehvetin etkisiyle gözlerim ve göğüslerimden gözünü alamayan Tanere bakıp dudaklarımı ısırmaya başladım. hmetin popo aramdaki aletinin etkisiyle. Taner de benden etkilenmişçesine beni süzüyordu. Yeni yolcuların binmesi ile itişmenin etkisiyle Ahmet ve Tanerin arasına sıkışıp kalakaldım. Göğüslerim Tanerin göğsüne yaslanıyordu bazen o kadarki mesafe kalmamıştı aramızda. Murat ve Seline dönüp bakamıyordum birşeyler anlarlar diye.
Ahmet yeniden aletini popo arama yaslayıp bastırmaya devam ediyordu .Sanki içime girmeye çalışıyordu eşofmanımı delmek istercesine. Taner ile göğüs göğüse durup birbirimize yaslanmamızın etkisiyle olacak Tanerin aletnin sertliğini hissetmeye başlamıştım önümde. Taner önümden , Ahmet arkamdan yaslanıyorlardı bana, aletlerini vucuduma delmek istercesine bastırıyorlardı. Zevkten çıldıracak gibi olmuştum. Tanerin önüme uzanan sert aletinden kaçmak için hafifçe popomu geri çekince Ahmetin tüm sertliğini popo aramda hissettim. Sanki üstümüzde eşofman ve badyler yokmuş, bedenlerimiz çıplakmışcasına birbirimize sokulmuştuk.Tanerin aleti önüme, Ahmetin aleti popo arama yaslanıp bastırılıyor hem önümde hem de arkamda daha önce hiç yaşamadığım ve de hayal edemeyeceğim sex hikaye bir duyguyu yaşıyordum. Taner aletini bana hissettire hissettire önüme sürtüp bastırıyordu. Bacak aram yapış yapış olmuştu, yapış olmanın etkisiyle şehvetin doruklarına yükselmeye adım adım yaklaşıyordum.
Kendimi bu inanılmaz olayın etkisine bırakarak bir geri Ahmetin aletine popomu bastırıp yaslanıyordum, bir ileri doğru Tanerin aletine önümü yaslıyordum sanki aracın etkisiylemiş gibi. Dudaklarımı ısırıyor, avucumu sıkıyor, gözlerimi kapayıp şehvetin verdiği haza kaptırmıştım kendimi. Ahmet ve Taner aletlerini daha seri sürtüp bastırıyorlardı önüme ve arkama, ateşten kıvranıyordum adeta. Ipıslak olmuştum zevkin doruğuna ulaşmak üzereydim. Benim, Ahmetin ve Tanerin aynı anda titremelerimiz doruğa ulaştığımızı gösteriyordu. Birkaç dakika sonra araçtan indik ve sonrasını anlatacam.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ILK ALDATISIM (ALINTI)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

ILK ALDATISIM (ALINTI)
Hafif balık etli, bembeyaz teni olan, siyah saçlı, siyah gözlü, ayıp söylemesi, mükemmel diyebileceğim vücudu olan bir bayanım. Kocamla 8 yıldır evliyiz. İlk yıllarımızda da kocamla harika günler geçirdik. Son birkaç yıldır cinsel yönden biraz duraklama dönemine girdik. Kocamın işi nedeniyle yorgun olması, üstüne de hayat şartları eklenince, kocamla ilişkiye giremez olmuştuk.

İşi pazarlama üzerine olduğundan evde beni yalnız bırakıp gidiyor, günlerce haftalar boyu yalnız kalıyordum. Yalnız kaldığım gecelerden, telefonda konuşmanın yetmediğinden şikayet etmeye başlayınca biz de webcamla, görüntülü sohbetle tanışmış olduk. Derken günler haftaları, haftalar ayları kovaladı. Vakit öldürme adına internette okey oynamasını kocamdan öğrendim. İşte ne olduysa o okey yüzünden oldu…

Nazmi ile okey oynarken tanışmıştım. Oyun esnasında o kadar şakacı ve espriliydi ki, her internete girdiğimde gözüm onu arıyor, onunla oyun oynamadan duramıyordum. Birkaç hafta boyunca hemen hemen her gün oynuyorduk. Bir gün benden MSN adresimi istedi. Ben de ilk önce çekinerek olmadığını söyledim. Gerçekten o ana kadar aklımdan bile geçmemişti. Bir yabancıyla, hele başka bir erkekle görüşmeme kocamın tepkisi ne olurdu bilemiyordum, ama eminim çok kızardı. Nazmi ise ısrarla webcamda beni görmek istiyordu. Doğrusu yalan söyleyemem, ben de onu merak ediyordum.

Sonra MSN adresim olduğunu, fakat kocamdan çekindiğimi kendisine yazdım. Nasıl yapacağımı bile bilmiyordum ki… Bana MSN’e girmemi, sonra yapmam gerekenleri söyledi. Dediklerini aynen yerine getirdim. İlk kez birine webcam açıyordum. İlk kez ekranda onu gördüğümde biraz yadırgadım. Sonra günler geçtikçe ona alışmaya başladım. Bu benim için bir ilkti. Kocamdan sonra, sanal da olsa, bu kadar içli dışlı, samimi konuştuğum ilk kişiydi.

Webcamda her birbirimizi gördüğümüzde çok güzel olduğumu söyleyip, iltifat üzerine iltifatlar ediyor, o böyle yazıp konuştukça içim bir hoş oluyordu. Kaşlarımı gözlerimi saçlarımı çok beğeniyormuş, dudaklarım etli, tam istediği gibiymiş, vücudum çok orantılı ve harikaymış falan filan… Nazmi’yle ilişkimiz gittikçe değişik bir hal alıyordu. Gittikçe samimiyetimiz ilerlemişti. Şakayla karışık bana erotik fıkralar, hikayeler anlatmasını bile yadırgamaz hale gelmiştim. O anlatırken altımın ıslandığını hissediyordum.

Evet, sonunda ne yapıp etmiş, konuyu cinselliğe kadar getirmişti. Benim için ilk olan bu tür konuşmalar beni heyecanlandırıyor ve kalbimin hızlı bir şekilde küt küt atmasına sebep oluyordu. Yine de kocamı aldatmış saymıyordum kendimi… Gerçek değildi ki bunlar… İkimiz de bilgisayarın arkasındaydık, eli elime değmiyordu ki… Ne günah işliyorduk, ne de zina yapıyorduk.

Şimdi düşünüyorum da… Aslında bunlar Nazmi’nin bana empoze ettiği, benim de ayıla bayıla katıldığım, yalnız yaşadığım susuz çölde bir vaha bulmuş gibi üstüne atladığım, alttan alta beni kemiren suçluluk hissini yok eden, rahatlatan düşüncelerdi.

Bir gün yine yalnızdım. Gündüz vakti webcamda tekrar sohbet etmeye başlamıştık. Benim güzelliğimin kendisini çok etkilediğini söylerken ne demek istediğini, neresinin etkilendiğini elbette anlıyordum, ama bunu kendisine belli etmiyordum. Benim de ondan kalır yanım yoktu aslında… Ben de ondan etkilenmiştim. Yakışıklı, geniş omuzlu, kaslı, harika bir erkekti karşımdaki… Ona baktıkça aklımdan ayıp ayıp düşünceler, olmadık şeyler geçiyordu hep…

Beni yine iltifatlarla bir güzel yumuşatıp ıslanmama sebep olduktan sonra ayağa kalkmamı, boyumu görmek istediğini söyledi. Ben onun gazına kapılmış, dediklerini yapmaya başlamıştım. Aslında onunla sohbet ederken en güzel elbiselerimi giyiniyordum. O gün üzerimde üstten beyaz bir gömlek, alttan ise dizlerime kadar uzanan siyah renkli bolca bir etek giymiştim. Dar kesimli gömleğin altındaki göğüslerim sütyeni yırtacakmış gibi duruyordu.

Nazmi’nin sadece başı görünüyordu, ama yerinde duramadığını fark edebiliyordum. Belime göre kalçalarım büyüktü, ama bu Nazmi’nin çok hoşuna gitmiş olmalı ki, yalvarırcasına elbisenin altındaki o harika vücudumu görmek için dünyaları feda edebileceğini yazarken iltifat üstüne iltifat ediyordu. Yazdıklarını okurken amım resmen ıslanmıştı.

Israrla göğüslerimi görmek istiyordu. Her ne kadar olmaz desem de, sonunda onu kıramamıştım. Bir kaç düğme açıp dekoltemi genişlettim. Yetmedi. Daha da istiyordu. Daha… Daha… Biraz daha…

Ben de iyice azmıştım artık… Ne olursa olsun diyerek heyecandan titreyen parmaklarımla kalan düğmelerimi de açtım olduğu gibi, gömleğimi çıkardım. Sütyenimle kaldım. Sağa sola döndüm, yandan, önden sütyeni zorlayan göğüslerimi izlemesine izin verdim. Yine ısrar kıyamet başladı… Yine dayanamadım, sütyenimi indirip içinde sıkışmış iri memelerimi rahatlatıp ona sunmaya başladım.

Kendime, yaptıklarıma inanamıyordum. Kendini sergileyen bir orospu gibiydim kameranın karşısında… Kocamdan sonra ilk kez bir erkeğe çıplaklığımı gösteriyordum. Kocamdan sonra göğüslerimi gören ilk erkekti. Kocamın emmeyi pek sevdiği iri meme uçlarımı bir başka erkek görüyordu. O erkeğin aç bakışlarının etkisiyle yine kabarmışlar, parmak gibi olmuşlardı. Kekeledim, ellerimi göğüslerime götürerek,

-”Bakma bana öyle… Utanıyorum…” dedim fısıltıyla, duyulur duyulmaz…

-”Nasıl bakmam Gül?” diye inlercesine cevap verdi. “Öyle güzelsin ki… Öyle güzel göğüslerin var ki… Harikasın… Sana tapıyorum bebeğim… Hadi aç şunları, kapatma, doya doya bakmak istiyorum memelerine sevgilim…”

Artık onun esiri olmuş gibiydim, ne istese yapıyordum. Nazmi artık yerinde duramıyordu. Bana göğüslerimi avuçlayıp okşamamı, uçlarını parmaklarımın arasına alıp ezmemi söylüyordu. Bir yandan dediklerini yapıyor, bir yandan da ona belli etmemeye çalışarak istekle kabaran, kaşınan amımı okşuyordum. Bir müddet göğüslerimle ilgilendikten sonra, kamerayı bacaklarıma doğru döndürmemi isteyince,

-“Lütfen, bu kadar yeter… Daha ileri gitmeyelim!” diye ricada bulundum. Bu yaptıklarım çok yanlıştı. Evli bir kadındım ve çok korkuyordum. Ama ben ne söylesem de fayda etmiyordu. Yine ısrarına dayanamadım. Gözümü büyük bir açlık ve merakla beni seyreden erkekten ayırmadan, ayakta olduğum halde eteğimi yavaş yavaş yukarıya sıyırdım, külotuma kadar çektim. Süt beyaz bacaklarım tamamen açılmıştı. Bu kadarla yetineceğini düşünürken,

-“Hadi aşkım, külotunu da görmek istiyorum, lütfeeenn!” dedi. Nazmi’nin bana ‘Aşkım’ demesi beni acaip şekilde etkilemişti. İlk kez o gün giydiğim pembe külotumu ona gösterirken,

-“Aşkım, sen sulanmışsın, külodun ıslak!” deyince utancımdan hemen eteğimi indiriverdim. Gerçekten amım öyle sulanmıştı ki, külotumun ağı sırılsıklamdı. Nazmi, “Aşkım, bu normal bir şey… Ayrıca bu senin sağlıklı olduğunu gösterir!” dedi. Bir müddet kendime gelememiştim. Daha sonra bana,

-“Aşkım, benimkini görmek ister misin?” dediğinde heyecandan ne yapacağımı şaşırmıştım.

Çünkü daha önce kocamın sikinden başka sik görmemiştim. Her ne kadar ben olmaz desem de, o çoktan kamerayı aşağı indirmişti. Birden boğazım düğümlendi. Oturduğum koltuktan kaçar gibi kalktım, kameranın görüş açısından çıktım. Gördüğüm şey inanılır gibi değildi. Kocaman bir siki vardı, üstelik çok da uzundu. Nazmi beni görmüyordu, oysa ben kenardan ekrana, ona bakıyordum. Böyle bir siki rüyamda görsem inanmazdım. Kendimi direğe oturmuş gibi hissederdim. O kadar kalındı ki, o kocaman parmaklarıyla bile zor sarıyordu. Nazmi,

-“Aşkııım… Nerdesinnn?” diye yazarken, öyle azmıştım ki, o kocaman yarrağın amıma girmesi arzulamaya başladım.

Doğrusunu isterseniz bunca yıl evlilikten sonra amımın deliği genişlemişti sanki ve kocamın siki içini doldurmamaya başlamıştı. Kocam beni sikerken bile girip girmediğini fazla hissetmiyordum. Bir süredir amımdan çok arkamdan anal ilişkiye giriyorduk. İlk zamanlar bu ters ilişk**en acıdan başka bir şey hissetmezdim, ama daha sonra alışmak zorunda kaldım.

Bu ise durumu daha da kötüleştirmişti. Daracık göt deliğimde çabucak boşalan ve rahatlayan kocam bana götünü dönüyor, benimle ilgilenmiyordu. Ben de kendimi tatmin etmek zorunda kalıyordum bazen… Nazmi kocaman yarrağını okşarken, bir taraftan da,

-“Aşkııımm! Nerdesin? Ben de seninkini görmek istiyorum! Lütfeeennn!” diye yalvarıyordu.

Bunu ben de istiyordum, ama amımı beğenmez diye korkuyordum. Bu kadar etkileneceğimi rüyamda görsem inanmazdım. Cesaretimi toparlayıp yüzüm görünmeyecek şekilde karşısına oturdum. Sonra eteğimi yavaşça yukarı çektim, ardından külotumu indirdim. Heyecanımı yenmek için biraz beklediğimde,

-“Hadi aşkım, amını göster bana! Yalamak istiyorum onuuuu!” diyordu. Daha fazla dayanamadım, yavaş yavaş bacaklarımı araladım. O an kendime inanamıyordum, sadece adını bildiğim birine webcamda amımı gösteriyordum. Amımın görüntüsü ekranda hiç de fena değildi.

-“Ohhh! Çok güzelmiş aşkım! Daha önce seninki gibi harika, güzel bir am görmedim. Sanki kız amcığı gibi… Yerim ben onuuu!” diye iltifat ediyordu. Amım sulanmış yanıyordu. Çeşit çeşit iltifatlarla beni daha da tahrik ederken, o kocaman yarrağından gözümü alamıyordum. O kocaman yarrağın amıma girmesini öyle istiyordum ki, bu nasıl olacaktı bir türlü kestiremiyordum.

-“Aşkım! amının dudaklarını aç, içine girmek istiyorum, aç hadi, aaaç! Yarrağımı amına sokacağım!” diye yazdığında, bende zevk ve heyecan birbirine karışmıştı.

Kalbim küt küt atıyordu, nefes alamaz hale gelmiştim. Kölesi gibiydim, ne isterse yapıyordum ve bütün bu olanlara inanamıyordum. Hayatımda kocamdan başkası olmamıştı. Oysa şimdi kocamdan sonra yabancı biri beni çok daha fazla etkiliyordu. Yaklaşık üç saattır sanal seks yapıyorduk. Başıma bir iş gelmeden bitirmek istiyordum, çünkü biri eve gelecek olsa bu durumda zor toparlanacaktım. Ama Nazmi yazdıklarıyla beni öyle tahrik ediyordu ki, amımın içinden akan beyaz kaygan sıvılar deliğimin ağzını doldurmuştu. Nazmi’ye,

-“Hadi boşal artık! Biri gelecek! Bu vaziyette yakalanmak istemiyorum…” dediğimde,

-“Hadi sen de amını okşa da, beraber boşalalım aşkım!” dedi.

Karşılıklı masturbasyon yapıyorduk. Birkaç dakika sonra büyük bir zevk dalgasının kasıklarımı sıkıştırdığını hissettiğim anda, Nazmi de boşalmaya başlamıştı. Ama ne boşalma! Boşalma anını daha iyi görebilmem için webcamı öyle bir ayarlamıştı ki, sikinin damarları iyice gerilmiş, fışkırtmasını görebiliyordum.

O anda ben de orgazm olup boşaldım. Daha önce böylesine şiddetli boşalma yaşadığımı hatırlamıyordum. Ben saniyelerce orgazm olurken, Nazmi’nin yarrağından akan döller bir kahve fincanını dolduracak kadar çoktu. Üstelik ileri doğru fışkırıyordu. Onun o kocaman sikinden akan döllerin amıma fışkırmasını öylesine arzu ediyordum ki… Offf, off! inanamıyorum yaa, bu gerçekleşecek miydi?

Bugün ilklerle tanışıyordum. Yaptığım her olay bir ilkti. İlk olan bir şey daha vardı, aynı saat içinde ikinci kez boşalmıştım. Daha önce peş peşe iki kez boşaldığım hiç olmamıştı. Üzerimde tatlı bir yorgunluk oluşmuştu. Nazmi üstünü başını düzeltirken, ben de külotumu yukarı çekip, eteğimi indirdim. Nazmi,

-“Aşkım, pişman mısın?” dedi.

-“Hayır, asla… Pişman değilim! İlk kez yaşıyorum bunu ve çok hoşuma gitti…” dedim. Sonra yazmaya devam etti. Yazdıklarını okudukça içimi korkuyla birlikte heyecan dalgası sarmaya başlamıştı, benimle buluşmak istediğini söylüyordu!

Aman Tanrım, bu nasıl olacaktı? Çevremde beni tanıyan herkes, mütevaziliğimin yanında, namusuna düşkün, tam bir aile kadını olarak biliyorlardı. Komşular benim yabancı bir erkekle ilişkimi duysalar eminim inanmazlardı. Oysa Nazmi, sanal seksle yetinmiyor, benimle buluşmak istiyordu.

Birçok senaryo yazdı. Bunlardan bir tanesi kafama yatmıştı, bizim burda semt pazarı Salı günü kurulduğundan, o gün buluşmamız çok daha kolay olacaktı. Zaten Nazmi’yle aramızda taksiyle yarım saatlik yol vardı.

-“Aşkım, bu planı daha sonra detaylı olarak kararlaştırırız, tamam mı?” diye yazdığında, ben de ilk kez,

-“Tamam aşkım!” dedim. Ona ‘Aşkım’ demiştim.

-“Öpüyorum aşkım! Sonra görüşürüz!” dedi. Aynı şekilde ben de karşılık verdikten sonra netten çıktık.

Bütün bu olaylar anlaşılmasın diye, Nazmi’nin öğrettiği gibi, bilgisayardan konuşma geçmişlerini sildim. Nazmi ile buluşup sikişmek için içimde karşı konulmaz bir arzu ve istek vardı. Acaba yaptığımız plan işe yarayacak mıydı?

Nazmi’yle webcamda sanal yaşadığım o anlar aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Aklım hep bacaklarımın arasındaydı. Amım sik istiyordu, ama kocam her defasında götten yapmayı tercih ediyordu. Zaten, kocamın siki götümün o dar deliğini anca doldurabiliyordu. O gece çok istekli olmama rağmen, kocam götüme boşaldıktan sonra arkasını dönüp uyumuştu. Bu hareketi beni her zaman sinirlendirmiştir. Aldatılmayı hak ediyordu bu öküz… Karmakarışık düşünceler içersinde, Nazmi’yi düşünerek uykuya daldım.

Fırsat buldukça Nazmi ile sanal seks yapıyorduk. Her seferinde bana, “Aşkım, ne zaman buluşuyoruz?” diye soruyordu. Bir gün nete girdiğimde, Nazmi her zamanki gibi sanki beni bekliyordu.

-“Aşkıım, nerdesin ya? Sen beni hasretinden öldürmek mi istiyorsun?” dedi. Yazışmamız uzadıkça uzadı ve iş yine aynı noktaya geldi, “Aşkım, ne zaman buluşuyoruz? Hem yarın sizin semtin pazarı değil mi? dedi.

-“Evet!” dediğimde,

-“Tamam işte… Yarın buluşuyor muyuz aşkım?” dediğinde, vücudumu tarif edemeyeceğim bir sıcaklık basmıştı. Heyecandan resmen titriyordum. Bir anda amım sulanmıştı. Nazmi’ye,

-“Bak aşkım, ben de buluşmak istiyorum, ama bu nasıl olacak ki? Ya görürlerse? Rezil olurum, biterim ben… Kocam beni öldürür…” dediğimde,

-“Aşkım, pazarın ters istikametinde bir yere park edeceğim, sen de kendi arabanmış gibi gelip bineceksin, hepsi bu…” dedi. Plan hoşuma gitmişti,

-“Peki ya sonra?” dediğimde, her şeyi detayına kadar anlattı… Bir arkadaşının sahilde dairesi varmış, arkadaşı tatilde olduğu için anahtarı da kendisine bırakmış.

-“İşte orası bizim aşk yuvamız olacak aşkım! Ne diyorsun?” dedi. Başımı tamam anlamında salladım. Nazmi, “Bol bol zamanımız var. İnan bana bu zaman zarfında sana öyle zevkler tattıracağım ki, bulutların üzerinde uçacaksın!” dedi. Yarı merak, yarı endişeyle,

-“Neee? Bütün gün beni mi sikeceksin? Manyaksın sen yaa! O kadar saat sevişmek mi olur!” diyerek alay ediyordum.

-“Evet saatlerce sikeceğim seni!” dedi. Deli ediyordu bu adam beni… Hiç çekinmeden, utanmadan beni sikmekten bahsetmesi, amlı götlü konuşması… Bir anda tahrik oluyordum bir sözüyle…

-“Ufak at, civcivler de yesin!” diye takıldım. Nazmi,

-“Öyle olsun! Yarın görürsün!” dedi. “Evire çevire sikicem seni yavrum”

Artık kararı vermiştim, ertesi gün Nazmi ile buluşacaktım. Heyecandan sabaha kadar doğru düzgün uyuyamamıştım. Sabah yine iş için yola gidecek olan kocama kahvaltı hazırlarken heyecandan titriyordum. Bir ara kocam,

-“Hayrola Gül, hasta mısın? Yüzün kızarmış, ellerin titriyor?” dedi.

-“Bir şeyim yok, iyiyim…” dedim. Bilmiş bilmiş başını sallayıp,

-“Haa, anladım!” dedi. Öküz kocam bana yaklaşmasın diye adet gördüğümü söylediğim için ona yorumlamıştı. Kendimi sadece Nazmi için hazırlıyordum. Arzular biriktiriyordum erkeğime… Kocamın mıymıntı sevişmelerine, ufarak sikinin amıma, götüme girip çıkışına katlanamazdım. Kapıda dudaklarından öpüp,

-“Hayırlı işler kocacığım. Çok kalma bu sefer, erken gel..” diyerek yolcu ederken kekeliyordum. Kapıyı kapatıp sokakta kaybolana kadar pencereden onu izledim. Kocam gidince ilk işim banyoya girmek olmuştu. Bir gün önce ağda ettiğim yerler pürüzsüz ve tertemizdi. Aynanın karşısında vücuduma bakıyordum.

İnce belim, geniş kalçalarım, küçük yuvarlak memelerim, eminim Nazmi’nin hoşuna gidecekti. Derin bir çizgiyle ortadan bölünmüş amım patates gibi duruyordu. Gerdek gecesi bile bu kadar heyecanlı değildim. Komidinin çekmecesini açtım, bir müddet iç çamaşırlarıma baktım. Ten rengi, şeffaf iç çamaşırı takımında karar kıldım. Şeffaf olduğundan meme uçları ve amımın çizgisi anlaşılıyordu. Tam o sırada telefonum çaldı. Kalbim hızla atmaya başladı. Arayan Nazmi idi.

-“Aşkım, seni bekliyorum, hala çıkmadın mı?” dedi. Dilim tutulmuş, kekeliyordum. “Tamam aşkım, yalnız biraz acele et! Seni çok özledim!” dedi. Cevap veremedim, telefonu kapadım.

İç çamaşırlarımı giydikten sonra üzerine kollu bir badi ve siyah bir etek giydim. Biraz da renksiz bir ruj, hafif bir allık, az da fondöten. Hafif bir makyaj yapmıştım. Evden çıkarken dikkat çekmemem lazımdı. Gerçi makyaj yapmama gerek yoktu. Siyah parlak gözlerim, kırmızı dolgun dudaklarımın yanında pürüzsüz bir yüzüm vardı.

Dedim ya, dikkat çekmemem gerekiyordu. Son olarak alçak topuklu ayakkabılarımı ayağıma taktım. Evden çıkmadan Nazmi’ye çağrı attım. Aradı, beklediği yeri tarif edip arabasının plakasını falan verdi. Evin kapısını kilitleyip aşağıya indim.

Saat daha erken olduğundan dışarda kimseler yoktu. Hızlı adımlarla sokaktan uzaklaştım. Evle buluşma yeri arasındaki uzaklık sadece beş altı dakikaydı. Yol ağzına geldiğimde arabanın içindeki Nazmi’yi tanıdım. Etrafı kontrol ettikten sonra kapıyı açtım. Hızla öne oturdum ve

-“Bir gören olmadan gidelim hemen!” dedim.

Birkaç dakika içinde sahil yoluna çıktık. Araba çok lükstü ve harika kokuyordu. O ana kadar tek kelime etmemiştik. Yavaşlamaya başladı. Elini elimin üzerine koymuş, yavaş yavaş okşuyordu. Bakire kızlar gibi heyecandan titriyordum o elimi okşarken…

-“Eee aşkım, heyecanlı mısın?” dedi.

-“E… Evet!” dedim.

-“İlk olduğundan normaldir. Birazdan rahatlarsın. Biliyor musun aşkım? Gerçekten ekranda göründüğünden de fazlasın sen, çok güzelsin!” dedi. Teşekkürle birlikte,

-“Sen de çok yakışıklı görünüyorsun…” dedim. Profilden yola dikkat kesilmiş sert hatlı yüzüne bakıp ilave ettim, “Karizmatiksin!” Arabayı müsait tenha bir yere çekerek, bana doğru döndü ve

-“Yakından bakmak istiyorum sana aşkım!” dedi, başımı tutarak kendine doğru çekti.

Gözgöze geldik. Dudaklarım titriyordu. Bir anda dudaklarıma yapıştı. Ben de aynı şekilde onun dudaklarına yapıştım. Uzun süre birbirimizin dudaklarını sömürdük. İlk kez kocamdan başka bir erkekle öpüşüyordum. İnanamıyordum kendime…

Heyecan ve zevkten ölmek üzereydim, çok hoşuma gitmişti. Daha önce arabada hiç öpüşmemiştim. Zaten hiçbir zaman arabamız olmamıştı. Nazmi elleriyle oramı buramı ellemeye başlamıştı. Bacaklarımı okşuyor, memelerimi yoğuruyordu. Kendimden geçmek üzereyken yine de güç bela toparlanıp,

-“Dur, yapma! Burada olmaz! Birileri görebilir!” dedim nefes nefese… Boynumdan beni delirten dudaklarını, bacaklarımın arasından elini çekip yüzüme baktı,

-“Tamam aşkım… Hadi, aşk yuvamıza gidelim!” dedi. Aslında ne kadar istekli olduğumu görebiliyordu, ben de onun beni nasıl istediğini bacak arasındaki kabarıklıktan anlayabiliyordum. Mekan sorunumuz vardı sadece… Başka bir şey değil…

Bir müddet gittikten sonra bir sokağa girdi. Birkaç dakika sonra lüks bir binanın önünde durdu. Adım adım sikilmeye gidiyordum. Arabadan indikten sonra koluna girmemi söyledi, dikkat çekmememiz için öyle gerekiyormuş. Asansöre bindik ve 3. katta indik. Dairenin kapısını açıp içeri girdik. Artık geri dönüş yoktu, webcamda gördüğüm o kocaman sikini yemeden buradan çıkış olmayacaktı. Bunu kendim istemiştim.

Belimden tutarak ilerletti, lüks döşenmiş bir salona geçtik. Gerçekten mükemmel, zevk sahibi biri tarafından seçilmişti her şey, tüm eşyalar…Ben salonu incelerken, Nazmi’nin boş durmaya niyeti yoktu, belimden tutarak dudaklarıma yapıştı. Çekingenliğimi atmış, karşılık veriyordum.

Zaten oraya bunun için gitmemiş miydim? Bir orospu gibi, yabancı bir erkeğin peşine takılıp bu garsoniyer kılıklı lüks dairede onunla yalnız kalmayı bunun için, şehevi zevklerim, günahkar arzularım için istememiş miydim?

Öpüştükçe öpüşüyorduk. Elleri rahat durmuyordu, göğüslerimi, kalçalarımı, bacaklarımı, hemen hemen her yerimi okşuyordu. Sulanmaya başlamıştım. Her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki. Önce badiyi çıkardı, sonra da eteğimi indirdi alışkın hareketlerle ve

“Ohhh, harikasın aşkım!” dedi. Şeffaf külotum çok hoşuna gitmişti. Sütyenin üzerinden, göğüslerimi dişliyor ve sıkıyordu. Diğer eliyle amımı avuçlamış, bacaklarımın arasını okşuyordu. Ayn anda her yerimde dolaşıyordu yaramaz, fakat işinde usta elleri… Şaşkına çeviriyor, delirtiyordu.

Kollarımı boynuna dolamış öpüşürken, göbeğime değen sertliğin büyüklüğü içimde fırtınalar koparıyor, beni tedirgin ediyordu. Bu sertliği yokladığımda kalınlığı inanılmaz haldeydi. Ben de rahat durmuyordum, kemerini çözüp pantolonu aşağı inince, işim daha da kolaylaşmıştı. Beyaz bir baksır giyiyordu, ama içinde sanki kocaman bir canavar vardı. Yoklarken gövdesini avuçlamıştım.

Aman Tanrım, inanılır gibi değildi. Parmaklarımla, ancak yarısını sarabiliyordum. Sakın korktuğumu sanmayın, benim için ilginç olan, öyle bir sikin varlığı idi. Zaten Nazmi’de böyle bir sik olduğu için onunla buluşmuştum. Kocamı aldatacaksam değmeliydi, mutlaka onu katlayan böyle bir aletle aldatmalıydım.

İnlemelerimiz salonda yankılanıyordu. Daha doğrusu inleyen bendim. Harika zevk alıyordum. Sütyenimi çıkarmış, memelerimin ucunu dudaklarıyla sıkıştırmış, içine çekiyordu. Öyle çekiyordu ki, sanki uçları kopacaktı. Bir müddet böyle devam etti. Sonra yavaş yavaş göbeğimi yalarken külotumu topuklarıma indirdi.

Artık çırılçıplaktım. Kocaman elleriyle kalçalarımı okşarken, dudakları amıma inmişti. Önden bakınca çizgi gibi görünen yeri yalıyordu. Yalamanın şiddeti artınca vücudumu ağzına bastırıyordum. Boşalmak üzereydim, ama bunu ona belli etmemeye çalışıyordum. Sonunda dayanamadım, büyük bir zevkle boşalmaya başladım. “Ooh ohh!” diye saniyeler boyu istemsizce kasılırken, iliklerime kadar şehvetle sarsıldım.

Kocamın bile yalamadığı amımı başka bir erkek tiksinmeden yalıyordu. Bu harika zevki kocam bana yaşatmamıştı. Böyle bir erkeğe değil amımı, isterse götümü bile seve seve verirdim. Nazmi yalamaya devam ederken birden ayağa kalktı. Artık sikiş zamanının geldiğini anlamıştım.

Boxerini çıkardığında özgür kalan siki sağa sola yaylanarak sallanıyordu. Uzunluğu neredeyse dirseğimle bileğimin arası kadar vardı. Daha sonra kendisine sorduğumda 23 cm demişti. Kalınlığı yanında ise kolum ince kalıyordu. Kalınlığından değil de, boyundan çekiniyordum. Bir keresinde amımın derinliğini ölçmek için amıma patlıcan sokmuştum. Sonra patlıcanın işaretlediğim yerini ölçtüğümde, 19 santim vardı…

Komşu kadınlar arasında sohbet ederken, kocasını aldatanlara, “Orospuluk onun içinde var, kocası ne yapsın?” diye laflarken, aynı durum benim başıma gelmişti. Birazdan Nazmi’nin orospusu olacaktım. İnanın bana bunda benim bir suçum yoktu. Her kadın güçlü bir erkek tarafından sikilmek ister. Kocamın kendini tatmin etmekten öteye gitmediği bir evlilik ortamında böyle bir ilişkiye ihtiyacım vardı benim…

İkimiz de çırılçıplaktık. Nazmi’nin sikine kilitlenmiştim. Kocaman ucunun yanında, gövdesindeki şişmiş damarlar ona değişik bir hava veriyordu. Nazmi,

-“Aşkım, bir sorun mu var?” dedi. Ben de,

-“Yo yoo, insanın inanası gelmiyor. Kocamınki aklıma geliyor da, içimden gülesim geliyor!” dedim. Beni dizlerimin üzerine çökertip,

-“Hadi aşkım! Şimdi sıra sende, yala da hünerlerini göreyim!” dedi.

Doğrusunu isterseniz, daha önce hiç sik yalamamıştım ve bunu Nazmi’ye de belli etmek istemiyordum. Acemi bir şekilde ucunu öpüyordum. Ucunda biriken kaygan bir sıvı dudaklarıma yapışıyordu. Bütün bunlar olurken öyle sulanmıştım ki, am suyum baldırlarımdan aşağı süzülüyordu…

-“Anladım aşkım! Sanırım daha önce kocanla böyle bir şeye kalkışmadın. Yatak odasına geçelim de, daha rahat sikişiriz aşkım!” dedi kollarımdan tutup ayağa kaldırırken…

-”Aşkım konuşma böyle, utandırıyorsun beni…” diyerek boynuna sarıldım utançla… Saçlarımdan tutup az önce sikini yalamaktan ıslanmış dudaklarıma hırsla yumuldu.

-”Az önce sikimi öptün aşkım. Yarrağımı yaladın, ağzının içinde sikimin başını emdin.. Biraz sonra sikeceğim seni… Sikilmeyi bekleyen ıslak amcığına yarrağımı sokmak istiyorum bir an önce… Deli ediyorsun beni kadınım… Çıldırıyorum senin için…”

Ayaklarımı yerden kesip kucağına aldı. Ben de bacaklarımı beline doladım. Dilini ağzımın içine sokup, dudaklarımı emerken, bir yandan yatak odasına yürüyor, yürürken siki kalçalarıma çarpıp duruyordu. Öpüşürken sırt üstü yatırdı. Beline sardığım bacaklarımı çözdükten sonra, içime girmesini beklemeye başladım. Bacaklarımı aralayıp ıslak kadınlığıma baktı hayran hayran,

-“Hazır mısın aşkım?” dedi.

-“Hazırım aşkım! Sik beni, artık dayanamıyorum!” diyebildim arzudan, şehvetten kıvranarak… “İçime gir artık… Sik beni…” Bacaklarımı iyice açtıktan sonra kendisi de uygun pozisyona geçti. Bacaklarım ayrıldığından olsa gerek amımın dudaklarının gerildiğini hissettim…

Eğilip diliyle amımı iyice ıslattıktan sonra doğruldu, sikini gövdesinden tutup, o iri başını şehvetten sulanmış amımın dudaklarına değdirdi. O anda ürperdim. Sonra o sert gövdesini birkaç kez ileri geri hareket ettirerek, sikini amımın dudaklarına sürttü. Her şeyimle hazırdım. Amım ıslanmış, kilitorisim kabarmış, meme uclarım şişmişti. Sabun gibi kaygan amımın deliğine sikinin başını ayarladı.

Alıştırmak için, belini ileri geri hareket ettiriyordu. Amımın ağız kısmı gevşerken, yavaş yavaş yüklenmeye başladı. Amımın küçük dudakları gerildi, zorlandı, ama pes etmedi. Kocaman ucunu soktu, ardından gövdesi de içeri girdiği anda, ben,

-“Oohhh!” diye inledim. Sesim odanın duvarlarında yankılanmıştı. Sadece kafası girdiği halde, “Aşkıım! Lütfeeenn, yavaş yavaş sok!” diyebilmiştim.

Küçük küçük ritimlerle ileri geri belini oynatırken, her seferinde derine, daha derine giriyordu. Hayalini kurduğum sik artık içimdeydi. Amımın deliği sabunlanmış gibi kayıyordu. Bu kayganlık, sikinin daha rahat hareket etmesine sağlıyordu. Zaman geçtikçe hızlı hızlı ileri geri hareket ederek sokmaya başladı. Kalınlığı tamamen içimi doldururken inanılmaz zevk alıyordum.

-“Ohhh Nazmi, sakın durmaaa! Ahh, ohhhh, ağğğııhhh… İşte bu! Erkek dediğin kadınını böyle sikmeli!” diye ağzımdan saçma sapan sözler dökülüyordu. Kocamın siki yüzünden çok geniş sandığım amımın deliği zevkten zonkluyordu. Zaman zaman dibine çarpan uzunluğu midemi deler gibiydi. Nazmi işini harika yapıyordu. Dudaklarıma yapışmış öperken, elleriyle de göğüslerimi yoğuruyordu. Bir ara merak edip,

-“Aşkım, hepsi giriyor mu?” diye sordum.

-“Görmek istermisin?” dedi.

-“Evet!” dedim. Zorlandığımı hissettiğim sırada sikine baktım. Gerçekten de bir kaç santimi girmiyordu. Ama kalınlığı harikaydı. Nazmi hızlanmaya başlamıştı. Sürtünme nedeniyle amımın deliği yanıyordu. O anda zevkten kasılmaya başlamıştım,

-“Ohh aşkım, geliyorum, geliyorum, devam et lütfeenn!” diye yalvarırken, Nazmi daha da hızlandı.

-“Korunuyor musun aşkım? dedi.

-“Ohhh, eveeettt, eveeettt!” diye inledim. Belimi tutup, hızla kendine doğru çekerken, sert sert sikiyordu amımı. İşte tam o anda beynim uyuşmaya, kasıklarım sıkışmaya başladı. Zevk dalgasının tüm vücudumu sarmaya başladığı anda sarsıla sarsıla boşalmaya başladım. Aman Tanrım, bu ne zevkti öyle!

-“Ahh! Ohhh! Ahhh! Ohhh!” diye inlemelerim Nazmi’yi daha da çoşturmuştu. Boşalmam bittiği anda, o da kasılmaya başladı. Döllerinin sıcaklığı içimi yakıyordu. Hem sikiyor, hem boşalıyordu. Bana göre dakikalarca boşalmıştı.

Hareketleri yavaşlayınca üzerimden çekilip yanıma uzandı. İkimiz de yorgun bir halde odanın tavanına bakıyorduk. Mutlu olup olmadığımı sordu. Dudaklarından öpüp,

-“Aşkım! Ben böyle bir zevk daha önce yaşamadım!” dedim.

-“Bu alıştırma dönemi, akşama daha çok var!” dedi.

-“Ne yani, yine yapacak mıyız?” dedim.

-“Aşkım, dedim ya, bu alıştırma dönemi, önce çorbayı içtik, daha sonra ana yemek, üzerine de tatlı yiyeceğiz!” dediğinde, ikimiz de kahkahayı bastık.

-“Manyaksın sen yaa… Bu kadarı bana çok bile!” dedim.

Yorgundum, ama sike de doymuştum. Saate baktığımda saat 11’e geliyordu. Yaklaşık akşama kadar bir kaç saatimiz daha vardı. İçime boşaldığı için amım vıcık vıcıktı. Duş almak için kalktığımda, amımın içinden döller süzülmeye başladı, elimi amıma kapatarak banyoya gittim.

Tuvalet kağıdıyla tampon yapıp amımdaki döllerin çıkması için banyoda, dakikalarca bekledim. Kocam bir sene biriktirse bile, bu kadar dölü amıma boşaltamazdı. Önce ben, sonra da Nazmi duşumuzu aldık. İkimiz de çırılçıplak olduğumuz halde ben mutfağa geçtim. Nazmi’yi bilmem, ama ben çok acıkmıştım. Mutfakta yiyecek olarak birşey yoktu,

-“Aşkım ben çok acıktım!” dedim. Nazmi de dolabın üzerindeki numarayı arayıp kebapçıdan siparişler verdi. Siparişlerin gelmesini beklerken Nazmi’ye, “Aşkım, seninkinin inik hali bile çok büyük! O kadar kocaman şeyi nasıl aldım inanamıyorum… Peki, sen benimkini nasıl buldun?” diye sordum. Nazmi kahkahayla,

-“Kadın milleti işte, önce almaya korkarlar, sonra da tekrar tekrar isterler. Seninkine gelince, gerçekten çok güzel amın var. Üstelik senin düşündüğün gibi geniş de değil. Bence oldukça dar!” dediğinde, bu çok hoşuma gitti. Demek ki amımı beğenmişti…

Bu ilk sikiş bana yetmişti, ama sanırım bu bugün son olmayacaktı. İlk sikilmem gerçekten mükemmel geçmişti. Komşuların dediği gibi, ben de artık tam bir orospu olmuştum. Ve eminim ki, komşularımın içinde en büyük yarrağı ben yemiştim. Benim için, hiç bir şeyden haberi olmayan biri olarak söz eden komşularım, bu yaptığımı duysalar acaba ne derlerdi?

Nazmi salona geçmiş, çok geniş bir koltukta sırtüstü çırılçıplak yatıyordu. Ben halen mutfakta dolapları karıştırıyordum, belki bisküvi falan bulurum diye. Nazmi seslendi,

-“Gel aşkım, yanıma gel. Birazdan kebaplar gelir!” dedi. Sesi hem yumuşak hem de içimi okşuyordu. Kıvırta kıvırta yanına gidip sokuldum. Memelerimi vücuduna yapıştırdım. Bir bacağımı bacaklarının arasına soktum. Bacağı bacaklarımın arasında olduğu için kılların sürtünmesi hoşuma gidiyordu. Sonra başımı göğsüne yasladım ve

-“Aşkım, amımı gerçekten beğendin mi? Sence amım nasıl? Gerçekten zevk aldın mı amımdan?” diye sordum. Nazmi tebessüm ederek,

-“İnan bana, her erkeğe zevk verecek bir amın var aşkım. Üstelik zevk vermesini ve zevk almasını biliyorsun. Anlattığına bakılırsa kocanın siki parmak kalınlığında bir şeymiş, öyle olunca da amının geniş olduğunu sanıyorsun. Bana göre çok dar amın var. Üstüne üstlük hem sulu hem de çok sıcak!” dediğinde, sevinçle dudaklarından öptüm.

O güne kadar kocamla bile konuşmadığım şeyleri Nazmi ile konuşurken oldukça rahattım. Sonra aklıma bir soru daha takılmıştı,

“Aşkım, bir şeyi daha öğrenmek istiyorum…” dedim. “Her kadın senin gibi biriyle evlenmek ister. Neden evlenmedin? Bir de, etrafta bu kadar güzel ve genç kızlar varken neden benimle ilgilendin?” dedim. Nazmi,

“Evlenmedim, çünkü evlenmek beni korkutuyor. Evlenince eşimi aldatmaktan çekiniyorum. Yani ben tek kadınla yapamam. Diğer konuya gelince, benim evli kadınlara karşı zaafım var. Üstelik senin gibi korkan ve çekinenlere, hele kapalılara dayanamıyorum. Kapalı kadınların bir çoğu cinsel yönden tatminsizlik çekiyor. Onları ayarlama işi daha sorunsuz ve daha da kolay oluyor!” dedi.

-“Pekiii, kocaları duyar diye hiç korkmuyor musun?” dedim.

-“Evli ve özellikle türbanlı kadınlar daha kurnaz oluyor. Dışarda kapalı ve örtülü oldukları için kocaları kendilerini aldatmayacağını sanıyorlar. Ama onlar şeytana papucu ters giydiriyorlar!” dedi. “Yanlış anlama, bu sadece bir genelleme!” dedi. Dudaklarımdan öperek, “Sen harika birisin, bunun seninle alakası yok!” dedi.

Ne demek istediğini anlamıştım, ama bunun önemi yoktu. Çünkü ben de isteyerek onun koynuna girmiştim. Doğrusunu isterseniz adam bir kadına nasıl davranacağını ve sikmesini çok iyi biliyordu. Üstelik kocaman yarrağınının yanısıra fiziksel olarak da çok güçlüydü. Anlattıklarına bakılırsa benim gibi evli bir çok kadın sikmişti. Bu beni pek de ilgilendirmiyordu. Önemli olan şu an benimle olmasıydı.

Bütün bunları konuşmak amımın sulanmasına neden olmuştu. Ayrıca o anlatırken, ben yarrağıyla oynuyordum. Onun da hoşuna gitmiş olacak ki, yarağı avucumda iyice sertleşmişti… Başımı göğsünden aşağıya doğru kaydırdım. Yarağının kocaman mantar gibi kafası gözlerimin içine bakıyordu.

Küçük küçük öpmeye, ardından dilimle etrafını yalamaya başladım. Sonra kafasının yarısını dudaklarımın arasına aldım. Öyle sıcak ve yumuşaktı ki, bunu kelimelerle anlatamam. Elimle gövdesini sıvazlarken, kocaman kafasını da ağzıma almış somuruyordum. Bu hareketim Nazmi’nin çok hoşuna gidiyordu, gözlerini kapamış, ne dediğini anlamadığım bir şeyler mırıldanıyordu. Nazmi koltuktan doğrularak,

-“Beraber yapalım!” dedi ve sırtüstü olduğu halde benim başım onun bacaklarına doğru, onun başı benim bacaklarıma doğru olacak şekilde vücudumu çevirdi. 69 olmuştuk. “Ohhhh!” diye mırıldanıp amımı yalamaya başlamıştı bile. Şişmiş olan klitorisimi dudaklarının arasına sıkıştırıp ezerken, zaman zaman da diliyle yalıyordu.

Onun bu yaptığı beni daha da azdırırken, ben de onun yarrağını hızla ağzıma sokup sokup çıkarıyordum. Her an boşalabilirdim. Nazmi bunu anlamış olacak ki, geri çekilerek domalmamı söyledi…

Bir an irkildim. Kocam ne zaman domal dediyse götümden sikmişti. İtiraz bile etmedim, dediğini yapıp domaldım. Avucuna tükürüp önce yarrağın ucuna, sonrada amımın ağız kısmına sürdüğünde rahatlamıştım. Yarrağının kafasını amımın dudakların arasına birkaç kez sürttükten sonra, amımın deliğine ayarladı. Belimden tutup kendine doğru çektiğinde yavaş yavaş içime doğru girmeye başladı.

Zorlanmaya başlamıştım ki, elimde olmadan böğürdüm. Dibine kadar soktuğunda ise amımdaki boşluk tamamen dolmuştu. Amımın dudakları gerilmiş, yarrağını sımsıkı sarmıştı. Zorlanmama rağmen içimin kayganlığı beni rahatlatıyordu. Biraz bekledikten sonra yarağını ileri geri hareket ettirmeye başladı. İleri sokunca, “Ahhh!”, geri çekince de, “Ohhhh!” diye bağırıyordum. İnanın dayanılır gibi değildi, ama büyük zevk alıyordum… Az sonra öyle hızlanmıştı ki,

-“Ahhhh! Ohhhh! Çok güzeeel! Harikasın aşkımmm! Ahhh yavaşşşşş! Sert vurma aşkım, karnımı deleceksin!” diye inliyordum. O anda kocam bile gelse umrumda değildi, beni bu sikişten kimse alıkoyamazdı. Nazmi de hırlamaya ve argo argo konuşmaya başlamıştı.

-“Demek kocanın siki küçük haaa! Al bakalım orospu büyük yarrağı! Seni öyle sikeceğim ki, amın yarrağa doyacak, parçalayacam amını!” demesi beni biraz endişelendirmişti, fakat argo sözleri beni daha da tahrik ediyordu. Ben de ona uydum ve

-“Kocamın sikemediği amımı parçala, darmadağın et! Sik beni, doyur amımı, doyuuurrr! Ahhh! Ohhhh! Haarikaaa!” diye bağırıyordum.

Yaklaşık on dakikadır bu şekilde sikişmeye devam ediyorduk. Nazmi’nin boşalmaya, benim de bu pozisyondan ayrılmaya niyetim yoktu. Adam gibi sikilmek dedikleri bu olmalıydı. Bu yaşadıklarımı bir gün önce hayal bile edemezdim. Gerçek sikilmek böyle bir şeymiş…

Nazmi kadar ben de terden su olmuştum. Bir ara yarrağını amımdan çıkardığında amımdan havayla karışık bir ses geldi. Sanki çocuk doğurmuştum. Bacaklarımın arası rahatlamış gibiydi. Beni koltuğun kenarına yatırıp, bacaklarımı omuzuna aldı ve tekrar amıma soktu, belimden tutup sikmeye başladı.

Sikerken gözlerinin içine bakıyordum. Amım öyle sulanmıştı ki, sikme sesleri odada yankılanıyordu. Ahlar ohlar arasında inlerken birden beynim uyuşmaya, vücudum titremeye, kasıklarım sıkışmaya başladı. Büyük bir zevk kasırgası bedenimi sarıyordu. Nefesim kesilmeye, nabzım hızlı hızlı atmaya başlamıştı.

“Hızlı! Daha hızlııı! Devam et! Devam et lütfen! Ahhh! Ohhh!” bu kelimeleri sayısızca tekrarlamıştım. Üçüncü kez boşalıyordum. Bu benim için bir rekordu. Ve çok büyük zevk almıştım…

Ben boşalırken, Nazmi daha da hızlanmış, yarrağı amımı yırtacak gibiydi. Sürtünmeden amımın ağız kısmı yanıyordu. Nazmi’nin ise boşalmaya niyeti yoktu. Boşalmamın üzerinden bir kaç dakika geçmişti ki, amımın içi sanki kurumaya başlamıştı. Böyle olunca da acımaya başladı.

-“Aşkım! Boşal artık acımaya başladı!” dedim. Nazmi beni duymuyordu bile. O sikti ben bağırdım. O sikti ben bağırdım. Bir ara amımın yırtıldığını düşünmeye başlamıştım. Öylesine acıyordu ki ağlamaya başladım.

-“Lütfen Nazmiiii, çok acıyooorr! Lüütfeennn!” diye yalvarırken, boşalmasını ve içimden çıkmasını istiyordum. Nitekim benim boşalmamdan tam 20 dakika sonra böğürerek boşalmaya başladı. Hem sikiyor hem boşalıyordu.

Kuruyan amıma dölleri bile ilaç olmamıştı, aksine sıcak dölleri hırpalanan yerlerimi yakıyordu. Sonra yavaşladı ve içimden çıktı. Koltuğa bıraktı beni. Ağladığımı görünce,

-“Özür dilerim aşkım, bir daha olmayacak!” dedi. Başımı koynuna getirerek teselli etmeye çalışırken, kapı zili çalmasıyla toparlandık. Kebapçı gelmişti. Nazmi üzerine bir şeyler giyindikten sonra kapıyı yarım açıp, çocuğa para verip, “Üstü kalsın!” diyerek siparişleri aldı, kapıyı kilitledi tekrar. Yanıma gelip,

-“Kalk aşkım, duş al da soğumadan yiyelim!” dedi. Hiç konuşmadan dediğini yapıp duş aldım çıktım. Sonra kendisi de duş aldı geldi. Üzgün olduğumu görünce, “Özür diledim ya aşkım. Kendimi tutamadım işte…” diye teselli ederken, ben siparişleri hazırlamak için mutfağa gittim. Doğrusunu isterseniz öyle acıkmıştım ki, o anda amımın acısını bile unutmuştum. Amım öyle tahriş olmuştu ki, birkaç gün kolay kolay sikiş yapamazdım herhalde.

Kebaplarımızı yerken hiç konuşmamıştık. Öyle acıkmıştım ki, büyük lokmalarla karnımı doyurmaya çalışıyordum. Büyük bir kutu ayranla birlikte kebabı 5 dakika içinde bitirmiştim. Karnımın doyması beni mutlu etmişti ve amımdaki sızlamalar biraz dinmiş gibiydi. Başımı bacaklarımın arasına eğerek amıma baktım, korkunç hali vardı. Amımın ağız kısmı morarmış ve sanki şişmişti. Perişan haldeydi. Daha önce pembe olan deliğim morarmış haldeydi.

“Aşkım şunun haline bak! Mahvettin amımı!” diye sitem ettiğimde, özür dileyerek beni teselli etmeye çalıştı. Ona kızmaya hakkım yoktu, onun o kocaman yarrağını ben istemiştim. Zaman o kadar hızlı akıyordu ki, saat 13:00 olmuştu. Nazmi,

-“Aşkım, istersen biraz uzanıp dinlenelim, ikimizin de buna ihtiyacı var.” dedi. Sonra kollarını belime ve bacaklarıma sararak kucağına aldı, beni yatak odasına taşıyıp, yatağa bıraktı. Bu hareketi çok hoşuma gitti. Böyle bir taşımayı kocamdan görmemiştim. Göğsüne yaslanarak dinlenmeye çekildik. Yaklaşık bir saat uyumuşum. Uyandığımda Nazmi halen uyuyordu. Onu da uyandırdım,

“Kalk aşkım, saat ikiye geliyor. Çıkmalıyım!” dedim. Nazmi ise,

-“Günaydın aşkım, iyi dinlenebildin mi?” dedi. Evet anlamında başımı salladım. Sırtüstü döndüğünde göbeğine vuran yarrağı (şlap) diye ses çıkardı… Yarrağı kalkmış, heykel gibi duruyordu. Hayretle,

-“Aşkım onun hali ne öyle?” demişim.

-“Ne olacak aşkım, seni istiyor!” dedi.

-“İnanmıyorum sana yaa… Yine mi? Üstelik sen de biliyorsun ki, amımın içi tahriş olmuş durumda, acısına dayanamam!” dedim.

-“Bak aşkım, çorbayı içtik, ana yemeği de yedik, şimdi de tatlı yeme zamanı!” dedi.

-“Tatlı derken ne demek istiyorsun, anlamadım?” dedim. Ne demek istediğini gerçekten de anlamamıştım. Bana sarılarak,

-“Yerim ben seni yavrummm! Tatlının ne olduğunu öğreteceğim sana!” dedi. Yavaş yavaş öpmeye ve okşamaya başlamıştı…

Bacaklarımın arasındaki sızı hala geçmemişti. Canım sikişmek istiyordu, ama amımın içi tahriş olduğundan canım yanabilirdi. Dudaklarımız birleşmiş öpüşürken, bir eliyle göğüslerimi, diğer eliyle de kalçalarımı okşuyordu. Nazmi oldukça istekli olmasına rağmen ben tedirgindim. Kucağında olduğum halde uzun müddet öpüştük, koklaştık. Sonra beni yüzü koyun yatırarak, önce boynumu, sonra sırtımı, daha sonra da kalçalarıma kadar indi.

Güçlü elleriyle kalçalarımı sıkıp eziyor, sonra da gerip yalıyordu. Dolgun kalçalarımın arasındaki koyu kahverengi deliğim kaygan dil darbeleriyle kasılıyordu. Aman Tanrım, gerçekten çok hoş bir durumdu. Daha önce böylesini ne duymuş, ne de işitmiştim. Nazmi, resmen götümün deliğini yalıyordu.

Diliyle götümü becerirken, tarifi imkansız bir zevk alıyordum. İnlemeye başlamış, mırıldanıyordum. Bu sırada tahriş olmuş amım, iyice sulanmıştı. Nazmi’nin tatlısı bu olmalıydı. Yani, tatlı dediği şey, belli ki beni götten sikmesi olacaktı. Kocamın sikmekten zevk aldığı götümü, sanırım Nazmi de sikecekti.

Elleriyle kalçalarımı iyice germiş, yalıyordu. Yumuşak kalçalarımı hamur gibi yoğuruyordu. En az on dakikadır beni delirtmeye devam ediyordu. Üzerimden çekilerek, kalkmış yarrağını ağzıma verdi. Yalamalarının verdiği arzuyla, istekli bir şekilde onun yarağını, yalıyor emiyor ve de sıvazlıyordum. Yarrak tam kıvama gelmişti ki,

-“Aşkım, şimdi tatlı yeme zamanı! Hazır mısın?” dedi.

-“Neye hazır mıyım canım?” dediğimde,

-“Götten sikmek istiyorum seni Gül!” dedi. Biraz heyecan, biraz endişe, biraz da korkuyla tedirgin olmuştum.

-“Ama been… Şeyy yani… Seninki çok kalın!” diyebilmiştim.

-“Merak etme aşkım, kayganlaştırıcı krem var. İnan bana, çok kolay olacak!” dedi.

-“Aşkım yaa… Arkamdan sikmesen olmaz mı?” dedim.

-“Gülüm, korkuyor musun yoksa? Hem bilmen gerekirdi, erkekler götten sikmeyi çok sever! Bak gör, zamanla sen de isteyeceksin!” dedi.

İster miyim bilemem ama, kocam götüme soktuğu gibi boşaldığından, bu tür ilişki hoşuma gitmiyordu. Üstelik Nazmi’nin kolay kolay boşalacağını düşünmüyordum.

-“Domal aşkım, biraz krem süreyim, senin için de iyi olur!” dediğinde, ben de dörtayak olup dediğini yaptım. Parmaklarına sürdüğü kremi götümün deliğine yediriyordu. Gerçekten de krem çok kaygandı ve bolca sürmüştü. Yarrağına da bolca sürdükten sonra, bacaklarımı açtı, belimi aşağı bastırıp kalçalarımı da geriye çıkardı. Beklenen o an gelmişti. İyice sertleşmiş yarrağı, sağ eliyle tutarak götümün deliğine ayarladı. Sağa sola kayan yarrak bir türlü girmiyordu. Biraz da benden kaynaklanıyordu, çekindiğim için kendimi sıkıyor ve kasıyordum.

-“Rahat bırak kendini aşkım, gevşemeye bak!” diyordu.

Deliğime yaptığı baskılar sonucu gevşeyen delik az da olsa açılmıştı. Nazmi’nin işi daha da kolaylaşmaya başlamıştı. Yarrağını yavaş yavaş ileri geri hareket ettirince iyice gevşemiştim. İstese bir anda sokabilirdi, ama sokmuyordu. Kremin verdiği kayganlık acımasını engelliyordu…

Birden, “Ahhhhhh!” diye bağırdım. O an yarrağının kafası deliğe girmişti. Arkamda dayanılmaz bir gerilme vardı. Yarrağını öyle sıkıştırmıştım ki, sanki boğacaktım. Birkaç saniye bekledikten sonra kaçmamı engellercesine belimden tutmuş, yavaş yavaş ve de alıştıra alıştıra, ileri geri hareket ederek, santim santim sokuyordu. Yarrak içeri doğru girmeye başlamıştı. Zorlanıyordum, ama sesimi de çıkarmıyordum. Gövdesinin yarısı içimdeydi artık,

-“Aahhh! Aahhh! Yavaş lütfeeenn!” diye, acıyla karışık inliyordum.

Dakikalardır devam ediyordu. Devam eden bu durum karşısında daha rahat hareket etmeye başlamıştı. Nihayet sonuna kadar sokmuş ve gidip gelmeye başlamıştı. Artık resmen götümden sikiliyordum…

Bir ara götümden tamamen çıktığında, büzüğümü sıkamadığımı farkettim, kim bilir ne durumdaydı. Arkamda açık kalmış kocaman bir delik vardı, göremiyordum ama hissedebiliyordum. Kayganlaştırıcı kremden tekrar götüme sıktığında, rahat bir şekilde içime akmıştı.

Yarrağına da bolca sürdükten sonra, tekrar deliğe ayarladı. Bu sefer az bir bastırmayla girmişti. Kremden olsa gerek zorlanmamıştım. Şimdi çok daha rahat sikiyordu götümü… Saniyeler dakikaları kovaladıkça kovaladı. Kocaman yarrak içimde bir kayboluyor, bir çıkıyordu. Belimden tutmuş, hızla kendine çekiyordu. Her sokuşta süt beyaz kalçalarım sarsılıyordu.

Daha önce kocamın yaptıklarını düşündükçe neden götten zevk almadığımı şimdi daha iyi anlıyordum. Nazmi yaklaşık 15 dakkadır sikiyordu götümü. Oysa kocam, iki üç git gelden sonra hemen boşalıyordu. Nazmi tam bir erkekti. Bana mı öyle geliyordu bilmiyordum, ama kocamı aldattığıma değmişti. Götten sikilirken bile zevk aldırıyordu. Bir ara Nazmi,

-“Götten siktiğim için kızıyor musun bana aşkım?” diye sorduğunda,

-“Ohhhh Nazmiii! İnanamıyorum yaa, götten zevk alabileceğimi rüyamda yaşasam inanmazdım. Ben seninle kadınlığımı yaşıyorum. Beni bu zevklerden mahrum bırakma yeter!” diyebildim.

Gerçekten de zevkten inlemeye başlamıştım. Götten sikilirken, amımın dere tepe taştığını hissediyordum. Amım tahriş olmasına rağmen bir elim ordaydı. Nazmi götümü sikerken, ben klitorisimi okşuyordum. Yirmi dakikadır götümü sikiyordu, boşalmaya da niyeti yoktu. Durum öyle bir hal almıştı ki, yarrağının tamamı amcığıma girmezken, şimdi tamamı götüme giriyordu. Ahlar ohlar arasında sert sert sokuyordu. Odanın içi, ‘şak şuk, şak şuk’ sesleriyle yankılanıyordu. Öyle abanıyordu ki, taşaklarını da götüme sokmaya çalışır gibiydi.

Sonra beni sırtüstü yatırıp sikmeye başladı. Sırtüstü olduğum halde götten sikerken, göğüslerimi emip, daha sonra da dudaklarıma yapışmıştı. Bu pozisyonda götümü sikerken, vücudunun amıma sürtünmesiyle kasılmaya başladım. Tanrım! Müthiş zevk alıyordum. Büzüğüm dolu olduğu için kasılırken sıkamıyordum. Zevkten inliyor, böğürüyordum ve orgazm oluyordum. Bu boşalmayı 4. kez yaşıyordum ve rekor üstüne rekor kırıyordum.

Nazmi halen bitmemişti, yeniden pozisyon değiştirdik. Bu sefer o sırtüstü yatmış, ben de kocaman yarrağı kendi ellerimle götüme sokup üzerine oturmuştum. Ata biner gibi üzerine oturup kalktım. Birkaç dakika böyle devam ettik, sonra beni sağ omuzumun üzerine yatırıp, yandan sikmeye başladı götümü…

Finalde, bacaklarımı omuzuna alıp götüme soktu, tüm ağırlığıyla yüklenerek. Birkaç dakika boyunca, deliler gibi bağırıp çağırarak, küfürler ederek götümü parçalarcasına sikerken, aniden böğürmeye başladı. Ben paramparça olmuş haldeydim ve Nazmi ise götümün en derinlerine boşalırken çıldırmış gibiydi. O sırada bağırtılarım dairenin içinde yankılanıyordu. Saniyelerce boşaldı, boşaldı, boşaldı… Sonra da yana düşerek yatağa uzandı.

İçimden bir şeylerin koptuğunu hissettim. Koşarak tuvalete gittim, klozete oturdum. İçimdeki döller tamamen çıkmıştı. Tahret alırken büzüğümün hali beni oldukça korkutmuştu. Ağız kısmı öylesine açılmıştı ki, kolumu soksam girebilirdi. Zaten Nazmi’nin yarrağı kolumdan kalın sayılırdı.

Saat epey ilerlemişti, eve gitmem gerekiyordu. Banyoya geçip duşumu aldıktan sonra üzerimi giyindim. Nazmi salondaki koltuktaydı, dal taşak oturuyordu. Yanına oturup, dudaklarından öperek,

-“Aşkım ben gidiyorum!” dedim.

-“Görüşürüz aşkım!” dedi. “Benim kalıp ortalığı toparlamam lazım. Sana bir taksi çağırsam kızmazsın değil mi bebeğim?” diyerek öptü beni…

-”Şey… Sen telefon edince aceleyle çıktım evden… Ne çantam, ne param var yanımda aşkım…”

Yerimden kalkamıyordum, gerçekten çok yorulmuştum. Nazmi durumumu görüyordu. Telefonla taksi çağırdı ve taksiye vermem için bana 100 lira verip kapıdan uğurladı. İnanılmaz zevklerin yanında 100 lira da para almıştım. Parayı aldığım için değişik bir duyguya kapılmıştım ve kendimi orospu gibi hissettim. Çünkü o kadınlar hem sikişiyor, hem de para kazanıyorlardı. O anda benim de o orospulardan bir farkım yoktu. Yüz liraya kocamı aldatmıştım. Hem de ne aldatma!

Evin bir alt sokağında taksiden indim. Doğru dürüst yürüyemiyordum. Bacaklarım birbirine dolanıyordu. Yürürken kalçalarımı kontrol edemiyordum. Komşular anlayacak diye ödüm kopuyordu. Sorun yaşamadan kendimi eve attım. Yarım saat sonra yatakta ölü gibi yatıyordum. Kocama da geldikten sonra bir hafta boyunca yanaşmadım. Çünkü götümün deliği öylesine gevşemişti ki, sikildiğimi anlamamasına imkan yoktu.

O gün Nazmi’yle yaşadıklarım sadece bir başlangıç oldu ve beni aklımın ucundan geçmeyen çeşitli maceralara sürükledi…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ÇOK ZEVKLİYDİ

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal Plug

ÇOK ZEVKLİYDİ
Merhabalar, benim için sekste bazı şeylerin değiştiği ve unutamadığım bir anımı anlatmak istiyorum. 180 boyunda kumral kendimce yakışıklı fit biriyim. İş gereği sık sık belirli şehirlere seyahat ederim. Anlatacağım olay yine bir iş gezisinde konakladığım otelde yaşandı. O gün iş çıkışı otele gittiğimde masaj için spa ya gittim ve daha ilk görüşte Arzu isminde bana göre baya seksi kumral 170 boylarında tahminen 30 32 yaşlarında 50 55 kilo civarı mavi gözlü hatunu gözüme kestirip odaya geçtim. Duş faslından sonra belimde havlu ile yüzüstü masaya uzanıp beklerken kapı açıldı ve üzerinde askılı body altında muhteşem kalçalarını saran beyaz bir tayt ile arzu geldi, selamlaşma faslını yaparken yavaşça tütsüleri yakıyor ortamı hazırlıyordu. Masaj yapmaya başladığında yumuşacık ellerini boynumda sırtımda gezdiriyor bu da beni gevşetmeye başlıyordu. Arzu işini yaparken aklımdan geçenleri tahmin edebiliyor muydu bilmem ama elleri vücudumda gezdikçe iyiden iyiye aletim hareketlenmeye başlamıştı ve buda yüzüstü yatarken beni rahatsız edecek kadar olmuştu. arzunun elleri belimi ovalarken ara ara kalçalarıma kadar kayıyor havluyu her defasında biraz daha açıyordu ki Arzu havluyu bir hamlede çekip üzerimden aldı. Şimdi tamamen çırılçıplak yatıyordum masada. Bacaklarımı ovalamaya başladığında baldırlarıma kadar okşuyor tekrar geri çekiliyordu, bu arada eğildiğinde bacağıma değen memelerini hissediyor dahada azıyordum. arzu her defasında ellerini biraz daha yukarıya kaydırmaya başladığında kasıklarımı okşadığında elinin aletime ve taşşaklarıma dokunması artmış beni de iyiden iyiye heyecanlandırmıştı. baldırlarımı okşuyor kalçalarıma çıkıyordu, yavaş yavaş kalçalarımı okşamaya başladığında huylanmış ama tepki vermemiştim. yağlı elleri yağlı kalçalarımı okşarken taşşaklarımın kenarından yukarıya çıkıp elleriyle yavaş yavaş götümü ayırmaya deliğimin kenarlarına dokunmaya başladı. deliğimin kenarında gezen parmaklarını hissettikçe tüylerim diken diken olmuştu. sikim kemik gibi olmaya çalışıyor üzerine yattığım için tam olarak rahat edemiyordum. hafifçe kalçalarımı kaldırıp sikimi düzelttiğimde
arzu
– hoşuna gidiyormu diye sordu
tam olarak neyi kastettiğini anlamasam da
-evet çok iyisin dedim
bundan sonra arzu kalçalarıma yoğunlaşıp daha çok okşamaya, sıkmaya, ayırmaya başladı ve bu hoşuma gidiyordu nedense, sikim rahatlamış kemik gibi olmuştu ama arzu başka yerlerle ilgileniyordu. parmaklarını deliğimin çevresinde gezdirmeye başladığında deliğim istemsizce kasıldı, arzunun parmağı artık deliğimin üzerinde ve diğer eli taşşağımı okşuyordu. inanılmaz zevk almaya başladım, belimi hafif kırıp kalçalarımı biraz diktim deliğimin üzerinde gezen parmağın deliğimi hafif hafif zorlaması çok ince bir sızı ama anlamsız bir zevkle arzunun elini yakaladım ve parmağını sokması için elini bastırdım götüme. elimi nazikçe çekip
– bana bırak dedi
kendimi bıraktım işini biliyordu, hemde bana götümden zevk verecek kadar. parmağını hafif hafif içime sokmaya başladığında diğer eliyle sikimi tutmaya çalışıyordu, kalçalarımı biraz daha dikip sikimi rahatça tutmasını sağladım. şimdi bir eliyle sikimi sıvazlarken diğer elinin orta parmağı deliğimi parmaklıyordu. çok zevk aldığımı hatırlıyorum hiç bitmesin istiyordum, işaret parmağınıda sokmaya çalıştığında canım biraz yanar gibi oldu ama zevk harikaydı. deliğimin içinden parmağını çıkarıp götümü iki eliyle ayırdığında taşşaklarımdan deliğime kadar sıcak bir nefes ve ıslak dil darbeleri delirtmişti beni. kendimden utanarak götümden aldığım zevkten dolayı inliyordum adeta. dilini hissettmek deliğimin yalanması çıldırtmıştı beni. masada sırtüstü yatmamı istedi ve bacak arama girip patlamak üzere olan yarrağımı dibinden başına kadar yalayıp başını ağzına aldı. bacaklarım açık bacak aramda arzu, gözlerime bakarak yarrağımı emerken diğer eliyle taşşaklarımı okşayarak deliğime indi ve orta parmağıyla götüme tekrar girerek parmaklamaya başladı, hem göt deliğimi parmaklıyor hem yarrağımı emiyor hem o mavi gözleriyle bana bakarak aldığım zevki izliyordu. artık dayanamayacak noktaya geldiğimde başını yarrağıma bastırarak ve titreyerek boşalmaya başladım, öyle boşaldım ki daha önce ve sonrasında bir daha aynısı olmamıştır. arzu nun ağzına her fışkırttığımda deliğimin kasılmasını ve tabi arzunun parmağını hissediyordum, arzu damlasını dökmeden gözlerime bakarak yuttu döllerimi yavaşca üzerime gelip dudağıma küçük bir öpücük kondurup,
-oda numaran kaç
dediğinde bu işin burada bitmeyeceği belli oldu…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 8. Bölüm

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 8. Bölüm

Tatile gitmemize daha birkaç gün vardı. Zarife’yi siktikten birkaç akşam sonra, evini kullandığım arkadaşım Sedat’a uğradım. Sedat muhafazakâr bir adamdı, ama aramızda eskiye dayanan dostluğa güvenerek evini o şekilde kullanmama müsaade ediyordu. Karşılığında ben de ona siktiğim bazı kadınları ayarlıyordum. Yoksa onun kadın sikebileceği yoktu. Sedat’a, “Senin şu alt katta kimler oturuyor?” diye sordum. “Haa, onlar mı? Emin abiyle karısı. Çok iyi insanlardır ikisi de. Çok olmadı taşınalı. Hayırdır, niye sordun?” dedi. “Yok birşey…” dedim. Daha fazla konuşup onun dikkatini çekmek istemiyordum.

Sedat’ın evinden çıkmış merdivenlerden aşağı iniyordum. O sırada binanın giriş kapısında 55-60 yaşlarında bir adam ve kara çarşaflı, sadece gözleri görünen bir kadınla karşılaştım. Adamla birbirimize selam verdik. Kadın adamın arkasında kalmıştı. İlk önce anlamadım, ama sonra onun geçen akşamki kadın olduğunu anladım. Mavi gözlerinden o olduğunu anlamıştım. Kendi kendime (Vay bu ne böyle, geçen akşamki haline bak, bir de şimdikine!) dedim. Üzerinde, ayak bileklerine inen kara çarşafı vardı ve altında ince siyah çoraplı ayakları görünüyordu. Siyah renkli yüksek topuklu bir ayakkabı giymişti. Onlar yukarı çıkarken ben de binadan çıktım. Kadının iki farklı görüntüsü beni çok şaşırtmıştı.

Esra’nın okulu kapanmıştı. Yola çıkmadan önce, karım ve kızları ile birlikte tatil için alışverişe gittik. Esra annesi ve ablası gibi değildi, mayo istedi. Ona güzel bir mayo aldık. Özge de mayo alma taraftarı gibi görünüyor, ama annesinden çekiniyordu. Karıma, “Sana da Esra’nınki gibi bir mayo alayım!” dedim. Ama karım, “Ben giymem öyle şey!” diye tepki gösterince, karıma ve Özge’ye, yarı kapalı birer mayo aldım. Sonra karıma, “Tatilden önce vücudundaki tüyleri aldır istersen!” dedim. Bu sözüm onu incitmiş gibiydi. Karım ve kızlarını bir güzellik merkezine bıraktım. Kredi kartımı karıma verip, “Buradan hesabı ödersin. İşiniz bitince beni arayın!” dedim.

Evlendiğimden beri geçen zamanda, karımla, Özge ve Zarife ile sikişmiştim. Ama aklım, nedendir bilmem geçen akşamki kadında kalmıştı. Karım ve kızları beklerken Sedat’ın evine uğrayayım dedim. Yolda karım aradı ve “Burada çok sıra var. Üçümüzün işinin bitmesi 3-4 saati bulur. İstersen çıkalım?” dedi. Bense, “Gerek yok, bekleyin. Bitince haber verirsin!” dedim. Evin olduğu sokağa geldim. Gündüz vakti sokakta pek kimse yoktu. Merdivenlerden çıkarken kadının kapısının önünden geçtim. İçerde çalışan elektrikli süpürgenin sesini duyuyordum. Kapının önünde onun olduğunu tahmin ettiğim bir çift terlik vardı. Sedat’ın eve girdim. Buraya neden geldiğimi, ne yapmaya çalıştığımı düşündüm bir ara. O kadınla beraber olmak istiyordum. Ama o kadının kalkıp böyle bir şeye onay vereceğini düşünemiyordum…

Zarife’yi aradım. Ona, “Eğer istiyorsan geçen akşamki daireye gel!” dedim. Fakat Zarife, “Şu an müsait değilim!” diyerek telefonu kapadı. Zarife gerçekten zilli çıkmıştı. Evden çıkmaya hazırlanırken Zarife aradı ve “Tarif etsene o evi, ben şimdi kendim çıkartamam.” dedi. Sevinmiştim, evi tarif ettim, “Taksiyle gel, parasını ben veririm!” dedim. On dakikaya kalmadan Zarife gelmişti. Ben de apartmanın önüne indim. Taksiciye parasını verip gönderdim. Zarife üzerinde günlük kıyafeti ile gelmişti. Ona, “Nereden geliyorsun böyle?” diye sorunca, “Evden geliyorum. Kaynanama, kardeşime gidiyorum diye söyledim. Hazırlanıp giyinsem bir şeyler düşünebilirdi yoksa!” dedi. Ona hak vermiştim.

Zarife ile eve girdik. Zarife yine üzerine uzun krem renkli pardesüsünü giymişti. Onu çıkarınca altında çiçekli basma eteği ve koyu mavi, önü düğmeli bluzu ile kaldı. Başını büyük bir türbanla bağlamıştı. Ayağında da kalın siyah çorapları vardı. Onu salondaki kanepeye oturtarak dudaklarından ve yanaklarından öpmeye başladım. Bir taraftan da elimi memelerine atmış, bluzunun üzerinden okşuyordum. Elimi bluzunun içine soktum, sutyen takmamış, içine atlet giymişti. “Evin içinde sutyen takmayı sevmiyorum, sen arayınca aceleyle çıktım, onun için sutyen takmadım!” dedi. “Önemi yok, böyle daha güzel!” dedim. Atletin altına elimi atıp koca memelerini yoğurmaya başladım, meme uçlarını sıkıyordum. Zarife hafif hafif inlemeye başlamıştı. Alttan elimi eteğinin altına soktum bu kez, kalın çorapları dizlerinin üzerine kadar geliyordu. İçine aynı karım gibi paçalı bir külot giymişti. Külotunu aşağı sıyırıp elimi amına attım. Amı biraz sulanmıştı. Koltukta rahat edemiyordum, “Hadi gel, yatak odasına gidelim!” dedim. Yatak odasına girince perdeleri çektim. Soyundum ve çıplak kaldım, Zarife gözlerini yarağıma dikti yine. Soyunmaya başlamıştı, ama ona, “Sen böyle kal, soyunma!” dedim.

Ona yatağın kenarına oturmasını söyledim. Oturunca yanına yanaştım, ben birşey demeden yarağımı eline aldı ve sıvazlamaya başladı. Bir çocuğun oyuncağı ile oynaması gibi yarağımla oynuyordu. Yarağım yavaş yavaş kalkmaya başlamıştı. Bu kez yarağımı ağzına aldı. Geçen seferkinden daha iyi yalıyordu bu defa. Yarağımı yalarken yüzünün aldığı ifade çok tuhaftı. Aç bir hayvanın yemeğine saldırmasına benziyordu. Yarağımı emiyor, taşaklarımı sıkıyordu. Hatta bir ara taşaklarımı o kadar sıkmıştı ki, “Ne yapıyorsun?” diye bağırdım. Zarife’nin yaptığından haberi yoktu, o farkında değildi. Bağırdığımı duyunca kendini geri çekti. Tekrar başını tutup yarağıma yanaştırdım. Yine aynı şekilde yalamaya başladı. Bu sefer ellerini kalçalarıma koymuştu. Yarağımı biberon gibi emiyordu. Müthiş bir keyif alıyordum. Böyle giderse ağzına patlayacaktım, başını geri itip, “Tamam, bu kadar yeterli!” dedim.

Onu ayağa kaldırıp yatağın kenarına ellerini koyarak domalmasını söyledim. Zarife çok heyecanlıydı, dediklerimi itiraz etmeden yapıyordu. Dediğim gibi yapınca arkasına yanaşıp eteğini beline sıyırdım. Paçalı külotunu ayaklarından sıyırarak çıkarttım. Bembeyaz ve tombul göt yanaklarını okşamaya, yoğurmaya başladım. Göt deliği sikilmeyi bekler halde açıktı yine. Diz çökerek dudaklarımla amına yumuldum. Zarife’nin amından ve götünden müthiş bir ter, idrar, osuruk kokusu geliyordu. Ancak temizlenmek, banyo yapmak için vaktimiz yoktu. Kokuyu hissetmemeye çalışarak amını emmeye başladım. Zarife derin bir “Ohhhh!” çekti, ellerini saçlarımda gezdirmeye başladı. Başparmağımı göt deliğine soktum, ağzım ve dilimle de amını yalıyordum. Zarife aldığı zevkle yüksek sesle inliyordu. Am dudaklarını emiyor ve ısırıyor, dilimi amının içlerine sokuyordum. Bir süre böyle devam ettim. Sonra biraz doğrularak amını yalamayı bıraktım.

Göt deliğindeki başparmağımı da çıkardım. Göt yanaklarını şiddetle yoğurup, sıkıyordum. Sonra götüne birkaç sert şaplak attım. Zarife “Ahh!” diye yerinde zıpladı. Götünü yoğurdukça, “Uff, uhh, ımm!” diye inlemeye devam ediyordu. Sağ elimin orta parmağını göt deliğine soktum ve parmağımı içinde çevirmeye başladım. Ardından işaret parmağımı da soktum. Yavaş yavaş götünün deliği daha fazla açılmaya başlamıştı. İki parmağımı götünün içine hızlı hızlı sokup çıkarırken, Zarife daha çok inlemeye başladı. Yavaş yavaş yüzük parmağımı da sokmaya başladım. Zarife’nin götü iyice açılır olmuştu. Üç parmağımla içine rahatlıkla girip çıkabiliyordum.

Sağ elimin üç parmağımı götünde çalışırken, sol elimin parmaklarını da amına soktum. Şimdi hem amında hem de götünde parmaklarım çalışıyordu. Zarife kurbanlık hayvan gibi böğürüyordu. Göt deliği, içine giren parmaklarımla bir açılıp bir kapanırken, amına giren parmaklarım vıcık vıcık olmuştu. Zarife’yi aynı anda hem amından hem götünden sikmek istiyordum. Amının ve götünün içindeki parmaklarımı çıkarıp ayağa kalktım. Banyoya geçerek ellerimi iyice yıkadım. Geçen sefer olduğu gibi tekrar buzdolabını açarak istediğim gibi bir şeyler aradım. Alt çekmecede birkaç salatalık vardı. En büyüğünü alıp güzelce yıkadım. Yatak odasına döndüğüm zaman Zarife soyunmuş ve yatağa uzanmıştı, “Giyinikken rahat edemiyorum!” dedi. Koca memelerini görünce sikim kalktı. Zarife bakımsız bir kadındı. Kocası evde olmadığı için kendine bakmıyordu. Vücudundaki tüyleri, kılları bu nedenle almıyordu.

Elimdeki salatalığa bakarak, “Onu ne yapacaksın, acıktın mı?” dedi. “Birazdan anlarsın!” dedim. Yanına uzanarak memelerini öpmeye, emmeye başladım. Ellerim de boş durmuyor, kalçalarında, vücudunda geziyordu. O sırada salatalığı alıp yavaş yavaş amına sokmaya başlayınca, “Ayy ne yapıyorsun?” dedi. “Kendini bana bırak, rahat ol!” dedim. Salatalık amına kolayca girmişti, içine hızlı hızlı sokup çıkartmaya başladım. Zarife derin derin inlemeye başlamıştı yine. Salatalığı tutan elimi tuttu, bir süre sonra ise ben bırakınca kendi kendine salatalığı amına sokup çıkartmaya başlamıştı. Gözleri kapalı baygın gibi yarı inler yarı sayıklar haldeydi. Memelerini ısırdıkça daha da zevk alıyordu. En sonunda kendinden geçer gibi oldu. Boşalmıştı.

Elinden tuttum, salatalığı amından çıkarttım. “Köpek gibi domal!” deyince, Zarife geçen akşam olduğu gibi dirseklerini yatağa dayayarak domaldı. Göt deliğini elimle iyice ayırarak salatalığı sokmaya başladım. Zarife, “Ahhh, ahhh!” diye inliyordu. Salatalık neredeyse sonuna kadar götüne giriyordu. Sokup çıkardıkça Zarife’nin inlemeleri sıklaştı. Daha çok hızlandım. Diğer elimi de alttan amına attım. Amı su içindeydi. Amının içine parmaklarımı sokmaya başladım. Derken başparmağım hariç, dört parmağım amında gidip gelmeye başlamıştı. Bu arada salatalığı da aynı şekilde götüne sokup çıkartmaya devam ediyordum. Amının içindeki parmaklarım götünde çalışan salatalığı hissediyordu. Amı ile götünün arasındaki ince duvardan salatalığı hissediyordum. Zarife başı yatağa gömülmüş, garip garip sesler çıkartıyordu bu ara. Hırıltılar, inlemeler birbirine karışıyordu. Alttan elini amına atmış kendisi de amını ovalıyordu. Eli elime değiyordu.

Artık içine yarağımı sokmak istiyordum. Zarife iyice kıvama gelmişti. Parmaklarımı amından ve salatalığı götünden çıkarttım. Yanına sırt üstü uzandım. Zarife yarı baygın gibiydi. Hafifçe doğrulunca, ona, “Şimdi sen benim üzerime çıkıp yarağıma oturacaksın. Ben alttan amına sokacağım!” dedim. Nasıl yapacağını tam bilemiyordu. İyice tarif ettim. Yarağımı iki eliyle iyice sıvazlayarak kaldırdı yeniden. İşer pozisyonda yavaş yavaş yarağımı amına hizalayarak oturmaya başladı. Sonunda yarağım amına girmişti. “Bana doğru eğil, bacaklarını az geriye at, dizlerinin üzerinde çömel!” dedim. Dediklerimi aynen yaptı, belinden tutarak kendime çektim onu. Götünü de biraz kaldırmasını istedim. Tam istediğim gibi olmuştu, yavaş yavaş alttan amına pompalamaya başladım. Götü havada kaldığı için her seferinde alttan belimi kaldırıp indirerek daha büyük bir güçle amına sokup çıkartmaya başladım. Zarife’nin koca memeleri yüzüme değiyordu, o ise kendini tamamen bana teslim etmiş vaziyette inliyordu sürekli. Göt yanaklarını tokatlamaya başlamıştım, çıkan sesler odayı çınlatıyordu. Yatak da geçen seferki gibi sallanmaya ve gıcırdamaya başlamıştı. Bu pozisyonda bir süre daha devam ettim, ancak Zarife’nin ağırlığı istediğim gibi hareket etmeme engel oluyordu. Ona üzerimden kalkmasını söyledim. Ben de kalktım.

Yatakta sırt üstü uzandırdım onu. Belinin altına yastık koydum. Bacaklarını iyice ayırarak havaya diktim. Amı yukarda kalmış, göt deliği de yarağımla aynı hizaya gelmişti. “Ayaklarını sıkı tut!” dedim. Alttan beliren göt deliğine yavaş yavaş girmeye başladım. Deliği yarağımı kolayca içine alıyordu. Zarife ayaklarından tutmaya devam ederken, ben de beyaz ve tombul kalçalarına bastırarak götüne daha hızlı girip çıkmaya başladım. Zarife feci inliyordu şimdi. Kenarda duran salatalığı aldım. Yarağımı götünden çıkardım ve salatalığı yavaş yavaş amına soktum. Zarife tekrar derin bir, “Ohhh!” çekti. Salatalık halen amındayken, yarağımı da götüne sokmaya başladım. Sol elimle kalçasından tutmuş destek alırken, yarağım piston gibi götüne girip çıkıyor, salatalığı da diğer elimle amına sokup çıkarıyordum. Zarife aynı anda iki yarak yiyordu şimdi. Büyük bir zevk aldığı belliydi, inlemeleri odayı doldurmuştu. Bana, “Çok yoruldum böyle, ayaklarımı sen tut!” deyince, ayak bileklerinden sıkıca kavradım. Bacaklarını iyice ayırarak götüne daha kolayca girmeye başladım.

Bu sırada Zarife amının içindeki salatalığı tutmuş ve kendisi salatalığı amına sokup çıkartmaya başlamıştı. Göt deliği oldukça genişlemiş olduğundan içine kolayca girip çıkabiliyordum. Bu nedenle gittikçe hızlanmaya başladım. Büyük bir zevk alıyordum. Yatak şiddetle sallanırken Zarife’de kendini kaybetmiş halde, “Ahh, ımm, ohhh!” diye diye salatalığı amına sokuyordu. Götünün içindeki yarağım salatalığı hissediyordu. Aldığım zevki tarif edemezdim. Bir süre sonra götüne boşaldım. Yarağımı çıkarınca döllerim yatağa akmaya başladı. Hafif bir osuruk sesi geldi götünden yine. Bacaklarını tutmayı bıraktım ve yanına uzandım. Zarife de salatalığı amından çıkarmış, elinde tutuyordu. “Bırak onu!” deyince, yere attı.

Birbirimize sarıldık. O halde biraz uyur gibi uzandık. Telefonumun sesi gözlerimi açtım. Karım arıyordu. Zarife bu ara müthiş bir korkuya kapıldı. Ona sessiz olmasını söyledim. Telefonu açınca, karım, “Bizim işimiz bitmek üzrer, yarım saate bizi alırsın!” dedi. “Tamam!” diyerek telefonu kapadım.

Zarife korkmuştu. “Merak etme, korkmana gerek yok!” dedim. Zarife kısa sürede üzerini giyinmişti. Bense ağırdan alıyordum. Çişim gelmişti, tuvalete gidip işedim geldim. Zarife salonda oturuyor, “Hadi gidelim artık!” deyip duruyordu. Ben o ara halen çırılçıplaktım. Zarife bunları söylerken önümde sallanan yarağıma bakıp duruyordu. Onu tekrar sikmek için büyük bir istek duydum. Yanına gidip elinden tuttum, kaldırıp yatak odasına götürdüm. “Ne yapıyorsun, şüphelenecek şimdi, hadi giyin!” deyip duruyordu. “Sessiz ol, bir posta daha atmadan seni bırakmam!” dedim. Yatağın üzerine ellerini dayayarak domalmasını söyledim. “Tamam ama çabuk ol. Ben soyunayım mı?” deyince, “Gerek yok!” dedim. Önümde domaldı, eteğini beline, paçalı külotunu dizlerine sıyırdım. Yarağımı sıvazlayarak kaldırdım. Kalçalarından tutarak bir hamlede amına girdim.

Yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Zarife az önceki korkuyu unutmuş, “Ohh, ohh, devam et, ımm!” diye inlemeye başlamıştı. Kalçalarını daha sıkı tutarak onu kendime çekiyordum. Bu arada Zarife de götünü yarağıma doğru bastırıyordu. Göt yanakları sallanıp duruyor, kalçalarına çarpan kasıklarımdan şiddetli sesler geliyordu. Daha da hızlandım, ben de aldığım zevkin etkisiyle kendimi kaybetmiştim. Kısa zamanda büyük bir hışımla amına boşaldım. Bir süre daha amında gidip gelmeye devam ettim. İkimiz de derin derin “Ohhhh!” çekiyorduk. Amından çıktım, Zarife de yavaş yavaş doğruldu. Biri amından, diğeri götünden, bugün iki kere sikmiştim Zarife’yi. Birbirimize sarıldık. Bu sırada yarağımdan akan döller Zarife’nin eteğine bulaştı biraz. Dizlerine inmiş külotunu giyindi tekrar, mendille de eteğini sildi. Ben de giyindim. Hazırlanarak evden çıktık.

Zarife önden indi, ben kapıyı kilitleyip merdivenlerden aşağı inerken, alt kattaki kadının kapısı açıldı. Elinde küçük bir leğenle bir el bezi vardı. Basma bir etekle uzun kollu çiçekli bir gömlek giymiş, başını ve omuzlarını büyük bir türbanla bağlamıştı. Bir süre hiçbir şey demeden bana baktı, bir şey söylemek istiyor gibiydi. Kendisine gülümseyerek, “Merhaba!” dedim. Yavaşça kendisini kapının arkasına doğru çekerek, “Şeyy, siz yukarıdaki Sedat beyin misafiri misiniz?” diye sordu. “Evet!” dedim. “Şeyy, onun kocamda bir emaneti var, ama biz onu göremiyoruz kaç gündür. Acaba size versek, siz verebilir misiniz?” dedi. “Tabii veririm! Eğer isterseniz gelecek sefer geldiğim zaman kapınızı çalayım?” dedim. “İyi olur!” dedi ve başka birşey demeden kapıyı kapatıp içeri girdi. Konuşmasında yabancı aksanı seziyordum. Göçmen olabilir diye düşündüm. Özge kadar vardı boyu, ama daha narin ve inceydi. Güzel, mavi gözlü bir kadındı.

Aşağı indim, Zarife arabanın yanındaydı. Onu ilerde bırakıp, biraz para vererek gönderdim, ben devam ettim. Karımla kızları, bıraktığım güzellik merkezinin önünde beni bekliyorlardı. Karım kızmış bir şekilde “Neredesin, kaç dakikadır bekliyoruz!” dedi. “Biraz işim çıktı!” deyip geçiştirdim.

Değişiklik olsun diye onları yemeğe götürdüm. Güzel bir restoranda yemek yedik. Karım bu jestime çok sevinmişti. Güzellik salonunda karıma ve kızlarına makyaj da yapmışlardı. Karım kendisine geçen sefer aldıklarımı giymişti. Siyah topuklularının üzerinde şimdi kendinden emin adımlarla yürüyordu. Uzun ve pileli eteği, kırmızı parlak türbanı ve koyu krem saten gömleği ile karım o anda gözüme çok güzel göründü. Dudaklarına ruj sürmüşler, kaşlarını, kirpiklerini güzelce yapmışlardı. Özge ise bambaşka bir güzellik olmuştu. O da bu sabah evden alışveriş yapacağız diye süslenerek çıkmış, koyu mavi uzun eteğinin altına uzun topuklularını giymişti. Bej renkli pardesüsünü belinden bağlamış, başını da parlak koyu mavi türbanıyla bağlamıştı. Onun da kaşlarını, kirpiklerini güzelce yapmışlar, zaten var olan güzelliğini daha da ortaya çıkarmışlardı. Karıma ve Özge’ye bakarken sikim sertleşiyordu. Zarife’yi iki kere sikmiştim, ama akşam karımı sikmeden uyumayacaktım. Özge ile annesinin arasında ise bir soğukluk olduğunu görüyordum.

Geç bir saatte eve geldik. Biraz televizyon izleyip meyve falan yedik. Daha sonra kızlar odalarına çekildiler. Özge bana karşı soğuk davranmıyordu, annesinin yerinde olmak istemesine rağmen. Çünkü o da gideceğimiz tatilde aramızda birşeylerin yaşanacağını biliyordu.

Karımla yatak odamıza girdik. Karıma, “Lütfen soyunma, böyle kal, sana biraz bakmak istiyorum!” dedim. Ayakkabılıktan, bugün giydiği siyah topukluları getirdim. Ayakkabıların altını silerek giydi. Bir süre ona baktım. Karım, “Ne o, çok mu hoşuna gittim?” deyince, “Tabii ki, seni ilk defa böyle makyajlı görüyorum!” dedim. “Makyaj yaptırmamı Esra çok istedi!” dedi. “Özge istemedi mi?” diye sordum. “Yok, Özge birşey söylemedi. Şey aslında, (Babama niye böyle süslenmiyordun?) diye çıkıştı!” dedi. Bu söz belli ki karımı üzmüştü. Ona yaklaştım ve belinden tutarak kendime çektim. Dudaklarından öpmeye başladım. Rujlu dudaklarını emdikçe emesim geliyordu. Elimle de eteğinin üzerinden götüne bastırdım. Yumuşacık göt yanaklarını hissettim. Yanaklarında, çenesinde alınmamış tüy kalmamıştı. Karımın yüzü kaymak gibi olmuştu. Birbirimize sarıldık. O sırada karım, “İyi ki varsın, seni çok seviyorum!” diyerek fısıldıyordu. Diz çöktüm önünde, eteğini yukarı sıyırdım ve tüysüz, bembeyaz kalçalarını emmeye, öpmeye başladım. Minicik beyaz renkli bir külot giymişti. Kasıklarını öpüyordum. Karımın vücudundan ve kasıklarından bile hoş bir parfüm kokusu geliyordu. Koku beni azdırmıştı iyice. Minik külotunu aşağı sıyırdım ve çıkardım. Amı pürüzsüzdü, dilimle amına yumuldum. Bu sırada karım sürekli saçlarımı okşuyordu.

Dilimi amının içine doğru soktukça karım ayakta inlemeye başlamıştı. Amını yaladıkça yalayasım geliyordu. Acayip bir haz duyuyordum. Amı bu arada iyice sulanmıştı. Şimdi onu ters çevirdim. Götü tam önümdeydi. Ellerini bu defa arkadan atmış saçlarımı okşamaya devam ediyordu. Bembeyaz kılsız göt yanaklarına öpücükler konduruyor, onları avuçluyordum. Ellerimle iyice aralayınca kılsız göt deliği ile karşılaştım. Geçende ben makine ile kılları epey kesmiştim, ama şimdi deliğin ağzında hiç kıl yoktu. Dilimle göt deliğine dokunmaya başlayınca karımın inleme sesleri yükselmeye başladı. Biraz öne doğru eğilmesini istedim. Dediğim gibi yapınca amını parmaklarımla ovalamaya başladım bu arada.

Artık ikimiz de kendimizi kaybetmiştik. Götüne değen dilim, amında dolaşan parmaklarım onu müthiş heyecanlandırıyordu. Sürekli inleyerek aldığı zevki açığa vuruyordu. Daha önce amcaoğluyla sadece altlı üstlü sikiştiğini söylemişti. Kocası üzerine çıkıp gidip geliyor, kendisi işini bitirince sırtını dönüp yatıyormuş. Ama şimdi karım tarifsiz bir zevk alıyordu. Sikim tavan yapmıştı. Ayağa kalktım, karımı makyaj masasının önüne getirdim. Aslında sadece adı makyaj masası idi, yoksa karımın makyaj yaptığı falan yoktu. Aynaya yüzünü çevirdim, elleriyle masadan tutmasını istedim. Dediğimi yapıyordu aynen. “Soyunmayacak mıyım?” diye sorunca, “Hayır, böyle kalmanı istiyorum!” dedim, ama ben soyunup çıplak kaldım. Yarağım patlayacakmış gibi şişmiş ve kalkmıştı. Eteğini yukarı sıyırdım…

Arkasında yerimi aldım. Ayağındaki topuklu ayakkabıları amını tam yarağımın önüne getirmişti. Bacaklarını açmasını söyledim, arkadan beliren amına yavaşça girince, derin bir inleme sesi çıkardı. Kalçalarından tutarak hızlı hızlı sikmeye başladım. Bu sırada aynada birbirimizi görebiliyorduk. Karım gözlerini kapatmış, inliyor, götünü yarağıma bastırıyordu. Parlak türbanı yüzüme değiyor, içim bir hoş oluyordu. Daha da hızlanınca götüne çarpan kasıklarımdan ‘Şlap şlap’ sesleri yükseldi. Karım ise, “Ağhh, ımm, uff, devam et, ohh, sik beni, sik beni, ohh, sik beni!” deyip duruyor, o böyle söyledikçe ben daha da hızlı ve sert sikiyordum. Masa ve üzerindeki ayna sallanmaya başlamıştı.

Ellerimi kalçalarından çekerek memelerini avuçladım. Koca memeleri saten gömleğinin içinde hop hop sallanıyordu. İnce bir sutyen takmıştı, memelerini hissediyordum. Yarağım bu arada amında çalışmaya devam ediyordu. Bir süre sonra boşalacağımı anlayınca amından çıktım. Karımı tutup yatağa sırt üstü uzandırdım. Bacaklarını havaya kaldırıp, iki yana iyice açmasını istedim. Dediğimi yapınca üzerine uzanıp amına girdim ve pompalamaya başladım. Daha güçlü bir şekilde amına girip çıktıkça, karım yüksek sesle inler olmuştu. Artık kızlarım beni duyar diye bir korkusu yoktu. Üzerine daha çok abandım, yüzümüz birbirine iyice yaklaşmıştı. “Dilini çıkar!” deyince, hastanın doktora dilini çıkarması gibi yaparak dilini çıkardı. Ben de üzerinde biraz eğilerek dilimi çıkardım. Dilimle diline dokundum, dillerimiz birbirine değiyor, birbirimizin dilini emiyorduk. Daha büyük güçle sikmeye başladım. Karım altımda, sanki kendi altında yay varmış gibi yaylanıyor, iki yanımda havaya kaldırdığı bacakları sallanıp duruyordu. Altımızdaki yaylı yatak sikişin şiddetinden sallanıp duruyor, karyola gacır gucur sesler çıkarıyordu.

Bir süre sonra ikimiz birden sarsıla sarsıla boşaldık. Karımın üzerine külçe gibi yığıldım. Karım bacaklarını belime sıkıca sarmış, elleriyle de sırtımı okşuyordu. Yumuşacık parlak türbanı yine yüzüme değiyor, içimi gıdıklıyordu. Birbirimize sarılı halde biraz uyuduk. Ama aklım kılsız göt deliğindeydi. Karıma, “Göt deliğine de mi ağda yaptılar?” deyince, “Ben bilmiyorum, kadın alayım mı kılları deyince, ben de al dedim. Ama neyle aldığını görmedim.” dedi. Karıma, “Hadi götten yapalım yine!” deyince, “Hani bir kere olacaktı, söz vermiştin, istemiyorum!” dedi. O gece bütün ısrarlarıma rağmen karım götten vermeye yanaşmadı, fakat en sonunda, “Tatilde yaparız!” demeyi de ihmal etmedi.

Uykum gelmişti, ama aklım adını dahi bilmediğim o mavi gözlü kadında kalmıştı yine…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

ceren alt komşu 2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

ceren alt komşu 2

Kapı çaldığında şaşırdık. Çöp toplanmıştı ve bu saatte kapımızın çalınması pek de alışık olmadığımız bir durumdu. Gene aidat meselesi mi acaba diye geçti aklımda.

“hayırdır” dedim cerene.

“ay ne bileyim” dedi ceren, kapıyı açmaya giderken.

Sonra bir sessizlik oldu ve “gelsen iyi olur” boğulur gibi söylemişti ceren, nefes almakta güçlük çeker gibi. Hemen fırladım, kapı tekrar çaldı o sırada, ceren gözetleme deliğinden bakmış ama kapıyı açamamıştı. Suratı kıpkırmızıydı. “noluyo” fısıldayarak, “alt komşu” diyebildi banyoya koşup kapıyı arkasından kilitlemeden önce.

Sinirlenmiştim, ne var ya, alt komşu işte geçen geceki macera. Kapıyı açtım.

“aaa abi, hoşgeldiniz” alt komşumuz ve eşleri teşrif etmişlerdi, bu ne sürprizdi.

“kusura bakmayın, rahatsız ettik, isterseniz başka zaman gelelim” dedi komşumuz. Sesinden çok panik olmamak gerektiğini çıkardım. “yok yok, ne demek biz de oturmuş laflıyorduk öylesine” dedim “tv’ye bakacağımıza sizinle sohbet ederiz, buyrun lütfen”. elimi uzattım “heşgeldin yenge”. Yenge de tam yenge yani, yerlere kadar bir elbise, abinin muhafazakar olduğunu tahmin ediyorduk da, eşinin bu kadar genç ve muhafazakar olduğunu bilemezdik.

Havada asılı kalan elimi abi kaparak sıktı ve “rahatsız etmeyeceksek bir uğrayalım dedik, hem yeşim de sizleri çok merak ediyordu taşındığınızdan beri” diyerek içeri yürüdü. Arkasından da eşi küçük adımlarla ve benle göz göze gelmeyecek şekilde yere bakarak salona doğru yürüdü.

“ceren’de bi lavaboya gitmişti bakayım, hemen geliyorum” dedim ve banyo kapısını tıkırdattım.

Ceren kapıyı aralamış alı al moru mor şekilde “noluyo ya” dedi.

“ya yok bir şey, abi görüşmeleri normalleştirmek için heralde eşini de tanıştırıyor bizimle” dedim.” gel hadi çok ayıp olacak”

“ay dur bari bi sütyen giyeyim, böyle pat diye de gelinmez ki canım” dedi ceren

Güldüm “boş ver sütyeni, misafir umduğunu değil biliyorsun” dedim. “gecenin bi vakti kapı çalan sütyensiz memeye maruz kalır yani” hadi lan ordan der gibi bir bakış fırlattı bana ceren ve yatak odasına koştu. Bu kadını anlamak zor cidden, ne olacak yani meme uçları göründü diye, ortam dengelenir, sıkma başla yol geçen hanı…

Ceren terbiyeli terbiyeli ve sütyenli şekilde salona geldiğinde ben de tam çay koymak için kalkıyordum. “hoşgeldiniz” diye ahaliyi bi selamladıktan sonra “sen zahmet etme ben koyarım çayı hayatım” dedi. Ve ben o anda farkettim ki sütyeni giymiş ama daracık şeffaf taytını değiştirmeyi unutmuş. “yırtık” diye geçirdim içimden “bi yerini kapatsan başka yerin açıkta”

“yeşim hanımla tanışmayı biz de çok isterdik, apartman toplantılarında abi senle çok görüştük ama kismet bugüneymiş yeşim hanım” dedim.

“çok teşekkür ederim” dedi cılız bir sesle kadın. Göz göze gelmekten laçınıyordu ve koltuğun ucuna hemen fırlayıp kaçacakmış gbi ilişmişti. İstifimi hiç bozmadım, ve “aranızdaki gerilim size ilgilendirir, burası rahat bir mekan” der gibi abiye döndüm,

“abi nasıl sizin işler, var mı piyasada bi açılma” diye söze girdim. Havadan sudan laflarken ceren elinde kek tabakları ve çayların olduğu tepsi ile salona girdi.

Giriş ama ne giriş, beyaz gömlekli bıyıklı tespihli bir adam, üzerinde açık yeşil yerlere kadar bir elbise olan bir kadın yan yana karşı kanepede oturmuş, karşılarında yırtık kotlu bol tshirt giymiş ben, içeri giren ince beyaz tişörtünün içerisinden siyah sütyeni (güzel seçim), daracık şeffaf taytının altından da kırmızı tangası görünen ceren.

“Buyrun lütfen” dedi tepsiyi önlerinde eğerek ceren, “bilemedim ister misiniz ama zencefilli kurabiyelerden de getirdim” dün yapmıştım dedi ceren. Eğildiğinde ben arkadan kırmızı tangasını misafirler de eminim sütyenini görüyorlardı, aynı ritüelle bana servis yapılırken kadının kıpkırmızı bir suratla arkadan cerene göz attığını farkettim.

Servis bitip, kurabiyesinden bir ısırık alan kadın ilk defa bir şey sorulmadan konuşarak

“ne kadar güzel elinize sağlık. Sakıncası yoksa tarifini alabilir miyim” dedi cerene. “çattık” der gibi baktı bana ceren.

“ay valla ben de netten bakıyorum tariflere, öyle yazılı bi şey yok. Istersen bir gün birlikte yapalım” dedi ceren kadına. Bu kadının rahatlığına bitiyorum. Hem de az önce lavaboya kusmalı “eyvah basıldık” korkusunun ardından, teklifi ortadan kaldıran, “hadi gel arkadaş olalım ya bunlar hep hikaye” cinsinden ses tonu her şeye bedel. Sevgiyle bir bakış attım cerene.

“ne kadar zaman oldu, kismet bugüneymiş sizinle tanışmak” ceren ortaya bombayı bıraktı. Birden bir sessizlik oldu, sonra kadın birden

“iki yıl oldu” dedi.

“anlamadım” dedim.

“biz taşınali iki yıl oldu”, bekledi ve ekledi “gerçi beyim ile tanışmışsınız geçen gün”. Aniden birbirimize baktık cerenle ikimiz de hafif kızardık. Abiye baktım ben ve belli belirsiz sırıttığını gördüm sanki.

“çok iyi ağırlamışsınız, öyle dedi”

“aaa evet” dedi ceren, hiç bozuntuya vermeden. “geçen akşam, hatta geçtiğimiz Perşembe akşamı mıydı, çay içmeye uğradı.”

Yeşim, gözlerini yerden kaldırıp cerene dikti ve “sadece çay mı, emin misin canım?” dedi.

Ceren olabilecek en orospu haliyle bir kahkaha patlattı ve “misafir, canım, biliyorsun her zaman umduğunu diil bulduğunu yermiş. Hem ahmet abim memnunsa ağırlamadan, biz de çok memnun oluruz. Misafir memnuniyeti biz de esastır, di mi ahmet abi?”

O ana kadar söze çok az karışıp daha çok cerenin şeffaf taytından görünen kırmızı tangasını dikizlemekle meşgul ahmet abi “ya evet çok güzeldi ağırlamanız, müteşekkir kaldım. Hanıma da anlattım etraflıca” dedi.

“ben de çok merak ettim, bu kadar methedilince ağırlama, çat kapı gidelim bakalım dedim” yeşim çayından ufak bi yudum alıp.

“ay ne iyi yaptınız, gerçekten çok keyifli geçmişti vakit o akşam da. Ahmet abi, en çok neyi sevmiştin” dedi ceren gülüp göz kırparak.

“içerdeki odanın penceresinden orman manzarası çok güzeldi” dedi ahmet abi. “Perdeleri açıp komşuların gözleri önünde cereni domalttığın pencere mi” diye soramadım, pek yakışık almazdı.

“birazdan birlikte bakarız belki” ceren yeşime göz kırptı bu defa.

“çok merak ettim nasıl bir manzaraymış”

“gösteririz anammm” dedi ceren eliyle bıyıklarını burar gibi. hepimiz kahkahalarla gülerken ceren aniden fırladı ve karşı koltukta aralarında az bir mesafe ile oturan ahmet ve yeşim’in arasına attı kendini. Onlar toparlanıp yer açıncaya kadar da ikisine de biraz sürtününerek yer açtırdı kendine ve kimseye bir şey deme fırsatı bırakmadan “cem, hadi iki yudum viski koy hepimize de biraz şenlenelim”

Ilk yudumlardan sonra biraz daha rahatlamıştık. Ceren yanındaki yeşime dönüp “çok sıcak gelmiyor mu sana, ben tshirt’le bile duramıyorum nerdeyse”.

“herkes senin kadar ateşli olmayabilir” dedi yeşim çapkınca. Ceren sanki içkinin etkisi altındaymış gibi elini kızın beline atıp sıkıca kendine çekti “yok sen de az ateşli değilsiiin” dedi gülerek.

“ay gerçekten çok sıcak oldu, ben şu üstümdekini bir çıkarayım” dedi yeşim. Yan taraftaki fermuarı açıp elbiseyi sıyırıverdi.

Dar bluzunun altından irice dik memelerini gören ceren gene sanki sarhoşmuş gibi, “off anammm, bunlar ne böyleee” dedi eli ile avuçlarmış gibi yaparak.

“ay çekinme senden mi sakınıcam” dedi yeşim memelerini biraz daha öne çıkarıp.

Ceren hiç ikiletmeden, sanki kırılacak bir eşyaya dokunuyormuş gibi bluzun üstünden hafifçe okşadı yeşimin memelerini. “korkma kırılmazlar” dedi fısıltıyla yeşim, ceren kibarlığı bırakıp avuçladı yeşim’in memelerini. Yeşim gözleri kapalı, hareketsiz fısıldayarak duruyor, ceren bir eli yeşimin sırtında bir eli ile de yeşimin memelerini yoğuruyor, biz iki erkek, ellerimizde viski bardakları, pantolon önlerimiz kabarmış, ağzımız açık seyrediyorduk ki birden gözlerini açan yeşimle göz göze geldik.

“burda boş yer var daha” diyerek eliyle yanını işaret etti. “gelsene”.

Ben yeşimin yanına tünerken, ahmet biraz yana çekildi cerenin ve yeşimin barkadlarındaki viskileri kendi bardağına doldurarak içmeye başladı. Geçen hafta ortalığı kasın kavuran maço adam gitmiş yerine tam bir cuckold gelmişti. Bir elimle bluzuun içerisinden sütyenine ulaşıp göğüslerini okşarken diğer taraftan yeşimi öpmeye başladım. Bu sırada ceren yeşim’in sırtından sütyeninin kopçasına ulaşıp tek harekette çözüverince, sıcacık yumuşak memeleri avcumun içinde beliriverdi. “teşekkürler ortakk” dedim cerene. Yeşim dudaklarını benden kurtarıp cerene döndü ve “ay gerçekten çok teşekürler ortak” dedi cerenin dudaklarına kocaman bir öpücük kondurarak.

Ceren kalçalarını ahmete doğru yan çevirip “sana da yer var komşucum” dedi ahmete kalçalarını göstererek. Ahmet arkadan dayandı cerene “şu odaya girdiğim andan itibaren tek aklımdan geçen o kiloda dokunmaktı” dedi cerenin şeffaf taytını sıyırıp. Eliyle cerenin çıplak kalçasına hafif bir şaplak attı ve kilodunu sıyırıp cerenin arka deliğinden başlayıp kalçalarını yalamaya başladı. Ceren kanapenin üstünde domalmış, üstünde sadece sütyen ve tişört, ahmet arkasında dil darbeleri ile yalıyor ve dil vurdukça ceren yesim’in memeleri üzerine sallanıyor ve yeşim de onun başını fırsat bulduğunca okşuyordu.

Yeşim, ben ve ahmet hala giyiniktik ve ben tam hadi yatağa gidelim diyecektim ki, ahmet ayağa kalkıp kemerini çözmeye başladı. Ceren sırtüstü dönerek kafasını yeşimin kucağına koydu, becaklarını iki yana açarak “gel kocacım” dedi “gel o koca yarrağınla” ahmet çırılçıplak üzerine uzandı ceren’in ve tam sertleşmemiş sikini yavaş yavaş sokmaya çalıştı cerene. “yardım ister misin” dedi yeşim. Ahmet kafasını kaldırdı, içk**en gözleri kızarmış şekilde “cem yardım etse çok iyi olacak” dedi. Yeşim ile ilgilenmek daha çok memnun ederdi beni ama gene de ayağa kalkıp ahmetin önünde durdum. Bana baktı ve gülerek “yok” dedi “arkadan, bi fırça at bakalım ortak” hiç bir şey söylemeden ahmetin arkasına geçtim, ceren kocaman şaşırmış gözleri ile bana bakarken sikimi çıkarıp ahmet’in yeni ağda yapıldığı belli arka deliğine dayandım. “sokma ha” dedi ahmet, ama o sırada belli ki cerene girecek kadar sertleşmişti. Cerenin içinde gidip geldikçe kalçaları bana dokunuyor, sikim ahmetin arka deliğine her seferinde biraz daha zorlayarak sürtünüypordu. Ahmet gidip geldikçe cerenin kafası yeşimin kucağında sallanıyor yeşimin sütyensiz memeleri de bluzunun altından sarsılıyordu.

Yeşim hala giyinikti ve dalmış gibiydi.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 40. Bölüm!

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 40. Bölüm!
Tuğba beni karşısında görünce çok şaşırmıştı. Heycandan elindeki kitap yere düştü. “Merhaba!” dedim. Kitabı yerden aldı ve bir süre sessiz kaldı. Beni görmeyi hiç ummadığı belliydi. Şaşkınlığı geçince, “Merhaba…” dedi, ardından “Hayırdır, ne oldu, niye geldin?” diye ekledi. “Seni özledim!” dediğimde buna inanmadığını anladım. Beni halen sevdiğini biliyordum oysa. Beni terk eden oydu, ama bunu bana söylerken nasıl ağladığını görmüştüm. Şimdi de gözlerinden anlaşılıyordu bu hüzün.

Kendisine Esra konusunu anlattım. “Müdür beyle görüşmelisin!” dedi. “Tamam!” diyerek çıktım yanından, başka da birşey demedim. Müdürle konuştum ve Esra’yı yazdırdım dershaneye. Burası sadece kız öğrencileri olan bir dershaneydi. Erkek öğrenciler başka bir binada okuyorlardı. Binadan çıkıp arabama binerken telefonum çaldı, Tuğba arıyordu. Benimle konuşmak istediğini söyleyip, “Müsait bir zamanda buluşalım!” dedi. Bana olan hıncı azalıyordu belki de. Ona bugün görünmem çok iyi olmuştu. İçimde tarif edemediğim bir sevinç vardı. O gün işe dönmedim tekrar. Özge’yi arayıp başımın ağrıdığını, eve geçeceğimi söyledim. O ara Tuğba’yla geçmişte yaşadıklarımı hatırladım.

Tuğba 29 yaşında, matematik öğretmeni. Tanıştığımızda 23 yaşındaydı. Annesi ile beraber yaşıyor. Ortak bir arkadaşımızın doğum gününde tanışmıştık. Çok güzel sayılmazdı, ama alımlı ve çekiciydi, esmer tenliydi, kara biçimli kaşları, etli dudakları vardı. 1.70 boyunda, dolgun hatlı bir kızdı. Uzun ve kıvırcık siyah saçları beline dökülürdü o zamanlarda da şimdiki gibi.

Babasız büyümüştü, babasının o 8 yaşındayken öldüğünü söylemişti. O yüzden annesi biraz da bu nedenle erkek gibi yetiştirmişti Tuğba’yı. Konuşmasında, hareketlerinde erkeksi bir hava sezilirdi. Öğrencilerinin ondan korktuğunu bilirdim. Diğer herkese karşı gösterdiği erkeksi tavırlarını bana karşı bir kez olsun göstermemişti. Benim yanımda hep sakin, sessiz olurdu. Ailemden sadece annem biliyordu Tuğba’yı. Ama annem ısınamamıştı Tuğba’ya, arada bazen onu bırakmam için bana baskı yapardı. Türbanlı olmasa da tutucu bir kızdı, daha doğrusu dışardan bakıldığında öyle görünüyordu. Ama onu pek çok defa götünden sikmiştim.

Yağmurlu bir kış günüydü, hafta sonuydu. Birlikte sinemaya gitmiştik. Tuğba siyah, dizlerinin üzerine gelen bir etek, uzun sivri topuklu bir çizme giymişti. Parlak siyah çoraplı bacakları eteğiyle çizmesinin üstü arasından görünüyordu. Siyah, dar bir kazağı vardı üzerinde, memeleri altında belli oluyordu. Normalde bu şekilde giyinmezdi, sadece hafta sonu buluşmalarımızda böyle giyinirdi. Sinemada ona sıkıca sarılmıştım. Bacak bacak üstüne attığından eteği sıyrılmış, siyah çoraplı bacakları kalçalarına kadar açılmıştı. Bir ara elimi bacaklarında gezdirmeye başlamıştım. Ne tepki vereceğini bilmiyordum. O zamana kadar el ele tutuşurduk sadece, birkaç kez dudaklarından öpmüştüm o kadar. Ama o bana daha sıkı sarılmıştı, memeleri göğsüme değiyordu. Neredeyse o haldeyken boşalacaktım.

Sinema çıkışında onu evine bırakırken, bana, “İstersen gel biraz otur, annemle de tanışmış olursun!” demişti. Annesi beni biliyordu, ama henüz tanışmamıştık. “Tamam!” diyerek evlerine gitmiştik, ama annesi evde yoktu. Tuğba annesini cepten aramış, sonra da bana, “Komşuya gitmiş, biraz daha kalacakmış!” demişti. Evin içinde yalnızdık. Birbirimize bakmıştık bir süre, ikimiz de birbirimizi istiyorduk. Ayakta birbirimize sarılmıştık sıkıca. Tutucu dediğim Tuğba çok ateşli çıkmıştı. Dudaklarımı kanatırcasına emmiş, ellerini sırtımda gezindirmişti. Ben de elimi eteğinin üzerinden götüne atmıştım. Dolgun göt yanaklarını avuçlamıştım.

Yarağım sertleşmişti çoktan. Tuğba, ben birşey demeye kalmadan önümde diz çökerek fermuarımı açmış, külotumu sıyırıp sertleşmiş yarağımı ağzına almıştı. İştahla yalıyordu, aç bir hayvanın bulduğu yemeğe saldırdığı gibi davranıyordu. Bunu nereden öğrendiğini merak etmiştim. Acaba daha önce birileriyle birlikte mi olmuştu? Bu ihtimal beni kızdırmıştı. Onu omuzlarından itmiştim ve kıç üstü yere düşmütü. “Ne oldu?” diye sorduğunda, ağzının kenarında yarağımın sıvıları vardı.

“Bunları yapmasını nerden öğrendin sen?” diye sormuştum sinirle. Bana bakıp gülmeye başlamıştı. Sonra da kalkıp içeri gitmişti. Ben üstümü toparlarken, içerden elinde birkaç videokasetiyle gelmişti. “Bunlar ne?” dediğimde, “Bunlar porno filmler. Rahmetli babam almış zamanında bunları, artık annemle beraber mi izlemişler bilmiyorum, ben bir şekilde buldum bunları. Zamanında çok izledim bu filmleri! Videomuz bozuldu ama, artık izleyemiyorum!” demişti gülerek.

Sonra da, “Sen beni orospu mu zannettin yoksa?” dediğinde çok utanmıştım ve “Ne bileyim?” demiştim sadece. O sırada Tuğba beni elimden tutup kendi odasına götürmüş, kaldığı yerden devam etmişti. Önümde çömelip yarağımı ağzına almıştı yine. Daha bir iştahlıydı o sefer. Nerdeyse ağzına boşalacaktım. “Tamam, hadi, yeter!” dediğimde istemeyerek bırakmıştı yalamayı.

Ayağa kalktığında ağzının kenarlarından yarağımın sıvıları akıyordu gene. Onu çalışma masasına yüzü gelecek şekilde döndürmüştüm, omuzlarından bastırarak domalmasını sağlamıştım. Siyah eteğinin fermuarını açıp aşağı indirmiş, ayaklarından çıkarmıştım. Karşımda siyah külotlu çorabıyla duruyor, çorabın içindeki beyaz külotu belli oluyordu.

Çorabıyla birlikte külotunu da sıyırınca hafif kıllı amı ve göt deliği açığa çıkmıştı. Bacaklarını açmasını söylemiştim. Yarağım patlayacak haldeydi. Tuğba sürekli başını geriye atıp duruyordu, yarağımı amına bastırmaya başladığımda, “Lütfen amıma girme! Yalvarırım, amımdan şimdi olmaz, ama götümden sikebilirsin!” demişti. Çok istekli görünüyordu.

Yarağımı götüne bastırmaya başlamıştım bu kez. Ama daracık göt deliği yarağımı almıyordu içine bir türlü. Tuğba’da acı çekiyor, “Ağhh, ayy, yavaş!” deyip duruyordu. Bu işin böyle olmayacağı belliydi. Tuğba, “Bir dakika bekle!” diyerek mutfağa gitmiş, az sonra elinde bir margarin paketiyle gelmişti. “Bundan sür götümün ağzına, o zaman olur!” demişti. “Bunu nerden öğrendin?” dediğimde, “Filmde görmüştüm, bırak şimdi soru sormayı, hadi devam et!” demişti azarlar gibi.

Margarinden bir miktar parmağıma alıp, göt deliğinin ağzına sürmeye başlamıştım. Götünün ağzı margarinden parlak bir hal almıştı. Biraz da yarağıma sürmüştüm. Kafasından tutarak bastırmaya başlamıştım yarağımı. Bu formül işe yaramıştı. Tuğba’nın göt deliği yavaş yavaş açılmaya başlamış, yarağım içine girer olmuştu. Ama yine de Tuğba’dan, “Ağhh, ayy, aşkım yavaş, ağhh!” sesleri geliyordu. Yüklendikçe yarağım yarısına kadar içine girmişti. İçinde gidip gelmeye başlamıştım.

Sonrasında yavaş yavaş yüklenmeye başlamıştım. Tuğba’nın göt deliği istediğim kıvama gelmişti. Para karşılığı olmadan ilk defa bir kadını götünden sikiyordum. Tuğba’nın uzun, kıvırcık saçları başında çalı gibi sallanıyordu. Saçını tutmuş, elime dolamıştım. Başı geriye gelmişti bu haldeyken.

Tuğba ozaman artık acı çekmiyordu sanırım, sürekli boğuk sesler, hırıltılar çıkartıyor; arada, “Ağhh, devam et, aşkım, ığmm, devam et!” deyip duruyordu. Göt deliği yarağımın yarısından fazlasını alır olmuştu. Tuğba masadan sıkıca tutunmuş, masa ve üzerindeki bilgisayarı langır lungur sallanıyordu. Kalçalarından sıkıca tutmuştum, o ara Tuğba’da kendini yarağıma yaslıyordu. Birkaç dakikanın sonunda göt deliğine büyük bir tazyikle boşaldığımda zevkten deli gibi inlemiştim.

Götünden çıktığım zaman, döllerim göt deliğinden taşıyordu, Tuğba’da derin derin inlemeye devam ediyor, “Oğhh, aşkım!” diyordu sürekli. Yavaşça doğrulduğunda yüzünde mutlu bir ifade vardı. “Evlendiğimiz zaman amımdan sikebilirsin ancak, ama o zamana kadar sana götten veririm!” demişti. Birbirimize sarılmıştık sıkıca. Ben tuvalete gittiğimde, yarağım Tuğba’nın dar deliği sıktığından kızarmıştı. Çişimi yapıp, yarağımın inmesi için bir süre beklemek zorunda kalmıştım tuvalette.

Çıktığım zaman, Tuğba, “Ay acıyor götüm!” demişti önce, sonra da, “Bak sana ne göstereceğim!” demişti. Yatağını kaldırmış, elini altına sokmuştu. Az sonra elinde birkaç tane porno dergi vardı. “Bunları lisedeyken bizim sınıftan bir çocuğun çantasından araklamıştım. Salak kimin çaldığını hiç bulamadı!” diyerek gülmüştü.

Eski tarihli, büyük, küçük, farklı boylarda, 5-6 tane dergiydi bunlar. Kiminin sayfaları, artık belli ki çok ellenmesinden dolayı aşınmış, yırtılmıştı. Tuğba, “Bunlardan kimsenin haberi yok. Ara ara bunlara bakıp kendimi tatmin ediyorum!” demişti. Bunları söylerken çok rahattı. Ayıp bir şeymiş gibi görmüyordu bunu. Oysa bizim çevremizde böyle bir şeyin olması mümkün değildi. Dergilere bakarken yarağım sertleşmeye başlamıştı. Bazıları yabancı, bazıları Türkçeydi dergilerin. Yatağının üzerinde oturmuş dergilere bakarken, Tuğba elini yarağıma atmış okşuyordu pantolonumun üzerinden.

“Hayatımda ilk defa gerçek bir yarak gördüm, beni hayal kırıklığına uğratmadın. Onu amıma alacağım günü bekliyorum!” demişti. Ben de kazağının içine elimi sokmuş, karnını okşamıştım. Sonra da sutyeninin içine sokmuştum elimi. Meme uçları diriydi, onları parmaklarımla okşamaya, sıkmaya başladığımda, Tuğba, “Ayy, yapma!” diyerek kıkırdamaya başlamıştı. O sırada giriş kapısının kilidine anahtar sürüldüğünü duymuştuk. Annesi gelmişti. Tuğba hemen yataktan fırlamış, birkaç saniye içinde ortalığı şöyle bir toplamıştı. Ben de korkudan elimdeki dergileri yatağın altına fırlatmıştım.

O sırada içerden annesinin sesini dumuştuk. Annesi Tuğba’ya, “Misafirimiz mi var?” diye sormuştu. Ayakkabılarımı görmüştü galiba. Tuğba’da, “Şeyy, Osman geldi, seninle tanışmak istiyor!” demişti. Üzerimi toparlamıştım, çok heyecanlıydım. İçeri geçtiğimde annesi karşımda bana sert bir yüzle bakmıştı. Kızının odasından geliyor olmam onu kızdırmıştı sanırım.

Annesi en fazla 45 yaşında gösteren, kızından daha uzun boylu, yapılı bir kadındı. Kızı esmer tenliyken, kendisi beyaz tenliydi. Giydiği uzun etek kalçalarını sıkıca sarmış, belli etmişti. Çiçekli gömleğinin düğmeleri zor kapanıyordu, koca memeleri olanca haşmetiyle ortadaydı. Düğmelerin arasından içindeki beyaz sutyeni ve kar gibi beyaz teni hafifçe görünüyordu. Başında siyah bir türbanı vardı. Beni görünce yüzündeki sert ifade gitmiş, “Hoş geldin oğlum!” diyerek öpmem için elini uzatmıştı. Açıkçası annesi Tuğba’dan daha güzeldi.

Beyaz, narin elini öpüp başıma koyarken, “Hoş bulduk efendim!” demiştim. Tırnakları biraz uzundu, parlak, açık krem bir oje sürmüştü. Keriman hanım bana karşı çok kibar davranmıştı o gün. Benim habersiz evlerine misafir gitmeme bir şey dememiş, güler yüzle kendisi hizmet etmişti. Usta bir aşçı olduğu belliydi, çok güzel poğaça yapmıştı.

O gün annesinde iyi bir izlenim bırakmıştım tahminimce. Evden ayrılırken, “Gene gelirsin yavrum, bir dahaki sefere hazırlık yaparım!” demişti gülümseyerek. Sonraki zamanlarda pek çok kez gitmiştim evlerine. Hatta birkaç sefer yalnız da gitmiştim. Yani Tuğba’dan habersizdi o gidişlerim. Ama şimdilik Tuğbayla ve annesiyle ilgili anılarımı unutmak zorunda kaldım. Telefonum çaldı, Özge arıyordu, bir müşteriyle ilgili bir şeyler sordu.

Eve gittiğimde karım evde yoktu. Esra tekti evde. Odasının kapısı kapalıydı. Kapısını tıklattığımda, Esra içerden paniklemiş halde, “Anne tamam, açıyorum, geliyorum!” diye seslendi. Ses çıkarmadığımdan beni annesi sanmıştı. Az sonra çok korktuğu anlaşılan bir halde açtı kapıyı, beti benzi atmıştı. Annesi yerine beni karşısında görünce, “Sen miydin?” dedi şaşırarak. Göğsü bir inip bir kalkıyordu.

Uzun kumral saçlarını atkuyruğu yapmıştı. Diz üstüne gelen bir etek, üstüne de ip askılı bir bluz giymişti. Sutyen takmadığından memelerinin çatalı görünüyor, meme uçları bluzun üzerinden belli oluyordu. Dimdik memelerine o zamana kadar dikkat etmemiştim, ama şimdi kar gibi beyaz koynunu, bacaklarını görüyordum. Ablasından daha güzeldi.

“Ne yapıyordun?” dedim. “Hiiç, ne yapacağım…” dedi. Birşey sakladığı, gizlediği belliydi. Sesinden ve yanaklarındaki kızarıklıktan anlaşılıyordu bu. Esra, içeriye girmeyim diye, kapıyı tam açmamış ve kapının ağzında dikiliyordu. Ama kapı aralığından, alt ranzanın üzerinin dağınık olduğunu gördüm. Belki de kendini tatmin ediyordu diye düşündüm. “Seni dershaneye yazdırdım!” dediğimde, “Teşekkür ederim!” dedi soğuk soğuk. Kapısını kapatıp tuvalete gitti. O anda, (Bu kız birşeyler çeviriyor!) dedim kendi kendime.

Esra tuvaletteyken, kapısını açıp odaya girdim. Ranzanın altında yere atılmış gibi duran minik külotunu gördüm önce. Evet, belli ki kendini tatmin ediyordu ben kapıya vurduğumda ve aceleden külotunu giymeye fırsat bulamamıştı. Bilgisayarı çalışıyordu, ama ekranı ve hoparlörü kapalıydı. Ekranı açtım, açınca da şok oldum. Esra internet üzerinden porno film izliyordu. Heyecandan filmi kapatmadan ekranı kapatmıştı sadece, halen oynuyordu film. Filmde adamın biri gencecik bir kızı domaltmış hayvan gibi sikiyordu.

Ben filme dalmışken, Esra’nın, “Sen ne yapıyorsun?” diye bağırdığını duydum. “Asıl sen ne yapıyorsun, bu ne böyle?” dedim. Esra ses etmedi, kıpkırmızı olmuştu. “Lütfen odamdan çık!” dedi titrek bir sesle. Birşey demeden çıktım. Salona geçtim, oturdum, bir sigara yaktım. Az sonra Esra salonun kapısında belirdi, “Anneme söyleme lütfen!” dedi ağlamaklı bir halde. “Merak etme, söylemem!” dedim. Yere bakarak geri odasına dönüp, kapısını kapadı.

Esra büyüdüğünü söylerken haklıydı. Aylardır onun farkına varmamıştım. Şimdi kalkmış porno filmler izliyor, kendini tatmin ediyordu. Bunları düşünürken yarağım sertleşmişti. O sırada da karım geldi eve. Ayakkabısını çıkarırken beni görüp, “Erken gelmişsin…” dedi. Yanıma geldiğinde pantolonumun önündeki şişkinliği fark etti, “Hayırdır, bu ne böyle?” dedi. Ayağa kalkıp, “Gel buraya!” diyerek elini tuttum ve yürüdüm. Karımın, “Ne yapıyorsun?” demesine aldırmadan onu yatak odasına soktum, kapıyı kapadım.

Karım, “Ayy, yapma, azdın mı sen, Esra evde!” dediğinde, “Yatıyor, ben baktım az önce!” dedim. Karım halen itiraz ederken onu karyolanın demirlerinden tutturdum. Üzerinde geçen gün de giydiği uzun, ince siyah pardesüsü vardı. Onu altındaki çiçekli basma eteğiyle birlikte beline sıyırdım. Dizlerine gelen ince siyah bir çorap giymişti, pamuklu beyaz külotu göt yanaklarını sıkıyordu. Külotunu aşağı sıyırınca kıllanmış amı ortaya çıktı. “Bacaklarını aç!” dedim sertçe. Karım, “Yapma bey, Esra evde, sesimize gelip görecek şimdi!” derken, “Yatıyor dedim ya, bir şey görmez, korkma!” dedim. Aslında Esra’nın gizlice izlemesini, benim annesini sikerken görmesini istiyordum.

Karım bacaklarını açtı biraz. O ara ben de pantolonumu ve külotumu sıyırdım aşağı. Yarağımdan sıvılar akmaya başlamıştı bile. Kısa bir süre sıvazladıktan sonra karımın amına bastırmaya başladım. Karımın amı her ne kadar genişte olsa, henüz ıslanmadığından içine girmem kolay olmamıştı. Üstelik karım kendini kasıyordu. Halen, “Yapma, etme!” deyip duruyordu. Bir an önce amına girmek için yanıyordum. Bu hali beni çok kızdırmıştı. Göt yanaklarına birkaç şiddetli tokat attım ve “Rahat dur!” diye bağırdım. Karım acı içinde haykırırken, bembeyaz tombul göt yanakları löpür löpür sallandı. Tokadın etkisiyle hemencecik kızardılar. O ara yarağımı amına sokmuştum. Kalçalarından sıkıca tutarak, az önce filmde adamın genç kızı siktiği gibi, karımı sikmeye başladım.

Karım amı halen kuru olduğundan, çektiği acıyla, “Ağhh, ağhh, yavaş, ayy!” diye söylenirken, ben sanki acelem varmış gibi amına şiddetli şekilde girip çıkıyordum. Kasıklarım karımın göt yanaklarına çarparken, şiddetli ‘Şlap, şlap, şlap!’ sesleri odayı çınlatıyordu. Karım başını iyice aşağı eğmiş, başı dizleriyle aynı hizaya gelmişti. Elleri yukarda kalmıştı. Yarağım amına daha önce hiç olmadığı kadar sert şekilde girip çıkıyordu. Karımın sürekli, “Ağhh, ayy, uğhh, yavaş, kurban olayım, yavaş, ağhh!” sesleri beni daha çok azdırıyordu oysa.

O sırada, beklediğim gibi, yine kapının buzlu camının arkasında geçenki gibi bir gölge belirdi. Esra’ydı bu, Özge’nin işyerini kapatıp gelmesine çok vardı. Esra, ben annesini sikerken bizi kapının arkasından dinliyordu. Bir süre orada kaldı, ama sonra gitti. Bense aynı sert tempoda karımı sikmeye devam ediyordum. Karım artık acı çekmiyordu, amı sulanmıştı, yarağım içine kolayca girip çıkıyordu. Ama fazla devam edemedim, deli gibi boşaldım bir anda. Birkaç sefer daha girip çıktım amına.

Nefes nefese kalmıştım. Karım yavaşça doğruldu, “Ayy, belim ağrıyor, ayy, ağhh, sen ne biçim adamsın, aklın fikrin sikişte!” diyerek üzerini toparladı ve odadan çıktı. Karımın banyoya girdiğini duydum. Bense yatağa uzandım, bir süre dinlendim. Uykum gelmişti, battaniyenin altına girip uyudum bir süre.

Akşam Esra yüzüme ters ters bakıyordu devamlı. Karımsa durmadan haftaya yapılacak yaş günü partisiyle ilgili konuşup durdu…

[Osman]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32