KUCUK TEYZEM MACERAM 2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

KUCUK TEYZEM MACERAM 2
Tekrar merhabalar, size küçük teyzemle aramda geçen ilk olayı daha önceki yazımda paylaşmıştım. Şimdi ikinci yaşadığım olayı anlatmak istiyorum. İlk olayla yaklaşık arasında 3 yada 4 ay var ortalama. Yaz aylarıydı tatile gidecektik annem ve iki teyzem istişare yapıyorlardı nereye gidelim diye derken annanem canakkaleye şehitlik tarafına gidelim diye ortaya bi laf attı sonra bu fikir herkesin hosuna gitmiş olacak ki bu sene canakkaleye gidelim dendi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra yola çıktık sabah erken saatlerde annem ben küçük teyzem annanem ve büyük teyzem bide benimle yaşıt olan büyük teyzemin kızı dolustuk arabaya nihayet yolculuk başlamıştı. Babam ve eniştem gelmemişti neden gelmediklerini şuan hatırlamıyorum. Neyse geze geze öğlen vakti şehitlik tarafına vardık. Başladık gezmeye anıt ve cepheleri falan gezdik daha sonra akşam olmuştu hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Bunun üzerine gece konaklamaya biryer aramaya başladı bizimkiler. Belki aranizda bilenler olabilir anzak mezarlığının aşağısında kıyı şeridinde o zaman 2 katlı pansiyonlar vardı birkaç tane onlardan biriyle görüşmek için büyük teyzem arabada bizi bırakarak oraya gitti geri geldiğinde annaneme ücreti falan söyledi neyse kabul ettiler ve pansiyona girdik. Odayı gösterdiler. Tek oda tutmuş bizimkiler 4 yataklı fazla geniş olmayan sıradan bir pansiyon odası. Neyse soyunup dokunmeye başladı bizim kızlar 🙂 bende öyle camdan denize bakıyordum. Derken sırayla banyoya girmeye başladılar. İlk baştan büyük teyzem ve kızı girdi yarim saat sonra çıktılar.çıktıklarında büyük teyzem havluya sarımmış kızı ise benle yaşıt olduğu için benim tabirimle cıbıldak dolanıyordu etrafta. İlk defa çıplak görmüştüm kuzenimi sizin için vücudunun nasıl olduğunu anlatayım merak edersiniz siz şimdi. Memeleri yoktu ancak uçları biraz şişkindi alt tarafı ise tüysüz ve sadece bi çizgiydi götü ise yukarı kalkık yuvarlakti. Sonra annemle ben girecektim annem beni çağırdı. Hadi teyzenler çıktı girelim dedi. Ben olmaz dedim siz girin en son ben yalnız girecem dedim.annem ısrar ettiyse de inadım tuttuğu için İyi sen bilirsin diyip annem duşa girdi ve 15-20 dakika sonra çıktı. Küçük teyzem annem çıkınca hadi sen gir önce ben annaneni yikiycam uzun sürer bizimkisi dedi. İyi tamam ozmn dedim ve girmeye niyetlenirken bu arada annem odanın içinde havluya sarılmış saçlarını kurutuyordu derken göğsünde bağladığı havluyu çözdü beline sardı. Ve memeleri gözüküyordu Annemin iri memeleri dışarda onumde duruyordu çok güzellerdi sarkık değillerdi ve uçları nohut tanesi gibi iriydi bir kaç kez bakarken küçük teyzem beni görüp hadi gir artık duşa daha kese atmaya gelicem sana dedi. Ben şaka yapıyor diye aldırış etmedim banyoya girdim suyu açıp ısınmasını beklerken ustumdeki atleti. Ve altimdaki şortu çıkarıp tam kilotumu çıkaracakken banyo kapısı açıldı içeri girmeye hazırlanan küçük teyzemdi noldu dedim cevap vermeden içeri girdi kapıyı kapattı benim henüz kilotumu cikarmadigimi görünce çıkar hadide keseleyim seni dedi bende ben kendim yikanirim sen çık teyze dedim ama yine benim dedigimi dinlemedi herzamanki gibi bende mecbur yikayacagini kabul ettim ama kilotumu cikarmiycam böyle kesele dedim ve külotlu bi şekilde suyun altına girdim. teyzem iyi sen bilirsin diyip üstündeki buluzü çıkarttı kafasından çıkartırken baş örtüsü bozuldu ve sonrada onuda kafasından sıyırıp aldı. Üstünde beyaz sutyeniyle kalmıştı. Göğüsleri anneminki kadar büyük değildi ama yinede güzeldi 🙂 ben icimden işallah altındaki uzun türbanlıların giydiği tarzdan uzun ve bol bi etekti onuda çıkarsın diye dua ediyordum ki çıkarmadan Teyzem yanıma geldi eline şampuan falan döktü ve saclarimi yıkamaya başladı. saclarimi duruladiktan sonra eline döktüğü şampuanla elini vücuduma sürtmeye başladı. Böyle olmuyor sadece elimle kirlerin çıkmıyor çıkar külotunu onunla keseleyim hemde yıkanmış olur dedi.ben olmaz kirli değilim teyze falan desemde Zorda olsa birkaç kere dedikten sonra çıkardım kilotumu ve elimle pipimi kapatmaya çalışıyordum. Sırtını dön dedi teyzeme sırtımı dönünce sırtımı keseleme başladı ordan aşağıya inip götümü keseliyordu bacaklarıma kadar keseledi. Tamam bu taraf bitti dön bakalım şimdi deyince pipimi yine elimle kapatıp döndüm teyzeme doğru. Boynumdan keseleyerek gogsume gobegime kadar indi teyzem eliyle bana dokundukça benim pipim kalkmaya başladı iyiden iyiye. Sonra bana bakıp elini çekte pipinide yıkayayım dedi bende yok teyze ben yıkarım dedim. İlk olaydaki gibi yine aynı cümleyi kurdu. Utanma ben senin teyzenim küçükken kaç kere çıplak gördüm ben seni dedi. Hayır olmaz diye direttim ama elinle benim elimi yana çekti aniden ve pipim teyzemin önünde duruyordu. Kilota yeniden şampuan döküp pipimi arasına alır gibi sivazliyordu. Bu beni dahada heycanlandirmisti. Pipim iyice büyüdü bunu yaparken ve anlamış olacak ki bana bakıp gülerek bu sefer boşalmadın hayret deyip güldü. Bende yok teyze daha neler dedim utanmış bir ifadeyle Bana bakıp gülümsedi ve desene artık dokunmama alıştı dedi ve Gülüştük ikimizde:) neyse köpükleri yıkadı pipim meydana iyice çıkmıştı bi elinde fıskiye diğer eline de pipimi alıp oynuyordu derken ilkkinde size dediğim gibi dudağına dokundur muştu dedim ya aynı onun gibi ama biraz garip bir şekilde dudaklarını uzatıp pipimin kafasını değdirmeye başladı.şaşkınlık içindeydim hic beklemedigim birşeydi bu hareketi teyzemin Bende bu esnada yukardan sütyeninin içindeki memelerini izliyordum derken bi anda dudaklarını biraz aralayıp pipimin kafasını dudaklarının arasına aldı bunu yaparken sol kalçama dokunuyordu eli ve hafifçe sıkıp geri gitmemi engellemek için tutuyordu. Bu beni çok fena heycanlandirmisti. Biraz öyle yaptıktan sonra muhtemelen teyzemde dayanamamış olacak pipimin hepsini ağzına alıverdi. Dudaklarını pipimin başlangıç yerinde hissettim ve ağzının ici acayip sıcaktı ve ıslak ama öyle su gibi ıslak değil yağlı kaygan bi ıslaklık vardı ağzında buda beni uçurmuştu. Teyzem bana saxo çekiyordu. Tabi ozaman bu terimi bilmediğim için teyzem pipimi ağzına aldı diyordum kendime. Sonra kafasını ileri geri oynatmaya başladı çok yavaş bi şekilde pipimi görebiliyordum teyzemin ağzına girip çıkıyordu. Bunu biraz sürdürdü. Sonra hızlıca ağzına sokmaya ileri geri yapmaya başladı ve biraz daha sert ve biraz daha çok emiyordu ve herhalde ben fazla sürmeden boşalmış olacam ki bi anda durdu ve sadece pipimin kafası ağzında kalacak şekilde beklemeye başladı. Ve pipimin ucundan sıcak birseylerin aktığını hissettim bu şekilde bi 15 saniye kadar durduktan sonra ağzından çıkardı pipimin kafasını ve banyonun giderine doğru tukurdu hafifçe ve eliyle çenesini falan sildi. Ve bana bakıp bu iki oldu dedi ben ise sanki elim ayağım boşanmış bir şekilde durup bakıyordum teyzeme cevap bile verememiştim. Suyla tekrar pipimi yıkayıp duruladı ve götüme bi şaplak atıp hadi dedi işin bitti çık dışarı dedi ve havluyu uzattı konuşamıyordum havluyu alıp ustume sardım kapıyı açtı ve dışarı çıktım. Ben çıkarken teyzemde annaneme seslenip hadi anne sende gelde yıkayayım dedi. Böylece küçük teyzemle aramda geçen ikinci yaşadığım olay buydu son size anlatmadigim bir tane daha yaşadığım olay var zaten onu anlatmadım. Onuda yakında sizlerle paylaşıcam. Ve bu yaşadığım olaylar tamamen gerçek başkalarının gotunden uydurduğu gibi saçma uçuk kaçık hikaye değildir. Benim gibi ensest olan arkadaşlar eklerse yada mesaj atarsa karşılıklı sohbet edebiliriz.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

SUZANLA YAŞADIKLARIM 1

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

SUZANLA YAŞADIKLARIM 1
SÜREKLİ ALINTI YADA HAYAL ÜRÜNÜ YAZILAR PAYLAŞAN ARKADAŞLARA İNAT KENDİM BİZZAT YAŞADIĞIM OLAYLARI SİZİNLE PAYLAŞTIM. ANCAK GÖRDÜMKİ HALEN HAYAL ÜRÜNÜ YAZILAR RAĞBET GÖRÜYOR. DAHA ÖNCE YAZDIĞIM YAZIYI YENİDEN YAYIMLIYORUM VE GELEN TEPKİLERE GÖRE ANILARIMIN DEVAMINI YAZACAĞIM

merhabalar .. size daha önce selinle yaşadığımız bazı güzel anları anlatmıştım . şimdide size 18 yaşındaki sevgilim suzan ile yaşadığımız bazı güzel naları anlatmak istiyorum .
sene 2006 idi . işyerime yeni bir muhasebeci eleman almam gerekiyordu ve gazete ilanı ile bunu hallettim . çıtı pıtı daha yeni liseyi bitirmiş 1988 doğumlu bir kız geldi iş görüşmesine. kız hafi balık eti ama yüzü çok güzel bir kızdı. aklıma en küçük bir ilişkiye girme fikri bile gelmemişti iş görüşmesine geldiğinde . sevimli ve işimi yapabileceğini düşündüğüm için suzanı işe aldım ve kısa sürede işi gerçekten kavradı tahmin ettiğim gibi işime yarayacaktı . derken diğer elemanlardan bunun sevgilisi olduğunu ama sadece elele gezmekten ibaret olduğunu öğrendim . gel zaman git zaman bu işe başladıktan 2.5 ay kadar sonra sevgilisinden ayrıldılar . meğer çocuk bundan para sızdırırmış bunu anlayıncada ayrılmışlar. temmuz ayının son günlerinde bunun doğum günü idi ve ben buna diğer elemanlara fark ettirmeden bir doğum günü hesiyesi aldım.ona aldığım basit bir hediye idi ama onu düşünmem kendisini çok mutlu etmiş olmalıki bana bakış açısının değiştiğini farkettim. aslında benimde yavaş yavaş ona bakışım değişmeye başlamıştı. bir hafta sonu suzan denize gitti ve herşey o hafta sonu başladı. gece geç saatlere kadar mesajlaştık. ve ben buna resmen onu beğendiğimi söyledim işe gelmeme riskinide göze alarak . ama korktuğum olmadı meğer o da bana karşı uzun zamandan beri ilgisiz değilmiş. öte yandan benim görüştüğüm ve seks konusunda çok rahat olduğum biri daha vardı ve bunun farkına varmıştı suzan . suzan la aramızda seks olmasını hiç düşünmedim çünkü bakire idi ve evleneceğin kişiye sakla kendini diyede ben tembihledim ona. tamam o halde seks ihtiyacını o kızla yap ama benimhaberim olmasın ben seninle sevgili olarak elele gezmekten bile mutlu olrım diye bana söyledi ve biz sevgili olarak başladık. ama ben boş durmuyor sürekli diğer kızla ilgili konuştuklarımızı buna aktarıyordum sırf sinir olsun diye . derken bir akşam iş çıkışında arabamla onu evine bırakıp sonrada kendim eve geçecektim . yine konu diğer kızdan açıldı bende sinir olsun diye o beni yalayarak içmek istiyor sen bana bunu yapmazsın dedim ve bundan hiç beklemediğim bir tepki aldım . o yalarsa bende yalarım ve içerim dedi . bende madem öyle göster kendini dedim ve aletimi çıkartıverdim araba kullanırken. hiç beklemediği bir durumdu ve gerçekten şaşırmıştı buna. o kadar çekiniyordu ki dönüp bakmıyordu bile aletime. bende çekingenligi gitsin diye elini tutup aletime getirdim . utana sıkıla aletini eline aldı . ben madem yalarım dedin hadi buyur yala dedim . önce yaa nasıl yapıcam felan diyecek gibi oldu ama sonradan üzerindeki ilk çekingenligi atınca tabi benimde konuşmalarım üzerine eğildi ve yalamaya başladı . ama o kadar güzel yalıyorduki hayatıma çok kadın girmiş hiç biri suzan kadar güzel yalamamştı. arada ağzından çıkartıyor eliyle oynuyordu o sırada ben boşalacağımı anladım yalasana güzel yalıyorsun felan dedim bir yandan araba kullanıyor bir yandan eğer yutmazsa üzerimin kirleneceğini düşünüyordumki bu daha bir iştahla yalamaya başladı . tabi bende bu arada onun göğüslerini avucumda yoğuruyordum . ( aracım yüksek bir minibüs ve etraftan görmek için otobüste olunması lazım ki saatte 22 civarı idi yani arabamım içi görünmezdi ) sonra ben artık tamam olmuştum ve hayatımda hiç boşalmadığım gibi resmen volkan gibi patladım ama aklım hala ya yutmazsa diyordu. bu arada suzan dan hıımmmm gibi sesleri duyunca anladımki bir gram bile bırakmadan hepsini içme derdindeydi . beni boşaltıp içmesine rağmen o kadar tecrübesizdiki halen beni bırakmıyordu . bilirsiniz boşaldıktan sonra hassasiyet aletin ucunda tavan yapar . o devam ettikçe yalamaya ben ölüyorum sandım ve en sonunda tamam bitti yeter yoksa ölücem şimdi dedim.
oturduğu yerde doğruldu ve gözlerinin kaydığını farkettim. beğendinmi tadını dedim . sanki tuzlu birşey gibi ama evet beğendim ve hep içerim dedi. bende seve seve içiririm sen merak etme ama hep benim uçmamla olmaz sende uçmalısın dedim. onada bakarız artık zamanla dedi. tek çare arkadan yapmaktı ama onu nasıl razı edecektim bilmiyordum . şimdi mutlu olmak istermisin dediğimde nasıl olacak dedi. bende sen pantolonun düğmesini fermuarını aç gerisini bana bırak dedim. hayır ya felan demesina rağmen ikna ettim . elimi önüne attım. hafif balık eti olmasından sebep etli bir amı vardı elimle oynak çok güzeldi . elimi atmamla çok şaşırdım çünkü kilot tamamen ıslanmış su içinde kalmıştı. daha bir kaç saniye elimle oynadıktan sonra arabanın duvarlarında öyle bir sesi yankılandıki ben ölüyor diye korktum. hiç beklemediğim şekilde boşalmıştı. ve daha önce yaşamadığı içinde nasıl hareket edeceğini bilmiyor kendini ileri geri atmaya devam ediyordu. daha fazla zorlanmasın die elimi çekmek istediğimde buna izin vermedi . meğer tekrar boşalıyormuş ve kendini sağa sola vurarak bir kez daha boşaldı . boşaldı boşalmasına ama ne boşalma idi bir bilseniz . bu arada evinden ailesi arıyordu cebinden o cevap verme gereği bile duymuyordu . aslında babasındanda çok çekinirdi ama o ara hayattan kopmuştu. tabi bu arada benim elimde sırılsıklam oldu bunuda belirteyim . sonra onların mahalleye doğru yöneldim . ikimizde tek kelime etmemiştik . evlerinin oraya geldiğimizde seni seviyorum dedi ve arabadan indi. yürürken resmen yalpalıyordu :))
onu bırakıp yola devam ettim . 5 dakika sonra mesaj attı en kısa zamanda seni içimde istiyorum diye . ben arkadan olursa tmm bakarız gereğine dedim .
sonra mı ne oldu ? sonrasını sizi daha fazla sıkmıyayım ve bir sonraki yazımda görün bence . .. yazdıklarım her harfi ile doğru . buna eminolun lütfen . size bir sonraki yazımda suzan la ilk anal yapışımızı yazıcam.. şimdilik görüşmek üzere

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Dakar Senegal Maceramız.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Dakar Senegal Maceramız.
Karım, beni elindeki büyük ve keskin bıçakla kocaman bir ağaç kökünü yontmakta olan yaşlı zencinin başında bırakıp, içinde yüzlerce hediyelik ıvır zıvırın satıldığı yerli kulübelerinden birine doğru yürüdüğünde, çevredeki herkes gibi, ben de onu seyretmeye koyuldum elimde olmadan. Doğruyu söylemek gerekirse, hepimiz haklıydık. Gözlerimizin önündeki manzara, seyrine doyum olmayacak türdendi çünkü.

Yüksek topuklu, beyaz bilekten bantlı ayakkabısı, bembeyaz ve başdöndürücü güzellikteki bacaklarını, insana sanki hiç bitmeyecekmiş duygusu verecek kadar uzatmıştı. Tabii bunun bir nedeni de, üstündeki incecik beyaz pamuklu eteğin, akıl almayacak kadar kısa olmasıydı. Yumuşak kumaş, hafifçe aralarına girdiği yuvarlak kalçaların o güzelim bacaklarla birleştiği yerin yalnızca bir parmak altına kadar örtebiliyordu.

Gözlerimi biran ondan uzaklaştırıp, onu seyretmekte olan diğerlerine baktım. El sanatları pazarında, karımla benden başka beyaz yoktu. Çevrede ondan başka kadın da göremiyordum. Uzun lafın kısası, şimdi kulübeye doğru yürümekte olan karımı seyretmeye kendilerini kaptıranların hepsi zenci erkeklerdi. Her yaştan Senagalli zenci erkekler.

Karımın bu durumun farkında olduğu kesindi. Bu yürüyüşünden belliydi açıkça. Kalçaları, attığı her adımda, seksi bir şekilde çalkalanıyordu. Eteğinin altında külot olmadığını anlamak için, şöyle bir bakmak bile yetiyordu. Sıcaktan biraz da terlediği için, incecik kumaş, artık iyice girmişti kalçalarının arasına. Giysinin üst kısmı ise yine beyaz pamuklu ince askılı penye vardı. Ön kısmı kapalı olsada arkasında neredeyse tüm sırtını gösteren dekolte vardı. Attığı her adımda, kürek kemiklerinin arasından başlayıp belkemiği boyunca aşağıya kadar inen o baş döndürücü çukurluk da, kalçalarının sağa sola çalkalanmalarıyla birlikte hareket ediyordu.

Sonra gözüm, karımın hedefi olan kulübenin kapısına takıldı. İki zenci duruyordu orada. Neredeyse tüm Senegalliler gibi uzun boylu, sırım gibi vücutlu ve kuzguni siyah iki zenci. İkisinin de üstünde yerel giysileri, yani, uzun ve ana rengi beyaz, ama üzerinde rengarenk işlemeler olan entariler vardı. Yaşlarını tahmin edemiyordum ama, birinin diğerinden çok daha genç olduğunu anlayabiliyordum. İkisinin de gözleri karıma dikmişlerdi. Arkadan seyredenler göremiyordu gerçi ama, ben onların da gözlerinin önünde müthiş bir manzara olduğunu biliyordum. Sıcak olması ve karımın giymeyi sevmemesinden dolayı sütyen takmıyordu. Yumuşak ve incecik kumaşın altından, göğüs uçları belli oluyordu.

Sonunda kulübeye ulaştı karım. Önce o girdi içeriye, peşinden de, kapının önünde dikilip onu gözleriyle didik didik eden iki zenci. Artık onları göremez olmuştum. Başımı çevirip, dikkatimi yeniden o kocaman ağaç kökünü elindeki keskin bıçakla yontarak, bir su aygırı yapmakta olan yaşlı zenciye verdim. Gerçekten de hünerli elleri vardı ihtiyarın. Bir hayli sert olduğu anlaşılan kökü yontarken zorlanıyor, ama her seferinde ne eksik ne de fazla kesmemeyi başarıyordu. Öyle ki, insan onu seyrederken, zamanın geçtiğini farkına varmıyordu neredeyse.

Karımın az önce girdiği kulübeden yana baktığımda, hiç bir hareket göremedim. Bulunduğum yerden içerisi de görünmüyordu zaten. Sonra çevredekilere baktım. Herkes kendi işiyle uğraşıyordu. karımın daha o kulübeden çıkmamış olduğunu anlatacak bundan daha iyi bir şey olamazdı. Eğer çıkmış olsaydı, çevredekilerin ilgisi, elbette ki, onun bulunduğu yere yönelik olacaktı. İster istemez meraklandım biraz. Bu kadar zamandır ne yapıyordu ki içerde. Yaşlı zenciye, “elindeki işi ne kadar zamanda bitirebileceğini” sordum. Yapımını izlediğim bu güzel sanat eserini satın almak istiyordum zira. Söylediği kadarıyla, daha bir saat beklemem gerekiyordu. Bunun üzerine, ben de karımın girdiği kulübeye doğru yürümeye başladım. Su aygırını, daha sonra gelip alabilirdim nasıl olsa.

Kulübenin içi, dışarıdaki parlak güneşle kamaşmış olan gözlerim için, neredeyse karanlıktı. Bu nedenle, olup bitenleri görebilmem biraz zaman aldı. İlk farkettiğim şey, kulübenin içindeki koku oldu. Marijuana’nın o tatlı ve bayıltıcı kokusu. Gözlerim biraz alıştığında ilk gördüğüm ise karımın yüzündeki o müthiş ifadeydi. Gözleri hafifçe kısılmıştı. Ağzı aralıktı. Yüzünün hatları, son derece tahrik olduğunu belli ediyordu. Sonra ayrıntıları da fark etmeye başladı gözlerim. Üstünde yığınla küçük, el yapımı ıvır zıvırın olduğu bir masanın önünde duruyordu karım. Zencilerden genç olanı hemen yanındaydı. Yaşlı olanı ise arkasında.

– “Çok güzel bir yere gelmişiz sevgilim…” dedi karım beni görünce.

– “Nasıl yani..?”

Yabancı dille konuştuğumuz için, zencilerin bizi anlamasına imkan yoktu. karım, elini kaldırıp sımsıkı tutmakta olduğu şeyi gösterdi bana. Siyah, abanoz ağacından yapılma kocaman bir sikti bu. Parmaklarını çevresine dolamıştı karım. Sanki gerçek bir siki tutuyormuş gibiydi.

– “Sevgilim, beni sikecekler bunlar…” dedi sonra da.

– “Nasıl yani..?” diye sordum yeniden.

– “Biraz daha geç gelmiş olsaydın, i görecektin sen de sevgilim…”

– “Burada mı..?”

– “Evet burada… Sen içeri girmeden önce, arkamdakinin eli bacaklarımın arasına girmişti bile… Neredeyse amıma değmek üzereydi biliyor musun..? Ama sen gelince ürktü biraz. Çekti elini üzerimden…”

Birden son derece heyecanlandığımı hissettim. Sikim kalkıp kazık gibi oluverdi yeniden. Karımın böyle bir yerde sikilmesi ihtimali çok baş döndürücüydü doğrusu. Zencilere baktım. Konuştuklarımızı anlamadıkları için, biraz şaşkındılar. İkisi de öylesine uzun boyluydular ki, karım onların yanında çocuk gibi kalıyordu. Ama asıl çarpıcı kontrastı, onların siyahlıklarıyla karımın beyazlığı yaratıyordu.

– “Galiba işi bozdum öyleyse…” dedim karıma, “İstersen ben gideyim yine…”

– “Hayır hayır sevgilim… Sikilirken seyretmeni istiyorum…”

– “Ama bende çekindiler sanırım…”

– “Biraz sonra anlarlar ürkmeye gerek olmadığını… Sakın gitme n’olur… Sikilirken seyret beni… O zaman çok daha fazla zevk alıyorum, biliyorsun…”

Elbette ki biliyordum bunu. Üstelik, benim tek istediğim de buydu. Onun sikildiğini seyretmek, mümkünse katılmak, ya da onu sonra sikmek. Bundan müthiş bir zevk alıyordum.

Bu arada karım zencilere, benden ürkmemeleri gerektiğini göstermek istercesine davranmaya başlamıştı bile. Öbür elini de getirmiş ve bir eliyle dibinden sımsıkı tuttuğu o kocaman tahta siki, tıpkı gerçek bir sikmiş gibi okşamaya başlamıştı. Bunu yaparken de, gözlerini gözlerimden ayırmamıştı. Ama ben, zaman zaman gözlerimi onunkilerden uzaklaştırıp, zencilerin ne yaptığını izlemeye gayret ediyordum. İkisi de, büyülenmiş gibi karımı seyrediyorlardı. Arkasında olan yaşlının durumunu göremiyordum ama, yan ıbaşında duran genç zencinin entarisinin önü, bir çadır gibi kabarmıştı. karım nereye baktığımı farkettiğinde, gözlerini benden ayırıp, zencinin önüne baktı.

– “Nasıl kaldırdım sikini görüyor musun…” diye fısıldadı sonra da, ” Kocamanmış siki…”

Artık yalnızca oraya bakıyordu karım. Bu arada, bir elinde tuttuğu tahta siki, öbür eliyle sıvazlamayı da sürdürüyordu. Havada müthiş bir elektrik akımı oluşmuş gibiydi. En azından ben böyle hissediyordum. Birden, hala kulübenin kapısı önünde durmakta olduğumu farkettim. Sonra gözlerim, kenardaki beyaz perdeyi farketti. Kapının üstüne tutturulmuş bir perdeydi bu ve şimdi kenara toplanarak açılmıştı. Elimi uzatıp kapatıverdim perdeyi. Böylece, dış dünyadan biraz daha kopmuş oluyorduk. Aynı anda da, zencilerin iyice rahatladığını farkettim. Artık ikisi de benden ürkmemeleri gerektiğini ve karımı sikebileceklerini anlamış olmalıydılar.

Yaşlı zencinin yanındaki masanın üstünde küçük bir heykel duruyordu. İşaret edip onu istedim adamdan. Alıp bana uzattı. Ama bunu yaparken yerinden bile kımıldamamıştı. Hala karımın arkasındaydı yani. Üstelik aramızda bir de, karımın önünde durduğu ıvır zıvırla dolu büyük masa vardı. Ben de o da, kollarımızı iyice uzatmak zorunda kalmıştık. Bu arada zenci de, arkadan karıma yaslanmıştı tabii.

– “Aşkım…” diye fısıldadı karım, “Ne biçim bir siki var bu adamın… Sırtımı delecek neredeyse…”

Yüzünün hatları artık iyice gerilmişti karımın. Onu son derece iyi tanıdığım için, şu anda amınının dudaklarının alabildiğine şişip açılmış olduğunu, kaygan am sıvılarının tüm kasıklarını, hatta bacaklarını vıcık vıcık ıslak bir hale getirdiğini biliyordum. Sikilmek istiyordu. Benim önümde, bana seyrettirerek sikilmek istiyordu. Ve bunun gerçekleşmesine pek bir şey kalmamıştı. Gözleri yine yanında duran genç zencinin entarisinin önünde bir çadırı andıran kabarıklığa dikilmişti. Yaşlı zenciden aldığım heykelin üstündeki desenleri gösterdim karıma. Aramazındaki masa nedeniyle görebilmesi için masanın üstüne eğilmesi gerekiyordu. Bunu yapmak için de, iki eliyle birden tuttuğu tahta siki masanın ortasına dayayıp, ondan destek almıştı doğal olarak. Bu arada, özellikle arkasında durmakta olan zenci için öldürücü nitelikli bir şeyi de gerçekleştirmiş oluyordu. Böyle öne eğilince, kısacık eteği iyice sıyrılmış ve çıplak kalçaları, yarıya kadar meydana çıkmıştı.

Yine göz göze geldik karımla. O arada gözüm onun arkasında durmakta olan zenciye. daha doğru onun yapmakta olduğu bir harekete takıldı. Eli hareketlenmiş ve karımın bacaklarının arasına doğru yönlenmişti. Yeniden karımın gözlerine bakmaya başladım. Birden tüm vücudu sarsıldı ve gözleri iyice kısıldı.

– “Ohhhhh…” diye inledi, “Amımı avuçladı sevgilim…”

Şimdi biraz daha eğilmişti masanın üstüne. Beli bükülmüş ve kalçaları sanki yukarı kalkmıştı. Böylece eteği de, neredeyse beline kadar sıyrılmıştı artık. Zencinin öbür elini de getirip karımın kalçasını mıncıklamaya başladığını gördüm. O uzun parmaklı, kocaman ve kapkara elin, karımın bembeyaz teni üstünde gezinmesi o kadar tahrik ediciydi ki, sikim çatlayacak gibi olmuştu. Sonra yine gözgöze geldik karımla.

Gerçekten de ip kopmuştu artık. Karımın arkasında hala ayakta duran ve şimdi bir eliyle onun kalçalarını okşarken öbür eliyle de amını avuçlamış olan zencinin gözleri, hemen önündeki şahane manzaraya kilitlenip kalmıştı. Genç zenci de, şimdi bir adım geri atmış ve arkadaşının yaptıklarını seyretmeye koyulmuştu. Entarisinin önündeki çadır gibi kabarıklık, şimdi daha da büyümüş gibiydi.

Sonra karımın arkasındaki zencinin yavaş hareketlerle çömelmeye başladığını farkettim. Şimdi gözleri karımın kıçıyla aynı hizaya gelmiş, yüzüyle avucunda mıncıklamakta olduğu o güzelim am arasında bir karışlık bir mesafe kalmıştı. Derin bir soluk aldı zenci. karımın amından gelen o başdöndürücü kokuyu içine çekiyordu.

Zencinin karımın amındaki elini de getirip iki kalçasını avuçladığını ve onları birbirinden ayırdığını gördüğümde, daha da müthiş şeylerin gelmekte olduğunu anladım. Sonra da adamın kapkara kalın dudaklı ağzının kocaman açılışını ve başının öne gelip karımın kalçalarının arasına gömülüşünü seyrettim.

Karımın tüm vücudu, elektrik çarpmış gibi titredi. Yine gözgöze geldik onunla.

Gözleri zevkten iyice kısılmış, neredeyse birer çizgi haline dönüşmüştü artık. Ağzından küçük inlemeler kaçıyordu sürekli olarak. Zenci gerçekten de yalamanın ötesinde bir şeyler yapıyor olmalıydı ona. O bembeyaz kalçaların arasına gömülmüş başı sürekli hareket halindeydi. Gözlerini kapamıştı. Homurtulu sesler çıkarıyor ve bu, karımın kasıklarından gelen ıslak, şapırtılı seslerle karışıyordu. Aslında zencinin bu kadar hırslı olmasına hak veriyordum. Şimdi kocaman ağzının kapandığı yerdeki hazineleri benden iyi kimse bilemezdi ki bu dünyada. Gerçeği söylemek gerekirse, karımınki kadar güzel bir amı bulmak, neredeyse olanaksızdı. Bir ağız kadar biçimliydi. İçine sik almak istediğinde, dudakları şişip yine bir ağız gibi açılıyor, derinliklerinden kopup gelen kaygan sıvılarla sulanıyor ve seyretmeye doyum olmaz bir manzara haline dönüşüyordu. Şimdi de öyle olmalıydı manzarası. Ama bununla da bitmiyordu iş. Onun biraz altında, daha doğrusu karım böyle öne eğilmiş olarak durduğuna göre biraz üstünde de, o inanılmaz güzellikteki göt deliği vardı. Normal halinde küçücük ve pembe bir noktaya benzeyen, ama dokunulduğunda, içine girecek siki alabilmek için neredeyse anında açılmaya başlayan, o başdöndürücü göt deliği.

Hala ayakta duran öteki zenci de, tıpkı benim gibi, sabitleşmiş bakışlarla izliyordu olup bitenleri. Bir taraftan da elini götürüp, artık kazık gibi kalkmış olan sikini, entarisinin üstünden sıvazlamaya başlamıştı. Artık karımın tüm söylediklerinin gerçekleşeceğinden ve bu iki dev gibi zencinin, onu benim önümde sikeceklerinden kuşkum kalmamış, duyduğum heyecan sanki yüz kere fazlalaşmıştı. Ayaktaki zencinin entarisi, altında saklanmakta olan sikin büyüklüğü hakkında fikir edinmemi pek engelleyemiyordu. Bu da, heyecanımın, mümkünmüş gibi, daha da artmasına neden oluyordu. Ama adam öbür eliyle entarisinin eteklerini yukarı çektiğinde, bu konuda biraz aceleci davrandığımı anladım. İçinde başka hiç bir giysi yoktu ve şimdi ortaya çıkan siki, doğruyu söylemek gerekirse, kelimenin tam anlamıyla korkutucu bir manzara sergiliyordu. Gözlerimin önündeki, kelimenin tam anlamıyla bir allameydi. Adamın tüm vücudu gibi o da kuzguni siyahtı. O kadar büyük ve kalındı ki, gözlerime inanmakta zorlanıyordum.

Karım ise henüz onu bekleyen siki görmemişti. Vücudu dalga dalga kıvrılıp bükülüyor, zencinin ağzından kasıklarına yayılan zevkin etkisiyle kendinden geçmiş, inliyordu. Başı öne düşmüştü. Hala iki eliyle masanın ortasına dayadığı tahta sike tutunuyordu ve şimdi bu kocaman sik, yanağına değmeye başlamıştı. Nereyi, neyi seyredeceğimi biraz şaşırmış durumdaydım. Gözlerimi karımın yüzünden koparabildiğimde yusyuvarlak, bembeyaz kalçalarının arasına gömülmüş kapkara zenci başının hareketlerini seyrediyor, sonra da hemen onların yanıbaşlarında dikilmekte olan zencinin, o akıl almaz büyüklükteki sikini yukarı aşağı sıvazlayışını izliyordum. Böyle bir sikin karımın içine girmesi ihtimali beni hem ürkütüyor, hem de zevkten ürpertiyordu.

Karımın inlemelerinin küçük çığlıklara dönüşmesi, dikkatimi yeniden onun üstüne çevirmeme neden oldu. Yüzü, inanılmaz derecede güzelleşmişti şimdi. Kalçaları, delice hareketlerle çalkalanmaya, tüm vücudu sarsılmaya başlamıştı. Boşalıyordu karım. Zencinin kocaman ağzı ve ne yaptığını göremediğim dili, işini bitirmişti onun. Arkasında diz çökmüş ve başını onun kalçaları arasına gömmüş olan zenci uzaklaşıp doğrulduğunda, orada öyle kaldı. Hala sarsılıyordu vücudu.

Bu arada arkasındaki zenci de entarisinin eteğini, beline kadar sıyırmış ve sikini meydana çıkarmıştı. Tanrım, bu sik de, gerçekten büyüktü. Simsiyah, koskocaman ve alabildiğine kalın. Arkadaşınınkiyle arasındaki tek fark, bunun çelik bir yay gibi yukarı kıvrık olmasıydı. Hangisinin daha büyük olduğunun ayırımını yapamıyordum. Tek yapabildiğim, büyük bir heyecanla, bu siklerden birinin karımın içine girmesini beklemekti o anda. Ama adam o kadar uzun boyluydu ki, karımın o andaki pozisyonunda ona yaklaşıp, sikini, artık susamış bir ağız gibi açılıp kapandığından emin olduğum amına sokabilmesine olanak yoktu. Çözümü yine kendi buldu zenci. Hızlı hareketlerle arkasına dönüp, şimdiye kadar farkına bile varmadığım alçak ve geniş bir masayı çekti. Sonra da üstüne oturup kollarını iki taraftan uzatarak karımı hala sağa sola çalkalanmakta olan kalçalarından yakalayarak yaklaştırdı kendine doğru.

Karım başını kaldırdığında, yine gözgöze geldik.

Kendini zencinin ellerine bırakmıştı. Adam onu kalçalarından tutarak kucağına doğru çekerken, gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Bu nedenle de, onu bekleyen sikleri hala görmemişti. Kulübeye girdiğimden beli elinde tuttuğu tahta siki de bırakmamıştı. Zenci öylesine güçlüydü ki, karımın kalçalarını, istediği gibi kucağına kadar çekmiş, bir direk gibi duran kocaman sikinin üstüne kadar getirmişti. karımın tahta siki hala sıkı sıkı tutmakta olan elleri, artık masanın en kenarına kadar gelmişti. Vücudu biraz garip bir biçim almış, dengesini yitirmiş durumdaydı. Onu böyle kıçı havada tutan zencinin güçlü elleriydi. Hala gözlerimin içine bakıyordu karım. İçine girmek üzere olan siki de, yanında ayakta duran zencinin sikini de görmemişti daha. Sonra zenci, yavaşça onu aşağı bırakmaya, o güzelim kalçalarını sikine doğru indirmeye başladı.

Sırf dikkat kesilmiş, karımın yüzünü seyrediyordum. Zencinin amacına ulaştığını ve az önce yalayıp iyice vıcık vıcık bir hale getirdiği o güzelim amın dudakları arasına o kocaman kapkara sikinin başını yerleştirdiğini, karımın yüzünde meydana gelen o müthiş ifade değişikliğinden anladım. Başı bir anda geri gitmiş, gözleri kapanmış ve ağzından derin bir inleme kaçmıştı. Sonra birden açıldı gözleri. Hem de kocaman açıldı.

– “Offff ne biçim bir sik bu sevgilim..?” dedi inleyerek, “Ohhhh çok büyük… Ohhhh sevgilim çok büyük siki…”

Şimdi alt dudağını dişlerinin arasına almış, kocaman açık gözleri hala gözlerime kilitli öylece duruyordu. Zenci yavaş yavaş aşağı indiriyordu karımın kalçalarını. Bunu yaptıkça da, o kocaman siki, daha çok giriyor olmalıydı karımın amına. Bulunduğum yerden olup biteni göremiyordum. Ama karımın amını çok iyi tanıyordum. Zencinin o akıl almaz büyüklükteki sikini de, az önce görmüştüm. Sonra zenci biraz durdu ve hafifçe yukarı kaldırdı karımın kalçaları. Hemen peşinden de yeniden indirmeye başladı. Ama o yusyuvarlak, güzelim kalçalar, hala zencinin kucağına yapışmamıştı. Buna en çok şaşıran da karım dı anladığım kadarıyla. Altındaki yarrak, üstüne oturdukça içine giriyor, giriyor, ama bir türlü bitmek bilmiyordu. Sonunda zenci beklenmedik bir şey yaptı, O ana kadar karımın hep havada tuttuğu kalçalarını, hızla sikinin üstüne bastırıverdi. Bir anda, dibine kadar geçirmişti şimdi.

Aynı anda karımın tüm vücudu sarsılmaya, kıvranıp bükülmeye, titremeye başladı. O kocaman zenci yarrağının hepsi birden içine girince, belini getirmeye başlamıştı. Adeta çırpınıyordu. Öyle ki, zenci onu iki eliyle belinden sımsıkı tutmak zorunda kalmıştı. Durulana kadar da öyle tutmayı sürdürdü. Sonra da ellerini ileri uzatıp memelerinden yakaladı ve vücudunun üst kısmını da kendine doğru çekti. Şimdi gerçekten zencinin kucağında oturuyordu karım. Ve o kocaman, kapkara zenci siki, rahmine kadar amına gömülmüştü. Yüzü zevkten çarpılmıştı. Sonra zenci bluzunun eteğini sıyırıverdi ve kocaman, kapkara ellerinin uzun parmakları, karımın memelerinin üstüne, birer pençe gibi kapandılar. Yine son derece tahrik edici bir manzara çıkmıştı ortaya. karımın teninin beyazlığı ile zencinin ellerinin siyahlığı, öylesine çarpıcı bir kontrast yaratıyordu ki, sikimin patlama noktasına geldiğini hissediyordum.
Sonra müthiş bir şey oldu. Karım gözlerini benden koparıp, yanında ayakta durmakta olan öbür zenciye çevirdi ve adamın o korkutucu büyüklükteki sikini görüverdi.

– “Şu yarrağa bak sevgilim…” dedi sonra da fısıldar gibi bir sesle, “Tanrım büyüklüğüne bak…”

– “İçine girenin daha küçük olduğunu mu sanıyorsun..?”

– “Sanmıyorum sevgilim… Nasıl küçük olabilir ki..? Başı mideme kadar dayanıyor böyle üstüne oturduğumda… ”

Zenciler, bizi biraz şaşkın bir tavırla dinliyorlardı. Bunu normal karşılıyordum. Çünkü, açıklanabilecek bir yanı yoktu olayın. İçi el yapımı hediyelik eşyalarla olan bu yerli kulübesinde dört kişiydik. Zenciler gerçi bizim karı-koca olduğumuzu bilmiyorlardı, ya da bundan emin değillerdi en azından ama, birlikte olduğumuzun farkındaydılar. Buna rağmen, fıstık gibi bir beyaz kadını erkeğinin yanında sikebiliyorlardı. Üstelik bu yetmiyormuş gibi, kadın, anlamadıkları bir dilden erkeğine birşeyler anlatıp duruyordu. Gerçi kadının söylediklerini anlamıyorlardı ama, inlemelerinden ve kelimelerin ağzından çıkış biçiminden, bu sözlerin seksle ilgili şeyler olduğunu sezinliyorlardı elbette ki. Bu nedenle de, sanki yeniden biraz tutulmuş gibiydiler.

Onları yeniden hareketlendiren, karım oldu. Bunun için de, hala masaya yakın duran ayaklarını çekip, kucağında oturduğu zencinin iki yanında yere basması ve bacaklarından aldığı güçle adamın kucağındaki kalçalarını hafifçe kımıldatmaya başlaması yeterli olmuştu. Tahta sik, hala bir elindeydi. Öbür eliyle de artık iyice sıyrılmış olan eteğini yukarı çekti. öylece de, müthiş bir manzara çıkmış oluyordu gözlerimin önüne. Böyle oturduğunda karımın bacakları iyice aralanmıştı. Onların arasında zencinin simsiyah bacakları vardı. En önemlisi de, o küçücük amının dudakları arasına dibine kadar gömülmüş olan sikin ve aşağı sarkan akıl almayacak büyüklükteki taşakların da artık görüş alanımın içine girmiş olmasıydı. Sonra karımın kalçaları iyice hareketlendi. Artık bacaklarından aldığı güçle, zencinin kucağına oturup kalkıyordu. O kocaman sik, küçücük amına girip çıkmaya başlamıştı böylece. Aslında, zencinin sikinin bir görünüp bir kaybolan kısmı, yalnızca 4-5 santimlik bir bölümüydü ama bu manzara bile öylesine büyüleyiciydi ki, başka yere bakamaz olmuştum sanki.

Sonra karım, bir elini uzatıp, yanında ayakta durmakta olan zenciyi, o kocaman sikinden yakaladı. Doğruyu söylemek gerekirse, ben de bunu bekliyordum. Karımın tek bir tanesiyle yetinmeyeceğini, yetinemeyeceğini gayet iyi biliyordum. Aslında iki sik bile yeterli değildi onun için ama, şu anda yalnızca iki tane vardı elinin altında. Şimdi parmakları, zencinin kapkara yarrağına dolanmıştı. Sik öylesine kalın, öylesine büyüktü ki, karımın eli, bir çocuğunki kadar küçük görünüyordu gözüme. Bu da, müthiş tahrik edici bir manzara oluyordu tabii. Zenci de başını öne eğmiş, olup biteni seyrediyordu. Karım onu kendine doğru çekmeye başladığında şaşırdı biraz.

– “Hadi gel…” dedi karım İngilizce, “Gel o kocaman sikini ağzıma sok hadi… Ohhhh hadi sik ağzımı…”

Bu sözleri öyle bir şekilde söylüyordu ve yüzünde öyle bir ifade vardı ki, kimse itiraz edemezdi bu isteğe. Zencinin ise itiraz etmeyi asla düşünmediği belliydi. Hızla geçti karımın önüne. Bulunduğum yerden, yalnızca zencinin sırtını görebiliyordum. Hemen yerimi değiştirip yana geçtim. Zencinin kocaman siki, karımın yüzünden yalnızca bir kaç santim uzaktaydı şimdi. Tanrım, o kadar büyüktü ki.

Sonra karımın dilini çıkartıp, bir eliyle sıkı sıkı tutmakta olduğu kocaman zenci sikinin başına doğru uzattığını gördüm. Yaptığı işe o kadar konsantre olmuştu ki, altındaki sikin üstüne oturup kalkmayı bırakmıştı artık. Siyah-beyaz kontrastının tahrik ediciliği, bir kez daha gözlerimin önündeydi. Üstüne oturup, dibine kadar içine aldığı kocaman bir zenci sikinin verdiği müthiş zevkle çarpılmış bir beyaz kadının yüzü ve yine kocaman, kapkara ve taş gibi sertleşmiş başka bir zenci siki. Bu müthiş manzara, karımın dilinin o kocaman başını yalamaya başlamasıyla, daha da müthişleşti. Zencinin vücudunun sarsıldığını gördüm. Biraz daha sokuldu. Benim vücudum da zevkle titriyordu. Zencinin sikinin deliği de kocamandı. Zaman zaman o delikte iri, beyaz damlalar beliriyor ve karım, bunları büyük bir iştahla yalıyordu. Birden müthiş bir şey oldu. Zencinin ağzından derin bir homurtu çıktı ve dölleri, karımın yüzüne fışkırmaya başladı. Beyaz, kıvamlı tohumları, peşpeşe, bitmek bilmeyen salvolar halinde, karımın yanaklarına, burnuna, gözlerine, saçlarına yağıyordu. Bu onun da çıldırmasına neden olmuştu. Vücudu kıvrım kıvrım bükülüyor, sarsılıyor, titriyordu. Başı geriye devrilmişti artık. Zenci hala boşalıyordu, dölleri şimdi karımın boynuna isabet edip, aşağıya, memelerinin arasına doğru sızıyordu.

Karımın kendini toplaması çok çabuk oldu yine de. Başını doğrultup, vücudunun üst kısmını hafifçe öne eğdi. Ağzının alabildiğine açıldığını ve kıvrık, etli dudaklarının zencinin sikinin o kocaman başının üstüne kapandığını gördüm. Bu arada, iki elini birden zencinin beline götürmüş, onu kendine doğru çekmişti. O kocaman, kapkara sikin artık ağzına girmesini, zencinin onun ağzını sikmesini istiyordu açıkça. Ama bir elindeki kocaman tahta siki de bırakmamıştı hala. Zenci de kendisinden istenenin farkındaydı artık. Kalçaları hareketlendi ve sikini karımın ağzına hafif hafif sokup çıkarmaya başladı. Gerçi o kocaman sikinin ancak üçte biri girebiliyordu karımın ağzına ama, bu bile yarrağın kafasının boğazına kadar girmesi için yeterliydi.

Sonra karım da hareketlendi. Kalçaları sağa sola, öne arkaya oynuyordu. Amına gömülmüş öbür kocaman zenci sikini sanki kırmak, ya da bağlı olduğu yerden koparıp almak istiyormuş gibiydi. Bir süre sonra da, yukarı aşağı hareketlere başladı kalçaları. Ayaklarından güç alarak, altındaki zencinin kucağına oturup kalkmaya başlamıştı. Hareketleri giderek büyüyordu. Kalçaları her yükselişinde amından çıkan ve her oturuşunda yeniden dibine kadar giren o kocaman zenci sikini, artık rahatça görebiliyordum durduğum yerden. Büyülenmiş gibiydim. Karım gözlerimin önünde, sikleri birbirinden büyük, dev gibi iki zenci tarafından sikiliyordu. Hem amından, hem ağzından. Vücudunun hareketlerinden, onun kendini ne kadar büyük bir zevkin pençesine kaptırmış olduğunu farkediyordum. Uçmuştu adeta. Sikilmenin, hem de böylesine sikilmenin büyüsüne, iyice kapılmıştı.

Zenciler de uçmuşlardı tabi. Ayakta duran ve karımı ağzından sikmekte olanın hareketleri iyice sertleşmiş, hızlanmıştı. Artık sikini gaddarca sokuyordu onun küçük ağzına. karımın kucağında oturduğu zenci de duman olmuştu. Siki, içine girdiği küçük amda, tıpkı bir mengenedeki gibi sıkışmış olmalıydı. Kocaman elleriyle karımın iki memesini avuçlamış, mıncıklıyordu. Gözleri ise aşağıya, kucağına inip kalkmakta olan yuvarlak kalçalarına kitlenmişti. Sonra onun sağ elini karımın memesinden çektiğini ve gözlerini bir türlü koparamadığı kalçalara doğru götürdüğünü gördüm. Bütün parmaklarını kıvırmış, yalnızca orta parmağını ileri uzatmıştı. Ne yapmak istediğini anlamıştım hemen. O parmağın hedefi, az önce emip yaladığı, ya da karımın deyimiyle yediği, o baştan çıkarıcı, sikilesi göt deliği olmalıydı.

Yanılmadığımı karımın tüm vücudunun sarsılmasıyla anladım.

Kendini biraz topladığında gözlerini açıp, gözlerimin içine baktı. Ağzı kocaman bir sikle dolu olduğu için konuşamıyordu. Ama gözleriyle anlatıyordu bana duygularını. Zevkten mahvolmuştu.

Gözlerimin önündeki muhteşem sikiş, tüm hızıyla sürüyordu bu arada. Üstelik şimdi, karımın götüne giren bir şey de vardı. Bu onun daha da hareketlenmesine, kalçalarının her yukarı hareketinde biraz daha havaya kalkmasına, her aşağı inişinde ise zencinin kucağına adeta hırsla çarpmaya başlamasına neden olmuştu. Her aşağı inişinde o kocaman sik, dibine kadar amına, zencinin uzun parmağı da götüne gömülüyordu. Birden hayvani sesler çıkarmaya başladı zenci. Tanrım, herif tohumlarını karımın direk rahmine boşaltıyor, onun küçük amını zenci dölleri ile dolduruyordu. Neredeyse aynı anda, karımın ağzını sikmekte olan zenci de patlayıverdi. Karımın gırtlağı oynamaya başlamıştı. Ağzının içine fışkıran zenci döllerini yutmaya çalışıyordu. Ama fazla başarılı olamadı bu konuda. Vücudu dalga dalga sarsılmaya başlamıştı. Kendini olduğu gibi altındaki zencinin kucağına bırakmıştı ama kalçalarının sağa sola, ileri geri hareketleri tüm hızıyla sürüyor ve giderek bir spazma dönüşüyordu. Ağzındaki siki daha fazla tutamadı bu yüzden. O kocaman, kapkara, bir boru gibi kalın sik dudaklarından kurtulduğunda, hala fışkırıyordu. Artık tüm yüzü, vıcık vıcık döl olmuştu. Sonra hep birden duruldular ve deyim yerindeyse, yığılıp kaldılar öylece.

Ne kadar süre geçti bilemiyordum. Ama kendini ilk toplayan, karımın kucağında oturduğu zenci oldu. Bu da normaldi tabii. Arkadaşı iki defa o yalnız bir kez tepe noktaya ulaşmıştı. Taşakları hala dolu olmalıydı. Siki hala dibine kadar karımın amına parmağı da küçücük götüne gömülüydü. Önce kalçaları hareketlendi zencinin. Sikini, tüm ağarlığıyla üstüne oturmuş olan karımın karnının içine doğru bastırıyor, sanki mümkünmüş gibi, adeta biraz daha sokmak istiyordu. Sonra öbür eliyle de belinden tuttu karımı ve kalçalarını kucağından kaldırmaya başladı. Parmağı hala götündeydi. O kadar güçlüydü ki zenci, onu rahatlıkla kaldırabiliyordu. Sonunda o kocaman siki amından çıktı karımın. Hem am suları ve hem de kendi dölleri ıslanmış, pırıl pırıl parlayan bu kapkara allame, gerçekten de göz alıcıydı. Sonra biraz öne itti karımın kalçalarını ve götündeki parmağını yavaşça dışarı çekti. Uzun parmakları karımın bir kalçasını kavrayıp kenara çekti. Birden onun ne yapmak istediğini anlayarak müthiş heyecanlandım. Tanrım, işte bu gerçekten de korkutucu bir şeydi.

– “Sevgilim götümü sikecek…” diye inledi karım,

Başka bir şey yapamıyordum zaten. Büyülenmiş gibiydim. Zencinin az önce karımın götünden çıkardığı parmağı onun gevşemesine, o çıldırtıcı küçük deliğin iyice açılmasına neden olmuştu herhalde ama, bu kadar büyük bir siki nasıl alacaktı içine. Tüm dikkatimle zencinin karımın kalçalarını, yeniden kucağına indirişini seyrediyordum. Tabii her şeyi tam olarak göremiyordum. Ama o kapkara sikin kocaman başının hedefe değmeye başladığını, karımın tüm vücudunun titremesinden anladım. Zenci, biraz daha indirdi onun kalçalarını.

Kendini tümüyle zencinin ellerine bırakmıştı. Bacaklarından güç alarak, oturma hızını ayarlamayı bile düşünmüyordu anladığım kadarıyla. Zenci onu götünden sikmeye, o kocaman sikini küçücük götüne sokmaya kararlıydı ve karımın da bunu delicesine istediği apaçık ortadaydı. Vücudunun üst kısmını geri vermiş, zencinin göğsüne yaslanmıştı. Yine kapanmıştı gözleri. Zencinin hali de dumandı bu arada. İçine sikini sokmaya çalıştığı götün darlığı, onu mest etmişti. Üstelik bu baş öndürücü kadından bir itiraz da gelmediğini, hatta onun büyük bir zevk almakta olduğunu da fark ediyordu.

Karımın tüm vücudu titreyip sarsılmaya başladığında ise gözleri faltaşı gibi açıldı zencinin. Deneyimlerimle biliyordum ki, şimdi götü daha da sıkışmış, içindeki siki alabildiğine ezmiş olmalıydı. Gerçi zenci bilmiyordu ama, ben o küçük göt deliğinin bundan sonra birdenbire ve iyice açılacağını ve o kocaman zenci sikini, olduğu gibi içine almaya hazır hale geleceğini de biliyordum. Heyecanım, yine son kertesine ulaşmıştı. Karımın vücudunun sakinleştiğini görünce, tüm sinirlerim gerilmiş olarak beklemeye başladım. karım iyice yaslandı zencinin göğsüne. Hemen peşinden de, torba gibi bıraktı kendini. Zenci, anladığım kadarıyla fazla sıkı tutmuyordu onu. O başdöndürücü kalçalar, akıl almaz bir hızla iniverdiler zencinin kucağına. Kocaman, kapkara zenci siki, bir anda kayboluverdi. Tanrım, hepsini, dibine kadar almıştı içine karım. O akıl almaz büyüklükteki zenci siki, olduğu gibi küçük götünün içine girmişti. Aynı anda bir kez daha gelmeye başladı beli.

Tekrar kendine geldiğinde, karımın gözleri, az önce onu ağzından siken zenciye yöneldi yeniden. O da, tıpkı benim gibi, arkadaşıyla karımın yarattığı muhteşem manzarayı, büyülenmiş gibi seyretmekle meşguldü. Az önce, peşpeşe iki kez patlayan ve döllerini karımın saçlarından memelerine, dudaklarından gırtlağının dibine kadar, her yerine fışkırtan kocaman, kapkara siki, yine kazık gibiydi. Bu karımın gözlerinin parlamasına neden oldu. Başını döndürüp bana, doğrudan gözlerimin içine baktı bir kez daha.

Sonra onun sırtını kucağında oturduğu zencinin göğsüne iyice yasladığını gördüm. Aynı anda ayaklarını toplayıp, ayakkabılarının incecik topuklarını masanın kenarlarına taktı. Dizleri birbirinden, alabildiğine aralıktı. Böylece, akıl almaz güzellikte bir manzara daha çıkmış oluyordu ortaya. Ayaktaki zenci de, ben de, karımın altında oturmakta olan zencinin sikinin, onun küçük götüne dibine kadar gömülmüş olduğunu rahatlıkla görebiliyorduk artık. Herifin, yalnızca kocaman birer torbaya benzeyen taşakları kalmıştı dışarda. Teninin kuzguni siyah rengi, karımın bembeyaz teniyle öylesine uyumsuzdu ki, kanım kaynıyordu neredeyse. Ama iş bununla da bitmiyordu tabii. Karımın sınırlarının en ucuna kadar zorlandığı belli götünün yalnızca bir parmak üstünde de, az önce aynı siki içine aldığı için alabildiğine açılmış ve hala da kapanamamış küçük amı, bütün başdöndürücülüğü ve çekiciliğiyle, aklımı alıyordu. Dudakları alabildiğine açıktı. İçinden sızan peltelenmiş, bembeyaz döller, aşağıya akıyor ve altındaki zencinin taşaklarını ıslatıyordu.

Karımın ne yapmak istediğini biliyordum tabii. İkinci zencinin sikini de amına istiyordu karım. Kendini iki zenciye aynı anda siktirmek istiyordu. Bir zenci siki götündeyken, öbürünün de amına girmesini istiyordu.

Aynı anda hem amından, hem götünden sikilmeye bayılıyordu karım. Bunu çok iyi biliyordum. Şimdiye kadar onu böyle sikilirken kaç kez seyrettiğimi hatırlamıyordum bile. Arada, amına ya da götüne giren siklerden birinin benimki olduğu zamanlar da olmuştu tabii. Her seferinde, zevkten çıldırma noktasına gelmişti karım. Ama onun, bundan da çok sevdiği bir şey olduğunu biliyordum. Aynı anda üç sik birden yemekti o da. Birini amına, birini götüne, sonuncusunu da ağzına.

Gözleri karımın kasıklarına kitlenmiş, öylece ayakta duran zenci büyülenmiş gibiydi. Bu arada alttaki zenci de hareketlenmiş ve akıl almaz büyüklükteki sikini, karımın küçücük götüne sokup çıkarmaya başlamıştı bile. Bu ise gözlerimizin önündeki manzarayı, daha da büyüleyici bir hale getiriyordu. Götüne girip çıkan kocaman sik, karımın amının dudaklarının da açılıp kapanmasına neden oluyordu. Vücudunun üst kısmını, altındaki zencinin göğsüne yaslamıştı artık. Başı hafifçe arkaya devrilmişti. Sonra, hala elinde tutmakta olduğu tahta siki yüzüne yanaştırdı. Dilinin dışarı çıkıp, o kocaman şeyin baş kısmında dolaşmaya başladığını gördüm. Manzara dayanılır gibi değildi.

Ayaktaki zenci de, benim gibi düşünüyor, hissediyor olmalıydı ki, bir anda hareketlendi ve ellerini uzatıp, arkadaşının karımın bacaklarının arasında kalan dizlerini tutup birbirinden ayırdı. Sonra da yere dizlerinin üstüne çöküp, onların arasına girdi. Birden müthiş acele etmeye başlamıştı. Sağ eliyle o kocaman sikini tutup biraz daha sokuldu. Kalçaları sert bir hareketle öne gittiler. Bir anda, dibine kadar geçirmişti karıma.

İnliyor ve bağırıyordu karım

Yine İngilizce konuşuyordu. Ama anladığım kadarıyla, zencilerin ondan istek gelmesini bekleyecek bir durumları kalmamıştı zaten. İlk seferkinin aksine, bu sefer alabildiğine hırslıydılar ikisi de. Alttaki kalçalarını, pozisyonunun izin verdiği en sert şekliyle yukarı kaldırıp, o kocaman sikini hırsla karımın küçücük götüne sokarken, öbürü de, tüm gücüyle, sikini sımsıkı sarmış olan o güzelim amın içinde gidip geliyordu.

Sonra tüm vücudu sarsılmaya başladı. Bir kez daha boşalıyor gibiydi. İki zencinin arasına sıkışmış, çırpınıyordu adeta. Ama onların buna aldırdığı bile yoktu. Neredeyse gözleri dönmüş bir halde sikiyorlardı karımı. O kapkara, o kocaman, o akıl almaz büyüklükteki zenci sikleriyle, amından, götünden sikiyorlardı. Ona biraz soluklanma, kendini toplama fırsatı vermeyi bile getirmiyorlardı akıllarına. Bunun doğal sonucu olarak da, karım, durmadan, peşpeşe kasılıyordu. Öyle ki, upuzun, bitmek bilmeyen bir yolculuğa çıkmış gibi hep bulutların üstündeydi artık. Tüm vücudu dalga dalga sarsılıyordu sürekli. Bu nedenle ayaklarını kontrol edemez, artık ayakkabılarının topuklarını masanın kenarına takılı tutamaz hale gelmişti. Buna çözüm, bacaklarının arasına girip o kocaman sikini amının içinde pompalamakta olan zenciden geldi. Adamın kapkara, kocaman elleri karımın bacaklarının dizlerinin arka tarafından yakalayarak havada tutmaya başladılar. Böylece onu önünde bir tabak gibi açmış da oluyordu zenci. Şimdi daha hırsla pompalamaya, o akıl almaz büyüklükteki sikini, önünde iyice açılmış duran küçücük ama hızla sokup çıkarmaya koyulmuştu. Her dipleyişinde kocaman taşakları, arkadaşının taşaklarına yapışıyordu.

Karımın zevkten bayılmak üzere olduğunun farkındaydım. Ben de ondan aşağı kalır durumda değildim bu arada. Halbuki, sikime elimi sürmemiştim bile. Titreyen parmaklarla pantolonumun önünü çözdüm ve zonklamakta olan sikimi dışarı çıkardım. Yine de, elimi fazla sürmemeye özen gösteriyordum.

Birden müthiş bir şey oldu ve iki zenci birden, aynı anda homurdanarak boşalmaya başladılar. Tanrım, bu iki yamyam, erkeklik sıvılarını karımın içine boşaltıyorlardı. Zenciler, aynı anda, karımın amının ve götünün derinliklerinde fışkırıyordu. Artık kendimi tutamazdım ben de. Boşalmaya başladım bir anda. İlk salvo, havada geniş bir kavis çizerek, karımın karnına yapıştı. Ama o bunun farkında bile değildi. Çıldırmış gibi çırpınmayı sürdürüyordu hala.

Sonra hepimiz birden durulduk. Sikimi pantolonumun içine geri soktum. Gözlerimin önündeki üçlü içinde ilk toplanan ise karımın bacaklarının arasındaki zenci oldu. Sikini karımın amından çekerek yavaşça kalktı ayağa ve entarisinin eteklerini aşağı bıraktı. Ama bu arada, o kocaman sikinin yavaşça inerek bacaklarının arasında sallanmaya başladığı görebilmiştim. Am suları ve döllerle ıslanmış, pırıl pırıl parlıyordu. Karımın kendine gelebilmesi ise biraz daha zaman aldı tabii. Ama sonunda ayaklarını yere basıp, yavaşça kalktı altındaki zencinin kucağından. Küçük götünün içindeki sik dışarı çıkarken öyle bir plop sesi çıkardı ki, bir anda kanımın yeniden tutuştuğunu hissettim. En son olarak da, masanın üzerinde oturmakta olan zenci ayaklandı. Siki iyice inmişti artık ama, hala kocamandı.
Karımın hali perişandı tabi. Saçları, yüzü, boynu, memelerinin arası, karnı, bacakları, kısacası her yeri döl içindeydi. Saçları iyice dağılmıştı. Yüzündeki o yeni sikilmiş ifade müthişti. Dışarı böyle çıkamayacağımız belliydi. Gözlerim çevrede onu silip temizleyebilecek bir şeyler aramaya başladı. Tek bez, kulübenin kapısını kapayan perdeydi. karımı elinden tutup, kapının yanına getirdim. Sonra perdeyle, yüzünü, saçlarını, boynunu temizledim biraz. Penyesinii düzeltince memelerinin arasındaki döllerde gözden kayboldu ama, incecik kumaş, şimdi ıslanarak iyice yapışmıştı memelerine. O da parmaklarıyla, karnının çıplak yerlerindeki dölleri sıyırıyordu. Ben eğilip, perdenin beziyle bacaklarını mümkün olduğunca silmeye çalışırken, karım da, tek tek parmaklarını yalamaya başlamıştı.

– “Immm tadı çok güzel sevgilim…” dedi bana.

Tanrım doymak bilmeyen bir kadınım vardı işte. Sonra onun elindeki tahta siki hala bırakmamış olduğunu farkettim. Elimi cebime sokup biraz para çıkardım ve ortadaki masanın üstüne bıraktım. O siki satın alacağımız belliydi. Karımla elele tutuşup kulübeden dışarıya, güneşe çıktık. Gözüm, hemen karşımızdaki ihtiyar zenciye takıldı. Suaygırını tamamlamış, beni bekliyordu. Oraya doğru yürüdük. Ben de onu almak istiyordum.

Doğal olarak çevredeki tüm zenci erkeklerin, hatta beni bekleyen ihtiyarın da gözü, yine karımın üstüne dikilmişti. İnsanın onun yeni sikilmiş olduğunu anlamaması mümkün değildi zaten. Elinde sıkı sıkı tutmakta olduğu o kocaman, siyah tahta sik ise hala sikilmek istediğinin, hala zenci siki peşinde olduğunun kanıtı gibiydi.

Elini daha da sıkı tuttum. Biliyordum ki, bırakacak olsam, gidip kendini siktirecek başkalarını bulmaya kalkışacaktı. Halbuki ben, suaygırını alır almaz bir taksiye binip otelimize gitmekten başka bir şey düşünmüyordum. Çünkü evire çevire sikmek istiyordum onu.

Yol boyu durmadan konuştu karım. SOdamıza girdiğimizde, kapının önünde soydum onu. Elimden kurtulup kendini yatağa sırtüstü attı.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Arkadaşımın İhaneti – 7

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Arkadaşımın İhaneti – 7
https://xhamster.com/stories/arkada-m-n-haneti-6-9727900

Aşırı yorulmuştum.Mahvediyordu beni bu durum.Uyuyakalmışım o haldeyken.Ne kadar uyuduğumu hatırlamıyorum.Uyandığım zaman uyuduğum pozisyonda değildim.Hogtied pozisyonunda bağlanmış bir yatağın üzerinde yatıyordum.Bu da sikilmeyeceğim anlamına geliyordu.Rahatlamıştım biraz.Ama heryerim de ağrıyordu.
Çok sıkı bağlanmıştım.Hiç hareket imkanım yoktu.Ayaklarım uyuşmaya başladı.Bir amaç güdülerek bu halde bırakılmıştım.Cezaydı aslında bu.Derken adi herif yine geldi.”Güzellik uyanmışsın.Şimdi senin ağzını sikeceğim.Öyle bir sikeceğim ki ağzını hissetmeyeceksin.” diyerek gülüyordu.Aletini eline aldı.Bana bakarak sıvazlamaya başladı.
Bir erkek benim vücuduma bakarak 31 çekiyordu.Çok garip bir his olduğunu söylemeliyim.Bir erkeği cinsel olarak tatmin ediyordum ve buna hala alışamadım.

Ağzımdaki topu çıkardı ağzımdan.Yalvarmaya başladım.”Nolur bırak beni.Kimseye söylemem.Söz veriyorum.”Ama dinlememişti.”Yavrum sen benimsin.Boşuna yalvarma.”diyerek ağzıma yarrağını soktu bile.Cevap dahi verememiştim.Ağzımın içinde gidip gelmeye başladı.”Sakın ısırayım deme sana öyle acılar yaşatırım ki ölmek istersin.”dedi.Korkmuştum. Elimden gelse dişlerimi o an sökerdim aletine değmesin diye.Hızlanmaya başladı ağzımın içinde.Artık gözlerimden yaşlar gelmeye de başlamıştı.İyice acınacak bir haldeydim.Durmak bilmiyordu.Matkap gibi ağzımı deliyordu adeta.Midem bulanmaya başladı.Farketmiş olacak ki ağzımdan çıktı.”Öyle kolay boşalmak yok bu akşam.Kendine gel.Yine geleceğim diyordu.”Ağzıma topu tıktı tekrar.Rahatlayamamıştım.Odadan çıkarken odanın ışığını da kapattı.Böylece hiçbirşey göremiyordum.Ne kadar beklediğimi hatırlamıyorum.Tekrar geldi.Odanın ışığını açtı.

“Yemeğimi yedim geldim.Sen de acıkmışsındır.Yemeğin burada.”diyerek aletini göstermişti.Yine dimdikti.Ağzımdan topu çıkardı.Susamıştım.Su vermesini istedim.Ağzıma yarrağını sokup gidip gelmeye başladı.”Suyun birazdan geliyor.”dedi.Ağzıma boşalacaktı anlamıştım.Yine o iğrenç olay oluyor ağzımda hızla gidip geliyordu.10-15 dk kadar ağzımı siktikten sonra ağzıma boşaldı.Ama ne boşalma.Dölleri ağzımdan taşmıştı.Boğuluyorum sandım.Tek çareyi yutmakta bulmuştum ve böylece ilk defa birisinin döllerini yutuyordum.Tadı iğrençti.Kusacaktım az daha.
İplerimi çözmeye başladı.El ve ayaklarım bağlıydı hala.Domalttı beni ve ağzıma tekrar topu taktı.Deliğimi hiç ıslatmadan kuru bir şekilde aletini içime soktu.Canım çok acıdı.Gözlerimden yaş gelmişti.Hızlanmaya başladı.Her gidiş gelişinde testisleri kalçalarıma vuruyordu ve şap şap ses çıkıyordu.Bu ses onu daha da azdırıyor ve daha da hızlanıyordu.Ölücem sanmıştım artık.Dur durak bilmiyordu.Durması için yalvarmaya çalışıyor ancak ağzımdaki toptan dolayı anlamlı bir ses çıkaramıyordum.Kendimi artık iyice orospu gibi hissetmeye başlamıştım.
İçime boşaldı sonunda.İlk defa birisinin boşaldığına sevindim.”Seni biraz daha kadınlaştırsak mı?Ne dersin?”dedi.Anlamamıştım.Telefonla birisini aradı.Odaya doktor önlüklü birisi geldi.
-“Evet doktor.Ne dersin?”.
+”Biçilmiş kaftan efendim.Ben hemen çalışmalara başlıyorum.”dedi.
Neler olduğunu anlamıyordum hala.”Seni dört dörtlük bir orospu yapacağım.Piyasaların
en aranan orospusu olacaksın.”dedi.İşte şimdi boku yemiştim.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Öğlen Yemek Paydosunda Dölleriyle Besled

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Ass

Öğlen Yemek Paydosunda Dölleriyle Besled
Merhabalar ben Tuğçe, 29 yaşındayım ve 4 yıllık evliyim. Eşimle severek evlendim, ama eşimin ailesi ile yaşıyor
olmamız beni birçok özgürlüğümden alıkoydu. Eşimle seks hayatımızın da çokta iyi geçtiği söylenemez. Gözüm çok
dışarıda olmasa da, yakışıklı karizmatik erkekler hep ilgimi çekmiştir. Özel bir şirketin muhasebesinde çalışıyorum.
Berk de muhasebede çalışan, ama işini çok iyi bilen ve bana çoğu konuda yardımcı olan birisi. Berk 24 yaşında,
benim boylarımda, fiziği düzgün, yakışıklı bir genç. Bekar ve yalnız yaşıyor. Berk’le çok iyi anlaşırız. Bazen
kalçalarımı izlediğini, dekoltelerimi gözlediğini farkediyorum, ama bundan hiçte rahatsızlık duymuyorum. Aksine
hoşuma gidiyor diyebilirim.
İşyerinde bulduğum huzuru evde bulamıyorum. Evde kaynanasıyla anlaşamayan gelinlerden biriyim. Haliyle durum bu
olunca kocamla da evde sürekli tartışıyoruz. Birgün işten çıkmış eve gelmiştim, kocamla güzel bir gece geçiririm
hayali kurarken yine herzamanki tartışmalarımız başladı. Kocamın çıkıp gitmesiyle moralim bozulmuş, yatakta
yatıyordum. Telefonumu kurcalarken Berk’in numarası gözüme çarptı. Mesaj attım ona, kocamla tartıştığımızı
anlattım. O da bana teselli veriyor, kendisinin de evde yalnızlıktan sıkıldığını, film izlediğini söylüyordu. Berk, gayet
fiziği düzgün, yakışıklı, hoş bir gençti. Yalnız olmasına anlam veremiyordum. Neden yalnız olduğunu sorduğumda,
kendisinden yaşça büyük, evli, yada eşinden ayrılmış kadınlara ilgi duyduğunu söyledi.
Nedendir bilmem ama, o mesajdan sonra üstüme bir rahatlık gelmişti, artık daha özgürce yazarak devam ettiriyordum
mesajlarımı, “Peki bana da ilgi duyuyormusun canım?” diye mesaj attım. O da, “İlgimi çekiyorsun tabii… Hele giydiğin
o dar eteklerle tam bir afet oluyorsun!” gibi şeyler yazıyordu. (Ben, kocam kızsa da işyerinde dizime kadar gelen
etekler giyen, dar giyinmeyi seven biriydim). Berk’in bana ilgi duyduğunu bilmek hoşuma gitmiş, dişiliğim tutmuştu.
Elim amıma gitti, okşamaya başladım, zaten bacak aram da alev gibiydi. Amımı okşarken Berk’le seviştiğimi hayal
ediyordum. O bunu bilmiyordu tabii. Masturbasyon yaparak güzel bir orgazm yaşadıktan sonra mesajlaşmayı
bitirdim.
Ertesi sabah işyerine yine dar bir etekle gittim. Ona, “Nasıl olmuşum?” diye sorduğumda, “Herzamanki gibi afetsin!
Ama unutma, ben bekar bir erkeğim!” dedi. Ben de gülerek, “Ama sen evli seversin!” dedim. Bu konuşmalar,
birbirimize flört edercesine takılmalar böyle bir süre devam etti. Günler geçtikçe, evdeki huzursuzluk, tartışmalarda
kocamın annesinin tarafını tutması vs. beniBerk’e ittiresmen. İşyerinde Berk’le sürekli muhabbet, sohbet, gülüşmeler,
iş dışında da mesajlaşmalar falan derken, farkında olmada çok yakın olmuştuk birbirimize.
Pazar uyandığımda kocam yoktu yatakta, arkadaşlarıyla Balık tutmaya gitmiş olmalıydı. Bunu sık sık yapardı, sonra
da tuttukları balıkları gece geç vakte kadar arkadaşlarıyla Rakı ile zıkkımlanır, eve sarhoş gelirdi. Şu halime bakın
yaa, Pazar günüm bile iğrençti. Oysa ki annesi de kızına gitmişti, kocamla seks dolu güzel bir Pazar geçirebilirdik. 2-3
aya yakın seks yapmıyorduk, yanıyordum resmen, elim durmadan bacak arama gidiyordu. Telefonuma uzanıp Berk’e
mesaj attım, Pazar gününü evde yalnız yatarak geçirdiğimi yazıp, biraz mesajlaştık. Berk de, “İstersen bugün seni
alayım, gezelim biraz!” dedi. Fakat ben kabul etmedim. Buna biraz bozulmuştu. Gönlünü almak için, “Bugün olmaz,
ama istersen başka bir gün gezeriz!” dedim, ama yine de soğuk davranmaya devam etti. Bu nedenle fazla
mesajlaşmadık.
Yataktan kalktım, kahvaltıdan sonra evi temizledim ve internetin başına geçtim. Erkeklerle okey oynayıp, sohbet
ediyordum, ama onların sohbetleri Berk’inki kadar güzel değildi. Berk’e mesaj atıp, MSN’e gelmesini söyledim.
MSN’e girdi ve ona Webcam açtım. O da Webcamını açtı. Halen bana surat asıyordu. Onun bu haline üzülmüştüm.
Üstümde tayt ve kısa kollu bir badi vardı. Webcamın karşısında ayağa kalkıp, “Taytım nasıl, yakışmış mı canım?
dedim. Gülerek, “Çok fenasın, belden aşağı çalışıyorsun!” dedi. Arkamı döndüm Webcama, hafif eğilip, “Fakat sen
bana dar yakıştırıyorsun!” dedim. “Evet öyle, dar giymek çok yakışıyor sana! Müthiş görünüyorsun!” dedi. O sıra
ağzımdan, “İstersen bir gün sana böyle gelirim!” lafı çıktı…
Ben ağzımdan çıkana şaşırırken, o da heyecanlı bir şekilde, “Anlamadım, bana mı geleceksin?” dedi. Gülerek,
“Neden olmasın, belki gelirim!” dedim, sonra da daha ileri gidip, “Peki ben taytla gelirsem, sen ne giyeceksin?”
dedim. Ayağa kalkıp, “Böyle beklerim!” dedi. Altında boxeri vardı ve boxerin önü kabarıktı, yarağı kalkmıştı. “Yuhhh
yani, o ne hal öyle!” dedim. Boxerin içinde de olsa, yarağının oldukça büyük olduğu belli oluyordu. Heyecanla önüne
baktığımı görünce, “İstersen boxeri indireyim!” dedi. Biraz utanmıştım, “Tövbe, tövbe!” dedim. Öyle dememle
çekinmiş olmalı ki, “Şaka, şaka!” diyerek oturdu. Aslında tekrar ayağa kalkmasını ve göstermesini isterdim, ama
diyemedim bunu ona. Zaten hemen konuyu değiştirdi, işle ilgili şeylerden konuştuk, sonra MSN’den çıktık. Ama
aklım halen yarağında kalmıştı, oldukça büyük olmalıydı.
Gece saat 22:00 olmuş ve halen kocam gelmemişti, arayıp kaçta geleceğini sordum. “Sen yat uyu, geç geleceğim!”
dedi. Belli ki arkadaşlarıyla zıkkımlanıyordu yine. Geceliğimi giydim, yatıp uyumaya karar verdim. Ama
uyuyamıyordum, elim bacak aramda, amımı okşayıp duruyordum. Canım nasıl da yarak istiyordu. Dayanamayıp
Berk’e mesaj attım, bugün Webcamda önünün neden o halde olduğunu sordum. Hemen mesaj geldi, “Seni öyle taytlı
görünce etkilendim, beni azdırdın!” diye. Konu resmen sekse dönmüştü. Ona, “Peki, şu an mini geceliğimle yatıyorum
desem?” dedim. “Yine o hali alır!” dedi. “Offff!” yazıp gönderdim. “Ne oldu? Niye Offff çektin?” dedi. Hiçbir şey
yazmadım, ama canım deli gibisikilmek istiyordu.
Berk’ten, “Ne oldu? Niye cevap vermiyorsun?” diye mesaj gelince, dayanamayıp, “MSN’e gel!” diye mesaj attım ve
gecelikle Webcamın karşısına geçtim. Üzerimdeki gecelik, göğüs dekolteli, içimde sutyen olmayan, siyah bir gecelikti.
Webcamını açtığında Berk’in üst kısmında hiç bir şey yoktu. “Gördün mü geceliğimi?” deyip ayağa kalktım. Geceliğin
boyunu göremiyordu, hafif geriye gittim. Boyu dizimin bayağı üstündeydi. “Offf, muhteşemsin!” dedi. Arkamı da
dönüp yatağa doğru eğildim. Berk de, “Şu anda o yatakta olmak isterdim!” dedi. O lafından sonra ben dahada
cesaretlenip, “Keşke burda olsaydın… Boxerin içindeki ne durumda?” dedim. Ayağa kalktı o da. Yarağı boxerin
içine sığmıyordu resmen. “Mmmhhhh, harika görünüyor!” dedim. “Senin eserin!” deyip boxerin üstünden tuttu
yarağını. Ben çıldırmıştım resmen, “Şimdi orda olsaydım, ağzımla rahatlatırdım seni!” diye karşılık verdim.
Berk, “Şimdi webcamda rahatlatsana!” dediğinde, “Olmaz, kocam heran gelebilir! Ama yarın öğle molasında senin
bekar evini temizliğe gelmek istiyorum!” dedim gülerek, fazla konuşmadan MSN’i kapattım. Amımı okşayarak yattım,
uyudum. Kcamın nezaman geleceğini bile bilmiyordum. Hoş bilsem ne olcaktı ki? Gene arkasını dönüp yatacaktı.
Sabah erkenden kalktığımda kocam halen uyuyordu, işe benden sonra gidiyordu. Herzamanki gibi kocamın
kahvaltısını hazırlayıp, duşumu aldım, parfümümü sıktım. Bugün özellikle seksi olmalıydım, içime tanga külot, dantelli
bir sutyen, üstüne de dar diz üstü elbisemi giydim. Uzun bacaklarıma da ince siyah çoraplarımı giydim. Tam bir afet
olmuştum. Topuklu ayakkabılarımı giyip çıktım evden. İşyerinde Berk beni öyle görünce, “Offf, harikasın!” dedi.
Biran önce öğlen yemek molasının olmasını deli gibi istiyordum.
Öğlen vakti olduğunda Berk’le birlikte çıktık. Alt otoparka inerken asansöre bindik. Asansörde elini kalçama atıp
sıktırdı. İlk defa kocamı aldatacağımdan biraz çekiniyordum, ama arabaya binmemle çekingenliğimi attım. Etek
kalçama kadar sıyrılmış, ama umrumda değildi. Berkse harika olduğumu, onu kudurttuğumu söyleyip duruyordu.
Elimi önüne atıp pantolunun üstünden yarağını avuçluyordum. Eve gelmemizle içeri girmemiz bir oldu. 1 saatlik yemek
molamız vardı ve ben en az 2 posta yemeliydim. Kapıdan girer girmez kemerini çözüp pantolununu yere düşürdüm.
Kazık gibi olan yarağını boxerdan çıkarmamla delirmiştim, yarağı adeta ‘Ye beni!’ diyordu. Temiz, büyük başlı ve
uzun bir yarağı vardı.
Hemen önüne çömelip ağzıma aldım. Kendimi kıtlıktan çıkmış gibi hissediyordum. ‘Cork Curk!’ sesleri eşliğinde
yarağını emiyordum. Berk kendinden geçmiş inlerken, bense durmadan devam ediyor, hepsini ağzıma almaya
çalışıyor, bir yandan da taşaklarını avuçluyordum. Daha fazla sabredemiyordum, o yarak biran önce yanan amıma
girmeliydi. Kalkıp salonda gördüğüm masaya gidip domaldım, eteği belime topladım, çorabımı indirip tangayı kenara
çektim. Berk azgınlığıma şaşırmış olmalı ki, “Offff! Sen nasıl bir kadınsın!” diye mırıldanıyordu
Arkama çöküp, amıma yumuldu ve yalamaya başladı. Amım zaten sırılsıklamdı, ama yalaması harika gelmişti. İlk
orgazmımı bu şekilde olurken, “Yarağını sok amıma!” diye inliyordum. Arkamda doğrulup, yarağını yavaşça amıma
köklediğinde, derin bir ‘Ohhhhh!’ çekip belimi iyice kırıp masaya ellerimle tutundum. “Hadi erkeğim sik beni, uçur
beni!” diye bağırıyordum. Berk giderek hızlanarak pompalıyordu amıma, öyle demem daha da kudurtmuştu onu,
dahada hızlandı. O hızlandıkça, ben, “Hadi genç sikicim, yarağına doyur bu evli kadını!” diyordum. Berk de,
“Doyuracağım orospum! Ohhh, nekadar dar amcığın var!” diye inleyerek, bitmez tükenmez bir enerjiyle sikiyordu
beni…
Daha sonra amımdan çıkıp, “Kucağıma otur aşkım!” diyerek sandalyeye oturdu. Masadan doğruldum ve kucağına
yerleşip, yarağını amıma alarak oturdum ve başladım sekmeye, ata biner gibi sekiyordum bağırarak. Göğüslerimi de
serbest bırakmıştım, onlar da dalgalanıyordu benim sekmemle. Berk de göğüslerimi yakalayıp emerken, ben sarsıla
sarsıla orgazm olup boşalmıştım. Boşalma sırasıBerk’deydi, daha hızlı oturup kalktım. En sonunda, “Geliyorum!” diye
inlediğinde, üstünden inip, ağzımla boşaltıp yuttum döllerini.
Berk saçlarımı okşayarak, “Sen harika bir kadınsın, mahvettin beni orospum!” diyordu. Ama ben daha doymamıştım,
bir kere daha sikilmek istiyordum. Yarağı sönmeden biraz daha emdim. Beni yatağa götürdü, altına alıp amıma
geçirmesiyle bacaklarımı beline doladım. Hızla sokuyordu, her sokuşunda resmen amıma saplıyordu kazık gibi
yarağını. İkimiz de zevkten uçuyorduk. Bu sefer ilkinden daha uzun sürdü sikişmemiz. Boşalacağı zaman yine ağzıma
aldım, eme eme boşalttım.
Mesaiye yetişmemiz gerekiyordu, toparlanıp kalktık. Öğlen yemeği molasında yemek yiyememiştik, ama beni
dölleriyle beslemişti. Bu sadece tadımlıktı, ilerleyen günlerde daha uzun süre yatakta kaldık ve zevkin doruklarına
çıktık. Şimdilerde bir fantazim var, ayarlayabilirsek işyerinde beni sikmesini çok istiyorum. Bu arada kocamın halen
umrunda değilim, ama benim de umurumda değil doğrusu 🙂
Kalkan siklerinizi öpüyorum! Byee!

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

deryanın halleri

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

deryanın halleri
merhaba
annemin fotoğrafları adlı hikayenin sahibiyim…arada kalan bölümlerden deryanın halleri adlı kısmı yolluyorum….
……
DERYANIN HALLERİ

Okulların acılmasıyla birlikte aktif sınıf yaşamımıza dönmüş kendimizce ortalığın tozunu attıryorduk.bir gun derya evdeyken denizle odamda sevişirken yine deryaya yakalanmıştık.sapıklar sizi diye başlayan kızgınlığıyla hışmına uğradık.ben sen kendine bak orospu diye karsılık vermiştim.derya melih diye kendinen epey buyuk üniversiteli bir cocukla takılıyordu.arkadaş cevresi epey değişmişti.evde artık derya varken denizle cekinmeden ilgileniyor cilveleşiyordum.bu durum deryya ile surekli surtusmemize sebep oluyordu.inişli cıkışlı bir muhabbet oluşmuştu derya ile aramızda.bazı zamanlar sakalasırken yaptığım sakalar hem hoşuna gidiyordu hemde onu biraz fazlaca sıkıştırdığımda gülerek git lan sapık diye kacıveriyordu.bir iyi bir kötü durumdaydık derya ile.aramızda en cok harclığı o almasına rağmen parasını hemen bitiriyordu.teyzemine surekli söğüşlemesine rağmen hafta sonu gelmeden parasız kalıyordu.denizde aksesur manyağı olmuştu.üstüne basına cok harcıyordu.ama cok hoş cok alımlı cokta güzel gözüküyordu.deryanın sivil giyimide hepten entel dantel takımına kaymıştı.bir ayrık tip gibi gözüküyordu genel toplum içinde.bense arkadaşlarımın yanındayken bonkör oluyor ama elimde kalan paraları hep biriktiriyordum.cocukluğumdan beri böyleydi.arada birseyler alma taleplerim olduğumda sımarıp yalvarırken lazım olan parayı hep fazla istiyor üstünü cebe atıyordum.nerdeyse 1 sene harçlık almasam yetecek param vardı.derya bizden borc istiyor.çoğunlukla ödemiyordu.deniz artık kesinlikle deryaya para vermiyordu.arada eve gec geldiği için harclık cezası alıyordu annemden. hepten krize giriyordu bütçesi.yine para istediğinde yarım saat masaj karsılığında borc verdim.söylene söylene kabul etti.omuzlarıma sırtıma masaj yaparken dakikası dakikasına saat tutttum.sonrasında hem bana hem denize masaj yaptırttım.yine gecmiş borclarını odamı toplamak bize masaj yapmak carsıdan istediğim seyleri almaya yollamak gibi angaryalarımı ona yukleyerek sıfırladım.yine bir hafta sonu parasal bir krize girdiğinde annem ve teyzemden eli boş dönünce önce denize yanaştı.bir sey alamadı.denizde zaten para yoktu biliyordum.derya arkadaşlarıyla topluca konsere gideceklerdi.bilet alacak sokağa cıkacak parası yoktu.bende vermedim.masaj yapayım tunam dedi.istemiyorum dedim.üsteledi kabul etmedim.başka bir sey yapayım dedi.cok lazım para ne olur diye yalvardı.tüm şirinliğini takınıp saklabanlık yapıyordu.yüz vermiyordum.sırnaşıyor illa para koparmaya çalışıyordu.vermem bana lazım dedim.ver söz pazartesi öderim dedi.istediği para 2 haftalığından fazlaydı .nasıl ödeyecekti.olmaz dedim.ödemezsin. valla öderim dedi.yine kabul etmedim.tuna ne olur mutlaka gitmeliyim dedi.o anlarda aklımda daha daha evvel böyle bir fikir olmamasına rağmen kafamda bir şimsek caktı.istedi..vermedim.istedi..olmaz dedim..
-valla istediğinin her seyi yaparım söz dedi.
güldüm.
lafına dikkat et pişman olursun.dedim.
şımarıklığını bozmadan
-ne pişman olacaaağımm tunam ne olurrr verrrrr diyerek ağlamaklı çocuk taklidi yaptı.

ben gülerek
benimkini al ağzına o zaman dedim.
birden afalladı ve
-hayvan sapık herif diye saçlarımı cekmeye başaldı
-ağzından cıkanı kulağın duyuyormu senin
ne var.sankşi yapmadığın sey
bu sefer sap sup vurmayada başladı.ben savunma pozisyonuyla kendimi koruyordum.
iyire manyaklaştın sen deyip okkalı bir küfür etti.sonra derin nefes alıp tekrar yatağımın kenarına oturdu.iyice ciddileşerek
-şakayı bırak veriyormusun vermiyormusun dedi.
tabi veririm canim deryamsana yardım etmeyeceğimde kime edeceğim ama.ağzına alırsan dedim gülerek.
-pislik herif dedi odamdan hışımla cıktı.ben tüm bu muhabbeti denize anlattım.çok şaşırdı.gerçekten istiyormusun böyle bir şeyi dedi.bilmem diye cevapladım.takılıyorum işte gibisinden geçiştirdim.yazdan beri sadece denizle ben vardık özel hayatımızda.okuldan ve cevreden hiç kimselerle birlikteliğimiz söz konusu değildi.belli etmesede aramıza yine başkalarının gireceğinden tedirgin olmuştu bence.
Derya akşama kadar para işini çözemedi herhalde .gün içinde karşılaşmalarımızda pis pis baktı bana.sonra akşam ben odamdayken yine geldi
-.tuna hayvanlık etme ver su parayı.
vermem
-sizi anneme söylerim..
ooo tehdit ha .söyleyemezsin kolaydı sanki..kolunu bacağını kırarım senin
-tuna tamam uzatma ver parayı söz öderim geri.
nah ödersin hangisini ödedin.senin keyfine seni finanse edecek halim yok.
yine cocuk taklidiyle yalvarma modunda para dilendi benden.
ben diyeceğimi dedim .alabileceğin şekli biliyorsun.ağzına alırsın olur biter.
-ben sizin gibi sapık değilim hayvanlaşamaya başlama yine.
sen bilirsin senin menfaatin var sonucunda.
-menfaatmi…orospu muamelesimi yapıyorsun bana
benim orospum olursun fenamı
yarı ciddi yarı saka konuşuyorduk.deryayla böyle cinsel laflaretmek sikimi hareketlendirmişti.
elimi esofmanımın üstünden sikime götürdüm ve gözü önünde sıvazlamaya başladım.yavaşca esofnamın içinde cıkardım.gözlerimin içine bakarak yanıma doğruldu elini benimkisin üstüne koyarken ben ellerimi yana saldım.kalkmış yarağımı tutmasıyla sıkaca cevirip burkmasi bir oldu.
-kopartırım onu görürsün ebenin amını
öyle boş bulunmuştumki canım feci yanmıştı.kacamadımda sandalyeden.iki buklum hale gelirken bir tanede siddetli sekilde kafama gecirip gitti.kayaya toslamıştım bu sefer…..

gece yatarken odamın kapısı acıldı.baktım derya idi gelen.
-özür dilerim canını yaktımmı
.bende doğruldum ve yanyana yatağın kenarında oturduk.
hemde cok
-sende öyle hayvanlaşmasaydın.
……….
-denizle oluyor olman herkesle olacağın anlamına gelmez.gunah gunahtır.tabular hep var dunyada dedi.
biliyorum
-ee o zaman neden böyle seyler dedin.
ne bileyim dedim işte
az bir konuşmadan sonra
-para verecekmisin vermeyecekmisin…vermezsenden canın saolsun ..
duraklayarak
veririm dedim…..ama ağzına alırsan…
-yaa hayvansın sen
evet hayvanım ben
hafif tebesümle
– ya ısırır kopartırsam.
birdenn korktum
yapmazsın
-nerden biliyorsun
kıyamazsın

zorlamıyorum.teklif ediyorum yaparsın yapmazsın…. sana kalmış.
-sen uslanmazsın sen.yavsak piç herif .az bir duraksamadan sonra
– xxxxx liranı alırım dedi gülerek
ok.dedim orspu gibi pazarlığını yapmıştı ve iki katı para istemişti.valla gene sertleşmiştim konuşurken.gercek olursa bu olayın sonu ben tüm yıllık harclığımı vermeye razı durumdaydım.
ve gercek oluyordu.yere çömeldi sesiz ol dedi.ben yatağımda oturur pozisyondayken yarağımı pijamamdan cıkararak öpmeye başladı
gevsek gevsek ruhsuz öpüyordu.emip yalamıyor dudağını az biraz sürüyordu.cok heycecanlanmıştım ama ama yarrağımın üstünde hiç bir baskı hissetmiyordum.
öyle yaparsan sabah kadar boşaltmazsın beni dedim
-ne boşaltması.öpücem tamam
yok ya ağzına almak o demekmi sonlandıracaksın.yüzüme hiç bakmıyordu.yarrak emmeyi seviyordu.deniz anlatmıştı biliyordum.ayrıca inadımda ısrarcı olduğumuda çok iyi biliyordu.önce bana bir küfür etti sonra yavaştan gereği gibi yapmaya başladı.emiyor sıvazlıyordu.derken 40 yıllık orospular gibi yalar pozisyona gelmişti.bir ara sakın ağzıma gelme dedi.
Ya gerçekten çok iyi yapmasından ya ilk oluşundan ya olayın tabusundan müthiş zevk alıyordum.tek eliyle taşaklarımı sıvazlıyor diliyle kafasını yanlarını yalıyordu.başını ağzına alıp emiyor diliyle ağzının içinde hareketler yapıyordu.bol tükürükle ağzına sokup çıkarıyordu.ağzınla yarağımın başını emerken ne yapıyor anlamıyordukm ama yaptığıyla birden uyarılıp titriyordum.hepsini al hepsini al dememle yarağımın yarısından fazlasını ağzına sokup cıkarmaya başladı.resmen ağız siker durumdaydım.
ben yine cok uyarılmıştım.hafifce elimi saclarına dolamış kafasını oksuyordum.vucudumu iterek ağzına köklemeye calıştım.durarak bögürür gibi oldu bu hareketlerimi engelmeye calıştı.bende kafasına yumuşakça ritm tutturdum.evet ablam derya yarak emeyi gercekten seviyordu.hoşlanarak yaptığından adım gibi emindim.nerdeyse boşalmak üzereydim.elimle sikimi dibinden kavradım.deryanın başınıda diğer elimle tutup sikim ağzından cıkmadan boşalmaya başladım.boşalmam bitene kadar kafasını bırakmadım.ben gevşerken şiddetle kendini geri çekti. pisliksin sen ne demiştim sana diyerek agzını tutarak odamdan cıktı.
az sonra banyodan geri geldi
-ver paramı…
al tamam verdim…
-memmunmusun şimdi

hemde çok..sen memmunsun hoşuna gittimi.
küfür etti.
ve
-bunları kimseye anlatmak yok tamamı
????????
-sana söylüyorum deniz dahil kimseye söylemeyeceksin.
denizden hiç bir sey saklamam.
-bunu saklaman lazım.söylersen öldürürüm seni
olmaz hiç gizlimiz olmadı.bunuda gizleyemem.
-bu ikimizin özeli her zaman her sey anlatılmaz.bazı sırlar olur dedi.
bizde sır mır yok.
-nereden biliyorsun vardır mutlaka anlatmadığı seyler sana
yoktur eminim.
-sacmalama be söylenilmez bu aramızda kalcak o kadar.
aramızda kalacak.ama üçümüzün olacak doğal olarak.
-ya bırak salak salak konuşmayı.söylemiyeceksin dedim okadar…onunda sırları var merak etme.
demesiyle.
senin ..xxxxin. . yarrağını nasıl emdiğini arabasında nasıl surekli ağzına verdiği gibi mi dedim
soka girdi.denize anlattığı en mahrem seyleri ben tekrar deryaya söylemiştim..
sakınlık ve kızgınlıkla
– bunlarıdamı anlattı dedi
biz hiç bir sey saklamayız bilmiyormusun dedim..
oda yerinden kalkarak odasına gitti.
hata yapmıştım.bundan sonra cok uzun bir süre özel şeylerini denizle paylaşmadı…….
ama ben sonunda garip muhabbetlede olsa deryanın ağzına vermiştim.ve devamı konusunda hayaller kurmaya başlamıştım.deryada 170 boylarına kadar gelmiş, irileşmiş memelere özelliklede gördüğüm en muntazam bacaklara sahipti.nadirde olsa giydiği yüksek topuklular ile hele bir de mini varsa üstünde bayan bacak olup cıkıyordu.uzun saçlarını dalgalı hale getiriyor beyaz teniyle hoş bir genç kız oluyordu.bu genc kız koynuma girmeliydi.ama deryaya karsı denizde olduğu gibi ask duymuyor sex objesi olarak bakıyordum.ertesi sabah müjde verir gibi denize yetiştirdim akşam olanları…..
Bu dönem içinde derya ile birkaç munasebetimiz daha oldu

sonraki günler biraz tuhaf geçti.derya ile aramız soğuk sayılırdı.aynı şekilde denizde deryaya mesafeli gibiydi.
adı konulmamış bir gerginlik bir soğukluk vardı sanki.paylaşımlarımız azalmıştı derya ile.daha az muhabbet daha az şakalaşmalar.
bazı günler normaldik bazı günler yoktuk sanki birbirimizin dünyasında…yine ben özel çabalamalar ile yumaşıttım ortamı.
deryayı o müthiş saksonun hatırasından uzak tutatarak normal kardeşler döngüsüne tüm sevimlilik gayretlerimle
ve bir keresinde de çok almak istediği deri ceketi hediye ederek onu tekrar aramıza çektim.kardeşler olarak evde yalnız kaldığımız
ortamlarda denizle onun yanında cilveşelerek masum sevgili oynaşmalarını onun
yanında çekinmeden gerçekleştirerek durumumuzu mümkün olduğu kadar olağanlaştırdım.her ne kadar kızsada küfürler etsede
nasihatlar versede tehditler savursada yavaş yavaş kanıksama durumuna geldi.denizle ilişkimizi 6-7 aylık süre sonunda onun gözünde çekinmeden
yaşar duruma gelmiştik.pes etmişti yani sizin anlıyacağınız.yine bize birgün ana avrat söylendiği bir kavga
sırasında deniz deryaya sende aldın onunkini ağzına …hemde para için… dedi.bu cümle onun denizle olan aşkımız karşısında bitiş anıydı..
sevgili bacak güzeli derya ablam kendi yaşantısında daha evvel entel dantel dünyaya başladığı açılmada epey yol kat etti.
arkadaş çevresi değişti.hafta sonu takılmaları,alkol ve muhtemelen esrar ortamları yaşantısını değiştermeye başladı.
flörleride çoğaldı..hep yeni bir ismin adı geçiyor daha onunla tanışmadan veya tanıyamadan yeni bir isim oluyordu.
huyuda değişmeye daha asabi daha başına buyruk olmaya başladı.annemle sorunlar yaşanıyor yardım etmek nasihat vermek isteyem teyzemde baş edemez olmuştu.
bizimlede arası yine soğuyor gibiydi.paylaşımlarımız azalmış başka bir dünyayı yaşıyordu derya.eve geç gelmeler bazen hafta sonu arkadaşlarında kalma bahanesiyle hiç gelmemeler
okulda sallantılı bir durum üç çokuklu bşr analı eve bağırış çağırışın yerleşmesine neden oldu.
ve bunlar az sayılacak bir süre içerinde oldu.artık deryanın başında ev cezaları yasaklar ve harçlık cezaları vardı.
benim deryanın ağzına vermemden yaklaşık 1 sene sonra durum aşağı yukarı böyleydi.
yine cezalı olduğu dönemlerde kız arkadaşları yatıya geliyor evin içinde şen şakrak bir hava oluşuyor güzel saatler muhabettler
annemi yumuşatıyordu.ama sonra sarma esrar cigaralarını annemin bulmasıya işler yine kızıştı.daha şiddetli hır gürle birlikte
daha etkili cezalar hatta okuldan almalar bile söz konusu oldu.karışık günlerdi kısacası..bir öyle bir böyle geçiyordu günler.
sonra bir cuma akşam üstü.
oldukça asabi bir tarzda odaya girdi derya..yarın arkadaşlarıyla buluşacakmış.annemden zor izin almış ama parası yokmuş.
tuna oğlum para lazmı varmı sende…?
-…..
tuna sana diyorum.
-veremem annem öldürür beni duyarsa.
annemin çok şey var duyarsa öldüreceği..
-ooo tehditemi geçtiniz derya hanım
salaklaşma be…xxxx lazım bana
-valla vermeyi düşünmüyorum derya.
acil lazım oğlum uğraştırma beni.
-biliyorsun derya….senin bu durumun…ne bilim ..veremem ben.

okkalı bir küfür etti yine.bir yandanda durumu lehime çevirme şansı gelmişti elime
bir yandanda ona para vermek doğru olmaz gibi geliyordu banaa…şerefsizliğim tuttu sapıklığım ağır bastı.
söylediğinin yarısı kadar param olduğunu geçmişten kalanda çok para olduğunu söyledim geri vermediği.
peşpeşe iki posta ağzıyla boşalatırsa vereceğimi söyledim.adisin sen diyerek küfürler başladı ve masanın üstündeki kitabı kafama
çakarak hışımla gitti.akşam sofrada yemek yerken de hiç yüzüme bakmadı.ortak sohbetlere katılmadı.sonra
bir ara mutfaktayken
akşama alacağım parayı şerefsiz diyerek iğrenerek baktı yüzüme.bende tamam ” mavi geceiğinle gel” dedim.mavi geçeliği önden açık kesim yuvarlak geniş dekoltesi sayesinde bol miktarda frikik malzemesi sağlayacaktı bana.o sipsivri memelerini tüm sakso boyunca doyasıya
seyredecektim.ayrıca gecelik kalça bitiminde bitiyor ve o muhteşem bacaklarda göz önünde şov yapıyor olacaktı…
ama yüzünün o hali içimi rahatsız etti.tüm akşam huzursuz oldum.
sonra akşam sakso için geldiğinde parayı ona karşılıksız vermeyi kararlaştırdım.
ve nihayet yatıldı.herkes odasına çekildi.yaklaşık 1 saat sonra derya geldi.aman tanrım ne manzara.
sipsivri gögüsler geceliğin ince kumalında iyice belirginleşmiş.hafif adımlarıyla sallana sallana yaklaşıyor bana doğru.
uzun sütün bacaklar o kadar kusursuz ki…hemen azdım ve kararımdan vazgeçtim.ağzına boşalacaktım..
ilk söze o girdi
*şerefsiz bir orospu çocuğusun.
-uzatma bir anlaşma yaptık.
*tamam lan aç pipini…
-pipimi…? kurban olsun sana o pipi
diyerek yatağın kenarına oturdum şortumu indirdim.bir yandanda perdeyi kenarından çekerek dışardakı lambalarda az da olsa gelen aydınlığı
içeriye almaya çalıştım.karanlık olmakla birlikte görüş mesafemde tüm görüntü netti.o da önüme diz çökerek oturmuştu.
-iki posta ha…caymak yok..
*tamam lan pezevenk başlatma ikine
-kibar ol deryam.konsantrasyonumu bozma yoksa çok uğraşırısın iki defa için
yine küfürler ederek birazda sertçe çekiştirirek almaya başladı ağzına
-hop kızım yavaş ..kopartçanmı…diyerek başını okşamaya başladım
*dokunma bana
-eee yapacaksan doğru yap canımı sıkma benim.git istemiyorsan
*istediğimi mi sanıyorsun
-sanmıyorum
*ee ne saçmalıyorsun
-tamam tamam hadi devam et
dedim ve ağzına almaya devam etti.1-2 dakika içinde sert davranması gitmiş benim sikinde kaya gibi sertleşmişti
yıllardır kendimi eğitmemle boşalmamı kontrol etmem sayesinde onu epey uğraştıracaktım.
önünmde o haraeket ettikçe sallanan diri ve sivri başlı memeleri aklıma başımdan alıyordu.
onları öpmek yalamak istiyor bir an önce deryanın içine girmek istiyordum.ablamı amansız sikmek istiyordum.
oda bir yandan eliyle sıvazlıyor bir yandan emiyor yalıyor tükürükler boğuyordu yarrağımı
ıslak yarrağım parıl parıl parlıyortaşaklarımı avuçluyor.vantuz gibi emiyordu.
eminim o da zevk alıyordu.acaba ıslanmışmıydı.dizlerinin üstünde olduğundan göremiyordum
ama hırıltıları zevk aldığını gösteriyordu.saçlarını hafifçe okşamaya başladım.bir ara göz göze geldik.
bakışlarından ne hissettiğini anlamaya çalıştım..hiç bir şey anlamadım.sonra indirdi yine gözlerini
iyice gerilmeye kıpırdanmaya başladım.gelişim yakındı.kendimce onca tecrübeme rağmen onca övünmeme rağmen
kendimi tutamayacağımı hissetmeye başladım.hele yarrağımın kafasını emerkenki içimin çekilmesi titrememe sebep oluyor dayanımıyordum.
bendende iniltiler hırıltılar duyulmaya başladı bana bakarak
*ağzıma boşalma
-ama çok istiyorumm.hepsini ağzına boşalmak istiyorum
*hayır ağzıma boşalma
-lütfen
*hayır..yoksa yapmam bir daha
-öyle anlaşmadık
dedim ve tekrar kafasını yarrığıma ittirerek ağzına soktum.
-yüzüne boşalayım
kafasını olmaz anlamında salladı
artık dayanamayacaktım.

–ahhh geliyorum..boşalcammmm
ağzında çıkarttı ve durdu..
-durma durma..çektir durma
ve çektirmeye başladı.ben titremeye başladım deryada o anda pikeyi çekiştirerek yarrağımın karşına tuttu ve
ben müthiş bir patlamayla 6-7 kere fışkırtarak boşaldım.müthiş bir duyguydu.pike batmıştı.derya bir koluyla ağzındaki tükürükleri ıslaklıkları temizledi
elinide pikeye sildi ve yana doğru boynu bükük şekilde oturmaya devam etti.ben bütün iliklerim sömürülmüş gibi hissediyordum.böylesi çok acayipti
-deryamm muthişşsin.hayatımın zevkini yaşattın bana
*sus şerefsiz diye tısladı adeta
doğrularak ona doğru sarılmaya çalıştım..önce iteklemeye çalıştı.ama iyice kavrayarak sarmaladım onu.bir iki dakika böyle kaldık.yandan baktığımda yanaklarından
süzülen yaşları fark ettim.elimle sildim yaşları.irkildi.kalkmaya çabaladı.
-dur nereye..ikinci var daha
*…….
-bu çok daha uzun sürecek işin çok dedim gülerek
*allah belenı versin şerefsiz..
onu doğrultarak çalışma masasının sandalyesine oturttum.bende karşısına geçerek pörsümüş yarrağımı ağzına doğru
yönlendirdim.yapış yapış az biraz döllü yarrağımı ağzına sokarak gitgele başladım.yumuşak yarrağım ağzına girerken bükülüyor
geri çekip tekrar sokuyordum.az sonra yarrağım tekrar büyümüş ama bu sefer o hareketsiz ben ayakta onu ağzını sikiyordum.
bazen eliyle karnıma benim hızımı yavaşlaşmak için baskı yapıyor ama ben istediğim ritimle ağzına sokup çıkarıyordum.
ve biliyordumki bu seferki oldukça uzun sürecek.bazen komple ağzından çıkarıyor elimle biraz sıvazladıktan sonra
tekrar sokuyordum.ağzı kurumaya başlamıştı.kendi tükürüğümle yarrağımı sıvazlıyor
tekrar onu ağzına sokuyordum..ona da bol bol tükürttürüyordum.kafasını saçlarını okşuyordum
sandalyeye iyice yaklaşmış bacaklarım onun mühteşem bacaklarına yapışmıştı.ses yapmayaya çalışmakta ayrıca bir zorluktu.
35-40 dakika falan olmuştu herhalde iyice yorulmuştu ama ben durmya niyetli değildim
-yoruldum yeter…hadi boşal
*boşalamam daha
-hadi yeter
*gelmez daha
-ağzım uyuştu
*…….
-ağzım uyuştu diyorum sana
*gelmiyor daha napimm
-yeter ozaman çok uzadı
*yetmez
*görüntü ver bana …….daha çok uyarılayım diyerek geceliğinin askısına uzandım.yarrağımıda ağzına
iyice kökleyerek askıtı düşürmeye çalıştım.engel olmaya çalıştı.ağzı doluydu.bir elim kafasında ağzından yarrağımı çıkarmasına müsaade etmiyordum
*seyretmek istiyorum sadece…
direnmedi ve askıyı düşürdüm.tek memesi komple açıktaydı.bir meme bu kadarmı sivri olur başı bu kadarmı dik olurdu.
öbür askısına indirdim.ince geceliği komple sıyrıldı.şimdi iki memeside açıkta ben ağzını şiktikçe sallanıyordu.
yaklaşık bir 5 dakika böyle devam ettim.gerçekten çok uzun sürmüş
ama onun yarı çıplak görüntüsü beni kıvama getirmişti.kafasını tutan sağ elim yavaşça omuzlarına kaydı.sol elim iyne saçlarındaydı
tempomu iyice yavaşlatmış ağzına yavaş sokuyordum.deminden beri saçlarını okşamamda onu epey gevşetmişti.
bu arada merak ettiğim şeyi öğrendim…ıslanmıştı.
sandalyede iyice kaykılmış poposunun bir ucu sandalye oturağında kalacak şekilde öne
kaymıştı.bende bir bacağimı iyice ona yaslamış ve kasıklarına baskı yapmıştım..evet ıslaktı.ıslanmıştı..

bu beni daha da çok heyacanlandırdı.tempomu iyice düşürdüm sol elimle ense dibinden masaj yapar gibi saçlarını okşarken sağ elimide memesine attım
tam göründüğü gibiydi..semsert…ufak ufak okşamaya sonra mıncıklamaya yoğurmaya başladım.
bir yandanda bacağımla baskı yapıp sürtmeye çalışıyordum
sonra sol elimide diğer memesine koydum.şimdi iki elimdememelerinde sikim yavaş tempoda ağzındaydı.
gözlerini açmamıştı.ve elleme me ses çıkarmamıştı.artık dayanacak halim kalmamıştı.
*boşalacağım aşkım
-…
*boşalacağim
hala ses çıkarmamış reaksiyonda bulunmamıştı.ve ben ağzından çıkarmadan her iki memesinide hoyratça sıkarak
ağzının içine boşalmaya başladım.dolu ağzıyla garip sesler çıkartarak beni ittirdi ve ağzında dökülen spermlerim varken eline tükürdü ağzının içindekileride
mühteşem bir görüntüydü.elindeki spermlerimide benim tişörtüme silerek beni itti ve
-aşkın değilim ben senin…hayvansın sen serefsiz..bana bak bu sefer bunları kesinlikle denize anlatmayacaksın
*ama
-sus.anlatmayacaksın..adamsan ki öyle değilsin biliyorum anlatmayacaksın….anlatırsan ölümü gör.
*öyle deme
-anlatmayacaksın o kadar.
*tamam anlatmam
-söz ver
*söz
-öyle olmaz adam gibi söz vver
*valla anlatmam
-denizin üstüne yemin et
*………..
-denizin üstüne yemin et diyorum sana
*tamam..denizin üstüne yemin ederim.
-iyi ver parayı……
verdim parayı ve usulca çıktı odamdan.yaklaşık 1.5 saat süren manyak dakikakalar olmuştu.
denizin üstüne de yemin etmiştim..hayatımda tuttuğum nadir sözlerden birisiydi bu.
o akşam acayip mutlu yattım yatağıma .deryanın ağzında iki postalık macera yaşamıştım.gögüslerini ellemiştim
oda ıslanmıştı bu süreçte.acaba hoşunamı gitmişti.yoksa kaçınılmazsa zevk almaya çalış durumumuydu.bilmiyordum ama
bu durumu kullanacak sefasını sürecektim.(ama gelecek zamanlarda bu sefalar deryanın önce esrarlı sigara sonra uyuşturucu ile geçen yaşamında yoksunluk
anında benden maddi kaynak bulması benim onu bu şekilde kullanmam telafisi zor zamanlara sebep oldu.)
ve ertesi sabah derya hiç bir şey olmamış gibi davrandı bana.sıradan normal..geceyle ilgili olumlu olumsuz hiç bir şey seçmedim.
bunun ne anlama geldiğinin kestiremesemde rahatlamış hissettim.ama gecenin yarısını geçen bir saate derya eve sarhoş ve muhtemelen kafası dumanlı geldi
annemin tepkisi sabaha kaldı ve sabahleyin siddetli bir tartışma ve yine belk**e uygulanamayacak olan ev cezası geldi.
hafta içi bir akşam derya yanıma geldi ve balkona çıktı.balkonda benim yanımda ev ahalisinden gizlice sarmasını tüttürdü.
banada çekermisin diye sordu.bende merak ediyor olmakla birlikte hiç niyetlenmedim.havadan sudan lafladık.sonra gitti odalarına
yatmaya.ilk o zaman detaylı düşündüm.bir bağimlimi oluyordu derya.
bana şerefsiz derken doğru söylüyordu.ne büyük günahlarım ve hatalarım vardı.ne pisliklerim vardı.onun yoksunluğunu zevke
dönüştürmüştüm ve bunu pek ala başkalarıda yapabilirdi.her türlü şey olabilirdi.düşününce neler neler geldi aklıma
o gece huzursuz bir şekilde kıvranıp durdum.sonra galiba kendi iç dünyamda öteledim kanıksadım ve şerefsizliklerime devam ettim.

derya annem evde yokken sarmasını tüttürüyor kuytu ve sote olması dolayısı ile 2-3 akşamda bir benim balkona geliyordu.denizde bu muhabbetlerin
ortağıydı.esrar deryanın bilinen ve yakalandığı sırrı ve bizde sırrının ortaklarıydık.annemin teyzemlerde kaldığı bir akşam eve gelen yeni arkadaşlarından
arzu ile de bayağı çekmişler kafayı bulmuşlardı adeta .sohbet sapıtmış aldıkları alkolle birlikte epey dağıtmışlardı.denizle bende
sadece alkole eşlik etmiştik.aslında eğlenceli bir akşamdı.burada önemli olan deryanın misafiri kim gelirse gelsin hep yeni arkadaş
çevresinden ve madde kullanımlarıydı.bir kaç seferde deryayı zor durumda kafası dumanlı haldeyken annemden gizlemeyi başardık.

bir zaman sonra derya gene masraflarıyla başa çıkamadığından bana geldi.ne zamandır parasızlıktan kıvrandığını
biliyordum ama bir türlü yaklaşamıyordu bana.muhtemelen kendi iç dünyasında hesaplaşmalar yaşıyordu.
-tuna bir şey diyeceğim
*de
-şerefsizlik yapmazsan
*…….
-kardeşimsin sen benim …..para lazım.
*doğru yerdesin dedim gülerek
-başlama yine
*yok yok başlamıyorum…zaten param yok
-ne demek yok..vardır sende kirli çıkısındır sen
*yok kızım……varda yok yni
-ne demek o
*bişi demek diil
-uzatmıyacağım tuna..lazım gerçekten.
*eee bana ne
-tunaaaa.asabımı zorlama.ne kadar zorlanıyorum farkındamısın sen.
*neye zorlanıyorsun
-allah belanı versin tuna.senden para aldığımda ne oluyor
*istemiyorum zaten.
-ne istemiyorsun.ben para istiyoruö
*yok ben ağzına falan vermek istemiyorum
-piç.a.belanı versin senin.bu nasıl konuşma. diyerek saçımı çekiştirdi.bileklerinden tutarak büktüm ve dizlerinin
üstüne çökerttim.
*seninkini yalamak istiyorum bu sefer.ben kendi kendimi boşaltırım yalarken
-hayatta olmaz*hasta sapık
*sen bilirsin
bir sürü küfürle söylendi bana yine
*e kızım benimde hoşuma giden bir şey o…ne olacakki
-daha ne istiyecen tuna.beni mi sikecen o.cocuğu
*……….
*teklif meyadnda kızım.hem bak senin bir şey yapmana gerek yok.ben çalışaçağım bu sefer.otur rahatına bak.
-sapık herifsin sen hasatsın manyak
*evet doktor lazım bana yada hemşire dedim gülerek
*kabulsen akşam gel ..donsuzzz….
-siktir git manyak diyerek ayrıldı odamdan.

acaba gelecekmiydi.dediğimi kabul edecekmiydi.amacım onu yalayarak kudurtmak ve kendi isteğiyle karşı koyamayacak kıvam getirmekti.hem
usta olduğum bir mevzuydu.kiminkini yaladıysam çıldırtmıştırm.kendime acayip güveniyordum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

? ?????????? µ? ??? ??????? µ??

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

? ?????????? µ? ??? ??????? µ??
???????: ???? ????????? ??? ??????, ?? ?????? ?? ??? ?????? ?? ??????? ??? ?? ????????? ??? ?? ??µ???.

? ???????:

?? ???? ????? ??? ?? ??? ??????? ??? ?????????? ??? ???? µ? ??? ????? µ?? ??????? ?? ?????µ??? ????????????.

??? ??????? ???? ???? ??? ?µ???? ??? ????????????? ???? ?????? ??? ?? ?????????µ?? ??? ??? ???????. ???????? ?? ?????????? ??? ???????? ???? ????? ???? ?? ????? µ?? ????? ??? ???????????. ?? ????? ??? ??µ?? ?????? ?µ??????µ? ??????, ?????? ????, 1,72 ????, 50 ????, ????????, µ? µ????? µ???? µ????? ??? ??????? µ????. ??? ????ß???? ???? ???? ??? ????? ??? ???????? µ?? ??? ?????????? ??? ???? ????? ???? ???? ????? ?? ??? ??. ???? ??? ? ???????? µ?? ? ?????? ??? ? ???? µ?? ???? ??? ?????µ? ????µ? ???? ??? ?? ????µ?. ?? ?????? ???? ? ??????? µ?? µ? ???µ????? ??? ?? ????? ??? ??µ?? ??? ??? ??? ?? ??????? ??? ????? µ? ??? µ????? ???, ??? ???? µ?? ??????, ???? µ?? ???????? ?? ????? ??? µ? ??? ????? µ???? ?? ???????? ??? ?? ????? ??? ? ????? ??? µ??? ??? ?? ??????? ?? ??? ?? ????. ???? ??? ?? µ???? ?? ????µ???.

? ?????? ????? ?????? µ?? ???????? ???? ??? ? ?????? ??? ? ?????????. ??? ????? ????? ??? ??µ??????? ??? ß?????µ? ??? µ??? ??????? ?????. ????? ???? ???? ????? ??? ???? ?µ????? ???µ?. ????? ???????? ????, ?µ??????µ??, ?????? ??µ???µ????, ???? ??? 1,80 ??? 65 ????, ????? ????? ?????µ???? ?? ??????????? ???? ??? ?? ß??µµ? ??? ????? µ????????, ???? ???? ??? µ? ????????? ???? ??? ????? ?? µ???? ???. ???? ?? ??????????? µ???? ??? ????? ??????.

????? ??? ???? ?????? ????? µ??????µ? ??? ??? ??? ??? µ???? ?? ????? ???? ???? ?????????? ???. ??? ???? ??????. ??? ?????? ??? ??µ???? ??? µ??? µ?? ??? µ???? ??? ???????? ??? ????. ??????? ???? ???? ?????? ???? ????????? ???????? ??? ???µ?????? µ? ???? ????µ??? ??? ???µµ??? ??? ??? ?????? ??? ß???? ???? ?????? ??????? µ???. ??? ?? ?? ?????? ß????? ???? ??? ??? µ?? ??ß?µ??? µ?? µ??? ??????? ? ?????? µ??? ??? µ? ??? ???? ??? ??? ???? ???? ?? ???? ??? ??? µ??? ??? ???? ?????? ??????. ?ß??? ??? ß????? ??? ?????? ?? ????? ?? µ???? µ??. ??? ???? ????? ??????? ?????µ??? µ?????? ? ?????? µ? µ?? ???? ??? µ? ?????? ??? ?????. ??? ?? ????? ???? ???? ???????? ?????.

– «??? ????? ???? ??? ??µ?????…» ??? ???.

?? ??????? µ? ??? ?????? ß??µµ? ??? µ?? ????:

– «??? ??????? ???ß??µ?. ???????? ???? ??? ??????, µ?? ?????…»

?µ??? ???? ?????µ??? ??? ??? ???:

– «??, ?µ?? ??? ?? ?? ???? ?? ???????».

– «?? ????? ?? µ?????? µ??» µ?? ???? ?? ??? ?????? ?? µ?????? µ??.

??? ??? ???????? ??? ????? ?? µ?? ????:

– «????? µ? ????? ????????. ?? ?? ß???? ??? ?? ??? ??? ??????».

??µ??? ???? ???? µ?? ?????? ??? ?????? ??? ??????? ?? µ?? ????? ??? ??????µ???? ????? ??? µ?? ?ß??? ??? ??????? ??? µ?? ?? ??????? µ? ?????. ??? ??? ????? ?? ???µ?????? ??? ??????? ???????????. ?? ???????? ??? ??? ????? ???? ????????? ??? ??????? ??? ??? µ?? ????:

– «???? ?? ?? ????????? ????!»

????ß???? ?? ????????? ??? ??? ?? µ???????? ??? ?????? ? µ?????? ??????? ??? ??? ???? ????? ??? µ?? ????:

– «?????? µ? ???? ????????????!»

??? ?????? ??? ???µ????? ??? ????? ??? ?? µ?? ???? ???ß????? ??? µ? ??????? µ?? ???????? ???? ?????? ??? ????? ?? ??? µ?? ??? ???? ???????????? ??? µ?? ????:

– «???? ?? µ? ???????? ?? µ? ?????? ??? µ???? ????????????!»

?????? ???? ???µ????? ??? ???? ??? µ??? µ? ???ß??? ??? ?? µ???? ??? µ?? ????:

– «???? ?? ?????? ??? ??? ?? ??????!»

???? ??? ???????? ??? ???ß??? ??? µ?? ????:

– «???ß? ????? µ?? ??? ??????».

???ß???? ???? ??? ??? µ? ??µ???? ???? ??????? ??? ??? ??? µ? µ???????µ??? ???? µ??? ??? ????:

– «???? ?????? µ??, ????!»

– «???? ?? ??? µ??? ???????!» µ?? ????.

??? ??? ??? ????µ? ??? ?? ??? ?????????? ???? ??? µ?? ?? ??? ?? ??????? µ?????? ??? ?? µ???? µ??. ??µ??? ??? ?????? ??? ??? ????? ??? ???? ????????µ? ??? ?? ??? µ?? ?????? µ?? ??????? ???????? ??? ???? ?????. ??µ??? ??? ??????. ??????µ? ??? ?? ??? ??? ???ß??? ??????? ??? ??? ??? ???? ??? ???????? µ?? ????ß? ????. ???? ??? ????? ????? ?????????? ?????? ???? ??? ????? ??µ????. ????µ????? ? ?????? ??µ??? ??? ???????µ????? ?????????. ?? ??? ??? ?? ???? µ?? ??? ????? ??? ???? ??? ??µ??? ?? ?????. ????µ? ??µ???? ?????? µ???? ??µ??? ??? ????? ??? ????? µ?? ??? µ?? ??µ??? ???? µ???. ????? ????????.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Şeyma’nın yedikleri büyüyor 2

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Şeyma’nın yedikleri büyüyor 2

Ayşen benden önce uyanmış. Kahvaltıya geliyor musun diye seslendi. Tamam dedim, yataktan doğrulunca ise önce içtiğim bir sürü içkinin baş ağrısı saplandı, sonra çantama orospu gibi bırakılan iki yüz poundun ve basit bir kadın gibi sikilmenin iç sıkıntısı. Otele gidip aynı herif ile yüz yüze gelemem. Ben biraz çarşıda takılacağım diye gönderdim Ayşen’i. Bir İngilizin altına yatıp 26 yıldır leke sürdürmediğim namusumu kirletmiş üstüne orospu sanılıp ücretim ödenmişti. Bu adamdan bir damga da hafif morarmış boynumda. Durmadan temizlik yapıp arada durduk yere ağlayarak geçirdim günü. Kendimi ve evi temizlemek ile her şey düzelecek sanki. Evden sadece ertesi günün akşamı Ayşen’i yolcu etmek için çıktım. Ayşen ağzı kulaklarında iki gece de sabaha kadar durmadı kaç kere kendimden geçtim bilmiyorum, herif tam bir aygır, cümlesini on kere kurdu. Dönüşte bir döviz büfesi görünce para bozdurup kredi kartı borcuna yatırdım. Eniştem yeğenlerimi getirmiş onlar ile akşam yemeği yemek için otele gidip kuytu bir masada oturdum. İngiliz yoktu ortalarda.

Eski eniştem bir iki kere geldi gitti masaya. Çocukları ile oyalandı. Konuşmadı benimle hiç. Ben de laf atmadım. Yemekten kalkarken telefon çaldı, bilmediğim bir Türkiye numarası, açmadım. Dün de aramıştı. On dakika sonra tekrar çaldı. İngilize numara vermediğim aklıma gelince açtım. Borç aldığım eski patronum. Başımdan aşağı kaynar su döküldü. Bir sürü laf saydırdı, onun da ödemeleri olduğunu, bana güvendiğini, telefonlara çıkmadığımı falan filan.

– Olur mu dedim Muzaffer Bey. Çıktı tamamen aklımdan Kuşadasına ablama gelmiştim, en kısa sürede yatıracağım.

– Kısa süresi olur mu borç borçtur zamanında yatırılır. Borç alınıp tatile gidilir mi ne kadar yanlış tanımışım seni, çalışır ne yapar eder öder insan.

– Özür dilerim Muzaffer Bey elim çok darda.

– Yazık ettin kendine, bu güzelliğinle senin elini sıcak sudan soğuk suya sokturmaz kendine erkek diyen. Başın dara girince bana gel çözeriz demedim mi?

Acele ile kapattım. İyice dibe vurmuştum geçen iki haftada, şerefsiz herif de her fırsatta sözlü tacize devam ediyordu. Keşke dün poundu bozdurup kredi kartına yatırmasaydım ama onu da yatırmasam maaşıma haciz gelecekti. Tekrar otele döndüm, evde yalnız kalıp yine ağlama krizlerine girmek istemiyordum. Bara diskoya baktım kimse yok. Barda oturunca bir kadeh şarap getirdi barmen, eski eniştem yüzünden ikramlar sürüyordu. O sormadan ben iki kadeh daha içtim. Muzaffer şerefsizinin tacizkar bakışları pis sözleri geldi aklıma. Bunca yıl çalış tek sermayen vücudun olsun adamın gözünde. Yıllarca babamın dostu dediğim adam, gözleri ile soymuştu. Kredi kartım kadar parayı yarım saatte kazanmıştım, bir o kadar daha kazansam kapardım Muzafferin çenesini. Son kadehten sonra cesaretlendim. Çantamdaki numarayı arasam İngilizcem yok. I’m Şeyma Tonight? yazıp mesaj gönderdim. Şarabımı bitirip eve dönerken cevap geldi. Google translate ile çevirdim. “Ben otelden ayrıldım ama kardeşim hala orada telefon numaranı verdim seni arayacak” Yine içim sıkıldı, resmen orospu gibi numaram elden ele dolaşıyordu. İyi de ben dürttüm adamı. Kardeşi kim ki hem, sapık mıdır, serseri midir ne bileceğim? Telefonum anında çaldı. Karşımda İngilizce konuşan başka biri. İngilizcem iyi değil dedim. Çat pat bir Türkçe ile ben İzmir’de yaşıyor biliyor biraz dedi. Sonra duraksadı bar mı oda mı dedi. Oda dedim sanki çok tecrübeliymişim gibi ama barda gözükmek istemiyordum. İyi dedi saat 11 oda numaram 212.

Yarım saat var eve değil otele döndüm. Barmen bir şarap daha verdi onu da diktim hemen. Fazla içmeyim yeğenlere uğrayacağım açıklaması ile kalktım bardan. Sanki beni takip edecekler zaten başım dönüyor alkolden. Lobi tarafına gitmeyip tuvaletlerin oradan ikinci kata çıktım. Kalbim küt küt çarpıyordu. Katın çıkışındaki aynada kendime baktım bir kot etek üzerinde V yaka ince bir penye vardı üzerimde, orospudan çok ailesi ile çay bahçesinde oturan yazlıkçı bir genç kız gibiydi görüntüm. Uzun kestane saçlarımı biraz düzelttim. Dizimin çok az üstündeki eteğimin belini çektim biraz kısaldı.

Kapıyı kısa sarı saçlı, fiziği geçen akşamkine benzeyen bir İngiliz açtı. Bu daha gençti. Elinde bir bira vardı, bana da uzattı. Şarap dedim kırk yıllık orospu gibi. Dolaptaki küçük şişelerden açıp bardağıma koydu karşılıklı içerken, geçen akşamkinin abisi olduğunu, kendisinin üç yıldır İzmirde çalıştığını anlattı yarı Türkçe yarı İngilizce. Birası bitince ben duş aldı, sen banyo istersen dedi. Ne dediği alkolun etkisi ile bir süre aklıma girmedi. Hazırlanmak çıkarmak dedi, banyoyu kıyafetlerimi gösterdi. Banyoya girdim çantamda sadece bir ruj ve allık var. İkisini de sürdüm. Demek orospular kıyafetlerini böyle değiştiriyor dedim içimden. Bende yedek kıyafet yok ki. İç çamaşırlarım ile kaldım. Onlar da birbirinden ayrı renk onları da çıkarıp üstüme askıdaki bornozu giydim. Aynada kendime baktım, ellerim titriyor. Çıktığımda odanın ışıkları kapanmış üzerinde sadece bir don ile yatağın üzerinde sırtını yastıklara dayamış oturuyordu. Abisinden sportif vücudu sarı kıllar ile kaplı idi. Kadehte kalan son yudumu da diktim.

Yanına doğru yaklaşınca bornozumun iplerini çözdü. Çıplak göğüslerimi görünce vowww diye bağırdı. Çok güzel. Boksırını çıkardı yarı dikilmiş siki kıpırdadı. Ben ayakta o yatağa oturur haldeydik. Elimi tutup sikini tutturdu. Daha hacimli güzel bir sik. Suck it ( Em) dedi. Bu sefer kaçış yok galiba ben de istiyorum. Kocam alkollü iken ikinci defada boşalamaz o zaman emdirirdi sikini. Evlenmeden önce de araba içinde kuytu köşelerde az emmemiştim sikini. Ne bekliyordum ki orospu olarak, em dedi emeceğim. Yatağın kenarında eğilerek sikini sıvazladım. Abisininkinden kalın ve etrafı sarı kıllar ile kaplı sike doğru eğildim. Beni iyice yatağa çekti. Sünnetsiz garip görünen sikin başını ağzıma aldım.Ucunda bir deri parçası var onu dilimle dolaştım. Kocamdan alışkınım bir elimi de taşaklarına attım. Etrafı uzun sarı kıllarla ile kaplı ama hiç kokusuz. Bir eli ile sallanan göğüs ucumu kavradı. Parmakları ile ezmeye başladı. Ohh işte bu göğüs uçlarım bunu özlemiş. Sadece başını emerek kalanını elimle sıvazladıkça sünnet derisinin altında açık mor renkli mantar bir baş ortaya çıktı. Siki gitgide şişti, abisininkinden kalın güzel bir sik çıktım ortaya. Kadife gibi başı ağzımın içini doldurdu. Dudaklarımla kavradım çevresini sıkıştırdım. Çok iyi diye onayladı. Ağzımda o özlediğim sik kayganlığı, damarlarını dudaklarımda hissederek dilimi dolaştırdım üstünde. Sevdim bu görüntüsünü. Başını tekrar emdim. Sert gövdesinden bir iki santimini ağzıma sokarak sertliğini dilledim. Kocamınkinden kesin daha kalın ve biraz uzun. O ise gövdesinden ucuna doğru göğüslerimi sıkıyor uçlarını iyice ortaya çıkarıyordu.

Gel buraya diyerek beni alta alıp kafasını göğüslerime sertçe gömdü.

– Yavaş lütfen dedim.

– Biliyorum dedi sen yeni ayrıldı kocadan, sen böyle çalışmıyor. Sen ev kadını?

– Evet dedim.

Taze orospuluğumu abisi anlatmış demek ki. Göğüs ucumu emince dağıldı aklımdaki diğer düşünceler. İki eli ile aynı anda göğüslerimi ortasından sıkıp uçlarını sıra sıra dillemeye başladı. Bir onun ucuna bir diğerinin ucuna dolaştı dili. Çok güzel diye fısıldadı İngilizce. Dudakları arasında uzadı göğüs uçlarım. Göğüs uçlarım zayıf noktam ve çok güzel dilliyor ikisini de. Offf çok becerikli bu konuda iki göğüs ucum da bızırım gibi olacak biraz daha dillerse. Kendi dudaklarımı emdim, sikinin kokusu tadı ile kendi dudaklarım bile hoşuma gitti. İki eli ili birden iki göğsümü sıktı. Dili göbek deliğime kadar indi. Kadınlığım aylardır yalanmadı. Yalayacak mı yoksa? İnmedi oraya kadar. Göbek altımdan kadınlığımın başladığı yere kadar dilledi. Kadınlığımın başladığı yerleri öptü. Elektrik çarptı vücudumu. Tekrar göğüslerimde gezindi bu sefer uçlarını dudakları ile ezdi. Yukarı çıkıp dudaklarıma değdiğinde ben de onu bekliyordum. Ensesinden tutarak kendime yapıştırdım. Açtım evet erkeğe açtım. Bu tepkime sevindi bir şeyler söyledi. Siki bacak arama batıyor ben altında kıvranıyordum. You are so hot dedi. Evet yanıyorum. O prezervatif takmak için doğrulmasa ben içime kendim tutup sokacaktım giriş arayan sıcak sertliğini. Abisinin geçen günkü yarım yamalak sikişi daha da azdırmıştı beni. Prezervatif takıp yanıma uzandı. Dudakları dudaklarımı emerken bir eli kadınlığıma ulaştı. Yapmasın parmağa dayanamam. Parmağı bızırımı ezdi biraz sonra içime kaydı usulca. Jinekolojik muayenelerde bile gülerdi kadın doktorum dokundum ıslandın diye.

– You are so wet ( Çok ıslaksın)

Gerçek bir sevişme yaşamayalı aylar oldu. Her yerim yanıyordu. Bir parmağı daha girse boşalabilirim. Dudak dudağa parmağı içimde bir müddet kıvrandım. Dilini emdirdi uzun uzun. Türkçe anlasa veya sevgilim olsa, durma diyeceğim parmakların ile sikmeye devam et beni. İleri geri yavaşça sürdü parmağı ile sikmesi ve dilini emzirmesi. Üzerime çıktı ve beni biraz yan çevirdi. Bir bacağımı kaldırıp üzerine oturduğu diğer bacağımın arasından içime yavaşça kaydı. Bu pozisyon benim için ilk. Zaten kavgasız gürültüsüz geçen ve seviştiğimiz günler dört beş aylık bir dönemdi. Pozisyon bilgim çok yok. Acı değil ama genişleme hissi uzun bir off çekmeme neden oldu. Ağzım ile zor kavradığım siki kadınlığım hayır demeden kavramıştı. Karnıma bir alev saplanıyor ve yaka yaka ilerliyordu. Bir eli kalçamda biri göğsümde yavaş yavaş dibime kadar girip çıkmaya başladı. Güzel bir giriş açısı ile gezindi içimde,kadınlığımın iç duvarları değişik dokunuşlar ile kavruldu, elleri dolaştı vücudumda.

– Dar bu, sen ev kadını dedi tekrar

Arada hızlanan yavaşlayan, göğüslerimi ihmal etmeyen bir erkek. Çok sıcak ve kalın bir sertlik sikilmeye aç kadınlığım için fazla geldi. Kalçamdaki el çok nazik. İki deliğimin arasını okşuyor sonra güzelce sıvazlıyor kalçalarımı. Bu kadar fazla noktadan uyarılmak çok benim için, alışkın değilim. Ağzım sonuna kadar açıldı. Gözlerimde kararmalar başladı. Kendimi kaybedeceğimi anlayıp hızlandı. Kalçalarımdaki eli tokatlamaya başladı. Çarşafları çekiştirerek diğer bacağımı gererek nefesim patladı. Ohhhhhh. Kocam ile kavgalarımız seksi bitirdiğinden bu yana, neredeyse altı yedi aydır ilk defa mastürbasyon dışında gelen orgazmım vücudumu ele geçirdi. Bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum. Kocamın dediği gibi boşalırken seni zapt etmek zor, çırpınmaya başladım adamın altında. Üzerime iyice abanarak omuzlarımdan bastırdı. İngilizce bir şeyler bağırarak daha da hızlandı. Orgazmın ilk dalgası vücudumu titretirken teslim oldum üzerimdeki sikiciye. Bitmiş vücudumu ters çevirip arkadan yerleşti amıma. Bu halde iyice daralmış deliğime daha sert girmeye başladı. Bir yandan sırtımı boynumu ısırıyor. Götünü sikeceğim diye İngilizce bağırıyordu. Sert sert sonuna kadar sokarken sırtımı yatağa bastırıyordu. Sağa sola savrulan kollarımı başımın üstünde hapsetti ve üzerimde zıplar gibi sikmeye devam etti. Ezilen karnım, ezilmekten yayılan göğüslerim yeni orgazm ile titrerken, sikicimin ağır vücudu ve kalın siki altında kalan vücudum kaçacak yer arıyordu. İlk defa bu kadar sert acımasız bir seksin nesnesiydim ve bitmesini istemiyordum. Bızırım yatağa sürtüyordu. Kendi çığlığım ve zor nefes almam kulaklarımı ağrıttı. Hala wet hot diye bağırıyordu. Hareketsiz yığılmamdan beş on saniye sonra iyice bastırdı sikini. Bağırdım ağrıdan. Titreyen içimde şişen sikinden döller akmaya başladı. İyice daralan kalçalarımın arasından zorlukla çıktı. Kendini yanıma attı.

Hayatımdaki en şiddetli orgazmı yaşatan adama dönüp baktım kendime gelince. Hatta birbirine karışan iki orgazm. Bu gece burada kalsana, daha çok veririm dedi. Evet diye kafa salladım. Banyoya gidip geldi. Bana da bir kadeh şarap uzattı. Doğrulduğumda başım döndü.

– Ben seni sık sık görmek istiyor. Bilet göndersem gelir İzmire dedi yarım Türkçesi ile

– Tamam dedim.

Şarabım bitince yine uzandı yatağa ve ben tam sikinin hizasında oturur halde kaldım. Sikine doğru eğilirken, bana dönsün göt dedi. Az evvel yıkadığı sikte bu sefer daha tecrübeli idim. Alttan kavrayıp derisini çekince baş kısmı yarıya kadar çıktı, biraz emince de dikildi elimde iyice. Sabun kokusuna karışan döl kokusu daha hızlı saldırmama neden oldu sike. O ise kalçalarımı okşuyor. Aralık duran kadınlığımda parmak uçlarını gezdiriyordu. Biraz gıdıklanıyor ama daha çok tahrik oluyordum. Amımdaki ıslaklığı kalçalarıma yayıyor sonra tekrar avuçlayıp ıslak parmaklarımı arka deliğim üzerinde gezdiriyordu. Çok güzel göt dedi. Islak parmağı arka deliğimde daireler çiziyor tekrar az az kadınlığıma giriyordu. Sikin derisinin dilimde gezinmesini altındaki sertliği çok özlemişim. Uzun kıllarla ile kaplı taşaklarını okşadım. Parmağı yeni boşalmış hassas kadınlığımda sakin sakin gezindi. Her değdiği yerde kalçalarımı oynatarak tepki verdim. Bızırıma dokunuşları titretti. Çok küçük demesini anladım. Ağzımdaki sik iyice sertleşince otur üstüne dedi. Bir prezervatif uzattı. Açmama ve takmama yardım etti gülerek. Hiç açmadığın belli diyerek yırttı kenarını. Kırmızı prezervatif ile ten rengi kalın siki daha heybetli gözüktü bir anda. Parmakları ile hazırladığı ıslattığı amımı hedefleyip yavaşça oturdum üstüne. Dibine gelince canım yanarak oh diye doğruldum. Belime uzanıp beni kendine çekti ve dudaklarımız buluştu. Siki de yarıya kadar çıkınca rahatladım. İçimi dolduran mantar başının her hareketini kadınlığım boyunca takip ettim.

Yarıya kadar giren çıkan siki ile gidip gelmeye başladı. Kalın ve sert sike ben de uyum sağlamak istiyordum. Yavaş yavaş kalçalarımı oynatarak onun temposuna eşlik ettim. Çok güzel diyerek kalçama gömdü parmaklarını. Batırdı iyice. Dudakları sallanan göğüslerime ulaşmaya çalıştı. Her ileri gelişimde birinin ucunu dillemeye, kapabilirse uçlarını emmeye başladı. Off sikilmek bu olmalı. Siki kadınlığımın tek hakimi hep içimde kalsın istiyorum. Belimden itekleyerek üstüne tam oturmamı sağladı. Kalçalarımı ileri geri oynatmam için elleri ile yardım etti. Dibime değen bu kalın boru içimde gezdikçe ateşim daha da arttı. Kocam da severdi bu pozisyonu. Göğüslerimin zıplamasına bayılır acıtarak sıkardı. İki eli ile iki göğüs ucumu sıkması ve alttan hızlı kalça hareketleri ile vurması aynı ana denk geldi. Alttan vurdukça göğüslerim savruluyor her yeniden yerleşmemde siki farklı noktalarıma değiyordu. Kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Kalın bir İngiliz sikinin hizmetçisiydim. Korkunç bir hızla kalçalarıma vuruyordu kalçaları, sikinin kalın kökü yarıyordu girişimi. Sıcak erkek tenine değen girişim bızırım kavruluyordu adeta. Kadınlığım beni dinlemiyor, içindeki siki ezmek istermiş gibi kasılıyordu. Göğüs ucum elinde uzuyor, kalçama vuran diğer elinin şap şap sesleri ile eş zamanlı ah ahh ahh diye bağırıyordum. Ne kadardır bu halde sikiyordu beni dizlerimde bir ağrı var artık. O da ter içinde kalıp yavaşladı.

Kendimi daha fazla tutamayıp üzerine yığıldım. Karnımdaki titreme ellerime de bulaştı. Bu sefer ben boynunu emerek hareketsiz kaldım üstünde.Sırtıma sarılarak sakinleştirdi beni. Daha fazlasına dayanacak tekrar hareketlenecek halim yoktu. Altına çevirdi beni bacaklarımı omzuna toplayıp hızlı hızlı girmeye, İngilizce bir şeyler söylemeye başladı. Orgazmın gevşettiği girişimden gelen su sesleri artmayı sürdürdü. Yeni biten orgazm dalgaları başka bir orgazmın eşiğinde bir sarhoşluğa dönüştü. Götünü sikeceğim diye bağırdı. Daha da girebilirmiş gibi sikini kökleyerek boşalmaya başlayınca ben de dibime saplanan ağrıdan bağırdım. Ter içinde üzerimde kaldı biraz. Terin çoğu da bana ait.

İçimden çıkıp dudaklarımı emdi nefes nefese. Arka deliğimi elleyip “Virgin” diye sordu, anlamayınca telefondan çevirip gösterdi. Bakire anlamına geliyormuş, utanarak evet dedim. Ben sikmek isterim bir gün dedi. Prezervatifi yere atıp duşa girdi. Onu beklerken ben de sızmışım. Odaya dolan gün ışığı ile uyandım, darmadağınık halimi toparlamak için duşa girdim. Çıktığımda o da kalkmıştı. Çantamın yanına bir tomar para koydu. Kalçamı sıkarak, öptü. Utanarak çantama attım çıktım. Sabahın körü bomboş otel koridorlarından geçerek eve ulaştım. Üzerimdeki tüm kıyafetleri kirliliğe atıp yatağa oturdum, bir anda başlayan ağlama krizi içinde uyuyakalmışım.

Deliksiz uykum öğleden sonra bitti. Kalkınca ilk iş duş, ılık su bile kadınlığım sızlattı. Sonra çantamdaki paraya baktım. 400 USD ve 200 TL. Bozdurup Muzaffer hıyarına gönderdim. Bin liradan biraz fazla borcum kaldı öküze. Sonraki iki günü sadece öğle yemekleri için otele uğrayıp sahile inmeden geçirdim. Bunda boynumdaki emme ve kalçalarımdaki tokat izinin etkisi de vardı. Akşamüstü annem aradı, ayrılıp çıktığım kocamın evine haciz gelmiş tüm eşyaları götürmeye kalkmışlar, babası yalvar yakar bir hafta süre almış. Bana ait pek bir şey kalmamıştı orada ama bu yeni bir ağlama krizine engel olmadı.

İki gündür ortada olmayan eski eniştem geldi çat kapı. Gözlerimi silip açtım kapıyı.

– Ne o hasta mısın yoksa?

– Evet biraz soğuk almışım.

– Bulaşmıştır birisinden İngilizler arasında grip salgını varmış, bastı yine çirkin kahkahasını.

Kalbim deli gibi çarptı, ayağa fırladım.

– Kimseye bir şey deme lütfen bir hataydı çok içmiştim gibi saçmalıklar ile bir gecelik ilişki filan gibi bir sürü lafı peş peşe sıraladım.

İlgilenmeden dinledi. Telefonu ile oynadı.

– Bak otelime gelen giden tüm orospulardan haberim olur benim. Heriflerde memnun kalmış hizmetinden

– Enişte sus lütfen bildiğin gibi değil, terbiyesizleşme.

– Ne değil lan! Alırken poundları iyiydi. Otelimde orospuluk yapacaksan haberim olacak. Adını çıkarma otelimin.

– Enişte lütfen dinle beni.

– Ooo enişte mi olduk yine. Bak küçük orospu kime ne kadara siktiriyorsun otelime laf gelmediği sürece beni ilgilendirmez. Ben sana birileri ile takıl dedim, sen ticarete dökmüşsün işi. Sana tek kıyağım fazla abartmadan otelde takılmana izin olur.

– Kimseye deme lütfen, biliyorsun çok borcumuz var, kötü bir ayrılık dönemi yaşadım. Bir anda aklımı kaybettim galiba. Salakça idi yaptıklarım çok içmiştim yalvarırım.

– İlk işin miydi bu herifler?

– Enişte yapma lütfen. Çok içmiştim. Kocamdan başkası yoktu hayatımda.

Mutfağa yürüdü elinde su ile döndü. O sırada benim, abi, enişte bin pişmanım yalvarışlarıma ağlamalarıma cevap vermedi.

– Ne kadar acil ödemen gereken para?

– Haciz gelmiş, oraya üç dört yatırsam kendi eşyalarımı kurtarırım bari, beş bine yakın da kartlara var. On sekiz yirmi bin de krediye esnaflara var ama onlar taksitli.

– İyi gönder bana banka bilgilerini, dönüp çıktı gitti.

Tekrar bir ağlama krizi, dün gece yaşadığım hayatımın en güzel orgazmlarından sonra şimdi de hayatımın en dip anlarından birindeydim. Enişte ablama söylerse mahvoldum demektir. Dolapta Ayşen’in bıraktığı yarım şişe şarap vardı. TV karşısında oturup şarabı bitirdim. Telefona gelen mesajda sabah altı bin geliyor yazmış eniştem. Muzaffer mesaj atmış, eksik göndermişsin diye. Orospu çocuğu. Sabah gönderiyorum dedim. Haciz gelen evde değerli bir şeyim kalmadı, kocam olan salak düşünsün. Muzaffer’e parasını öder, kalanı ile de kartları kapattım mı sadece bireysel kredi ile esnaf borcu kalır o da taksit taksit ödenir zaten. Büyük bir kararlılıkla çantamı aldım, gece son otobüse atlayıp eve döndüm. Ertesi sabah Kuşadasında kimse ile özellikle eniştem ile yüz yüze gelmek istemiyordum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Tecavüz [C]ALINTI

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Tecavüz [C]ALINTI
21 yaşındayım. 16 yaşımdayken anadolunun bir kasabasında yaşıyordum.Kasbamızda Lise olmadığı için ilçeye banliyö treniyle gidip geliyorduk.Sık sık tren rötarlarından dolayı gecikmeler olunca okula saatinde yetişemiyorduk.Bir gün yazılı olacağımız derse geç kalmak durumundaydık.Kasaba ile ilçe arası 10 kilometre falandı. Komşumuzun oğlu ve sınıf arkadaşım olan R.Ağbeyinin bisikletini alıp gelerek beni önüne oturtarak sürmeye başladı.Kasabamızdan çıktıktan sonra 3-4 kilometre sonraki ağaçlık alana geldiğimizde bisikleti ağaçların arasına sürünce ben neden girdik buraya dediğimde çişim geldi işeyeceğim dediğinde ben de durup işeseydin ya geç kalıyoruz dediğimde yoldan geçenler sikimi görmesinler,sikimi ancak sen görebilirsin dediğinde benim garibime gitmişti bu cevap.Ben bekleyeyim sen yap gel dediğimde aniden bileğimden tuttuğu gibi sürükleyerek ağaçlık alanın iç kısımlarına zorla götürüyordu. Benimle aynı yaşta olmasına rağmen benden hem uzun hem de güçlüydü.Ben zayıf küçük yapılı birisi olduğumdan direnemiyordum. sonunda bırakıp soluklanıyordu.Ben başıma geleceklerden habersizdim.Gerçi haberim de olsa elinden kurtulmam imkansızdı. Ve ilk bomba patlamıştı.Bana soyunmamı emretmişti.Ben de hayır olmaz deyip arkamı dönüp gidecekken beni kucaklayıp yere vurmuştu.Ben sırtüstü yere düşer düşmez aniden gelip karnımın üzerine oturarak peş peşe yüzüme tokat vurmaya başlamıştı.Ben ise ağlayıp vurmamasını söyledikçe daha sert vurup ” dediğimi yapacakmısın söyle” diyordu.Artık acısına dayanamadığım dayak yüzünden söz veriyorum ne dersen yapacağım diyordum.Bunun üzerine ”Seni sikeceğim.karım olacakmısın ”dediğinde bir garip olmuştum.Susunca tokatlar yeniden başlamıştı.Artık kurtuluşumun olmadığını ve R nin karısı olacağımı kabul etmek zorundaydım.”Tamam vurma yeter.Karın olacağım.sikebilirsin beni”dediğimde bu defa eyilip dudaklarımdan öperek ”hah şöyle.Nasıl olsa birisi seni siker bir gün.Tüm okulun gözü sende.Benim karım olursan sadece ben sikerim.başkasına siktirmem ”diyerek üzerimden kalkmıştı.Haydi soyun dediğinde ayağa kalktığımda yediğim dayak yüzünden sersemleyerek sendeliyordum.Bunun üzerine R kendisi beni soyunduruyordu. Üzerimde bir şey kalmayınca etrafımda bir dolanıp ”Üf!Fıstık gibisin ufuk.Hiç bir yerinde tüy kıl yok.Aynen kız gibisin.çok şahanesin Sikinde yok gibi sanki ufacık” diyerek kendiside soyunmuştu. Ancak R nin önündeki siki beni korkutmuştu. Rahat 16-17 santim vardı ve kalın oklava gibiydi.sikinin etrafı orman gibi simsiyah kıvırcık kıllarla doluydu.göğsünde koltuk altlarında bacaklarında kıllar vardı.Gerçekten de ben tamamen bir kız yapısındaydım.kendinin ve benim giysilerimizi yere serip üzerine dizlerim ve dirseklerim üzerinde domalır vaziyete getirmişti beni.Bu arada her yerimi elliyor okşuyor mıncıklıyordu.Dudaklarımı öperken dilini ağzıma soktuğunda emmemi istiyordu.Dayak korkusuyla dilini emerken tükürükleri ağzıma geliyordu ancak ben istemeden yutmak zorunda kalıyordum R nin tükürüklerini. Sonra o benin dudaklarımı somuruyor dilimi somurup emiyordu.”Çok tatlısın.çok şahanesin.seni boşuna sikmeyi hayal etmiyorlar okuldaki oğlanlar”diyordu.Beni domalttıktan sonra sikinin üzerine tükürük koymamı isteyerek bana tükürük yaptırdığı sikinin her yerini benim elimle kayganlaştırdı.Sikinin iyicene kaygan olması için iki defa tükürük yaptım ben de.arkama geçip kalçalarımın yarığının tam üst kısmına kendisi kocaman bir tükürük koyduğunda tükürük tam göt deliğime geldiğinde benim tükürüğümle kaygan halde olan sikinin kafasını göt deliğime sürtmeye başladı.Bir süre fırça yapar gibi deliğime sürttükçe ben bir an dalıp gevşeyip mayışmaya başladım.Sanki rahatlatıyordu beni.Hoşuma gidiyordu artık.Ancak bu hoşlanmam çok sürmeyecekti.Güçlü kollarını doladığı belime beni kıpırdayamayacak hale soktuktan sonra aniden deliğime bastımaya başladığında artık dönüşü olmayan yolculuğum başlamıştı.Sikinin kafası içimdeydi.Deliğimi büzüm sıkamıyordum.Belimi korkunç şekilde sıktığı için nefes alamıyordum .Bir an belimi gevşetmesiyle ben tam nefes alırken sikinin tamamını içime göndermişti.Deliğim biber gibi yanıyor acılar içinde ağlıyordum.Rnin hiç umurunda değildim bir yandan pompalıyor ve diğer yandan ensemi omuzlarımı öpüyor yalıyor ısırıklar atıyordu. sonra belime doladığı kollarını açıp elleriyle kafamı yana döndürüp dudaklarımı emiyor dilini ağzıma sokuyordu.Dilini emmemi emrettiği için korkumdan ne derse yapıyordum.O gün beni akşama kadar ağaçların arasında siktikten sonra ben bitkin halde R de mutlu halde akşam eve döndük.O günkü yazılıya ikimiz de girememiştik. Bu günden sonra sürekli beni sikiyordu. Yanlış yaparsam beni okula ilan edip tüm oğlanları üzerime salacaktı.Ne derse yapıyordum.Sık sık ilk sikildiğim yere gidiyor ağaçların arasında saatlerce sex yapıyorduk.Zamanla zevk almaya başlamıştım. R ye kocacığım diye hitap etmezsem beni sikmeyerek cezalandırıyordu. Artık onun sex kölesi olmuş ve bu durumumdan çok memnundum. Üvey annemin kilotlarını çalıp giyerek R ye sürpriz yapıyordum.R beni sütyen ve minicik kadın kilotlarıyla görünce iyicene tahrik olup beni bir başka güzel sikiyordu.Onu memnun etmek için çaba sarfediyordum. Giydiğim kilotların ve sütyenlerin sahibinin üvey annem olması R yi kızıştırıyordu.Bir gün ders çalışma bahanesi ile bir gece benimle odamda kalacaktı.Güya ertesi günkü sınava hazırlanacaktık ve gece benimle aynı odada kalacaktı. Saat gece 12 yi geçe üvey annem ve babam yatmışlardı.R balkona çıkıp annem ve babamın yatak odalarının pencerelerinden röntgenlemek istediğini söyleyerek balkona çıktı. Onların penceresinin kıyısından saksıların arasından gizlice içeri bakıyordu.Eliyle gel işareti yapınca ben de gizlenerek kalbim korku ve heyecandan güm güm ataraktan pencereden içeriyi gözlediğimde loş mavi gece lambası ışığında babamın annemin üzerine çıkmış sikişini görmüştüm.Bir süre seyrettikten sonra R yavaşça geri çekildi ve odamıza girer girmez beni sikmeye başladı. Ertesi gün ”Ufuk senin anneni sikmem lazım.Bana yardım edeceksin ”dediğinde ..”Ben nasıl yardım edeyim.nasıl olacak o iş dediğimde babanın olmadığı bir sıra anneni ilaçla uyutacağız ve ben sikeceğim.daha sonra kimin siktiğini nereden bilecek ki”dediğinde ”ilacı nereden bulacaksın dediğimde sara hastası olan kardeşinin ilaçlarının çok etkili olduğunu ve bunu içmesinde benim yardımcı olmamı istemişti.Ben de ”ben nasıl içireyim o ilacı.diyelim aldı içti daha sonra sikildiğini anlar anlamaz benim parmağım olduğunu bilir.”dediğimde ”merak etme sen.o ilacı kurnazca içireceksin .Doğrudan senin elinden ilaç almayacak.yediği içtiği bir şeye katacağız” Bana annemin ne yemeyi sevdiğini sorduğunda bilmediğimi söyledim.bunun üstüne içecek ne sever dediğinde ”belki bira sevebilir.zaman zaman TV karşısında içiyor ”dediğimde…”ertesi gün elinde üç tane alman birasıyla geldi.”bunların içine ilaç kattım.içtikten sonra uykusu gelir uyur.O uyuynca ben de onu sikerim.daha sonra kime sikildiğini düşünsün dursun ” demişti.Bana biraları güvenli şekilde saklamamı tembihlemişti.Ben de biraları kömürlükte gizlemiştim.Babamın ara ara işi gereği trenle uzak sefere gitmesini bekliyecektik ki. O gece yaklaşık 2 gün sürecek sefere gidecekti.Babam evden gider gitmez ben üvey anneme görünmeden biraları buz dolabının kapağına koyup evden çıkıvermiştim.Akşama doğru Üvey anneme dışarıdan eve geliyormuşçasına kapıya gidip ” Ben R gilde ders çalışacağım ”diye haber verdiğimde ”tamam git ”dedikten sonra ”ufuk bu dolaptaki biraları nereden buldun” dediğinde ben de ne birası bilmiyorum dediğimde.”Tamam anladım baban bırakmıştır.Haydi sen R lere git dersine çalış demişti.Ben de R ye durumu anlattığımda.”Tamamdır bu iş. Akşam içer onun birini mutlaka ”demişti. R ile saat 11 de ders çalışacağız bahanesi ile R nin babasından izin alıp bizim eve gideceğimizi söyleyip ayrıldıktan sonra saat 12 de bizim kapının zilini çaldık.Eğer üvey annem açarsa evden kitap alacağımızı söyleyecektik.Ancak kapı açılmadığı için ben yavaşça kapıyı açıp girdiğimde üvey annem salonda kanepede uyuyordu.Televizyon açıktı.Buzdolabına baktığımızda 3 şişeden ikisi yoktu.Çöp poşetine baktığımızda iki boş şişe oradaydı.Bunun üzerine R bana ”Anneni öyle bir sikeceğimki ruhu duymayacak” demişti.Daha sonra annemin yanına gidip eğilip dudağından öperken ben uyanacak diye ödüm patlıyordu. Hemen annemin pijamasını sıyırmaya başladı.bana d gel yardım et dediğinde ben halen panik haldeydim.Bunun üzerine eğilim annemin amına kafasını dayayıp pijamasının dışından sert şekilde öpünce ben de uyanmayacağına ikna oldum.Baygın gibi yatıyordu.R annemin ayaklarını havaya kaldırırken ben pijamasını çıkarttım.sonra kilotunu R çıkarttı.Amında azıcık kıllar vardı.R dudaklarını dayayıp ”OH!…Mis gibi amcık ”diyordu.Daha sonra parmağını amın içine sokup çıkartarak parmağındaki am bulaşığını ağzına alıp yalayıp yuttu.Sonra çabucak soyunup sırt üstü yatar vaziyetteyken bacaklarının arasına giripkalkık sikini annemin amına soktu.Pompalıyordu sürekli.Bir süre sonra ”Oh!…diyerek sesler çıkartaraktan sarsılaraktan döllerini akıtıyordu.Sikini çıkarttıktan sonra annemin ağzına sokup ağzını sikmeye başladı.Epey bir süre devam ettikten sonra bana gel diye işaret edince ben de yanına gittiğimde benim ağzıma verdi ve döllerini bu defa ben yuttum.Bir saate yakın dinlendikten sonra tekrar annemin bacakları arasına yerleşti.Yine amına soktu.pompaladıktan bir süre sonra annemin bacaklarını bana havaya kaldırttı.Sikini annemin götüne dayamıştı.sokamayınca tükürük yapmamı istedi.Ben de annemin göt deliğine bolca tükürük yaptım. Bunun üzerine R annemin götüne tekrar denedi ve nihayet sokmayı başardı.Annemin götüne de döllerini boşalttıktan sonra benim de sikmemi istedi.Ancak ben nedense sikmedim. istemedim.R iyicene rahatlamış olarak üzerini giyindi. Sonra ikimiz birlikte üvey annemin kilotunu ve pijamasını giydirdik. Ve kapıdan çıkıp sessizce R’ lerin evine gittik. R.nin odasında R beni bir daha sikti ve yatıp uyuduk. Ne ertesi gün ne de hiç bir zaman üvey annem bana o konuyla ilgili hiç bir şey sormadı. R beni 2 yıldan fazla zaman hep sikmişti. Ancak babamın tayini dolayısıyla istanbul’a gelince R den ayrı kaldım. 3 yıldan beri sexe hasretim. Güvenip sevip beğeneceğim bir erkekle macera yaşamak sikilmek istiyorum. Mail adresime yazarsanız fotoğraflarımı gönderirim.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Aldatma – Alıntı

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Anal

Aldatma – Alıntı
İşyerinden bir eğitim semineri için üç kişi İstanbul’a gideceğimiz bildirildi. Çarşamba akşamı hareket edecek, dört günlük eğitimden sonra pazar gecesi tekrar dönecektik.

Akşam durumu eşime bildirdiğimde sertçe “gidemezsin” dedi. Aslında ben de gitmek istemiyordum. Buna rağmen kocamın bu erkek egemen tavrına sinirlendim ve tartışmaya başladık. Bunun bir iş gezisi yanı sıra eğitim olduğunu ve kariyerim için mecbur olduğumu belirterek kesinlikle gideceğimi söyledim. Sonraki iki gün boyunca düşman gibiydik. Çarşamba akşamı eve gelip hızla hazırlandım.

Tam çıkmak üzereyken eşim eve geldi. Soğukça selamlayıp:

“Yorgunum, seni götüremem. Taksiyle gidersin. İnince beni aramayı unutma, hayırlı yolculuklar…” dedi.

“Teşekkür ederim. Otelin numarasını oraya yazdım. Kafamı dinleyeceğim hazır sen yanımda değilken.. Çok merak edersen ararsın.” diye sertçe cevapladım ve öpüşmeden ayrıldık.

Bu arada 32 yaşında, her yerde erkeklerin ilgisini çekmeyi başaran bir fiziğe sahip, hafif balıketi bir kadınım. Bir yerde kocamın bu kıskançlık gösterisine hak vermiyor değildim. Yine de ona bu hareketinin hesabını sorma duygusu ağır basıyordu. Uçaktan indiğimizde görevli personelce karşılanıp otele bırakıldık.

Otel güzel ve merkezi bir yerdeydi. Diğer arkadaşlar erkek olduğu için onlar aynı odayı aldılar ve bana ayrı bir oda tahsis edildi. Ertesi gün yoğun bir programdan sonra otelimize döndük. Iş arkadaşlarım dolaşmaya çıkacaklardı. Ben otelde kalacağımı söyleyince ayrıldılar. Akşam yemekten odama çıkınca resepsiyon eşimin aradığını bildirdi.

“Hayırdır, cebimi aramadın?”
“Sen de inince dün beni aramadın.

”Eğleniyor musun bari?”

”Hala orda mıyız? Buraya iş için geldim ve şu anda da dinlenmek için odamdayım. Yoğun olduğumu bildiğin halde bana destek olacağına, moral vereceğine, evde olduğu gibi burada da beni daha çok yoruyorsun. Böyle tavır yapacaksan ben dönene kadar arama beni… Ikimiz de sakinleşiriz bu arada”

“Ben arkadaşlarla yemeğe gidiyorum. Evde uğraşamayacağım. Akşamları dışarıda olacağım ben de sen dönene dek, bir daha rahatsız da etmem. İyi eğlenceler…” dedi ve cevap vermemi bile beklemeden kapattı.

Bu kıskançlık damarı o kadar kızdırmıştı ki beni… Kendisi seyahatteyken benim tutumumla eşiminki tamamen zıttı. Sakinleşmek için duşa girdim. Kesmeyince giyinip lobiye indim. Otel bile boğucu gelmeye başlamıştı. Çıkıp yürürken yakınlarda hoş bir bar gördüm. Biraz kalabalıktı ama barda manzaralı bir köşe bulup tabureye yerleştim.
Yalnız başıma hiç böyle yerlere gelmediğim için ya dışarıya, ya da önüme bakıyordum. Barmenden bir votka-portakal istedim. Soğukluğu ve sertliği hoşuma gitmişti. Hiç adetim olmadığı halde ikincisini söyledim. O sırada birinin beni izlediğini hissedip döndüm. Dört beş tabure ilerideki adam benim ona baktığımı fark edince çekinerek hemen gözlerini kaçırdı. Ben içkimle oynarken o çaktırmadan beni izliyordu.
Ben de o fark etmeden barın ardındaki aynadan onu incelemeye başladım. Hoş, 30-35 yaşlarında temiz yüzlü yakışıklı denmese de çekici bir adamdı. Hafif toplu bir yüzü gömleğinin altından anlaşıldığı kadarıyla atletik değilse de formda bir vücudu vardı. Bulunduğum yerden kalçalarını göremiyordum.
Birden bu yabancıyı alıcı gözle süzdüğümü fark edip hem utandım hem şaşırdım. O sırada buna kocamın yaptıklarının sebep olduğunu düşündüm ve her yerimi bir öfke sardı tekrar…
Madem o kadar güvenmiyordu bana görürdü gününü. Kocamı hiç aldatmamıştım ve aldatmayacaktım ama bir yabancıyla flörtleşmenin bana iyi geleceğini düşündüm. Ayrıca kocam bilmese de bu onun için iyi bir intikam olacaktı.
Kesin kararımı vermiştim. Sıra bu yabancıyla tanışmaya gelmişti. Muhtemelen nezaketinden kaynaklanan çekingenlikle ilk hareket ondan gelmeyecekti. İçkimi bitirip çantamı aldım ve kalktım. Sanırım gittiğimi düşündüğü için yüzünden hafif bir sıkıntı ifadesi geçer gibi oldu. Bu hoşuma gitmişti benimle ilgileniyordu demek. Lavaboya doğru giderken kalçalarımı hafif hafif kırıtarak yürüdüm.
Boy aynasında şöyle bir kendimi süzdüğümde aceleyle hafif dağınık topladığım topuzumdan alnıma ve enseme dökülen dalgalı kestane saçlarım, beyaz plili gömleğim, saçıma uyan kahve tonlardaki eteğim ve yüksek topuklu ayakkabılarımla orta yaşlı evli bir kadından çok işten sonra eğlenmeye çıkmış özgür bir kadın havası taşıdığıma kanaat getirdim.
Tekrar bara döndüğümde eski yerim dolmuştu. Yabancının yanı ise hala boştu. Arkası dönük olduğu için geldiğimi fark etmemişti. Ve laf aramızda az önce göremediğim kalçaları da gergin, kaslı haliyle dikkatimi çekti nedense, çok iyi duruyordu. Tabureye uzanarak:

“Affedersiniz, burası müsaitse oturmamın sakıncası var mı?” dedim. Şaşkınlıkla döndü ve beni görünce:

“Elbette buyurun” diyerek yine şaşkın bir tavırla yerinde kıpırdandı ve tabureyi benim için düzeltti. Sesi de kendisi gibi hoştu. Oturup gülümsedim.

O da karşılık verip bardağını izlemeye başladı. Özellikle barmenin duyamayacağı ve göremeyeceği bir anda içki istemek için seslendim. İkinci kez seslendiğimde

“Ben yardımcı olayım sakıncası yoksa…” dedi ve barmene seslendi. Ne içeceğimi sorarak benim için votka-portakal istedi. İçkim geldiğinde

“Sert içki seviyorsunuz sanırım” dedi ve sustu. Yine bardağına bakıyordu.

“Normalde pek bara gelmem ve bu tür içkiler içmem. İş için İstanbul’dayım. Biraz sıkılınca otelden çıktım ve işte!” dedim. “Az önce lavabodayken yerime başkası geçmiş ben de güven verici ve dürüst duruşunuzdan etkilenerek sizi rahatsız ettim kusura bakmayın. İnsan tanımadığı bir şehirde hele yalnız bir kadınsa ister istemez ürkek oluyor.”

“Teşekkür ederim. İltifat addediyorum bu sözlerinizi ve siz güvenle otelinize ulaşana kadar kavalyeniz olmama izin verirseniz sevinirim. Adım Barış leydim…” dedi gülümseyerek centilmence bir reverans yaptı eli ve başı ile… Bir kahkaha atıp:

“Ah yanılmamışım gerçek bir şövalyesiniz siz! Adım Buse…” dedim.

Uzattığım elimi nezaketle öptü. Espri ve neşe dolu bir sohbete daldık. Bu arada ben üçüncü votkamı içiyordum ve çakırkeyif olmuştum. Konuşurken birbirimizin gözlerine bakıyor, güldüğümde farkında olmadan dizlerine vuruyor veya kolundan tutarak dengemi koruyordum. Üst üste attığım bacağımı sallarken sürekli Barış’ın ayağına çarptığımı fark ettim ve diğer bacaklarımız birbirine bitişik duruyordu.
Bakışlarım pantolonunun önüne kaydığında içim yanmaya başladı. Barış baktığımı fark etmemişti, kızardığımı görünce:

“İyi misin?”

“Evet” gülümsedim “Alkolden ve gülmekten sıcak bastı galiba. Sanırım şuradaki masaya geçsek iyi olacak…”

Birlikte ayağa kalktık. Ben gömleğimi ve eteğimi düzeltirken arzulu bir şekilde beni izlediğini fark edebiliyordum. Birkaç adım sonra hafif hafif başım dönünce teklifsizce koluna girdim. Hem şaşırmış hem mutlu olmuştu. Biraz sonra slow müzikler başlamıştı ve pistte çiftler geziniyordu. Barış içkisini yudumlayıp

“Dans sever misin?” diye sordu. Biraz kendime gelmiştim.

“En azından bunu size borçluyum sevgili koruyucum…” diyerek gülümsedim.

Elimden tutup beni kaldırdı ve mesafeli bir şekilde dansa başladık. Eşimle dans etmeyeli çok olmuştu ve özlediğimi fark ettim bu duyguyu… Bunları düşünürken yaklaşıp başımı Barış’ın göğsüne koymuştum. O da bir elini belime diğerini omzuma alıp samimi bir şekilde sarmıştı beni…
Kabaran erkekliğini hissedince şu anda eşimle dans etmediğimi hatırladım aniden. Ama içim ısınmaya başlamıştı. Çok güzel vakit geçiriyordum uzun süredir. Hem flört etmeye karar vermemiş miydim bu gece?
Kendi kendime gülümseyip biraz daha sokuldum Barış’a. Vücudunun ve parfümünün kokusu erkeksi ve tahrik edici geliyordu. Saçlarıma dokunup çok güzel olduğunu fısıldadı. Kollarımı boynuna dolayıp gözlerine bakarak teşekkür ettim. Bakışları tutkuluydu, erkekliği kendini hissettiriyordu ve içimde bir ılıklık, yanma başlamıştı.

“Oturalım mı artık?” dediğimde biraz isteksizce ayrılıp masamıza döndük. Barış’ın içkisi biterken biraz daha sohbet ettik ama ikimizin de birbirimizi istediği ve açık etmediği esprili bir düelloydu bu kez sohbetimiz… Biraz sonra kalkıp çıktık.

“Arabam şurada, bırakayım mı seni?”

“Sevinirim aslında, yoruldum” dedim ve sokakta yürümeye başladık.

Topuğum kaldırıma takılınca koluna tutundum ve Barış da elimi yakaladı. Dengemi bulunca bu şekilde yürümeye devam ettik. Güvenli, huzurlu ve arzulu hissediyordum onunla kendimi…
Aracın kapısını açtı bana. Otururken sağlam bir frikik vermiştim. öbür kapıya geçerken pantolonunun zorlandığı açıkça belliydi. Hoşuma gitmişti eşimden başkasının beni böyle arzuluyor olması… Otele doğru giderken onu izliyordum. Biraz utandığı belliydi. Neden baktığımı sordu:

“Özür dilerim rahatsız olman için değil. O kadar iyi davrandın ve güzel bir gece yaşattın ki bana o yüzden…” Otele yaklaşınca

“Biraz geride duralım. Arkadaşlarıma laf anlatmakla uğraşamam bu saatte…” diyerek gülümsedim. Durunca vitesteki elinin üzerine elimi koydum ve “Her şey için teşekkür ederim” diye fısıldayarak gülümsedim.

O bana, ben ona eğildiğimiz o sihirli anda, nasıl olduğunu anlayamadan dudaklarımız birbirine değiverdi. Sanki ikimizi birbirimize çeken şiddetli bir akım vardı aramızda… O kadar sıcak ve tatlı bir öpüşü vardı ki alt dudağımı hafifçe emerken dili ıslak ve sıcak, yanarak ağzımın içine kayıyordu.
Dillerimiz dolaşarak, tutkulu ve uzun bir öpüşmenin içinde bulduk kendimizi… Güçlü eli ensemi kavramış saçlarımı okşayarak kendisine bastırıyordu beni… Nefes nefese ayrıldık ve biran konuşamadan arzuyla birbirimize baktık. Kontrolü almıştı:

“Geceyi uzatıp bir kadeh daha içelim mi bir yerde?”

“Sakin bir yer olsun bu kez…”

“Sakin bir yer derken? Ne dersin, benim evimde devam edelim mi?” Sadece gülümsedim ve evine gittik.

İkinci katta küçük bir yerdi ama ikimiz de bununla ilgilenmiyorduk o anda ve neredeyse koşarca çıktık merdivenleri… Kapı kapanır kapanmaz dudaklarımız tekrar buluştu. İlk anın hoyrat hızı düşünce usulca duvara yapıştırdı beni… Nefesi yüzümü, dudakları dudaklarımı yakarken erkekliği kasıklarımı zorluyor, elleri kalçalarımda geziniyordu. Eteğim yukarı sıyrılırken bacağımı kaldırıp bacaklarına sararak kendime bastırdım ben de erkeğimi…
Eteğimin üzerinden okşayan eli tenime dokununca ikimiz de artan heyecanla titredik. Diğer eliyle eteğimi yukarı doğru topladı ve parmakları arkamdan külotumun altına kayıverdi. Amıma dokunmasıyla bir hoşnutluk mırıltısı döküldü ağzımdan… Bunu duyunca beni hafifçe ezerek arkama giden kolunu daha da uzattı ve parmak ucu içime girdi. Önümü ağır ağır kabaran sikine sürtüyordum ben de… Kollarımla sıkıca sarılmış, sırtından güçlü omuzlarına tutunuyordum.
Dudaklarımız ayrıldı ve çok güzel koktuğumu söyleyerek boynuma gömdü yüzünü… İçimdeki elini çekti ve diliyle boynumdan göğüslerime inerken gömleğimi açmaya başladı. Tüm düğmelerim çözülünce sütyenimi uzanıp açtı ve serbest kalan göğüslerime baktı bir an… İstekle uçlarını ağzına alıp emmeye başladığında parmakları da tekrar bacağımın arasındaki yerini almıştı.
Külotumun ayaklarıma nasıl indiğini anlamamıştım bile o anda… Biraz daha aşağı kayarak ıslak dilini benim zevkten sulanan amıma sokuvermesiyle duvara yapışıp tir tir titremeye başladım. Ayakta duramadığımı görünce bir an için yaptığı işe ara verdi ve ben çökercesine koridora oturuverdim.
Oracıkta başını, araladığı bacaklarımın arasına sokup amımı tekrar yalamaya başladı. Bir eli kalçamda, diğeri göğüslerimde, dili ve sıcak nefesi amımda deli ediyordu beni ve inleyerek boşaldım. Bütün gerginliğim yorgunluğum uçmuştu. Her dokunuşunda sarsılıyordum hala:

“Dur!” diye yalvarırcasına seslendim. Minnetle bakıyordum… “Uçurdun beni… Nefesimi kestin. Ağzım dilim kurudu. Bir bardak su alabilir miyim?”

Hınzırca gülümseyerek bir dil darbesiyle beni tekrar sarsıp mutfak olduğunu sandığım yere gitti. Hala zevkle titriyordum.
Güçlükle ayağa kalkıp bacaklarıma dolaşan kilodu elime aldım ve hala çıkaramadığım ayakkabılarımı attım bir kenara. Duvara yaslanmış elimde kilodum, perişan halim hoşuna gitmiş olmalı ki, elinde suyla gülümseyerek beni süzüyordu. Suyumu içerken kilodumu alıp kokladı ve beni kucaklayıp
“Biraz dinlen istersen” diyerek yürüdü. Boşta sallanan elim yürürken dimdik sikine çarpıyordu. Koridorun sonundaki odada tek kişilik bir yatak vardı. Beni oraya uzatıp yanıma oturdu. Biraz toparlanmıştım.

“Bana ne yaptın seni şeytan?” diyerek onu kendime çektim.

Artık daha sakin öpüşüyorduk. Ayağa kalktım ve eğilip gömleğini çözmeye başladım. Bana hayran hayran bakarken sallanan göğüslerim burnuna değiyordu adeta. Dağılan topuzumun tokasını çekince saçlarım yüzünü okşayarak döküldü. Derin bir nefesle içine çekti kokuyu. Açılan gömleğin omuz kısmının altından ellerimi sokup okşayarak kurtardım erkeğimi… Sıcakta başka bir şey yoktu üzerinde.
Ben de gömleğimi çıkarıp kucağına oturdum ve ellerimiz vücutlarımızda gezerken boynunu göğsünü omuzlarını öperek hafif dil darbeleri attım. Bacaklarımı okşarken ellerini tutup sırtüstü ittim onu yatağa. Kemerini açarken şehvetten gözleri büyüdü adeta. Pantolon ve boxerdan kurtulan o koca aleti görünce gözlerin büyüme sırası bana geçmişti.

“Ohhh böyle güzelini görmemiştim!” sözleri dökülünce ağzımdan gururla oynattı sikini Barış. Bakışlarımı o koca aletten ayırmadan son giysilerden de kurtardım onu.

Yastığı duvara dayayıp hafifçe doğrulup yaslandı. Ben eteğimi açıp ayaklarıma düşürürken beni izleyerek bacaklarını aralamış bekliyordu. çıldırtma sırası bendeydi. Ağır ağır yaklaştım yatağa. Tam dimdik duran sikine doğru eğildim. Aralık ağzımdan ılık nefesimle ona yaklaşıp uzaklaşıyor, saçlarım erkeğimin aletine, bacaklarına, kasıklarına süründükçe sabırsızlaşıyordu.

“Hadiiii…” diye yalvarırcasına inledi.

Ağzımı açıp onu alır gibi eğildim ama dokunmadan tekrar çıkardım. Barış hem heyecanlanmış hem sabırsızlanmıştı. Uzaklaşıp ayak ucundan emekleyerek bacaklarının arasından yatağa girdim.
Güzel bir yemeğe nereden başlayacağını bilemez bir ifadeyle bu aleti izliyordum. Sonunda dilimin ucuyla taşaklarının kalçalarına doğru bitim noktasına dokundum. Yay gibi gerildi ve inledi. Siki haşmetle sallanıyordu gözlerimin önünde.
Güç artık açıkça bendeydi. Bir yumurtalığını dudaklarımla yakalayıp emerek ağzıma aldım. Islak dokunuşum erkeğimi çıldırtmıştı. Dilim ve dudaklarımla taşaklarını öpüyor yalıyor hafif hafif ısırıyordum. Hiç beklemediği bir anda yarağını bir hamlede ağzıma alıp emmemle derin bir “ohhh…” çekti. Beklediği buydu.
Onu ağzımdan çıkarıp gülümsedim. Taşaklarından kavrayıp elimle okşarken Barış’ın yarağını dudaklarımla kavrıyor her santimini dilimle ıslatıyordum. Yanaklarım bacaklarına sürtünüyor zevk titremelerini hissediyordum.
Tekrar doğrulup ucuna dilimle küçük dokunuşlar atmaya başladım. Gözlerinin içine bakarak yarağını ağır ağır ağzımın içinde yok ettikçe adeta eriyor yutkunarak beni izliyordu. Onu alabildiğimce ağzıma alıp tekrar çıkarmaya başladım. Bir yandan emerken bir yandan ağzımdaki kısmında dilimle geziniyordum. Sanki iyice büyümüştü ağzımda gidip gelirken.
Hırıldayarak saçlarıma yapıştı ve gerildi. Boşalacaktı. Nasıl boşaldığını bilmediğim için hemen elimle kavrayıp 31 çektirmeye başladım, dilimin ucuyla da sikiyle başının birleştiği yeri gıdıklıyordum.
Akşamdan ve belki de günlerden beri beklediği için öyle şiddetli patladı ki yağmur gibi saçıma doluştu sperm damlaları. Ikinci patlamadan önce tekrar ağzıma aldım bu muhteşem aleti. Oluk oluk boşalıyordu ben emdikçe boğuk sesler çıkararak. Koyu kıvamlı ve mayhoş tatlıydı. Kocamınkinden sonra değişik ve çekici gelmişti.
O şiddetli boşalmaya rağmen dimdikti. Tükürüğüm ve spermlerle pırıl pırıl yanan bu aleti yalayarak ağır ağır temizledim. Daha yeni yumuşamaya başlamıştı. Yanına uzandım. Minnetle bana bakıyordu.

“Tutamadım…” dedi zevkin izlerini tasiyan gülümsemesinden bile belli olan pişmanlıkla.

“İyi bile dayandın. çok güçlüsün ve tabi o kocaman güzel sikin de öyle. ” gülümseyerek öptüm.

Sanırım ağzıma dolan spermlerin tadını almıştı ama iğrenmedi. Hafif küçülmüş yarağını kavrayıp sıvazlayarak cilveli bir şekilde dudak büktüm:

“Aaa… Ne oldu? Bu kadarı yetti mi? Beni sikmeden mi uyuyacaksın?” dememle hem Barış hem de siki hareketlendi.

Göğüslerimle oynarken aleti de bacaklarıma dokunduğu yerleri alev gibi yakıyordu. Dudakları önüne gelen her yeri öpüyor tadıyordu usulca. Ben de ona doğru yan döndüm ve yakalayıp sikiyle oynamaya başladım.
Elimin altında kazık gibi oluşunu hissediyordum. Artık bu kazık beni becermeye hazırdı. Biraz sonra üstteki bacağımı erkeğimin üzerinden aşırıp amıma sikinin başını dayayıp bıraktım. Bir hamlede içimi doldurdu.
Hafif acıyla korkunç bir zevk sardı her yanımı. Alışık olmadığım bu kalın ve uzun yarak içimde hareket ettikçe dalga dalga bir ateş yayılıyordu vücuduma. Barış beni hafifçe iterek üstüme çıktı. Bacaklarımı kendime doğru çekip daha derine girmesine yardımcı oluyordum.
Benim iniltilerim arttıkça daha sert ve daha derine pompalıyordu. Kasıklarımız ter ve am suyumdan sırılsıklam olmuş birbirine çarptıkça alkış tutuyordu tempomuza… Barış üzerime kapanıp beni ezercesine ve daha hızlı sikmeye başladı. Çığlıklarımı tutamaz olmuştum ve kalçalarına yapışıp bacaklarımla birlikte sımsıkı içime bastırarak boşalmaya başladığım anda spermleri alev gibi dövmeye başladı içimi… Aynı anda ve aynı şiddette zevk alarak boşalıyorduk.

“Çıkma içimden…” diye fısıldadım mutlulukla… İçimde küçülüşünü hissederken kendimi güçlü hissediyordum erkeğimin altında. O koca yarağı dize getirmiştim çünkü. O şekilde uyuyup kaldık.

Sabah 6. 00 da uyandığımda sarmaş dolaştık hala. Ben kıpırdanınca Barış da uyandı ve dudaklarımı öperek

“Günaydın aşkım…” diye fısıldadı.

“Günaydın” diyerek gülümsedim. Kalkıp mutfaktan bir su içip lavaboyu buldum. Aceleyle temizlendim. Kapıda belirdi:

“Duş yapmayacak mısın?”

“Hayır. Otel uzak mı buraya?”

“Sabah trafiğinde 15 dakika falan… Neden?”

“Kimse fark etmeden gidip hazırlanmalıyım. Arkadaşlarım geceyi dışarıda geçirdiğimi fark ederse mahvolurum. özellikle kocamın kulağına giderse!”

“Affedersin evli olduğunu bilmiyordum. Çoğu kadın gibi rahat olmak için takıyorsun o yüzüğü sanmıştım. Çok şanslı bir kocan var…” diye mırıldandı üzüntüyle. Gülümseyerek:

“Çok zevk aldım ve senin bir suçun yok. Çok şanslı bir karın olacak!” diyerek yanağına bir öpücük kondurdum. Otele geldiğimizde biraz geride park etti ve kartını uzattı bana. Gayriihtiyari kartı alınca ümitle baktı:

“Görüşür müyüz?”

“Ben evli bir kadınım…” diyerek yanağını okşadım ve hızla otele yürüdüm.

Saat dokuza kadar uyuyup hızlı bir duşla tazelenerek kahvaltıya indim. Onda alacaklardı bizi. Akşam tekrar saat altı gibi oteldeydik. Yemeği erken yiyerek odama döndüm ve tekrar uykuya daldım. Gece onbir sularında dinlenmiş olarak kendime geldim. Bütün düzenim alt üst olmuştu ve uyuyamayacağımı biliyordum.

Giyinip lobiye indiğimde kimse yoktu. Dışarı çıkınca aynı barda buldum kendimi ama Barış yoktu bu gece. Yaşadığım o muhteşem dakikaları hatırlayınca yine azmıştım. Kocamla monotonlaşan seks hayatımızın üzerine ilaç gibi gelmişti bu kaçamak…

Bir kez aldatınca aynı adamla bunu tekrar etmenin suç olmadığını telkin ettim kendime ve kulübeden dün geceki muhteşem erkeğimin karttaki cep numarasını aradım.

Sıkıntılı bir sesle açtı. Sesimi alınca canlandı. Heyecanı telefondan hissediliyordu:

“Arayacağını hiç sanmıyordum!”

“Artık yalnız yatamayacak kadar uzun süre evli kaldığımı unutmuşum. İstanbul’daki kocam neler yapıyor merak ettim. Belki beni yine kucaklamak istersin diye düşünmüştüm. ”

Yoruma yer bırakmayan açık bir davetti bu. Biraz sonra barın önüne gelmişti. Onu görünce çıkıp hemen arabaya bindim. Çocuklar gibi gülüşerek aşk yuvamıza gittik.
Yol sanki hiç bitmiyordu. Bu kez gezmeden gelen bir çift gibi sakince girmiştik. Barış yine beni duvara sıkıştırıp öpmek üzereyken elimle göğsünü iterek durdurdum:

“Bu ne acele? Bana bir şey ikram etmeyecek misin?”

“Rakı ve bira var sadece…”

“Peki, bira içebilirim. ”

Barış mutfağa seyirtince eve şöyle bir göz gezdirdim. Hemen sol tarafta salon vardı. Oturacak hiçbir şey olmamasına rağmen yerler halı ve örtülerle kapatılmış parke zemindi. Pencereden harika boğaz ve köprü görünüyordu.
Ben manzaraya dalmışken arkamdan sarılarak bardağımı uzattı. Bir yudum alıp kendimi ona doğru yaslayarak:

“Hımmm… Biran ve manzaran harikaymış. Ama bu hissettiğim sertlik ne böyle?” diyerek kıkırdadım. Dudaklarını enseme gömerek:

“Seni sadece ben özlemedim!”

“Yaaa… Öyleyse arkama batan sertliğini daha fazla sıkıntıda bırakmayalım o zaman. ”

Bardağımı bırakıp Barış’a döndüm ve dudaklarımız buluştuğunda pantolonunun üzerinden sikini avuçlayarak oynamaya başladım. Kollarıyla beni sardı ve öpüşürken kemersiz pantolonunu açtım.
Kenarlarından tutup aşağı çekerken kendim de yavaş yavaş çömeldim. İşte o muhteşem siki ile göz gözeydim yine. Dudaklarımı aralar aralamaz alışmış bir şekilde kalçalarını hafifçe bana iterek ağzıma giriverdi.
Pantolona hapsolmaktan yarağın üstüne sinen hoş kokusu beni mest etmişti. Ağzımdaki aletle çıkardığım hoşnutluk mırıltısını duyunca elleriyle başımı tutup ağzımda yavaş yavaş gidip gelmeye başladı.
O sikini çekerken emiyor, ağzımın derinliklerine iterken dilimi altına yapıştırıp üzerinde kaydırıyordum. Biraz sonra inlemeye başladı ve hareketleri düzenli ritmini kaybediyordu. Ağzımdaki muhteşem aletle ona bakarak gülümsemeye çalıştım ve taşaklarını okşamaya başladım. İniltileri homurdanmaya dönüştü ve bacakları titriyordu. Öyle bir boşaldı ki ağzımda tutamadım onu. Dudaklarımın arasından kayıp çıktı.
Hemen yakalayıp otuzbir çektirmeye başladım. İnleyerek hala geliyordu. Yüzüme çarpan sıcak spermleri üzerime akıyor, dilimle başına küçük dokunuşlar kondurup onu daha da delirtiyordum.
Boşalması bitince onu ağzıma alıp üzerindekileri emerken elime bulaşan spermlerini de ağzımdaki siki çıkarmadan dilimin ucuyla yalayıp yuttum. Hala ağzımda titriyordu zevkle. Onu rahat bırakıp diz çöktüğüm yerden masum masum gözlerine bakınca:

“Harikaydın aşkım teşekkür ederim ama elbiseni mahvettim” dedi.

Gerçekten de elbisemin ön tarafında sperm lekeleri vardı. Gülümseyerek arkamı döndüm ve:

“Fermuarımı açıp çıkarmama yardım edersen hemen yıkarız ve kuruyana kadar benimle ilgilenmek zorunda kalırsın. Çıplakken rahat duramam ben…” dedim.

Saçlarımı tutup enseme topladım fermuarımı açarken dudaklarını enseme gömüp koklarken ıslak diliyle yakıyordu tenimi. Kendimi tutup ayaklarıma düşen elbisemi aldım ve:

“I-ıh yaramaz! Önce temizlik…” diyerek banyoya yürüdüm.

Elbisemi su ve sabunla çitileyip duruladım. Asacak yer bakarken Barış kapıdan beni izlemeyi bırakıp elimden aldı ve nereden bulduğunu anlamadığım askıya takarak kapıya asıverdi.

“Seni izlemek bile delirtiyor beni… şimdi sıra sende!” fısıldayarak yaklaşıp önüme diz çöktü ve ben cevap bile veremeden külodumu eli ile kenara çekip dilini amıma yapıştırdı.

Öyle güzel ve usul usul yalayarak ara sıra dilinin ucunu içime doğru itiyordu ki beni yine duvara dayanmak zorunda bırakmıştı. Halimi görünce dudaklarını amımdan ayırıp külodumu bacaklarımı okşayıp yalayarak çıkardı.
Ben bacaklarımı aralayınca kalçalarımı avuçlayıp diliyle beni becermeye başladı. Bacaklarım titrerken bu zevk hiç bitmesin diye saçlarından kavramış yüzünü sıkıca amıma bastırıyordum. Dilim damağım kurumuştu. İniltiler arasında beni boşaltmıştı ağzıyla.
Duşakabine sarsılarak yürüdüm ve yüzüme su çarpıp ağzımı çalkalayarak bir nebze toplanmaya çalışırken sertliğini bacaklarımın arasında hissettim.
Elleri sırtımı okşayarak memelerimi bulduğunda başıma geleceği anlayıp biraz daha eğildim ve musluğa sıkıca tutundum. O kadar ıslanmıştım ki bir hamlede sonuna kadar içime girmişti. Zevk çığlığımı duyunca sanki delip çıkmak ister gibi iyice bastırdı yarağını içime. Kalçalarımı oynatarak:

“Bu nasıl yarak böyle? İçimde hiç boşluk bırakmadı… Hadi tutma onu, domalta domalta sik beni…” diyerek heyecanlandırdım onu.

Elleriyle kalçalarımı kavrayıp içimde gidip gelmeye başladı o koca yarak. Her kökleyişinde taşakları akan sularımla ıslanan kasıklarıma çarparak şakırtılar çıkarıyordu. Çıkan seslerle ikimiz de coşmuştuk ve daha hızlı sikiliyordum. İçimde hareket ettikçe zevkten ölecek gibi oluyordum.
Ellerimle fayanslardan destek alıp belimi çukurlaştırarak iyice domaldım ve daha derinlerde hissetmeye başladım bu muhteşem aleti.

Barış iyice hızlanmıştı:

“İçime boşal, korunuyorum. İçimde hissetmek istiyorum seni…”

Zevk iniltileri arasında kesik kesik sözlerimi duyan erkeğim daha sert darbelerle gidip gelmeye başladı. İyice abanıp inleyerek boşaldığında içime vuran spermler sanki serinletmişti beni ve gıdıklanarak bir ateş yükselmeye başladı kasıklarımdan mideme ve göğsüme doğru. Amımda kasılarak titreyen yarağın ve içimi dolduran spermlerin etkisiyle küçük çığlıklarla göğsüme sıkışan zevk dalga dalga vücuduma yayılıp uçurdu beni.
Neden sonra kendime gelebildim. Nefes nefeseydim ve Barış içimde küçülürken sırtıma öpücükler kondurarak göğüslerimi nazikçe okşuyordu. Zevkten sarhoş olmuştum. Bu şekilde becerilip doyurulmayalı yıllar olmuştu sanki. Duşa uzanıp açtım ve duvara yaslandım. Birbirimizi okşayarak yıkadık ve yatağa zor gittim. Erkeğime sarılır sarılmaz uyumuşum.
Gözümü açtığımda saat yediyi geçmişti fakat kendimi doyurulmuş, dinlenmiş ve zinde hissediyordum. Hızla fırlayıp çamaşırlarımı buldum, kuruyan elbisemi geçirdim, elimle kırışıkları düzeltip saçımı topladım.

“Hemen beni bırakabilir misin? Kimse fark etmeden otelde olmalıyım. Saat 10’da çıkacağız yine…”

Oyuncağı alınan çocuklar gibi baktı bana ve hazırlanıp otele bıraktı. Neyse ki bizimkiler daha ortalıkta yoktu. Akşam seminer dağılırken hepimize sertifikalarını dağıtıp pazar günü çalışma olmayacağını, fakat isteyenler için bir deniz gezisi yapılacağını açıkladılar. İş arkadaşlarım akşam Taksim’e inip sabah ta bu tura katılmayı kararlaştırdılar.
Bense lise arkadaşım bir bayanla buluşup pazar günü otelde dinleneceğimi, gece geç geleceğim için mümkünse sabah rahatsız etmemelerini söyledim. Otele döner dönmez hemen yıkanıp hazırlandım. üstüme ketenli kumaştan içini belli etmeyen tek parça elbisemi geçirip, büyük el çantama da yedek çamaşır ve giysi atarak lobiye indim.
Bir kulübeden Barış’ı arayıp beni akşam 21. 00’de her zamanki yerimizden alarak yemeğe götürmek isteyip istemediğini sorduğumda tepkisinden bir an telefondan çıkıp beni öpeceğini sandım. Gururumu okşuyordu böyle arzulanmak.
Buluşup hoş bir restorana gittik. Baş başa romantik bir yemek ve şarap eşliğinde flörtleştik. Tekrar aşk yuvamıza yola çıkmıştık. Yol boyunca ben pantolonun üzerinden onun sikini okşarken o da fırsat buldukça bacaklarımı okşuyordu. Eve girince hemen salona geçtim.

“Yatağı buraya getirmeye ne dersin?” dediğimde ikiletmedi bile. üzerine temiz çarşaf serip yastıklarla duvara dayanabileceğimiz bir yer divanı yaptı. Mutfağa gidip şampanya ve elinde güllerle dönünce şaşırmıştım. Ben arayınca hemen gelip bunları hazırlamış ve bana sürpriz yapmıştı.

“Gel buraya seni şirin sevgili…” diyerek elimi uzattım. Elindekileri yanıma bırakıp oturduğum yere doğru eğildi ve dudaklarımız birleşince uzun uzun öpüştük.

“Seninle dudaklarımı ıslatmak daha zevkli ama şampanyayı ısıtmayalım istersen…” diye gülümsedi. Hafif sallayıp mantarı patlatınca dayanamadım:

”Yarın akşama kadar ben de seni defalarca patlatacağım…” dedim dudağımı ısırıp cilvelenerek… Şok olmuştu bunu duyunca.

“Bakma öyle bu gece, sabah ve öğle buradayım…” deyip elini okşayarak çekip aldım kadehimi. Hemen toplandı ağzında koca bir gülümseme kadehlerimizi tokuşturduk.

İçkilerimizi yudumlayarak uzun uzun öpüşüyor birbirimizi okşuyorduk. Barış ikinci kadehleri doldurup yerine yerleşince ben de pantolonuna uzanıp önünü açtım. Kalçalarını hafifçe kaldırınca pantolonu ile birlikte çamaşırını da çekip alıverdim. O muhteşem alet dimdik salınıverdi yine önümde. Bir öpücük kondurup

”Kadehim sen olacaksın” dedim.

Bacaklarının arasında emekleme pozisyonunda eğilip dilimi sikinin taşakları ile birleştiği noktaya dayayarak bardağımdan birkaç damlayı sikinin başına döktüm. Akan damlaları Barış’ın sikinin üzerinde dilimi dans ettirerek topluyordum. Aşağı kaçanları da taşaklarında yakalayıp emerek ziyan etmiyordum. Zevkle beni izleyerek homurdanıyordu erkeğim.
Kadehim boşalınca ona arkamı dönüp aynı pozisyonda şişeye doğru eğildim. Kalçalarıma kadar açılan eteğime uzanıp dokunmak istediğinde altımda hiçbir şey olmadığını görünce:

“Bütün gece elbisenin altında çıplak mıydın sen?” diye sordu.

”Evet…” diye fısıldadım. Bunu duyunca daha da azmıştı. Dizlerinin üzerinde bana yaklaşmaya çalışırken

“Bu kadar bekledin daha da bekleyebilirsin. ” diyerek durdurdum.

Kadehimi uzatıp sikini kavradım ve kadehin içine daldırdım. Çıkarıp şampanyayla ıslanan sikini ağzıma alarak tatmaya başladım. Bunu birkaç kez tekrarlayınca kadehimi dikip bitirerek yine arkamı döndüm domalarak eteğimi belime topladım ve:

“Hadi sok o muhteşem yarağı ve uçur beni dün geceki gibi…“ diye fısıldadım şuh bir sesle başımı ona doğru çevirip gözlerine bakarak… Alev gibi yana gözlerle arkama yaklaştı.

Başını amıma dayayıp yavaş yavaş sürtmeye başladı. Sularım artıp dışına akmaya başlamıştı bu hareketle. Yavaşça itip başını içeri soktu. Ben gerisini beklerken yavaşça çekip çıkardı yine. Ben kendimi ona vermeye çalıştıkça sakin bir şekilde sadece başını sokup çıkarıyordu. Sonunda:

“Nolur doldur içimi, hepsini hissetmek istiyorum, delirttin beni…” yalvarmaya başlamıştım.

“Beni ne kadar istiyorsun?” Anlamıştım egosunun okşanmasını istiyordu. Ne de olsa yarın akşamdan sonra yasak meyve olacaktım onun için.

“Anlatamam! Ne kadarı yok… Hepsini istiyorum. O koca yarağını içimde hissetmek, kendimi sabaha kadar sana vermek istiyorum. ”

“Sadece sabaha kadar mı?”

“Hayır. Senin istediğin kadar! Kimse senin gibi sikip doyuramıyor beni, kimse senin kadar derine sokamıyor, kimse senin gibi sımsıkı dolduramıyor içimi, noluur sok artık hepsini…Spermlerinle yıkayıp doyur beni…”

“Nasıl sikeyim seni ha? Seni azgın…” Söyleyememişti ama fantezisi vardı sanırım ve tamamladım:

“Evet azgın orospunum senin… Kadının… Nasıl istersen öyle sik! Nasıl becereceğini nasıl doyuracağını biliyorsun sen benim gibi bir orospuyu…”

Gerçekten içimdeki boşluğu doldurmam gerekiyordu ve yalvarmalarımda baştaki fantezi gerçeğe dönüşüyordu. Bir orospu gibi çılgınca düzülmek istiyordum.

Beklemediğim bir anda dibine kadar giriverdi o koca yarak. Nefesim kesilmişti, içim yırtılarak açılmıştı sanki. İçimde gidip gelirken, parmağıyla da amımın çevresinde geziniyor, beni zevkle inletiyordu. Islanan parmağını götüme sokmasıyla kendime geldim:

“Hayır beni istediğin gibi sik, ne istersen söyle ama götümden sikme nolur, parmakla, ama sakın sikme alamam onu arkamdan…”

“O zaman ağzına al onu!” içimden çıkıp ayağa kalktı. Hemen oturup emmeye başladım. Dediklerini ikiletmiyordum.

“Ağzını sikiyorum, kalçaların gibi kullan onu… Taşaklarımı avuçla… Eveeettt… Kendini parmakla şimdi…”

İkimiz de bu yeni durumdan çok zevk alıyorduk. Tekrar domalmamı istedi ve beni bir süre bu şekilde becererek sırtüstü uzandı. Elbisemi çıkarıp üstüne oturmamı istedi. Elimle onu içime yerleştirip iyice kalınlaşan yarağın üzerinde hoplamaya başladım. Göğüslerimi avuçlamıştı. Tam finale yaklaşıyordum ki:

“Patlamak üzereyim… Hepsini yalayıp yutmanı istiyorum…” diye inledi.

Üzerinden kalkıp ağzıma aldığım anda haykırarak boşaldı. Ağzım dolmuştu. çıkarıp 31 çektirmeye başladım. Bir elimle de kendimi okşuyordum. Yüzüme ve memelerime fışkırıyordu ve arada ağzıma alıp emerek temizliyordum başını. 2-3 atımdan sonra sakinleşmişti biraz.

“Ben de gelmek üzereyim, doyurmayacak mısın kadınını?” dememle beni sırtüstü yatırıp öyle bir girdi ki içime delip sırtımdan çıkaracak sandım.

Tüm hızıyla sikmeye başladı. Dudaklarını göğsüme gömüp hafif hafif dişlemeye başlayınca ben de titreme ve iniltilerle geldim. İkimiz de bitmiştik. Yan yana uzanıp kısa bir uykuya daldık.

Zevk ürpertileri içinde uyandım.

Barış uyanmış, arkamda sarılı vaziyette olduğundan beni rahatsız etmemek için hiç kıpırdamamıştı. Fakat kalçalarımın arasında hareketlenen sikini amıma sürterken başı ıslaklığımla içine kaçınca işine devam etmişti. Resmen uykumda sikiyordu beni ve zevk içinde yüzdürerek uyandırıyordu.

“Sen ne azgın şeysin?” diye hoşnutlukla mırıldanınca uyandığımı anlayarak daha da bir yerleşti içime.

Ensemi öpüp emerken göğüslerimi okşayarak mıncıklıyordu. Ve usulca tatlı bir tempoda gidip geliyordu. Vücudum sürekli sevişmenin ritmine alışmış gibi hemen doruğa yükselmeye başlamıştı. Hiç değişmeyen bu tatlı temponun ve yeni pozisyonun etkisi ile çok geçmeden şiddetli olmayan ama uzun ve insanın içini hazla titreten bir orgazm yaşadım.

Barış hala devam ediyordu. İçimden çıkarıp duvara doğru dayanmasını söyledim. İşte yine erkeğimin bacaklarının arasına uzanmış yeniden kadın olmanın ayrıcalığını unutulmaz şekilde bana yaşatan bu muhteşem sikle göz gözeydim.
Onu tutup tembel tembel yalamaya başladım boşalmanın rehaveti ile… Biraz kendime gelince doğrulup hepsini ağzıma aldım ve yukarıdan aşağı doğru ağzımın içindeyken gidip gelmeye başladım. Barış eliyle saçlarımı yukarı toplamış bu muhteşem manzarayı izliyordu. Arada alabildiğim kadar ağzıma alıp duruyor uzun uzun emiyor sonra tekrar başımla gidip geliyordum.
Dişlerimle gövdesini hafifçe ısırıp dilimle başının çevresinde daireler çizmeye başladım. Taşaklarını okşayarak yarağını yine ağzıma sığdırabildiğim kadar alıp emerken o gelmeye başladı. Bu kez daha sakin boşalıyordu o da. Spermler geldikçe ağzımdaki yarağı çıkarmadan emiyor ve her şeyi yalayıp yutuyordum.
Ağzımın içinde küçülürken başımı kaldırdığımda baygın baygın beni izleyen erkeğim hiç boşalmamışcasına tertemiz görünen sikini görünce şaşkınlıkla:

“Sen muhteşemsin!. ” Gülümseyerek cevapladım

“Böyle güçlü bir erkeğe ve böyle güçlü bir erkekliğe haksızlık olurdu başka türlüsü, değil mi?” ve uzanıp öptüm.

Elleri yine kalçalarıma uzanmış ve sevişmeye başlamıştık. Ama bu üç günlük yorucu maratondan ikimizin de bir sefer daha yapmak için zamana ihtiyacımız olduğu belliydi. Bir şeyler hazırlamak için mutfağa gittik. Tepsimizle gelip yine salona kurulduk. Televizyonu gösterip:

“Hiç porno filmin var mı? Bir erkekle birlikte hiç izlemedim. Kocam hoşlanmıyor böyle şeylerden…” Garip bulmasına rağmen teklifimi birkaç cd getirdi ve sordu:

“Nasıl bir şey istersin?”

“Seni azdıran bir şey olsun yeter!”

“Sen varsın ya!” dedi gülerek ve bir cd yerleştirdi. Zengin görünümlü bir kadın mutfakta bir şeyler hazırlarken telefonla konuşuyor bir yandan bahçedeki havuz görevlisini izliyordu. Biz de bu arada yan yana uzanmış birbirimizin elinden hazırladıklarımızı yiyorduk.

Kadın bahçeye çıkıp adamı çağırıyor birkaç basit bahane üzerine niyeti anlayınca kadınla sevişmeye başlıyorlardı. O sırada gelen bahçıvan da olayı görünce üçlü grup yapıyorlardı. Bunu görünce tahrik olmuştum ve

“İki kişi tarafından sikilmek müthiş olmalı…” dedim. Gülümseyerek

”Sana bunu yaşatabilirim” dedi. Şaşkın baktığımı görünce içeriden kendisininki boyutlarında fakat daha uzun bir salatalık ile geldi.

“Asla olmaz… İçeride kırılabilir tehlikeli bir şey bu!” dedim. Bunun üzerine salatalığa prezervatif geçirip:

“Kırılsa bile bununla kolayca tek parça olarak çıkarırız” dedi.

O sırada kadını masaya yatırmışlar birisi bacaklarının arasında kadının içinde gidip gelirken diğeri koca sikini uzatmış oral seks yaptırıyordu. Tepsiyi kenara çeken Barış elindeki salatalığı önüme sürtmeye başladı. Filmin etkisiyle hemen havaya girdim. Bacaklarımı daha da aralayıp vücudumu daha da aşağı kaydırdım.

Göğüslerimi emerken elindeki ve parmaklarıyla devam ediyordu aşağıdaki işine… Biraz sonra bacağını üzerimden aşırıp sikini ağzıma verdi ve kendisi de beni yalamaya başladı. 69 olmuştuk. Amımı yalarken elindeki ile daireler çizerek ufak ufak içime girip çıkıyordu. Ben de sikini yalayıp emmeye çalışıyordum.
Biraz sonra boynum zorlanmaya başlayınca uzanmasını istedim. Yine 69 pozisyonu almıştık ama ben üstte dört ayak duruyor altımdaki yarağı dilediğim gibi yalayıp emebiliyor, erkeğimin kasıklarını taşaklarını ellerimle, bacaklarını dökülen saçlarımla okşuyordum.
O da amımı iştahla yalıyordu ve yeni oyuncağımızla adeta masaj yapıyordu. İyice ıslandığımı görünce elindekini içime itmeye başladı. Ohh… Harikaydı… Sanki içimde ikinci bir erkek vardı ve bir diğeri de ağzımdaydı. Amımdaki derinliklerime girdikçe ben de ağzımdaki siki hırsla emiyor, içimdekinin ritmiyle birlikte ben de ağzımdakine başımla git gel yapıyordum.
Gözümü de pornodaki görüntülere dikmiştim. Hemen hemen aynı pozisyondaydık tek fark oradaki kadın iki erkek tarafından beceriliyordu, benim erkeğimse tek başına iki erkekmiş gibi beni sikiyordu. Diğer elinin parmağını suyumla ıslatarak onu da götüme sokmuştu.
Bütün deliklerimi doldurmuş sıkı bir tempo yakalamıştık. Aldığım zevk izlediğim görüntülerle katlanıyor, bizimle çıkardıklarımızla birlikte televizyondan gelen sesler birleşince kendimi muhteşem bir grup seks partisindeymiş gibi hissediyordum.
Aşağıda içimdeki salatalık ve götümdeki parmak ritmik bir hızla gidip geliyor, ben de ağzımdaki muhteşem erkeğimin muhteşem sikine bu ritme uygun bir sakso çekiyordum.
En sonunda dayanamayıp ağzımdaki yarağın baskısıyla garip sesler çıkararak boşalmaya başladım. Çıldırmış gibiydim. Orgazmıma rağmen içimi delmeye devam eden suni sikin etkisiyle elimle kavradığım yarağı tükürüğümle düzenli olarak ıslatarak çılgın gibi 31 çektirmeye başladım.
Kokusu, çıkan sesler beni iyice hoyratlaştırmıştı ama bu erkeğimin hoşuna gitmişti sanırım. Avucumla başını sıvazlarken elimden ve altımdan kurtuldu ve bu işe kendisi devam ederek üzerime boşalmaya başladı.
Patlamaları bitince sikini ağzıma sokuyor, dilimin teması ile titreyerek çıkıyor, biraz sakinleşince yine ağzıma sokuyordu. İkimiz de ter içindeydik ve her yer seks kokuyordu. Erkeğime sarılarak uzun uzun öptüm ve:

“İki kişi bile olsa beni böyle doyuramazdı, çok teşekkür ederim aşkım…” diye fısıldayarak tekrar öptüm. Ben duşa gidip döndüğümde uyuduğunu gördüm. Ben de yanına uzanıp uykuya daldım.

Sabahın ışıkları ile uyandığımda Barış hala uyuyordu. Bacaklarının arasında pörsümüş duran sikinin beni günlerdir zevkten uçuran şeyle ilgisi yoktu. Duş almadığı için yaklaştığımda kasıklarına sinen benim ve spermlerinin kokusu burnuma doldu.
Uzanıp dokunduğumda kadifemsi hissi duydum. Hiç anlayamamıştım zaten bu küçücük şeyin nasıl canavarlaşıp bir kadını nasıl cennete taşıdığını. Küçücük başını öptüm ve ağzıma aldım. Bırakınca pıt diye düşüp yana devrildi. Komik duruyordu.
Dilimle taşaklarından yalayarak sürüyüp o küçücük şeyi dilimin üstüne aldım. Dudaklarımı kapatıp ağzıma hapsettiğimde büyümeye başlamıştı yine küçük şeytan. Tekrar bıraktım. Pıt pıt nabız gibi atarak kalınlaşıyor, uzuyor ve dikleşiyordu. Hafif dil darbeleri, öpücükler ve okşamalarla yine kocaman, lezzetli ve doyurucu görünümünü bulmuştu. Barış uyanmış beni izliyordu.

“Günaydın… Kahvaltı yapıyordum” dedim cilvelenerek.

“Günaydın. ben de yapayım o zaman…” dedi.

Beni sırtüstü yatırarak amıma gömdü başını. Sularım gelip, inlemelerim artınca tüm bedenimi öperek, diliyle dokunarak kasıklarımdan karnıma, göğüslerime, boynuma doğru geldi.
Gözlerimin içine bakarken başını amımda hissettim. Sanki birbirlerini tanır gibi kendiliklerinden kavuştular. Ağır ağır içime süzülüşünü daha iyi hissetmek için gözlerimi kapamıştım. Zevkle aralanan dudaklarımın arasına ıslak dili süzülüverdi yarağıyla amımın dibini bulduğu anda.
Ağır bir tempoyla üzerimde gidip geliyor, ellerimi sıkıca tutmuş gözlerimin içine bakıyordu. Yorgunluktan kalçalarımı kaldıramıyor sadece küçük daireler çiziyordum.
Uzun bir süre böyle devam ettik. Bir an durdu, yorulduğunu düşünüp vajina kaslarımı sıkıp bırakarak ikimizin de aldığı hazzı devam ettirmeye başladım. Tekrar kıpırdanmaya başlayınca bacaklarımı biraz daha kendime çektim.
Daha rahat ve derine girip çıkıyordu artık. Bacaklarımı sırtında birleştirip hareket ettirerek okşuyordum erkeğimi. Üzerime kapanıp göğüsleriyle göğüslerimi eziyor, uzanan elleri ile kalçalarımı avuçlayıp bırakıyordu. Ben de onu kalçalarından kavradım. Birbirimize dolaşmış bütünleşmiştik adeta.
O kendini çekerken ben kendimi veriyor, ben çekilirken o içimi dolduruyordu. İniltilerimiz artıp benimkiler küçük çığlıklara dönüşürken biraz daha tempomuzu arttırdık. İçimdeki yarak daha da büyümüş sığmakta zorlanıyordu. Kalçamı avuçlayan parmaklardan biri> götüme kayıp okşarken bir zevk çığlığıyla boşalmaya başladım.
Orgazmın etkisi hafiflerken erkeğim üzerime doğru abanarak iyice ezdi beni ve patlayan spermleri vajinamın duvarlarına vurmaya başlayınca yeniden şiddetlenerek doruğa ulaştı yaşadığım orgazm. Sakinleşip kenetlenen vücutlarımız ayrılarak yan yana uzandık. İkimizin yaşadığı zevk ve mutluluk bakışlarımızdan fışkırıyordu.
Duş yapmak için kalkınca terlerimiz, benim sularım ve erkeğimin spermleri ile yatağımızın girdiği hal neden parmağımızı bile oynatamayacak kadar bitkin ama bir o kadar gevşemiş ve zevk sarhoşu hissettiğimizi açıkça anlatıyordu.
Birlikte dokunma ve öpücüklerle duş alıp mutfağa gittik. Kurt gibi aç hissediyorduk. Yıllarca evli kalmış bir çift gibi neşeli bir kahvaltı hazırlayıp karnımızı doyurduk. Televizyonun karşısında uyumuşuz. Uyandığımda kendimi harika, zinde ve yeni doğmuş gibi hissediyordum.
Son ve bir o kadar da uzun bir sevişmeden sonra ayrılmam gerekiyordu. Artık birbirimizin vücutlarını zevk noktalarını, tercihlerini ezberlediğimiz için mükemmel bir seks olmuştu. Barış beni her pozisyonda sikmiş, iki kez doruğa ulaştırmıştı.
Ve ben de bu uzun maratonla iyice güçlenen muhteşem yarağı ancak oral seksle dizginleyebilmiştim. Dudaklarımın ve dilimin tüm marifetiyle erkeğimi uçurmuş, gelen sıvıların bir damlasını bile ziyan etmeden siki sakinleşip inene kadar elimden ve ağzımdan düşürmemiştim. Sessizce duş alıp hazırlandık ve otelime geldik.
Yine biraz geride durduk otelden. Son bir öpücükle vedalaştığımızda buruk bakışlarına canlı ve neşeli karşılık vererek:

“Numaran bende… Kim bilir belki bir gün bir iş gezim daha olur. Bu arada ilerideki kız arkadaşın ve karın çoook şanslı birisi! Her şey için teşekkür ederim. ”

Bir küçük buse daha verip konuşmasını beklemeden uzaklaştım otelime doğru. Uçakta arkadaşlarım takıldı:

“Bütün gün uyumuşsun hala uyuyorsun. ”

“Bıraksalar üç gün daha uyurum” diye cevapladım.

İçimden de gülüyordum. Bu kocamdan planladığım intikam değildi ama yaşadığım en muhteşem zevk maratonuydu.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32