YAŞANMIŞLAR -1- (ALINTIDIR)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

YAŞANMIŞLAR -1- (ALINTIDIR)
Ben Berna 34 yaşındayım sizlerle zaman zaman başımdan geçen bazı hoş olayları paylaşacağım hoşunuza giderse tabi…

Üniversitede 2 ci yılımdı Hakan ve Murat vardı okulda gamze ile birlikte çocukların evine ders çalışmaya gidecektik. O gün İstanbul kar kıyamet oldu akşamüstüne doğru gamze de gelememişti. Ben erken gittim saat 8 falan olmuştu ortalık toz duman bende beşiktaştan avcılara nasıl dönücem derken kal burada dediler eve telefon edip gamze de kalacağım dedim.

Evdekilerde bu havada gelme zaten falan dediler onlar beni gamze de ders çalışıyorum biliyorlardı. Murat bir şişe kanyak çıkardı “HADİ ISINALIM” dedi 15 dakika sürmedi bitti şişe bardağa falan koymadan şişeden içtik murat kesmedi bu beni deyip bir şeyler almak için çıktı. Hakan ile daracık mutfakta salata makarna falan yapıyorduk. Hakan ara sıra istem dışı kalça ve göğüslerime değiyordu her seferinde de pardon pardon diyordu.

Bende “ELLEMEDİĞİN YERİM KALMADI DEDİM” arkamdan sarıldı daha bana “VAR DAHA ELLEMEDİĞİM YERLERİN DİYEREK” diyerek bacaklarımın üzerindeyim beni çevirip açmaya başladı dilini dolaşıyordu kendimi istemeden ona doğru bastırdım penisini orada yalıyordum kocaman olmuştu. Soydu beni bir çırpıda da çırılçıplaktı bıktığımda soyunmaya başladım şimdi odayı açtım çırılçıplaktı penisi yay gibi olmuştu onu elime alıp gitmiş ağzıma aldım ama onları alamıyordum. Kafamı yatağa gömdüm geri penisinin kafasını amıma sürttü önce dayanamazdım onu ??içimde istemek istiyordum ki onu doğru ittim kalçama tokat atip “OROSPU ACELE ETME ALACAKSIN HEPSİNİ BİRAZDAN” “ALDIN HEPSİNİ OROSPU HOŞUNA GİTTİMİ” dedi, “EVEEET” dedi inledim penisi amımın onu kaplamıştı amımı kasıp bırakarak sanki onu emiyordum sonra sokup çıkardım kaldı ki sikiyordu ki olduydu sanki onu emiddum. “İÇİNE BOŞALAYIM MI OROSPU”, “HAYIR LÜTFEN İÇİME BOŞALMA” dedim.

“GEL BURAYA” deyip beni “dedim çıkardı içimden” AL AĞZINA ”deyip beni bekliyor. Penisi iyice şişmiş damarları çıkmış çok sertti taş gibi olmuştu onu yalamaya başladım “EM ONU” “HEPSİNİ SOK” diye emirler veriyordu. Birden fazla kasılmaya başladı ağzımın içini elleriyle saçlarıma yapışmıştı, ağzı açmışım ağzıma fışkırıyordu yırtıcı bir hayvan gibi inliyordu ağzım sperm dolmuş penisini sokup çıkardıkça kenarlarından göğüslerime akıyor.

Boşalması bitmiş çıkardı ağzımdan hala taş gibiydi dudaklarıma sürüyor yanaklarıma vuruyordu kalemiyle “SEN DAHA DOYMADIN DEĞİLMİ DEDİ BANA” evet eve anlamında kafamı salladım.
Yatağa oturttu beni yüzümdeki ve göğsümdeki spermleri temizledi. “MURAT GELMEDİMİ DAHA DEDİM” güldü “SEN DOMALMIŞ YARRAK YERKEN O SEYRETTİ BİZİ” dedi. Salona geldiğim de Murat sofrayı hazırlamıştı üç şişe şarap alıyor hakanla iki oturmuşlardı safra bende oturdum. Kadınlığım hala ıslak ayaklarım titriyordu hakanın yüzüne bakamıyordum.

Murat bardaklara şarap koyup “DOSTLUĞUMUZA” dedi kimsenin hakanla oda da olanlarla ilgili konuşmuyordu safra kimse bir ara gamzeyi aradık hakan gelmediği için ne gibi şeyler yapıyorsa çok okuduğunu söyledi.
Ben tekli koltukta Hakan üçlü uzanmış, Muratta öteki teklide oturan şarap içmeye devam ediyorduk. Murat “BEN YOKKEN ANATOMİ ÇALIŞMIŞSINIZ” dedi Hakana baktım odası “VALLA İKİMİZDE İKİMİZ DE ÇOK MEMNUN KALDIK AMA MERAK ETME ÇALIŞMAYA SENİDE KATARIZ KALK BERNA BAŞLASIN DERSE” dedi.

Murat koltuktan kalkıp yanıma geldi saçlarımı okşayarak “HADİ BAKALIM BİRAZDA BUNUN TADINA BAK” diyerek aletini dudaklarıma sürmeye başladı penisi tam kalkmamıştı ama kalın ve esmer kadın siyahtı hakan beyaz tenliydi. Elimle tutup yalamaya başladım ağzıma sokup saçlarımdan tutup sokup çıkarmaya başladı. Siki gittikçe büyüyor ağzımda hacim kazanıp irileşiyor buda beni heyecanlandırıyordu. “HARİKA YALIYORSUN PERİŞAN ETTİN BENİ BERNA KAFASINI YALA KAPALI” diye emir verdi. Penisinin başı kalın ve penisinin gövdesi damarlı iki elimle tuttuğum zaman başı dışarda kalıyordu. Sonra beni koltukta domalttı kalın kafasını amıma sürtmeye biraz sokup çıkarmaya başladı.

“İSTİYORMUSUN HEPSİNİ” “EVET HADİ SOK” diye inledim. Birden fazla bir yüklendi ki ben inanıyorum doldu resmen belimden tutup sert gidip gelmeye başladı artık kendimi tutamıyor inliyordum. Murat’ın başında bir köpek yavrusu gibi sesler çıkarıyor kendimden geçmiştim. Hakan geldi ve penisini ağzıma verdi, Muratta arkamda amımı parçalıyordu sanki burada soktuğunda amımın sınırlarını zorluyor beni deli ediyordu. Kendimi ikisinin ritmine bıraktım konuşuyorlardı birbirleriyle sanki ben yokmuşum gibi, Murat “HAKAN İÇİNE BOŞALAYIM MI” “YOK OLMAZ İŞ AÇMA BAŞIMIZA GEL İSTERSEN AĞZINA BOŞAL DEĞİŞELİM” Penisini kalçamın arasında gezdirmeye başladı kafasını amıma sürtüyor ama sokmuyordu buda beni deli ediyordu kıvranıyordum.

Murat penisiyle ağzımı sikiyordu saçlarımdan tutmuş penisi kaskatı bir ağaç dalı gibiydi ben ağzıma dolacak spermleri bekliyordum artık. Murat ağzımın anımdan gelmeyi bırakıp kafamın penisine bastırdı hemen hemen ağzımın iyice şişmesi oldu birde fışkırmaya başladı garip sesler çıkarıyor daha da sokmaya devam ediyordu ağzım spermle doldu Murat gidip gelmeye başladı devam hala boşalıyordu açını yuttum sikini çıkarıp onu çekti.

Hakan hala amıma sokmamıştı sürtüyordu ki Murat’ın işi bitince beni kendine çevirdi koltukta katlamıştı beni sanki amıma soktu yay gibi penisini öyle sert sokuyordu ki koltuk yerinden oturdu “NASIL HOŞUNA GİDİYORMU SİKİLMEK” “EVET SİK BENİ” .

Bu arada ben defalarca boşalmıştım perişan haldeydim. Hakanda dayanamadı penisini çıkartıp bütün spermlerini yüzüme ve göğüslerime boşalttı. Rahatlamıştı beni o halde bırakıp gitti oturdu ter içinde kaldım bende ter ve sperm karışımı perişan haldeydim.

“KALK HADİ BANYO YAP KENDİNE GEL” “TAMAM DUR BİRAZ KENDİME GELEYİM PERİŞAN ETTİNİZ BENİ”
“OO KENDİNE GELDİN KONUŞMAYA DA BAŞLADIN AYILDIK YIKAN DA ŞARAP İÇMEYE DEVAM EDELİM.
Banyoya gittim aynaya baktım yüzüm sperm içeri makyajım akmış perişan haldeydim saatime baktım saat 10 olmuştu amım kıpkırmızı olmuştu hala kasılıyordu sanki. Duşa girdim ılık su beni kendime getirdi. Aklımdan burada sabaha kadar beni becerecekleri geçti heyecanlandım kendimi tanıyamıyordum çok hoşuma gitmiş sanki hiç bitmesin bu gecenin istiyordum.

O gece neredeyse hiç uyumadık benden Gamzeyi de ikna edip gelmesini sağlamamı istediler.
Aslında Gamze Murattan çok hoşlanıyordu “NASIL SÖYLERİM BİLMEM AMA ONDAN BİR ŞEY SAKLAYAMAM SÖYLERİM” dedim. Eve geldiğimde ertesi gün yatağımda uyuduğumda rüyamda hala ikisini görüyordum.

DEVAMI GELECEK …

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

les atıye 6

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

les atıye 6
les atiye 6 kaldığı yerden devam ben dusumu aldıktan sonra ustümü giyinip meltemin yanına gittim kahvaltı hazırdı sen otur canım ben cayı getiriyim atiyecim servis tabakları hazırlıyordum meltemde cayları dolduruyordu birbirimize bakıp gülüyorduk yeni evliler gibiydik kahvaltımızı yaptıktan sonra masayı beraber topluyor birbirimize opücükler konduruyorduk cok hostu meltem sende hazırlan beni arabama bırakakırsın diyordum olur aityecim diyerek istersen bugunde bende kalabilirsin atiye yok kız evimi özledim kıyefetlerimi deyitirecem diye cevap verdim olur sen nasıl istersen nezaman gelebilirsin bunu biliyorsun gülümseyerek olur dedim meltem üzerini giyınip geldi cok sexydi benim giydiyim beyaz taytı giymisti üzerine salaş tişört giymisti putra pembe babet ayakbısını giydi arabasına doğru yürüdük meltem benden arabayı sen kulanırmısın dedi olur meltemcim diyerek anahtarları aldım yolda cıktık giderken meltemle sohbet edip gülüsüyoruz meltem birden elini bacaklarıma tattı ve beni okşamaya basladı bu haraketi beni baya cok tahrik etmişti hosumada gidiyordu melteme biseydemeden sohbet edip gülüsüyorduk kilotdumun üzerinden amcığımı oksuyordu bu dahada cok hoşuma gidiyordu restoranttın önüne gelmiştik iyi arabamı cekmemişler arabadan indigimde meltem bana gitmeden istersen kahve icelim dedi aslında iyi fikir meltem ama iki gün aynı kıyafetler aynı yere girmek istemem dedim ne olacak kız 10 daka oturacaz haklısın ben cantamı arabama koyum gelirim dedi tamam ben geciyorum ozaman kahveleride soyle kız tamam soylerim ve iceri girdi bende arabamı acıp cantamı koltukğun ayak dibine koydum araba ısınsın diye bir kac daka bekledim söndürüp iceri girdim ama meltemin yanında biri vardı onunla konuşuyordu bende yava adımlarla onlara yaklaştım merhaba diyerek merhaba atiye nurten teyzem buda atiye teyze iş arkadasim demin arabayı park ederken karşılaştık atiyele memnun oldum nurten hanım nurten sadece başını salayarak cevap verdi size afiyet olsun diyerek yanımızdan giderken meltem kahveni ictikten sonra bize katıl istersen olur teyze diyerek cevap verdi nurten cok hos bir kadındı 45 50 yaslarında gösteriyordu meltem kaşları yukarda birazda şakındı sanırım tedirgin olmuş gibiydi hayırdır meltem ne oldu hic kız nurten teyzeyi burda bu saate göreceğımi hic düşünmemiştim diye cevap verdi öz teyzen deyil mı yok kız aile dostumuz annenmin en iyi arkdaslarından biridir hmm anladım meltemcim kahvemi icmeye devam ettim meltem ama nurten baya hoş kadın dedim ve güldüm kadın 65 girdi yasından ufak gosteriyor deyilmi atiye ewet ben 45 50 arası diye tahmin etmiştim diye cevap verdim ewet geldine cok iyi bakıyor diye cevap verdi ben arada sırada nurten hanımın masasına gözüm kacıyordu nurtende bizim masaya bakıyordu sonra ben melteme kız ben kactım nurten teyzeni fazla bekletme dövmesin bizi diyerek gülmeye basladım haklısın sonra görüsürüz deyip kalktım meltem hesabı ödeyip nurten yanına gitti bende arabama binip yakındaki avm gittim artık kendime daha sexy ıc camsırları almak istiyordum avmde dolaştıktan sonra ic giyim magazalarına girip beyendigim jartiyer takımları bir kac gecelik kilotlu corap kilot sutyenler aldım aldıgım kilotlar cok güzel ve sexydiler ama tanga gibi ona benzeyen kilotların yüzüne bile bakmıyordum cünkü bana okadar sexy gelmiyorlardı mağazada calışan elamanlar yeni gelen fantezi kilotlar geldi bakmak istermisin desede hic ilgilenmemistim sonucta ben sex işcisi deyildim bence coğu kadın o tarz giymeyi sevmez istediğim herşeyi aldıktan sonra evime doğru yol aldım baya yorulmuştum üzerimi cıkarıp duş aldım kurulanıp yatağıma kendimi attım meltemle nagihanla yaşadığım şeyleri düşünüp duruyordum acaba doğrumu yapıyordum diye sonucta nagihan en yakın arkadaşımdı meltemde kabin amirimdi kendi kendimi sorguluyordum bir yandada içimden geleni yaptığımı biliyordum ve cok mutluydum kendi kendime sorular sorup cevaplıyordum baya düşündükten sonra yaptıklarımın doğru olduğunu anladım çünkü ben cok mutluydum gerisi boş artık böyle yaşamak istiyordum ve böyle yaşayacam ben kadınlarla olmayı cok seviyorum ve kendi kendime söz verdim hiçbir kadına aşkla tutulmayacağıma karşı sadece o anın zevkini yaşayacam diyerek uyudum uyanıp telefonuma saat kaç diye baktığımdan saat 10 geliyordu iyi uyumuştum ama bırak kalkmayı hareket edecek halim yoktu nagihanla ve meltemle yaşadığım ilişki beni baya yormuştu hayatımda ilk defa 2 3 günde okadar çok orgazım olmuştum bu beni baya halsiz bırakmıstı sabahta uçusum vardı ama yataktan kalkamıyordum selam meltem hanım diyerek watsaptan mesaj attım 2 3 dakika sonra bana dönüş yaptı efendim atiye diyerek bana 4 gün izin alabilirmiyim biraz bekledikten sonra hayırdır kız ne oldu diye cevap attı kız sorma cok halsizim kalkacak halim yok bana gülücük attı ve okadar ilişk**en sonra normal kız merak etme ben hal ederim teşekür ederim meltem önemli deyil senin yerine bakacak birini bulurum uçuştan döndüğümde sana cok ihtiyacım var seni her dakika arzuluyorum 3 tane öpücük yolladı bende kendisine yoladım biyormusun demin telefonum yenimdeydi oyun oynuyordu mutfaga yanıma geldi atiye diye biri mesaj attı dedi mesajda meltem hanım diye yazdığını görünce rahatladım bende kendisıne gülücük yoladım tamam atiyecim sen dinlen sonra görüsürüz bende nefes almıstım 4 gün boyunca evden cıkmam diyordum kendi kendime nagıhanada durumu anlatım dödüğümde uğrarım sana öpücük attı bende nagihana atım tekrar uymustum uyandığımda sabah saat 8 di kalkıp sıcacık suyla duşmu aldım kedime kahve yapıp icmeye basladım kendime gelmiştim tv ye bakınıyordum saat 9 30 olmuştu odama gecip bornozumu cıkarıp yeni aldıgım gri üzerınde pembe öpücüklü olan kilotdumu sütyenimi giydim acık mavi kot pantolonumu üzerinede sarı renk bluzumu giydim beyaz ayakabı giydim sacları fon cekip makajımı yapıp meltemle gittiğimiz restaurata kahvaltı yapaya gidecktim arabama atlayıp restaurata geldigiimde arabamı park edip iceri girdim icerisi baya kalabalıktı hos geldiniz kac kisi olacaksınız acaba diye sordu bende tekkim dedim sizi şu masaya alalım lutfen olur dedim koşede bir masaydı ama önemli deylidi kahvaltımı yapıp sahile gidecektim serpme kahvatı istedim bide cay lütfen olsun tabi efendim deyip gitti telefonumu cıkaraıp sosyal medyada dolanıyordum bir yandan etrafıma bakınıyordum elit insanlar ordaydı hala kahvatım gelmemışti kafede bos masa kalmamıştı sonunda benim kahvaltım gelmişti cok sükür yavaş yavaş kahvaltıma başlarken garson af edersiniz hanım efendi buyrun dedim kapının ordaki bayan eyer sizin için sakıncası yoksa sizinle aynı masada kahvaltı edebilirmi diye soruyor bugun hafta sonu olduğundan boş masamız kalmadı başımı biraz yana eyip kapının oraya baktım orda duran kadın nurten di tabi lutfen buyursun kadını tanıyorum arkadaşımın teyzesi lutfen buyursun dedim garson hızlı adımlarla nurtene konuştu nurten yanıma doğru geldi nurten koyu yeşil etek beyaz gömlek üzerınede koyu yeşil ceket giymışti ten rengi corap acık kahve rengi sivri topuklu ayakabı bir şirket ceo havası vardı kadında yanıma geldiginde ayaga kalktım merhaba dedi bende başımı salayarak merhaba dedim buyrun lutfen kusura bakmayın rahatsız ettim olurmu öyle bisey mutlu oldum meltem hanımın teyzesiyle aynı masada oturmak beni mutlu eder teşekur ederim atiyeyedi sanırım evet efendiim atiye biraz hecanlanmıştım beli etmemeye calışyorum atiye sız kahvatınıza başlayın olurmu böyle bisey sizin kahvatınız gelsin beraber başlarız nurten hanım soğuduktan sonra yenmez kı olsun nurten hanım bişey olmaz diye cevap verdim garsonu el hareketiyle cağırdı buyrun efendim masadaki kahvaltıyı toplarmasın tabi efendim garsona iki kahvaltı beraber gelsin bunlar soğudu dedi tabi efendim deyip cekldi nurten hanım bana meltemle arkadaşmmısın diye sordu yok efendım meltem hanım benim kabin amirimdir anladım diye cevap verdi meltem hanım iş arkadaşlarıyla baya mesafelidir hafıf gülümsedi evet öyledir meltem ogün seni tanıştırdığında şaşırmıştım çünkü meltem disiplinli biri olduğunu biliyorum evet öyledir meltem hanım kahvatımız gelmıstı oh be diye nefes aldım kahvaltı tam zamanında geldi bence diye aklımdan gecirdim devam edecek

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Sevgilim Serviste

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Sevgilim Serviste
Hikayelerimi ilk defa okuyanlar için bir ön bilgi olarak sevgilim Ayşe ve kendim hakkında bilgi vereyim. Sevgilim Ayşe 22 yaşında, sarışın ela gözlü 1.70 boylarında vücudu neredeyse 90 60 90 ölçülerde, yüzüde çok kibar çok güzeldir. Sevgilim diye demiyorum genel olarak çok hoş ve tatlı bir kızdır. Bende Tuna, 23 yaşında 1.80 boyunda esmer kahverengi gözlü normal kalıplı biriyim.

Yaşadığımız bazı olaylardan sonra artık cinsel yaşamımız çok renklenmişti, artık çok rahat her fırsatta rahatça sevişip gönlümüzce bir birimizi mutlu ediyorduk tabi arada sınırlarımızı zorlayan olaylar olmaya devam ediyordu. Ayşe benim bu durumları bildiğimi bilse nasıl bir ilişkimiz olurdu bazen merak ediyorum ama böylesi daha zevkliydi, daha fazla uzatmadan başlıyorum.

Bir gün ben işteyken Ayşe dışarıdaydı, konuşurken bana alışverişe çıktığını birazdan ünlü bir iç çamaşırı mağazasına gireceğini söyledi bende normal olarak sevgilimi hayal edip heyecanlandım, yaramaz bir şekilde, Bana resimlerini gönder ben karar vermek istiyorum dedim, Ayşe’de, Tamam dedi ve öpücük emojisi gönderdi. Heyecanla beklemeye başlamıştım, 10 dakika gibi sonra Ayşe’den resimler gelmeye başlamıştı. Hepsi çok güzeldi ama attığı bir seti çok çok beğendim, görmemle hemen penisim şaha kalkmıştı. Siyah işlemeleri olan beyaz bir tanga & sütyen setiydi, sütyenin işlemeleri Ayşe’nin zaten dolgun olan göğüslerini iyice ön plana çıkarmıştı, çok sıkılığı için çatalının normalden fazla çıkarıp iyice iştah açıcı olmasını sağlamıştı. Tangası fantezi bir şekilde yanlardan siyah ipliydi, gerçi benim asıl dikkatimi çeken bacaklarının arasında tanga kumaşından taşan ve hafifçe beliren pürüzsüz kadınlığının dudaklarıydı. İyice azmıştım bu resime yanlız akşamlarımda 31 çekmeyi düşünürken Ayşe mesaj attı, Hangisini beğendin sevgilim sana bir sürü resim attım dedi. Bende beğendiğimi tarif etmek yerine mesaj olarak yönlendirmek istedim ama tam o an pazarlama mesajı geldi bende karışıklıkta gönderirken alıcı ismine bakmadım, 2 dakika sonra Ayşe tekrar sorunca şaşırıp mesajlara baktım birde ne göreyim, resmi Ayşe’ye yönlendireyim derken işten Ali’ye yönlendirmiştim ve iki mavi tik olmuş, geriye silemedim. Utançtan başımdan aşağı kaynar sular döküldü, Ali’de 18-19 yaşlarında çok gıcık köyden torpille gelmesine rağmen çok ukala bir çocuktu, bizim departmanda stajyerdi. Müdürde işi benden öğrensin diye genelde hep ben nereye onu oraya göderir peşime takardı. Hemen ofisten çıkıp Ali’ye baktım ama yemeğe çıkmıştı, telefonla aradım, Ali, kusura bakma yanlışlıkla özel bir mesajı sana yönlendirdim silersen sevinirim dedim; Oda, İnsalık hali Tuna, durumu anlayıp bakmadım zaten sen merak etme hemen sildim dedi. Bu anlayışına şaşırmıştım normalde alay eder falan diye düşünüyordum, belki o kadarda gıcık değildir diye düşünürken sabahtan kalan işleri yapmaya devam ediyordum. Tabi öncesinde Ayşe’ye siparişi vermiştim en yakın zamanda görmek istiyorum o seti diye; Ayşe, O zaman akşam sana geleyim detaylı gösteririm demişti. Bu teklifi beni çok mutlu etmişti hemen atladım ve akşam bana gitmek için planı yaptık. Ayşe iş çıkışına gelecek oradan iş sevisle bana geçecektik.

Paydosa 1 saat kala Ayşe Sürpriz yapıp gelmişti, tabi gelmesiyle tüm iş arkadaşlarım hipnotize olmuşlardı. Askılı beyaz bluz üzerine siyah deri ceket, altına deri fırfırlı bir mini etek onun altınada deri botlarını giymişti. Adeta önünden geçtiği her erkeği azdırmak için yaratılmış gibiydi, ne kadar şanslı olduğumu düşünürken sevgilimi şirketteki azgın kurtlardan kurtarmam gerektiğini fark etmiştim ve hemen Ayşe’yi benim ofise doğru çağırdım. Sevgilim erkencisin dedim; Oda masamın karşısına oturup bacak bacak üstüne atıp, Gezmem bitince oyalanmak istemedim, kötümü yaptım? dedi; Bende, Yok ne kötülüğü müdür görmezse canıma minnet diye güldüm. Bu arada Ali ofise girdi, Ayşe’yi görünce sanırım resimden tanıdı, kendince tebessüm edip kızı baştan aşağıya iyice süzdü sonra bana Tuna Bey yapmamı istediğiniz bir şey var mı? diye sordu, sorarken bile gözleri Ayşe’ye kenetlenmişti; Bende onun bakışlarından rahatsız olup onu geçiştirmek için şuradaki evrakların fotokopisini çekip muhasebeye bırakıver dedim; Oda, Tamam dedi ve evrakları alıp odadan çıktı. 10-15 dakika sonra Ayşe’yle muhabbet edip paydosu beklerken birden telefonum çaldı, müdür beni odasına çağırıyordu, sesi sinirli gibiydi. Giderken Ali’yi gördüm arkadan masada oturmuş önüne doğru eğilmişti fark ettirmeden ne yapıyor diye baktığımda Ayşe’nin kabinde attığı resme bakarak penisini okşuyordu, sinirlendim ama rezillik çıkaracak zamanım yoktu müdür acil bekliyordu o yüzden bunun hesabını daha sonra sorarım diye düşünüp sanki fark etmemiş gibi yanından uzaklaşarak geçtim. Resmi silmemiş üzerine kaydetmişti, sevgilimin vücudunun her detayını incelerken birde penisi pantolon üzerinden okşuyordu iyice gıcık olmuştum. Müdürün odasına girdiğimde, Ayşe’nin geldiğini öğrendiğini anladım, bana iş saati arkadaşlarımızı çağırmıyoruz diye iyice fırçayla karışık nasihat verdikten sonra anladıysan gidebilirsin şeklinde postaladı. Keyfim kaçmıştı, nasıl öğrendi diye düşünürken birden Ali aklıma geldi, kesin ispiyonlamıştı pislik, dahada gıcık oldum ben sana bunu hesabını sorarım diye düşünmeye başladım, ama nasıl?. Müdürün odasından çıktığımda Ali meydanda yoktu, yaptığı pislikten sonra yüzüme bakacak hali yoktur tabi diye düşünerek ofisime doğru ilerlemeye başladım. Ofisime doğru ilerlerken cam duvarın önünde Ali yerde eğilmiş bağcık bağlıyor gibi yaparak içeri bakıyor şeklinde yakaladım, içeri baktığımda Ayşe öne doğru eğilmiş önündeki dergiyi inceliyordu, durumda anormal olan şey ilk olarak fazla eğildiği için açıkça meydana çıkan göğüs çatalı ama en çokta bacaklarını açtığı için çamaşırı olmasada baldırının en iç kısmına kadar gözüküyor olmasıydı, çok baştan çıkarıcı gözüküyordu. Ali’ye git gide daha çok kızıyordum ve aklıma bir plan geldi, madem sevgilime bu kadar tutkuyla bakıyor o zaman Ayşe yanımdayken onu penisi patlayacak kadar azdırıp öyle bırakacaktım. Karar verdikten sonra plan yapmaya başladım, varlığımı fark ettirip yüzüne bakmadan ofise yöneldim. Beni fark edince hemen toparlanıp hışımla bana döndü, yüzündeki korku okunuyordu, Fotokopileri bıraktım Tuna Bey dedi; Tamam çıkabilirsin dedim ve gönderdim, Ayşe’nin yanına gidip paydosu beklemeye başladım.

İş servisi okul servisi tarzında ama genelde çok dolu olurdu ve genelde Ali’yle ben en arkada giderdik. Ayşe’yle servise geldiğimizde Ali zaten arkaya geçmiş yerine oturmuştu bende planı işe koydum, Ayşeyi önüme alıp yerimizi gösterdim, benim hizalamamla Ayşe Ali’nin tam yanında bende Ayşe’nin yanına oturmuştuk. Servistekiler çantaları eşyaları fazla yer kaplamasın diye bizim yanımızdaki yere koydukları için 3müz anca sığmıştık arkaya. Ali, yanına Ayşe oturunca şaşırıp utanmıştı, yanakları kıp kırmızı olmuştu, normaldi gerçi çünkü Ayşe oturunca deri minisi bacaklarında neredeyse baldırına kadar toplanmıştı, o görüntü karşısında ben bile, sevgilimin bacaklarını ezberlemiş olmama rağmen etkilenmiştim. Tabi sadece bacakları değil ceketini çıkardığı için beyaz askılı bluzundan içindeki siyah işlemeli sütyeni gözükmesi adeta bir bonus olmuştu. Ali’nin kırmızı yanaklarına karşı bütün gün sapıklık yaparken utanmadı şimdimi utanıyorsun? diye düşündüm. Yerlerimizi aldıkan sonra Ayşe’ye ben normal muhabbet etmeye başladık malum yol uzundu, biz konuşurken Ali’de telefon ile uğraşıyor gibi yaparak çaktırmadan sürekli Ayşe’nin bacaklarını izliyordu arada geriliyor gibi yaparak kızın askısının üstünden bakmaya çalışıyordu. Biraz zaman geçtikten sonra Ayşe bacak bacak üzerine atıp başını omzuma koyup uyuklamaya başladı bende tam tersine sevgilimin rahatlığı ve durumun heyecanı sayesinde çok ayıktım ama gözlerimi kapatmanın oyunuma yardımı olacağını düşündüğüm için gözlerimi hafif kısıp bende uyuyor numarası yapmaya karar verdim, Ayşe’nin başı omzumda benin başım ona dönük olduğundan her şey gözümün önündeydi. Benimde gözlerimi kapamamdan az bir süre sonra Ali Ayşe’yi izlerken hafif hafif pantalonun üstünden okşuyordu ama usulca yaptığı için fark etsem bile hemen kıvırabilirdi. O izlerken Ayşe iyice uykuya dalmıştı, az sonra biraz daha yayılıp bana doğru dönmüştü, yayılmasında zaten bol olan mini eteği biraz daha açılmış, baldırlarını neredeyse kalçasına kadar Ali’ye sunar olmuştu. Ali biraz daha fazlasını görmek istercesine sağ eliyle usulca Ayşe’nin eteğinin ucunu tutup hafifçe çekerek açılmasını sağladı şimdi Ayşe’nin tangasına kadar gözüküyordu, 2-3 dakika bu şekilde izleyerek kendisini pantolonun üzerinden okşamaya devam eden Ali biraz daha sonra ikimizinde uyuduğuna tamamen kanaat getirince artık cesaretini biraz toplayabilmişti, sağ elini usulca Ayşe’nin bacağının altına kaydırmaya başlamıştı, sanırım dokunacaktı, o dokunmadan uyansam oyunu bitirsem mı diye düşündüm ama o zaman oyunum yarıda kalacaktı, Ali’yi iyice azdırıp ondan sonra oyunu sonlandırıp ona beni ispiyonladığı için ona iyice ceza vermek istiyordum o yüzden oyunun biraz daha devam etmesine izin verdim. Az sonra Ayşe biraz daha bana doğru eğilince çıplak baldırı Ali’nin eline temas etmişti, kimsede bir hareket yoktu ama Ali’nin yaşadığı heyecanı tahmin edebiliyorum çünkü bende benzerini yaşamaya başlamıştım. Bir süre Ali’nin eli Ayşe’nin baldırına temas halinde kaldıktan sonra Ali elinin tersiyle hafif ufak hareketlerle aşağı yukarı yaparak sevgilimin bacağını usulca dolaşmaya başladı. 3-4 dakika Ali bu şekilde Ayşe’nin çıplak bacağında aşağı yukarı yaptıktan sonra önce Ayşe’ye sonra bana bakıp uyuduğumuza kendince emin olduktan sonra elini değiştirdi ve bu sefer sol eliyle daha rahatça Ayşe’ni bacağını okşamaya başladı, Ayşe zaten bacak bacak üstüne atıp birde üzerine bana doğru eğildiği için kalçası Ali tarafında çok savunmasızdı. Önündeki hazine karşısında Ali’nin eli okşayarak sevgilimin bacağında yukarı tırmanıp en sonunda deri mini eteğinin içine kadar yolunu buldu. Tam burada durdurmalıyım diye düşündüm ama bende çok azmıştım hem az daha dayansam oyunum daha etkili olacak diye düşünüyordum. Ben bunu düşünürken Ali Ayşe’nin eteğinin altından kalçasını okşamaya başlamıştı. Yaklaşık 2 dakika sonra Ali herkesi tekrar kontrol edip elini çekip çeketini kendi kucağına çekti ve sanırım pantolonunu açtı, ya da fermuarını, yaptığı hareketlerden açıkta 31 çektiği belliydi, bu yaptığı iyi cesaret isterdi ama orada kalmadı, sağ eliyle kendisine 31 çekerken sol elini tekrar Ayşe’nin eteğinin altına soktu ve okşamaya başladı. Bir 30 saniye sonra kızın kalçasının iki yanında bir şeyler yaptı, elini çektiğinde şok oldum, eliyle beraber Ayşe’nin resimdeki bağcıklı tangasıda gelmişti, bu nasıl cesaret diye düşünürken Ayşe’nin kalçasının tamamen çıplak olduğu aklıma geldiğinde Ali çoktan kızın tangasını cebine atmış elini tekrar Ayşe’nin eteğinden içeriye sokmuştu, kız uykusunda kısık mmmh.. şeklinde derin bir nefes verince Ali’nin deli cesaretiyle parmağını eteğinin altından Ayşe’nin kadınlığına soktuğunu anladım. Aradığım nokta burasıydı, kendi penisine ceketinin altından 31 çekerken aynı zamanda parmağı güzel sevgilimin kadınlığının içindeyken oyuna son verecektim böylece Ali’nin zevki iyice kursağında kalacaktı gerçi tanga ona hediye olacaktı ama yapacak bir şey yok, tabi bende iyice azmıştım ama amacım oyun oynamaktı sevgilimi daha fazla taciz ettirmek değil, siktirmek hiç değildi. Birden homurdanarak hafifçe kıpırdandım sonra sanki Ali’nin farkında değilmişim gibi sağ cebimden telefonumu alıp saati kontrol ettim, ederken gözümün ucuyla Ali’ye bakıyordum. Ali benim uyanıp gözlerimi açtığımı görünce şoktan beti benzi attı, kıpkırmızı yanakları ve bembeyaz suratı vardı palyaço gibi olmuştu, hemen gözlerini kapatıp usulca elini sevgilimin eteğinin altından çekti ama penisi hala ceketinin altında kalkmış haldeydi, iki elinide bana fark ettirmeden ceketin üstüne koyup bu sefer o uyuyor numarası yapmaya başladı. Ayşe artık kaçıncı uykusunda bilmiyorum taciz edilip parmaklanmıştı ama haberi yoktu, ben desen zaten çok azmıştım deminki oyun yüzünden ama amacıma ulaşmıştım.

Yolumuz daha 45 dakikadan fazlaydı, sevgilim koynumda 1-2 dakika yol gittikten sonra hala azgındım, kendime gelemiyordum, madem hazır Ayşe uyuyor bu durumu kendi yararıma kullanıp birazda ben okşamaya karar verdim hem bu şekilde Ali’ye daha da eziyet etmiş olurdum. Öndeki koltuktan her şey gizlendiği için etrafı kontrol ediyor gibi yapıp kendi kendime ama sadece Ali’nin duyabileceği bir sesle, Şu güzelliğe bak ya.. hazır Ali’de uyuyorken biraz seveyim bari dedim ve zaten Ayşe’ye sarılmış olan son kolumu hafifçe geriye çekip kızın askısını usulca omzundan koluna doğru çekmeye başladım, bu yaparken Ayşe’yi uyandırmak istemiyordum gerçi uyandırsam kesin izin verirdi ama böylesi daha heyecanlıydı. Askıyı tamamen indirip bluzuda biraz aşağı çekince işlemeli sütyeni içinden fırlamaya hazır dolgun göğüsle birlikte meydana çıkmıştı. Sol elimi usulca Ayşe’nin sütyenin kapsayamadığı tenine dokundurdum, çok heycan vericiydi tam bu sırada Ali’de çok hafif bir kıpırdama olunca fark ettimki gözünün altından oda izliyor, heycanım ikiye katlanmıştı. Uyumadığını biliyordum ama izleyecek cesareti olduğunu sanmıyordum. Bende, Tamam o zaman madem izliyorsun, iyice kudur diye düşünüp bu sefer Ayşe’nin sütyeninin askısını tutup usulca omzundan aşağı çekmeye başladım ve kolundan aşağı sarkmasını sağladım sonra sütyenin sol kısmını tutup yavaşça dışarı doğru açmaya başladım, en sonunda Ayşe’nin dip diri dolgun sol göğüsü meydana çıkmıştı. Hayranlıkla sevgilimin göğüsünü avucumun içine alıp okşamaya başladım çok güzel bir histi. Biraz daha okşadıktan sonra azgınlığa yenilip daha fazlasını istediğime karar verdim ve sağ elimle pantolonumun önünü çözüp patlamaya zaten hazır penisimi çıkardım, Ayşe’nin sağ elini tutup usulca kaldırıp penisimin üzerine koyup çok yavaşça sevgilime Ali yanımızdayken 31 çektiriyor ve deli zevk alıyordum. Avucumda pamuk gibi sevgilim göğüsünü okşarken aynı zamamda sıvazlattığım penisim zaten dop dolu olduğundan artık boşalmaya yaklaşmaya başladığımı anladım 5 dakika falan geçmişti ama ben patlamak üzereydim. Ayşe’nin elini penisimin üzerinde bırakıp sağ elimle yandaki çantamdan usulca halı saha formamı çıkardım, iyice gözümü karartmıştım ona boşalacaktım, elimi tekrar sevgilimin eline atıp penisimi daha sıkı sıvazlamasını sağladım çok güzel geliyordu, çok geçmeden sevgilimin eli sıkıca penisime sarılıyken formayı tutup penisime kapattım ve oluk oluk boşalmaya başladım, çok rahatlamıştım. Formanın rezil olduğunu ama kesinlikle değdiğini düşünürken iyice penisimi temizledim ve formayı çantaya koydum.

Tam kendi pantolonumu kapatmıştımki birden Ali’nin telefonu çalmaya başladı, böyle yakalanamazdık, rezil olurduk, hemen Ayşe’nin önce sütyenini göğüsüne örtüp bluzunu sütyenin üstüne çektim ama askıları yukarı çekemedim, öndekiler hareketlenip arkaya dönünce uyuyor numarası yapmaya devam etmek zorunda kalmıştım. Ben durulunca Ali sanki yeni uyanıyormuş gibi yaparak telefonu açtı konuşmaya başladı o konuşurken göz ucumla kucağını kontrol ettiğimde penisi hala nabız gibi ceketinin altında atıyordu. Ben rahatladım senin içinde patlasın diye düşünüp kendi kendime keyifleniyordum, en sonunda telefonu kapattı ve tekrar uyuyor numarası yapmaya devam etti. Tekrar sulanır diye düşünüyordum ama yaklaşık 10-15 dakika geçmişti fakat kimsede hakaret yoktu öndekilerde tekrar uyumuşlardı, bende boşaldığım için iyice mayışmıştım gerçekten dalmak üzereydim ama birden Ayşe deminki pozisyonda rahat olmadığı biraz daha bana doğru eğildi tam o an Ali sağ eliyle Ayşe’nin kalçasını hafifçe kaldırıp kendi sağ bacağını kızın altına doğru kaydırdı, o an pes etmediğini anladım tam tekrar uyanıyor numarası yapacakken Ali ceketini penisinin üstünden çekip çıplak penisini Ayşe’nin bacaklarına sürmeye başladı, gördüğüm karşısında şok oldum penisi benimkinden en az 3-4 parmak daha uzundu ve kalındı. Kendi kendime oha.. derken şaşkınlığım zamanında tepki vermeme engel oldu ve Ali elini penisinden çekip tekrar Ayşe’nin eteğinden içeri soktu. Bu durumda uyansam kesin rezillik çıkardı çünkü Ali’nin kıvırabileceği hiç bir pozisyon kalmamıştı, bende mecbur uyuyor gibi yapmaya devam etmek zorunda kalmıştım. Az sonra eli hala sevgilimin eteğinin altındayken sadece benim duyabileceğim bir sesle yüzüme bakarak, Seni yavşak, sabahtan beri beni köpek gibi kudurttun, bende senin avradını dölleyimde gör bakalım anyayı konyayı dedi. Daha cümlesi bile bitmeden, Ali birden Ayşe’nin arkasına doğru hafiften eğilerek sol bacağını kaldırdı ve penisini Ayşe’nin bacak arasına soktu az sonra elini kızın eteğinden altından çıkartıp kızı bacağından tutarak kalçasını yavaşça Ayşe’ye ittirmeye başladı. Ben şaşkınlıktan dona kalmışken, Ayşe hala uyuyor şeklinde mmmhh.. diye nefes vermesi beni kendime getirdi ve durumu anlayınca kendime çok kızmıştım. Ali uzun penisini sevgilimin kadınlığından sokmaya başlamıştı, çok yavaş geçen yaklaşık 5-10 saniye sonra Ali’nin kalçası, Ayşe’nin bacak bacak üstüne atıp benim koynuma doğru eğilmiş olduğu pozisyonda yükselen kalçasıyla birleşmişti. Yüzüm Ayşe’ye dönük olduğu için Ali tekrar kalçasını çektiğinde up uzun penisinin nasıl sırılsıklam olduğunu rahatlıkla görebildim, ama çok uzun sürmedi çünkü Ali tekrar penisini aynı yavaşlıkla Ayşe’nin kadınlığına gömdü, artık gözümün önünde ritmik bir şekilde penisi Ayşe’nin bacak arasında bir görünüp bir yok olurken Ali sol eliyle Ayşe’nin bluzunu ve sütyeninin sol kısmını indirip, daha önce benim yaptığım gibi sevgilimin sol göğüsünü açığa çıkardı ve avucuna alıp okşamaya başladı. Hem arkadan penisini sokup sokup çıkarırken hemde önden Ayşe’nin göğüsünü okşuyordu, Ayşe nasıl hala uyanmıyor diye baktığımda onunda gözleri gergin ama kapalı olduğunu gördüm sadece çok kısık mmhh.. mmhh.. diye nefes veriyordu, demekki oda Ali içine girip çıkarken uyuyor numarası yapıyordu, zaten bu durumda hala uyuyor olması daha şaşırtıcı olurdu. 5 dakikadan fazladır Ali penisini usulca Ayşe’ye sokup sokup çıkartıyordu ama artık yavaşlık yetmiyordu sanırım, tempoyu biraz artırdığında artık Ayşe’yle beraber bende kendi sağıma doğru hafif sallanıyordum, durum daha tehlikeli bir boyut alıyordu ama Ali gözünü karartmıştı. Gözümün önünde çatır çatır Ayşe’ye penisini sonuna kadar gömüp çıkartıyordu, ben daha önce rahatlamama rağmen tekrar çok azmıştım, Ali elinden geldiğince sessiz derin nefesler alıyordu ama az daha ses çıkarsa öndekiler fark edebilirdi. Bu şekilde bıçak sırtında 10 dakika daha Ali sevgilime arkadan penisini pompaladıktan sonra sağ eliyle Ayşe’yi biraz daha kaldırıp kendisine çekti ve kızı adeta kucağına oturttu, penisinin tüm boyu bu sefer Ayşe’nin kadınlığından içeriye gömülmüştü, Ayşe içindeki gerilmeye artık dayanamayarak gözlerini anlık açtı ve hemen tekrar kapadı. Ali penisi Ayşe’nin içindeyken sol eliyle kızın göğüsünü iyice kavrayıp sessizce, oooohh… diye nefes verdi sonrada bir iki kere daha Ayşe’yi kaldırıp kucağına doğru oturtarak penisini sokup çıkardı ve sonunda kızı sağ eliyle serbest bırakıp penisinin kadınlığından çıkmasına izin verdi, çıkarken bembeyaz olmuştu yana koyduğu ceketinin cebinden mendil çıkarıp penisini sildi sonrada mendili Ayşe’nin eteğinin altına sokup sanırım kadınlığını temizledi, önce Ayşe’nin bluzunu toparlayıp sonrada kendisi iyice toparlandı gözlerini kapadı. Yol boyunca artık hiç bir şey olmamış gibi yapıyordu. Oyunum nereden nereye gelmişti, oysa ilk aşamada ne kadar başarılıydı Ali’nin telefon çalmasa o şekilde kapatacaktık konuyu, şimdi Ali’ye kurduğum tuzağa kendim düşmüş oldum, çok sinir olmuştum hem işte beni ispiyonlayıp müdürle aramı bozmuş hemde sevgilimi sikip içine boşalmıştı. Neyseki evime 15-20 dakikalık yol kalmıştı sonra sevgilim bütün gece benimdi, kendimi bu düşünceyle avutmaya çalıştım. Bir an önce eve varıp sevgilimle yanlız kalmayı iple çekiyordum.

Yeni hikayelerimi müsait olduğumda yazmaya devam edeceğim.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Karımla Çapkınlıklarımız (10)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Karımla Çapkınlıklarımız (10)
BİR CUCKOLD KARISI OLMAK

Yat ile öbür adaya giderken başım Burak’ın omuzlarındaydı ve el eleydik. Kostası da sayarsak fırtına gibi bir 4 gün geçmişti. Yolculuk öncesi çok artan libidom yaklaşık 15 farklı erkeğin içime girmesiyle durulmuştu artık. Burak da bana sarılmıştı ve olanları düşündüğü çok belliydi. Belki de gelecekte de hep böyle olacağını düşünüyor ve endişeleniyordu ama yanılıyordu çok. Bu, sadece bu tatile özgü birşeydi. Ne olduğunu, neler olduğunu anlamamıştım bile. Yaptığım her sex sanki daha çok tahrik ediyordu beni. Sadece kendimi akıntıya bırakmıştım. Gerçi kocamın da benden kalır tarafı yoktu. O da fazlasıyla bırakmıştı kendini. Hem de ne bırakmak. O halini ilk kez Leo ona soktuğunda attığı çığlıktan anlamıştım. O an Kostasın altına yatmış ve onu kendime çekmiştim. Daha sonra o kamarada yaşadıklarımızsa beni çok şaşırtmıştı ve o kadar çok tahrik etmişti ki ancak 15 erkek tarafından bir fahişe gibi becerilmek tatmin etmişti beni. Leo’ya olan ilgimi pekçok kez sorgulamıştı ama esas sebebiydi buydu herhalde. Kocam sanki benden bile daha çok zevk alıyordu bir erkeğin altında. Ve Leo ona bu zevki tattıran bildiğim ilk erkekti. O yüzden onunla olurken çok daha fazla tahrik oluyordum. Onun gibi bir kocaya sahip olduğum için çok şanslı bir kadındım belki de.

Evet ona sahip olan bendim. Balayı sonrası yaşadığım hayalkırıklığı ve Çanakkalede işin aslını öğrenmem büyük bir yıkım olmuştu benim için. O günlerde kocamı tamamen ele geçirmiştim. Ben ne istersem yapacak durumdaydı. Kullanmıştım onu aslında başlarda ama sonra onun bana yavru köpek gibi sadakat göstermesi de hoşuma gitmişti. Aşk falan değildi aramızdaki ama seviyordum onu gerçekten. Çanakkaleden sonra bir fırsatını bulup İstanbula gitmiş ve bir avukat ile görüşmüştüm. Avukat eğer kocamın bu durumunu mahkemede kullanırsam kazanacağım para ile belki de hayatım boyunca çalışmak zorunda kalmayacağımı söylemişti. Ancak çok sert bir dava olacağını, muhtemelen medyaya da yansıyacağı konusunda uyarmıştı. Tersi durumunda ise kocamın ailesinin gücü ile pek birşey alamayacağımı, üstelik yıpranan tarafın da ben olacağımı söylemişti. Burak’a bunu yapmak istememiştim. Sessizce kabullenmiştim durumu ve en azından biraz beklemek istemiştim. Bir fırsat çıkar, belki birşeyler değişir demişti Burak.
Yatakta aktif olamayınca sanalda aktif olmaya başladığımız günlerde gerçekten azmıştım artık. Değişik şeylerdi yaptıklarımız. Sanki içimde başka bir Pelin çıkmıştı. Eroin arayan bir bağımlı gibi olmuştum o zamanlarda. Cavitle yaşadığım şey hayatımın en iyi seksiydi. Şimdi düşünüyorum da Kostas, Leo, Nico, arap prensler vs bir sürü erkek olmuştu şu 4 günde ama hiçbiri, ilk sevgilim üstümde tepinirken perdeden beni izleyen kocamı gördüğümde ki zevki verememişti bana.

Küçük bir adaya bıraktı bizi yat. Diğer konukların hepsi çok zengindi ve hemen kendilerine özel yatlar kiralayıp ya Atinaya ya da başka adalara doğru yola çıkmıştı bile. Biz de bir gece burada kaldıktan sonra başka bir adaya geçtik. Bu adayı Burak internetten fark etmişti. Küçük, 1000 1500 kişilik bir yerdi. Türklerin ilgisini çekecek hiçbirşey yoktu ama etrafta gene de vardı birkaç Türk. Burada rahat duracağımız için çok önemsemedik bu durumu.

Ufak bir otele yerleştik. Tatile çıktığımızdan beri denize girmeye fırsatımız olmamıştı. Odaya yerleştikten sonra mayoları giydik güle eğlene. Burak normal bir mayo giymişti.Bende açık mavi renkte, biraz küçük denebilecek bir bikiniyi tercih ettim. Şaşırdı beni öyle görünce biraz. Güldüm ben de o şapşal haline ve el ele plaja indik. Burak uyarmıştı gerçi, bunu giyersem pek çok kişinin dikkatini çekeceğimi söylemişti ama ben pek önemsememiştim. 3 gün çırılçıplak dolaşmıştık sonuçta. Ancak gerçekten de pekçok erkeğin ilgisini çekmiştim. Kocama sokulup öpüşünce rahat bıraktılar yoksa Burak’ı falan pek taktığı yoktu kimsenin. Denize girdik, güneşlendik, Burak’ın da gazıyla üstümü de çıkardım. Bana bakan erkeklere Burak da baktı. Bana güneş kremi sürerken bakan ve hatta gelmek için azıcık bir hareket bekleyen genç çocukları anlatıyordu gülerek. O an istediğimiz her erkeği elde edebileceğimizi biliyorduk. Eğlendik 2 gün boyunca. Birbirimize aittik o günlerde. Akşam küçük yerel restoranlarda yedik yemeğimizi.
Son gece odaya girip yattığımızda öpüştüm biraz onunla. İlk defa çok açık hislerle anlatıyorduk yaşadıklarımızı da. Konuştukça daha çok öpüşmeye hatta sevişmeye başladık. Hafifçe deliğini parmaklayıp ağzıma alırken gülümseyerek bana bakıyordu. Parmaklayıp yaladıkça sertleşmeye başlasa da esas etkisi ona içime giren erkekleri anlatmaya başladığımda oldu. Nico’ya tam oda kapısının önünde oral yaptığımı, onu siken nerdeyse her erkeği sert olması konusunda uyardığımı anlatırken hemen sertleşmişti. Üstüne oturup sürtünmeye başlarken içime kabul ettim ben de onu. Girip çıkmaya başladığında ikimiz de şaşırdık ve güldük ancak bir süre sonra devam edemedi ne yazık ki. Kocamın istediği şey bir kadın değildi. Mahçup falan da olmamış sadece şaşırmıştı bu duruma. “ sen yat hayatım ben gidip bulayım birini istersen hemen. Ya da olmazsa dışarı çıkıp 2 bira içeyim sen de o beğendiğin yakışıklı görevliye ver. Ne yapalım istersin “ diye bana soruyordu. Önemsemedim ben de çok. Birşeyi öğrenmek istiyordum aslında ve cevabımı da almıştım. Büyütmeye gerek yoktu. Sarılıp uyuduk sonra.

Bu 2 günlük ara ikimize de iyi gelmişti. Hem kafamızı toparlamıştık hem de vücüdumuzu. O çılgınlığın ortasında farkında değildik çok ama her yerimiz morarmıştı nerdeyse okşanıp mıncıklanmaktan. Dönüş öncesi başka bir yere gidelim ve kurtlarımızı iyice dökelim diye kararlaştırdık. Yunanistan’ın güneyinde büyük sayılmayacak bir adada çıplaklar kampı olduğunu ve Avrupadan gelen pekçok gay veya swinger çiftin burası için iyi konuştuğunu biliyorduk. Biraz daha bakındık ve maalesef ulaşımın pek de kolay olmadığını gördük. Boş yer de pek görünmüyordu sezon ortasında. Git gel 2 gün sürecekti ki benim iznim bitiyordu. Burak’ın da beklediği raporlar hazırlanmıştı. Seneye gideriz veya yaz içinde 3 4 günlük bir tatil sıkıştırırız belki dedik.

Burada birşeyler o zaman yaşayalım dedik. Burak heyecanlı gözüküyordu. Biraz daha cüretkar bir bikini giymeye karar verdim ancak o istemedi bunu.

– Pelincim hiç gerek yok buna inan. Sanki kendini vitrine çıkarıyormuşsun gibi oluyor. Seni görüp te isteyemeyecek erkek ancak benim gibi gaydir yani.
– Hahaha kıskandın mı len ibne
– Yaa ne alakası var. Sadece bu iş için uğraşma demek istedim
– E nasıl bulacağız ki peki birini ? Gitmeden son bir defa yapmayı çok istiyorum ya
– Hayatım plajı bırak, restoranlarda bile gözleriyle soyuyorlar seni zaten. Bulması sorun değil. Bana bırak sen. Kocan değil miyim ? Bulurum ben sana
– Eh iyi o zaman hadi bakalım

Plaja indiğimizde gerçekten de erkekler sürekli bana bakıyordu. Denizdeyken de Burak plajda kalmayı tercih etmişti ve yanında biriyle konuşuyordu o sırada. Plaj sonrası odada biraz uyuyup dinlenirken o da dışarıdaydı. Akşam olunca tek parça mavi, ince kumaştan, eteği dizlerimin hemen üstünde elbisemi giydim. Omuzlarımı yarım açık bırakan bu elbise, göğüslerimi de iyice belli ediyordu. Zaten altımdaki tanga da kalçalarımı daha da ortaya çıkamıştı. Bikinin aksine bu kıyafeti ise fazla kapalı bulmuştu benim şaşkın. “ Akşamları bir başka güzel oluyorsun sen. Güzel bu da ama böyle akşamlar için daha cüretkar şeyler giy bence “ derken beni izliyordu gülümseyerek. Ufak caddede yürürken bütün hatlarımı, yuvarlak çıkıntılarımı erkeklerin beğenisine sunmaktan çekinmiyordum hiç. Biraz daha pahalı, lux sayılabilecek bir yere gittik yemeğe. Restoran sahibi geldi hemen bizimle ilgilenmeye. Yemekleri sipariş ederken restoran sahibinden garsona oradaki neredeyse tüm erkeklere bakışlarım oldukça davetkardı. Ama sadece bakışmakla yetinmiştim. Yorma kendini hiç, bana bırak demişti Burak da. Gece geç saate kadar restoranda oturup balıkları yerken bolca da uzo içtik. Mekan da bir süre sonra sırtakiyi başlattığında sarhoş sayılırdım ve ayağa kalktım dans etmeye. Bazı çiftlerin masasında tartışma bile çıkmıştı ben dans ederken. Yaklaşık 10 odalı butik otelimize giderken sallanıyordum. Sonunda dayanamadım ve Burak’ın kolunda yürürken çok yakışıklı bir gence öpücük attım gülerek. Sonra da daha önce bir yerde gördüğüm ama o an hatırlayamadığım birine.

Odaya girdiğimizde gülüyorduk hep. Otel sahibi de uyumamıştı ve o da biraz sarhoş gözüküyordu. Hoşgeldiniz derken elimi yavaşça öptü kart zampara. Ben soyunup yatağa yattığımda e hani der gibi baktım Burak’a. “ sen şimdi soyun ve bekle bakalım kraliçem. Birazdan istediğine fazlasıyla kavuşacaksın merak etme “ dedi gülerek ve beni hafifçe öpüp dışarı fırladı. Soyunup yatağa yattığımda bütün vucudum sanki yanıyordu. Yavaş yavaş göğüslerimi, bacak aramı okşuyordum. Eğer Burak birini bulamazsa bikini ile plaja inmeye karar vermiştim. Caddeden de böyle geçecektim. 1 saat kadar geçti ve ben hala kendimi okşarken iyice azmıştım artık. Tam doğrulup onu aramaya karar verirken kapıda bazı sesler duyunca hemen uzandım yatağa. Çırılçıplaktım yatakta. İncecik bir pike vucudumun ancak yarısını örtebiliyordu ve oda da karanlıktı iyice. Kapı açıldı. İçeri giren kimsenin Burak olmadığı kesindi. Hiç konuşmadı her kimse. Tişörtünü ve şortunu hızla çıkartıp üzerime uzanırken pikeyi de sıyırmış ve göğüslerimi avuçlamıştı. Başını boynuma gömüp beni öpmeye başlarken de hiç konuşmamıştık. Bacaklarımın arasına sürtünen sertliği hissettiğimde araladım hemen bacaklarımı. İri yarı, hafif göbekli ve kıllı bir erkekti üstümdeki. Eziyordu beni altında. Dudaklarımı yavaş yavaş öpmeye başlarken o sertliğin içime girmeye hazırlandığını hisettim.. Sonra yavasca yerleştirdi, biraz bekledi ve üzerimde kayarken köküne kadar soktu içime. Ohhhhhhhh inlememi tutamıştım. Hiç tanımadığım, yüzünü bile görmediğim, olgun biri olduğu belli olan adam yavaş yavaş ama çok zevkli bir şekilde gidip geliyordu üstümde. Hızlanmaya başladığında ikimizin de sesi yükselmeye başladı. Kelimenin tam anlamıyla amıma koyuyordu şu an. Kapının açıldığını duydum. Burak’ın sesini hayal meyal duydum gibi geldi. O an ben de zevkten titremeye kasılmaya başlamıştım ve yavasça çığlığı koymuştum. Üstümdeki adam her kimse iyice sertleşti bunu duyunca. Beni yatağa çiviler gibi becerirken sarsılıyordum her darbesinde. Sonunda sertçe kökledi içime. Daha fazlasını sokmak ister gibi bastırdı ve içimden çıkartıp haykırarak göğüslerimin üstüne, göbeğime boşaltmaya başladı döllerini. Nefes alışım düzelirken birinin zevkle inlemesini duydum. Hafif loş odada ayakta biri vardı ve Burak koltukta otururken ağzına veriyordu onun. Yanımdaki birşey demeden kalktı. Bir öpücük kondurdu dudağıma ve teşekkür dedi gülerek giyinip çıkarken.

“ temizle kız üstünü orospu, öbürü geliyor “ dedi Burak ağzı doluyken. Hemen yanı başımdaki ıslak mendille sildim üstümü. Hoşuma gitmişti bu oyun. “ Sal gelsin, gönder hayatım “ dedim kıkırdayarak. “ ohh hadi git, git Pelini sik şimdi, hadi bakma salak salak, sik güzel karımı “ diye Türkçe konuşup gülerek öbürünü yolladı sevgili kocam. Hımmm bu sefer ki daha atletik vücütlu ve kesinlikle daha tutkulu biriydi. Sarmaş dolaş olduk yatakta. Dudakları boynumdan memelerime indi. Hiç acele etmiyor, bütün vucudumu öpüp okşuyordu. Kıvranmaya başlamıştım altında yavaş yavaş. Bacaklarıma, göbeğimin üstüne sürtünen sertlik daha da büyüktü bu sefer. Oldukça kibardı. Yavaş yavaş yukarı doğru kaydı vücudu ve o an bedenimin her yerinde hissettim sanki onu. Göbeğimin üstünden çıkıp göğüslerime geldi sertlik. Göğüslerimin arasına yerleştirdi. Yavaşça sürtünmeye başlarken dudağımda hissediyordum. Dudaklarımı araladım ve ağzıma girmeye başlayan erkeği kabul ettim. İyice üstüme çıkmıştı. Göğüslerimin üstüne durup ağzıma sokup çıkartıyordu. Ben de onu okşamaya başladım. Hızlanmaya başladı. Taşakları lap lap çeneme çarpıyordu sokup çıkartırken. Durdu birden ve sinirli sinirli birşey söyledi anlamadığım bir dilde. İtalyancaya benziyordu. Boşalmaktan son anda kurtulmuştu sanki. Yavasça doğrulurken beni de ters çevirdi. Hemen domaldım yatakta ve araladım kalçalarımı. Arkama yerleşti o da. Kalçalarıma sürtünürken parmağı da arka tarafımla oynuyordu. Nefes aldım derin derin ve aynı anda soktu içime köküne kadar. İki eliyle belimden tutmuş çatır çatır geçiriyordu. Tutamıyordum artık inlemelerimi. Eski karyola gacır gıcır sallanıyordu. Burak koltukta oturmuş bizi izliyor ve kendini okşuyordu o sırada.

– Ohhh bu kim yaa ? ohhh işi biliyor bu her kimse
– Güzel sikiyor mu hayatım ? 2 gündür gözü sendeymiş. Adını bilmiyorum ben de. Plajdayken tavladım zaten
– Ohhh çokk güzell, devammm ett ohhh eveett
– Ohh orospu seni, bağır istediğin kadar bütün otel bizim. Az önce otelin sahibi sikti seni
– Ohhh Burakkk hayvan gibi bu. Durmuyor hiç. Çok güzelll
– Off gelsin beni de siksin olmazsa yaa amma güzel vuruyor

Gerçekten de arkamdaki adam hızlı hızlı sokup çıkartıp arada sertçe vuruyordu ve buna bütün gece devam edebilecek gibiydi. Peşpeşe orgazm olmaya başlamıştım artık. Hızla vurup beni yatağa düşürürken gülüştük ikimizde. Ben yüzüstü uzandığımda o da bıraktı vücudunu üstüme. Yavaş yavaş sokup çıkartıyordu şimdi ve yanıma doğru kayıyordu vücudu. Bir süre sonra tamamen arkama geçti bana sarılarak. Bir bacağımı kaldırıp sikmeye devam etti. Otelde bile böyle bir peformansı görmemiştim kimse de. Sürekli girip çıkıyordu içime. Burak da koltukta oturmuş bizi izlerken çok tahrik olmuş gözüküyordu.

O sırada kapı çalındı ve biri girdi gene içeri. Burak şaşırmış ve birden ayağa fırlamıştı. Beklemiyordu kimseyi anlaşılan. Genç bir erkek sesinin please dediğini ve yalvarır gibi konuştuğunu duydum sadece. Burak elini yeni gelenin önüne götürmüş okşarken ona birşeyler söylüyordu. “ off ok ok “ dedi bıkkın biraz isteksiz bir sesle. Dışarıdan gelen ışık çok zayıftı ama Burak’ın odadaki koltuğa doğru ters domaldığını ve gencin de yaklaştıgını görebiliyordum. Arkamdaki azgın boğa da iyice kendine çeke çeke saplıyordu içime o an. Başucumda durumda kremi alıp seslendim çocuğa. Şaşkınca bana baktığında fırlattım kucağına doğru. Sessizlik oldu sonra ve Burak’tan acı dolu bir çığlık sesi sonra da zevk dolu bir inleme geldi birden ikisinden de. Off o an parlayan ışıkta otelin bellboyunun kocamı siktiğini anlamıştım. Geldiğimiz günden beri gözü üstümdeydi zaten ve bazen çok cüretkar hareketler de yapıyordu. Dayanamamıştı anlaşılan ama şu an umduğunu değil bulduğunu götürüyordu. Bir elini omuzuna koymuştu ve hızlı hızlı sikiyordu onu. Arkamdakini de azdırmıştı bu iyice. Kocamla aynı anda inliyorduk zevkten. Çıkarttı içimden ve hızla ağzıma soktu. Boğazıma kadar saplamıştı ve iki eliyle başımdan tutup ağzımı sikiyordu hırsla. Bir hayvan gibi böğürdü ve ağzımın içine boşalmaya başladı sonra. Genç bellboyumuz ise durmadan çakıyordu Burak’a ve anlaşılan çok hoşuna gitmişti kocam. Benim erkeğim ise rahatlamış ve yatağa uzanıp bir sigara yakarken hemen önündeki sexi izliyordu. Kalkıp ağzımı yüzümü yıkadım banyoda. Divana yaklaşıp saçlarını okşadım genç oğlanın. Sonra yatağa uzandım tekrar. Azgın boğam hemen sarılıp öpmeye başladı beni. Kalçama inen eli yavaşça deliğime geldi. Parmağını sokarken sorar gibi baktı bana ve zevkle gozlerimi yumup izin verdiğimi belli ettim. Arkama geçti tekrar.

– Ohhh aşkım kremi Uzatır mısın lütfen ? götümden sikecek bu beni
– Al hayatım ahhhhhhh. Offf ne biçim sikiyor bu ya. Leo da böyle sikerdi
– Ohhh ne güzel sürpriz yaptın bana
– Birazdan yolluyorum bunu da sana. Ohhh bitecek benim işim

Domalttı beni tekrar dişi bir köpek gibi. Dilini hissettiğimde titredim zevkten gene. Uzun uzun yalıyordu deliklerimi. Sonra kremin soğukluğunu hissedip ürperdim. Abajur ışığını açıp açmama konusunda tereddüt ediyordum ama açmamaya karar verdim. Çok daha heyecanlıydı böylesi. Kremleyip parmağını sokup çıkardığında kolayca girdi parmağı. Zaten deliğimin de hazır olduğu belliydi. O da anlamış olacak ki kremin soğukluğunun yerini daha sıcak ve sert birşey almıştı. Dayadı ve yavasça sokmaya başladı arkama. Eliyle de önümü okşuyordu yavaşça. Yavaşça geçirdi ve birden bastırıp soktu hepsini. Ben irikilip acıyla inlerken sikmeye başladı o da. İngilizce, Almanca, Türkçe bildiğim her dilde çok güzel diye inlemeye başlamıştım o an. Aynı anda Burak da inledi zevkle. Durmuşlardı da. Başımı çevirip baktığımda çocuk arkasına iyice yapışmıştı ve kafasını geriye atmış hafifçe inliyordu. Ohhh bitirmişti kocam onun işini. Ama ben bu sefer zorlanacağa benziyordum.

Azgın bir boğa gibi nefes nefeseydi götümü sikerken. Yavaş yavaş sokup çıkartıyor, bastırıyor sonra çekip köklerken hızlanıyordu gene. Nico dan sonra da yapmıştım anal sex ama bu bambaşkaydı birşeydi. İlk defa bu kadar zevk alıyordum arkadan. Bunu Burak’la paylaşmak isterdim. İnleyip bağırırken bunu ona da söylediğimde ise “ keyfine bak sen. Ben aldım alacağımı artık. Birazdan gelir bu da. İnmedi bile piçin siki doğru dürüst. Şuna bak hala ağzıma vermeye çalışıyor. İstemiyordu bir de “ diye cevap verdi nefes nefese. Gerçekten de arkasından çıkmış ve yüzüne dogru bastırıyordu sanki bizi izlerken. Hızlanmaya başlamıştı benimki iyice. İtalyanca ve yunanca bişeyler söylüyordu durmadan sikerken. Bıraktım kendimi iyice. Acımaya başlamıştı artık kıçım. Bunu anlayınca hemen çıktı içimden ve yavaşça diğer zevk çukuruma geçirdi. Ohhh o anda bastım çığlığı ben de. Bastırmış ve sonra süratle, makina gibi sokup çıkarmaya başlamıştı. Artık bayılacaktım zevkten ve acıdan. Dizlerinin üstünde yatağa otururken beni de üstüne çekti. Kucağına yerleşirken memelerimi avuçladı ve ben zıplarken o da altımdan vuruyordu durumdan. İnledik, bağırdık. Yaklaşmıştı iyice. Birden oğlanın bana doğru yaklaşmaya başladığını gördüm. Elimi uzattım ona ve yatağa doğru çektim. Arkamdaki azgın hayvan homurdanmıştı buna itiraz edercesine. Hiç umursadım ve çekip yaklaştırdım onu. Ağzıma verirken ellerimin üstünde domalmıştım tekrar ona doğru. Mmmm çok zevkliydi bu. Az önce kocamın içinden çıkmıştı daha. Emmeye başladım aldığım zevkle ve soktum ağzıma. Uzunca inledi oğlan ve arkamdaki de güldü bu duruma. Çıkardı sonra ve tekrar geçirdi arkama birden. Sertçe köküne kadar saplarken ben çığlığı basmıştım. İyi ki çıkarmıştı o an ağzımdan öbürü. Döllerini arkama boşaltıyordu durmadan ve bağırıyordu gene ulur gibi. Yatağa devrildi sonra. Ben ağzımdakiyle ilgilenirken aslında tek istediğim o an yatıp dinlenmek ve uyumaktı. Ama anlaşılan bunu da bitirmem gerekecekti. Konuşmadan giyinmiş, kalkmış ve gitmişti her kimse. Oğlan da hemen beni domaltıp daha döller bacaklarıma akarken sokmuştu. Hızlı hızlı sikiyordu. Zevk alıp almamam veya canımın yanıp yanmaması umurunda bile değildi. Ama o çok zevk alıyor olmalıydı ki arkamdan çıkarıp amıma sokuyor oradan tekrar saplar gibi arkama geçiriyordu. Burak yanımıza kadar gelmiş, sik onu diyordu. Hızlandı, inlemeye ve yunanca küfür eder gibi konuşmaya başladı, fazla dayanamamış ve çok da ses çıkarmadan tıslar gibi akıtmıştı hepsini arkama. Siki inene kadar içimde kaldı ve sonra apar topar çıktı o da.

Burak hemen gelip yatırdı beni. Masaj yapar gibi okşuyor, “ harika bir kadınsın sen, hiç yalnız kalmayacaksın kraliçem merak etme, doymadıysan 3 kişi daha haber bekliyor “ diye diye öpüyordu her yerimi. Mmm aşağıya indi ve dudaklarını deliğime dayadı. İki farklı erkeğin döllerini sundum ben de ona. Yalarken en çok ikinciden zevk aldığımı anlatıyordum. Sonra şaşırtıcı birşey yaptı Burak. Yavaşça beni öpüp üstüme çıkmaya başladı. Dudakları kasıklarımdan göbeğime ve oradan da göğüslerime çıkmıştı. Memelerimi ağzına aldığında bacaklarımı araladım. Sertleşmişti gene. Üstelik bu sefer beni altında aldığında bir garipti harketleri. Daha önce de öpüşüp sevişirdik onunla ama üstümde beni becermek isteyen bir erkek değil de bir kız arkadaşım varmış gibi hissederdim. Bu sefer ki farklıydı. Siki sürtünüyordu ve girmek istediğini belli ediyordu. “ ohhh anlat orospu, nasıldı o İtalyan. Çok güzel vuruyordu di mi sana, iyi sikti mi seni kocanın bulduğu erkek “ derken bozmadım hiç onu. “ ohhh eveet, senin asla giremeyeceğin kadar derine girdi. Sen asla öyle sikemeyeceksin beni, çok büyük zevk verdi ohhh defalarca orgazm oldum onun kollarında. “ diye inler gibi anlatmaya başladım ona. Birden iyice altına aldı ve ufak da olsa taş gibi olmuş sikini köküne kadar soktu içime. O anda bastım çığılığı ben de. Bu şimdiye hiç olmamıştı. Burak beni bayaa bayaa sikiyordu. Üstelik bu sefer öyle yarım bırakacak gibi değildi. Sert sert vuruyordu kalçaları bacak arama. Anlatıyordum ben de ona. Anlatıkça daha sert vuruyor ve sertleştikçe de bacak aramdan ateşler çıkmasına neden oluyordu. Cavit’i, Leo’yu anlatıyordum. 4 gündür beni sikenleri anlatıyordum durmadan inleye inleye. “ siktir beni , herkese siktir. Duydun mu beni. Kuzenlerin de siksin beni. Doyursunlar beni “ diye isterik bir şekilde inlemeye başlamışken birden kısa bir çığlıkla orgazm oldum altında. Ve o da aynı anda boşaltmaya başladı döllerini içime. Gözlerinden bir ateş çıkmıştı sanki o an. Nefes nefese kalmıştık. İkimiz de çok şaşırmıştık buna. Balayımda bile böyle yapamamıştı beni. Üstelik ilaç da almamıştı. Konuşmadık hiç ve sarılıp uyuduk daha sonra.

Ertesi gün Ayvalığa doğru yola çıkacaktık ve artık tam anlamıyla bütün hücrelerime kadar tatmin olmuştum. Bunu bana sağlayan kocamı ise çok sevdiğimi anlamıştım.

Hatta aşık olmuştum ona

( Pelin ve Burak için esas macera bundan sonra başlıyor. Ancak biraz ara vermek iyidir. )

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Kendimi 3 Kişiye Siktirdim

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Kendimi 3 Kişiye Siktirdim
Merhaba, benim adım Lale, 41 yaşında, evli ve çocuksuz bir kadınım. Kocam çok içkicidir. Evlendiğimizden beri beni çok aşağılar. Yok kısaymışım, yok çirkinmişim, kendime hiç bakmıyormuşum gibi mazeretlerle hergün benle kavga eder. Bir gün ablam çağırdı öğle çayına, gittim. Ailemden de saklıyordum, çünkü ne zaman en ufak bir şey söylesem, onlar da beni suçluyorlardı. Akşamüstü Otobüsle eve dönerken, Otobüs epey bir kalabalıktı ve ağır ilerliyordu. İçerisi çok sıcaktı, insanlar birbirini yapışmış gibi, rezalet bir durumdu, insan sefilliği.

Arkama dayanan iki tane genç vardı, hisediyordum. Önlerini öyle bir yapıştırmışlardı ki kalçama, iki kalçamda sırıl sıklam ter olmuştu. Ben de (kendimi neden onlardan çekeyim ki, nasıl olsa kocam beni hiç sevmiyor, heyecan bile duymuyor diye düşünüp) tepki bile vermedim. İkiside önlerindeki sertlikleriyle kalçamı hafif hafif ittiriyorlardı. Eteğimin arka kısmı, onların arkamı ittirmelerinden dolayı hafif yukarı çekilmişti. Benden tepki gelmeyince, sonunda solumdaki genç kulağıma fısıldayarak, “İki saatliğine ne kadar istiyorsun güzelim?” diye sordu. Beni parayla sikişen orospu sanmış olmalıydılar. “Size bedava!” dedim. Bu lafımdan cesaret alan genç elini eteğimden içeri sokup, oradan elini külotumdan içeri daldırdı ve kalçamı sıkıştırmaya başladı. Kalçamı öyle rahat karıştırıyordu ki her yanım meydandaydı. Ama hiç umurumda değildi. Ben de elimi önüne attım ve pantolonundaki sertliği okşuyordum. Genç, parmağının birini arka deliğime soktu…

Götümü parmaklaya parmaklaya bir süre gittik. Onların inecekleri durağa gelmiş olmalıydık ki, “Hadi burda iniyoruz.” dediler. İndik. Beni boş kapalı bir dükkana götürdüler. Dükkana gelene kadar tek bir kelime bile etmediler ve soru sormadılar. İçeri girdik. Beni okadar hızlı soydular ki, bir anda çıplak kalmıştım. Kendileri de çabucak soyundular. Az önce Otobüste götümü parmaklayan genç beni domaltıp, yarağını götüme soktu ve sikmeye başladı. Öbürü ise saçlarımdan sıkıca kavrayıp, yarağını ağzıma soktu ve emmemi istedi. Ben de dediğini yaptım. İnik yarağını emerek sertleştirmeye çalışıyordum. Arkamdaki ise zorla, götümün dar, küçük deliğini zorluyordu. Ağır ağır gidip gelebiliyordu. Parmakarıyla kalçalarımı iyicene açmış, “Ağh… ağh…” diye inliyordu. Ağzıma verenin yarağı ağzımın içinde halen pek sertleşmediği için ondan pek bir ses çıkmıyordu. Arkamdaki genç götümün deliğine tükürük akıtarak tekrar soktu yarağını. Yinede hızlı girip çıkmamasına rağmen, busefer daha seri gidip geliyordu. Ağzımdaki yarak sertliği kıvamına geldikten sonra, hareketlenmeye başladı ve yarağının başını arada bir gırtlağıma kadar dayıyordu. Arkamdaki gelmek üzereydi, kalçama daha sıkı yapıştı, daha sert sokup çıkarmaya başladı ve inleyerek götümün içine akıttı döllerini…

Sonra beni yere sırtüstü yatar pozisyonuna getirdiler. Ve busefer yarağını emdiğim genç nazikçe amıma soktu. Yarağı girerken amım çok zorlandı, ama nedense bu beni mutlu etti. Zorlanmam beni çok mutlu ediyordu, inliyor, bağırıyordum ve kendime engel olamıyordum. Canımın bu türlü acımasını özlemiştim. Epey olmuştu böyle acı duyarak sikilmeyeli, neredeyse unutmuştum. Genç amımda hızlandıkça, ben de bağırmalarıma, inlemelerime ve orgazm oluşuma mani olamıyordum. Boşalacağı sırada yarağını amımdan çıkarıp göbeğime akıttı menilerini. Yerde bacaklarım ayrık, mutlu ve tatmin olmuş yatarken, “Ne oluyor lan burada?” diyerek içeri Kapıcı geldi. O’da beni sikmek istediğini, eğer izin vermezsek (Fuhuş yapıyorlar diye) bizi Polise şikayet edeceğini söyledi. Mecburen kabul ettik…

Kapıcı hemen pantolonunu ve külodunu dizlerine kadar indirdi ve bacaklarımın arasına çömelip, sikini az önce sikilmiş amıma soktu ve gidip gelmeye başladı. Bana tam bir orospu muamelesi yapıyorlardı. Sadece kocamdan intikam almak için hiç birine ses çıkartmadım. Okadar uzun zamandır seks yapmamıştım ki, aynı günde 3 erkek tarafından sikilmek bana acaip zevk ve heyecan vermişti. Kapıcı amıma kızakla kayar gibi, rahat rahat ve hızlı gidip geliyordu. Her giriş çıkışında bacaklarımın arasından ‘Şak şak şak’ sesler geliyor ve beni orgazma doğru götürüyordu. Kapıcı da sonunda daha fazla dayanamadı, sikini amımdan çıkardı ve o da göbeğime boşaldı. Üzerimden kalkıp üstümüzü başımızü düzeltirken, “Muamelen güzelmiş, yarın da gel, yarın da sikeyim seni, olur mu?” dedi. “Tamam, gelirim…” dedim ve ordan herkes kendi istikametine doğru ayrıldı…

Eve vardığımda kocam daha gelmemişti, kimbilir hangi meyhanede içki içiyordu.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 17 Ozge Yengem

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

%100 Gerçek Ensest Anilarım Bolum: 17 Ozge Yengem
Zeki’yi apar, topar hastaneye soktular, Zeki’nin gözleri kapalıydı. Hastane kapılarını yumrukluyordum.

– Keşke lan keşke! Gidiyorum ben amına koyayım dediğinde kolundan tutup kal demeseydim çocuğa

Ferhat;

– Sen nereden bileceksin abi böyle olacağını

Mete çömelmiş ağlıyordu;

– Ulan o kadar kestaneyi çizdirecek bu çocuk dedim dedim, ölmez demi lan? Ölmesin oğlum.

Ferhat;

– Güçlü çocuk lan Zeki, olmaz demi bir şey hah?

Ben;

– Ne bileyim amına koyayım ne bileyim!

Ameliyathanenin kapısında bekliyordum. Telefonum cebimde yoktu. Kafayı yiyecektim. Sağa dönüyor, sola dönüyordum. Gelen giden hemşirenin, doktorun kolundan tutup Zeki’yi soruyordum hiçbir şey söylemiyorlardı;

– Kafayı yiyecem amına koyayım kafayı!

Yeni bir sedye ile adam getirdiler. Dayımdı bu, baygın yatıyordu sedyede her tarafı kan içindeydi. Arkasından polis geldi;

– Olayın yanındaki gençler sizsiniz değil mi?

Ferhat ile Mete yüz yüze bakıyorlardı. Söze katıldım;

– Evet bizdik.
– Karakola gitmemiz gerekiyor.
– Arkadaşım burada onu bırakıp gelmiyorum bir yere.

Polis kolumdan tuttu çekiyordu beni;

– Hop hop ne yapıyorsun sen?

Ferhat ile Mete girdi araya. Konuşmaya devam ediyordum;

– Arkadaşımı o getirdiğiniz adam vurdu? Ben ne için geliyorum karakola? Ayılınca ona sorun ne soracaksanız. Ferhat babamı ara avukatla gelsin hastaneye.

Ferhat babamı aradı. Onlarda polis karakolundalarmış zaten. Yanımızdaki polislerle irtibat kurup konuştular bilgi aldılar. Babam polislerle, yengem annem hepsi gelmişti hastaneye. Yengem koşarak boynuma sarıldı;

– Kuzey neydi o silah sesi? Çok korktum bir şey oldu sandım sana.
Annemi, babamı, kimseyi umursamadan ağlıyor, boynuma sarılıyor öpüyordu.

– İyiyim ben iyiyim ama…

Hüngür hüngür ağlamaya başladım. Babam komiser ile yanıma geldi;

– Paşam ne oldu?
– Baba dayımın yanına gittik, evden silahla çıktı ateş etti, Zeki önüme atladı. Zeki vuruldu.

Komiser sordu;

– Boğuşma mı oldu? Öyle mi patladı silah? Dayınız baya darp görmüş.

Ferhat ile Mete komiserin yanına geldi, her şeyi anlattı;

– Kuzey Zekinin yanındaydı. Zeki’yi vurduktan sonra Kuzey’e nişan aldı. Bizde üzerine atlayıp aldık silahı attık. Kavga etmeye başladık o yüzden bu hale geldi.

Komiser bizim çocukların üstüne başına baktı, üstleri yırtılmış, çamur içinde. Birkaç tutanak tutup polis bıraktı hastaneye gitti. Mete Zeki’nin ailesini aramış. Annesi babası, ablası telaşla hastaneye girdiler. Ne oldu diye soruyorlar, bilgi almaya çalışıyorlardı. Ben bağdaş kurdum ameliyathane kapısında bekliyordum. Ağlıyordum. Zeki’nin annesi anneme sarılmış ağlıyor, babası babam ile konuşuyor, ablasını yengem teselli ediyor, konuşuyordu. Ferhat ile Mete yanıma geldi.

Ferhat;

– İlayda’yı da arıyayım mı?
– Yok oğlum gerek yok ona.

Saatler geçmişti. Ameliyathaneden doktor çıktı, herkesten önce yanına koştum;

– Zeki nasıl? Yalvarırım iyi bir şey söyleyin?
– Hayati tehlikeyi henüz atlatmadı. Çok fazla kan kaybetmiş. Kurşun karaciğeri delmiş, kurşunu çıkarttık. Uyutuyoruz. . Sabaha kadar bekleyip göreceğiz. Geçmiş olsun.

Ben iyice yıkılmıştım. Duvarları yumrukluyor hıçkırarak ağlıyordum. Yengem boynuma sarılıp ağlıyor, beni teselli etmeye çalışıyordu. Bu yakınlaşmamızı babam şaşkın gözlerle izliyor. Anlam veremiyordu.

Mete kolumdan tutup dışarıya çıkarttı beni. Banka oturduk. Bir sigara yakıp uzattı. Yanımıza Ferhat geldi;

– Ağlamayı kesin lan! İyi olacak Zeki yine gelip saçmalayacak. Ulan ne kadar saçmalarsa saçmalasın sus zeki diyen olursa amına koyarım.

Mete;

– Sabaha kadar saçmalasın dinlerim abi…

Ben;

– Oğlum herkesten beklerdim Zeki ne bileyim. Adam beni korumak için kurşunun önüne atladı lan. Bayılmadan önce “Kuzey’in oğlu kolla götü” dedi.
Ağlayarak gülüyorduk.

Mete;

– Adam dayıya namusumsun bundan sonra dedi ya

Ferhat;

– Ah ulan zeki çık şuradan, bir daha sana gerizekalı bile demeyecem lan.

Sabaha kadar bekledik, Zeki’nin annesi babası, ablası perişan olmuşlardı. Sabah olmuş gün ağarmak üzereydi. Yengem koşarak yanıma geldi yüzü gülüyordu;

– Kuzey! Zeki gözlerini açtı! Uyandı Zeki

Koşarak yengem sarıldım, ağlıyordum. Ferhat ile Mete gülüyordu. Koşarak hastaneye girdiler. Arkalarından koştum. Zekiyi bir odaya almışlar herkes bir pencereden bakıyordu. Yanlarına yaklaştım, pencereden kafamı uzattım. Zeki bana bakıyor, gözlerinin içi gülüyordu. Zekiye bakıp gülüyordum. Kalk ulan diye hareket yapıyordum. Herkes birbirine sarılıyor, çok şükür diyordu. Dayım uyanmamış komadaymış. Hep beraber kantine inip çay aldık. O kadar mutluydum ki, annem babam yanımızda değilmiş gibi sarmaş dolaş oturuyorduk yengemle. Zeki’nin annesi lafa girdi;

– Efendim çok sağ olun eksik olmayın, oğlumu sabaha kadar beklediniz, yalnız bırakmadınız bizleri, lütfen evinize gidip dinlenin.

Babam lafa girdi;

– Bu olay bizim yüzümüzden Zeki’nin başına geldi, asıl siz kusura bakmayın hakkınızı helal edin. İnanın hiç böyle bir şey beklemiyorduk. Evlatlarımız çok iyi arkadaşlar. Bende çok severim Zeki’yi hiç sorun değil. Beklerim başında seve seve.

Ben lafa girdim;

– Zeki benim kardeşim baba, bundan sonra ne arkadaşım ne dostum kardeşim!
– Haklısın evlat, kimse kolay kolay kurşunun önüne atlamaz. Bundan sonra Zeki’de benim oğlum yerindedir. Lütfen bu konuları konuşmayalım bile.

Doktor gelmişti;

– Hastayı odasına aldık girip görebilirsiniz…

Ben koşarak Zekiyi aldıkları odaya gittim. Kapıyı açıp girdim;

Zeki;

– Oovv kuzeyin oğlu? Naber kanki
– Kardeşim benim iyiyim sayende sen nasılsın? Ağrın sızın varmı?

Arkamdan ailesi ve bizimkiler geldi odaya. Zeki eliyle eğil işareti yapıyordu;

– İyiyim hacı güllede, belden aşağısını hissetmiyorum. Uyuştu, hani şimdi ben ya artık kestane bile çizemezsem?
– Morfindendir o zeki, anca toparlarsın geçecek kardo.

Zeki belini doğrultmaya çalıştı.

– Of amk of,

Zeki tekrar eğilmemi istedi. Eğildim kulağıma fısıldıyordu;

– Göbek deliğimi sikiyorlar gibi ağrı var geçer mi ki? Yoksa bu ağrıya alışacam diye korkuyorum.

Zeki’nin annesi yanına geldi. Zeki konuşmayı bıraktı. Annesi konuşmaya başladı. Saçlarını okşuyordu Zeki’nin;

– Oğlum çok korkuttun bizi.
– Ne yaptım ki?
– Kurşuna atladın ya oğlum
– Ha onu diyorsun anne, yine olsun yine yaparım. Kuzeyin oğlu benim canım, ciğerim, arkadaştan öte, kardeşim o benim. Ona kimse zarar veremez.

Belini doğrultmaya çalıştı elini karnına tutup yüzünü ekşitti;

– Bu acı geçer mi ya? Bak konuşurken bile acıyor.

Ferhat ile Mete Zeki’nin yanına yaklaştı. Mete ağlıyordu;

Zeki;

– Hişt hacı gülle, biri mi öldü neden ağlıyorsun? Gel lan buraya. Kıvırcık merinos, marul kafa seni.

Mete ile Zeki sarılıyordu.

Zeki;

– Hişt kıskanmayın lan. Fero, kuzeyin oğlu sende gel.

Üçümüzde Zeki’ye sarılıyorduk. Zeki fısıldadı;

– Acaba partiye kadar iyileşir miyim? Ha hacı gülleler?

Babam;

– Çok geçmiş olsun oğlum. Çok şükür atlattın.
– Tabi kuzeyin oğlunun babası amca, ehey küçücük kurşuna da öleceksek, hiç yaşamayalım daha iyi.

Babam gülüyordu. Hastaneden çıktılar. Doktor yanımıza geldi;

– Oo maşallah Zeki hızlı iyileşiyorsun bakıyordum da hiç susmuyorsun
– Neden susacakmışım ki? Kurşunu ağzımdan mı yedim? Karnımdan yedim.
– Olsun sen yine de zorlama kendini. Ağrın var mı?
– Var, çok var, ciğerim yanıyor doktor bey.
– Zeki ciğerin artık yanamaz aldık biz onu.
– Ne?

Yorganı kaldırdı karnına bakıyordu;

– Ne yaptınız benim canım ciğerime? Köpeklere mi verdiniz? Neden kesip aldınız?
– Parçalanmıştı zeki. Tek ciğer ile devam edeceksin hayatına.
– Sevenleri ayırdın hain doktor.

Doktor gülüyordu. Yanımıza geldi ve konuştu;

– Bugünlük bu kadar yeterli, lütfen gidin dinlenin. Zeki’ye çok iyi bakacağız gözünüz arkada kalmasın.

Zeki ağlamaya başladı;

– Bari arkadaşlarım gitmesin, ben sıkılırım tek başıma burada.
– Olmaz zeki yormaman lazım kendini, konuşma istirahat et.
– Peki telefonla arayıp konuşsam onları?
– Yok oda olmaz zeki.
– İçimden konuşsam peki? Ama o zamanda bunlar duymaz ki. Neyse gidin ben kendi kendime konuşurum.

Gözlerini kapattı. Kendi kendine konuşuyordu belli ki.

Hastaneden çıktım. Babamlar önde, ben yengem ile arkalarından gidiyorduk. Yanımda arkadaşlarım Ferhat ve Mete vardı. Yengeme sarılmıştım. İki sevgili gibiydik.

Ferhat;

– Adam heyecan yaratmayı seviyor beyler. İlla korkutacak bizi.

Mete;

– İyi korkuttu ama. Ölecek sandım bir an.

Ben;

– Beyler Zeki’yi kurşun bile öldüremediyse, başka hiçbir şey öldüremez adam kedi gibi.

Yengem gülüyor. Bana sıkı sıkı sarılıyordu. Ferhat ile Mete eve gitmek için ayrıldı yanımızdan. Zeki’nin anne ve babası bizim aile ile konuşuyordu. Babamın arabasına bindik yengemle. Yanıma oturdu, dip dibe oturuyor, sarılıyorduk birbirimize. Babam arabaya bindi dikiz aynasından bize baktığını fark edince, ellerimi yengemin belinden çektim. Eve gittik, içeriye giriyordum babam kolumdan tutup çekti;

– Paşam gel konuşalım seninle biraz.
– Tamam baba.

Yengem arkasına dönüp bana bakıyor, içeriye giriyordu.

Babam;
– Yengen ile aranda ne var?

Yüzüm kızarmış, şok olmuştum babam anlamıştı. Ama haklı çok belli ettik bugün.

– Bir şey yok baba, ne olacak? Mahcup şekilde gülüyordum.
– Yok, anlarım ben, var aranızda bir şey, aşık mısınız birbirinize? Yengenle sarmaş dolaşsın hep.
– Alla alla, sarmaş dolaş olunca aramızda bir şey mi oluyor baba ya? Saçmalama gidiyorum ben.

Eve girdim, yengem salonda ne oldu gibisinden el hareketi yapıyordu bana, arkamdan babam geldi. Yengem mutfağa girdi. Bende odama çıkıp bir duş aldım. Giyiniyordum Aysel yengem arıyordu. Uzun zamandır aramıyordum kadını, ilgilenmiyordum.

– Alo kuzi olanları duyduk akşam size geliyoruz iyi misin? Bir şeyin var mı?
– Yok yenge iyiyim arkadaşım vuruldu. Oda hastanede yatıyor. Şimdi uyuyacağım çok yorgunum.
– Gelince rahatlatırım ben seni, hadi kapatıyom hayvanlara bakmaya gidecem bende.
– Tamam yenge kolay gelsin.

Mutfağa indim bir bira içip öyle uyuyacaktım. Biramı açtım bahçeye çıktım içiyordum. Yengem geldi yanıma. Üzerini değişmiş, duşunu almış;

– Sorun yok değil mi?
– Ne sorunu?
– Babanla konuşuyordunuz da duydum biraz.
– Sorun olsa ne olur?

Kolundan tutup yanıma oturttum. Sarılıyordum.

– Sen benimsin bundan sonra, kim ne diyecek?
– Bilmem.

Oda bana sarılıyordu. Biramı içtim, konuşuyorduk;

– Dayının bu kadar ileri gidebileceğini düşünmedim hiç.
– Valla o gavatın bunu yapacağını bende düşünmedim. Adam silah çekti hem de bana, hadi tamam ona şaşırrım eyvallah. Ya Zeki? Adam beni korumak için önüme atladı. Hiç beklemezdim Zeki’den korkup kaçması lazımdı.
– Öyle, güzel çocuk Zeki…
– Hadi yatalım, çok yorgunum.
– Seninle uyumak istiyorum.
– Uyuyacaz ama bak, yorgunum valla Özge…
– Tamam uyuyacaz.

Odama geçtim, kapıyı açık bıraktım, üstümü değişiyordum. Yengem geldi odama kapıyı kilitledi. Sarıldım öptüm, yatağa girip sarmaş, dolaş uyuduk. Sabah kapım çalıyordu,

Babam;

– Kuzey! Hadi uyan okula.

Uyku sersemi uyanmıştım,

– Ne okulu baba hastaneye gidecem ben, git sen.
– Peki ben müdüreyi ararım.
– Ya ne arıyacan? Zaten ders gördüğümüz yok, Üniversite sınavına hazırlanıp duruyorlar.

Babam gitmişti kapının önünden, yengem sesime uyanmış sarılıp öpüyordu beni;

– Bende geleceğim seninle.
– Okula mı?
– Salak hastaneye gideceğim demedin mi?
– Ha tamam canım gel.

Yatakta üstüne çıkıp, dudaklarını öpüyor, boynunu emiyor, kısacası sevişiyorduk. Annemin sesiyle toparlandık;

– Hadi kahvaltı hazır gelin. Özge neredesin?

Yengem yatağımdan apar topar kalkıp gitti. Ferhat mesaj atmıştı;

– Kanka uyandın mı? Mete ile size geliyoruz. Zeki’nin yanına gideceğiz. Birde İlayda öğrendi dün olanları, ağzımızdan kaçırdık, oda geliyor. Haberin olsun yarım saate sizin evdeyiz.

Hay amk diyordum içimden şu kızda bırakmadı bir beni. Yengemin yanına oturdum kahvaltıya, tam o anda kapı çaldı. Arkadaşlarım, İlayda, Melisa okula gitmemiş hepsi gelmişti. İlayda ağlıyordu;

– Kuzey! Zeki iyi mi? Hadi gidelim hemen.
– Kızım dur ne ağlıyorsun aslan gibi Zeki, yatıyor hastanede.

Yengem göz ucuyla bize bakıyordu. Konuşmaya devam ettim. Melisa da ağlıyordu. Zeki’nin ağzıyla, onun hareketleri ile konuşuyordum.

– Kız zilli, sen niye ağlıyon? Hacı gülleler, hadi kahvaltı edek, girin içeriye.

Melisa Zeki’nin taklitini yapınca hafif güldü, ağlamaya devam ediyordu.

Melisa;

– Of sus gerizekalı demeyi özledim Zeki’ye iyileşecek değil mi?
– Korkmayın ya iyi Zeki hadi gidelim görün bak.

Yengeme seslendim;

– Yenge hadi gelecem diyordun gidiyoruz.
– Yok kuzum gidin siz, yarın gelirim ben sizle.

İlayda yanımda olduğu için böyle dediğini biliyordum. Peki dedim çıktık evden. Arabalara binip hastaneye gittik. Zeki’nin annesi ağlıyordu, babası karısını teselli ediyordu. Koşarak yanlarına gittik. Babasına sordum;

– Bir durum mu var?

Babası ağlıyordu;

– İç kanama geçirdi, tekrar ameliyata aldılar.

Olduğum yere yıkılmıştım. Dizlerimin bağı çözülmüştü. Dün o kadar konuştuğum, sarıldığım arkadaşım tekrar ameliyat masasındaydı. İlayda ile Melisa hıçkırarak ağlıyordu. Ferhat ile Mete yanıma gelip kaldırdı oturduğum yerden.

Ferhat;

– Kalk abi kızların yanında güçlü dur, yoksa onları zapt edemeyeceğiz. Kalk hadi. İyileşecek Zeki.

Doktor geliyordu yanımıza babasının yanına gitti. Koşarak yanlarına gittik.

Doktor;

– İç kanamayı zorda olsa durdurduk, ama tekrar iç kanama geçirme riski çok yüksek. O yüzden yoğun bakımda tutacağız. Üzülerek söylemek zorundayım, Allahtan ümit kesilmez ama tekrar iç kanama geçirirse durduramayız, ve Zeki’nin bünyesi bir ameliyatı daha kaldıramayacak. Kaybetme riskimiz çok yüksek. Umarız iç kanama geçirmez tekrar.

Zekinin annesi iyice yıkılmış, babası çömelip kalmış, yıkılmıştı. Yanlarından ışık hızıyla ayrıldım. Dayımın kaldığı odayı bilmiyordum. Danışmaya gidip sordum dayımın kaldığı odayı. Hastaneden sevk edildiğini, istanbula gittiğini söyledi. Komadan çıkamamış hala.

Ben;

– Benim burada arkadaşım ölüyor, onu sevk etseydiniz. O şerefsizin iyileşmesi için neden daha iyi bir hastaneye sevk ediyorsunuz. Ulan kötü insanları bu kadar mı çok seviyorsunuz siz? İlla arkadaşımın ölmemesi için, şerefsiz mi olması lazım?

Danışmanın yakasına yapıştım hırpalıyordum. Güvenlik araya girdi ayırmaya çalışıyordu, arkadaşlarım yanıma gelmişti, hastane polisini çağırdılar. Polis yaka paça dışarıya çıkarttı beni.

Polis;

– Oğlum sakin ol, ne istiyorsun adamdan?
– Bırakın allah aşkına ya! Kötü insanları koruyup duruyorlar, benim içeride arkadaşım ölüyor, canıyla cebelleşiyor, bu şerefsizler, şerefsiz bir insanı komadan çıkartmak için uğraşıyor, çok mu lazım komadan çıkması?
– Evlat sen şu dayını döven genç değil misin?
– Evet benim.
– Adam komadan çıkmazsa, cinayetten yargılanacaksın. Yanındaki arkadaşlarında yanında olduğu için onlarda yargılanacak. Hastanede yeterli ekipman olmadığı için sevkini istedi. Arkadaşını da sevk edebilirlerdi, ama arkadaşın bu sevke gidecek durumda değil, yolda da ölebilir. O yüzden dua et iyileşsin dayın.

Ben iyice ikilemde kaldım. Durumların böyle olacağını bilmiyor, düşünmüyordum. Ferhat ile Mete çok sakinlerdi yanıma geldiler;

– Vay amına koyayım hapishane de mi görecez lan yoksa?

Mete sigarasını yaktı;

– Amına koyayım Zeki iyileşsin de ne görürsek görelim amına koyarım artık.

Akşama kadar hastanede bekledik. Hepimiz perişan haldeydik. Babamlara haberi almış onlarda yanımızdaydı. Özge yengem evde çocuklarla kalıyor, Aysel yengemler gelmiş onlarla oturuyordu. Doktorun tek söylediği elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz, bu geceyi atlatması lazım iç kanama geçirmeden diyordu sadece. Vücudu çok yorulmuştu Zeki’nin. Kafayı yemek üzereydim. Hastaneden kimseye belli etmeden ayrıldım. Yürümeye başladım. Sahile kadar yürüdüm, tekelden sigaramı, içkimi aldım oturdum sahile. İçkimi içiyor, denizi seyrediyordum. Bir taraftan Zeki’yi düşünüyor, iyileşmesini diliyordum. Bir taraftansa dayım komadan çıkamaz, geberip giderse sonumuz bombok olacak onu düşünüyordum. Hapise girersem ne yapardım? Yengem yalnız kalırdı, okulumu okuyamaz, her şey boka sarardı. Peki ya arkadaşlarım? Peşimden onları da sürükleyecek, hayatlarını maf edecektim. Her şey üst üste geliyordu. Telefonum çalıyor Ferhat arıyordu;

Ferhat;

– Alo kanka neredesin oğlum seni aradık bulamadık?
– Sahilde içiyorum moruk duramadım orada. Kardeşim nasıl?
– Haber yok kanka bekliyoruz. Geliyoruz yanına
– Yok moruk gelmeyin
– Sikerim amını. Belki de bundan sonra hapishane arkadaşı olacaz. Yalnız bırakmayız moruk seni bekle ayrılma.

Aradan yarım saat geçmiş, içkim bitmiş, sigaramı içiyordum. Yanlarında içkilerle geldiler. Birayı açıp uzattılar elime.

Mete;

– İç moruk iç sabah olmaz bugün.
– İnşallah o sabah olur be.

Ferhat;

– Zor da olsa o sabahlar olacak içinizi rahat tutun amına koyayım.

Mete ağlıyordu;

– Keşke lan, keşke Zeki de şurada olsa, saçma sapan konuşsaydı.

Ferhat;

– Dur be oğlum öldürdün hemen çocuğu. O bir uyansın. Onu da buraya getirip içeceğiz.

Ben;

– Partiyi sordu.

Ferhat;

– Ne?

Ben;

– Onu görmeye girdiğimiz de, partiyi sordu kulağıma fısıldadı. Sabırsızlanıyor, iyileşir miyim diye soruyordu.

Ferhat;

– Daha 2 ay var, iyileşecek gelecek bizimle.

Mete;

– Ya da biz hapise gideceğiz, o puşt tek gidecek partiye.

Ağlayarak gülüyorduk. Sabaha kadar sahilde içkilerimizi yudumladık. Gözlerimiz telefonda sadece iyi bir haber bekliyorduk…

Sabah olmak üzereydi gün hafif hafif ağarıyor, güneş doğmaya başlıyordu. Telefonum çalınca apar, topar kalktık. Elime aldım telefonu babam arıyordu. Ferhat’ı Melisa arıyordu. Mete telefonuna bakıyordu;

Mete;

– Beni arayan yok açın lan şu telefonu amına koyayım…

Ben hemen açtım telefonu, Ferhat ileriye gidip açtı telefonu. Mete ortamızda kalmış kime gideceğini şaşırmış bakınıyordu.

Ben;

– Alo baba uyandı mı Zeki?…

20. BÖLÜM SONU…

DEVAM EDECEK…

LÜTFEN DEĞERLİ YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİNİZ!…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Baştan Çıkaran Kuzen

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Baştan Çıkaran Kuzen
Ben 20 yaşında 1.65 boyunda gerçekten çıtır konuşunda kendime güvenen bir gencim başımdan geçen hadise geçen yıl yani 2008 yılında oldu.
Benim bir kuzenim 18 yaşında taş benzeri bir tanesi. Gerçekten tam tamına 90-60-90 gibi bişi. ilk önceleri ona karşı aşırı fazla ilgim olduğunu fark etmedim. lakin daha sonra onunla aynı odada kalınca onu sikmek istedğimi anladım. Tatilde bir gün tek başıma halamlara gittim, oda oradaydı.Mükemmel memesi ve götüyle karşımdaydı. Akşam oldu herkes yattığında onunla aynı odada kalıcağımı öğrendim ve neredeyse havalar uçuyordum. Akşam bişi olmadı. Sabah erken kalktığımda birde baktım kuzenimin üzerindeki yorgan yerde ve geceliğide belinin çok fazla üstüne kadar çıkmış.
Saat tahminen sabah 5 falandı yani herkes uyuyor… Dayanamadım kalkıp çekmeceden onun iç çamaşırlarını alıp 31 çektim düşünün sabahın 5 inde.. Daha sonra işim bitince yatmaya giderken dayanamadım bir ellesem ne olur diye düşündüm…
Biraz amını kilodunun üzerinden elledikten birazda göğüslerini okşadıktan sonra yattım. Sabah hiç bişi ham bunun gibi devam ettik..
Ben hemen hemen hergün bunun çekmeceden iç çamaşırlarını alıp 31 çekmeye başladım…
Ve artık içime tak etmişti onu sikecektimmm.
gene bir gün onun iççamaşırı çekmecesini karıştırıken birden odaya o girmezmi…
O anda hayatımın en soğuk terlerini döktüm..
Bana baktı ve ne aradığımı sordu, bende elim mahkum beni aşırı tahrik ettiğini söyledim..
Biraz beni süzdükten sonra bana bunu aileme anlatmamam için bir tek neden söyle dedi.. Ben ne diyebilirim ki dedim.. Bana daha önce yapıp yapmadığımı sordu bende yapmadım dedim. O baktı ve denemek istermisin dedi ve o lahza ayaklarım tutmuyordu……
Arkasını dönüp kapıyı kilitledi.. Ve sessiz olmamı çünkü evde halamın olduğunu söyledi.. Daha sonra bana yaklaştı yaklaştı ve dibime kadar geldi, bundan sonra birbirimizin solumasının ne kadar hızlı olduğunu ayrım edebiliyorduk..
Eliyle yavaş yavaş pantolonumun üzerinden sikimle oynamaya başlamıştı.. Daha sonra eğildi ,pantalonu ve boxer nımı çıkardıktan sonra saxso ya başladı ben hemen hemen bayılacaktım ve 5,6 dk sonra boşaldım..Daha sonra ayağa kalktı ve ve tam soyunurken durmasını nedeniyse benim onu soymak istediğimi söyledim (bu aşırı hoşuma gider). Yavaş yavaş o iri taş bu gibi göğüslerinin üstündeki yapışık bluzu çıkardım ve siyah sütyenini ardındanda ucunu araladığım o hayalimdeki memeleri yalamaya başladım mükemmeldi benimki yine taş olmuştu. Altındaki dar pantolonuda çıkardım altında siyah tangasıyla karşımdaydı.. yalnızca bir kaç dk sonra sikimin ucunda olacaktı..
Onu çalışma masasına oturttum ben bacaklarını omuzuma alarak donunun üstünden amını yalamaya başladım. Aç bu gibi yalıyorudum. Ben yaladıkça o kendini bağırmamak için zor tutuyordu. Prezerfatifi giydikten sonra, Sonunda donunu araladım ve amına yavaşça girmeye başladım mükemmel bir duyguydu.. Hızlandıkça hızlandım masa hafiften sallanıyordu ve o nun sesinden halam kapıyı çaldı . Bize kapının arkasından bişiy olup olmadığını soruyordu lakin bir bütünleşmiştik ve zar zor çıkardığım o normal ses tonuyla bişiy olmadığını ayağımın masaya çarptığını söyledim.. Halam içeri gidince onu sikimin üstünde kucağıma alıp yatağa attım…Yatakta onu sikmeye başladım bağırmamak için yastığı kafasına bastırırdu..Sonra ben 2. kez boşaldım ama kuzen sağlam çıkmıştı ve hayla boşalmamıştı… Son çare götüne girmeyi istedim oda zevkten olacak her durumda kabul etti.. Bu sefer yere köpek pozisyonunda durdu. Ben ilk deneyişimde uzunu bile sokamadım, biraz parmağımla oynadıktan sonra masada el kremi gördüm ve derhal yağlamaya başladım… Sonra ilk darbede soku verdim götüne.ilk girişte hafif bir figan atar bunun gibi oldu daha sonra ya zevkten ya acıdan bacağımı sıkmaya başlandı. O sıktıkça ben daha hızlı gittim geldim ve en sonunda geldim diyerek boşaldı…. Heryer zevk suyu olmuştu.. Son birkez suratına boşaldım….
Odayı temizledik ve giyindikten sonra bunu tekrarlıyabilecekmiyiz diye sordum. Oda erkek arkı olmadığında beni arıyacağını söyledi. O günden sonra çok aşırı çıtır siktim fakat o ilk bulunduğu ve hayalim bulunduğu için aşırı mükemeldi.. Hayalimi gerçeklerştirdiğim için çok fazla mutluyummm.. Umarım devamı gelir.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Boynuzlandım

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Boynuzlandım
Merhaba ben Işık 37 yaşındayım. Karım Niran ise 35 yaşında.
10. evlilik yıl dönümümüzde, karım Niran’a sürpriz yapmak istiyordum. Çocukları annemlere bırakarak hep istediği, ama bir türlü götüremediğim İstanbul’a gittik . Yıldönümü gecesi normalde bütçemizin çok üstünde, yeni açılmış ünlü bir bara götürdüm. Maddi durumum elvermediği için, bunun için karımdan habersiz bankadan ihtiyaç kredisi çekmiştim. Ama o gece barın özel bir parti için kapalı olduğunu öğrenince üzülmüş, kapıdaki görevliyi ikna edip girmeye çalışıyorduk. O sırada yanımızda birden yanımızda beliren ünlü playboy Kıvanç Bey, kapıdaki görevliye, “Onlar benimle beraberler!” deyince, görevli elindeki listeye bile bakmadan yana çekildi…

Kıvanç Beyle birlikte içeri giriverdik. Çok sevinmiştik. İltimaslı bir durumda olmak da çok hoşumuza gitmişti. Niran’la birbirimize bakıp gülüyorduk. Karım Niran varlıklı bir ortamda büyümüştü. Lakin ev, araba kredileri derken yıllar akıp geçiyordu. O, zengin rahat hayat aslında onun en doğal hakkıydı. Ben de Niran’ın hak ettiği hayatı yaşamasını istiyordum. Onun için buraya girmiş olmak bizi özellikle mutlu etmişti. Kalabalığın çok seçkin olduğu belliydi…

İçerde Kıvanç Bey’e gülümseyerek elimizi uzattık. “Ben Işık!” dedim. Karım da, “Ben de Niran!” dedi. Beni tanıyorsunuz zaten diyerek benimle el sıkıştı. Sonra da karımın gözlerinin içine bakarak, iki eliyle tuttuğu elini öptü. Niran’ın ürperdiğini gözlerimle gördüm…

Bardaki parti, yayına yeni başlayan bir derginin tanıtımı içinmiş. Kıvanç beyle sohbete başladık. Eski bir İstanbul ailesinden geldiği belliydi. Yakışıklı değildi, ama başka bir çekiciliği vardı. İçkiler su gibi içildikçe samimiyet artıyor, ama ilişkinin dengesi hiç değişmiyordu. Biz ona hep Kıvanç Bey diyorduk, o da bize Niran ve Işık. Kıvanç beyin 34 yaşında ve iki yıllık evli olduğunu öğrendik, biz de 10 yıllık evli olduğumuzu söyledik. “Hiç de öyle 10 yıllık evli görünmüyorsunuz, özellikle siz Niran, çok genç görünüyorsunuz.” dedi.

Kıvanç bey anlattığı hikâyelerde çapkınlığı konusunda hiç çekingen değildi. Ama direkt olarak da Niran’a asılmıyordu. Sakin ve ağır tavrı ona gittikçe daha çok saygı duymamızı sağlıyordu. Karım bu tür erkeklere her zaman ilgi duyardı. Kıvanç beyin esprilerine gittikçe daha çok gülüyor, anlattığı hikayelere gereğinden fazla olumlu tepki gösteriyordu. Her halinden onu etkilemeye çalıştığı belliydi. Kıvanç bey garsona sürekli içkilerimizi tazelemesini söylerken, bize gösterdiği ilginin benim de hoşuma gittiğini hissettim…

Kıvanç bey bir ara bize, “Siz keyfinize bakın, ben biraz ayrılacağım!” dedi. Yakınımızdaki bir grubun yanına gitti. Onlar konuşurken uzaktan seyretmeye başladık. Herkes ne kadar saygı gösteriyor, önem veriyordu Kıvanç beye. Karım gözlerini ona dikmiş, “Ne kadar etkileyici biri. Üstelik çok da yakışıklı. Karısı ne kadar da şanslı!” dedi. O anda artık benim engelleyebileceğim bir şey olmadığını biliyordum. Karım kıvırtarak benden uzaklaştı. Dans eden kalabalığın arasına karıştı. Herkesin ilgisini çekmesi fazla vakit almadı.

Niran’ın üstündeki mavi dar mini elbise sütun gibi bacaklarını cömertçe sergiliyordu. Etrafta başka çekici kızlar olmasına rağmen, bütün erkeklerin ilgisi ondaydı. Dans ederken incecik kumaşın altında titreyen diri göğüslerinin sutyensiz olduğu belliydi. Etrafındaki erkeklerin sayısı kısa zamanda üç olmuştu. Uzun dalgalı sarı saçları dağılırken ışıkta parlıyordu. Yuvarlak çıkık poposu her salınışında başka bir güzel görünüyordu. Niran etrafındaki erkeklere pas vermezken, ara sıra da Kıvanç beye çapkın bakışlar atıyordu. İstediğinin Kıvanç Bey olduğu aşikârdı.

Kıvanç bey bir süre sonra içinde olduğu gruptan ayrılıp yanıma geldi. Benimle beraber karımı seyretmeye başladı. Bana dönüp, “Karın tam bir felaket. Çok seksi. Taş gibi!” dedi kendinden emin bir gülümsemeyle. Sanki karımdan değil de, başka birinden bahsediyordu. Çocukça bir sevinçle gülümseyerek, “Teşekkür ederim. Öyledir benim karım!” dedim. Sevincim karımın istediği oluyor diye miydi, yoksa benim de saygı duyduğum biri ondan hoşlandı diye miydi bilemedim.

15-20 dakika sonra Kıvanç Bey gözünü ayırmadan izlediği karıma eliyle gel işareti yaptı. Karım dans etmeye devam ederek diğer erkeklerin arasından süzülüp yanımıza geldi. Yüksek sesli müzikten sesini duyurabilmek için karımı belinden tutup kulağına bağırarak, “Ne kadar güzel dans ediyorsun sen!” dedi. Niran müziğin ritmiyle halen oynatıp durduğu kalçalarında okşarcasına dolaşan ele aldırmadan, “Güzel dans ederim. Özellikle hoşuma giden bir erkeğin önünde olursam!” diyerek yanıtladı. Kıvanç bey sanki anlamamış gibi, “Kimmiş o şanslı erkek?” diye sordu. Niran elini uzatıp Kıvanç beyin kalçasını okşayan kürek gibi elini tuttu, sımsıkı poposuna bastırdı ve gözlerinin içine bakarak, “Sizin!” dedi.

Kıvanç bey zaten görebildiği şeyi karımın ağzından duymaktan mutlu gülümsedi. Ne benden, ne de etraftakilerden çekiniyorlardı. Niran artık konuşurken ona dokunuyor, gözlerinin içine bakıyor, genç kız gülücükleriyle ve arada isterik kahkahalar ile süslüyordu sözlerini. Bu hale geldiğinde karımın karşısındaki erkeğe teslim olduğunu biliyordum. Bu yakışıklı playboyun da bunu benden çok daha iyi bildiğinden hiç şüphem yoktu.

Kıvanç beyin arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim bir yaşıtı bir erkek yaklaşıp, “Nasılsın Kıvanç?” diyene kadar bir birlerine kur yapmaya devam etiler. Kıvanç bey arkadaşını başından çabuk savmasını bildi. Sonra da karımın elinden tutup, “Gelin çocuklar, daha sakin bir yere gidelim!” dedi. Kıvanç bey Niran ile el ele, ben de yanlarında, çıkışa doğru yürüdük. Şef garson yanımıza gelince, Kıvanç bey karımın elini bıraktı, cebinden kalın bir cüzdan çıkardı. Nerdeyse benim 2 aylık maaşım kadar olan hesabı ödedi. Sonra da garsonundan vestiyerine kadar Yüzlük banknotlar halinde bahşişler dağıta dağıta mekânın kapısına kadar geldik.

Kıvanç beyin arabası hemen geldi. Son model, kocaman, siyah bir arabaydı. Şoför arka kapıyı açtı. Kıvanç bey Niran’ı nazikçe arabaya bindirdi. Karım son derece hoşnut, mini eteğinin kasıklarına kadar açılmasına, şoför dahil hepimizin külotuna kadar görmemize aldırmadan rahat hareketlerle geçti, oturdu. Kıvanç bey kendisi de bindi. Ben de arkalarından binmeye yeltendim, ama şoför kibarca beni ön koltuğa yöneltti, “Burada daha rahat edersiniz beyefendi!” dedi. Biraz bozularak, “Ha, tabii…” dedim. Ön koltuğa oturdum. Araba yeni deri kokuyordu.

Şoför kapımı kapattı. Kendisi de bindi, “Villaya mı beyefendi?” diye sordu. Evet cevabını alırken hareket etmiştik bile. Arabanın sessizliğine rağmen Kıvanç beyin o buğulu sesini duyuyor, ama çoğu zaman ne dediğini anlamıyordum. Karımın ara sıra (Evet, Hayır) dediğini ve gülüşlerini duyuyordum.

Sesleri kesildiğinde öpüştüklerini anladım. Yan gözle şoföre baktım, yüzünde pis bir sırıtmayla dikiz aynasından arkada olanları izliyordu. Kendimi kötü hissettim. Benim azgın fingirdek karım, ucuz bir fahişe gibi, şoföre ve bana aldırmadan başka bir erkekle arka koltukta fingirdiyor, sevişiyordu. Bense boş verdim her şeye, kendimi deri koltuğun rahatlığına bıraktım.

Yol fazla sürmedi. 15 dakika sonra demir bir kapıdan girip, güzel bir villanın önünde durduk. Şoför hemen inip arka kapıyı açtı. Önce Kıvanç Bey indi, elini uzattı ve Niran’ın inmesine yardım etti. Ben de indim arabadan. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Bekçi olduğunu tahmin ettiğim bir adam evin yan tarafından koşarak geldi, “Hoş geldiniz Kıvanç bey!” dedi, villanın gösterişli ön kapısını açtı. Kıvanç bey Niran’ın beline sarılıp içeri girdiler. Ben de arkalarından girmeye yeltenirken, Kıvanç bey, “Seni ben sonra çağıracağım. Şimdilik burada bekle!” dedi.

Bir şey söylemeden aptal aptal durdum, arkalarından baktım. Kapı kapandı. Şimdi geriye dönmem gerekiyordu, ama şoförle yüz yüze geleceğimi düşünerek utandım. Onun da bekleyeceği belliydi. Şoförün, “Gel koçum arabada otur!” diyen sesiyle kendime geldim. Artık bana beyefendi demiyordu. Patronu yoktu ortalıkta. Bu duruma aşina olduğu besbelliydi. Pek fazla göz göze gelmemeye çalışarak arabaya girdim. Onunla muhatap olmak istemiyordum. Süklüm püklüm, konuşmadan oturdum.

Sessizliği o bozdu, “Yenge de pek hoşmuş. Karın mı?” dedi. İsteksizce, “Evet…” dedim. Şoför, “Kıvanç bey böyle dolgun kalçalı olgun hatunlara bayılır. Çoğu zaman böylesi çıkmıyor. Onun için keyifli görünüyor bu akşam…” dedi. Karımın güzelliği, seksiliği onun da hoşuna gitmişti sanki. Hoş, Niran’ın, aynı anda hem masum bakire, hem seksi fahişe olabilen görüntüsünü görüp de iç geçirmeyecek, siki kalkmayacak erkeğe rastlamak mümkün değildir…

Şoför, “Kıvanç Bey senin hatundan hoşlanırsa seni de ihya eder!” dedi. Sustum. “Sessiz olursan seni onları duyabileceğimiz yere götürürüm.” dedi. “Peki…” dedim uysalca. Eliyle gel işareti yaparak yürümeye başladı. Arkasına takıldım. Evin arkasına doğru yürüdük. Etrafta başka bir ev olmadığı için sessizliğin içinde karımın haykırmaları duyulmaya başladı. Hafif bir ışığın geldiği ikinci kattaki pencerenin altındaydık. Ne çabuk başlamışlardı. Nasıl hemen karım böyle bas bas bağırır hale gelmişti?

Karım normalde sikilirken inlerdi, ama böyle bağırdığı pek nadirdi. Zevk haykırışları yükseldikçe sikimin kalktığını, sertleştiğini hissettim. Şoförün de eli apış arasına gitmişti. Pantolonunun üzerinden sikini düzeltti. Sonra da sessizce, “Üff… Ulan senin orospu iyi bağırıyor!” dedi ve pantolonunun üstünden yarağını avuçlayıp oynamaya başladı. Sonra daha fazla beklemedi, pantolonunun kemerini çözdü, donuyla birlikte aşağı indirdi. Elini tükürükleyip, dışarı çıkan yarrağına asılmaya başladı.

Öyle garip, anlatılmaz bir durumdu ki! Kendimi tanıyamıyordum. Bugüne kadar hiç tanımadığım bu adamla yan yana, pencerenin altında karımın sikilirken çıkardığı seslere 31 çekişini izliyordum. Şoför kulağıma yaklaşıp, “Kıvanç bey boşalmadan uzun uzun siker senin karıyı! Tadını çıkar!” dedi. Bir şey söylemeden başımı salladım. Kulaklarımda karımın çığlığı ve vücutlarının birbirine çarpmasının sesiyle kendimden geçiyordum…

Birazdan karımın haykırmaları arttı. “Aahhh! Kıvanç’ım! Erkeğimmm! Sik beni!” diye bağırdı. Artık sadece çığlık atıyordu. Karım geliyordu. Bir kaç dakika sürdü gelmesi. Onun böyle kendini kaybetmiş bir halde boşaldığını hiç duymamıştım. Kıvanç bey, “Offff… Amına koduğumun orospusu!” diye soluya soluya basıyordu karıma. “Daracıksın amcık! Şimdi beni de getireceksin…” dedi, hemen ardından da böğürürcesine sesler çıkartarak boşaldı. Sonra sesleri duruldu.

Şoför hızla pantolonunu toparlamaya başladı. “Hassiktir! Senin orospu karın patronu çabuk getirdi! Toparlan, gitmemiz lazım hemen!” dedi. Şoförün paniğini anlamadım, ama ben de telaşlandım. Sessizce kaçtık oradan. Evin önüne geldiğimizde, “Kıvanç bey asla bu kadar çabuk gelmezdi, senin karının muamelesi çok iyi olmalı! Kıvanç bey bir şey istemek için telefon eder bazen, onun için korktum. Pencerenin altındayken benim telefon çalsaydı boku yemiştim!” dedi.

Kıvanç beyden telefon gelecek diye bekleyerek bir daha arkaya gitmedik. İki saate yakın konuştuk. Şoförün adı Kenan’mış. Kıvanç bey çok güvenirmiş kendisine. Ben de kendimden bahsettim. Karımın Kıvanç Bey’den ne kadar hoşlandığını ve benim bunu bilerek evlendiğimi anlattım. Aklı almadı, ama dinlerken eğlendiğini hissettim. Benden birkaç yaş daha büyüktü. Bekardı. Şimdi gönlünü eğlendiriyordu. Ama temiz bakire bir kız bulup evlenmeye niyetliydi. “Ben namusuma düşkünüm! Karı dediğin evinin, erkeğinin kadını olur. Bir erkeğe yan gözle baksın öldürürüm valla. Kıvanç bey de öyledir. Bakma, önüne gelene kayar, ama karısının yeri başkadır. Sen de biraz karına sahip çık diyeceğim, ama geç kaldın galiba!” deyip gülmeye başladı. “Senin karı mal canım… Sen ona sahip çıkamazsın zaten! O yolun yolcusu o!” derken, ben sadece dinliyordum.

Sonunda Kenan’ın telefonu çaldı. Hemen açtı. “Tabii Kıvanç Bey!” dedi. Birkaç defa daha, “Tabii… Tabii…” dedi. Telefonu kapatınca, bana, “Gel bakalım!” deyip kapıya doğru yürüdü. İçeriye girdik. Gösterişli bir antrenin ardından loş aydınlatılmış büyük ve etkileyici salona girdik. Zenginlik evin her köşesinde hissediliyordu. Modern, beyaz ağırlıklı dekorasyon çok hoşuma gitmişti.

Merdivenin ardındaki bölümü göstererek, “Bak burası bar…” dedi. İçkileri, bardakların yerlerini gösterdi. “Ben bir şey istemiyorum!” dedim. Güldü, “Senin için değil salak! Kıvanç bey talimat verdi. O istediği zaman götüreceksin!” dedi. Bunu düşünemediğim için kendime kızdım. Mutfağı ve diğer yerleri gösterdikten sonra üst kata çıktık. Heyecanlanmaya başlamıştım. Yanlarına gidiyorduk galiba. Nasıl davranacaktım? Ne yapacaktım? Nasıl konuşacaktım? Ağzım kurumuştu heyecandan. Holün sonunda, hafif ışık gelen odaya yaklaştıkça kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Az önce altında karımın sikişme seslerini dinleyerek şoförün 31 çektiği oda olmalıydı bu.

Kenan öksürerek geldiğimizi belli etti. İçeriden, “Gelin, gelin!” diyen Kıvanç beyin sesini duyduk. Kenan önde ben arkada içeri girdik. Kocaman yatak odasının ortasında onunla orantılı büyüklükte bir yatak vardı. Odanın içinde yoğun bir seks kokusu vardı. Yarı oturmuş vaziyetteki Kıvanç beyin göğsüne başını dayamış olan karım çok mutlu görünüyordu. Narin elleri onun kıllı göğsünü okşuyordu. İkisi de göğüslerinin üstüne kadar örtülüydü. Herhalde biz gelmeden örtmüşlerdi üstlerini. Saçı başı dağınıktı karımın. Dudaklarında ruj kalmamış, bulaşmıştı. Bana bakıp yorgun yorgun gülümsedi. Kıvanç beye ayıp olmasın diye karşılık veremedim.

Kıvanç bey bir eliyle karıma sarılmıştı, diğeriyle omzunu okşuyordu. Muhabbetlerini kesmiş gibi suçluluk duydum, ama kendisi çağırmıştı bizi. Kıvanç bey kendinden emin, ama artık daha sevecen sesiyle bana, “Kenan sana her şeyin yerini gösterdi mi?” dedi. “Evet, Kıvanç bey.” dedim. “Hadi bakalım o zaman bana bir buzlu Viski getir!” dedi. Karıma da bir şey içmek istiyor mu diye soracaktım ki, “Niran’a de aynısından getir!” dedi. Sonra da karıma döndü, “Seni istediğim gibi yeniden yaratacağım!” dedi gülümseyerek. Karım da kıkırdayarak kıllı göğsüne öpücük kondurdu ve “Ben bilmem, erkeğim bilir!” dedi.

Kıvanç bey bana, “Hadi bakalım, git getir şimdi!” deyip, Kenan’a da, “Işık içkileri hazırlayıncaya kadar bekle, bir yanlış yapmasın, sonra evine gidebilirsin!” dedi. Kenan, “Tabii Kıvanç bey!” dedi. İkimiz tam odadan çıkıyorduk ki, “Dur bak, seninle biraz oyun oynayalım. Aşağıda soyun ve Niran’ın külotunu giy, öyle gel!” dedi. Etrafa bakınıp karımın külotunu aradı. Bulamayınca, “Durmayın orada! Arasanıza!” diye kızdı. Kenan’la ben yatağın etrafında dolaşıp karımın külotunu aramaya başladık. Sonunda Kenan yatağın dibinde buldu, “Buldum Kıvanç bey!” dedi.

Karımın minik pembe külotu Kenan’ın elinde, beraberce odadan çıktık. Aşağıya ininceye kadar Kenan karımın külotunu koklayıp, “Off, çok güzel kokuyor yaa!! Halen sırılsıklam!” deyip durdu. Aşağıdaki bara indiğimizde, “Hadi Işık, giy bakalım karının külotunu!” dedi. “Sen gittikten sonra giyerim…” dedim. Ama ısrarlarına sonunda daha fazla karşı koyamadım. Kenan şu anda bana burada destek olabilecek tek kişiydi. Soyunmaya başladım. Gömleğimi, pantolonumu, külotumu, çoraplarımı tek tek çıkardım. Çırılçıplak Kenan’ın önünde duruyordum. Sikim kalkmaya başlamıştı. Elimi uzatıp, “Ver de giyeyim bari…” dedim.

“Dur bekle!” dedi, kemerini çözdü. Pantolonunun önünü açtı. Yarrağını çıkarttı, karımın külotuna sürtmeye başladı. Dışarıda azıp da boşalamamanın acısını çıkartacaktı belli ki. Ara sıra da bana bakarak, “Ohhh, Işık karın tam sikilecek bir karı! Tam bir orospu!” diye fısıldaya fısıldaya 31 çekmeye başladı. Çok sürmeden karımın külotuna fışkırttı döllerini ve “Ooohhhhh!” çekti. Sonra da dölleriyle vıcık vıcık olmuş külotu elime verdi ve pantolonunu toplamaya başladı. Gülerek, “Giy hadi!” dedi. Öylece durduğumu görünce, “Giysene lan gavat!” dedi.

Tek ayağımla mermer zemin üstünde dengemi sağlayarak bir bacağımı geçirdim. Sonra da ötekini. Külotu belime kadar çektiğimde, Kenan’ın ılık dölü sikime, taşaklarıma bulaştı. Bu, nedense sikimin daha da kalkmasına sebep oldu. Kenan’ın bunu fark etmesi ihtimalinden rahatsız oldum. Kalkmış sikimin ucu karımın külotundan dışarı taşıyordu. Arkasındaki ip ise popumun arasına girmişti. Kenan’ın karşısında gerçekten utandığımı fark ettim. O ise bana bakıp eğleniyordu, “Dön şöyle bir de arkadan bakayım!” dedi. Gayri ihtiyari dediğini yaptım. “Ohhh yavrum, göte bak!” deyip kıçıma bir şaplak attı. Hafifçe yana kaçtım. “Genç kız gibi cilvelisin valla! Hadi içkileri götür gecikmeden, yoksa kızacak Kıvanç bey sana!” dedi.

Haklıydı. Ellerim titreyerek bardaklara Viskiyi, buzlarını koydum. Bardakları Kenan’ın verdiği tepsiye yerleştirdim, ona bir şey demeden arkamı dönüp, üstümde sadece karımın minik pembe külotu olduğu halde, yalın ayak, serin mermerin üstünde yürümeye başladım. Kenan’ın arkamdan halen baktığını biliyordum. Merdiveni çıkarken külotun sürtünmesiyle Kenan’ın dölü iyice bulaşıyordu. Hole geldiğimde kalbim tekrar hızlı hızlı çarpmaya başladı. Odalarına yaklaşıyordum. İçerden seslerini duymaya başladım. Seks sesleri değildi. Konuşuyorlardı.

Odanın açık kapısına geldiğimde durdum. Onların odasına giriyordum, izin almam gerektiğini düşündüm. Beni hemen fark ettiler. Kıvanç bey, “Gel Işıkcığım!” dedi. Geç kaldığıma kızmadığı için sevindim. Yanlarına gittim, tepsiyi uzattım. Ama Kıvanç Bey kendi eline daha yakın olduğumu fark etti ve “Önce bayanlara sunulur!” dedi. “Haklısınız, özür dilerim!” deyip tepsiyi karıma uzattım. Niran bardağı alırken beni süzerek, sevimli bir tavırla, “Kocacım, çok yakışmış külotum sana!” dedi. Ardından Kıvanç Bey aldı içkisini. Bardaklarını tokuşturup birer yudum aldılar.

Kıvanç bey bana, sandalye çekip yatağın yanına oturmamı söyledi. Dediğini yaptım. Diken üstünde, dimdik sandalyeye oturdum. Yatakta biraz daha doğruldular. Artık biz bize olduğumuz için üstlerini örtmeye çalışmıyorlardı. Karımın güzel göğüsleri ortaya çıkmıştı bile. Onlara bakmak istiyordum, ama Kıvanç Bey’den çekiniyordum.

Kıvanç bey, “Işıkcığım…” diye söze başladı ve “Durum şöyle… Niran’dan çok hoşlandım. Çok güzel, taş gibi, işveli, cilveli…” deyip, beni tartmak ister gibi yüzüme baktı. Tepki göstermediğimi, can kulağıyla dinlediğimi görünce devam etti, “Hadi daha açık konuşayım. Karın sevişmesini, sikişmesini de çok iyi biliyor. Daracık amcığı var karının… Bitirdi beni… Metresim olmasını istedim, karın da bunu severek kabul etti!” dedi.

Bana sormadan kabul ettiği için karıma kızmama rağmen, karımın bu güçlü zengin erkeğin metresi olacağı düşüncesi hoşuma gitmişti. Bir yandan da bunun hayatımızı nasıl değiştireceğini, ne zorlukları olacağını bilemediğim için korkuyordum. Yine de olumsuz bir şey demeye cesaret edemedim, “Siz nasıl uygun bulursanız…” dedim. Karım duygularımı biraz fark etmiş olmalı ki, “Güzelim, ben senin karın olarak kalacağım. Çekineceğin bir şey yok. Sadece Kıvanç beyin kadını olacağım. Tabii bazen seninle olamayacağım. Ama onun karşılığında lüks, rahat bir hayatımız olacak!” dedi.

Kıvanç bey, “Sikinin haline bakılırsa hoşuna da gidiyor zaten!” deyip güldü ve “Hadi itiraf et Işıkcım, karının pembe külotunu giyip yanımıza gelmeyi kabul ettiğine göre, karını becermeme, metres yapmama hiç bir itirazın yok senin!” dedi. Adam doğru söylüyordu. Karımın pembe külotundan fırlamış sikimle orada öylece oturmuş, başımı sallayarak, az önce karımı siken adamın dediklerini onaylıyordum. Kekeleyerek, “Şeyy… Niran’ın yıllardır hayallerini süslüyorsunuz. Ben de onu kaybetmek istemiyorum. Onun mutlu olması her şeyden önce geliyor. Bir yerden sonra hoşuma gitmeye başladı diyebilirim. Haklısınız, karımı sikmenizden, sevişirken seslerinizden zevk alıyorum, ne yalan söyleyeyim…” diye içinde bulunduğum durumu anlatmaya çalıştım.

Bu sırada Niran, örtünün altında kalan elini hareket ettirerek, “Aaaaa! Bu kocaman olmuş yine!” diye kıkırdadı. Eliyle o kocaman olmuş siki okşadığını, kavradığını anladım. Kıvanç beye, “Hadi sevgilim, bırak konuşmayı artık! Bu koca şeyi yerleştir bana!” diyerek kıvrandı yattığı yerde. Kıvanç bey benimle konuşmayı bırakıp karıma döndü, “Bebeğim, Niran’ım, sana doymuyor o kocaman şey!” dedikten sonra isterik karımın dudaklarına yumuldu. Bir yandan da eliyle memesini avuçlamaya başladı. Üstlerindeki ince örtü hareketleri arttıkça açılıyordu. Karımın çıplak, güzel vücudu tamamıyla ortaya çıkmıştı. Kıvanç bey de üstünü örten son kısmını ittirerek üzerinden attı.

İlk defa vücudunun ne kadar yapılı olduğunu gördüm. Yarrağı çok heybetliydi. Kalın, uzun ve iştah açıcıydı. Damarlarını görebiliyordum oturduğum yerden. Karımın narin eli sımsıkı kavramıştı yarrağının gövdesini adeta kaçmasından korkar gibi. Az sonra Kıvanç Bey karımı altına aldı. Niran bacaklarını aralayıp dizlerini kaldırdı. Kıvanç bey eliyle koca yarrağını tutup karımın amına dayadı. Dudaklarını karımın dudaklarından ayırıp gözlerinin içine baka baka ittirmeye başladı…

Karımın yüzünde bir gerginlik oldu. Saatlerce girip çıkmasına rağmen halen büyük geldiği belliydi. Karım koca yarrağı içine tamamıyla alır almaz bir, “Ohh!” çekti, ardından bacaklarını kaldırıp iki yandan erkeğinin beline doladı. Kırmızı ojeli küçük güzel ayaklarını birbirine dolayıp kilitledi. “Seninim erkeğim! Seninim! Kökle dibine kadar!” diye soludu arzuyla…

Kıvanç bey zaten bekleyecek değildi. Poposunun, karımın bacakları arasına doğru alçaldığını seyrederken içim cız etti. Karımın bir başka erkek tarafından sikilmesini izlemekten aldığım büyük zevke rağmen, kıskançlık ve burukluk duygusu da yok değildi içimde. Karımın aldığı zevki tekrar tekrar isteyeceğini, ona bağlanacağını biliyordum. Kıvanç beyin kalçaları aşağı yukarı hareket etmeye başladığında bu düşünceleri unutup önümde gerçekleşen muhteşem çiftleşmeye konsantre oluvermiştim. Yumuşak başlayan hareketler gittikçe daha sert ve acımasız oluyordu. Adeta Niran’a acı vermek ister gibi sikiyordu artık.

Niran onun altında zangır zangır sarsılıyor, nefes nefese inliyordu. Kırmızı ojeli küçük ayakları Kıvanç beyin poposunun üstünde fırtınada sallanan yapraklar gibiydi. O kocaman yarrağın biricik aşkımın amına girip çıkmasını kıpırdamadan seyrediyorum. Adeta büyülenmiştim. Karım kolları yettiğince ona sımsıkı sarılıyor, dişlerini sıkarak altında debeleniyordu. Başını iki yana sallayarak haykırmaya başladığında geldiğini anladım. Ama duramıyordu. Kıvanç bey de durmuyordu. Karım, “Yeter! Yeter!” diye yalvarmaya başladı.

Kıvanç bey daha gelmemişti. Dakikalarca daha hayvan gibi sokup çıkardı. Karım tekrar deliler gibi bağırmaya başladı. Yine geliyordu. Vücutların birbirine çarpma sesine Kıvanç beyin küfürleri eşlik etmeye başladı. “Amına koyuyorum kaltak! Daracık deliğini sikiyorum! Amına koduğumun orospusu!” diyerek o da kendini kaybetmişti. Öyle güçlü koyuyordu ki, karıma bir şey olacak diye korktum. Karım artık ona sarılamıyor, altında boş bir çuval gibi duruyordu. Az önce Kıvanç beyin beline kilitlenen ayaklarını salmış, adam yarrağını dibine vurdukça bacakları kukla gibi iki yana sallanıyordu.

Sonunda Kıvanç Bey böğüre böğüre karımın içine boşaldı. Bütün ağırlığıyla, nefes nefese yatan karımın üstüne yığıldı. Sonra yavaşça yana kaydı. Yumuşamış, ama halen kocaman yarrağı karımın amından kayarak çıkmıştı. Pırıl pırıldı. Sırt üstü uzandı. O da nefes nefeseydi.

Biraz sonra karımın güzel amından Kıvanç beyin dölleri dışarıya taşmaya başladı. Gecenin kim bilir kaçıncı boşalması olmasına rağmen Kıvanç beyin döllerinin bu kadar çok olduğuna şaşırdım. Gözlerim, karımın amından yavaşça süzülen döllere kilitlenmişti. Kim bilir daha ne kadarı karımın rahmindedir diye düşünürken, Kıvanç beyin yattığı yerden sesini duydum. “Amına koduğumun orospusu bitirdin beni!” dedi. Halen nefes nefeseydi. Niran’ımın ise cevap verecek hali yoktu, yarı baygın hareketsiz yatıyordu sırtüstü. Diri, dolgun memeleri inip kalkıyordu sadece. Terden sırılsıklamdı. Loş ışıkta parlıyordu. Ter ve seks kokusu iyice sarmıştı odayı…

Ben sesimi çıkartmadan onlara bakıyordum. Sikim de halen dimdikti, sızlıyordu. Elime alıp boşalmak için deli oluyordum, ama bir yandan da kızacaklar diye korkuyordum. Kıvanç beyin, “Işık, git bize birer bardak soğuk su getir!” sözüyle kendime geldim. Konuşacak halde değildim. Hemen kalkıp odadan çıktım. Mutfağa doğru pür telaş yürürken, olanları tekrar yaşıyordum kafamda. Hemen geri dönmek için acele ettiğimi fark ettim.

Odaya elimde tepsiyle geri döndüğümde, Niran daha tam kendine gelmemişti, bardağı alacak durumu yoktu. Kıvanç beye içine buz da attığım soğuk suyunu verdim. Kana kana içti. Karıma tepsideki diğer bardağı alıp uzattı, “Bebeğim, su iç, biraz kendine gel!” dedi. Yine o kibar beyefendi olmuştu. Karım hafifçe gülümsedi. Güçlükle doğrulup, Kıvanç beyin elinden suyu içti. Bitap görünüyordu. Suyu içip kendini tekrar bıraktı, sırtüstü, çırılçıplak.

Kıvanç bey bana dönüp baktı ve gülümsedi. O an utandım. Karımın külotundan fırlayan sikimi görmüştü. “Bizi sikişirken izlemek seni iyice azdırdı galiba Işık. 31 çekmek ister misin?” diye sordu. Yüzüne bakmadan utana utana başımı salladım. “Hadi çek o zaman! Karına baka baka çek! Haa, avucunun içine boşalacaksın. Bir yeri kirletirsen çok kızarım. Tamam mı?” deyip güldü.

Tamam anlamında başımı salladım. Avucuma tükürüp, küçülmüş haliyle bile benimkinden büyük bir yarağın önünde 31 çekmeye başladım. Karımın, içinden halen döl sızan güzel kılsız amına bakıyordum. Daha ikinci sıvazlamada sessizce boşaldım avucuma. Herif yattığı yerden, bir çocuğun yaptığı marifeti seyredermiş gibi eğlenmişti 31 çekmemden. “Hadi şimdi git temizlen. Sonra şu karşıdaki kanepeye uzan uyu. Bir şey istersem uyandırırım seni!” deyip, yerdeki yatağın örtüsünü fırlattı bana.

Efendisinin emrinde bir köle gibi emirlerine itaat ettim. Banyodan döndüğümde ikisi de uyumuşlardı. Çırılçıplak yatıyorlardı. Adamın iri gövdesi ile, ona sımsıkı sarılan karıcığımın narin bedeni ve bembeyaz teni çok güzel görünüyordu. Başını adamın göğsüne koymuş, sarı uzun saçları adamın göğsüne dalgalar halinde yayılmıştı. Eli, inikken bile hayli iri görünen sikin üzerinde, bir bacağını Kıvanç beyin üstüne atmış, minik pembe amcığı, içinden süzülen zevk sıvıları ve adamın dölleriyle halen ıslak ıslak parlıyordu. Öyle güzel bir manzaraydı ki!

Kıvanç beyin dediği gibi, kanepeye uzandım, örtünün altında büzülüp uyuyakalmışım.
Sabah gün ağarırken karım ve Kıvanç Beyin öpüşme seslerine uyandım. Daha önce karımın o saatte hiç bu kadar isterik olduğunu görmemiştim. Demek ki bunda kabahat benimmiş. Öpüşürlerken karım Kıvanç Bey’in kulağına bir şey fısıldadı. Kıvanç Bey kafasını evet anlamında salladı, karım ise ona “Emin misin?” diye sordu. “Eminim, bununla ilgili bir problemim yok” diye cevap verdi. Neden bahsettiklerini çok merak ettim.
Karım Kıvanç Bey’in önünde diz çökerek onun sikini ağzına aldı ve iştahla yalamaya başladı. Bir yandan da bana bakıyordu. Daha sonra bana parmağı ile işaret ederek yanına çağırdı. Yanına gidince dizlerimin üzerine çökmemi söyledi. Kıvanç Bey’in sikini eliyle bana doğrultarak “Hadi öp onu” dedi. Kıvanç Bey’in siki de taşakları da benimkinden çok daha iriydi. Önümde kocaman aleti görünce bir an ne yapacağımı bilemedim. Tereddüt ettiğimi gören karım eliyle başımın arkasına hafifçe bastırarak kafamı onun sikine doğru ittirdi. “Hadi canım çok defa yapay penisle bunu yaptırmıştım şimdi gerçeğini yaparken seni görmeyi çok istiyorum. Karını düzecek sike güzel bir öpücük ver” dedi. Çekingence öptüm. Karım “Beni bu denli mutlu eden erkeğim daha fazlasını hak ediyor, hadi kocacım korkmadan güzelce öp onu. Onu öpmekten hoşlandığını göster bize” dedi.
Karımın sözleri beni çok tahrik etmişti. Karım bir yandan da sikimle oynamaya başladı. Çekingenliğimi atarak daha istekli öpmeye başlayınca “Aferin sevgilim, çok güzel, böyle işte” diyerek beni daha da teşvik ediyordu. Karım bir eliyle Kıvanç Bey’in sikini dudaklarıma sürttürüyor diğer eliyle de benim sikimle oynuyordu. Ben de dudaklarıma değen siki öpüyordum. Karım bir süre sonra tekrar başımı sike doğru biraz daha ittirerek “Hadi aç ağzını sevgilim” diye fısıldadı. İtiraz edecek çizgiyi çoktan geçmiştim. Ağzımı açmamla birlikte, karım kafamı sike doğru yavaşça bastırmaya başladı. Bir yandan “Hadi al ağzına, yala onu. Sevgilimin sikini hazırla bana. Güzelce em onu. Bugüne kadar sana vermediğim bir şeyi sunacağım Kıvanç’a. Götümün kızlığını Kıvanç bozacak ve onu sen hazırlayacaksın” diyordu. Karım giderek kafamı daha fazla ittiriyordu. Kıvanç Bey’in siki ağzımın derinliklerini zorluyordu. Kıvanç Bey de bu sözlerden tahrik olmuş, sikini ağzıma hızlı hızlı sokup çıkarmaya başlamıştı. Karım “Aferin sana. Sevgilimin sik yalayıcısı oldun godoşum” dedi.
Kıvanç Bey’in siki ağzımda taş gibi olmuştu. Karım yatağa domaldı ve götünü yalayarak ıslatmamı ve Kıvanç Bey’in yarağına hazırlamamı emretti. Ben götünü yalarken bu sırada Kıvanç Bey’in yarağının tadına kendisi bakmaya başlamıştı. Bir süre yaladıktan sonra daha fazla dayanamayan karım, Kıvanç Bey’i arkasına doğru çekti, benim elimi tutarak Kıvanç Bey’in sikine götürdü ve bana “Hadi yerleştir onu içime” dedi. Kıvanç Bey’in koca sikini karımın göt deliğinin ağzına bir kaç kez sürttürdüm. Kıvanç Bey biraz iteleyince, dil darbelerimle sırılsıklam ıslattığım karımın götüne o kaca yarağın kafası kayarak giriverdi. Karımdan derin bir “Ohhhhh” sesi çıktı. Karımın aşırı derecede tahrik olduğu her halinden belliydi. Gözlerini kapatmış Kıvanç Bey’in darbeleriyle inliyordu. Kıvanç Bey karıma sokup çıkarmaya başlar başlamaz çığlık çığlığa inlemeye başlamıştı.
Kıvanç Bey temposunu hızlandırarak karımı sikmeye devam etti. Ben de karımın boynunu öpüyor ve memlerini okşuyordum. Karım bir ara kulağıma “Seni seviyorum” diye fısıldadı. “Ben de seni” diyerek onu daha bir iştahla öpmeye başladım. Kıvanç Bey giderek hızlanmıştı. Karım yatağı, çarşafları parçalıyor, Kıvanç Bey’in altında zevkten kıvranıyordu. Amcığını yalamam için saçlarımdan tutup aşağıya doğru ittirdi ve Kıvanç Bey’da inlemeye başlamış orgazmın eşiğine gelmişti. Yarrağını karımın götünden çıkarıp amcığına sokuyor. Bir müddet pompaladıktan sonra çıkarıp tekrar götüne giriyor ve birazda götünü pompalıyordu.Her giriş çıkışın daşşaklarının çarpma sesi odada şaklıyordu. Karım “Geliyoruuumm Kıvaaaanç” diye inlemeye başladığında Kıvanç da böğürerek karımın göt deliğine akmaya başladı.
Altlarında her anını, her ayrıntıyı izliyordum. Boşalmanın etkisiyle kafamın üzerine yığıldılar. Neredeyse nefessiz bir şekilde altlarında yatarken, boşalmam için sikimi üç dört kez sıvazlamam yetti. Daha önce bu kadar kuvvetli bir şekilde boşaldığımı hatırlamıyorum. Üzerimden kalktıklarında karımın bana bakıp, adeta “Gördün mü sana neler yaptırdım” dercesine haince gülümseyişini unutamıyorum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Felçli Komşumun Karısını Sikiyorum!

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Felçli Komşumun Karısını Sikiyorum!
Adım Osman, 47 yaşında erkeğim eşim 3 yıl önce vefat etti Bir kızım var yeni evlendirdim,
Avustralya’ya gelin gitti. Sakaryada kendime ait Sıhhi Tesisat tamiri dükkan ve 3 katli bir binada bir
dairem var Alt komşum kamyoncu Süleyman abi, 61 yaşmda, 2 yıl önce kamyonla seferdeyken
geçirdiği kalp krizi sonucu kaza yaparak boyundan aşağası felç oldu, yataktan kalkamıyor Eşi
Zübeyde hanım ise 53 yaşında, müteassıp, kapalı bir hanım 2 tane kızı var, büyük olan zaten evliydi,
küçük kız da bu bahar evlenip evden gidince, Zübeyde hatun evde felçli kocasıyla yalnız kalmıştı.
Küçük kızı evlenmeden önce evin bütün alişverişini falan yapardı Şimdi Zübeyde hanım arada bir
bana telefon ederek, akşam dönüşte ekmek, çay ve sigara gibi şeyleri ısmarlar, ben de tabi getirim.
Yine böyle bir akşam bir şeyler ısmarlamıştı. Akşam 8 gibi eve gelip siparişıni getirdim zile bastım
Zübeyde hanım kapıyı açtı, ama bir değişiklik vardı, ilk defa başı kapalı değildi. “Kusura bakma
Osman bey, ev hali. .“ deyip geçiştirdi. Pazar günü ise kapım çalındı. Baktım Zübeyde hanım, “Osman
bey kusura bakma, evde hiç birşey kalmadı, mümkünse senin araba ile bir market yapalımda bari bir
haftalık bir şeyler alayım” dediğinde tereddütsüz kabul ettim. Zaten evde canım sıkılıyordu.
Marketten alışverişi yapıp dönerken ilk defa farkettim Zübeyde hanım diz hizası etek giymiş,
oturduğunda eteği dizlerinin bir karış üzerindeydi. Koltukta hafif kayarak yerleştiğinde eteği biraz
daha açıldı. Gözüm ılede bir Zübeyde hanımın bacaklarına kaymaya başlamıştı. Zira hakikaten güzel
bacakları vardı. Zübeyde hanimla laflarken gözümün bacaklarına takıldıgımı görmemesi olanaksızdı,
ama hiç istifini bozmadı…
Eve yaklaşırken, “Ya Osman bey, markette imrenip bu kadar alışveriş yapıyorum, ama eve gelince,
biliyorsun Süleyman yataktan çıkamıyor, tek başıma sofra hazırlamak o kadar zoruma gidiyor ki
anlatamam. . .“ dedi. Ben de. “Bilmezmiyim, yalnız olunca aynen benim de zoruma gidiyor!” dedim. 0
an Zübeyde hanım, “Eh bukadar alış veriş yaptık, bari bu akşam sana bir yemek yapayım, ne dersin?”
dedi. “İyi olur valla!” diyerek hemen kabul ettim. “O halde akşam saat 8 gibi bize in, şöyle zevkle bir
yemek yeriz!” dedi. “Tamam!” dedim alışveriş torbalarını evine kadar çıkardım. Akşam 8 gibi alt kata
indim. Kapıyı tıklayınca Zübeyde hanım kapıyı açtı. Yine başı açıktı, yine aynı etek vardı, ama
üzerindeki kısa kollu beyaz gömleğin iki düğmesi açıktı ve ilk defa yüzünde hafif bir makyaj vardı.
Üstelik balık etli vücuduna giymiş olduğu beyaz gömlek bayağı dar geldiğinden, siyah südyeni olduğu
gibi farkediiyor ve göğüs çatalı ortadaydı, bir anda tahrik olmuştum.
Beni içeri buyur etti. Hoşgeldin hoşbulduk muhabbetinden sonra Süleyman abiyi sordum, nasıl diye.
“Amaan nasıl olsun, herzamanki gibi işte, yatıyor. Yarım saat önce çorbasını içirdim, uyuyor şimdi.
Neyse, ben yemeği getireyim…” dedi. Mutfağa giderken arkasından alıcı gözle baktığımda, kalçasının
muhteşemliği beni deli etmişti, nede olsa abazayım benim yarrak kazık gibi oldu. Mutfaktan bana seslendi, “Osman bey, şu üst
raftaki tepsiyi indirimisin diye. Onların mutfak ta benimki gibi dar ve uzundu. Mutfağa girdiğimde
Zübeyde hanmın arkasından geçerken bilerek kalçasına sürtündüm, hafifçe gülümsedi. Tepsiyi indirip
tekrar geçerken, “Şu bardakları da verirmisin?” dedi. Aslında bardaklar tam önündeki rafta ve
kendisinin alacağı yükseklikteydi. Bu sefer tam arkasına geçip, omzunun hizasından kolumu rafa
uzatıp, sikimi de Zübeyde hanımm kalçasına adamakıllı yaslamıştım. Kazık gibi sertleşmiş olan yarragım
Zübeydenin kalçasının yarığına oturmuştu. Zübeyde de kalçasını arkaya yaslayınca, artık
dayanamadım ve bardakları bırakıp iki elimle belinden tutup Zübeydeyi iyice kendime çekerek,
ensesine bir öpücük kondurdum 0 an Zübeyde birden döndü ve dudaklarımı öpmeye başladı…
Ellerimiz vücutlarımız her yerini hoyratça okşarken, dudaklarımız ve dillerimiz şehvetin fırtınasında
birbirine girmişti. Ok yaydan çıkmış, bedenlerimiz birbirine yapışmıştı. Kendimizi yan odada bulduk.
Elbiselerimizi yırtarcasına çıkardığımızda, çırılçıplak vücutlarımız kenetlenmiş gibiydi. Yatağın
üzerinde sikim Zübeydenin göbeğine dayanmış, dudaklarını dolgun göğüslerini emiyordum. Zübeyde
ise elini sikime atmış sıvazlıyordu. Ben birden ters dönüp, Zübeydenin tertemiz ammı emmeye
başlamıştım. Dilimi şeftalisinden içeri kaydırdığımda, Zübeydeden inlemeyle karışık bir “Ohh!”
sesi yükseldi. Başımı eliyle amına bastırıyordu. 0 anda benimki de Zübeydenin ağzına kaymış ve
sikimin kafasını emmeye başlamıştı. Çok geçmeden bi anda kasıldı ve amının suları akmaya başladı.
Amı vıcık vıcık olmuştu. Ama ben de patlamak üzereydim. Zübeyde anlamış olmalı ki, sikimi tam
ağzından çıkardığında suratına ve göğüslerine fışkırmaya başladıın. Her tarafı döl içinde kalmıştı.
Dönüp çarşafla Zübeydeyi silerken, “Ohhhh Osman, sevişmeyi nekadar özlemişim anlatamam!” dedi.
15-20 dakika kadar yanyana çıplak yattıktan sonra, yeniden sikimi sıvazlamaya başlamıştı. Ben de
onun göğüslerini emmeye başladım. Bi elimle de amını okşuyor, arada parmaklarımı amının deliğine
sokup çıkarıyordum. Zübeyde doğrulup benimkini ağzına alıp emmeye başladığmda, sikim de yeniden
sertleşiyordu. Ben Zübeydenin amını parmakladıkça Zübeyde de sikimi daha bir iştahla emiyordu.
Sikim tekrar kazık gibi olduğunda hemen doğruldum, bacaklarını açıp omuzuma aldım. Kayganlaşmış
amın dudakları arasına sikimi sürterken aniden yüklendim. Biraz zorlanarak da olsa sikim
Zübeydenin amına tamamen girdiğinde derin bir “Ohhhhh!” çekti. Birkaç saniye içinde hareketsiz
beklettikten sonra, Zübeyde kasıklarını oynatmaya kıvırmaya başladığında, ben de hızla gidip
gelmeye başladım. Her soktuğumda Zübeyde kısa kısa Ohlarla inliyordu. 5 dakika sonra Zübeyde
bacaklarıyla boynumu sıkarak “Boşal, içine boşalllll, birlikte boşalalım! Hadiii!” diye inleyince,
ben de son bir kere daha hırsla kökleyerek fışkırmaya başladım. Birbirimize kenetlenmiş bir halde,
ikimiz de aynı anda ve sarsila sarsila boşaldık
O günden sonra Zübeydeyle hemen her firsatta sikişiyoruz. Ama büyük kızı durumu anlamış, birgün
dükkanıma geldi, annesiyle olan ilişkimizi bildiğini ve aileden başka kimse bilmediği sürece bu
duruma sevindiğini söyledi!çünkü annesini mutlu etmiştim…….

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

londradan misafirler – 6

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

londradan misafirler – 6
Tamam, işte savaş başlamıştı. Ben Altan beyin yanına doğru seyirtip ona fısıldayarak,

“Altan Bey, demin aldığınız uyarıcı herneyse, lütfen banada veririmisiniz bir tane ‘’dedim.’’Galiba misafirlerimizde sizin gibi tedarikliydiler. Demin masanın çevresinde dans showunu izlerken onları ağızlarına birer draje atarken yakaladım. Şimdi sizde aldınız ve ben gariban kulunuz bu nimetten mahrum kalmak istemiyorum. Kızlara rezil olurum yoksa sizlerin yanında.”

deyince, ses tonum sanırım çok dokunaklı çıkmış olacak ki, bana gülerek cevap verdi

“Seni hınzır seni, sen bizden çok gençsin, ama ne varki bu huriler genç ihtiyar dinlemez kim olursa gebertirler onlarda bu ateş varken. Hadi al bakalım bir tanede sana”

Bende sadece kafamı sallayarak karşılk verdim, elimdeki drajeyi hızla yuttuktan sonra, Altan beyle birlikte masanın aksiyon olan bölümüne doğru ilerledik. John karımın kalçalarını arkadan sıkıca kavramış hızla gidip geliyordu, Allan ise onunla aynı ritmi yakalamak için uğraşıyordu. İki adamda çok büyük bir heyecan ve istekle kızları beceriyorlardı. Ortaya ahhh …lar ve ohhh… lardan oluşan bir cinsel senfoninin nağmeleri yayılıyordu.

Sonra bizde masanın diğer tarafına dolanıp ben Ni’lin, Altan bey ise Nur’un önüne yerleştik. Ellerimizle önümüzde devleşen yaraklarımızı ortalarından kavrayıp kızlara sunduk. Kızlar hedefe kilitlenmiş gibi kendilerine uzatılan yarakları büyük bir iştahla ağızlarına alıp hırsla emmeye balşamışlardı bile. İkisininde yüz ifadelerinden oldukça fazla zevk aldıkları anlaşılıyor vücud hareketleri ile de bunu tasdik ediyorlardı. Aslında başlarına gelecekleri bilseler,ne yaparlardı bilmiyordum ama artık ok yaydan çıkmıstı.Onlar için uzun ve çok yorucu bir gece olacaktı.

Ni’lin ağzındaki sıcaklığın etkisiyle hızla şişen ve irileşen sikim artık patlayacak hale gelmişti. Johnda orgazma yaklaştığını belirtir garip sesler çıkarıyordu ki, karımın arkasına iyice yaslayıp içine boşalmaya başlamıştı bile. Yanda da manzara farkli değildi Allan da baldızın amının derinliklerine fışkırıken Alttan bey Nur’un kafasını iki eliyle tutmuş sikini hızla ağzının içine sokup çıkarıyordu. Çıkan sesler müthişdi. Amlarından akan sular ve spermler, ağızlardan akan salyalar arasında ben ve Altan beyde önümüzdeki hatunların ağızlarına büyük bir zevkle boşaldık. Bu arada Altan beyden fışkıran spermler o kadar çoktuki Nur’un ağzının kenarından dışarı süzülüyordu, Altan bey son bir hamle daha yapıp iri sikini baldızın gırtlağına kadar bastırınca, Nur birden kusacak gibi oldu ve ağzındaki tüm sıvıyı öksürükler içinde dışarı fışkırttı. Karımsa benim spermlerimin damlasını ziyan etmeden hepsini yutmuştu. Az sonra kızların da orgazmları bitmiş kısa süreli bir sukunet hâkim olmustu ortama. Açık havada olmamıza rağmen cinsel organlarımızdan yükselen kokuular ortaya yayılmış sihirli bir afrodizyak oluşturmuştu. Biz erkekler kendimizi geri çekerken kzılarda masanın üzerine yığıldılar. Anlaşılan daracık ve sert bir masanın üzerinde hem dans hem de şiddetli bir cinsel birleşme onları çok yormuş adelelerine kramplar girmişti.

Onları havuzun kenarındaki geniş minderli yer yatakalrına taşımayı teklif ettik, kahkahalar ve alkışlarla kabul ettiler. Bizde ikişer ikişer ellerimizle kurduğumuz tahtların üzerinde kızları taşıyarak minderlere yerleştirdik. Kısa süreli bir şakalşmadan sonra kızlar gözlerini kapayarak dinlenmek istediklerini söylediler. Bizlerde havuza atlayıp biraz serinlemek iyi gelir diye düşündük ve dördümüz büyük bir gürültü ile havuza atladık. Bir müddet suyun içinde kalmak bizi rahatlatmıştı. Küçük yüzme yarışları düzenlemiş su içinde taklalar atarak yunus taklitleri bile yapmıştık. Ancak gözümüz yeniden kenarda yatan kızların bacak aralarından damlayan spermelere ve iki yana serilmiş memelere ilişince ilacın tesirini göstermeye başladığını anladık. Altan beyin aleti dikilmişti bile, havuzun kenarındaki basamakta ayağa kalkarak bize gururla önünde dikilen aletini gösterdi ve haydi çocuklar iş başına diyerek kızları işaret etti. Bunu üzerine bende John ve Allan’a dönerek kendilerini uyarıcı alırken gördüğümü söyledim. Adamlar şaşırmış bir ifadeyle biraz da mahçup kafalarını salladılar. Ama bende onlara gülerek bizimde Altan beyle aynı şeyi yaptığımızı söyleyince birbirimizle dalga geçerek bastık kahkahayı. Dördümüz havuzdan çıkıp kurulanmadan yerde ölü gibi yatan karım ve baldızımın yanına yaklaştık. Üzerlerine eğilip vücudumuzdan damlayan suları çıplak ve yorgun bedenlerine serpiştirdik. Bu onları yerlerinden sıçratmaya yetmişti. “Heyyy, ne oluyor” derken karımın gözeri açılmış ve yüzünün üstünde sallanan Altan beyin uzun yarrağını görmüştü. Nur’da aynı şeklde ayıldığında yüzü Allan’ın sikine çarpmış ve neye uğradığını şaşırmıştı. Karım ve baldızım gerçekten neler olduğunu anlamaya çalışıyor sersemlemiş bir vaziyette ağızlarına uzatılan yarrakları zorla araladıkları dudaklarından içeri almaya çalışıyorlardı. Nil bana yan gözle bakıyor, patronumun bunu nasıl yapabildiğini sorgulamaya çalışıyordu ki Altan bey karımın kafasını yine iki eliyle tutup ağzının içine hızla girip çıkımaya başlamıstı bile. Ben de karımın ayrılan bacaklarının arasına kafamı gömüp amcığını emmeye başlamıştım. İçinden sızan spermlerin kokusu burnumu yakıyor tadı ise dilimin ucuna doğru bir yanma yapıyordu. Bacaklarını iyice kalçalarına yakın bir yerden kavrayıp iki yana ayırdım ve çılgınca emmeye başladım amını. Boğazından kesik kesik hırıltlar yükselmişti, bacaklarını sıkarak başımı arasına hapsetmeye çalışıyordu. Bir müddet buna devam edip yeterince ıslandığında da doğrulup parmaklarımla klitorisini şiddetle uyarmaya başladım. Güzel yüzüne baktığımda gözleri yarı kapalı beni süzdüğünü gördüm. Ağzını tam yuvarlak bir hale getirmiş içindeki penise sıkı sıkıya kenetlenmişti. Bolca tükürüklendiği için penis girip çikarken sesler çıkarıyordu. Nerdeyse uyarıcıları biz değil kendi almış kadar ateşli sevişiyordu bizimle.

Nur’da yanımda Allanın sikini emmeyi bırakıp yere uzanmış olan John’un dikilmiş aletinin üzerine ata ters biner gibi bir pozisyonda oturmaya çalışıyordu. Nur bir eliyle John’un bacağından destek alıp diğer eliylede sikini vajınasına yerleştiriyordu.Başı içeri girince de kendini tamamen bırakarak bir hamlede yarrağın hepsini içine aldı.Derin bir ”OOH” çekerek üzerinde hızla inip kalkmaya başlamıştı Bu sırada Allan ne yapacağını bilmeden sikini sıvazlıyor Nur’un ağzına yaklaşmaya çalışıyordu.Baldızın bu kadar şehvetli olabileceğini hiç düşünmemiştim.Onu bu kadar yakınımda çılgınca sevişirken görmek beni acayip heyecanlandırıyordu.Tam bu esnada John baldızımı iki eliyle geriye çekti ve Nur devrilirken iki bacağıda havaya savrulup yanlara ayrıldı.Bu Allan için pek davetkar bir manzaraydı.John bir elini Nur’un boğazının önünden dolamış kıprıdamasını engelliyor diğer eliyle ise kendi sikini baldızımn arka deliğine yerleştirmeye çalışıyordu.Allan durumu hemen kavrayıp John’un ve Nur’un bacak arasına yerleşerek bu girişe yardımcı oldu.Baldızın arkası spermlerden kayganlaşmış ve anüs kasları adadaki daha önceki birleşmeden dolayı hala gevşek olduğu için aletin başı rahatca içeri süzülmüştü.John vücudunu belinden yükselterek Nur’un arka deliğine doğru bir hamle yaptı ve aletin yarısına kadar girmesini sağladı. Zavallı Nur daha ne olduğunu anlıyamadan arkasına giren aletin acısına alışmaya çalışıyordu. Yüzünü buruşturmuş dudaklarını ısırıyordu. Tam bu sırada Allan’da onlara katılmak için pozisyon alırken Nur’un bacaklarını diz kapaklarının arkasından geriye doğru bastırarak göğüslerine kadar itti. Amcığı kabakçiçeği gibi açılmıştı. İçinde kalan spermler bu tazyikle dışarıya fışkımıştı. Allan biraz çömelerek Nur’un üzerine abandı ve yarrağını baldızın amcığının derinliklerine gömdü. Spermlerin kayganlığı ile alet bir seferde dibine kadar girmişti. Allan bütün ağırlıyla Nur’un üzerine yüklenmiş baldızın bacakları geriye doğru katlanmıştı. John’unda ileri hareketlenmesi ile arka deliğine dibine kadar giren yarrağın acısını şimdi daha çok hissediyor, üzerindeki ağırlıktanda duyduğu rahatsızlıkla inliyordu. Ama erkekler azmıştı bir kere, onu dinleyen yoktu. Allan birden hızlanarak Nur’un içinde deli gibi gidip gelmeye başladı. John ise aleti köküne kadar baldızın arkasına girmiş vaziyette hareketsiz duruyordu. Nur bu tahrike daha fazla dayanamamış çığlık atmaya başlamıştı. Tırnaklarını Allanın omuzlarına dibine kadar geçirmişti. Ama çaresizdi. Allan bir köpek gibi hızlı girip cıkıyordu baldızın içine. Arkasındaki organında tazyikiyle baldız daha fazla dayanamamış orgazm olmaya başlamıştı. Başını sağa sola atıyor zevk çığlıkları içinde boşalıyordu.

Bende Nil’in klitorisini parmaklarımla hızla ovuşturuyor ve yanımdaki bu çılgın sevişmeyi keyifle izliyordum. Aşırı derecede tahrik olmuştum Nur’un iki erkeğin arasında sandviç olmasından. Bu arada Altan Bey karımın ağzının içindeki sikini çıkarıp onu ellerinden tutarak ayağa kaldırdı. Kendiside yüksek bir minderin üzerine sırt üzeri uzanarak sağ eliyle aletini dibinden kavarayıp karıma üzerine oturmasını işaret etti. Nil hala büyük bir şaşıknılk içindeydi ve bu yaşlı adamın nasıl olupta bu güçle kendisine yaklaştığını anlamaya çalışıyordu. Ben onun bu şaşkınlığını anlamış ve arkasından yaklaşıp kulağına fısıldyarak

“Gecenin keyfini çıkart ve hiçbir şeye aldırma, sonu bizim için muhteşem olacak”

diyerek onu rahatlattım. Karım yinede hayretler içinde Altan beyin kaskatı olmuş yarrağına bakıyor, test etmek için parmakları ile onu kavrıyordu. Biraz sıkıp başının iyice irileştiğini ve mosmor olduğunu görünce şaşkın bir eda ile

“Aman tanrım , Altan bey ,siz …bu yaşta…. inanamıyorum vallahi !!!”

deyince patronum ve ben yüzümüzde müstehzi bir gülümseme ile bakıştık. Nil patronumun aletini tam ortasından tutup amcığına hizalayarak kendini üzerine bıraktı. Şimdi üzerinde ata biner gibi oturuyordu. Bir müddet köküne kadar giren yarrağın yarattığı basınca alışmak için hareketsiz kaldı. Başı sol omuzunun üzerinden geriye doğru dönmüş gözleri kapalı ve dudaklarını ısırarak inliyordu. Belli ki içini tamamen dolduran bu aletin keyfini çıkarıyordu. Altan beyde iki eliyle karımın memelerini sıkıyor, uçlarını parmakları arasında eziyordu. Ben de onları seyrederken zevkten kendimden geçmiştim. Öne eğilip karımın kalçalarının yanına kadar uzattım kafamı ve onları öpmeye yalamaya başladım. Nil yavaşça hareket ediyor, içindeki yarrağın üzerinde inip kalkmak için kısa kısa hareketler yapıyordu. Biraz öne eğilip memelerini patronumun ağzına verdiğinde önümdeki manzara inanılmazdı. Bir kaç santim ötemde karımın amcık dudakları tamamen şişerek dışarı doğru açılmıştı, Altan beyin yarrağı içindeyken, spermler dışarı doğru sızmaya devam ediyordu. Hatta adamın toplarının üzeride birikip onları parlak kaygan bir hale getirmişti. Nil bir elini arkasına uzatıp bu topları sıkmaya başladı. Üzerindeki kayganlıkla avucunun içideki toplar birer birer yer değiştiriyorlardı. Nil’in amından yükselen baharatli koku spermlerin keskin kokusu ile karışmış adeta bir afyon gibi başımı döndürmüştü. İki elimi uzatıp kalçalarını iyice araladım. Gözüm uzun zamandan beri arkasındaki o küçük kahverengi delikteydi. Nil’le biz anal seksi pek yapmazdık. O bundan çok hoşlanmadığını söylediği için bende açıkca hiç üstelemezdim. Ama şu anda gözüm dönmüştü artık hiçbir şey düşünemiyordum o daracık deliğin içine girmekten başka. Ağzımı yaklaştırıp önümde inip kalkan kalçaların arasındaki bu deliğe küçük dil darbeleri atmaya başladım. Nil bunu hemen algılamış olacak ki hassas sinirlerin çevresinde toplandığı anüsü kasılıp gevşemeye başlamıştı. Dilimin ucunda biraz daha tükürük biriktirererk bunu deliğin ağzına sürdüm. Daha sonra dilimi deliğin üzerinde sabit tutarak tükürüğü her tarafa yaydım. Bir ara Altan Bey kalçalarını havaya kaldırıp yarrağını karımın içine tamamıyla sokmak isterken Nil hareketsiz kaldı. Bende bunu fırsat bilip iyice kayganlaşmış olan deliğe dilimi soktum. Dilimin ucu delikten içeri kolayca kaymıştı. İçinde vajınasının duvarlarını zorlayan bir organ ve arka deliğindeki dilin uyarısı ile karım aniden titremeye başlamıştı. Şiddetle sarsılarak orgrazm oluyordu. Amını sıkıp bırakıyor buna ters olarak da arka deliği açılıp kapanıyordu. Dilimin üzerinde tatlı bir basınç uyguluyordu. Doğrulup dilimin yerine sikimi yerleştirmeyi istiyordum bir an önce. Karım iyice öne eğilmiş olduğu için kalçaları tamamen ayrılmış, arka deliği parıl parıl parlıyor, benim içine girmemi belkiyordu. Başını deliğin üzerine yerleştirdiğim anda, karım irkildi, ama orgazmı hala bitmemiş sarsınıtıları devam ediyordu. Kendiliğinden hareket eden kalçalar organımın başının delikten içeri zor da olsa girmesini sağlamıştı. Delik inanılmaz dardı ve başı içeride iyice şişmiş, tüm kan basıncı eşit dağılmadığı için uzvumun geri kalan kısmında da şişkinliğe sebep olmuşltu. Daha fazla dayanamadım ve yüklendim. İleri doğru yaptığım hamlede nabız gibi atan aletim karımınm arka deliğine yarısına kadar girmişti. Nil “ayyyyy, canım yanıyor, çek şunu dışa” diye feryad etmişti. Bense onu dinlemiyordum bile. Altan beyin aletiyle tokuşuyordu başı, karımın amcığı ile arka deliğini ayıran inencecik bir duvardı nitekim. Sürtünmelerimizi bile hissediiyorduk. Bu bizi daha da ateşledi. Nil’in önünü ve arkasını aynı anda doldurmuşltuk. Başını çaresizlik içinde bir sağa bir sola sallıyor kısa çığlıklar atıyor ve inliyordu. Dudaklarını ısırıyor, tırnaklarını altındaki adamın omuzlarına geçiriyordu. Arkasındaki acıya alışmaya çalışıyordu. Ama artık yapacak bir şeyi yoktu, ikimizin ağırlığı arasında sıkışıp kalmış kıpırdanamıyordu bile zavallı karım. Biraz bekleyip rahatladığını hissettiğim anda son hamleyi de yaptım ve sikimi dibine kadar batırdım arka deliğine. Sesle karışık biraz hava çıktı arkasından, sanırım ani tazyik gaz yapmıştı. Daha fazla bekleyemedim ve hareketlenmeye başladım, bu daracık ve sıcacık tünelin içerisinde. Aletim arka deliğinin derinliklerine kadar gömüldü, dibine dayanmıştı. Aldığım zevki tarif bile edemem. Altan beyle aynı anda tekrar hızlanmaya başladık. Ben karımın kalçalarını iki elimle sıkıca tutuyor parmaklarımı ilk boğumlarına kadar etlerinin içine gömüyordum. Bu da Nil’i ateşlemişti, onun en zevk aldığı hareketti ve yeniden kalçalarını ileri geri oynatmaya başladı. Bellki artık acı duymuyor zevk alıyordu.

(hikaye tamamen kurgusal, gerçekle bir alakası yoktur)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32