Anne ve teyze

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Her hafta sonu şehrin gürültüsünden uzaklaşıp kafamızı dinlemek için şehrin 20 km. uzağında yeşillikler içindeki bağ evine giderdik. O hafta sonu babam ve amcam işlerinin yoğunluğunu bahane ederek bizimle gelmek istemediler. Bizde dördümüz gitmeye karar verdik. Teyzemin oğlu özgür hemen benimle aynı yaşlarda biraz daha irice sevimli bir oğlandı. ikimizin de bıyıkları yeni yeni çıkıyor 17 yaşın tüm enerjisini üzerimizde taşıyorduk.Yaklaşık 20 dakika sonra bağ evine vardık. Eşyaları yerleştirdikten sonra özgür ve ben yukarıdaki odaya çıktık. ikimiz üst kattaki odada annemle kardeşi ise aşağıdaki odada kalacaklardı. Bir süre dinlendikten sonra annemin sesini duydum. Bizi TV izlememiz için aşağıya davet ediyordu. Aşağıya indiğimizde doğrusu biraz utandık. Analarımızın üzerinde gayet ince bir t-shırt ayaklarında da dar birer şort vardı.Ben annemi daha önce hiç bu halde görmemiştim.Onlar hiç istiflerini bozmadan sere serpe uzanmış TV seyrediyorlardı. Bir ara annem yerinden kalktı TV`yi kapattı ve Özgürle bana dönerek; “çocuklar porno dergilerin dışında hiç gerçek çıplak kadın vücudu gördünüz mü” “hayır” anlamında sarıçam escort başımızı salladık.Annem bu defa kız kardeşine dönerek;”Ne dersin sabahat ,onlara gerçek kadın vücudunu göstermenin tam zamanı değil mi” Teyzem sanki dünden hazırdı.Dudaklarını yalayarak “haklısın abla” dedi. Annem oturduğu yerden ayağa kalktı ve yavaş yavaş dansetmeye başladı. Daracık şortunun altından amının şişliği iyice belirgindi. Annem kısa boylu kalın bacaklı etine dolgun iri memeli beyaz tenli ancak seksi bir kadındı. Sanırım hala birçok erkeğin rüyalarını süsler cinstendi.Teyzem ise anneme nazaran biraz daha uzun boylu daha ince esmer bir kadındı.vucud harikaydı. Annem hem dans ediyor hem de üzerindekileri çıkarmaya çalışıyordu. iri memelerinden birisini ağzına götürüp emmeye başladı. diğer eliyle de kıllı dudakları etli amını okşuyor parmaklıyordu. Sonra teyzeme işaret ederek “yanıma gel sabahat bana yardım et” Teyzem yerinden kalktı harika götünü kıvıra kıvıra annemin yanına geldi. kollarını boynuna dolayarak kendine doğru çekti ve dudaklarını emmeye başladı. İki kadın yani analarımız gözlerimizin önünde sevişiyorlar birbirlerini yüreğir escort emip yalıyorlardı.Bizler surat kıpkırmızı nefeslerimizi tutmuş bu olağanüstü manzarayı seyrediyorduk.Teyzem ablasını bacaklarını arasına başını gömmüş amını yalayıp emiyordu. “oh yala sabahat em amcığımı oh… suyunu iç” annem böyle dedikçe bizlerde hal kalmamış habire kalkık siklerimizi saklamaya çalışıyorduk.”sabahat yala göt deliğimi yala parmakla beni ” Bu defa annem teyzemi sırt üstü divana yatırdı bacaklarını omuzuna koyarak amını götünü yalamaya başladı. Sonra her ikisi de ağızlarından amcık suları damlayarak yanımıza gelip önümüzde diz çöktüler.Annem otoriter bir tavırla “hadi bakalım sıra sizde soyunun” Özgür ve ben utana utana soyunduk. siklerimiz öyle sertleşmiş ve şişmiştiki külotu çıkarır çıkarmaz adeta havayı sikiyorlardı. annem sikimi eline alıp okşamaya hafif hafif öpmeye başladı.” Şuna bak sabahat oğlumun siki ne kadar büyümüş. babasında bile böyle yarak yok ” “oh ablacığım ya benim oğlumun yarağına ne demeli ne kadar kalın ve uzun” iki kadın çılgınlar gibi siklerimizi taşaklarımızı yalayıp emiyorlardı. içimden babamın ne adana escort kadar şanslı bir erkek olduğunu düşünmeye başladım.Annem öyle usta dil atıp emiyordu ki daha fazla dayanmam imkansızdı ve çok geçmeden titreye titreye ağzına boşalttım. Annem gayet memnun menilerimi büyük bir iştahla yalayıp yutuyordu.””fışkırt oğlum ananın ağzına fışkırt..oh bebeğim benim”o arada Özgür de kendi anasının ağzına boşaltmıştı. Analarımız bellerimizi doyuncaya kadar yuttuktan sonra her ikisi de yere diz çöküp önümüzde domaldılar. Anamın iri götü bütün ihtişamıyla sikimin önünde hazır bekliyordu. arkasında diz çökerek götünün sıcak deliğinin kıvrımlarını yalamaya dilimi içine sokmaya başladım.Özgür de aynını kendi anasına yapıyordu.”o dayanamıyorum. götüm yanıyor sik oğlum ananın götünü sik ananı sik” annem çıldırmış gibiydi. onu daha fazla üzemezdim. yarağımın kayganlaşmış başını göt deliğine dayadım ve hafif bir zorlamayla taşaklarıma kadar içine soktum.Göt tüneli öyle sıcak ve tatlıydı ki ben soktukça anam altımda zevkten inliyordu.”Kökle anana kökle. Sen babandan iyi sikiyorsun. canım oğlum. anan değil senin orospunum ben.sok sok..köküne kadar”yeniden sikimin son damlasına kadar içine fışkırttım. belim götünün deliğinden yerlere damlıyordu. özgürde benim gibi işi bitirmiş anasını memnun etmişti. annem elimden tutarak “hadi yatak odasına…….

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

abla kardes ikna ettim

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

abla kardes ikna ettim
[4:44]
seni sikmesini istermiydin
[4:44]
Evet
[4:44]
off harika bir ey bu
[4:44]
Yanımda uyuyor zaten
[4:44]
ne guzel
[4:44]
ben onun yerinde olsam
[4:45]
caktirmadan seni ellerdim
[4:45]
sikimi arkana surterdim
[4:45]
Mm
[4:45]
abla kardes
[4:46]
pornosu izle bol bol
[4:46]
cok zevkli oluyor
[4:46]
Valla ben de şimdi onunkini tutmak istiyorum ama nasıl olur bilmiyorum
[4:46]
dogerlerinden
[4:46]
yaninda uyuyora
[4:46]
kalcani onun sikine yasla
[4:46]
mutlaka kalkmaya baslar
[4:46]
uyuyor numarasi yap
[4:47]
elini one atip goguslerini oksar
[4:47]
Onun uykusu çok ağır ama
[4:47]
off benim bile sikim kalkti
[4:47]
Uyanmaz
[4:47]
onunkini agzina almayi hayal ettinmi hic
[4:48]
Hyr
[4:48]
hic daha once birininkini yaladinmi
[4:48]
Hyr
[4:48]
O uyuyor
[4:48]
Onun kini
[4:48]
uyurken ne giyersin sen
[4:49]
Alsam mı
[4:49]
ayni yatakdami yatarsiniz gece
[4:49]
Eşofman takımı
[4:49]
Aynı odada ama ayrı olarak
[4:49]
sadece kisa gecelik giy
[4:49]
icinde bi sey olmasin
[4:49]
gögüs uclarin belli olsun
[4:49]
Tamam
[4:50]
seni sikmek isteyecektir
[4:50]
Yarın öyle yaparım
[4:50]
devamli egilip
[4:50]
memelerini göster ona
[4:50]
Ok
[4:50]
kisa geceligindende devamli bacaklarina baksin
[4:51]
off keske ben olsaydim kardesin
[4:51]
Şu anda canım istedi
[4:51]
seni sabahlara kadar sikerdim
[4:51]
annengil icerde uyurken
[4:51]
69 olurduk senle
[4:51]
ben amini yalardimn
[4:52]
sende sikimi emerdin
[4:52]
agzina alirmiydin
[4:52]
Evet
[4:52]
offff
[4:52]
askim derdim sana
[4:52]
ablam yerine
[4:52]
hatta ilk karim derdim
[4:52]
Ok
[4:52]
herseyi sende gordum diye
[4:53]
Ben onun yatağına geçeyim
[4:53]
brothers and sisters porn
[4:53]
Bi sn
[4:53]
Ok
[4:53]
Geçtim
[4:54]
yasla kalcani sikine
[4:54]
elini al
[4:54]
gögüslerine koy
[4:54]
Tamam
[4:55]
Elini ön tarafı ma koydum ben
[4:55]
Çok hoş oldum
[4:56]
sikini
[4:56]
arkanda hissediyormusun
[4:56]
Hyr
[4:56]
Elimde
[4:56]
elinemi aldin
[4:56]
Evet
[4:56]
obur elini amina at
[4:57]
pijamanin ustundenmi
[4:57]
Tamam
[4:57]
tutuyon siki
[4:57]
Hyr
[4:57]
İç çamaşırı siyordim
[4:58]
uyanmadimi
[4:58]
Uykusu çok ağır
[4:58]
dilinle deg
[4:58]
dilinle yukari asagi yala
[4:58]
Nasıl yani
[4:58]
dilini sike getir
[4:58]
Uyanır sa
[4:59]
ruya gordgunu sanar
[4:59]
Ok
[4:59]
kafasini yala
[4:59]
Çok güzel tadı var
[4:59]
sikin
[4:59]
kardes farklidir
[5:00]
Evet
[5:00]
ayni sekilde babada
[5:00]
baba kiz pornolarida cok iyi
[5:00]
Tuzlu su geliyor biraz
[5:00]
agzinin icine al
[5:00]
sikin kafasini
[5:00]
Tamam
[5:01]
zevk suyu o iste
[5:01]
sertlesir birazdan
[5:01]
Çok sert oldu zaten
[5:01]
Ağaç oldu sanki
[5:01]
bi dusunsene ayni andada yan odada annen babaninkini yaliyordur
[5:01]
aile boyu sex
[5:01]
off
[5:02]
aminla oynuyormusun
[5:02]
Ben de sulandım
[5:02]
bi yandanda
[5:02]
Evet
[5:02]
off
[5:03]
Onun kini surtmek istiyorum şimdi
[5:03]
Ön tarafı ma
[5:03]
surt
[5:03]
helalindir
[5:03]
full family porno filmlerde
[5:03]
Kucağına oturacam
[5:03]
Bekle
[5:03]
abla kardes anne baba
[5:03]
degistirerek yapiyorlardi
[5:04]
izledigim filmlerde
[5:04]
Onlar film
[5:04]
mesela bir sure sonra
[5:04]
abin annene gider
[5:04]
Boşver onları
[5:04]
babanda sana gelir
[5:05]
babainda sikmesiniistermiydin seni
[5:05]
Kardeşim in ki baskı yapıyor
[5:05]
Ön tarafı ma
[5:05]
icine al
[5:05]
usutune otur
[5:05]
Bakireyim
[5:05]
off
[5:06]
surt o zaman
[5:06]
Öyle yapıyor um
[5:06]
bi dusunsene altdan kardesin amina sokuyor
[5:06]
ustdende baban agzina veriyor
[5:06]
offf
[5:06]
Çok sulanmış bayaa
[5:06]
agzinin icine al
[5:06]
Kafası içime giriyor azıcık
[5:07]
agzina yap
[5:07]
girtlagina kadar al
[5:07]
Off aciyo biraz
[5:07]
ilk seferde acir
[5:07]
offf
[5:08]
anneni sikeyim
[5:08]
cok tatli
[5:08]
Dayanamıyorum
[5:08]
aile
[5:08]
babanida dusun
[5:08]
oda agzina veriyor bi yandanda
[5:09]
annende size bakip
[5:09]
Ben çok kötü oldum
[5:09]
amini parmakliyor
[5:09]
Ben çıkıyorum
[5:09]
obur eliylede göGüSlerini avucluyor
[5:10]
skype varsa ekleyelim birbirimizi

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Yaşam neler gösteriyor İnsana ..( SOFT. gerçek hik

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Yaşam neler gösteriyor İnsana ..( SOFT. gerçek hik
Benim başımdan geçen bu olaylar ne hikaye nede hayal ürünüdür. Övünerek anlatmıyorum ama hayatımın inişli çıkışlı dönemlerinde kadın olmanın zorluklarıyla mücadele ederken, çok sevdiğim bir insanın yanında hayata yeniden başlamamı anlatacağım sizlere.
Yaşım 43. Hayatımda eşim tek varlığımdı ve kötü bir trafik kazasında kayınbabamla ikisini kaybettim. Kaynanam ve kaynımın desteğiyle hayatta kaldım. Bir kaç sefer intaharı denesemde hep kurtuldum ve kaynanamın hastalığıyla ona bakmakla günlerimi geçirmeye başladım. Kocam öldüğünde henüz 26 yaşındayı bende 23 yaşımda dul kalmıştım. Benim ailem 17 ağustos depreminde hayatını kaybettiği için kimsem yoktu ve gidebileceğim bir tane bile akrabağam kalmamıştı. Zor günlerimi kaynanam ve kaynım olan SERHAT ın yardımlarıyla geçirmiştim. Bana çok değer veriyorlardı ve beni hiç birzaman el kızı gibi görmediler. Kaynanam ölmeden önce bana gençsin güzelsin evlenmeyi istersen evlen kızım bu hayatı yanlız yaşamanı istemem diyordu. Kaynım ile aramda 2 yaş vardı. 2 yaş ben yüktüm ondan ve kaynım serhat askerliğini yapıp geldiğinde birbirimize sarılıp ağlamıştık. Aramızdaki ilişki kardeş ilişkisinden de öteydi. Benim hayatımdaki en iyi arkadşaımdı. Her sorunumu paylaşabildiğim her derdime çözüm bulmaya çalışan yürekli bir insandı. Babadan kalma bikaç arsa ve evi satıp emlakçılık yapmaya başlamıştı. Ben kaynanamın hastalığı yüzünden evden ayrılamasamda Serhat bana hediyeler alır çiçekler getirir ve hiç birzaman yüzümün asık olmasını bile istemezdi. Bende bakıcıya bırakmak istemezdim kaynanamı bende onu annem gibi gördüğüm için dayanamazdım ve sürekli ben ilgilenirdim. Kaynanamın altınıda temizlerdim yemeğinide ellerimle yedirirdim. Bana verdiği sevgiyi ve değeri bilirdim hiç te gocunmazdım. Ölmeden önce serhat ve beni yanına çağırarak zar zor bikaç kelime etti ve oğluna dönerek
-bu kıza sahip çık sakın bırakma
dedi ve bana dönerek
-sende bunun arkasını toparla kızım önce allaha sonra birbirinize emanetsiniz dedi.
Ve o günden sonra hiç konşmadı. 5 sene baktığım kaynanam artık bitkisel hayata girdği ve doktorlar eve götürün evinde rahat nefesini versin diyordu. Yaşadığım onca ölümden sonra annem gibi gördüğüm insanın ölmesi beni iyice bunalıma soktu ve günlerce yemek bile yiyemeden öylece oturup ağladım. Yine benim yanımda kaynım serhat vardı. Herşeyimle ilgileniyor benim dizimin dibine kıvrılıp benimle birlikte ağlıyordu. Komşularımız felan sağolsunlar o ara bana destek olmaya çalıltılar ve biraz biraz kendime gelmeye başladım. O kadar acıdan sonra insan ölümlerede alışıyor. Komşularımız bana yaşın genç güzel kadınsın evlen kendi hayatına bak diye öğütler veriyor ben ne yapacağımı bilemeden sadece dinliyordum. Adana da yaşamayı bile istemiyordum artık. Şehirden okadar nefret etmeye başladımki her fırsatta kaynıma söylüyordum ve kaynım ile bir gün oturup ciddi bir konuşma yaptık.
-derya ne yapmak istioyrsun şimdi
-bilmiyorum düşünemiyorum
-birlikte düşünelimmi
-olur
-öyle olur deme derya. Sen neyi istiyorsan söyle benim de seninde ikimizden başka kimsesi yok. Bak istersen herşeyi satar başka bi şehre gideriz. Benimle yaşamak istemiyorsan söyle lütfen küsmem gücenmem kararlarını vermeni istiyorum. Bu evde Boğulmaya başladım ben.
-nereye gideriz peki
-nereye olursa sen gelmek istiyormusun onu söyle mesela antalya da emlak işleri güzelmiş gidelim oraya, birazda kendi hayatımıza bakalım bak iyi para biriktirdim emlak işinden bu para ikimizin bu ev ikimizin hatta sen istersen hepsini bile alabilirsin benim hakkım senindir
-ben para pul istemiyorum
-tamam ne istiyorsan söyle artık başımızın çaresine bakalım ben seninle bir ömür yaşarım sana zararım dokunmaz
-ne zararı ya öyle düşünmüyorum ben saçmalama sen olmasan bu günlere gelirmiydim, ben seni görmeden günüm geçmez benimle böyle konuşma
-o zaman hadi gidelim buradan yeniden başlayalım hayatımıza yüzümüzün güleceği mutlu olacağımız bi yere gidelim. Birlikte bi dükkan açarız emlak işine atılırız ben başka iş bilmem sende ister çalışırsın istersen canınn ne diliyorsa onu yaparsın işte.
-sen nereye ben oraya yani.
-tabiki
-sözmü
-sözmü ne demek derya ya senden başka kimim var benim
-peki ozaman sen nereyi istiyorsan gidelim. Bu şehirden ne kadar uzak olursak okadar iyi
O dönem de gerçekten ne düşüneceğimi bilmiyordum. Ama Serhat ın yanımda olması hayatta tek başıma kalma korkusu ile tutunacağım başka bir dalım yoktu. Serhat ta efendi ve temiz birisiydi o ailenin çocuğu kötü de olamazdı sonuçta. 3 haftaya kadar eşyalarımızı toparladık ve Adanayı arkamızda bıraktık. Antalya ışıklar denen semtte bir ev aldık. Emlakçılıktan güzel de para kazanmıştı Serhat. Biz bir yandan yerleşmeye bir yandan da yeni eşyalarımızı almaya başlamıştık ve ben dışarıda gezmeye başlamştım. O kadar güzel geliyorduki deniz kenarında oturup dalga sesini dinlemek. Serhat benimle birlikte etrafı geziyor birlikte dükkan için yer bakıyor yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu. Evimizi bile kendimiz boyamıştık ve benim elimden o işler geldiği çin seve seve yapıyordum. Serhat ve ben de bu yeni hayatımız için düşnceliydik. Ben aslında serhatın evlenince ne olacağım düşüncesiyle doluydum. Kendi payımla bir ev alır yine birlikte çalışmaya devam eder hatta belk**e serhatın karısıyla çalışırdık çocuklarını büyütürdüm diye düşüncelerle karamsar durmumdan kurtulup serhatın çabasına yardım etmeye başladım. Akşam yemeklerinde sohbet konularından biriside evlilikti herzaman. Serhata sürekli yaşın geldi artık evlenmelisin diyordum ve serhat yine o tatlı diliyle bana gülümseyerek
-benden kolay kurtulamazsın. Sen bul bana birini evlenirim ben hiç düşünmedim evlenmeyi
diyordu.
-bulurum ben senin çocuklarını byütücem daha işim çok
diyerek espriler yapıyordum. Yaşıt olduğumuz için gerçekten iyi anlaşıyorduk. Ben 2 yaş büyük olsam bile Serhat gayet olgun ve düzgün bir insandı. Bizimle tanışmaya gelen komşularımıza mecburen evli olduğumuzu söylüyorduk. Dul bir kadın olarak insanların gözünde farklı bakışlar farklı düşünceler olmasın diye bu yalanı uydurmuştuk. Çok güzel günlerimiz oldu komşularımızla bahçede mangallar yaktık kahvaltılar yapmaya başladık. İyi insanlar ile komşuluk ilişkisi kurmuştuk. Güzel bi yerdende dükkan tuttuk ve emlak işlerine girdik. Ben tabiki ilk başta Serhat ı izliyor temizlik çay kahve işlerine bakıyordum. Bilgisayar ile yeni tanıştığımdan sürekli serhat ın bana bilgisayar öğretmesini ve komik gülmelerimizin bol olduğu bir iş ortamında yanyana çalışmaya başlamıştık. gayet iyi anlaşıyor kararları ona bıraksamda o ısrarla birlikte karar almamızı istiyor ben bi ara çok ileri giderek Serhata
-mini etek giysem kızarmısın
diye bir soru sordum ve sorduğuma pişman oldum. Bana sonsuz güvendiğini ve benim ne yi istersem giyebileceğimi yiyeceğimi içeçeğimi istersem onu yapmam gerektiğini söylüyordu ama sivri bir dille. Hatta bi kere bana
-sen benim kölemmisin yahu ne soruyorsun bana sana kimse karışamaz kendi kararlarını vereceksin ben de herzaman destekleyeceğim diyerek sesini yükseltiyordu.
Erken kalkıp kahvaltı hazırlaması bana sürekli değer vermesi bana gösterdiği saygı ne bileyim benim için biraz fazlaydı sanki. Hiç alışmadığım bir hayatı yaşıyordum ve sanki rüyada gibiydim. Arasıra keşke gerçekten kocam olsaydı diyordum kendi kendime. Tabi bu düşüncemi hiç belli etmeden kendime kızıyor ve bu düşünceyi kafamdan atmak istiyordum. Gençtim ve yanlızdım. Hayatımdaki tek erkek Serhattı ve onunla karı koca gibi aynı evi paylaşıyor aynı işi paylaşıyor her konuda anlaşıyor her konuda espriler yapıyor, bel altı konuşmalar bile yapabiliyorduk. Birlikte maç izliyor anlamasamda bişeyler söyleyip onu güldürmeyi başarıyordum. Sayesinde hiç kokusunu bile sevmediğim rakı yı bile içiyordum. İstedğim gibi elbiseler alıp giyiyordum. İşlerimizde çok güzel gitmeye başlamıştı ve benim imzam olmadan ne bir mal satılıyor nede alınıyordu. Notere gidip ortaklık adı altında sözleşme bile yapmıştı. Ben defalarca istemesemde ölüm var kalım var diyerek beni ikna ediyordu. Bende o sıralar komşular felan aracı olur kiralama işleriylede baya bi ilgilenip iyi paralar kazanmıştık. Bir gün yine komşularla akşam bahçede otururken birisi bize bodrumda yazlıkları olduğunu istersek oraya gidebileceğimizi söylerek bir anahtar teklif etti. Biz başta zaten tatil yöresinde yaşıyoruz ne gerek var yazlığa desekte adam bi kaç resim gösterdi ve orada nem olmadığını kendine ait havuzu olduğunu söyledi. Resimlerde gerçektende güzel görünüyordu. Villa sitesi gibi bir yerdi ve kendilerine ait birde plajı vardı. Komşunun kızı bana
-abla önünde küçük bir havuzu var alın elinize içkinizi girin Serhat abiyle ohh kimse göremez etrafı çevrili
diyerek gülümsüyerek bana ayıp ayıp şeyler yaparsınız diyordu. Bende bozuntuya vermeden oo çok iyimiş yapmazmıyız diyordum. Akşam herkes gidince Serhata kızın söylediklerini anlattım. Gülüşüyorduk ve birden
-gidelim istiyorsan bi değişiklik olur
-bilmemki burda da gidiyoruz zaten denize
-tamamda olay deniz değil işte anlamadın sen. Oranın havası bura gibi değil nem yok ve lüks villa havuzlu kalabalık olmayan plaj
-gidelimmi yani
-sen istiyorsan ama sen benim yanımda rahat edermisin
-o nedemek be seninle birlikte yaşıyorumda tatildemi rahat edemiyecğeim
Tabi bu konuşmamız aramızda şaka ile karışıkta olsa, Serhat benim bikinili halimi görmemişti. Antalyada Ben komşular ile denize giderdim hiç birlikte gitmedim. Birazda naziklikliği ve düşünceliği açısından beni uyarıyordu. Ev haliyle arada bir iç çamaşırlada karışılaştığımız oluyordu. İşe giderken ben hep geç kaldığım için arada unutup iç çamaşırımla lavaboya gidip odama geri dönüyordum o teleşla istemesemde görünebiliyordum. Aramızda hiç öyle bir şeyin konusu bile olmamıştı ve ben Serhata çok güveniyordum. Onun bana karşı cinsel bi düşüncesinin olacağına ihtimal bile vermem yani o derece. O gece öyle sohbet ile bitti yattık. Sabah dükana gittik ve işlerimizle ilgilendik. Her öğlen alt kattaki küçük odamızda uyuyordum. Gece geç yattığımız için öğle uykusunu seviyordum. Ne kadar açık giyinsemde Serhat geçerken beni görür bacaklarımı örterdi. O ara uyanırdım ama belli etmeden uyumaya devam ederdim. Arasırada genç kadınlar dükkana geldiğinde Serhat tan önce ben ilgilenir serhata yaklaştırmazdım bile. Bilmiyorum nedense bir sahiplenme ve kaybetme korkusu herzaman vardı bende. Serhatında hoşuna gidiyordu tabiki ben kadınlara öyle davranınca çaktırmadan bakıp gülüyordu. Bende çocukça tiripler atıyor
-ev görmeye gelmemişler başka şey görmeye gelmişler
diyerek esprilerle geçiştiriyordum. Havalar çok ısınmıştı ve ev kiralama işleri turistler derken güzel iş yapmaya başladık gerçekten çok yoruluyorduk. Serhat müşterilerle ev görmeye gidiyor ben öğle uykusu bile uyuyamadan dükkanda gelen müşterileri oyalıyordum. Sürekli çay kahve servisi yapıyordum. Tatil sezonunda hem yorulduk hemde güzel para kazanmıştık. Agustos ayının son 2 haftası işler durgunlaşınca Serhat hadi bizde tatile gidelim diye tutturdu. Okadar çalıştık bizde tatili hak ettik diye söyleniyordu. Komşularımızdan yazlık anahtarı teklif eden aile ile kibarca istemediğimizi söyledik ve ben doğal güzellikler tarihi mekanları sevdiğimi söyledim. İçlerinden birisi antalyada OLYMPOS denen bir yer olduğunu ve orada akrabasının işletmecisi olduğu ağaç evleri anlattı. Resimlerde çok güzel görünüyordu ve tarihi bir mekanın dibinde olduğunu görür görmez ben hemen burası güzel gidelim dedim. komşumuz hemen telefonunu çıkarıp arayım ayıralım yer diyince biz panikledik hemen.
-biz ararız adem amca
desekte adam inatcılığından aradı ve bizim için en güzel odayı ayarlamasını istedi. Birazda ballandırarak balayı odası olsun diye esprililerle konuşunca ben kıpkırmızı oldum ama bişey de diyemedim kalkıp mutfağa gittiğimde, ne yapacağımı şaşırdım kaldım. Serhat bir yandan adamı ikna etmeye çalışsada adam yeğenim işletiyor yahu diyerek bizim ismimizi verdi ve yerimizi ayırttı. Adam emekli asker olduğu için herkes saygı gösteriyordu ve bişey diyemedik. Karısıda adamı desteklerken biz mecbur teşekkür ettik ve ses çıkaramadık. Eve geçtiğimizde Serhat
-kaptın tatili hadi iyisin
diyince ben
-istemiyorsan gitmeyelim serhat ya paramızmı yok bizim ne işimiz var milletin ricasıyla tatilde
-sen burası güzelmiş dedin adam sarıldı telefona ne yapıyım
-güzel yer ama tarih dolu baksana
diyerek resimlere bakmaya başladık. Serhat birden bana
-balayı dedi adam
diyince gülmeye başladık. Oda işini orda ayarlarız diyerek yattık uyuduk. Sabah geç kalktık ve Serhat dükkana gitti. Ben alışverişleri halletmeye gittim. Ertesi gün kuaför işlerimi hallettim ve akşam elimde yine poşetler ile alışverişten geldim. Serhata da mayo felan almıştım. Kendisi alışverişi bilmez zevki benim zevkime uyduğu için ona da elbiselerini ben alırdım. Benim saçlarımı sarıya boyatmamı gördüğü anda bir kaç saniye öylece baka kaldı.
-vuvv bune hal derya çok güzel olmuşsun.
-önceden çirkinmiydim ben
-yok güzeldin daha daha güzel olmuşsun çok yakışmış ama
-maşallah de nazar etme bana
diye espriler yaparken neler aldın bakalım diyerek birden yanlış poşedi eline alınca içinden bikinilerimi çıkarıp bunları çokmu aradın diyince hemen koşup elinden aldım ve gülüşmelerimiz biraz utanmayla karışık bi halde tatlı sert laf sokmalarla devam etti. Ben Serhata
-biri sana biri bana
diyince gülme krizine bile girmiştim o gün. Kendiside elinde bir poşetle gelince onda ne var diye sorsamda süpriz diyerek saklamaya başladı. Bi yandan yemek hazırlıyorum bi yandan içinde ne var diye sorsamda cevap vermiyordu. Biraz boğuşmadan sonra zar zor poşet yırtılınca içinden çok güzel bi fotoğraf makinası göründü. Okadar mutlu oldumki anlatamam size. Gözlerim doldu ve sarıldım. Serhat tabi çok şaşırmış bi halde
-niye ağlıyorsun ya
-sen nasıl bir insansın serhat ya. Sen iyiki hayatımdasın iyiki varsın
-sende benim hayatımda iyiki varsın derya senden başka kimim var benim. Bilseydim tek taş felan alırdım kesin intahar ederdin bi fotoğraf makinesine ağlıyorsan sen
diyerek saçma sapan bi espri yapsada lafı yedi tabiki
-ben aldığın hediyeye sevinip mi ağladım sanıyorsun aldığın ne olduğunun önemi yokki sen mutlu ettiğin duygusallaştım ben
-hayatımın amacı seni mutlu edebilmek zaten sen mutluysan bende mutluyum ortak.
diyerek yine yüzümü güldürüyordu. Sabah valizlerimizi aldığımız gibi arabaya binip oliymposa gittik. Bizi karşılayan adem amcanın yeğeniydi ve bizi karıkoca biliyordu. Ağaçtan yapılmış çok şirin evlerden birisine gittik ve içeri girdik. Gerçekten çok güzel bir yerdi. Biraz etrafı gezdik ve Serhatla oturup soğuk bişeyler içelim derken aramızda konuştuk. Odayla alakalı bişey söylecekmiyiz diye ama karı koca biliyorlardı birde odanın yatağını gül yapraklarıyla doldurmuşlar ve ortaya birtane kırmızı şarap ve kadeh koymuşlardı. Hem gülüyor hemde benim hoşuma gidiyordu. Hayatımda balayımı görmüştüm sanki. Birer bira içtik ve etrafı dolaşmaya başladık. Hava gerçekten çok sıcaktı ve biraz odada dinlenelim dedik. Yan tarafımızda 3 kişi kalan rus kızlar vardı. Serhat bi ara gözlerini onlara diksede
-hooppp yavaş bak aslanım yanında ben varım
diyince gülümseyerek bana
-bi sana bak bide şu ruslara bak sen onların yanında manken gibisin
-tabi tabi başla hemen iltifata
-gerçekten öyle ya kimse senin gibi olamaz
diye bana iltifatlar ediyor hemen hatasını kapatmak için muziplikler yapıyor bişekilde gönlümü alıyor yüzümü güldürüyordu. Biz odaya girince fark ettikki iki tane bazayı yanyana birleştrimişler ve tek yatak yapmışlardı. Hemen akıllık edip yatakları çekip ayrı ayrı tek yatak yaptık. Yatak sorununuda çözdük ve rahat bir uyku çektik. Akşam üzeri uyandık ve yemek yedikten sonra o tarihi mekanlara doğru yürümeye başladık. Ne kadar da kalabalık bir yerdi orası bütün turistler oraları görmeye geliyorlardı ve biz yanı başında oturuyorduk ve haberimiz yoktu. Bol bol resim çekindik ve yürüyüş yaptık. Kocaman sahili görünce gözlerim açıldı birden. İyiki gelmişiz dedik ve o gün akşam yemeğini yedik ve canlı müzikle oturup rakı içmeye başladık. Dans ediyor şarkılar söylüyorken baya bi eylendik o gece. Odamıza gidip yattık. Sabah kahvaltıdan sonra direk denize gittik ve akşama kadar yüzüp güneşlendik. Bikiniyle ilk defa görsede beni ben hiç umursamıyordum artık. Ha iç çamaşırı ha bikini diye düşünüyordum. Denizde şakalaşmalarımızla birbirimize yakınlaşsakta Serhat hiç öyle farklı şeyler yapacak birisi olmadığı için çok rahattım. Başka kaızlara bakmasını istemiyordum ve sürekli onunla ilgileniyordum. Akşam yine canlı müzikle içki içerken ben bu sefer içkiyi abarttım ve sarhoş olmuştum. Serhat ın başka kadınlara bakmasından hoşlanmıyordum ve arada bir yüzünden tutup başını kendime çeviriyor ve gülüyorduk ikimizde. Bana bikere
-kısmetimi kapatma ya derya
diyince o sarhoşlukla saçmaladım ama bişeyler söyledim istemeden
-seni kaybetmekten korkuyorum
dediğimde Serhat bile duygusallaşıp bana sarılarak
-ben bu hayatta ne olursa olsun seni bırakmam derya bu düşünceyi kafandan at artık. Ben seni,nle yaşamaktan mutluyum başkasını hayatıma sokmam ben merak etme ben seni kızdırmak için bakıyorum kasıtlı. Senin beni kıskanman hoşuma gidiyor.
-kiimm benmi seni kıskanıyorum
-evet sen
-senin neyini kıskanacam ben be deliye bak sanki kocam
dedim ama sarhoşlukla bunu söylemem gerektiğini geç fark ettim. Serhatın yüzü felan değişti çok bozuldu fark ettim ama
-özür dilerim öyle demek istemedim ben şaka yapmak isterken batırdım
-olsun kızmadım
-küsmedin değilmi
-sanamı sana nasıl küseyim ben sen karım değilsin ama herşeyimsin
diyerek yanağımdan öpünce yüzü gülüyordu ve bende o anda durgunlaşıp hüzünlendim. Beni biraz güldürmeye çalışsada pek başarılı olamayınca kalkıp yatmaya gittik. Ayakta durmak için Serhata tutunuyordum. Üzerimdeki kısa şortumu çıkarttığında içimden çok değişik düşünceler geçti bir anda. Utanarak hemen çarşafı üstüme çektim ve arkamı döndüm. İyi geceler bile dememiştim. Sabah uyandığımda Serhat halen uyuyordu. Ona doğru döndüm ve onu izlemeye başladım. Kaslı vücüdunu gözümle süzüyordum. Hem yakışıklı hem düzgün birisiydi benim için neler yapmıştı. Herşeyi düşünüyor ve aklıma getirmeme gereken şeyleri getiriyordum. sabah 6 felandı galiba güneş yeni doğmuştu. O anda kendi kendimi okşamaya başladım. bir yandan gözümün ucuyla Serhatı izliyor biryandan da vücuduna bakıp hayaller kuruyordum. Kendi kendime boşaldıktan sonra duşa girdim ve ılık suyla kendime geldim. Geceden kalma olmama rağmen o havada gerçekten çok iyi hissediyordum. Bornozla çıktım ve yatağın başına geldiğimde Serhat uyuyordu. Islak saçlarımla şaka yaparak yüzüne doğru saçlarımı götürdüm ve uyandırdım. Uyanır uyanmaz beni yatağın yan tarafına doğru çekince birden okadar çok şaşırdımki. Hiç beklemediğim birşeydi ve karşı çıkmadan yanında öylece yattım bi kaç dakika. Gözünü bile açmamıştı ama beni yatağına yatırdı kolunu üzerime atarak uyumaya devam ediyordu. Ben bornozumu kapatıp biyerim görünmesin diye uğraşırken bi yandan da saçlarımı yüzüne doğru götürüp uyanmasını istiyordum ve uyandığında beni o halde görünce bi kaç saniye öylece göz göze bakıştık. Sonra gözü aşşağıya doğru kayınca hemen kaltı yataktan ve
-özür dilerim senin bornozla oduğun bilemedim
-olsun ne olacak açıkta bi yerimmi göründü
-görünse ne olacak bakarmıyım ben sana derya
-niye çokmu çirkinim ben
-saçmalama senin güzelliğinden haberin bile yok
diyerek duşa doğru gittiğinde, ben kendi kendime bu çocuk beni hak ediyor onunda hayatında bir kadın olmalı benimde bir erkek olmalı diyerek düşüncelerle giyinmeye başladım. Şimdi duştan çıksa ve bana istediğini yapsa karşı koymazdım herhalde diye düşünerek saçımı taramaya başladım. Serhat duştan çıktı ve giyinirken sordu nereye gidelim diye. Bende bi bayanla konuşmuştum ve yukarılarda şelale felan varmış oraları görelim dedim. Bizi uyarmışlardı ayakkabısız gidilmez diye. Ben yine mini eteğimi ve üzerime beyaz bodymi giydim ama bu sefer sütyen giymedim. Rahatsız oluyordum. Serhatın gözünden kaçmıyordu tabiki okadar beraber yaşadığımız için.
-ne o eksik mi var takımda
diyince gülmeye başlamıştım.
-izinliler bu gün rahat rahat dolaşmak için
diyerek cevap verdim ve utanmıyordum nedense. Kahvaltımızı yaptık yanımıza su ve bikaç yiyecek alıp yola koyulduk. Ben her yeri gezip resim çekmeye niyetliydim. Serhatta benimle beraber geziyor bol bol resimlerimi çekiyordu. frikikler veriyordum ama Serhat hiç bişey demiyordu. Baya bi gittik ve önümüze güzel bi havuz benzeri bi yer çıktı. Su temizdi ve girelimmi diye düşündük. Serhat şortunu çıkardı ve boxer iyle girdi suya. Ben resimlerini çekiyorum ufak bir çağlayanın altında güzel pozlar yakalıyordum. Beni de çağırıyor ama ben bikini ile gelmemiştim ve bodymin altında hiç bişey yoktu. Serhat ısrarla gelmemi istiyordu suya ve
-sabahın 8 i ya herkes uyuyordur kimse gelmez gir suya çok güzel su
diyerek benide çağırmaya devam ediyordu. O güzelliğe dayanamadım ve bende eteğimi çıkarıp suya atladım. Üzerimdeki beyaz body ıslanınca göğüslerim belli olacağını biliyordum ama dedğim gibi utanmayı hiç düşünmüyordum artık. Serhatın yanına yüzdüğümde biraz tedirgindim ama ne olursa olsun diyordum artık. Çok derin değil di ama benim boyumu aştığı için serhata tutundum ve Serhat direk göğüslerime bakarak
-keşke içine sütyen giyseymişsin
dedi. Bende yüzünü yana çevirerek
-bakma hani bakmazdın sen
dedim ve yüzmeye devam ettim. Su çok güzeldi ve temizdi 25 dakika kadar yüzüp şakalaştık ve Serhatın göğüslerime bakışlarına karışmadan sudan çıktık. O anda fark ettimki serhat penisini benden saklamak için bi çaba içindeydi. Kocaman olmuştu ve bana arkasını dönerek hızlıca şortunu giyinmeye çalışıyordu.
-biraz kurusaydı ne acele ettin
-üstümde kurur bu havada

Ben çaktırmadan gülüyordum ve bişey belli etmeden gezmeye devam etik. O gün saatlerce gezdik ve her yerde resimler çekildik. Üzerimdekiler kuruyana kadar beni izlemesinide görmezden geldim ve akşama doğru 3 gibi çok yorgun bir halde odamıza gittik. Ben hemen duşa girdim. Bornoza sarılı çıktım. Serhat duşa girdi ve ben bornozumla saçlarımı kurutup ayaklarıma oje sürmekle meşguldüm. Serhat duştan çıktı ve üzerini giyinmeye başladı. Bana bu akşam eylenceye gidelimmi diye soruğunda hemen olur dedim. Garsonlarla konuşup adres tarifi aldı ve güzel bir makana gitmek için hazırlanmaya başladık. Ben siyah bir mini altıma yıldız desenli çorap sivri bir topuklu ile yeşil bodymi giydim. Beni görünce yine bi an afalladı.
-yine beni şaşırtıyorsun bu güzelliklerle
diyince gülmeye başladım
-sen de ne giysem beyeniyorsun ne yapıyım basit bi elbise işte
dedim.
-elbise basit bile olsa içindeki güzellik onu güzellştiriyor
bi iltifatlar aman aman ben havalarda uçuyor çocuk gibi elim ayağım karışıyordu. Beğenilmeyi kim istemezki iltifatlar içinde güle oynaya bindik arabaya. Gözlerini bacaklarımdan alamasada arada bir bende takılıyor farklı konular bir yandan da laf anlatırken ona doğru dönüp bile bile frikikler veriyordum. Güzel bir mekanda müzikle eylenmeye başladık ve Serhat araba kullanacağı için fazla içmiyordu. Ben de orda renk renk bardakları görünce hepsinin tadına bakmak istedim. Tabiki böyle olunca çok karıştırmış oldum ve gecenin sonunda yürüyemez hale geldim. Adım bile atamıyordum. Bilincim yerimdeydi ama herşeyi hatırlıyorum. Arabaya binince otururken bilerek üzerimi açmamı kahkaha atarken bacaklarımı ayırmamı bilerek yapıyordum. Yolda bi yerde durup bi şişe viski alıp arabaya bindi ve
-sen içtin ben baktım bende odada içem bunu diyerek geri döndük. Herkes uyumuş saat gece 2 buçuk felandı. Odaya girdiğimizde beni direk yatağa bıraktı ve sürekli
-iyimisin diye soruyordu
Ben tuvalete gitmek istediğim de kalkamadığımdan mecbur beni götürdü ve başımda bekledi. Sonra yatağa döndüğümüzde ben eteğimi çıkarıp yatağın içine girdim. Kendi çabamla çorabımı da çıkardım ve Serhatı izlemeye başladım. Viskisini açtı çikolatayla birlikte yudumlamaya başladı. Ben bi başına içmesini istemediğim için kalktım ve üzerimde body altımda iç çamaşırımla yanına oturdum ve çikolatadan bi parça alıp eşlik etmek istedğimi söyledim.
-olmaz çok içtin alkol komasına girersin
-ozaman tek başına içeceksin ya olmaz yanında durayım sohbet edelim
dedim. Bir yan dan bir bardak viski içtm ama nasıl yanıyorum. Sıcaktan delirecem uf pof demeye başladım. Birden aklıma geldi
-duşa girmek istiyorum yardım edermisin
-şimdimi yat uyu sabah girersin
-yanıyorum ya soğuk suya girmek istiyorum biraz açılırım
-tamam kalk bakalım
beni kaldırıp suyun altına soktu. Ben üzerimdeki bodyi çıkarmaya uğraşıyordum Serhat
-çıkaracakmısın
-evet çıkar lütfen
dedim ve göğüslerim ortadaydı. Soğuk suyla biraz kendime gemeye başladığımda elimle külodumuda yavaş yavaş indirdim ve ayak bileklerime kadar düşürdüm. Çırıl çıplak Serhatın karşısında duştaydım ve göz göze bakıyorduk.
-sende gel çok güzel su
-yok sen duşunu al
-gel sende ıslandın zaten diyerek kendime doğru çekince işler değişmeye aramızda ki o garip ilişki yeni şeklini almaya başlamıştı. Ben gayet net kendimi belli etsemde Serhat kendini çekiyordu. Bende neden istemiyor diye düşünüyordum hep. Birden sinirlendim ve
-tamam bırak çıkıyorum istemiyosan istemiyorum de
diyerek öylece çıkmaya ve yatağıma gitmeye çalıştım. Birazda sarhoşluğum açılmıştı ve Serhatın bana
-yavaş kayıp düşeceksin
demesine aldırmadan etrafa tutunarak yatağıma gittim. Çırıl çıplak yatağa attım kendimi ve yüz üstü yattım. Serhat arkamdan gelip havluyla beni kurulamaya çalışmasıyla sırt sütü dönerek göz göze geldik. Benim ağlamaklı olduğumu görünce
-neyin var derya ne oluyor
-beni bir kadın olarak görmüyorsun
-ne demek o
-ne demekse o demek işte ben bir kadınım ve karşında çıplağım kendime çekiyorum gelmiyorsun
Serhat kalktı ve arkasını dönüp bir sigara yaktı. Viskisini yudumladı ve bana
-bunları çok düşündüm ben derya. Seninle benim aramızda böyle bir ilişki olunca birbirimize nasıl bakacağmızı düşündünmü hiç. Ben seni kaybedemem derya sen olmadan yaşamak bile nasıl bişey bilmiyorum düşünmek bile istemiyorum. Pişman olacağımız birşeyi yapmak içimden gelmiyor yoksa senin gibi güzel bir kadını kim ret edebilir.
-niye pişman olacakmışız Serhat. Zaten evlilik hayatı yaşamıyormuyuz. Ben seninle mutluyum benim için yaptığın onca çabayı görmüyormuyum zannediyorsun bana acıdığın için yaptıysan okadar fedakarlığı beni işte o yüzden kaybedersin sen. Ben seni sen olduğun için istiyorum benimde bişeyler yaşamaya hakkım var bu hayatta sevip sevilmeyi istiyorum kadınım ben ya kadın benimde ihtiyacım var
ben bi yandan ağlıyorum bir yandan bunları söylüyorum ama serhat dikkatli dikkatli beni dinliyor. Birden bana doğru döndü ve yatağın başına geldip elimi tuttu ve
-derya. derya beni dinle bak yüzüme
-ne var
diyerek yüzümü kaldırdım ve bana
-beni dinleyecekmisin
dedi.
-evet söyle
dedim ve çantasından bişeyler çıkardı. Küçük bir kutu eline aldı ve yanıma gelerek bana
-bunu doğum gününde verecektim ama şimdi vermem en doğrusu galiba
diyerek elime bıraktı kutuyu. Açtığımda içinde bir not vardı. üzerinde
(hayatımın en değerli kadınına çok değersiz bir hediye)
yazısı içinde bir tek taş yüzük vardı. Bir an duraksadım yazıyı anlamaya çalışıyordum ve birden Serhat bana elimden tutup
-benimle evlenirmisin
diyince gözlerimi kocaman açıp öylece baka kaldım.
-derya
diyince birden kendime geldim ve gözyaşlarım yeniden akmaya başlayarak sarıldım sımsıkı ama nasıl sıkıyorum ve iç çekiyorum. Evet evet evet diyerek öyle bir sarıldımki bütün gücümle kollarımı sıkıyordum. Serhat gözümdeki yaşları silerek dudağıma küçük bir öpücük kondurdu ve yanıma oturup susup bekledi öylece.
-ne düşünüyorsun
diye sordum
-sana bunu nasıl söylesem diye günlerce düşünüyordum. Yanlış bişey gibi geliyordu bana seni kaybetmek ten korkuyordum. Şimdi halimize bak.
-böylesi daha güzel oldu ama.
-bencede öyle büyük bir yükten kurtuldumki şimdi kuş gibi hafifledim ve utanmsam şimdi bas bağırcağım evet dedi diye
-bağır tutanmı var
-bu saatte ben değil senin bağırman lazım artık
-nasıl yani niye ben bağırıyormuşum
-gel bakıyım sen şöyle diyerek yatağa yatırıp üzerime çıktığında anladım beni nasıl bağırtacağını. Hayatımda yaşamadığım bir ilişki yaşadım o gece. İlk defa ilişki sırasında boşaldım ve sabahın ilk ışıklarına kadar seviştik. Artık yorgunluktan kalkamadık ve öylece uyuduk. Ertesi sabah öğleden sonra uyandık. Ben ayağa kalktığımda yürüyemiyordum. İlk geceyi yaşadığım gün gibi sanki kızlığımı kaybetmiştim ve kasıklarım öyle ağrıyorduki anlatmaam. O gün biraz dinlenmek istedim ve akşama kadar benim ağrılarımın esprisi ile geçti. Çok zorladın beni çok büyükmüş seninki diyerek espriler yapıyordum. Serhatta kendisini öve öve ben yaparsam böyle yaparım işte pert ederim diye espriler yaparak akşam ettik. Akşam yemekten sonra biraz daha iyiydim ve gece yatakları birleştirdik ve karı koca gibi uyumaya başladık. Gece yine ilişkiye girdik ama benim ağrılarım olduğundan pek bişey yapamadık. Ertesi gün biz eve dönmeye karar verdik ve oradan ayrıldık. Eve girer girmez yine sevişmeye öpüşmeye başladık ve ilk başta acılarım olsa da sonralarda o kadar güzel alıştım ki. Yatakta sohbet ederken ne kadar şanslı olduğumuzu falan konuşmaya başladık. Birbirimiz hayatımıza değer kattığını konuştuk ve gelecek planlarına başladık. Bir hafta içinde nikah kıydık ve bir gün bana süpriz ile gelinlik alıp gelmişti. Resimlerimiz yok diye eksik kalmasın istiyorduk. Bol resim çektirdik ve bir gün eve geldiğimde Serhat’ın bana yaptığı sürpriz gözlerimi yaşartmıştı yine. Eve girdim yatak odasının duvarlarını baştan aşağı bizim resimlerimizle doldurmuş. İşteyken eve gelip tek tek onları duvara bantlamış ve ikimizin resimleri odanın her yerindeydi. Günlerimiz mutlulukla geçti ve 1 çocuğumuz oldu. Öyle mutluyuz ki hayatımızda vermiş olduğumuz o kararı haklı çıkarmıştı. Mutluluk herkesin hakkıydı ve biz birbirimizi mutlu edebildik. Eski esk**e kaldı biz hiç bir zaman ne eski kocamı nede eskilere dair bir şeylerden bahsettik. Yaşım şimdi 43 mutluyum ve mutlu bir hayat yaşadığıma inanıyorum.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Turgut’un karısı A

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Turgut’un karısı A

Hayat garip tesadüflerle dolu. Yeni atandığım şehre taşınırken bunun farkında olsam da gerçeklerle yüzleşmedikten sonra nereden bilebilirdim ki, bu can alıcı tespitin başıma geleceğini. Her anı unutulur ta ki anının sahibini görene kadar. Yol boyunca yeni şehre alışmanın zorluklarını düşündüm durdum. Eh nihayet gelmiştim işte.

Okula başlayalı birkaç hafta olmuştu, sevmiştim egenin sevimli ve küçük şehrini, egenin insanlarını. Sağ olsun okuldaki arkadaşlar da bir hayli güler yüzlü, iyi niyetli insanlardı. Turgut’da bunlardan birisiydi. Efendi, sportmen bir bedeni olan oldukça kibar birisiydi kısa zamanda kafa yapımız uyuşmuştu. Evliydi üstelik mutluluğu gözlerinden okunuyordu.

Benimse evlenmek gibi bir derdim olmamıştı hiç, uzun ilişkilerim olmuştu olmasına ama evlilik bana göre değildi.

Tam öğretmenler odasına girecekken arkamdan gelen topuk tıkırtısının beni sarsacağını nereden bilirdim, odaya girdim saniyeler sonra o girdi ve direk Turgut’la sarıldılar ben öylece bakakaldım. Yıllar sonra A’yı görmek! Hem de Turgut’un karısı olarak!

Üniversite yıllarımda sevgilimdi A, tam dört sene süren ilişkimiz anadoludan gelen güzel bir kızın üniversite boyunca sayemde tam bir kadına dönüşme hikayesiydi ilk sene elleme öpüşme ile başlayan saksoya uzanan birliktelik ikinci yılında onu zorlada olsa götten bağırta bağırta sikmiştim, son senemiz ise kızlığını bozmamla birlikte tam anlamıyla bir ziyafete zevk işine dönüşmüştü canım istedikçe ağzına veriyor kah götünden kah amında sikip döllerimi akıtıyordum.

Hele beni yemeğe davet ettikleri gün tam bir felaketti. A, Turgut’a Tahsin ile aynı sınıftaydık deyince illa yemeğe çağıralım güzel bir sofra başında üçümüz içkilerimizi yudumluyor eski günleri konuşuyorduk tabi bize değinmeden A bir yetmiş iki boyunca taş gibi sağlam kalçaları orta büyüklükte memeleri kumral teni ile ortalıkta arz-ı endam ediyordu. Acaba Turgut bu tatlı kadına yetebiliyor muydu yalan değil bir hayli ateşli sevişirdi canı sevişmek isteyince.

– Anlat bakalım Tahsin var mıydı benim hanımın takıldığı birisi okulda.

O an ellerim terlemeye başladı. Boynumdan aşağı ter damlalarını hissediyordum. Pekala Turgut karısının bakire olmadığını biliyor olmalıydı, çoğu kızın da ilk yarak yeme yeri üniversite değil miydi evet biz sevgiliydik desem alkol de almış olan Turgut kıskançlık krizine girer miydi ne cevap vereceğimi bilmeden öylece bakıyordum ta ki A konuşana kadar.
– Turgutçuğum biz Tahsin ile sevgiliydik

Yutkundum, Turgut’un gözlerinin içine bakıyordum. Masada kendimi savunacak bir şeyler arıyordum.
– Hah ha hadi ya? Bak sen…
– Aman canım kapatalım bu mevzuyu Turgut geçmişte kalmış bir şey işte deyiverdim.

Zaten kısa bir süre sonrada evden ayrıldım karışık duygular eşliğinde evin yolunu tuttum. Mümkün mertebe Turgut ile yüz göz olmamaya çalışıyordum ta ki Akşam işin var mı diyene kadar bir yerlerde bir şeyler içelim demişti Turgut olur dedim.

Arabayı ormanlık alana götürdüğünde içimden şimdi siki tuttun Tahsin dedim. Biraları içmeye başladık önce havadan sudan yapılan konuşmalar dönüp dolaşıp A ile bana gelmişti ne merak ediyordu bu adam bu kadar

– Biliyor musun A evlendiğimiz de bakire değildi
– Öyle mi
– Evet, pek sorun etmedim ama birkaç kere sordum bunu ona söylemedi fakat siki seninkinden büyüktü dedi.
– Anlıyorum
– Bir şey soracağım A’yı sen mi siktin, onu ilk sen mi bozdun.
– Hayır Turgut bizimkisi çocukça bir şeydi işte o kadar yakınlaşmadık bile kısa süreli bir şeydi yani geçip gitti
– Öyle elbette sonuçta benim de sevgililerim oldu onun da olması normal ama insan merak ediyor
– Neyi
– Karısını ilk kim sikti işte onu

Sonra ikimiz de sessizleştik o uzaklara bakıyordu bense tetikte bekliyor ve korkuyordum.
– Öğrensen ne olacak sanki dedim
– Hiç dedi

Sonra aracı şehre doğru sürdü.

Gece A’dan gelen sms : Turgut sana sorduğu soruyu bana da sordu neden yalan söyledin oysa ben ona iki gün evvel her şeyi anlatmıştım

Öylece telefon elimde kalakaldım. Hafta sonu Turgut aramıştı açmamışım ve bir sms daha geldi. Turgut:’dan
– Neden açmıyorsun?
– Turgut ne istiyorsun?
– Karımı ilk senin siktiğini biliyorum, bana detaylı bir biçimde anlattı her şeyi.
– Tamam özür dilerim ama…
– Neden özür diliyorsun zevk almadın mı ondan
– Siz evlisiniz? Bunlar konuşmanın anlamı yok, artık görüşmek de istemiyorum. Görüşmesek daha iyi.

Ben tam her şeyden kurtuldum derken smsler bazı geceler devam etti. Turgut’un telefonundan atılıyordu
– Şuan sikimi emdiriyorum ona, saksoyu sen öğretmişsin.
– Birazdan onun o dar amına gireceğim.
– Bana götten vermiyor
– Sikerken ağlatmışsın.

Ne zaman sevişseler haberim oluyordu artık dayanacak gücüm kalmamıştı bir daha sms gelirse dediğim zaman onun amını emiyorum smsi gelince dayanamayıp açtım
– Ne istiyorsn lan benden hıi siktim lan karını anlıyor musun ben siktim hem de dört sene
– Ohhhhhh….devam et…ne olur.
– Devam mı edeyim evet seninkinden büyük sikimi onun ağzına verip çeviriyor aşkım acıyor dediği halde götüne geçirip hayvan gibi sikiyordum
– Akıtıyor muydun içine
– Çocuk bile aldırdı benden sınıfta herkes biliyordu onu siktiğimi, yeter ulan yaptım işte her şeyi yaptım

Sonra telefon kapandı. Sabah A’nın mesajı ile uyandım “Harika bir geceydi sayende” “Anlamadım, o ne demek” “Sanırım Turgut bundan zevk aldı karısını başkasının döllemesinden”

Çayımı almış okulun bahçesinde nöbetimi tutarken geldi elinde çayı ile Turgut
– Nasılsın ortak
– Ortak mı
– Hahaha orta sayılırız
– Derdin ne senin Turgut, ne istiyorsun
– Hiç anlamış olman lazım
– Yahu sen kıskanç birisi değil miydin
– Oğlum ilk sen sikmişsin zaten nesini kıskanayım senden bu fantezi
– A’nın haberi var mı
– En çok o istiyor zaten
– Anladım
– Ne diyorsun merak etme bunu gerçekten istiyoruz
– Eh peki o zaman

Turgut gülümseyerek telefonu eline alıp “Alo aşkım evet kabul etti bu hafta sonu için hazır ol” deyip kapattı çayından bir yudum alıp “sen de hazır ol ortak” diyerek gitti.

Hafta sonu gelmişti cumartesi gecesi öğleden sonra Turgut arası “geliyorsun” değil mi diye canıma yetmişti “Evet lan geliyorum gözünün önünde bağırtacağım karını” deyince “ohhh harika ortak” dedi.

Zili çaldığımda kapıyı Turgut açtı. Sofraya oturduk ama kimsenin ağzını bıçak açmıyordu ben de vazgeçtiklerini düşündüm sessiz sedasız yemeğimizi bitirdik içkileri alıp koltuklara geçtik televizyonun sesine arada kurduğumuz tek tük cümleler eşlik ederken A kalkıp odasına geçti. Döndüğünde üzerinde siyah bir gecelik vardı bacakları tüm kusursuzluğu ile meydandaydı.
– Nasıl olacak dedi A
– Siz başlayın dedi Turgut

A yanıma gelip oturdu bir süre öylece bekledik sonra neden bilmem bir cesaret gelmişti bana ellerimi anın dizlerine koyup bacaklarını okşamaya başladım A elini boynuma atmış öylece duruyor arada içkisini yudumluyor sigarasından çekiyordu sonra sarıldık birbirimize deli gibi öpüşmeye başladık ellerim A’nın unutamadığım taş gibi kalçalarında dolaşıyordu bir aslan pençesi gibi o minik götü avuçlarımın arasına alıyor sıktırıyor bırakıyordum. A ise boynumu yalıyor kulaklarımı emiyordu iki sevgili gibi sevişiyorduk Anlamıştım A bir hayli ateşli olacaktı onu iyi tanıyordum körpe bedenini biliyordum şimdi onun orta yaşın en tatlı zamanındaki bedenine de sahip olacaktım.

– Senin hayvan gibi sikmeni özlemişim deyi verdi A beni daha da ateşlemişti bu deli gibi öpüşüp koklaşıyorduk

Ellerimiz yaramaz çocuklar gibi birbirimizin bedeninde dolaşıyordu gözüm bir ara Turgut’a kaymıştı sigarasını yakmış çoktan soyunmuş ve oturduğu yerden sikini avuçlayarak bizi izliyordu birisinin gözü önünde karısını sikmek erkeklik duygularımı daha da ateşlemişti.
A’yı domaltmış Turgut’un gözü önünde kalçalarını tokatlıyordum. A arkasına dönüp Turgut’a “Bunu çok sever” deyip dülümsemişti. Sonra tekrar yumulduk birbirimize, hoyratça okşayışlar delirmiş gibi öpüşler. Gömleğim ve atletim pantalonumu çıkarmışrı A sadece baksırım kalmıştı A’nın da geceliği çoktan salondaki halının ortasına yollanmış sütyen ve kilodu ile duruyordu.

Ben ayakta iken A koltuğa oturup baksırımı çıkardı yarı kalkmış sikimi tutup Turgut’a göstererek “İşte karının bütün deliklerini siken azman bu hayatım” dedi Turgut’da “dediğin kadar varmış canavar” deyince gözüm Turgut’un sikine ilişki benimkinden kısa ve ince bir aleti vardı çok da küçük değildi tabi.

A sikimin kafasına bir öpücük kondurup onu ağzına almaya başladığında Turgut da yanımıza gelmişti eşinin kafasını tutuyor sikime bastırıp çekiyordu bazen o da sikini eşinin suratına sürtüyordu şimdi A iki yarağı aynı anda yalıyordu biz ise Turgut ile ayakta birbirimize bakıyorduk Turgut iki kadeh ve sigara getirmişti A alt tarafta siklerimizi yalarken biz sigara ve içki içiyorduk. “iyi yalıyor” değil mi dedi Turgut “Saksosu efsanedir” “valla öyle iyi öğretmişsin” “yok yahu ben ağzına verdim o kendi kendine öğrendi içinde varmış” içkilerimizi bitirince Turgut karısı A’yı ayağa kaldırdı arkasına geçip sütyenini çözdü kilodunu çıkardı ben şimdi A’nın memelerini okşarken Turgut eğilip karısının götünü emiyordu
– Göt takıntısı var benimkinin ama hiç vermedim hahaha bakire sanıyordu orayı ama senin siktiğini söyledim
– Bu gece sikeceğim ortak bu götü
– Sik ortak
– Sen tadını biliyorsun zaten
– Bilmez miyim iki yıl kullandım bu götü ama maşallah hala taş gibi
Eğilip memelerini ağzıma aldım A ise amını sikimin üzerine sürtüyordu sikim o git gelde Turgut’un çenesine çarpıyordu ama bunu görecek değildi Turgut onun derdi karısının minik göt deliğiydi parmaklıyor emiyor öpüyordu.

– Hadi ortak tost yapalım sonra uzun uzun sevişirsiniz orospuyla dedi

Koltuğa oturup A’yı kucağıma aldım A tükürük yapıp sikime ve amına sürttü “canım senelerdir küçük bir sik yiyorum dağıtma amımı” deyip yavaşça oturdu. Seneler sonra bozduğum amın içine tekrar giriyordum kazık gibi yarağım amın içine batmaya başlamıştı turgut’ sikini tam kremleyecekken A “geçir aslanım siktir et kremi şu koca siki iki sene yedi o tükürsen yeter” deyince tükürüklediği sikini göte bastırmaya başladı Turgut

İki deliği dolan A zevkle inledi “oohhh kocalarım benim” ritmi tutturup gidip gelmeye başladık ellerimle ayırdığım kalçalara bir Turgut saplıyordu bir ben geçiriyordum ama “ohh erkeklerim yapıştırın, çakın deliklerime” “ilk siktiğin kadar tatlı mı ortak” “ohh evet lan nefis bu amcık” ona orospu de” çok geçmeden bitirmişti işini Turgut karısının göt deliğine attırmış ve karşıdaki koltuğa yığılıp kalmıştı onun götünden süzülen döller amına karışıyordu sikim bir piston gibi işliyordu A’nın içinde “Hadi Tahsin bizimkinin pili bitti göster şuna nasıl becerdiğini karısını” deyince onu kucaklayıp altıma aldım bacaklarını omuzladığım gibi şak şak şak sikmeye başladım Turgut “oha ya” dedi A ise zevkten kudurmuş inliyordu “off aşkım böyle mi sikiyordu seni” “Hem de ne ağlatıyordu bile” ben bunları duyunca daha da gaza gelmiş kökledikçe köklüyor memelerini okşuyor ısırıyordum. “Vur ortak vur” diye sırtımı sıvazlıyordu Turgut “harikasınız” diyerek mastürbasyona başlamıştı göz ucuyla ona baktım A “ne o lan karının sikilmesi hoşuna mı gitti ikinciyi mi atacaksın” derken Turgut çoktan siki ağzına dayamıştı A’nın a şimdi hem inliyor hem yalıyordu Turgut ise arada “vur aslanım çak amcığa” diyordu.
A’yı domaltmış tekrar amdan girmiştim açıkçası Turgut’un boşaldığı götü sikmek istemiyordum Turgut ise A’nın ağzına vermiş saksafon çaldırıyordu. Turgut ortak biraz da ben sikeyim deyip arkasına geçti A’nın bu sefer ben A’nın ağzına vermiştim “kurban olurum bu taşaklara” diyerek emip ısırıyordu “off orospu çocuğu ne verirdin ağzıma ama döllerinle boğardın” beni “yutturuyor muydun ortak” “her seferinde” dedim “benimkileri hiç yutmadı amcık” dedi

Turgut çıkarıp sırtına boşalırken ben de A’nın ağzına boşaldım. A döllerimi Turgut’a gösterip çurk diyerek yuttu Turgut’da “orospu” deyip bana döndü “siz devam edin ortak benden bu kadar” dedi A banyoya gitmişti ben yarı baygın sikimle oturuyordum

Maşallahı var senin aletin de ha
Sağ ol Turgutçuğum
Eh bunu hep ister bu orospu
Veririz o zaman ortak dert etme dedim

Ne kaynatıyorsunuz siz bakıyım diyerek gelip kucağıma oturdu A
Ne olacak hayatım kocan seni tekrar siker miyim diye soruyor
Sikersin tabi deyip ağzına aldı tekrar sikimi..

Turgut karşı koltukta ben karşsında sigara içip karısının ağzına veriyordum aferin orospu iyi yala bakayım diyordum Turgut gülüyordu A’nın hiçbir şey umurunda değildi sikim serleşince sırtı bana dönük kocasının gözlerinin içine bakarak “Aşkım gel yerleştir şunu amıma” dedi. Turgut sikimi tuttuğu gibi karısını üzerine oturttu.

Şimdi kocasının gözlerinin içine baka baka oturup kalkıyordu “özlemişim ilk erkeğimi” “bak kocacığım nasıl giriyor” “iyi izle sikilmemi” bense belinden tutup çarptıra çarptıra sikiyordum A’yı ileri geri yapıyorduk arada A sikimin üzerinde dans ediyordu adeta.

Bacaklarını tutup havaya kaldırdım ve şimdi kucağımda gidip geliyordum Turgut’ “offf anam be ne sikiş oluyor” diyordu ben ellerimi bacaklarının ltından geçirip ensesinde birleştirmiştim ve çatır çutur sikiyordum. “Offf vur be ortak, kökle” “Gel yakından bak ortak” dedim Turgut ellerini dizimin üzerine koymuş birkaç santim ötede taşaklarımı çarpa çarpa karısını inletmemi izliyordu. Elleri ile karısının bızırını okşamaya başlamıştı çok geçmeden A’kucağımda şekilden şekile girerek boşaldı Turgut da ben de gülüyorduk bu duruma üzerime tir tir titriyordu A

Ben durmadan çakmaya devam ettim. Bir el taşaklarımı okşuyordu “Hadi ortak patlat içine” der demez zımba gibi döllerimi boşaltmaya başladım A kollarımdan kurtulmuş iyice bastırıyordu kendini boşalan sikime, taşaklarım hala Turgut’un ellerindeydi biraz sonra amından akan döller taşaklarıma ve Turgut’un ellerine bulaşmıştı. Turgut bunu karına yedirdi parmaklarındaki döllerimi temizletti.
A hamile kalmazsam iyi dedi.
Bende şakayla karışık iki babalı olur işte dedim

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Namusumu Kaybedişim (alıntıdır)

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Namusumu Kaybedişim (alıntıdır)
Merhaba sevgili okuyucular.Başımdan geçenleri kimseyle gerçek hayatta paylaşmadım, çekindim. Burada yazmayı isteme sebebim okunmaktan çok aslında kendimi rahatlatmak. Mümkün olduğunca isim belirtmeden yazacaklarım maalesef gerçekte yaşamış olduklarımdır. 24 yaşımda evlendim. Şu an 30 yaşımdayım, eşim32. Henüz çocuğumuz yok, daha da 3-4 yıl daha erteledik. Eşimle uzak akrabayız, çocukluğumuzdan tanışırız. Benim evlenmeden önce bir kez sevgilim oldu. Sevgilimle çıplak olduk ama hiç cinsel birleşme yaşamadık. Hayatımdaki ilk ve tek erkeğim evlendiğimde kocamdı. Cinselliği birbirimizde keşfettik, hem kendi vücudumuzu hem karşı cins vücudunu tanıdık. Seksin çeşitlerini denedik; beğendiğimiz oldu beğenmediğimiz oldu. Genel olarak uyumluyduk.

ilk 3 yılımız böyle geçti. Hiç bir zaman bağıra çağıra sevişmedik ama bence bir sorun da yoktu. Cinsel birleşme ile orgazm olmadım hiç, ancak bunu dert etmedim. Eşim oral yolla boşalttı beni yeri geldiğinde. Bazen de mastürbasyon yaparak gerginliğimi aldım. Herkes yapar sonuçta. Fakat 3 yılın sonunda o erkeklerde olan kompleks eşimi de sardı sanırım. Güzel miydi, hoşuna gitti mi, tatmin oldun mu, boşaldın mı, neden boşalmadın soruları dönmeye başladı. Önceleri acaba ne yapsak sen boşalırsın cinsel birleşme ile gibi konular açtı. Birgün bu sorunu-ki bana göre önemli değildi- detaylı anlattırdı bana. Başlangıçta çok heyecanlanırım, azarım doğru, çok da ıslanırım, hem de çok. Ama bu ıslaklık aslında handikapım. Çünkü eşim içime girdiğinde o kayganlıkla boşluk hissi doğuyor, yok gibi oluyor içimde. Bunları anlattım.Bizim zevk alan sinir uçlarımız yukarıda, işediğimiz yerde, klitoris denen yerde. Birleşme anında o bölüm hiç hareketlenmiyor dedim. Kocamın organı içimdeyken ben anlamıyorum içimde olduğunu o zamanda ne boşalma oluyor ne orgazm. Tüm bunları anlatınca zaman içinde eşimde yetersizlik düşünceleri oluştu. ben öyle penis boyları konusunda tecrübeli yada meraklı biri değilim.

Ama işte eşimin penisi bir sigara kadar veya az daha uzun . sonuçta ben1,58im, eşim 1,69. Eşimin peniside boyuna uyumlu duruyor, büyük diyemem, ama küçük de diyemem. Eşim ise bu konuda biz sevişirken başka erkeklerden buyuk organlı erkkelerden konuşur oldu. Beni başkasıyla zevkle sevişirken hayal ettiğini filan anlatır oldu. Hiçbir zaman yanıt vermedim. Bu konuşmaları zamanla önceleri tatillerde sonraları istanbulda açık giyinmemi, vücudumun başkaları tarafından görünmesini istediğini ve cesaretlendirme çabaları takip etti. ben;” olur mu hiç” dedikçe bana “ne olacak sanki, kocan yanında, kimden çekineceksin” gibi şeyler söyledi. Bu öyle bir şeyki sanki normalmiş gibi hissediyor insan. Yani bu konular konuşuldukça, yaşanmaya başladıkça, heyecanlar hissedildikçe yaptıklarımız kötü değilmiş zannediyordum. Tatillerde yabancı erkeklerin vücudumun açılan yerlerine bakmaları, eşimin yanımda aç göğsünü, külodunu göster, bacağını aç gibi sözleri ile beni izleyen yabancılarla bakışmak, onlarla eşimin yanında gözgöze gelmek gülüşmek gerçekten çok heyecanlıydı. Daha sonra belki yazarım yine burada ama tekne gezileri, otel saunaları, plaj, cafeterya, avm mağazalarında defalarca eşimin tatlı gibi görünen baskılarıyla teşhircilik yaptım. Hep yanımda eşim olduğu için çekinmedim, o heyecanlar beni de hep azdırdı. hep daha istekli seviştik. gelgelim orgazm olmamam, sadece beni yaladığında boşalmam başka turlü penisiyle beni zevklendirememesi konusu değişmedi. Beraber evde porno film izletmek istedi eşim ama midem bulandı hep. Bir gün “bi sevgilin olsa kıskanmazdım “dedi. Kızdım tabii “sende gurur yok mu vs vs “dedim. eşim de “bu konuda gurur olmazki, evli barklı kadınsın kim ne diyebilir” gibi sözlerle hep bu berbat isteklerini doğalmış gibi gösterdi. Başka erkeklere vücudumu teşhir etmek çok rahat yaptığım bir şey olduğu için erkeklere karşı çekingenliğim hiç kalmamıştı. Ama bir yandan da özel olan şeylerimi kaybetmek çok korkutuyordu beni.

Eşim sanki ince bir planı işler gibi beni hep başka bir erkeğin yatağına sokmayı aklıma sokmaya çalıştı. Kim olacağını nasıl olacağını planlıyor bana soruyordu. Hep olmayacağını söyleyip hayal kurduğunu söyledim. inanın sevgili okuyucular ne başka erkek ne başka penis ne güçlü erkek hayali kurdum. İyi kötü elimdekiyle idare ediyordum. İnternetten olmaz, arkadaş olmaz, tanıdık olmaz, uzaklarda olmaz, yakında olmaz diyerek aylarca planlar yaptı. Plan yaptıkça benimle hep arzuyla sevişti. Eşimin o hali o istekli arzulu hali benimde çok hoşuma gdyordu. Neredyse adet dönemlerim hariç haftada 4-5 kez sevişip seks yapıyorduk.Ama hiç bi zaman beni tatmin edememesi hep eşimi kemirdi. Bir gün eşim eve gelince dediki: “buldum, bir arkadaşının, arkadaşının da arkadaşı hatta tanıdığı bir ajans veya aracıdan para ile kadın ayarlatırmış. yani seks yapmak için” eeee dedim “seni de böyle bir kadın olarak o adamla biraraya getiririz” dedi. ” buluşursunuz ve canın ne istiyorsa yaparsın” dedi. Sevgili okuyucular inanın o an başımdan kaynar sular döküldü. Bir fahişe veya eskort gibi bir yabancıyla buluşmak, namussuz olmak aklımı çok fena yaptı. Evet bunları konuşmak heyecanlı olabiliyor, ama fantazi olarak kalacak şeyler bunlar. Gerçeğini normal bir evli kadın nasıl yapar. Tabii itiraz ettim. Daha neler, ben bişey isteiyorum ki dedim. Eşim ” ya dedi yanlış anlama, heyecanlı olacak dedi. Buluşursunuz, oturursunuz, hoşuna gitmez canın yapmak istemezse kalkarsın dedi, ama düşünsene yabancı bi erkekle başbaşa kalman bile başlı başına bizi nasıl heyecanlandırcak”. Evet doğru böyle şeyler, teşhircilik, bakışmalar filan çok heyecanlı oluyordu, yemek yemek birlikte bir yabancıyla takılmak da heyecanlı olabilirdi. Ama seks yabancıyla seks yapmak, yazması kolay fakat yapılması hem ahlaka hem mantığa aykırı bir şey. Ben hayır dedikçe haftada iki üçkez eşim, o adamla en azından buluşmamın çok tahrik edici olduğunu, bunun onu çok etkilediğini hep anlattı. Öyle ki bir yemekten ne çıkar ki konusuna kadar indirgendi. sonunda kabul ettim. Kabul ettiğim andan itibaren korku heyecan panik şehvet tahrik olma hep bu duyguları aynı anda yaşadım. Kocamı boynuzlama düşüncesi ama onun bilgisi olması fakat namusumun önemi kafamda karışık hisler yarattı. Bir cumartesi gecesi randevu ayarlandı. Taa avcılarda otoban yanı bir otelde. Bize uzak olması yine de iyiydi.Eşime otele bırakacak ben arayınca beni alacaktı. O cumartesi öğleden sonra hazırlandım. Hatta hazırlandık. Eşim çocuk gibi mutluydu bir çamaşırı giyip çıkarıp ötekini, bir kıyafeti sonra diğerini giydim.Sonunda fazla açık olmayan askılı, eteği diz üstü, toplantı ve düğünlerde giydiğim yeşil elbisemi giydim.

Sade bir makyaj yaptım. Manken değilim ama vucdumu beğenirim. Yüzüm çok guzel olmasa da vucut hatlarım bence guzeldir. Ben hazırlanırken eşim heyecanla izledi, wc de iki kez masturbasyon yaptı. Onu hiç görmemiştim masturbasyon yaparken. Onun o hali bile beni çok heyecanlandırmıştı. Sonunda arabamıza binip otele gittik. Kalbim gümbür gümbür atıyordu. Otelin dış kapısında arabadan indim, eşim telefonumu bekleyceğini söyleyerek arabadan inmeden devam etti. Ben otel merdivenlerinden çıkarken adam kapıda bekliyordu. Beni tanıdı. Belli ki ya tarif edilmiştim ya da içgüdüsü kuvvetliydi. “hoş geldin” dedi otelin kapısında karşıladı, elimi öptü. Uzun boylu, geniş yapılı takım elbiseli temiz traşlı çok özenli bir beydi. Sanırım 40-45 yaşlarındaydı. Yakışıklı diyemem, sert yüz hatları vardı ama oldukça kalıplı yapılıydı. Ben sonuçta 1,58im, eşim 1,69 boyunda. Adam ise 1,80den uzundu. O Kontrast insana farklı bir his veriyor. Otelin lobisinden restaurantına geçtik. Masada sandalyemi tuttu, ben oturana kadar bekledi.Çok kibar çok nazik beyefendiydi gerçekten. Benim ise ellerim bile terliydi heyecandan. Yemeğimizi sipariş ettik, karşılıklı oturduk. Önce kısa konuşmalar, havadan sudan sonra yemek gelince ülkeden,ailelerden konuştuk. Evli olduğumu söyledim, hiç uzatmadı, “çok kişi var bu işi yapan” dedi ” canını sıkmma” dedi. o an diyemedim ben fahişe değilim. Değilim desem ne diyecektim. Eşim pezvnk mi diyecektim. Adam işini anlattı, hayatını anlattı, anladığım kadarıyla çük kültürlü varlıklı biriydi.Hırsları aşırılıkları olan biri değildi. İyi eğitimli aileden varlıklı ama iyi işi olan biriydi.Az gülüyordu ama gülünce çok tatlı oluyordu. O sert yüzü yumuşyordu. O güldükçe ben de rahatlıyordum. 8den 11 e kadar yemek masasında oturduk yedik içtik sohbet ettik alkol almadan çok guzel sohbet ettik. Konuhiç bi zaman sekse gelmedi. Hiç acelesi olmayan sakin biriydi. O anların tadını keyfini çıkardık. Yemek bitince de “dışarı çıkalım ” dedi. Otelin arkasında havuz vardı. Havuz başında masalar. Bir masaya oturduk. Gece çok guzeldi. Su, ışıklar, gökyüzü, yıldızlar. Şarap içelim dedi. Sevmem ama itiraz etmedim. Şarabı seçti. Böyle toprak kokulu,üzüm tadı veren guzel bi kırmızı şaraptı.Ben rahatladıkça şakalaryaptım. Her esprime güldü. O sert bakışlı adam samimi bir arkadaşa dönüştü. saat 1 gibi ışıklar kapanınca havuz kısmının kapandığını anladık. O anlarda aklımda ne eşim vardı, ne sevişme vardı, ne seks vardı. Biraz başımda dönüyordu, şarabın etkisiyle. Işıklar kapanınca adam masadan kalktı hiç bir şey söylemedi ben de kalktım. Elimi tuttu. KOcaman elinin içinde kayboldu elim.Bir elektriklenme oldu o an. İkimizde konuşmadan otele girdik tekrar, asansörü çağırdı.

Okuyucular, o an aklımı toparlayamıyordum, bir çeşit sürüklenme, bir çeşit basiret bağlanması, sakin yarın hiç olmayacak gibi bir şey. Asansörü beklerken adam, duvardaki granitlerle ilgli bir şeyler anlattı. Ama kafam uğulduyordu bir şey anlamadım. Yukarı, odaya çıktık. Havasız geldi bana ortam balkona çıktım. Karanlık balkondan uzaklara gökyüzüne bakarken adam arkamdan sarıldı. Sadece sarıldı, hiç bir özel yerimi ellemedi. Kocaman uzun kaslı kolları vucudumu sardı. Çok ufak tefek kaldım onun yanında. Çok farklı bir his. Sahiplenilmek gibiydi. O an dönüp ben öptüm adamı. Dudaklarından. Kibar bir öpüşmeydi. Dilini ağzıma sokmadı. Dudaklarımı öptü, alt dudağımı emdi. Elbisemin askısını indirdi. Öperken arkadan fermuarımı açtı. Saten yeşil elbisem bacaklarımdan aşağı döküldü. Tam fark edemedim bile iç çamaşırlarımla kaldığımı. Hava soğuktu, balkondaydık ama üşümedim. Adam bana “üşüyeceksin içeri girelim” dedi. İçeri girince kendimi yatağa attım, örtüsünü açmadan. iç çamaşırlarımla sırt üstü yatarak kalakaldım. Nedense aklımdan çekip gitmek hiç geçmedi o an. Namusum şerefim hiç aklıma gelmedi. Çok arzuluda değildim sevişmeye ama heyecanlıydım, biraz da uyuşmuştum. Adam karşımda yavaş yavaş soyundu, çırılçıplak kaldı. Vucudunun iriliği,kaslı sportmen hali gerçekten etkileyiciydi. Tam anlatamıyorum belki ama “bu koca adam benim” diye düşündüm. Cinsel organı vucudna uyumluydu. Kıyas yapmak doğru değil belki ama eşimden uzun boylu geniş vucutlu olduğu için sanırım cinsel organı da daha kalın ve iri duruyordu. Erekte değildi. Bana külodumu çıkartıp bacaklarımı kaldırıp v harfi şeklinde genişçe ikiye açmamı söyledi. Dediğini hemen yaptım. Eliyle kendiyle oynadı, penisi kalktı sertleşti. Ölçü söyleyemem ama eşimle ralarında çok fark vardı penis açısından. Ama şunu da söyleyeyim, penisi değildi heyecanlandıran. Gece boyu yaşananalar, buyuk vucudu beni onun kadını yapmaya hazırlamıştı. Penisi erekte olunca geldi bacaklarımın arasına girdi. Öyle ıslanmışımki, yataktaki akıntım kalçalarıma kadar gelmişti. Hiç elini kullanmadan içime yavaşça girdi. Nasıl anlatayım. Bacaklarımı önce açık tuttuğum için veya balkondan soğuktan içeri girdiğim için, içim soğuktu.

Adamın organı sanki çok sıcak demir çubuk içimde hisettim. Çok ıslaktım ama öyle eşimle olduğu gibi boşluk hissi yoktu. Kızgın bir demir çimi dağlıyordu sanki. Penisini iyice içime ittirip öylece durdu. Gözgözeydik, penisi içimde, öylece durup konuştu. Ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum ama o penis içimde sohbet ettik 4-5 dakika kadar. Eşimin hiç gidemediği kadar derinlerde, ilk kez içimin derinlerine penis değiyordu. Sonrasında yine aynı acelesi olmayan tavırlarıyla beni becerdi. Heralde 5-10 dakika sürdü, tam kasılımaya başlamıştım ki, içimden çıkartıp göbeğime göğsüme boşaldı. Orgazm olmadım ama çok farklı hisler yaşadım. Sonra adam nbalkona çıktı, sigara yaktı. Ben yatakta öylece kaldım, üstüm başım yabancı bi erkeğin dölleriyle ıslak olarak bacaklarım iki yana açık öylece yattım. o an bir daha telafisi olmayacak şekilde namusumu kaybettiğimi anladım. Ağlamaklı oldum. Pişmanlık vardı içimde, ama kafamı toparlayamama halim devam ediyordu. Gece boyu devam etti adam. Komodin önünde sandalye vardı, sandalye üzerinde dört ayak oldum, kollarımı sandalye sırtına koydum, yüzüm aynaya dönük vajinamdan becerdi tekrar. İnsanın kendisini aynaya bakarak becerilmesini izlemesi çok değişik bi duygu. Kasıklarını kalçalarıma vurdukça içimde hareketlenme oldu. Bu kez çok kasıldım, kendime baktıkça yüzümün aldığı şekiller garipleşti. Penisi içimdeyken titrye titrye boşaldım. Akıntım çok oldu. İçimden dizlerime oradan sandalyeye oradan halıya kadar aktı. Ben boşalınca adam durdu, o boşalmadı ama içimden çıkıp yine balkona çıktı sigara yaktı. Bn de yatağa geçtim. Düşünecek halim kalmamıştı. Eşimin beni yaladığında yada masturbasyon yaptığımdaki boşalmadan çok farklıydı. Ensem yüzüm kıpkırmızı olmuş heryerim titreyerek sarsılmıştı. Sanırım uyuya kalmıştım. Kısa süre sonra adam tekrar geldi. Hiç durmuyordu, aslında hoşuma gtmedi onun o hep devam etme isteği ama karşıda koymadım. Yatakta dört ayak oldum bu kez. Okşadı iyice beni. Kalçamdaki ıslaklığı arkama sürdü eliyle. O an anladım anal seks için hazırlandığını. Eşimde istemişti çok kez ama yapmamıştık hiç. “İstemiyorum” dedm adama. O zaman ellerimi çekti, dört ayak olduğum için elllerimi tutup çekince yüzüm yatağa düştü yanağım yatağa yapıştı. Arkamı zorlaya zorlaya biraz girdi. Önce heyecan duyduysamda acıyı dah açok hisettim. Bu kez adam bir ayağını kaldırıp ileri aldı.

Ayağı yüzümün yanına kadar geldi. O zorladıkça ben belimi ileri aldım kaçmaya çalıştım. O ileri geldikçe ayak parmaklarımı yanağımın üstüne kadar çıktı. Ayağıyla yanağıma bastığında kendimi çok aşağılanmış hisettim.Sanırım penisini arkama tamame soktu. Ama ne acı anlatamam. Hiç bir zevki yok. Ben bağırınca çıktı arkamdan. “tamam” dedi zorlamayalım. içimden çıkartırken de acıdı popom. Ağlamaklı oldum. Öptü beni. saçımı okşadı. Kendi oturdu sandalyeye. Beni tutup kucağına oturttu. Penisini içime vajinama soktu. Ama o pozisyonda alışkın olmadığım irilikte penisi taa mideme kadar girdi. Bu da canımı acıttı. Adamın kucağında olduğum için ayaklarım yere değmiyordu. Sadece parmak uçlarımı yere değdirip yukarı atıyordum kendimi, penisin hepsi içimde kalmasın acıtmasın beni diye. O kadar yorucu ki o koca adamın üstünde zıplaya zıplaya içim yana yana becerilmek. Ter çinde kaldım. Terlerimiz birbirine kaldı. Eşimin hayatı boyunca gdemeyeceği yerlerde yabancı bi adamın penisi vardı. Ve ben kutulmak için dakikalarca zıpladım kucağında. Bu durumumu fark etti ki adam hem güldü hem zevk aldı çaresizliğimden. “Dayanamıyacağım” dedim. O zaman kaldırdı beni, kendi kalkmadan başımı eğip penisine yaklaştırdı. Eşimi yalamıştım çok kez. Adamıda yaladım, en azından kurtuluştu benim için. Yüzümü toplarına bastırdı zaman zaman. Bacak arasının kokusu burnumda, kılları yüzümdeydi. Hiç aldırış etmeden çabucak boşaltmak için elimden geleni yaptım. Adam da inleyerek boşaldı. Saçıma yüzüme geldi spremleri, dölleri. Yabancı bi erkeğin kokusu üstüme sinmişti. Teri, spremi, teninin tadı ağzımdaydı. Koşarak banyoda ağzımı çalkaladım.

Döndüğümde yine balkonda sigara içiyordu. Uyuya kalmışım ama hep uyandırdı, yatakta onun için çok hafiftim. Bir sağa bir sola çevire çevire,bazen yavaş bazen sert vura vura üçüncü ve son kez belki 1 saate yakın becerdi. Öyleki sadece oramı değil ruhumu, aklımı, bedenimi, vicdanımı, namusumu becerdi. Büyük penisi hep içimi dağladı. Ama tekrar boşalmadım. Akıntılarım, sıvılarım yatakta göl gibi oldu am aorgazm olmadım. Büyüklüğüne alışamadığımı anladığı için bazen çok girip canımı yaktı, gözlerimi açtığımda beni izlediğini fark ettim canım yanarken. sabah olduğunda da bitti. belki 1-2 saat uyudum, adam uyudumu bilmiyorum. Ama uyanınca duş almak istedim fakat sıcak su yoktu, alamadım. Kendimi çok pis hisettim. adamın herşeyi, kokusu üstümdeydi. Giyindik. Aynı nezaketle “bırakayım mı seni, yoksa alacaklar mı” dedi. Dedim alacaklar. 400 lira verdi. Kondom kullanmasını istemediğim için 100 lira da bahşiş verdi. Parayı alıp almamayı düşündüm. Ama lmasam ne diyecektim. Bunlar kocamın işi demek istemedim. Parayı aldım. Odadan çıktık, çantamdan telefonu çıkardım. ersin altı kez aramış. Duymamışım. Nasıl duyacaktım ki, evrile çevrile becerilirken. Aradım eşimi, yarım saate geldi, aynı merdivenlerden inip arabamıza bindim. Yine aynı sorular ” ee nasıldı, ne yaptınız, hoşuna gitti mi”. Pazar sabahıydı ve hiç halim yoktu. Evet dedim istediğin oldu. Ama eşime boşaldığımı söylemedim, para aldığımı da söylemedim. Arabada başımı yaslayıp koltuğu arkaya alıp uyudum. Sonrasını da sonra anlatırım. Alıntı değil maalesef gerçekti bunlar.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Tecrübelerim- 5

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Tecrübelerim- 5
Sveta’nın bana döneceğim dediği günü iple çekmiştim, yaşadıklarımı anlatmam gerekiyordu. Onun fikirlerine ihtiyacım vardı. Ona kız arkadaşımdan bahsetmeliydim, ona yaşadıklarımı ve bu hızlıca yaşadığım tecrübeyi anlatmam gerekiyordu. Hem sertleşme problemi de yaşamadım, erken boşalmada, hem kız arkadaşta edinmiştim. Her canım istediğinde cinselliğe hazır bir kız arkadaş ya da ben böyle sanıyordum. Kız arkadaş konusunda bana söylediklerini hatırlıyorum, kendini kaptırma, gerçekten seveceğin bir insan karşına çıkacak. Bu kız da beni çeken bir şeyler var ama nedir?
Sveta’dan gelen mesaj beni üzmüştü “dönüşümü iki gün ertelemek zorunda kaldım, iki gün sonra görüşürüz”. Canım çok sıkılmıştı ama yapacak bir şeyim yoktu. Hazırlanıp salona gittim, sporumu yaptım, yeni bir çevrem oluşmuş daha sosyal biri haline gelmiştim. Oradan çıkıp bir satranç klübüne gittim. Yaptığım aktiviteler artmıştı, boş oturma sürem azaldığı için doğal olarakta masturbasyon fikri aklıma gelmiyordu. Bir gün sonra da hem gitar kursuna gitmiştim, hem de ingilizce dil kursuna, bu şekilde her türlü kendime yatırım yapıyordum.
Iki gün geçmişti Sveta gelecekti onu özlemişim hem konuşmamız gerekenleri konuşmalıydık. Ona anlatmalıydım, onun yanına gitmeden önce kitapçıya gitmiştim, içeri girince,
“Ahmetçiğim, kahveyi koymuştum ve seni bekliyordum. Hoş geldin”
“Hoşbuldum Gülsün abla”
“Ahmet nasıl canım?”
“İyiyim abla, teşekkür ederim, sen nasılsın”
“Bende iyiyim canım sabırsızlıkla bana okuyacağın şiirleri merak ediyorum”
“Tamam abla ama bir sorum olacaktı sana”
“Tabi canım, sor”
“Abla sen burda ki kitapların hepsini okudun mu?” hafif bir gülümsedi.
“Hayır Ahmet ama çoğunu okudum”
“Peki bu kadar kitap okumak neden abla?”
“Ahmetçiğim ben bir kaşif, bir vampir, bir fil, bir ceylan, bir dağ veya bir yıldız olabilirim. Kitap okurken, seyahat edip dönüşebilirim. Kitaplar benim binlerce hayat yaşamamı ve her birinden yeni bir şey öğrenmemi sağladı. Düşünsene dünyayı gezebilecek param yok, ama okuduğum kitaplar sayesinde dünyanın dört bir köşesine gidebildim. Kitapta ki karakterleri analiz ettim belki de kendime benzettim. Kitaplar dünyasına girince başka bir dünyanın da var olduğunu anladım. Hem sana söyleyeyim Ahmet, kitaplar sayesinde insanları da tanıdım.”
“Anladım abla, yani kısaca oku diyorsun”
“Evet, oku ablacığım, oku ki öğren, öğren ki üret…” biraz sessizlik oldu, hemen yerinden kalktı, bir şiir kitabı getirdi, sonra bir daha arkasını dönüp gitti, bir müddet sonra elinde kahve fincanlarıyla geri geldi.
“Hadi bakalım, şiir okuma zamanı o güzel sessinle” elime kitabı aldım, bir iki sayfa karıştırdım. Necip Fazıldan, bir şiir geldi önüme okumaya başladım.

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni,
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?

Şiiri bitirdiğimde, Gülsün abla hafif dalmıştı, kendine geldiğinde bana bakarak
“Ah genç dostum, mümkün mü dersin sen şiir okuduğunda dalıp gitmemek. Çok güzel okuyorsun. Lütfen bu yeteneğini geliştir ve devam et lütfen” gülümsedim, aslında içimde bazı duygular kıpırdamıştı, bir yanım kendini beğenmişlik yapmak istiyordu. Sayfaları çevirmeye devam ettim. Önüme güzel bir şiir gelmişti, uzundu ama olsun sonuçta bir efsane yazmıştı, okumadan geçmek olmaz dedim.

Tarifsiz bir sevdada kimliksiz bir sessizliktin
Haykırışlarla çağlarken yüreğim durgun limanımdın
Sen benim adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun
Fırtınalarda yolunu kaybeden gemi misali
Rotasız ve pusulasız kalmışken yüreğim
Ve hoyratça savrulurken bir limandan bir limana
Teslim olmuşken kaderine
Apansız sana rastladım o limanda
Sen benim adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun..
 
Bakmaya kıyamazken gözlerine
Tutmaya cesaret edemezken ellerini.
Ve bütün cümlelerin sustuğu o yerde
Sessiz bir haykırıştı yüreğim
Eşsiz bir mutluluktu yaşadığım
Sen benim adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun.
Son bahar yaprakları dökülürken içimden
Hazanı yasarken bahar kokulu sabahlar da
Yüreğim üşürdü gözlerimden sel olup akan yağmurda
Sırıl sıklam ıslanırken ruhum
Solmuştu bahçemde ki tüm güller
Sen o bahçemdeki açan tek güldün
Sen adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun.
 
Dağ çiçeğim yaban gülüm asi sevdam.
Saçının bir teline bir ömür adadığım
Gözündeki bir damla yaşına şehirleri yaktığım
İsyanım feryadım kavuşulmazım
Sen vazgeçemeyeceğim yasaklım
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.
 
Sen benim yanı başımdaki uzağım
Sen benim uzağımdaki en yakınım
Dokunmam yasak sevmem yasak
Sensiz bu hayatta yaşamak tuzak
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.
Sisli bir gecede ses olup da gel
Bir sonbahar gününde yağmur olup da gel
Soğuk bir kış gününde rüzgar olup da gel
Ilık bir yaz gecesinde düş olup da gel
sen bana yasaklarından sıyrılıp da gel
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.
 
Bir gün gelirde tutarsam ellerini
Bakarsam gözlerine sevgi dolu
Doğarsa sende yeniden bu beden
Ve o gün verirsem şayet son nefesimi
Ölmeden haykırmak isterim son bir kez
Sen adını koyamadığım
sen yaban gülüm sen dağ çiçeğim
sen ruhu revanım sen yaşama sevincim
yasaklım adı bende saklım
senin adın kavuşmak olsun
senin adın
senin adın seviyorum olsun
seviyorum olsun
seni seviyorum, seni seviyorum

Gülsün abla tekrar uzaklara gitmişti, biraz iç çekti, o gözleri gülen kadın sanki hüzünlenmişti. Merak etmiştim doğrusu ama cesaret edemedim, soramadım kendisine neden böyle hüzünlendiğini. Bir müddet sonra kahvelerimiz de bitmek üzereydi Gülsün abla konuşmaya başladı.
“Ahmet hep Türk klasiklerinden mi okuyorsun yoksa farklı kitaplarda okumak ister misin?”
“İsterim tabi, sadece başlangıç için bu kitaplara başladım, Gülsün abla senin önereceğin kitaplarıda okuyabilirim”
“Tamam şöyle yapalım Ahmetçiğim, bir Türk klasiği, bir Felsefe veya psikolojik kitap, bir de bir de Dünya klasiği şeklinde oku hem farklı farklı kitaplar da okumuş olur, farklı yazarlarla da tanışmış olursun”
“Tamam abla”
“En son hangi kitabı okumuştun?”
“Halide Edip Adıvar- Kalp Ağrısı”
“Tamam bu sefer sana Felsefe kitabı vereceğim yaşına da uygun okumalısın, okuduklarını da kendi kafanda sorgulamalısın da, bize verilen hediyeyi düzgün kullanmalıyız”
“Nedir bu hediye, ben hediye almadım” dedim gülerek
“Genç dostum, beynimiz bize verilen bir hediyedir. Bu sefer sana okuman için Jostein Gaarder’in yazdığı Sofie’nin Dünyası adlı eseri vereceğim, değerli bir kitap anlayarak oku, acele ile bitirmeye çalışma” kafamı salladım ve kitapçıdan çıktım.
Hemen Sveta’nın yanına gittim. Kapıyı çaldım, Sveta açtı beni görünce çılgınca sarıldık birbirimize, içeri aldı beni ve öpüştük. “Öğrencimi özlemişim” dedi. İçeri geçtik, mutfakta biraz oturduk, bana bir meyve suyu hazırladı. Kendi kesti ve sıktı,
“Sveta neden bu kadar zahmet ediyorsun ki?”
“Ahmet canım, sen hayatını değişimlere açtın, sağlıklı yaşamakta bunlardan birtanesi, artan teknoloji, ilaçlar ve hızlı üretim hedefleri ile yediklerin ve içdiklerinden hiçbirisi sağlıklı olmuyor. Bu yüzden elinden geldiğince Taze sıkılmış veya topraktan gelen sebze yemeklerini tercih et”
“Tamam canım”
“Söyle bakalım ben yokken neler yaptın”
“Dediğin gibi başladım, kitap okuyorum üstümdeki stressi aldığını hisettim. Bunu zaten biliyorsun. Satranç klübüne gidiyorum sürekli bir de yabancı dil kursuna başladım. İngilizce öğreniyorum, bunla ilgili de hedefler koydum, bir yıl sonra ispanyolcaya başlayacağım. Spora yazıldım, orada da güzel stres atıyorum ve gitara başladım.”
“Süpersin bebeğim, o zaman şimdi senin performansında artmıştır.”
“Evet, hatta sevgilim var. Hatta ilk buluşmadan bana sakso yaptı”
“İlk buluşmadan mı? Gerçekten mi?” diye sordu şaşırarak. Evet diyince biraz sessizlik oldu.
“Neden şaşırıyorum ki, bu dünya da hiç bir şey imkansız değil, hele ki konu cinsellik olunca, biliyor musun Ahmet Mısır firavunları öz kardeşleriyle evlenirlerdi. Birlikte çocuk yaparlardı. Gerçi onlar için haklı sebebleri vardı. Sonuçta firavun soyu dağılmamalı.”
“Bir de bana anlattıkları, yaşadıklarından bahsetti.”
“Aslında bazı durumlar vardır ki Ahmet, bunlar çevreseldir. Bu kızın çocukluğunda kimi örnek aldığı da önemli, bence etrafında büyürken bulunan bir kız veya kadın onu örnek alıyordu. Bu kişi de muhtemelen cinsel arzular hep fazlaydı. Örnek aldığı kişinin bu huyu ona geçmiştir. Tam olarak ne olduğunu anlamamız için zamana bırakmamız gerekmektedir.” kafamı salladım. Elimden tuttu, beni özlemedin mi diye sordu. Özledim dedim. Beni alıp yatak odasına götürdü, “Hadi bakalım beni tahrik et” dedi. Bir an ne yapacağımı şaşırmıştım.
“Nasıl yani”
“Ne nasıl, beni tahrik et”
“Dans mı edeyim?”
“Sence öyle tahrik olur muyum?”
“Bilmem bunu daha önce hiç yapmadım”
“Tamam gel yatağa otur ve beni okşa yavaş yavaş bacaklarımı okşa, oradan boynumu önce elinle okşa sonra dudaklarınıda kullan” dediklerini yaptım, bir elimle saçlarını okşarken dudaklarımı kullanarak boynunu emiyor, yalıyordum. Beni bir hamle yatağa sırtüstü yatırdı üstüme çıktı. Zamanla öğreneceksin canım tecrübeleneceksin dedi. Beni soydu ve kendide soyundu. Üstüne oturdu. Yavaş hareketlerle oturup kalkıyordu, yüzüme bakıp gülümsüyordu, üstümden kalktı, yatağa yüzüstü yattı. Üstüne bu sefer ben çıktım ve arkadan amına soktum. Pompalıyordum ama sert hareketlerle değil, bu sefer kendimi aşmıştım bunu hisedebiliyordum. Bana hızlan dedi. Artık daha hızlı pompalıyordum, içine boşalmıştım. Olduğum yere yığıldım Sveta duş almaya gitti.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Canim baldizim

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Canim baldizim

Size gecen sene Türkiyede,izinde yasadigim macerayi yazmak
istiyorum.Izine gittigimizde,akrabalarimizi dolasip,her yerde
itiraz üzerine bir kac gün misafir kaliyorduk.Gelmemize bir kac
gün kala,baldizim bizi davet etti ve godecegimiz gün,kocasi
bizi Havalimanina götürecekti.Yani anliyacaginiz,geriye kalan 3
günümüzü baldizimda gecirecektik.Kocasi calistigi icin,ben
sabahtan aksama kadar karim ve baldizimla yanliz
kaliyordum.Son günümüzde,karim biraz alis veris yapmak icin
disari cikti ve ben baldizimla yanliz kaldik.Hava cok sicak
oldugu icin,ben bir dus almak icin banyoya girdim ve kapiyida
kilitlemedim.Zaten baldizimla bir gizlimiz,saklimiz yok cünkü
bildiginiz gibi onunlada sikistim ama bu yaz tatilinde firsat
bulamamistim.Hicte onu sikmek aklimda yoktu zaten.
Neyse ben banyoya girdim ve dus almaya basladim.Bir kac
dakika sonra baldizim,sanki kari kocaymisiz gibi, kucaginda
camasirlarla iceri girdi ve Camasirmakinasina camasirlari
doldurmaya baslad! i.Ben biraz cekindim ama is isten
gecmisti,zaten birbirimizi ciplak olarak görmüstük ve ben
dusuma devam ettim.Camasirlari makinaya attiktan
sonra,dusun hemen yaninda olan klozetin kapaginin üstüne
oturdu ve benimle dertleşmeye başladı. Ben hem yikaniyor
hemde onunla sohbet ediyordum.( )Beni dus alirken seyretmesi
cok hosuma gitti,ve birden benim ufaklik büyümeye
basladi.Bunu gören baldizim, “Ooo eniste,seninki uyaniyor
galiba” “Ne yapsin zavalli,kac gündür ablan bana
vermiyor,ufak bir rüzgarda ayaklaniyor namussuz”dedigimde
bana güldü ve elini sikime dogru uzatti. “istersen caresine
bakayim,ne dersin?Hem seni bu vaziyette birakmak günahtir”
deyip,benim sikimi eline alip oksamaya basladi.Ben bundan
cok zevk aliyordum ve ona dogrz dönüp,sikimi onun hizasina
getirdimki,daha rahat 31 ceksin diye.Sikim baldizimin elinde
kazik gibi olmustu ve neredeyse patliyacaktim. “Dur,yavas
yap,yoksa eline bosalicam”dedim “Sikine sahip ol,elime
bosalma,senin tadini unuttum ve bugün tekrar almak
istiyorum”dedi ve sikimi elinle agzina dogru götürüp icine
aldi.Yavas yavas yaliyordu ve gelmemem icin kisa ara veriyor
ve sonra tekrar emiyordu.Orospu,bir sene icinde kocasindan
bayagi birseyler ögrenmisti.Birden agzindan cikardi,ayagi
kalkti.Üzerinde yaz oldugu icin ince basma bir etegi
vardi.Arkasini bana dönerek etegini kaldirdi ve o güzel götünü
bana dogru cevirdi.Ben hala küvetin icinde,o ise küvetin
önünde bana götünü sergiliyordu. “Hadi eniste,senin sikin
bosalmadan bir kac sefer bana gecir,cok istiyorum sikini,hangi
delikten giris yapmak istiyorsan yap,yeterki icime gir”dedi.Ben
bunu duyunca hemen elleirimle kicini bana dogru cektim ve
sikimi amina yerlestirdim.Ben ciril ciplak,baldiz giyinik ve
saadece etegi yukari cekilmis halde sikisiyorduk.Zaten ben
bosalmak üzereydim,bir kac amina vurduktan sonra, “Hadi
sikimi simdi agzina al ve tadina bak bakalim”diyerek,sikimi
amindan cikardim.Baldiz bana dogru döndü,öne dogru eyilerek
sikimi agzinin derinliklerine aldi ve emmeye basladi. Hem
emiyor ve ehmde o güzel siyah zeytin gözlerinle bana
bakiyordu.Ben saclarindan tutup baldizimi agzindan sikmeye
basladim.Cok gecmeden,sikim tam girtlagina dayanmis sekilde
agzina bosaldim ve hic gözünü benim gözümden
ayirmadan,yutmaya basladi.Bir kac zamandir sikismedigim
icin,bayagi sperma toplanmisti tasaklarimda,sanki bosaldikca
bosaliyordum baldizimda hic itiraz etmeden ve agzinin
kenarindan bir damla cikarmadan,zevkle yutuyordu.Zaten beni
mahveden bakislariydi.Erkekler bilr nasil bir zevk
oldugunu.Hem yutuyor hemde hic gözünü kirpmadan
gözlerimin icine bakiyordu.Bosalmam bittikten sonra,yavas
yavas agzindan cikardi ve sikimi güzelcene yalayip temizledi.
“Eniste,seni cok özlemisim ve bir dahaki sikisimizi dört gözle
bekliyecegim”diyerek,spermli agzina agzima dayadi ve uzun bir
öpücük kondurdu.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

sözlük kızı kübra

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

sözlük kızı kübra

geçen sene bu zamanlar yeni mezun olmuş ve kaldığım öğrenci memleketinde son günlerimi geçirirken internet sözlüklüerinden kız düşürmeye çalışıyordum ki hedefime ulaşmam çok uzun sürmedi. kübra 19 yaşında kız meslek lisesinden yeni mezun olmuş azgın ve aptal esmer bir yosmaydı. benim gibi 25 yaşındaki bir adamın evine tanımadan gelmeyi kabul etmesi çok sürmemişti. bi süredir kimseyle birlikte olmadığım için ben de azgındım. geleceği sabah evden erken çıkmış seks arasında atıştırmak için bir şeyler almıştım. eve dönerken minibüsten yeni indiğini gördüğüm kübraya telefonla evi tarif edip apartman kapısında beklemeye başladım. her adım atışında yarağımın şortumun içinde kabarıp fermuara beni buradan çıkar abi dercesine baskı yaptığını hissediyordum. bir kadın güzel olmasa da sevişmeye hevesli halde size yaklaşması kadar çok az seksi şey var dünyada. ki kübra henüz kadın bile değil benim onun erkeği olmamı bekleyen bir tazeydi. güleryüzle tanıştıktan sonra apartmana girip asansöre bindik. elimdeki poşeti yere bıraktıktan sonra usulca birbirimize sarıldık.biraz sabah biraz toyluk çokça heyecan kokuyordu saçları. eve girdik . odama gidip yarağıma şort içinde daha usturuplu bir pozisyon verdim. odadan çıkar çıkmaz da kübrayla tekrar usulca sarıldık. ama artık 2mizden birinin yaramazlaşması gerekiyordu. elimi götüne indirdim ve siyah kot pantolonu üzerinden sıktım. ve herşey su gibi akmaya başladı. eğildi şortumu indirdi boxerımı araladı ve sikimi tuttu.yeni gelinin yarak tuttuğu gibi tutmak böyle bir şeydi. ben de onun yeşil gömleğinin düğmelerini çözmeye başladım. mor südyeni meydana çıkmaya başladı. esmer tene en çok yakışan südyen rengi benim için mordu. ve bu taze yosma bunu benim için giymişti. o anda elindeki sikimin anlık kabarmasını çokça hissettiğinden emindim. kübrayı koltuğa oturtup pantolonunu çıkarttım. külodunun üstünden etli amını okşadım. külodu böyle ıslaksa amının içini düşünemiyordum. çok da düşünmedim zaten südyenini çıkarıp memelerini mıncırdım. o koltukta otururken ayağa kalkıp yarağımı memelerinin arasına saldım. ordan da ağzının içine verdim. yaz günü sikimi serinletmenin en sevdiğim yolu budur. 19 yaşında bi yosmanın ağzına vermek…bir yandan sikimi emip bir yandan taşaklarımı okşuyordu. koltuğa yığdım onu. külodunu dişlerimle tutup ayaklarını kaldırdıktan sonra öylece çıkardım. heyecandan azdığı belli oluyordu. üstüne çullandım. kızgın amına temas eden ıslak sikimden çıkan cos sesini ve yanık kokuusnu duymak çok zor değildi. yarağımla fırçaladım amını. amını fırçalaya fırçalaya beyazlatacağım birazdan orospum dedim . gülümsemeye çalıştı ama daha çok sikeceğine espri yapıyorsun der gibiydi. yalamaya başladım amını. kızlık zarı intakt halde beni bekliyordu. yarağımı hizalayıp ellerini başını üzerinde birleştirerek çok da yavaş olmayacak şekilde girmeye başladım. inledi. küçük bir çığlık attı. etrafı hafif bir kan kokusu ve sikimi ağır bir ıslaklık sardı. taze yosmam kadınım olmuştu. abandım. 1.2..3…4… defa değil çok defa abandım…amını şapırdatarak sikiyordum onu. erkeği bendim artık.kanlı sikimi kübranın ağzına verip oraya boşaldım. çılgın bir zevk günü bizi bekliyordu…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

GÖTTEN VERMEYEN KARIMIN SÜRPRİZİ

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

GÖTTEN VERMEYEN KARIMIN SÜRPRİZİ
Herkese selamlar. (Karımla evlenmeden önce tüm kız arkadaşlarımı götlerinden sikmiş, çoğunu ilk milli ben yapmıştım. Bunları evlenmeden önce karıma anlattığım için, bendeki bu göt sikme arzusunu bilir. Ama karımla hiç götünden ilişkiye girmemiştim, nezaman karımı götten sikmek istesem, sürekli hayır diyordu. Karımı çok sevdiğim için de, evlendikten sonra onu hiç aldatmadım).

Adım Hakan, 28 yaşındayım. Karım Nalan ise 26 yaşında. İkimiz de sportif vücutlu olmakla beraber, karım tam bir afettir. Karım 90-62-92 ölçülerinde, 1.70 boyunda. Benim boyum da 1.80, karım topuklu ayakkabı giydiği zaman aynı boylara geliyoruz ve o müthiş kalçaları meydana çıkıyor. Karımla pørnø izlemeyi çok severiz. Film izlerken karım hep sikimle oynar, ağzı ile boşaltmadan da bırakmaz. Yine böyle birgün film izlerken, karım, “Adama bak, çok şanslıymış!” dedi. “Neden?” diye sorduğumda, “Baksana adam karının birini sikerken, diğer karı da adamın taşaklarını yalıyor!” dedi. “Evet öyle!” dedim. Daha sonra adam kadının götünü sikerken, diğer kadın da götü sikilen kadının amını yalamaya başladığı anda, bu sefer ben, “Kadın da çok şanslı!” dedim. Karım ağzından yarrağımı çıkartıp, “Neden?” dedi. “Baksana!” dedim. Karım baktı, “Evet, gerçekten şanslıymş!” dedi. Biraz baktı ve “O adamın yerinde olmak istermiydin? Yani iki kadınla?” dedi. “Evet! Özellikle bu poziyonda olmayı çok isterdim!” dedim.

Karım, “Aşkım biliyorum, götümden sikmek istiyorsun, ama olmaz!” dedi ve sikimi daha hızlı bir şekilde ağzına alarak boşalttı. Karımı hiç götünden sikmemiştim, ama karım da bundan dolayı tam bir seks makinesi idi. Sigaralarımız yakıp, filmin kalanı izlerken, bu sefer ben karımın amını okşuyordum. Karım bir süre sonra, “Aşkım gerçekten aynı anda iki kadınla beraber olmak ister misin?” dedi. Ben de kızmayacağını bildiğim için doğruyu söyledim, “Evet aşkım, isterim! Filmdeki gibi bir pozisyonda bir götü sikmek isterdim. Peki, sen aynı anda iki erkek ister misin?” dediğimde, taşaklarımı öyle bir sıktı ki, benim yarrak tekrar dikti kafasını. Kulağıma yaklaşarak, kulak mememi emdi ve “Hayır aşkım, seninkinden başka yarak istemiyorum!” dedi. Bu beni dahada azdırdı, dudaklarımız birleşti ve delirmiş gibi öpüşürken, ben aynı zamanda karımın amını okşuyordum. Ben de karımı boşlatmıştım, artık zevkten kasılmaları hat safhaya çıkmıştı…

Sonra ayağa kalktı, önümde sırtı bana dönük kucağıma oturdu, sikimi eline aldı, kafasını tükürükledi ve göt deliğine sürtmeye başladı. O kadar heyacanlandım ki, o an boşalacağım sandım. “Aşkım yoksa götünden sikecekmiyim artık?” dedim. Yüzünü bana doğru çevirip, sexy bir şekilde gülümseyerek, “Belki evet, belki de hayır!” dedi. Ben karımı hiçbirşeye zorlamadığım için bunda da bekledim. Karım ilk önce sikimin üstüne yavaş yavaş oturdu. Benim yarrağın ucu tam göt deliğini zorlarken, bir anda çekip amına soktu ve suları akan amıyla yarağıma git yapmaya başladı. Yine hüsrana uğramıştım, ama karıma belli etmeden amını sert bir şekilde sikiyordum. Karım, “Sok aşkım, sonuna kadar sok!” derken, kendi göğüslerini okşuyordu. Ben de ona onu nekadar sevdiğimi söyleyerek zevke getiriyordum. Bir süre böyle sikiştik, sonra karımı koltuğa dolmatıp bu sefer aynısını ben ona yaptım, götünün deliğine fırçalayarak biraz bastırdım ve sonra hemen amına soktum ve amını sikmeye başladım. Bir müddet sonra, “Geliyorum aşkım!” dediğimde, önümde hemen diz çökerek ağzına aldı ve eliyle boşaltarak hepsini yuttu. Eliyle sikimi oynarken aşağıdan bana bakarak, “Sana bir gün göt siktireceğim!” dedi ve sikime bir öpücük kondurarak, “Üzülme ufaklık, bir gün göt sikeceksin!” dedi. Duşlarımız alıp yattık.

Ertesi gün ben işe gidince, beklenmedik bir şekilde, 2 günlüğüne Ankaraya gönderileceğimi öğrendim. Hemen gitmem gerekiyormuş, uçak biletim falan hazırlanmış. Havaalanına giderken karıma haber verdiğimde çok üzüldü. Ben de, iki günün geçmesini iple çekeceğimi, gelince onu çok pis bir şekilde sikeceğimi söyledim. Karım da döndüğümde havaalanında karşılayacağını söyledi.

Ankaradaki işleri halletim, 2 gün bitmişti. Akşam uçakla geri döndüğümde karımın havalimanında olmadığını gördüm. Cepten aradığımda, bana, “Aşkım, seni Leyla alacak. Onu akşam yemeğine davet ettim, yolunun üzerinde olduğu için, gelirken seni de havaalanından almasını söyledim!” dedi. “Tamam.” diyerek kapattım. (Leyla karımın işyerinden bir arkadaşı). Çok geçmeden Leyla arabası ile geldi. Bu arada Leyla da karımdan aşağı kalır bir kadın değildi ve kalçaları müthiş yuvarlaklıkta, taş gibi bir hatun. Leyla arabadan inince, süper bir mini etek, üstünde göğüs dekolteli bir ceket vardı. Leyla’yı hiç böyle görmemiştim, tam bir afetti. Benim yarak çoktan hareketlenmişti bile. Selam verip, yanaktan öpüşünce, parfümü başımı döndürdü. Bir an önce eve gidip karımı sikmem gerektiğini anladım, ama karıma içten içe kızıyordum, akşam yemeğine Leyla’yı davet ettiği için…

Yolda sikim kazık gibi olmuştu, çünkü Leyla araba kullanırken eteği iyice sıyrılmış, resmen tangası gözüküyordu. Leyla 1 sene önce boşandığı için, geceleri çok rahat gezen, tam bir açık kapı idi. Karımın bu kadınla arkadaşlığını pek istemesem de, bir zararı yoktu. Yolda havadan sudan konuşmak için çeşitli şeyler söylerken, birden bana, “Nalan seni çok özlemiş, bugün dikkat et kendine!” diyerek göz kırptı. Bir an ter bastı beni, “Nasıl yani?” dedim. Aklımdan da acaba karım sikişmelerimizi mi anlatıyor Leyla’ya diye düşünceler geçiyordu. “Nalan işyerinde bütün gün senden bahsetti, seni ne kadar özlediğini, ne kadar sevdiğini falan anlattı. Hatta sana bugün bir sürprizi varmış!” dedi ve hemen sonra direksiyona vurdu, “Tüh yaa, bunu söylemeyecektim!” dedi. Ama ben onu dinlemiyordum artık, karım bana bugün kesin götünden verecek diye sevinirken, “Ya Hakan, sakın karına belli etme, şaşırmış gibi yap, yoksa öldürür beni!” dedi. “Tamam, tamam!” dedim…

Nihayet geldik. Arabadan indik. Asansörün kapısı açıldı, tam binecekken aniden geri kapandı ve Leyla da önümde birden durunca, ister istemez ben de ona arkadan yapıştım. Ama tek sorun bu değildi, arabada kazık gibi olan sikim kumaş pantolonda rahat olduğu için, direk Leyla’nın kalçalarının arasına dayandı. “Pardon!” diyerek hemen geri çekildim. Leyla da, “Hakan herhalde sen de karını çok özledin!” diyerek takıldı. “Evet!” dedim. “Yoksa Nalanın sürprizi mi seni heyacanlandırdı?” derken, merdivenleri yürüyerek çıkmış ve kata gelmiştik. Zile bastım, karım kapıyı açtı, beni öpüp hoşgeldin dedikten sonra, Leyla’ya hoşgeldin muhabbeti yaparken ben odama gittim, duşa girmek için soyunmaya başladım. Karım da bu arada Leyla’yı salona almış, sonra da benim yanıma geldi. Kalkık olan sikimi görünce, “Aşkım, ne olmuş buna böyle?” diyerek boynuma sarıldı. “Sorma, bir yandan senin özlemin, bir yandan Leyla!” dedim. Karım güldü, “Yine mini giymiş haspa! Aşkım hemen duşunu al yemeğe çıkacağız!” dedi. “Hayatım çıkmasak da, sen Leyla’yı yollasan, sonra ben seni güzel bir siksem?” dedim. “O kadar sabırsızlanma kocacığım, bugün özel bir gün!” dedi. Ben de sürprizden haberim yokmuş gibi, “Nesi özelmiş?” dedim. “Özel, özel!” diyerek geçiştirdi.

Duş boyunca aklım Leyla’nın kalçalarında idi, keşke karımın sürprizi Leyla olsa da, götünü parçalasam diye hayıflanıyordum. Duştan çıkınca, karım bizim odada giyinmiş hazır bekliyordu. Ama ne giyinme! Karım da süper bir mini giymiş, üstte de sırt ve göğüs dekoltesi olan bir kıyafet! “İçinde sütyen yok mu?” dediğimde, “Var, ama silikon, sadece göğüs ucunu örtenlerden!” dedi. Dayanacak halim kalmamıştı, hemen oracıkta karımı yatırıp sikecektim. Ama Leyla, “Hazır mısınız? Çıkıyormuyuz?” diye seslenince, Leyla’nın da evde olduğu aklıma geldi. Ben de hemen giyindim ve çıktık…

Krımın önceden yer ayırttığı Lara da lüks bir restoranda güzel bir akşam yemeği yedik. Ardından Leyla’nın ısrarı ile bir gece kulübüne gittik. Daha sonradan öğrendim ki, gece kulübüne gitmeyi asıl isteyen karımmış, ama Leyla’yı kıramam diye ona söyletmiş. Kulüpte üçümüz birlikte biraz içip, biraz kalkıp dans ettikten sonra ben oturdum. Karım ve Leyla sanki iki sevgili gibi, birbirlerini okşayıp dans ediyorlardı. Bir ara kendi kendime (Ne oluyor ulan, bunların arasında lezbiyen ilişki mi var yoksa?) diye düşündüm. Ama hemen sonra karımın benimle nekadar ateşli sikiştiği aklıma gelince, saçmaladığımı düşündüm. Bu esnada iki erkeğin karımın yanına yaklaşması üzerine, karım bana kaş göz ile, (Adamları def et!) işaretini yaptı. Ben de kulübün güvenliğine söyledim. Güvenlikçiler müdahale ettiler ve adamlar anında pistten kaybolmuştu. Biraz eğlenip, biraz daha alkol aldıktan sonra, ben iyice rahatlamış, tedirginliğim gitmişti. Karım bir tarafımda, Leyla diğer tarafımda oturuyor, nereye baksam bir çift bacak ve yuvarlak göğüsler ile enfes bir gerdan görüyordum. Leyla kafası çakır olduğu için çok rahat hareket ediyor, eli kolu rahat durmuyordu. Ara sıra elini indirince sikime dokunuyor, bazen de arkamızdaki nişten selpak almak için koltukta yükselince göğüsleri suratımın hizasına geliyordu…

Çıldırmak üzereydim, bir an önce eve gidip karımı sikmek istiyordum, “Artık kalkalım!” diyerek ayaklandım. Onlar da mırın kırın ederek kalktılar. Kapıya yürürken Leyla öyle bir kıvırtıyordu ki, siki kalkamayan erkek olamazdı. Valeden arabayı istedim. Araba geldi. Vale karıma ön kapıyı açtığında, karım, “Ben arkaya oturacağım!” diyerek arkaya bindi. Leyla da öne oturdu. Ben de valeye bahşiş verek arabaya bindim, yola çıktık. Önce Leyla’yı evine bırakacatık. Yolda giderken Leyla karıma sataşıp şakalaşıyordu. Bir ara koltukta ters durup arkaya uzandı. Eteği zaten miniydi ve sürekli toplanıyordu, birde uzanınca tabak gibi götü ortaya çıktı. Tangasının ipi bir çizgi gibi duruyor, göt deliğini zar zor kapatırken bir kısmı da amının içine kaçmış, amının dudakları şişmiş gözküyordu. Leyla’nın sırtına dürtüp, “Otur kızım yerine, aniden fren yapmam gerekirse camdan fırlarsın!” dedim. Ama Leyla’nın umurunda değildi, pozisyonunu bozmadan karımla şakalaşmaya devam etti. Elimi sırtından çekmemiştim, Leyla karıma doğru biraz daha uzanınca elim kaydı, şimdi elim resmen götünde idi. Eteğininin belinden tutup çekeyim de otursun derken, tangasının ipi takıldı elime ve çekince de koptu…

Hemen elimi çektim. İçimden şimdi bağırıp çağıracak diye düşünürken, Leyla o kafayla tangasının koptuğunu farketmemişti, karıma sataşmaya devam ediyordu. Dikiz aynasından baktığımda, artık Leyla’nın götünün deliği ve amı tamamen gözüküyordu. Götünün deliği sımsıkı duruyordu, galiba götten hiç yarak yememişti. Bu arada benim de sikim kazık gibi olmuştu. Arabayı sağa çektim, Leyla’ya tekrardan, “Otur kızım yerine!” diyerek düzgün oturmasını sağladım. Ama bu seferde göğüsleri meydanda idi. Leyla yaramaz çocuklar gibi bana dilini çıkardı, suratını buruşturdu. Apartmanın önüne gelince arabadan indi, ama kafası o kadar güzeldi ki, apartmanın girişine kadar zor yürüdü. Başına bir şey gelmesin diye, mecburen biz de indik, evine kadar çıkardık…

Ben bir an önce eve gidip, karımı sikmek için yanıyordum. Ama Leyla tutturdu, “Birşeyler ikram etmeden yollamam!” dedi. Uzatmadan girdik içeri. Leyla viski koydu getirdi üçümüze de. Ben bir dikişte içtim ve karıma, “Hadi gidelim!” dedim. Karım da, “Hemen kalkıp gitmek olmaz aşkım, sabret, sana güzel bir sürprizim var!” dedi. “Ben de işte o yüzden hadi kalk gidelim diyorum!” dedim. O esnada Leyla yırtılan tangasını farketti ve karıma, “Kız yanından hiç ayrıldım mı?” dedi. Karım, “Yoook!” deyince, “Alla alla, nasıl kopmuş bu?” dedi. Karım, “Bilmem?” diyerek bana viski doldurmaya gitti. Leyla ise çıkardı tangasını, fırlattı attı. Tangasını çıkarırken bana resmen am şowu yapmıştı. Karım görmemişti. Karım bana viski getirdiğinde, Leyla güzel bir müzik açmış, sexy bir şekilde dans ediyordu. Müzik tanıdık geliyordu ama çıkaramadım…

Sonra karım da kalktı, Leyla’ya eşlik etti. Yine o sexy dansını yapıyordu. Normalde karım böyle sadece benle dans ederdi, o da bana striptiz yaparken. Hakimiyetin onda olduğu bir danstı, ellememi istediği yerlerini elletirirdi bana bu dansla. Şimdi ise Leyla’yı kullanıyordu dans ederken. Sikim kalkmıştı, istem dışı elim sikime gitti, pantolonumun üstünden sıvazlamaya başladım. Bir ara karımla gözgöze geldim, sikimi sıvazlarken görünce bana, “Aşkım eve kadar dayanamadın mı?” dedi. Dondum kaldım. Leyla da lafa girdi, “Kızım senin herif bu azgınlıkla fena dağıtır bugün bizi!” dedi. Leyla’nın sesindeki şarhoşluk gitmiş, gayet canlı bir ton gelmişti. Ben Leyla’nın kullandığı ‘Bizi’ kelimesini duyunca, ne oluyoruz gibisinden karıma baktım. Karım ise Leyla’nın arkasını bana döndürerek domalttı ve minisini yukarı çekti. Leyla’nın yine götü ve amı kabak gibi karşımda idi…

Leyla’nın götünün yanaklarını ayırıp, “Kocacığım bugün iki karın olacak, hem de Leyla’yı götten sikeceksin!” deyip, Leyla’yı doğrulttu ve öpüşmeye başladılar. Karım tam bir lezbiyen gibi, resmen Leyla ile sevişiyordu. Sonra karım Leyla’nın yüzünü bana döndürerek arkasına geçti, Leyla’nın amını ve göğüslerini okşarken, Leyla’ya, “Bak kızım yeni kocan! Ama baştan söyleyim, pis siker, her soktuğunda sikini hissedersin ve dibine kadar sokması için yalvarırsın!” diyerek azdırıyordu. Leyla da elini arkaya atmış, karımın amıyla oynarken, “Benim yediğim yarrağın çeşidi boldur kızım, ama sen dibine kadar çok almamışın herhalde, amın halen dar, yoksa bu adama ayda yılda bir mi veriyorsun?” diyerek karımı kızdırmaya çalışıyordu. Artık ikisi de tamamen kendinden geçmiş, beni unutmuşlardı. Leyla çırılçıplak, karım ise sadece tangası ile kamıştı. İkisinde de topuklular halen duruyor ve kalçaları mükemmel gözüküyordu…

Leyla karımın önünde diz çökerek, karımın tangasını da çıkardı ve amını yalamaya başladı. O esnada karım göğüslerini okşayarak, bana, “Amımın bir kadın tarafından yalanmasını görmeyi çok istiyordun, değil mi kocacığım?” dedi. Ben de “Evet!” derken, sikimi çıkarmış sıvazlıyordum. O sırada Leyla bana baktı ve “Ne kadar ayıp! Burda iki tane azgın karı varken sen orda 31 çek!” dedi, karımın amını yalamayı bıraktı ve bu sefer benim sikimi yalamaya başladı. Leyla karımın önünde domalmış sikimi yalarken, karım da hemen Leyla’nın amını götünü yalamaya başladı. Leyla’dan inleme sesleri çıkıyordu ağzı dolu olmasına rağmen. Karım dilini Leyla’nın götünün deliğine sokmaya çalışırken, ben de kafasını tutmuş, sikimi ağzına sonuna kadar sokmaya çalışıyordum. Ancak dibine kadar ağzına alamadı, nefessiz kalınca kafasını bastırmayı bıraktım. Leyla da hemen sikimi ağzından çıkarıp, derin bir nefes aldı ve “Oha lan orospu çocuğu! Ciğerime kadar soktun yetmedi mi? Dudaklarım yırtılacak sandım!” dedi.

Küfür etmesi hoşuma gitmişti, ben de ona, “Orospu, hani her çeşit yarak yemiştin, ne oldu? Daha ağzına alamıyorsun, birazdan götüne girerken ne yapacaksın?” dedim. Karım o esnada Leyla’nın amını yalamayı bırakıp geldi, sikimi ağzına aldı ve (sanki Leyla’ya bak sakso böyle çekilir der gibi) sonuna kadar ağzına soktu. Leyla da, “Oha, şuna bak, orospu resmen yuttu yarağı! Bir de bana orospu derler!” dedi. Ben de, “Evet karım senden daha orospu, ama sikicisi bir tane, senin gibi değil!” dedim. Leyla, “Benim de senin gibi azgın bir kocam olsa, benim de tek sikicim olurdu!” dedi ve dudaklarıma yapışarak deliler gibi öptü. Bir yandan ısırıyor, bir yandan somuruyor, boynumu göğüslerimi yalıyordu. Ben de elimi amına attım, amıyla oynuyordum. Karım ise halen bana sakso çekiyordu. O anın zevkini hiçbir şeye değişmem…

Artık dayanacak halim kalmamıştı, 2 günün abazalığı da vardı, boşalmak üzereydim. “Geliyorum!” dediğim an Leyla kucağımdan indi ve karıma, “Çekil orospu, sen çok yemişindir bu dölden, bırak bana!” diyerek, karımdan yarağı alıp başladı sakso çekmeye. Sadece yarısına kadar alabildiği için, karım da taşaklarımı ve sikimin geri kalanını yalıyordu. Taşaklarımın yalanması ile Leyla’nın ağzına patladım. Leyla ağzından hiç çıkarmadan döllerimi yutmaya başladı. Ama benim boşalmam bitmediği ve döllerin hızına yetişemediği için, ağzı doldu ve dudaklarından döllerim taştı. Karım hemen bala konan arı gibi Leyla’nın ağzından taşanları yalamaya koyuldu, bir yandan da eli taşaklarımda, sıktırarak daha çok boşalmamı sağlıyordu. Tamamen boşalınca, ikisi birden yarrağımı yalayarak temizlediler. Sonra birbilerinin yüzlerinde ve dudaklarındaki dölleri yalayıp temizlediler. Sonra da üçümüz duşa gidip temizlenik, belimizde havlularla odaya geri geldik…

Ben ortada oturuyordum, sağda karım, solda Leyla, ikisi de göğsüme yaslanıp öpücükler konduruyor, arada öpüşüyor, birbirlerini okşuyorlardı. Benim sikim yine uyanmış, havlunun altında dikleşiyordu. İlk gören Leyla oldu ve “Oooo Hakan, aslanı uyandırıyorsn yine!” dedi. “Ne yapayım kızım, iki azgın orospu daha amından götünden sikilmemiş, durmak olur mu?” dedim. O sırada karım çoktan elini sikime atmış sıvazlıyordu. Biraz sakso çekerek, bana, “Şimdi izle!” dedi ve kalktı. Leyla’yı da kaldırıp, ayakta biribirlerini öpüp yalamaya başladılar. Az sonra yere yatarak 69 oldular ve amlarını yalamaya başladılar. İkisi de deli gibi çığlık atıyordu. Araya ben de girdim, karımın ağzına verdim yarağı, başladım Leya’nın amını götünü yalamaya. Leyla ben yaladıkça daha bir yüksek çığlık atmaya başladı. Arada götüne parmağımla bastırdıkça resmen böğürüyordu. Sonra karım sırtüstü uzandı, Leyla da önümde domalarak karımın amını yalamaya başladı. Ben de Leyla’nın götünü biraz daha yaladıkdan sonra bıraktım, amını parmaklayarak bir kez boşaltmıştım zaten…

Karım, “Hadi kocacığım, sik şu orospuyu götünden, ben de suratındaki acıyı izleyeceğim!” dedi. Leyla kafasını karımın amından kaldırarak, “Kızım bu götü siktirmek ne zamandır aklımda idi, sadece yabancıya gitmesin diye bekledim! Sen asıl aldığım zevki görünce neler kaçırdığını anlayacaksın!” dedi. Ben de ona katılarak, “O konuda Leyla haklı aşkım! İlk acıdan sonra gelecek zevk dalgasını izle!” dedim. Leyla kafasını çevirip, “Ne acısı?” dediği anda, zaten benim sikimin kafası Leyla’nın götünün içinde idi ve Leyla çığlığı bastı. Karım bir yandan gülerek Leyla’nın kafasını amına bastırdı, “Bağırma orospu, tüm apartmanı başımıza toplayacaksın!” dedi. Leyla kafasını karımın amından kurtarıp, “Orospu çocuğu, çıkar lan, yırttın götümü!” diye bana küfrediyordu. Ama ben, onun her konuşmasında biraz daha sokmuştum, artık yarısından çoğu içinde idi. Leyla’nın sehpada duran telefonunu alıp götünü sikişimi kaydettim. Bir müddet sonra Leyla sikimin tamamını götüne almış, ama götü de yırtılmıştı…

4-5 dakika boyunca her hareketimde çığlık atan Leyla, artık Ohlamaya ve inlemeye başlamıştı. Bir ara gidip gelmeyi bıraktığımda kendisi ileri geri giderek, götünü kasıklarıma kadar yapışıtırıyordu. Karım bile şaşırmıştı, çünkü Leyla bana, “Daha sert sik lan! Hepsi bu mu? Kökle hepsini! Götten sikilmek manyak zevkli oluyormuş!” diyerek git gel yapıyordu. Sonra ben içinden hiç çıkarmadan yere sırtüstü uzanarak, Leyla’yı kucağıma aldım ve bana doğru döndürdüm. Şimdi Leya’nın götünü sikerken, amı karşımda duruyordu ve suratını görebiliyordum. “Ohhhh, sik götümü aslanım! Parçala!” diyordu. Aslında Leyla’nın karıma inat öyle konuştuğunu biliyordum, çünkü kucağıma alınca ağırlığı ile yarrağım dibine kadar girmişti ve bu Leyla için biraz daha zor olmuştu. Ama acıya rağmen zevk aldığı da belli idi…

Karım da pørnø filmlerde izlediği gibi, Leyla’nın dudaklarından başlayarak öptü, ordan göğüslerine geldi, ordan da amını yalamaya başladı. Leyla’nın zevki ikiye katlanmıştı ve “Durmayın, devam edin, sikin, yalayın!” diyerek bağırıyordu. Leyla 2 kere boşalmış, karım ise 1 kere Leyla amını yalarken boşalmıştı. Ben de gelmek üzere idim, Leyla’nın götüne boşalmayı kafaya koydum. Leyla kucağımda zıplarken yarağımın kökünü elimde sıkarak kafasını şişirdim, Leyla’nın götünden çıkartıp tekrar sokunca Leyla’dan bir çığlık daha koptu, “Oha, birden daha da büyüdü sanki!” dedi. Sonra elimle tuttuğumu görünce, “Hakan sen var ya az orospu çocuğu değilsin!” dedi. “Geliyorum!” dedim ve götüne döllerimi boşalttım. Yarrağımı çıkardığım zaman, göt deliğininin genişliğini telefon ile çektim. Karım da Leyla’nın götüne bakarak, “Kızım bu deliğe bundan sonra kolum bile girer!” dedi ve Leyla’nın açılmış göt deliğininin kenarlarını yalamaya başladı.

Sikim inmiş, ama içimde halen sikişme isteği vardı. Banyoya gidip sikimi yıkarken Leyla geldi ve kendi elleri ile taşaklarıma kadar yıkadı. O yıkarken, ben de onu okşuyordum. Karım içerden, “Kızım rahat bırak adamı, gece daha uzun! Sıra bende, burda amım yanıyor benim!” diye seslenince, biz de içeri geçtik. Leyla elinde sikim beni çekiyordu. Koltuğa oturduğumda karım direk ağzına alarak sikimi emmeye başladı. Karımı koltuğa yatırdım ve 69 poziyonunda, ben de onun amını yalamaya başladım. Leyla da boş durmayarak benim göt deliğimi yalıyordu. Sikim yavaş yavaş sertleşirken, karımın azğına sığmaz oldu. Tamamen sertleşince, ikisini de koltukta yanyana domaltıp, ilk karımın amına soktum. Karım artık altımda inliyordu, bir elimle de Leyla’nın amını hazırlıyordum. Hastası olduğum iki kadının kalçaları önümde dururken adeta mest oldum. Leyla’nın halen götü tam kapanmamış, amını parmaklarken başparmağımı rahat bir şekilde götüne sokuyordum. İki kadın da önümde inlerken aldığım zevk inanılmazdı.

Bir müddet karımı siktikten sonra, çıkarıp Leyla’nın amına sokmaya başladım. Leyla artık altımda kıvranıyor, “Sik erkeğim, sik, bu orospu gibi senden götümü esirgemeyeceğim, sik amımı götümü, parçala!” diyordu. Bunun üzerine karım sırtüstü yatarak Leyla’yı üstüne çekti. Şimdi bir Leyla’nın amına sokuyor, bir karıma sokuyordum. Onlar da kendi aralarında öpüşüp yalaşıyordu. Karımın amından çıkarıp ıslanmış yarrağımı ansızın Leyla’nın götüne sokunca hiç zorlanmadan girdi. Artık Leyla bağırmıyor, sadece, “Sok aşkım, sonuna kadar sok! Bu göt artık senindir!” diyerek karımı kızdıryordu. Karım Leyla’nın kafasını iki eliyle tutarak, sanki aç kalmış gibi dudaklarını öpüyordu. Karımın çok azdığını anladığım için, Leyla’nın götünden çıkarıp karımın amına soktum. Karım artık dayanamıyordu ve kasılarak boşaldı. Karımın amından zevk suları akıyordu. Çıkarıp Leyla’nın amına soktum. Leyla’nın amını bir müddet siktikten sonra, o da kasılmaya başladı. Leyla da boşalınca, amından akan zevk suları karımın amına süzülüyordu…

Ben halen boşalmamıştım. Leyla da, “Hadi kocacığım götümü sik te, şu götten vermeyen osropuya göt nasıl sikilirmiş göster!” diyerek beni götünden sikmem için davet ediyordu. Ben de göte olan hasretimden dolayı ikiletmeden Leyla’nın götüne soktum. Biraz götüne pompaladıktan sonra hızlandım. Boşalacağımı anlayan karım, “Kocacığım benim içime boşal!” dedi. Ben de Leyla’nın götünden istemeyerek te olsa ayrılarak, karımın amını sikmeye devam ettim. Karım sokmamla birlikte inlemye başladı. Leyla da, “Karıya bak, hem götten vermiyor orospu, hemde göt siken adama engel oluyor!” diyerek karıma laf attı. Ben bu duruma daha fazla dayanamayıp boşalmaya başladım. İlk karımın amına, sonra yarıda çıkarıp hemen Leyla’nın amına boşladım ve koltuğa yığıldım. İkisi önümde diz çökerek sırayla sikimi emdiler. Sonra 69 olarak birbirlerinin amlarındaki döllerimi yaladılar. Sonra da hep birlikte duş aldık. Duştan çıkınca ben karıma, “Aşkım hadi gidelim artık!” dedim. Karım yan tarafdan bir çanta çıkarıp, “Yarın için kıyafetlerimiz burda, bu gece burda yatıyoruz!” dedi. Üçümüz Leyla’nın yatağında çırılçıplak uyuduk.

Sabahleyin ilk uyanan Leyla olmuş, uyanır uyanmaz sikimi emerek beni uyandırdı. Sonra ben Leyla’yı götünden sikerken, Leyla’nın çığlıklarına karım uyandı. Leyla’ya bakarak, “Halen götün mü kaşınıyor orospu?” dedi ve uyumaya devam etti. Ama Leyla karımın amını parlamaktan uyutmadı, karım da katılıp sabah sikişimizi yaparak güne başladık. Ben izinli olduğum için evde kaldım, onlar işe gideceklerdi. Evden çıkarken iki karım da beni öperek, “Akşama kadar iyi dinlen ve beslen, bu gece yine sikiş var!” dediler. Leyla, “Akşama yine götümü kaşırsın kocacığım!” diyerek çıktı. Karım da, “Kocacığım, bak verdiğim sözü nasıl tuttum!” dedi. O gün akşam eve geldiklerinde karım gülmekten yerlere yatıyordu. Leyla ofiste tüm gün oturmamış, hep ayakta gezmiş. Karımı akşam kızdırmasının karşılığı olarak, karım da ofiste Leyla’yı kızdırmış. Milletin yanında Leyla’ya sürekli, “Otursana kız, oklava mı yuttun?” diyerek takılmış.

Artık canım ne zaman isterse göt te sikiyorum, aynı anda iki am da. Karım Leyla’yı hiç kıskanmıyor, yalnız bile sikiyorum. Eve gelince karıma Leyla’yı nasıl siktiğimi anlatıp, bir de karımı sikiyorum. Ama genelde grup yapıyoruz.

Her Erkeğe aynı anda iki kadın sikmek nasip olsun. Herkese iyi sikişler

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

UZUN BİR HİKAYE – 10

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

UZUN BİR HİKAYE – 10

Kaldığı yerden Devam
Ertesi sabah hem Mirey, hem de Erman için yepyeni bir gündü. Kendi paylarına harika bir gece geçirmişlerdi ve buna inanamıyorlardı. Erman, bugüne dek hep uzaktan izlediği, hiçbir yakınlaşma fırsatı bulamadığı ve herhangi bir ilişkiyi aklına bile getirmediği Mirey’le harikulade bir gece geçirmiş, bu enfes kadınla her pozisyonda birlikte olmuştu. Mirey ise Erman’ın hiç bu kadar sevecen ve yatakta kendisiyle uyumlu olacağını düşünememişti. Ve şimdi ikisi de birbirine karşı yoğun bir çekim hissediyordu. Buna aşk bile denebilirdi. Birbirlerini yeniden görmek için yanıp tutuşuyorlardı.
Sigara içmek için çıktığım merdiven boşluğunda karşılaştığım Mirey ile kısaca olanları konuştuk. Kulaklarına inanamıyordum. Kim derdi ki, kariyerini kurtarma uğruna Erman Bey’le yatan Mirey ona aşık olsun? İpler elimden kaçmadan bir şeyler yapmak isterken Bana beklemediğim fırsatı Mirey verdi: Erman eşiyle konuşup, onu annesinde birkaç gün daha kalmaya ikna etmişti. Bu arada kendini cepten arayan kocasına o gece çok geç çıkacağını, belki de eve gelemeyeceğini söyleyen Mirey durunu netleştiriyordu. Mirey ve Erman’ı yeni bir aşk gecesi bekliyordu…
Elime geçen fırsatı kaçırmak istemediğim için soluğu tuvalette aldım. Makyajımı tazeledim, zaten dizüstü olan eteğimi biraz daha yukarı çektim, aynada kendimi dikkatle inceledim. Kararımı vermiştim; doğru Rıfat Bey’in yanına gidecek ve onu avucumun içine alacaktım. Bana her zaman ilgili davranmıştı Rıfat Bey. Ama asılmamıştı. İşte şimdi ilgisine karşılık görecekti. Patronumu elde ederek, Erman ve Mirey’i şirketten silmek istiyordum. Böylece hem Mirey’den intikam almış, hem de Erman Bey’in yerine GMY olma şansını yakalamış olacaktım. Bunun için her şeyi yapabilirdim…
Ben tüm bunları düşünürken Telefonum çaldı arayan Tolgaydı.
– “Merhaba sevgilim ne yapıyorsun yoğun musun?”
– “Çalışıyorum hayatım ne olsun günlük rutin işler işte” dedim. Elbette kocama Mirey ve Erman için kurduğum sinsi tuzaklardan ve kendisinden ayrılmayı ciddi ciddi düşündüğümden bahsedemezdim. Tolga Telefonu kapatınca yeniden masamdaki işlere daldım.
Telefonun tekrar çalması ile başımı bilgisayar ekranından kaldırıp telefonu elime aldım. Bilmediğim bir numara arıyordu. Alo der demez karşıdaki sesi tanımıştım. Mersin bayi Turgut yılışık sesi ile
-“Merhaba Sonay Hanım nasılsın?”
-“Teşekkür ederim Turgut Bey iyiyim. Hayırdır bişey mi oldu.?”
-“Yok canım ne olacak hatırıma geldiniz birden. Arayım bir halinizi hatırınız sorayım dedim Eeee ne de olsa o kadar güzel anılarımız var değil mi? Yoksa memnun olmadınız mı?”
-“Teşekkür ederim aradığınız için sağ olun ama şimdi kapatmam gerek.”
– “Sonay Hanım dedim ya sizi çok özledim. Bak ne diyeceğim. Hafta sonu için karşı yunan adalarından rezervasyon yaptırıyorum bir günde erken izin alırsın üç günlük bir kaçamak yaparız ne dersin?”
-“Turgut Bey hatırlarsanız son görüşmemizde beni bir daha aramayacağınıza dair söz vermiştiniz. Bakın ben evli biriyim öyle her aradığınızda sizinle görüşemem bu konuda anlaşmıştık sizinle.”
-“O anlaşmanın süresi doldu onu yenilememiz gerek.”
-“Yeni bir anlaşma yok ve olmayacak bunu aklınızdan çıkarın lütfen şimdi kapatmam gerek” dedim ve konuşmasına cevap vermeden telefonu kapattım.
Kendimi yeniden masamdaki işlere verdim. Ama konsantrasyonum tamamen kaybolmuş kendime olan tüm güvenimi yitirmiştim. Biraz sonra e postama bir mail düştü. Konu başlığında “Çok acil mutlaka okumalısın” diyordu. İstemeyerek de olsa maili açtım.
-“Telefonuma beş dakika içinde cevap vermediğin takdirde aşağıdaki videoların şirketteki tüm çalışanların millerine gideceğinden emin olabilirsin” Yazıyordu. Teleşla Mailin ekindeki videoya tıkladım. Mersin bayi Sadık Bey’e yaptığım oral seksin görüntüleri vardı. İkici videoda ise Rize Bayi Ahmet bağırta bağırta beni götümden sikiyordu.
Bir anda kendimi kapana kızılmış hissettim. Tam işlerimi yoluna koymuş Tolga’dan da Mirey’den de intikamımı alacağım sırada bu kahrolası nereden ortaya çıkmıştı ki. Kendimi riske atmayı göz alamazdım.
Turgut’un telefonunu çevirdim
-“ Merhaba aşkım sanrım kısa bir tatil bana da iyi gelir.” Dedim.
-“Harika biliyordum kabul edeceğini” dedi o anda salyalarının aktığından emindim. Turgut’la istediği tatile gidecektim. Ama bu süre zarfında ne pahasına olursa olsun ondan o görüntüleri almam gerekiyordu.
Cuma günü birkaç saatlik deniz yolculuğundan sonra adaya vardık. Adaya varınca doğru otelimize gidip odamıza yerleştik sonrada dışarı plajda bir müddet yüzdükten sonra dışarı çıkarak etrafı dolaşmaya başladık bol resimler çekip gezilebilecek her yeri gezmeye çalışıyorduk bu gün yarınsa denize girecektik. Turgut bana karıymışım gibi davranıyor kendisine de kocacığım dememi istiyordu.
Akşam olduğunda yemeğimiz Otelin restoranında yedik. Sonra odamıza çıkarak üzerime en seksi kıyafetlerimden birini giydim ve barlar sokağına doğru yürümeye başladık. Sokak tıklım tıklımdı adeta iğne atsan yere düşmeyecek derecede kalabalıktı. Caddede Yunanistan’ın çeşitli bölgelerinden ve Avrupa ülkelerinden gelmiş tatilciler akınlar halinde bir taraftan bir tarafa gidiyor hemen hemen her barın önü tıka basa insan kaynıyordu. Bir müddet sokakta gezindikten sonra gözümüze kestirdiğimiz bir bara girdik. Loş ışıklar yoğun sigara dumanı ile birleşince göz güzü görmez olmuştu içerde. Piste yakın bir yerde boş masalardan birini bulduk Ve kendimize birer tekila söyledik.. Daha içkilerimizi bitirmemiştik ki yanımıza üç tane Yunanlı genç gelip İngilizce selam vererek oturabilir miyiz dediler. İznimizi beklemeden de oturmaya başladılar. Gençler oldukça konuşkan gözüküyorlardı. Bir yandan Turgut’a ve bana sürekli bir şeyler anlatıyorlar bir yandan da kısacık eteğimin yırtmacından iyice açılan bacağıma kaçamak bakışlar atıyorlardı. İçkiler bittikçe yenileri söylendi. Sohbet iyice irerlerdi. Artık gençler bakmakla yetinmeyip bacaklarımı kalçalarımı elleyerek resmen beni taciz etmeye başlamışlardı. Gençlerden biri elini eteğimin altına sokmuş kalçalarımı okşuyordu
Kontrolü kaybetmek üzere olduğumun bilincindeydim. Ateş, tüm vücuduma yayılmıştı artık. Gözlerimi kaldırıp Turgut’a baktım. Yuvarlak masanın tam öbür tarafında, dirseklerini masaya dayamış, yanındaki Yunanlıyla, koyu bir konuşmaya dalmıştı Turgut. Bakışlarımı far kedince, gözlerini bana çevirdi. Bir an bakıştık. Aslında gözlerimden yalvarma fışkırdığının farkındaydım. Kurtarılmayı bekliyordum. Ama umduğumu bulamadım Turgut’un gözlerinde. Sarhoş olduğu belliydi Turgut’un. Yalnızca gülümsedi. Sonra yine yanındakiyle konuşmayı sürdürdü. Ya olup bitenin farkında değildi, ya da aldırmıyordu.
Bacaklarım titriyordu artık. Götüm, elimde olmadan giderek açılıyor, yavaş hareketlerle içine girip çıkmakta olan parmağa, adeta kendiliğinden izin veriyordu. Başımı çevirip, aklımı başımdan alan parmağın, sol yanımda ayakta durmakta olan sahibine baktım. Yüzü şehvetle kasılmıştı Yunanlının. Gözleriyle sikiyordu beni. Sonra sağıma, yandan vücudunu bana iyice yaslamış olan öbür Yunanlı’ya döndüm. Adamın kazık gibi olmuş yarağı, belime dayanmıştı. Yüzündeki ifade ise arkadaşınınkinin, neredeyse aynıydı.
– “Tanrım, beni sikecekler…” diye düşündüm – “Burada, herkesin içinde, ikisi birden sikecekler…”
Adamın eli, aynı anda önden gelip eteğimin altına girdi. Bilinçsizce bacaklarımı araladım. Sert, kalın ve kıllı parmaklar, bir anda amıma ulaştılar. Sonra içlerinden biri, vıcık vıcık sulanmış amının dudakları arasından içine kayıverdi. İki parmak birden vardı şimdi içimde. Biri amımda, öbürü götümde. Birden orgazm olmaya başladım. Vücudum sarsılıyor. Düşmemek için, masaya sıkı sıkı tutundum.
Kendimi biraz topladığımda, yeniden Turgut’a baktım. Hiç bir şeyin farkında değildi Sonra bütün bunların nasıl olduğunu düşünmeye çalıştım.
Bu Yunan adasına, daha bu öğlen gelmiştik. Erken saatlerde İzmir’den yola çıkarırken hava sıcaktı. Ama burası çok daha sıcaktı tabii. Bu da hoşumuza gitmişti tabii. Bu gece hem eğlenip hem de de, dans edecektik Oysa şimdi, bizlerle birlikte masanın çevresinde durmakta olan üç Yunanlı yanımıza sokulmuştu. Onların kafalarından geçeni, daha ilk anda anlamıştım tabii. Bakışlarından belliydi bu. Üstelik, bütün suç, büyük ölçüde bendeydi.
Amacım elimden geldiğince tahrik edici giyinip Turgut’u kıskandırmaktı.. Aslında çok basitti giysim. Uçuk mor, incecik jarse krepten yapılma bir şeydi. Üst kısmını, omuzlarımdan geçen ince askılar tutuyordu. Dekoltesi fazla değildi ama, memelerim, ince kumaşın altından tüm hatlarıyla belli oluyordu. Her zaman gurur duymuştum memelerimle. Pek büyük değillerdi gerçi ama, kütür kütür sert ve yusyuvarlaktılar. Giysinin kumaşı, karnımı ve kalçalarımı iyice sarıyordu. Güzel görünmeyeceğini bildiğim için, külot giymemiştim. Göbeğimin çukurluğu belli oluyordu. Hatta, biraz aşağıda, çevresi iyice temizlenmiş amının üstünde bıraktığım bir tutam kılın kabarıklığı da belliydi. İncecik kumaş, arkadan da, kalçalarımın arasına hafifçe giriyor ve vücudumun en güzel yerlerinden biri olan kalçalarımı, baş döndürücü bir biçimde sergiliyordu. Eteğim ise o kadar kısaydı ki, kalçalarımın hemen altında bitiyordu. Kıyafetimi, ayaklarıma geçirdiğim, alabildiğine yüksek topuklu, arkaları açık, ön tarafları ise tümüyle transparan bir plastikten yapılmış ayakkabılarla tamamlamıştım. Sanki çıplak gibi görünüyordu ayaklarım. Beyaz, pürüzsüz ve inanılmaz güzellikteki bacaklarım, ayakkabılarımın yüksek topukları ve eteğimin kısalığı nedeniyle, daha da uzun görünüyordu. Turgut beni böyle gördüğünde, gözleri parlamıştı.
Restoranda da epey ilgi çekmiştim görüntümle ama, gece kulübüne gittiğimizde de her şey başkalaşmıştı. Restoranda, otelin, tamamı çeşitli ülkelerden yabancılardan oluşan müşterileri vardı yalnızca. Gece kulübü ise yarı yarıya Yunanlılarla doluydu. Esmer ve aç bakışlı Yunanlı erkeklerle. Plaja oldukça kalabalıktı, Ama daha kapıdan girdiğimiz anda fark edilmiştim. Kendimize en dip tarafta, çevresinde ayakta durulan bu masayı bulana kadar dolaşmak zorunda kaldık. Tüm bu süre zarfında da, onlarca Yunanlı, gözleriyle sikmişti beni.
Sonunda, garsona içkileri ısmarladığımızda, Turgut’un ağzı kulaklarındaydı. Hep böyle olurdu zaten. Başka erkeklerin ilgisini çekmem den mutlu oluyordu.
– “Çok güzelsin…” dedi gülümseyerek, – “İnsanın aklını başımdan alıyorsun… Üstelik yalnızca benim de değil…”
Sadece gülümsedim ona. Doğrusu şikayetim yoktu. Deneyimlerimle, Turgut’un tahrik olmaya başladığını, gece ilerledikçe daha da çok tahrik olacağını biliyordum. Sonunda odamıza çekilip yalnız kaldığımızda, geceyi, müthiş bir sikişle noktalayacağımıza emindim. Çevreyi seyretmeye başladım.
Hemen yanımızdaki masanın çevresinde, üç Yunanlı erkek vardı. Üçü de yakışıklıydı doğrusu. Üstelik, yalnız görüntüleriyle değil, giyinişleriyle de, turistlerden çok değişiktiler. Dar pantolonlar ve tiril tiril gömlekler giymişlerdi. Üçünün de yakaları iyice açıktı. Göğüslerindeki siyah kıvırcık kıllar, çok hoşuma gitmişti. Anladığım kadarıyla, Ben de Yunanlıların hoşuna gitmiştim. Kapkara gözleriyle, sürekli Beni seyrediyorlardı. Bu da, içimin tatlı tatlı ürpermesine neden oluyordu tabii.
Turgut biraz hızlı içiyor, beni de peşinden sürüklüyordu bu akşam. Kısa sürede, ikimizin de kafaları iyi olmuştu. Kendimi müziğin ritmine kaptırmış, olduğum yerde hafif hafif oynuyordum ki, yan masadaki Yunanlılardan biri yanımız da bitip Beni dansa kaldırdı. İlk başlarda, birbirilerimizi seyretmiştik yalnızca. Yunanlının hoş vücudunu seyrediyordum. Böyle seyredilmek çok hoşuma gitmişti. Biraz da bu nedenle olmalı, giderek daha da cüretlenmeye başlamıştım. Bir dansözün kıvraklığıyla dans ediyordum.
Ama asıl dananın kuyruğu, müzik birden yavaşa döndüğünde kopmuştu. Yunanlı Beni bir anda kollarının arasına almış ve sert vücudunu Benimkine yaslamıştı. İlk hissettiğim, karnıma dayanan o müthiş sertlik olmuştu tabii. Yunanlının kalkık kazık gibi kesilmiş yarağı, sanki alev alev yanıyordu. Bu da, başımın daha da fazla dönmeye başlamasına neden olmuştu yalnızca. Üstelik artık yalnızca içkinin etkisiyle değil, içimde birden tutuşuveren ateş nedeniyleydi bu.
Yunanlı Benim direnmediğimi far keder etmez, biraz daha cesaretlenmiş ve daha sıkı sarılmıştı. Adeta ayakta sikiyordu Beni. Bunun doğal sonucu da, içimdeki ateşin büyümesi olmuştu yalnızca. Kendimi iyice bırakmıştım bu tanımadığım Yunanlının kollarına. Amımın, inanılmayacak kadar sulandığını hissediyordum. Başımı onun boynuna gömmüş, değişik erkek kokusunu içime çekerek, kalçalarımı hafif hafif hareket ettiriyordum. Hayatımdan son derece memnundum.
Müzik yeniden hızlandığında dansı bırakıp masaya geri dönmüştük Masada bir sürprizle karşılaşmıştım. Öteki Yunanlılar da şimdi bizim masamızda, Turgut’un yanımdaydılar ve üçü, koyu bir sohbete dalmışlardı. Kısa bir süre sonra da, ikinci Yunanlı dans pistine götürmüştü beni. Bu küçük macera da, kısa sürede birincisine dönünce, iyice kendimi bırakmıştım. Artık Yunanlıların hepsi, sırayla beni dansa kaldırıyor ve pistin ortasında, adeta ayakta sikiyordu. Vücuduma dayanan kalkmış sikler, inanılmaz büyük bir zevk vermeye başlamıştı. Tabii bu arada adamların elleri de vücudum da dolaşıyor, ellenmedik yerini bırakmıyorlardı. İşin ilginç yanı ise Turgut’un tepkisizliğiydi.
Sonra Yunanlılar, işi giderek büyütmüş, adeta azmışlardı. Masanın çevresinde hep birlikte ayakta durup içmeye devam ederlerken, içlerinden biri her zaman Turgut’un yanında durup onu lafa tutuyordu. Öbürleri ise beni araların da makasa almaya başlamışlardı. Elleri sürekli oram da buram da dolaşıyordu. Adamlardan biri, arkadan getirdiği elini eteğimin altından bacaklarımın arasına sokmuş ve amımı avuçlayı vermişti. O kadar heyecanlanmıştım ki, itiraz bile edememiştim. Bir süre sonra da adamın parmağı, amımın açılmış dudakları arasından içeri kaymış ve aklımı başımdan almıştı. Ama bununla da yetinmemişti Yunanlı vıcık vıcık ıslanıp kayganlaşmış parmağını, amımdan çıkarıp götüme sokuvermişti. Bu yetmiyormuş gibi öbür Yunanlı’da parmağını amıma sokmuştu. Nerdeyse orgazm olma sınırına gelmiştim.
soluklanmaya çalışıyor. Dizlerim titriyordu. Bu arada, Yunanlılardan biri garsona işaret edip, hepsi için birer içki daha ısmarladı. Turgut’la yeniden göz göze geldik. Tanrım ne yapıyordu bu adam. Gerçekten de hiç bir şeyin farkında değildi galiba. Bardağımı elime alıp, büyük bir yudum içtim. Aynı anda da, solumdaki Yunanlının elini uzatıp, sol elimi bileğimden tuttuğunu hissettin. Elimi çekiyordu adam. Direnemedim bile. Parmaklarım, taş gibi sert bir yarağın ateş gibi yanan tenine değdiğinde, yeni bir titreme dalgası sardı vücudumu. Beynimin, kontrol edemediğim bir yerinden gelen emre uyup, sıkı sıkı tuttum onu. Tanrım, ne kadar da büyüktü.
Yunanlıyla göz göze geldik. Kapkara gözleriyle sikiyordu adam Beni. Yavaş hareketlerle, elimdeki yarağı okşamaya başladım. Az önce parmağını önce amıma, sonra da götüme sokup, orgazm olmamı sağlamaya neden olmuştu bu Yunanlı. Şimdi de benden karşılığını bekliyordu. Bereket çevremdekilerden durumun farkında olan yoktu. Ama Sonay, birileri Beni görse bile umursamayacağımın farkındaydım. Elimdeki sik, aklımı başımdan almıştı sanki. Üstelik sağ tarafımdaki Yunanlı da, şimdi elini eteğimin altına sokup kalçamı okşamaya başlamıştı. Bu arada, araların da Yunanca da konuşuyorlardı adamlar. Kısacası, olup bitenleri, Turgut’dan başka bilmeyen yoktu. Eh, bu da onun kaybıydı doğrusu.
Yunanlının yarağı elimin altında iyice sertleşmişti artık. Kısa sürede boşalacağını anlamış ve daha hızlı bir tempoyla, yarağını sıvazlamaya başlamıştım. Birden adamın kasıldığını hissettim. Elimdeki yarağın altında boydan boya uzayan sperm borusu şişti. Sonra fışkırtmaya başladı Yunanlı. Avucumun içinde peş peşe salvolar halinde fışkıran spermlerin nereye gittiğini göremiyordum. Masanın altında bir yerlere fışkırtıyordu tohumlarını. Ama yine de, bir kısmı parmaklarıma bulaşmış ve olanca yakıcılığıyla, başımın biraz daha dönmesine neden olmuştu.
Adam durulunca, elini çektim. Parmaklarım, spermlerle pırıl pırıl parlıyordu. Biran için ne yapacağımı bilemedim. Ama kalçamı okşamakta olan öbür Yunanlı, bir parmağını kalçalarımın arasına sokup götümle oynamaya başladığında, birden verdim kararımı. Elimi ağzıma götürüp, birer birer emmeye başladım parmaklarımı. Tanrım, ne kadar güzeldi tadı. Sperm kokusu burnuma doluyordu. Tam o anda Yunanlının parmağı götüme giriverdi. İçim de bir top patlamış gibi oldu. Öbür eliyle masaya tutundum. Yine orgazm olmaya yaklaşıyordum. Bacaklarım, bir kez daha taşımaz olmuşlardı Beni.
Kendimi biraz toparladığımda, götüm hala, Yunanlının parmağıyla doluydu. Tanrım, neler yapıyordu bu adamlar böyle. Üçü de sikmek istiyordu Beni. Bu kalabalık yerde bunu yapamayacakları için de, her yerimi elliyorlar, amıma, götüme parmaklarını sokuyorlardı. Kafam bu kadar iyi olmazsa, böyle ileri gitmelerine izin vermezdim her halde. Ama şu anda itiraz etmeyi aklıma bile getirmiyordum. İtiraz etmek ne demek, üstelik bundan son derece memnundu da. Götüm iyice açılmıştı şimdi. Rahatlıkla parmağını sokup çıkarıyordu Yunanlı. Beni parmağıyla sikiyordu sanki. Hem de götümden.
Göz ucuyla, az önce yarağını eline alıp orgazm olmazını sağladığım Yunanlının masanın öbür tarafına, Turgut’un yanına gittiğini gördüm. Hemen peşinden de, şimdiye kadar o tarafta durmakta olan Yunanlı yanıma geldi. İkili kıskaç sürüyordu yani. Birden kararımı verdim adamdan önce davranıp elimi aşağı indirdim ve kocaman olmuş yarağını pantolonunun üstünden avuçlayıverdim. Sonra öbür elimi de indirdim aşağı ve sağımdaki Yunanlının yarağına uzandım. Göz ucuyla, ikisinin de sırıttıklarını görebiliyordum.
Kısacık bir sürede, ikisi de pantolonlarının önünü açmış ve siklerini dışarı çıkarmıştım adamların. Şimdi iki elimde de, birbirinden büyük, birbirinden sert, ateş gibi yanan Yunanlı sikleri vardı. Azdıkça, daha çok azdığımı hissediyordum Sonay. Solumdaki Yunanlının eli önden gelip eteğimin altına daldığında, daha da heyecanlandım. Bir yılan gibi, vıcık vıcık amımın dudakları arasından kayıp içine giren ikinci Yunanlı parmağı ise Beni yeniden patlama noktasına getirmişti. İşte bu inanılmaz güzeldi. Bir parmak götüme, bir diğeri de amıma girip çıkıyordu ve iki elim de sikle doluydu. İki yabancı parmak ve iki yabancı sik. Üstelik bu kalabalık bir gece kulübünde, herkesin içinde oluyordu. Hem de Turgut’un burnunun dibinde.
Her an orgazm olabilirdim. İnanılmaz bir şeydi bu. Turgut, gerçekten de olup bitenleri fark etmiyor muydu? Üçü de sürekli hareket halindeydiler en azından. Yunanlıların birer kolları, benim ise iki kolum birden oynuyordu. Turgut ise yanındaki Yunanlı ile Konuşmayı sürdürüyordu.
iki Yunanlının vücutlarının da gerildiğini fark ediyordum. Ah ikisi de orgazm olacaktı. Bunu düşündükçe, içimden çılgın bir isteğin yükselmekte olduğunu da fark ediyordum. O anda, iki erkeğin arasına çömelip siklerini yalamak, emmek istiyordum. Sonra da fışkıran tohumlarını içmek. Ama bunu yapamayacağımı da biliyordum. O kadar sarhoş değildim.
İlk önce, sağ elimdeki sik patladı. Hemen peşinden de sol elimdeki. Ellerim, sperm içinde kalmıştı. Sonra, tüm vücudum titreye titreye, orgazm olmaya ben de gelmeye başladım. Gözlerim kararıyordu.
Şimdi hepsi biraz durulmuşlardı. Bardağımda kalan içkiyi başıma diktim. Bunu gören Yunanlılardan biri de, hemen bir tur daha içki ısmarladı. Acaba ne olacaktı bu işin sonu. Bunu ciddi biçimde merak ediyordum. Yunanlıların üçü de, sikmek istiyorlardı Beni. Bundan hiç kuşkum yoktu. Eğer bulundukları yer uygun olsaydı, bunu şimdiye kadar yaparlardı bile. Onlara direnemeyeceğimi de biliyordum. Şu ana kadar, ne isterlerse yapmışlardı zaten. Kendimi, daha pistte, dansla karışık ayakta sikişler sırasında bırakıp koyuvermiştim. İşin en ilginci de, Turgut’un tutumuydu tabii. Büyük bir aldırmazlık içindeydi Turgut. Karısını hemen yanı başında sikilmişten beter etmişlerdi ve haberi bile olmamıştı. Doğrusu bunu aklım almıyordu. gerçi, bir yıllık evliliğimiz süresince, bir kaç kez aldatmıştım Turgut’u ve anladığım kadarıyla Turgut da bilmesine rağmen ses çıkarmamıştı ama, bu seferki bambaşkaydı.
Tam bunları düşünürken Turgut’un kelimeleri yaya yaya İngilizce konuştuğunu duydum.
– “Burası kapanacak galiba…” diyordu Yunanlılara, – “Hadi bizim odaya gidelim… İçmeye ve konuşmaya, orada devam ederiz…” kulaklarıma inanamıyordum. Yunanlıların gözlerinin parladığını görebiliyordum bu arada. Deli miydi bu adam?
– “Sen ne yaptığını sanıyorsun..?” dedim Türkçe konuşarak.
– “Ne yapıyor muşum..?”
– “Bu adamları odamıza davet ettin…”
– “Eeee, ne olmuş yani..?”
– “Turgut, olup bitenin farkında değil misin sen..?”
– “Ne gibi yani..?”
– “Bunlarımı hepsi, beni sikmeye çalışıyor…”
– “Hadi canım sen de… Seni seyrediyorlar biraz işte… Eminim bu da senin hoşuna gidiyordur…”
– “Odaya gidersek, sikerler beni…”
– “Yok canım… Benim yanımda yapacak değiller ya…”
Sustum. Laf anlamak istemiyordum Turgut. Bu arada hesap ödenmişti bile. Hep birlikte gece kulübünden çıkıp, otelin ana binasına doğru yürümeye başladık. Yine iki Yunanlının arasında kalmıştım. Biri belime sarılmıştı. Ama bununla da yetinmiyordum. Eli gelip, bir pençe gibi bir mememi avuçlamıştı. Öbürü de kalçalarımı okşayıp duruyordu. Turgut ise, üçüncü Yunanlıyla konuşarak yürüyordu bir adım önümde.
Kendimi bir hayal aleminde gibi hissediyordum. Beni neyin beklediğini biliyordum. Bu Yunanlıların Beni sikeceklerinden hiç kuşkum yoktu. Bunu şiddetle istediğimin de farkındaydım. Tek aksayan taraf, Turgut’un varlığıydı. Bu da, zaten yasak olan bir şeyi, çok yasak hale getiriyordu sanki. Ama direnemiyordum da. Ne Yunanlılara, ne de kendi isteklerime karşı direnemiyordum.
Lobiye girerken, Beni bıraktılar adamlar. İçerisi hem aydınlıktı, hem de kalabalık. Turgut gidip resepsiyondan anahtarı alırken, Resepsiyon görevlisinin gözleri bana benim arkamdaki genç oğlana takıldı. Beni ve yanımdaki üç Yunanlıyı, bilmiş bilmiş süzüyordu. Ne olduğumu anlamıştı oğlan. Bu Gayet açıktı. Anahtarı Turgut’a verirken ki gülümsemesinden de belliydi zaten. Sonra Turgut, resepsiyonun yanındaki bara uğrayıp, bir kova dolusu buz aldı ve asansöre binip yukarı çıktık.
Oda aslında oldukça büyüktü ama, yine de beş kişi için küçük sayılırdı. İki geniş koltuktan başka oturulabilecek tek yer, alabildiğine geniş yataktı. Bir an öylece durduk ayakta. İçerdeki tek ışık, çıkarken açık bıraktığımız, aynanın önündeki abajurlu küçük masa lambasından geldiği için, içerisi iyice loştu. Yatağa oturmaya cesaret edememiştim doğrusu. Gidip koltuklardan birine oturdum. Öteki koltuğu da Yunanlılardan biri oturmuş, Turgut ve iki Yunanlı ayakta kalmışlardı. Sonra Turgut bavulu karıştırıp, İzmir’de havaalanından aldığı viski şişesini çıkardı ortaya. Mini bardaki bardaklar da yeterli değildi tabii. İki viski, iki de şarap bardağı vardı. Yunanlılardan biri gidip, banyodan bir bardak daha getirdi. Turgut içkileri doldurunca da, bardağını eline alıp balkona çıktı adam. Öbür Yunanlı da, Turgut’u kolundan tutup arkadaşının peşinden yürüdü.
Dolunay vardı ve manzaranın müthiş olduğuna emindim. Şimdi üçü de balkondaydılar ve o, karşımdaki koltukta oturan Yunanlıyla yalnız kalmıştım odada.
Otururken, kısacık eteğim iyice sıyrılmıştı. Ama toparlanmayı, aklımın ucundan bile geçirmiyordum. Karşımdaki Yunanlının gözleri, büyük bir açlıkla bacaklarımı didik didik ediyordu ve bundan hiç bir şikayetim yoktu. Bacak bacak üstüne atmaktan vazgeçip, dizlerimi biraz aralık oturmaya başladım. Adamın amımı görebildiğine emindim. Gözlerimi çevirip balkona baktım. Turgutla iki Yunanlıyı görebiliyordum. Turgut ve Yunanlılardan biri, oradaki iki plastik iskemleye oturmuşlardı ve sırtlarım odaya dönüktü. Öteki Yunanlı ise, balkon parmaklığına yaslanmıştı ve yüzü pencereye dönüktü.
Dizlerimi biraz daha araladım. Şimdi karşımdaki Yunanlı ‘ya, gece kulübünde parmağını soktuğu yeri iyice gösteriyordum. Yapageleceğimi bilmenin verdiği heyecanı, vücudumun tüm hücrelerinde hissediyordum neredeyse. Amla bunun nasıl ve ne zaman olacağını bilemiyordum. Bu da, nedense heyecanımı, kat kat arttırıyordu.
Sonra Yunanlının birden yerinden kalktığını gördüm. Aradaki mesafeyi iki adımda alıp önüme geldi adam. Bir süre öyle göz göze bakıştık. , Pantolonunun önündeki müthiş kabarıklığı görebiliyordum. Elini uzatıp, saçlarımı okşadı Yunanlı. Peşinden de üstüne eğildi.
– “Çok güzelsin…” diye fısıldadı “Seni sikmek istiyorum…”
– “Ohhhh…” diye inleyebildim yalnızca.
Yunanlının ağzı açıldı ve kalın, etli dudakları, benimkilerin üstüne kapandılar. İnleyerek, dilimi adamın ağzına verdim o zaman. Başım, artık fırıldak gibi dönüyordu. Adamın ellerinden biri, memelerimde dolaşmaya başlamıştı. Kendimi bıraktım. Gözlerim kapamıştı. Sonra adamın uzaklaştığını hissederek, yeniden açtım gözlerimi. Yavaşça, hemen önümde yere oturdu Yunanlı. Bacaklarımın, ayak bilekleri ile dizlerim arasındaki kısmını okşamaya başlamıştı şimdi. Bir süre sonra ayakkabılarımı çıkardı ve çıplak ayaklarımı okşamaya koyuldu.
– “Ayakların çok sik kaldırıcı, biliyor musun..?” diye sordu, – “Tüm gece boyu onlara baktım ve yarağım hiç inmedi…”
Şimdi bir ayağımı eline almıştı. Biraz kaldırıp öpmeye başladı sonra da. Tüm vücudumun alabildiğine gerildiğini hissediyordum. Tanrım, alev alev yanıyordu amım. Yunanlının dilinin ayak parmaklarım da dolaşmaya başladığını hissettiğimde ise çıldıracak gibi oldu. İmmmmnnnnhhhhh…” diye inledim, – “Ohhhhh çok güzel… Ohhhhhh…”
Tek tek parmaklarımı ağzına alıyor, emiyordu adam. Tanrım, böyle bir şeyi hiç yaşamamıştım şimdiye kadar. Sıra öbür ayağıma geldiğin de, gözlerimi çevirip balkona baktım tekrar. Değişen hiç bir şey yoktu neredeyse. Turgutla bir Yunanlının sırtları, odaya dönüktü hala. Ama öbür Yunanlı, olup bitenleri görüyordu. Benin kapkara gözlerimin alevler saçtığını görerek ürperdik.
Bu arada adam da, ayak bileklerimden başlayarak, yavaş yavaş yukarılara çıkmaya koyulmuştu. Dudakları ve dili, bacaklarımın iç tarafların da dolaştıkça, zevkten mest olduğumu hissediyordum. Dizlerim kendiliğinden, alabildiğine açıldılar. Şimdi tam amımın içine bakıyordu Yunanlı. Kendimi, tabak gibi açmıştım onun önünde. Adam iki elini kalçalarımın altına sokup Beni tuttu ve biraz öne çekti.
– “Amın da çok güzel…” dedi sonra da, “Resim gibi… Yarağımı içine alabilmek için açılmış bekliyor…”
Yunanlının sözleri, ateşten birer ok gibi Beynime saplanıyordu. Alev alev yanan eller, hala kalçalarımın altındaydı. Sonra adamın başparmağını, götümün deliğinde hissederek, çıldıracak gibi oldum. Vücudumun en duyarlı yerlerinden biriydi götüm. En az amım kadar, hatta belki de daha fazla duyarlıydı o küçük delik. Amımdan akan sularla, şimdi vıcık vıcık ıslak ve kaygandı. Hafifçe bastırdı Yunanlı ve birden içime kayıverdi başparmak.
-“Götünü sikmek istiyorum, biliyorsun değil mi..?” diye sordu adam,
– “Çok güzel götün… Tam sikilecek göt…”
Sonra adamın başının, bir anda kasıklarıma gömüldüğünü gördüm. Dudakları, amımın susamış bir ağız gibi açık duran dudaklarına yapıştılar ve aynı anda da, dili içeri kayıverdi. Hiç durmuyordu Yunanlının dili. Küçük bir sik gibi içime girip çıkıyor, zaman zaman yukarıya bızırıma gelip, aklımı başımdan alıyordu. Gözlerimin önünde şimşekler çakıyordu sanki. Birden orgazm olmaya gelmeye başladım. Götüm, içindeki parmağı, koparacak gibi sıkıştırmıştı. Vücudum sarsılıyor, kıvranıp, bükülüyordum.
Kendimi tekrar toplamama, Yunanlının benden uzaklaşması neden oldu. Hala yerde oturuyordu adam. Ama biraz uzağıma gitmişti şimdi. Sonra balkon kapısındaki hareketi fark ettim Turgut içeri girmişti. Elimdeki bardak boştu ve içkisini tazelemeye gidiyordu. Bir an göz göze geldik. Müthiş bir biçimde oturduğumun farkındaydım. Kalçalarım koltuğun kenarında, yarı yatar gibi oturuyordum. Eteğim belime kadar sıyrılmıştı. Bacaklarım alabildiğine açıktı.
– “Eğleniyor musun..?” diye sordu Turgut, “Görüyorum ki, kendini seyrettirmeyi, bayağı ileri boyutlara götürmüş durumdasın…”
o kadar şaşırdım ki, konuşmadım bile. Acaba salak mıydı Turgut? Hangi kendimi seyrettirmekten söz ediyordu bu adam? O balkonda oturup, aptal aptal sohbet ederken, bu Yunanlı amımı yalamış, parmağını götüme sokmuş, orgazm olmama boşalmama neden olmuştu. Olduğu gibi meydandaki amımın halinden de mi hiç bir şey anlamıyordu acaba? Bu durumu, hem şaşırtıcı, hem de garip bir biçimde tahrik edici buluyordum. Bardağına viski doldurmakta olan Turgut’u seyrederken, Yunanlının da yerden kalkıp, yeniden koltuğuna oturduğunu fark ettim. Benin gülümsememden, Turgut’un tepkilerine biraz şaşırdığımı anlamıştı. gerçi Türkçe konuşmalarımı anlamamıştı Yunanlı ama, Turgut’un hiç de kızgın bir hali olmadığını görebiliyordu. Sonra Turgut, elinde bardağı, yeniden balkona çıkıp, bizleri yalnız bıraktı.
Gözlerimi yeniden Yunanlı ‘ya çevirdiğimde, Turgut’u tümüyle unutuverdim. Pantolonununun önü, bir çadır gibi kabarmıştı adamın. Gece kulübünde, elime almıştım. Okşayıp, orgazm olmazını sağlamıştım. Bunu hatırlamak, içimde müthiş bir ateşin yanmaya başlamasına neden oldu yalnızca. Çok istememe rağmen orada yapamamıştım gerçi ama, şimdi burada, ağzıma alabilirdim onu. Yerimden kalkıp, adamın bacaklarının arasına diz çöktüm. Elimi uzatıp, gözlerimi bir türlü ayıramadığım kalkmış yarağını okşamaya başladım.
Adamın buna yanıtı çok basit oldu. Fermuarını indirip, dışarı çıkardı yarağını. Tanrım, ne kadar da büyüktü. Esmer, kıllı ve Kocamandı. Morarmış başı bir mantar gibi şişmişti. Elimi yeniden götürüp, parmaklarımı yarağın çevresine sımsıkı doladım. Böyle tuttuğumda, Turgut’un yarağı kadar bir bölüm, yine de açıkta kalmıştı. Gözlerimi kaldırıp balkona baktım. Turgut’un yine sırtı dönüktü içeriye. Ayaktaki Yunanlı ise bizleri seyrediyordu. Bu içimdeki ateşin daha da büyümesine neden oldu yalnızca. Dizlerimin üstünden doğrulup, elimdeki yarağın üstüne eğildim. Dudaklarım, yarağın ateş gibi yanan başının üstüne kapandılar. Gözlerimin karardığını hissettim. Alabildiğim kadarını ağzımın içine alıp, emmeye başladım.
Gece boyu içtiğim içkilerinde etkisiyle, iyice umursamazlaşmıştım artık. Turgut şu anda odaya girecek olsa bile aldırmayacak gibi hissediyordum kendimi. Yunanlı’nın tadı çok hoşuna gitmişti. Kalınlığı ve sertliğine rağmen, teni, inanılmaz bir kadife yumuşaklığındaydı ağzındaki yarağın. Burnuma, adamın kasıklarından gelen koku doluyor ve bu başımın dönmesini daha da arttırıyordu. Ama en müthişi, ağzımın içini dolduran o mantar gibi başın tepesindeki delikten zaman zaman sızan sperm damlalarının tadıydı. Neredeyse tüm benliğimle Yunanlı’nın fışkırtmasını, tohumlarını ağzıma doldurmasını istiyordum. Adamın erkeklik sıvısını içmek için duyduğum istek, giderek büyüyor, dev boyutlara ulaşıyordu.
Sonra birden, iki ateş gibi yanan elin kalçalarım da dolaşmaya başladığını hissederek titredim. Gözlerimi açıp baktığımda, Yunanlı’lardan birinin gelip arkamda diz çökmüş olduğunu görerek, iyice heyecanlandım. Böyle dizlerimin üstünde öne eğildiğimde, eteğim belime kadar sıyrılmıştı. Yeniden balkona baktım. Şimdi Turgut ve yanında oturan Yunanlı, yalnız kalmışlardı balkonda.
Turgut’un salaklığına iyice inanmaya başlamıştım artık. Tanrım, sikilmek üzereydim ve Turgut bunun farkında bile değildi. Bir taraftan da, Turgut’un bu kadar yakında olması, içimdeki sikilme isteğini daha da büyütüyordu sanki.
Kalçalarımı okşayan Yunanlı, kanımın kaynama noktasına gelmesine neden oluyordu. Gerçekten ustaydı elleri. Kıçımın yuvarlaklarını mıncık mıncık ediyordu. Sonra öpmeye başladı kalçalarımı. Sonunda da dudakları yuvarlaklarımın arasına girip, amımın dudaklarına yapıştılar. Tüm vücudum, elektrik çarpmış gibi titredi. Belimi büküp, kıçımı yükselttim ve adamın yüzüne bastırdım. Dili her yerde dolaşıyordu. Ama asıl darbeyi, götümü yalamaya başladığında indirdi Yunanlı. Sıcacık, ıslak ve kaygan bir dilin götümün alabildiğine duyarlı deliğinin üstünde dolaşmaya başlamasıyla, delirecek gibi oldum. Sikle dolu ağzımdan derin bir inleme çıktı. Tüm yaşamım boyunca, ilk defa götüm yalanıyordu ve bundan duyduğum zevk o kadar büyüktü ki, şimdiye kadar boşa geçen zamana acımaya başlamıştım.
Dudaklarım, emmekte olduğum yarağın çevresine daha da hırsla yapıştılar. Aynı anda, arkamdaki Yunanlı’nın dudakları da götümün deliğine yapışmıştı. Sanki içimi boşaltmak istiyormuş gibi emiyordu adam. Gözlerimde şimşekler çakmaya başlamıştı n. Ben de aynısını, ağzımdaki sike yapmaya, tüm gücümle emmeye başladım. Turgut, tümüyle çıkmıştı aklımdan.
Bir taraftan da, götümün her geçen an biraz daha açıldığını ve içine girecek bir sik için hazır hale geldiğini hissediyordum. Tek başıma bu bile, inanılmaz bir heyecan veriyordu. Götümden sikilmek istiyordum. Sik istiyordu götüm. Turgut’un bir Yunanlı yarağı hem de. Arkamdaki adam biraz uzaklaştığında, bu nedenle daha da heyecanlanarak beklemeye başladım. Hareketlerimden, onun pantolonunun önünü çözüp, yarağını dışarı çıkarmakla uğraştığını anlıyordum. Az kalmıştı.
Sonra dizlerinin üstünde, bana iyice sokuldu Yunanlı. Ne var ki, onun Turgut’un yarağının ateş gibi yanan başını, götümde değil de amımda hissettim. Öylesine sulanmış, öylesine açılmıştı ki amım, tek bir harekette, dibine kadar sokuverdi adam. Yağ gibi içine kaymıştı o Turgut’un sik. Yunanlı’nın iri ve kıllı taşaklarının, amımın dudakların da ezildiğini hissetmek, Beni deli ediyordu. Ama adam hareketlenip, yarağını sokup çıkarmaya başladığında, zevkten bayılacak gibi oldum.
Sonunda sikiliyordum.
O akşama kadar hiç tanımadığım, yakışıklı ve kocman sikli bir Yunanlı, balkonda oturmakta olan salak Turgutdan yalnızca bir kaç metre uzaklıkta, sikiyordu Beni. Üstelik ağzımda da, en az Onun kadar kalın, en az Onun kadar yabancı ve yakışıklı başka bir Yunanlı’nın yarağı vardı. Kafamın içi, zevkten uğuldamaya başlamıştı. Bu nedenle, amımın içinde ileri geri hareket etmekte olan yarağın tümüyle dışarı çıktığını hissettiğimde, panikledim. Büyük bir boşluk olmuştu içimde. Ama hemen peşinden, adam, yarağını getirip götüme dayadı. Şimdi am sularımla iyice ıslanmış, vıcık vıcık kaygan hale gelmişti yarağı. Hafifçe bastırıyordum. Bu temas, götümün de birden açılmaya başlamama neden olmuştu. Tanrım, tıpkı et yiyen bir bitki gibi, içine girmeye çalışan yarağı kolaylıkla alabilmek için açılıyordu götüm. Biraz daha bastırdı Yunanlı ve o mantar gibi baş, yavaşça kaydı içime.
Vücudum titremeye başlamıştı artık. Yavaş yavaş gelmek üzere olduğumu fark ediyordum. Tam o sırada da, müthiş bir şey oldu ve ağzındaki sik, birden fışkırmaya başladı. İnanılmaz bir hız ve bollukla fışkırtıyordu koltuktaki Yunanlı. Spermleri, ağzımın tavanına çarpıyor, oradan da gırtlağımdan aşağıya mideme akıyordu. Müthiş bir şiddetle, bende orgazm olmaya gelmeye başladım. Vücudum, dalga dalga sarsılıyordu Gözlerim karardı.
Kendimi yeniden topladığımda, başım, koltukta oturan Yunanlı’nın kucağındaydı. Adamın şimdi yarı yarıya inmiş olan yarağı yanağıma değiyordu ve vücudum, arkadan yarağını götüme sokup çıkarmakta olan öteki Yunanlı’nın hareketleriyle, ileri geri gidip geliyordu. Bir anda kanımın yeniden tutuştuğunu hissettim. Başımı çevirip dudaklarımı araladım, ve yanağıma sürtünmekte olan, yapış yapış, sperm içindeki yarı inik yarağı, yeniden ağzına alıp emmeye koyuldum.
Şimdi, tadını çıkara çıkara, yavaş yavaş sikişiyordum. Götümü sikmekte olan Yunanlı da acele etmiyordu hiç. Uzun ve yumuşak hareketlerle yarağını götüme sokuyor, çıkarıyor, sokuyordu. Yunanlı’nın yarağını bir eldiven gibi saran götümdeki binlerce sinir ucundan gelen zevk dalgalarının Beynime gittiğini hissederek, mest oluyordum. İnanılmaz zevk alıyordum. Sevmiştim götümden sikilmeyi. Ama bu seferki bambaşkaydı. Zevkten çıldıracak gibiydim.
Bu arada hırsla emmekte olduğum sik de, yeniden kalkmaya başlamıştı. Giderek büyüyüp kalınlaşıyor, ağzıma zor sığar hale geliyordu. Bunu da inanılmaz tahrik edici buluyordum. Sonunda, Yunanlı’nın yarağının o kocaman başı gırtlağıma dayanmaya başladığında, iyice kaptırdım kendimi sik emmeye. Arkamdaki Yunanlı, götüme her geçirişinde Beni ileri, arkadaşının üstüne doğru itiyordu. O zaman da, ağzının içindeki sik, gırtlağımın en dibine kadar dayanıyor, gözlerimde şimşekler çakmama neden oluyordu.
Götümün içindeki sik birden kasılıp, tohumlarını fışkırtmaya başladığında ise sanki içimde bir top patlamış gibi oldu.. Götüm, inanılmaz bir biçimde açılıp kapanıyor, içindeki yarağı sanki sağıyor, tüm spermlerini, tek bir damla bile kalmamacasına emip boşaltmaya çalışıyordum. Bu sefer, kendimden geçmemeyi başardım. Ama, Yunanlı’nın artık inen yarağı götümden çıkarken, bayılacak gibi oldum.
Sonra gözlerimi kaldırıp, yarağını emmekte olduğum Yunanlı’ya baktım. Biraz önce koltukta amımı yalarken, “götümü sikmek istediğini” söylemişti bu adam. Bunu ben de istiyordum. Götüm sikilmeye doymamıştı daha. Yavaşça ayağa kalktım. Turgutla üçüncü Yunanlı, hala sırtları odaya dönük, oturuyorlardı balkonda. Ama, eğer Turgut yanı başımda bile olsa, bunu umursamayacağımı, yine de kendimi bu Yunanlı’ya götümden siktireceğimi biliyordum.
Adam götümü istemişti, ben de verecektim.
Sırtımı oturan Yunanlı’ya dönüp, elimi bacaklarının arasından uzatarak yarağını kavradım Onun. Emerek, ilk baştaki sertliğine ulaştırmıştım bu kocaman yarağı. Sonra dizlerimi büküp, kalçalarımı adamın kucağına indirmeye başladım. Yarağın başı götüme değer değmez de, bırakıverdim kendimi. Götüm bir anda açıldı ve o Kocaman sik, dibine kadar girdi içime. Zevkten bağırmamak için, alt dudağımı ısırdım. Tanrım, yarağı yedikçe, daha çok sikilmek istiyordum. Sonra gözlerim, şimdi ayağa kalkmış, önünde durmakta olan ikinci Yunanlı’ya takıldı. Yarı inmiş yarağı, hala pantolonunun dışındaydı ve bu manzara, ağzımın sulanmasına neden oluyordu. Elimi uzatıp, yakaladım adamın yarağını ve onu kendine doğru çektim. Sonra da ağzını açıp, üstüne eğildim. Az önce götümden çıkan, tohumlarını götümün en dibine fışkırtan sik, şimdi ağzındaydı.
Şimdiye kadar amımdan yeni çıkmış sikleri ağzıma aldığım çok olmuştu. Ama ilk kez götümden yeni çıkmış bir yarağı alıyordum ağzıma. Tadı da kokusu da çok değişikti. O kadar çok heyecanlandım ki, yine gözlerim kararmaya başladı. Büyük bir hırsla emmeye başladım. Bir taraftan da, koltuktaki Yunanlı’nın yarağının üstüne oturup kalkıyor, onu götümün içine alıyordum.. Ağzının içindeki sik, yine alabildiğine kalkmış, Kocaman olmuştu. Geri çekilip ağzımdan çıkardı ve hayranlıkla seyrettim. Ne kadar da büyüktü. Dibinden sıkı sıkı tutup, Kocaman başını yalamaya başladım. Sonra adamın, arkadaşına Yunanca bir şeyler söylediğini duydum. Ne dediğini anlamamıştım tabii. Kucağında oturduğum Yunanlı, iki eliyle giysimin askılarını düşürdü önce. Şimdi memelerim çıplak kalmıştı. Sonra adamın kıllı elleri, birer pençe gibi avuçladılar memelerimi. İçim çekiliyordu sanki. Adam Beni iyice kendine çekip, sırtımı göğsüne yasladı. Öteki Yunanlı da birden eğilip iki bacağımı, dizlerimin arka taraflarından tutup havaya kaldırdı. Dengemi iyice yitirmiş, altımdaki adamın kucağında hareketsiz kalmıştım. Zevkten kısılmış gözlerle, adamın bacaklarımı biraz daha kaldırıp, iyice birbirinden ayırdığını gördüm. Böyle oturunca, altımdaki Yunan’lının yarağı, tümüyle girmişti götüme. Sonra ayaktaki biraz daha sokuldu Onun müthiş bir istekle amıma bakmakta olduğunu gördüm. Gözlerimi indirip, bende baktım oraya. Susamış bir ağız gibi dudaklarını açmıştım amım. Birden ne olacağını anladım ve inanılmayacak kadar heyecanlandım. Tanrım, o da yarağını amıma sokacaktı. Arkadışının yarağı dibine kadar götüme gömülüyken, o da amıma sokacaktı yarağını. Yalnızca inleyebildim. Gittikçe daha çok sokuluyordu Yunanlı. Yarağının başı amımın dudaklarına değdiğin de, titremeye başladım hiç aldırmadan sokmaya başladı adam. Zevkten uçmak üzere olduğumu hissediyordum. Götüm, Kocaman bir sikle doluydu ve ikinci bir Kocaman sik, amıma giriyordu. Karnımın içini sik dolduruyordu. Bu kadar büyük bir zevki hiç yaşamamıştım. Bulutların üstüne çıkmıştım sanki. Yunanlı, biraz da zorlanarak bastırıyor ve yarağı, amıma giriyordu. Sonunda, köküne kadar geçirdi. Bu da, orgazm olmam ve bir kez daha gelmem için yeterli oldu. Kelimenin tam anlamıyla yıldızları görüyordum.
Sonra beni sikmeye başladı adamlar. Biri amımı, öbürü götümü sikiyordu. Kocaman Yunanlı sikleri, birer piston gibi içime giriyor, çıkıyor, giriyor, çıkıyordu. Sonra da bir daha ve bir daha. Kendimi bir sik kölesi gibi hissediyordum. Tüm benliğini, müthiş bir zevk girdabına kaptırmıştım. Çevremdeki her şey, sanki silinip gitmişti ve tüm evren, yalnızca amımla götüm ve oralara girip çıkmakta olan siklerden ibaret bir hale gelmişti.
Böylesine büyük bir zevkin olabileceğini bile, şimdiye kadar hiç düşünmemiştim. Gerçek anlamda sikilmekti bu. Sikilmekti. Bir taraftan da, amımı sikmekte olan Yunanlı’nın yüzünü seyrediyordum. Zevkle çarpılmıştım bu esmer ve yakışıklı erkek yüze. Gözleri kısıktı. Derin derin soluyordum. Onun da, müthiş zevk aldığını görebiliyordum. Bu da, kendi zevkimi kat kat arttırıyordu nedense. Altımdaki adamın da yüzünü görebilmek için başımı yana çevirdim ve bir anda Turgut ile göz göze geliverdim. Hiç de öyle sarhoş görünmüyordu Sadık. Sonra birden, müthiş bir ayrıntıyı fark ediverdim. Turgut pantolonunun önü açıktı ve yarağını dışarı çıkarıp eline almıştı. Yine göz göze geldik.
– “Müthiş…” dedi Turgut, – “İkisi birden sikiyorlar seni…”
Yalnızca inleyebildim. Kendimi bir hayal aleminde hissediyordum. Olup bitenlere aklım ermiyordu bir türlü. Bu odaya geldiğimizden beri balkonda aptal aptal oturup içmekte olan Turgut, şimdi yanı başımda duruyor ve benim sikilişimi seyrediyordu. Üstelik kalkmış yarağı de elimdeydi. Yeniden inledi.
– “Seni sandviç yapmışlar…” diye soludu Turgut, “İnanılmaz güzel görünüyordu, biliyor musun..?”
Sonra gözlerimle, üçüncü Yunanlı’yı da yakaladım. Turgut’un biraz arkasında duruyordu adam. O da yarağını dışarı çıkarmıştı. Birden müthiş bir şey oldu. Yunanlı’ların ikisi birden orgazm olmaya gelmeye başladı. Biri amıma, öbürü götüme fışkırtıyordu spermlerini. Erkeklik sıvılarının yakıcı sıcaklığı, aklımı başımdan aldı. Dev bir elin beni tutup gökyüzüne fırlattığını hissettim.
Kendime geldiğim de, yatağın üstünde yatıyordum. Çırıl çıplak soymuşlardı Beni. Tüm vücudum sızlıyordu. Dirseğimi yatağa dayayıp doğruldum ve kıllı bir sikle burun buruna geldim o anda. Üçüncü Yunanlı yatakta, yanı başımdaydı. Dizlerimin üstünde duruyordum hala ve çırılçıplaktım. Saçlarımdan yakalayıp, yüzümü yarağına doğru çekti. Yalnızca ağzımı açabildim. Sonra adam, yarağını ağzıma soktu. Peşinden de kalçaları hareketlendi ve ağzıma sokup çıkarmaya başladı. Daha tam kendine gelemeden, yeniden zevkten uçma noktasına gelmiştim. Bu sefer de ağzımdan sikiliyordum. Yunanlı, düpedüz ağzımdan sikiyordu Beni.
Sonra, Turgut’un koltuklardan birinde oturmakta olduğunu gördüm. Pantolonununu çıkarmıştı Turgut. Yarağını sıvazlıyor ve beni, daha doğrusu, ağzımdan nasıl sikildiğimi seyrediyordu. Yunanlı’nın yaptığı çok büyük zevk veriyordu gerçi ama, Turgut’un seyretmesi, bu zevki bir anda yüze katlamıştı sanki.
Birden ağzımdaki yarağın kasıldığını hissettim. Aynı anda fışkırtmaya başladı adam. Spermlerini ağzıma dolduruyor, gırtlağımdan aşağıya, mideme akıtıyordum. Öyle de çok fışkırtıyordu ki, hepsini yutamıyordum. Bir kısmı dışarı taşıp, dudaklarımdan çeneme, oradan da boynuma doğru sızıyordu. Ben de Orgazm olmaya yaklaşırken içimde bir top patlamış gibi oldu. Yeniden kendimden geçtim.
Bilincimi yeniden toplayabildiğimde, Yunanlı’nın yanındaydım. Memelerimi yalıyordu adam. Kendimi, yeni bir zevkin pençesinde buluvermiştim yine. Başımı çevirip Turgut’a baktım. Büyülenmiş gibi seyrediyordu Turgut. Öbür koltuğa da öteki Yunanlı’lardan biri oturmuştu. Tıpkı ayaktaki arkadaşı gibi, o da çırılçıplak soyunmuştu şimdi. İkisinin de sikleri, yarı kalkmış bir haldeydi.
Üstümdeki Yunanlı, şimdi bacaklarımın arasına girmişti. Sonra dizlerinin üstünde doğrulup, bacaklarımı iki eliyle tutup havaya kaldırdı adam. Sikecekti Beni. Bir kez daha, Turgut’un hemen önünde sikilecektim. Dizlerimi karnıma doğru çektim. Kendimi Yunanlı’nın önünde, bir tabak gibi açmıştım şimdi. Yunanlı’nın Kocaman yarağının başı, amımın dudaklarına değiyordu. Birden ve tek hamlede, dibine kadar geçirdi adam.
– “Ahhhhh…” diye inledim – “Sik beni… Ohhh hadi sik beni…”
İngilizce konuşuyordum Onun anlayabilmesi için. Ama adamın, böyle bir istek gelmesini bekleyecek hali olmadığını da görebiliyordum. O Kocaman yarağını, amıma sokup çıkarmaya başlamıştı bile. Arkadaşlarınınkilerden de büyüktü bunun yarağı. Alabildiğine açılmıştı amım. Başımı kaldırıp aşağıya baktım. Her çıkarışında, amımın dudakları o Kocaman yarağın çevresine sımsıkı yapışıp çekiliyor, her geçirişinde ise içeri bükülüp gözden kayboluyordu. İnanılmaz zevk alıyordum. İnlemeye başlamıştım.
– “Çok güzel sikiyor seni…” dedi Turgut birden, “Acayip sikiyor seni… Hoşuna gidiyor değil mi..?”
– “Ohhhh evet sevgilim… Çok hoşuma gidiyor… Ohhhhh çok zevk alıyorum… Kocaman yarağı… Ohhhhh Kocaman… Ahhhh sikiyor beni sevgilim… Sikiyor beni… Ohhhh çok güzel sikiyor…”
Bunlarım söylemek, üstelik Turgut’a söylemek, çok uçurucu gelmişti. Aldığım inanılmaz zevki, Turgut ile paylaşmaktı bu. İp, kelimenin tam anlamıyla kopmuştu artık. Her şey olabilirdi bundan sonra, Her şey.
– “Ohhhhh…” diye inledim yeniden, – “Ahhh sevgilim… Deli oluyorum zevkten… Doyamıyorum sikilmeye… Ahhhh doyamıyorum… Ohhhh çok güzel… Ahhh tanrım çok güzel… Beni sikiyor… Sikiyor… Ohhhh sikiyor beni…”
Gerçekten de sikiyordu Beni Yunanlı. Yarağı artık bir piston gibi girip çıkıyordu amıma. Her sokuşunda o kadar şiddetle geçiriyordu ki, adeta Beni yatağa çiviliyordu. Kasıkları kasıklarıma şaplayarak çarpıyor, Kocaman taşakları, kıçımın yanakların da eziliyordu. Yine gözümde şimşekler çakmaya başlamıştı.
Sonra birden durdu Yunanlı. Geri çekilip yarağını amımdan çıkardı ve bir eliyle tutup, o Kocaman başını, götümün küçük deliğine dayayarak bastırdı. Götüm öylesine açık, öylesine vıcık vıcık sperm içindeydi ki, bir anda, yağ gibi kaydı o Kocaman sik içime.
– “Ahhhh götüme soktu sevgilim…” diye inledim, – “Ohhhh şimdi de götüme soktu… Ohhhh o Kocaman yarağını götüme soktu sevgilim… Ohhhhh… Ohhhhh… Götümü sikiyor şimdi de… Ahhhh götümü sikiyor… Ahhhhh… İmmmnnnhhhh…”
Biraz önce amıma girip çıkan o Kocaman Yunanlı yarağı, şimdi de götüme giriyor, çıkıyor, giriyordu. İyice gevşemiş, am gibi olmuştu götüm. Zevkten kafayı yemek üzereydim. Sikiliyordum. Hem de müthiş güzel sikiliyordum. Birden götümden çıkarıp, tekrar amıma soktu Yunanlı. Bir kaç kere sokup çıkardıktan sonra da, tekrar götüme geçirdi. Artık, bir amımı, bir götümü sikiyordu. Yatakta kıvır kıvır kıvranıyordum. Sanki dansediyor gibiydim. Müziği, inanılmaz büyüklükte bir zevk olan, benzersiz bir danstı bu.
– “Sik beni…” diye bağırdım Yunanlı’ya, “Ohhhh sik beni… Sik, sik sik… Her yerimi sik hadi… Ohhhhh deli oluyorum…”
Sonra müthiş bir şey oldu. Yunanlı birden yarağını çekip çıkardı içimden. Aynı anda da fışkırtmaya başladım. Yarağının tepesindeki o küçük delikten çıkan uzun sperm sütunları, karnıma, memelerime, boynuma ve hatta yüzüme gelmeye başladılar. Sperm banyosu yapıyordum sanki. Büyük bir patlama oldu Beyninin içinde. Bir kere daha karardı gözlerim.
Bu sefer kendime gelmeme, vücudumun her yerinde dolaşan eller neden oldu. Az önce Beni, koltuğun üstünde, aynı anda hem amımdan, hem götümden siken iki Yunanlı, şimdi yatakta, yanımdaydılar. İki taraftan kıskaca almışlardı Beni yine. Vıcık vıcık sperm içindeki karnımı, memelerimi, bacaklarımı okşuyorlardı. Bir anda yeni bir ateş dalgası sardı vücudumu. Yine birlikte sikeceklerdi Beni. Bunu anlamak bile çıldırtıcıydı doğrusu. Ellerimi uzatıp, siklerini yakaladım adamların. İkisi de, yeniden kazık gibi sert ve inanılmayacak kadar Kocaman olmuştu. Aslında hiç halim yoktu ama, tüm gücümü toplayıp doğruldum. Adamları göğüslerinden itip yatağa yatırdım sonra. İkisinin arasında diz çöktüm ve hayran hayran Beni bekleyen sikleri seyrettim.
Ağzım sulanıyordu. Eğilip, Yunanlı’ların siklerini, sırayla, değiştire değiştire yalamaya, emmeye başladım. Sike doyamıyordum. Sonra adamlardan biri, pençe gibi elleriyle Beni yakalayıp üstüne çekti. O Kocaman siklerden birinin üstüne, ata biner gibi oturdum. İşte yine sik dolmuştu içim. Öteki Yunanlı ise beni omuzlarımdan iterek, arkadaşının üstüne eğilmeye zorluyordu. Arkama geçmişti adam. İkinci yarağın, götümün artık alabildiğince açık duran deliğime değmeye başlamasıyla, bir kez daha titremeye başladım. Yunanlı yarağını sokarken de bir daha bir daha sarılıyordum. Müthiş bir zevkti bu. Yalnızca amımdan, ya da götümden sikilirken bile zevkten çıldırıyordum zaten. Ama iki deliğimin birden sikilmesi, kelimelerle anlatılamayacak kadar büyük bir zevk veriyordu bana.
Adamlar hareket etmiyor, benim sakinleşmemi bekliyorlardı. Vücudum sarsılıyordu. Tam bitti derken, bir daha geliyordum.
– “Müthiş…” diye fısıldadığını duydum Turgut’un.
Başımı çevirip ona baktım. Aslında Turgut’un yüzündeki ifade de müthişti doğrusu. İnanılmaz boyutta tahrik olmuştu Turgut.
– “Ahhh sevgilim…” diye inledi.
– “Yine ikisi birden sikiyorlar seni…”
– “Ohhhh çok güzel bu sevgilim… Ohhhhh çok güzel… Bundan daha güzel hiç bir şey olamaz dünyada… Ahhhhhh… Aynı anda, hem amımı, hem götümü siktiriyorum bak… Ohhhhh… Ohhhhh çok hoşuma gidiyor… Ohhhh deli oluyorum sevgilim… İmmmnnnnhhhh”
Öbür koltukta oturan ve az önce Beni, amımdan ve götümden değiştire değiştire siken Yunanlı da, alev alev yanan gözlerle olup biteni seyrediyordu. Bu da, benim daha da çok tahrik olmama, aldığım zevkin katlanmasına neden oluyordu. Sonra adamlar Beni sikmeye başladılar. Sikler, amıma ve götüme girip çıkıyordu artık. Müthiş bir tempo yakalamıştı Yunanlı’lar. Birinin yarağı içine girerken, öbürününki çıkıyor, sonra o sokarken, arkadaşı çıkarıyordu. Adamlar acımasızca sikiyor, sikiyor, sikiyorlardı Beni.
Zevkten kısılmış gözlerle, üçüncü Yunanlı’nın da oturduğum koltuktan kalkıp yatağa doğru geldiğini gördüğümde, kalbim duracak gibi oldu. O Kocaman yarağı yine alabildiğine kalkmıştı adamın. Gelip yatağın üstüne çıktı. Sonra da dizlerinin üstünde yürüyerek, altta yatan arkadaşının başının hizasına kadar geldi. Şimdi Kocaman yarağı, neredeyse yüzüme değiyordu.
Üçüncü bir yarağın varlığıyla yeni ve daha da büyük bir sikilme isteğim tüm benliğimi kapladığını hissettim. Adamın ne istediği açıktı. Ağzımı, vücudumda sik girebilecek üçüncü deliğimi istiyordu Yunanlı. Yalnızca dudaklarımı aralayıp bekledim. Biraz daha sokuldu adam. Sonra da, yarağını, ağzıma sokuverdi. Tıpkı daha önce yaptığı gibi. Benim ağzıma almamı beklemeden, tıpkı bir ama, ya da göte sokar gibi, sokuverdi ağzıma. Kalçaları hemen hareketlendi. Şimdi üçüncü bir Yunanlı, ağzımı sikiyordu.
Aynı anda hem amımdan, hem götümden, hem de ağzımdan sikiliyordum. Üç tane Kocaman, birbirinden büyük Yunanlı yarağı birden girip çıkıyordu vücuduma.
Kendimi kocaman bir am gibi hissediyordum. Sikler, götüme, amıma, ağzıma girip çıkıyordu. Sikiyorlardı Beni. Her yerimden sikiyorlardı. Kelimenin tam anlamıyla bulutların üstüne çıkmış, hatta uzaya gitmiş gibiydim. Zevkten ölebileceğimin farkındaydım. Sürekli zirvede kalmanın inanılmaz boyutunu yaşıyordum. Amım, durmadan akan bir çeşmeye dönmüştü artık. Vücudumdaki tüm su, orgazm oldukça boşalan am sıvılarım olarak dışarı akıyordu sanki. Bilincim, sürekli gidip geliyordu. O kadar çok zevk alıyordum ki, bu, bayılmamı engelliyordu.
Yunanlı’ların üçü de, spermlerini bir kaç kez fışkırtmış olmanın verdiği dayanıklılıkla, acımasızca sikiyorlardı Beni. Siklerini, sanki vücudumun derinliklerinde buluşturmak istermiş gibi, hırsla sokuyorlardı tüm deliklerime. Üç esmer, sırım gibi ve kıllı Yunanlının vücudu aralarına sıkışmış vücudum, dalgalanıyor, kıvrılıp bükülüyor, adeta çırpınıyordu.
Sonra, zevkten bulanmış gözlerim, yatağın yanımdaki bir hareketi yakaladı. Turgut, şimdi yatağın yanımda ayakta duruyor ve seyrediyordu. Yarağını sıkı sıkı tutan eli, sürekli hareket halindeydi. Turgut benim sikilişimi seyrediyor ve otuz bir çekiyordu. İlk olarak götümdeki sik fışkırmaya başladı. Neredeyse kaynama sıcaklığındaki erkeklik sıvılarını karnımın içinde hissetmek, aklımı başımdan aldı. Sonra amımdaki ve ağzımdaki sikler de girdiler devreye. Aynı anda da, Kocaman yarağından fışkıran spermler, koluma ve omuzuma gelmeye başladı. Bu sefer, içimde patlayan sanki bir atom bombasıydı. Son hatırladığım, gözlerimin önünde çakan rengârenk ışıklar oldu.
Gözlerimi açtığımda, yatakta Turgut ile yalnızdık. Kendimi, başım Onun göğsünde yatıyor buldum. Tüm vücudum sızlıyordu. Başımı kaldırıp, Turgut’un gözlerine baktım. Alev alev yanan bakışlarla bakıyordu bana Turgut.
– “Biliyor musun yıllardır karımı hep karımı bu şekilde siktirmenin fantezisini kurardım. Ama kabul etmeyeceğini bildiğim için ona söylemeye bir türlü cesaret edememiştim. Eeee kısmet sanaymış….” dedi ona baktım.
– “Sen bir hayvansın beni bilerek sarhoş ettin” diye bağırdım. O zevkle gülümsedi sonrada
– “Kes sesini az önce nasıl bir orospu olduğunu ikimizde gördük şimdi niye tirit yapıyorsun bana… Hadi bakalım şimdi uslu bir orospu ol ve beni son kez boşalt” dedi.
Maalesef dedikleri doğruydu ve yapacak bir şeyim yoktu. Turgut’un isteğine uyarak elimi uzatıp, biraz küçük ama taş gibi sert yarağını okşamaya başladım. İşte o berbat oyunu yeniden oynamaya başlamıştık
– “Neler yaptılar sana öyle…” dedi Turgut.
-“…..” Cevap vermeyince sinirlendi eliyle boğazımı sıkıp
-“Söylesene kaltak ne yaptılar sana” dedi. Nefes alamaz olmuştum güçlükle
– “Siktiler beni sevgilim… Ohhhh siktiler beni…” dedim.
– “Hiç böyle bir şey görmemiştim… Seyrederken uçtum ben… Kim bilir sen neler hissettin…”
– “Ohhhhh çok güzeldi sevgilim… Üç yarağı birden yemek, müthişti… Çıldıracağımı sandım bir ara… Ohhhhh… Amımı da götümü de genişlettiler Kocaman sikleriyle sevgilim…”
-“Göstersene bana… Hadi görmek istiyorum…” Boğazımı bırakmıştı.
Turgut’un sözleri, içimde yeni bir ateşin başlamasına neden oluyordu. Önce doğruldum yatakta. Sonra da ters olarak Turgut’un üstüne çıktım. Dizlerimi yatağa dayayıp öne eğildim. Yüzüm, Turgut’un yarağının hizasındaydı, Kasıklarım ise Onun başının hizasında havada.
– “Müthiş…” dedi Turgut, “Amın da götün de, hala açık duruyor… İçin sperm dolu…”
Onun iki eliyle kalçalarımı okşamaya başlamasıyla ürperdim. İçimden sızan spermleri, Turgut’un yüzüne damladığını hissediyordum. Başım dönmeye başlamıştım yine. Sonra Turgut, iki eliyle kalçalarımı kavrayıp, Beni yüzünün üstüne çekti. Amımın dudaklarını, Turgut’un ağzına yapıştığını hissettiğim anda, müthiş bir zevk duydum. Turgut’un dilinin amımın içine kaydığımı hissettiğim de ise çıldıracak gibi oldum. Defalarca sikilmiş amımı yalıyordu. Karın kaslarım kasıldıkça içimden taşan spermler, Turgut’un ağzına akıyordu.
Sonra götümü de yalamaya başladı Turgut. Öne eğilip, dudaklarımı, Turgut’un yarağının çevresine yapıştırdım ve emmeye başladım. O biraz küçük ama taş gibi sert sik tohumlarını gırtlağına fışkırtmaya başlayana kadar da emdim, emdim, emdim.
Sabah uyandığımda, vücudumun her yeri ağrıyordu. Yaşadığım müthiş geceyi düşününce, bu da normal sayılırdı tabii. Üç Yunanlı, şimdiye kadar hiç sikilmediğim gibi sikmişlerdi Beni. Her yerimden. Amımdan, götümden ve ağzımdan. Hep birlikte. Aynı anda. En sonunda da Turgut, yeni sikilmiş amımı ve götümü yalayıp emmiş, içime dolan spermlerin hepsini temizlemişti. Doğrusu bu da müthiş bir şeydi. Bunu asla beklemiyordum. Üstelik bütün bunlar, olmasını hayal dahi edemeyeceğim şeylerdi
Turgut benden önce kalkmış, duşa girmişti. Kalktığımı duyunca
– “Sonay aşkım uyandın mı ?” diye çağıran sesiyle
Ben de banyoya gittim ve kocaman banyoya yöneldim. Turgut elimden tutarak beni yanına çekti ve duşun altına soktu. Vücudumun her yerini sabunlayarak yıkadı. Böylece dün diliyle temizlediği vücudumdaki sperm artıklarını bu günde banyoda suyla temizlemişti.
Daha sonra, kahvaltıya inmek için hazırlanmak amacıyla aynanın önüne oturduğumda, Turgut arkadan gelip omuzlarımı okşamaya başladım. Sanki gerçek karısıymışım gibi davranıyordu..
– “Daha üç günümüz var bu otelde…” dedi “Biliyorsun değil mi..?”
– “Gitmek isityorum Turgut lütfen bırak beni bak dünden beri ne senin nede benim hayal dahi edemeyeceğimiz şeyleri yapıyoruz. Ben evli bir kadınım lütfen daha fazla zorlama” Konuşmalarımı hiç duymamış gibiydi.
– “Bence bu üç günü müthiş bir biçimde geçirebiliriz bebeğim…”
– “Dün geceki gibi mi..?”
– “Evet… Dün geceki gibi… Hatta daha da müthiş bir biçimde…”
– “Senin de hoşuna gitti değil mi sevgilim..?”
– “Hayır istemiyorum bir an önce gitmek istiyorum ben.”
– “Bundan sonra canın hep bir kaç sik birden ister diye mi korkuyorsun..?”
– “……- “Sustum çünkü ne söylesem anlamıyor sadece yapmak istediklerini söylüyordu.
– “Biliyormusun seni üç Yunanlı’nın arasına sıkışmış, üç deliğinden birden sikilirken seyretmek de çok uçurucu bir şeydi doğrusu… Bu da bende alışkanlık yatı, biliyor musun..?”
– “İğrençsin…”
– “Ama asıl unatamadğım, en sonuydu… Amınla götün öyle bir hale gelmişti ki, anlatamam… Hatırladıkça yarağım kalkıyor…”
– “Ben de yaladımn seni… Yeni sikilmiş amını, götünü yaladım… İçinden taşan spermleri yaladım… Deliklerini emip boşalttım… Ohhhh o da çok güzeldi… Deli oluyorum sandım…”
– “………”
– “Yine istiyorum Yine birileri seni sikip, içini spermleriyle doldursun istiyorum..? Sonra da onları yalamak, yutmak istiyorum
– “Hayır asla olmayacak bir daha böyle bir şey.”
– “Olacak hem de nasıl istiyorsam öyle olacak biliyorsun buna mecbursun…”
– “…”
– “Bak sana söz veriyorum bir daha asla karşına çıkmayacağım bu olanları ikimizde unutacağız ama bu üç günü iyi değerlendirmek dediklerimi yapmak şartı ile bu üç gün bana karım mış gibi davranacak her istediğimi yapacaksın…”
Sesimi çıkarmadım. Bu çaresizliğimin ve olacakları kabul ettiğimin kanıtıydı. Sonra hiç konuşmadan giyinip, kahvaltıya indik. Kahvaltıdan sonra deniz kenarına gittikğimizde de sessizdik Turgut la. Ancak akşam yemeğine gitttiğimizde konuşmaya başladım. Turgut.
– “Biliyor musun, dün gece o Yunanlı’lara, bu adadaki gidilebilecek yerleri sormuştum… Kasaba merkezinde, güzel bir gece kulübü varmış… Adamlardan biri, oranın çok özel bir yer olduğumu söylemişti…”
– “Öyle mi..? Neymiş bu özelliği peki..?”
– “Avlanma sahası olduğunu söylemişti Yunanlı… Yalnız turist kadınlarla ve onları avlamaya çalışan Yunanlı’larla dolu olurmuş her zaman… Adı da ne biliyor musun..? Phallus…”
– ” Oraya mı gidelim diyorsun..?”
– “Değişiklik olur diye düşünüyorum…”
Uzun bir süre, gözgöze bakıştık. Onun beni dinlemeyeceğini biliyordum. Artık üstelememeye anın zevkini çıkarmaya karar verdim. Birlikte kalkıp hazırlanmak üzere odamıza çıktık.
Madem ki, sik avına çıkıyorduk, o halde ona göre giyinmem gerektiğini düşünüyordum S. Bavulumu karıştırıp, her zaman giymeye cesaret edemediğim kırmızı büstiyerimi buldum. Etek kısmı iyice kesilmiş bir atlet fanilaya benziyordu bu. giyip, aynada kendine baktım. O kadar kısaydı ki, memelerimin alt kısımlarını örtemiyordu bile. Kol altı dekoltesi de alabildiğine derindi. Yandan bakıldığımda, memelerimin dış tarafları görünüyordu. Sonra şarap rengi sarma eteğimi buldum bavuldan. Aslında biraz uzunca bir dikdörtgen kumaş parçasından başka bir şey değildi bu. Belime sarılıyor, sonra da, büyük ve süslü bir çengelli iğneyle tutturuluyordu. İki ucu, yalnızca bir karış kadar birbirinin üstüne biniyordu. Deneyimlerimle, otururken dikkat etmezsem, her yerimin görüneceğini biliyordum. Ama bu gece dikkatli olmaya hiç de niyetli değildim. Bir gece önce giydiğim ayakkabılar, bu kıyafet için de uygun göründü gözüme. Son bir kez daha kendime baktım aynada. İki küçücük kumaş parçasının altında çırılçıplaktım. Üstelik bu kolaylıkla anlaşılabiliyordu. O da bunu istiyordu zaten. Hazırdım.
Dönüp Turgut’a baktığımda, Onun da hazırlanmış olduğunu gördüm. Açık mavi bir atlet fanilası ve Beyaz bir şort giymişti Turgut. Çorapsız ayakların da ise, bez ayakkabılar vardı. Birlikte asansöre yürüdük Sonra da Beni aç gözlerle seyreden resepsiyoncunun çağırdığı taksiye binip, yola koyulduk.
İlginç bir şekilde, kapalı bir salondaydı gece kulübü. Doğrusu, bu kadar sıcak bir iklimde bunu beklemiyordum Ama içerisi, mükemmel klima sistemi sayesinde serindi. Müthiş de kalabalıktı bu arada. Kapıdan girdiğimiz anda, ilk dikkatimi çeken içerdeki koku oldu. Tanrım, am kokuyordu ortalık. Adının anlamı “Sik” olan bu gece kulübü, am kokuyordu. Işık da o kadar azdı ki, neredeyse karanlıktı. Bir süre öylece dikildik kapının önünde. Sonra gözlerimiz alıştı. İçerdeki kadınlarını hepsi yabancı turistti. Erkeklerin ise hepsi, genç ve yakışıklı Yunanlı’lar. Salondaki erkek sayısının daha fazla olduğunu da fark etmiştim hemen. Bu hoşuma gitmişti. Böylece, her şey daha kolay yaşanacaktı. Ortada tıklım tıklım dolu küçük bir dans pisti vardı. Ama, insanların her yerde dans ettiğini görebiliyordum. Daha doğrusu, kadınlar ve erkekler, kendilerini yavaş müziğin ritmine kaptırıp, Salonun her yerinde, ayakta sikişiyorlardı sanki. Pistin çevresinde küçük masalar vardı. Dip taraflarda ise göğüs hizama kadar yüksek duvarlarla birbirinden ayrılmış localar.
Kendimize bir yer bulabilmek için yürüdük. Ben öndeydim. Birden biri elimi tuttu. Dönüp baktığımda, genç bir Yunanlı’yla burun buruna geldim. Sonra Beni çekip sarıldı oğlan. Dans etmeye başladık. Daha ilk anda, vücutlarımız birbirine yapışmıştı. Göz ucuyla Turgut’un yürüyüp, bulduğu bir boş locaya girdiğini gördüm. Sonra da kendimi iyice bıraktım oğlanın kollarıma.
Yarağı hemen kalkmıştı Yunanlı’nın. Karnıma batıyordu. İki eliyle birden belimden tutup, iyice kendine çekmişti. Ben de kollarımı oğlanın boynuna doladım. Halinden memnundu. Bir kaç kadeh içki içebilmiş olsam, daha da iyi olacaktı galiba.
– “Yanındaki erkek kim..?” diye sordu birden oğlan.
– “Kocam…”
– “Kocan mı..? Buraya kocası ile gelen birini ilk kez görüyorum…”
– “Benimki başka kocalara benzemez pek… Dolayısıyla da, bir şey fark etmez yani…”
– “Seni sikmek istiyorum…”
– “Oh… Ne kadar da acelecisin…”
– “Sen de çok güzelsin…”
– “Canım içki içmek istiyor… Hadi gel oturalım…”
Sonra Beni bıraktı Turgut’un oturduğu locaya doğru yürümeye başladım. Yunanlı da peşindeydi. Oturduğum anda da, yanıma oturdu hemen. Turgut’un gözleri parlıyordu.
– “Burası, gerçekten de güzelmiş…” dedi bana, “Değişik ve güzel…”
– “Haklısın sevgilim… Bu Yunanlı’nın bana söylediği üçüncü cümle, beni sikmek istediği oldu, biliyor musun..?”
– “Vay ne kadar hızlıymış… Yakışıklı oğlan ama değil mi..?”
– “Evet sevgilim… Doğrusu yakışıklı… Yarağı de kocaman…”
At nalı biçiminde geniş bir sedirde oturuyorduk. Masa da sedirin çizdiği U’nun ortasındaydı. Oturduğumuz yerden dışardakileri göremiyorduk. Dışardakilerin de, özel olarak gelip içeri bakmadıktan sonra bizleri görmelerine olanak yoktu. Locanın duvarları buna izin vermıyordu. Yunanlı elini uzatıp duvardaki bir düğmeye bastı. Aynı anda geriş yerindeki kırmızı bir lamba yanıp sönmeye başladı. Biraz sonra da garson geldi yanımıza. Turgut Yunanlı’ya da danışıp, üçü içinde duble viski ısmarladı. Demek ki böyle hoş bir sistem kurmuşlardı burada. Kalabalığın içinde, insanın kendini alabildığınce e özgür hissedebileceği yerler, bağımsız odacıklar oluşturmuşlardı.
Garson içkileri getirince, Hemen ikincisini ısmarlayıp, bardağımı kafama diktim. Bu gece kulübünün özelliklerini değerlendirebilmek için, biraz kafamım iyi olmazı gerektiğini biliyordum. İkinci içkim geldiğinde, birinciyi bitirmiştim bile. Ondan da bir yudum alırken, Yunanlı elimi tutup Beni yeniden dansa kaldırdı.
Piste kadar gitmemiştik. Loca’nın hemen önünde ona sımsıkı sarılıp, Kocaman yarağını yeniden karnıma dayamıştım Yunanlı. Yavaş müziğin ritmine kapılıp, hafif hafif sallanmaya başladı. Bu sefer Belime sarılmak yerine, kalçalarımı avuçlamıştı oğlan. Ben de kollarımı Onun boynuna dolamış, memelerimi göğsüne yapıştırmıştım. Birden kafaya diktiğim viski, damarlarım da dolaşmaya başlamıştı bile. Bu gece, müthiş şeyler yaşayacağımdan emindim artık. Yunanlı’nın elleri, kalçalarımı, mıncık mıncık yoğuruyor. Eteğimin iyice sıyrıldığını ve arkadan bakanların çıplak kıçımı görebileceklerini fark ediyor, iyice heyecanlanıyordum.
– “Götün çok güzel…” dedi birden Yunanlı.
Elleri şimdi çıplak tenime değiyordu. Onun parmaklarından birinin kalçalarımın arasına gıdığını hissettim. Bir anda götümün küçük deliğini buluvermişti oğlan. Tüm vücudum titredi bu temasla. Biraz daha devam ederse, orgazm olacaktım nerdeyse.
– “Götümü verir misin bana..?” diye devam ettim Yunanlı, “Götünü siktirir misin bana..?”
Bu soruya yanıtım, kalçalarımı biraz arkaya itmek ve götümün deliğini, hafif hafif okşamakta olan parmağın üstüne bastırmak oldu yalnızca. Yeterince açık bir cevaptı bu. O anda birden yanımız da bir başka Yunanlı bitiverdi. Yunanca’nın o hızlı ritmiyle, bir şeyler konuşmaya başladılar. Başımı çevirip yeni gelene baktım. Bu da çok yakışıklı biriydi doğrusu. Göz göze geldiğimizde, bayğın bayğın gülümsedim ona. Sonra müthiş bir şey oldu ve ikinci Yunanlı, bir anda bana arkadan sarılıverdi. Şimdi üçümüz birlikte dans ediyorduk. İkinci bir yarağın kıçıma dayandığını hissediyordum. Ayakta sandviç yapıyorlardı Beni. Yine bacaklarım titriyordu.
Artık biraz oturmak istiyordum. Üçümüz birlikte locaya döndük. Otururken, ustaca bir manevra ile, Beni aralarına aldılar iki Yunanlı. İlk oğlan, Turgut ile benim aramda kalmıştı. Viski bardağına uzanıp, Kocaman bir yudum aldım. En dışta oturan yeni Yunanlı, bu arada bacaklarımı okşamaya başlamıştı bile. Bir taraftan da Turgut’la konuşmaya girişmişti. Arkadaşından daha konuşkan olduğu kesindi.
Birden, yandaki locadan gelen müthiş bir inleme dikkatimi çekti. Bir kadın sesiydi bu. Sonra bir daha ve bir daha geldi o inanılmaz tahrik edici inleme sesi. Meraklanmıştım. Ayağa kalkıp, dizlerimi sedire dayadım ve duvarın üstünden yan tarafa baktım. İlk gözüme çarpan, sürekli yukarı aşağı hareket eden çıplak ve bembeyaz kalçalar oldu. Sonra onların arasında bir görünüp bir kaybolan, Kocaman ve kapkara yarağı fark ettim. Sarışın bir turist kadın, bir Yunanlı’nın kucağındaydı. Tanrım, oracıkta sikişiyorlardı. Bir anda, alabildiğine tahrik olduğumu hissettim. Gözlerimi ayıramıyordum önümdeki manzaradan.
– “Ne oluyor..?” diye sordu Turgut bu arada.
– “Ahhh galiba sikişiyorlar… Adamın Kocaman yarağının üstüne oturmuş kadın… Sikişiyorlar…”
Doğrusu bu kadarını beklemiyordum. Bu gece kulübünde işlerin el peşrevlerimden öteye gitmeyeceğine inanmıştım nedense. Ama şimdi yanılmış olduğumu görebiliyordum. Başımı çevirip, iki yanımda oturmakta olan Yunanlı’lara baktım. İkisinin de gözleri, kalçalarıma dikiliydi. O zaman, sedirin üstüne böyle dizlerimi dayayıp durduğumda, adamların gözlerimin önüne ne kadar müthiş bir manzara sergilemiş olduğumu fark ettim. Hemen peşinden de, sonradan gelen oğlanın elini, yine bacaklarımın arasında hissederek titredim. Elimde olmadan araladı bacaklarım. Yunanlı’nın eli hızla yukarı çıktı ve parmaklarından biri amımı buluverdi. Ağzımdan küçük bir inleme kaçarken, dönüp Turgut’a baktım. Büyülenmiş gibi, olup biteni seyrediyordu Turgut. Sonra bakışlarımı yeniden yan locadaki sikişe çevirdim.
Şimdi kadın, daha hızlı oturup kalkıyordu adamın kucağına. Onun orgazm olmak üzere olduğunu anladım. Tüm gücümle kendimi sıkıyor, kendimin orgazmını engellemeye çalışıyordum. Kadının vücudunun titremekte olduğunu gördüm. Peşinden de, müthiş bir inlemeyle yığıldı erkeğin kucağına kadın. Yeniden viski bardağını saldırdım sonra da. Arkama yaslanıp Turgut’a baktım.
Turgut’un sesi bile çıkmıyordum., Onun yüzünün şehvetle kasılmış olduğunu görebiliyordum. Az önce, yanımdaki Yunanlı’nın elinin bacaklarımın arasına girip amıma gittiğini, mutlaka görmüş ve bundan etkilenmişti belli ki.
– “Hoşuna gitti değil mi..?” diye sordum “Söyle bana, hoşuna gitti değil mi, adamın parmağını amıma sokup beni zevkten mahvetmesi..?”
– “Belli olmuyor mu..?”
– “Biliyor musun sevgilim..? Daha yeni başlıyor her şey… Bu Yunanlı’lar beni sikecekler… Burada sikecekler… Senin yanımda sikecekler beni… Hem de senin yanında sikecekler, sana göstere göstere… Senin de boynuzların uzayacak”
Sonra sırtımı yaslayıp, iki yanımdaki Yunanlı’lara baktım. İlki, daha konuşmaya başlar başlamaz Beni sikmek istediğini söylecek kadar hızlıydı gerçi ama, sonradan katılan, daha da hızlı çıkmıştı. Yine eli bacaklarındaydı. Elbette ki ona güçlük çıkarmayı düşünmüyordum. Dizlerimi iyice aralamış, Yunanlı’nın okşayan eline özgürlük tanımıştım. Eteğim iyice sıyrılmıştı artık. Kendim bile amımı görebiliyordum böyle otururken. Sonra öbür Yunanlı’nın elini de bacaklarım da hissettim.
Turgut, garsonu çağıran düğmeye bir kere daha basmış ve içkileri tazelemişti bu arada. Elimde viski bardaklarını dizdiği tepsiyle içeri gelen garson da bayağı yakışıklıydı doğrusu. Bardakları masanın üstüne korken, biran gözlerimin içine baktı. Sonra da bakışlarını aşağıya, bacaklarıma çevirdi. İki taraftan iki el, bacaklarımın iç taraflarını okşuyordu şimdi. Onun da yarağını kaldırdığımı görebiliyordum. İşte bu çok hoştu doğrusu. Oğlanın gözlerinin içine baka baka, iki elimi birden, iki yanımdaki Yunanlı’larını skilerine götürüp okşamaya başladım. Ama daha fazla kalmadı garson locada. Yapılacak çok işi olmalıydı.
Ne var ki, Yunanlı’ların siklerini okşamaya başlamakla, dönüşü olmayan bir yola da girmiş oluyordum. Adamlar giderek azgınlaşıyordu artık. İki parmak birden amımın dudakların da dolaşmaya, zaman zaman içime girip çıkmaya başlamıştı şimdi., içimdeki sikilme isteğimin giderek büyüdügünü, adeta engellenemez bir hale geldiğini hissediyordum. İkisinin de sikleri Kocamandı Yunanlı’ların. Bu, başımın dönmesine neden oluyordu. Aceleci parmaklarımla ikisinin de fermuarlarını indirmeye koyuldum. Sonra ellerimi içeri uzatıp, aklımı başımdan alan sikleri dışarı çıkardım. İki elim de doluydu şimdi. Kocaman, kapkara, kalın ve ateş gibi yanan siklerle doluydum. Sol tarafımda oturan şimdi elini bacaklarımın arasından çekmiş ve arakadan getirip kalçalarımın altıma sokmuştu. Biraz önce amımın dudaklarını okşayan, hafif hafif içine girip çıkan parmak, şimdi götümü bulmuştu bile. Alabildiğine hassas küçük deliğimin, inanılmaz bir açlıkla açıldığını ve Yunanlı’nın parmağını adeta içine çektiğini hissediyordum. Kalçalarım, kontrol dışı hareketlerle çalkalanmaya başlamıştı. Öbür Yunanlı da, şimdi parmağını amıma küçük bir sik gibi sokup çıkarmaya başlamıştı. Başımı kaldırıp Turgut ile göz göze geldim .
– “Ahhhh sevgilim…” diye inledim sonra da, – “Parmaklarıyla sikiyorlar beni… Biri amımı, öbürü götümü sikiyor parmaklarıyla… Ohhhh çok güzel sevgilim… Utanmaz bunlar… Burada sikecekler beni… Ohhhh burada sikecekler sevgilim… Senin yanında… Ahhhh senin yanında… Ahhhhh Turgut’un yanımda sikecekler beni… Ohhhh çok güzel… Ohhhhh… Karını sikecekler… Ohhhh çok güzel…”
Turgut’un gözleri sabitleşmiş gibiydi., Onun yanaklarının iyice kızarmış olduğunu görebiliyordum. Şortunun önü kabarmıştı. Ellerimdeki sikleri bırakmadan, sağ tarafımdaki Yunanlı’nın üstünden öne eğildim ve dudaklarımı Turgut’a uzattım. Öpüşmeye başladık. İki tane hiç tanımadığım, isimlerini bile bilmediğim Yunanlı, aynı anda amınla götümü parmaklarıyla sikerken, Turgut ile öpüşüyordum. Kafam zevkten patlayacak gibi olmuştu. Turgut’un dilini yakalayıp emmeye başladım. Aynı anda da orgazm olmaya başladım birden. Vücudum titriyor, sarsılıyordum.
Daha kendime tam gelemeden, sol tarafımdaki Yunanlı’nın Beni kalçalarımdan kavrayıp, kucağına çektiğini fark ettim. Sonra, artık elimden kurtulmuş olan o koskocaman yarağın başını, götümün deliğinde hissediverdim. Yavaş yavaş giriyordu Yunanlı’nın yarağı. Götüm iyice açılıyor ve hepsini birden içine alabilmek için çırpınıyordu sanki. Sonra Beni Belimden tutup, iyice kucağına çekti Yunanlı. Kendimi bıraktım ve adamın taşaklarının kalçalarımın altında ezildiğini hissettim. Dibine kadar sokmuştu Yunanlı.
Zevkten kısılmış gözlerle, olup bitenleri büyülenmiş gibi seyreden Turgut’a baktım yeniden. Sonra da, sağ eliyle yarağını hala sıkı sıkı tutmakta olduğum ikinci Yunanlı’nın ayağa kalktığını fark ettim. Gelip tam önünde durdu adam. Ellerini uzatıp eteğimi iyice sıyırdı. Doğrudan doğruya amıma bakıyordu. Ben ise gözlerimi Onun Kocaman yarağınden alamıyordum bir türlü. Bir yay gibi yukarı kıvrık, inanılmaz büyük, inanılmaz kalın, kapkara ve kıllıydı. Göz ucuyla Turgut’un da büyülenmiş gibi aynı yere baktığını fark ederek, büsbütün heyecanlandım. Sonra vücudumun üst kısmımı geriye verip, kucağında oturduğum Yunanlı’nın göğsüne iyice yasladım ve bacaklarımı havaya kaldırıp, kendimi önümdeki Yunanlı’ya iyice açtım. Bundan daha açık bir davet olamazdı herhalde. Adam da, daha fazlasını beklemedi zaten. Bir eliyle tuttuğu yarağının başını getirip, amımın susamış bir ağız gibi açık duran dudaklarının arasına sokuşunu izledim. İnanılmaz bir hısrla soktu Yunanlı. O Kocaman yarağı, bir anda, dibine kadar gömüldü amıma. Bu da, ağzımdan çığlığa benzeyen bir inleme çıkmasına sebeb oldu. Sikiliyordum. Aynı anda hem amımdan, hem de götümden. Kocaman Yunanlı sikleri, içime girip çıkıyor, Beni zevkten delirme noktasına getiriyordu. Başımı çevirip tekrar Turgut’a baktım. Bir zevk maskesine dönüşmüştü Turgut’un yüzü.
– “Ohhhhh sevgilim…” diye inledim, – “Sikiyorlar beni… Ohhhh sikiyorlar beni… Ahhhh seyret n’olursun… Seyret… Karını sikiyorlar… Ohhhhh hem amımı, hem götümü sikiyorlar sevgilim bilsen ne kadar büyük bir zevk bu… Ohhhh bir bilebilsen… Karnının için sik dolu sevgilim…”
Öylesine büyük bir zevk alıyordum ki, neredeyse her yanım uyuşmuş zevkten başka bir şey düşünemez hale gelmiştim. İki tanımadığım Yunanlı’nın arasına sıkışmış, kıvrana kıvrana, çırpına çırpına sikiliyordum. Hem de Turgut’un gözleri önünde ve kalabalık bir gece kulübünün içinde. Peş peşe orgazm olmaya gelmeye başlamıştım artık. Sonra, yarı aralık gözlerle Turgut’un garsonu çağıran düğmeye bastığını görüp, daha da heyecanlandım. Kısa bir süre sonra da, garson geldi locaya. Bir an öylece durup, müthiş bir tempoyla sikişmekte olan üçlüyü seyretti. Elimdeki tepside, dört bardak viski vardı. Anlaşılan, bu sefer sipariş almadan, yalnızca tahmin ederek getirmişti içkileri. Bardakları masaya korken, Onun pantolonunun önünde meydana gelen müthiş kabarıklıktan gözlerimi alamaz olmuştum. Birden elimi uzatıp, bir pençe gibi kavradım garsonun yarağını. Onu da istiyordum. Amıma ve götüme girip çıkmakta olan sikler yetmemiş gibi, onu da istiyordum. İçinden gelen bir ses, Turgut’un garsonu çağırmasının nedeninin bu olduğumu söylüyordu zaten. Anlaşılan, garson da iyice tahrik olmuştu gözlerinin önündeki manzaradan. Fazla üzmedi beni. Hızla fermuarını indirip, dışarı çıkardı yarağını. Birden iyice heyecanlandım. Ağzımın sulandığını hissediyordum. İçime girip çıkmakta olan siklerin ikisinden de daha büyüktü garsonun yarağı. Gerçekten inanılmaz bir şeydi bu. Yeniden elimi uzatıp, sımsıkı kavradım bu muhteşem erkeklik abidesini. Sonra da çekmeye başladım. Ağzı açılmıştı bile. Garson, hızla sol tarafıma geçti ve divanın üstüne çıkıp, iyice sokuldu bana. Ağzımı daha da açıp bekledim.
Sonra garson, o inanılmaz büyüklükteki yarağını, ağzıma sokuverdi bir anda. Tıpkı bir ama sokar gibi. Hemen aynı anda da kalçaları hareketlendi. Artık ağzından da sikiliyordum. Garson yarağını, ağzıma sokup çıkarıyor, beni kelimenin tam anlamıyla ağzımdan sikiyordu.
Artık dünyadan tümüyle kopmuştu Ağzım. Sanki yalnızca üç noktası olan bir evrene hapsolmuş gibiydi. Amım, götüm ve ağzımdı bu noktalar. Birbirinden büyük sikler, bu üç noktadan o evrene girip çıkıyor, beni zevkten delirtiyorlardı.. Gözüm de şimşekler çakıyordu. Birden ağzımın içine dolan yakıcı sıvıyı hissederek, hırsla emmeye başladım. İlk fışkıran garson olmuştu. Tohumlarını gırtlağımın en dibine fışkırtıyor, ben de büyük bir istek ve iştahla, hepsini yutuyordum. Sonra götümdeki sik fışkırtmaya başladı tohumlarını. Karnımın içi sanki ateşle dolmuş gibi olmuştu. Hemen peşinden de, amını sikmekte olan Yunanlı’nın spermleri geliverdi. Ağzıma, dev bir elin beni tutup boşluğa fırlattığı hissine kapılarak, kendimden geçtim.
Yeniden kendime geldiğinde, divanın üstünde oturuyordum. Turgut yanıma gelmiş, bana sarılmıştı. Locada ikimizden başka kimse kalmamıştı. Biraz önce aynı anda amından ve götünden siken iki Yunanlı gitmişlerdi.
– “Ahhhh…” diye inledim yorğun bir sesle, – “Siktiler beni kocacığım… Ohhh siktiler beni…”
Turgut, derin derin soluk alıyordu. Şortunun önünde büyük bir kabarıklık meydana gelmişti. Başını çevirip, garsonun spermleriyle ıslanmış dudaklarımı onun ağzına verdin. Bir anda, çılgın gibi öpüşmeye başladık. Turgut’un çılgınlık derecesinde tahrik olduğunu görebiliyordum. Bu da, inanılmaz bir biçimde başımın dönmesine neden oluyordu yalnızca. Kendini bırakıp, Turgut’un, ağzımın içinde kalan tüm spermleri yalayıp yutmasına izin verdim.
Sonra ayrıldık. Elimi uzatıp, garsonu çağıran düğmeye bastım. Canım bir içki daha istiyordu şu anda. Ama, az önce yarağını ağzıma sokup bellerini gırtlağıma fışkırtan garson içeri girdiğinde, tek istediğimin bu olmadığını anladım. Aklım, Garsonun kocaman’un yarağında kalmıştı.
– “Bence bu sefer üç viski getir…” dedim garsona, – “Sonra sen de biraz bizimle oturup, birini iç… Ne dersin..?”
– “Viski getireyim… Ama ben oturamam burada… Yasak bu…”
– “Ama biraz önce…”- “Biraz önce yaptığım daha da yasak aslında… Ama dayanamadım işte… Çok güzelsin… Üstelik içeri girdiğimdeki manzara da, çok tahrik ediciydi…”
– “Ama doymadım ben… Bir daha istiyorum…”
– “Burada imkansız… Aslında ben de sana doymadım ama, söyledim ya imkansız…”
– “Ahhh bu çok fena…”
– “Bence de… Ama eğer istersen, işim bittikten sonra birlikte olabiliriz… Bir saatim kaldı zaten…”
– “Bak bu iyi işte… Peki nereye götüreceksin bizi..?”
– “Evime… Buraya çok yakın… Üç arkadaş, birlikte ev tuttuk…”
– “Ahhh bu daha da hoşuma gitti işte…”
– “Tamam o zaman… Çıkarken haber veririm size… Yanındaki erkek de gelecek mi..?”
– “Ohhh tabii… kocam o benim… Hem, o da bayılıyor böyle şeylere…”
– “Benim için fark etmez…”
– “Peki arkadaşların nasıl..?” diye sordum bir elimi uzatıp garsonun yarağını pantolonunun üstünden tutarken,
– “Yakışıklı ve büyükler mi onlar da..?”
– “Büyük seviyorsun galiba…”
– “Ohhh bayılıyorum hem de…”
– “Peki kocanınki de büyük mü bari..?”
– “Hayır… Onunki küçücük…”
– “İşe yarıyor mu bari..?”
– “Eğer yarağından söz ediyorsan, daha büyüğü olmadığı zaman işe yarıyor tabii… Eğer kendisinden söz ediyorsan, bir boka yaramayan Adi herifin teki..?”
– “Tahmin ediyorum…”
– “Bu iyi işte…”
– “Tamam o zaman… Ben işime bakıyorum şimdi…”
Sonra locadan çıkıp gitti garson. Arkama dönüp Turgut’a baktım. Gözleri parlıyordu Turgut’un. Olup bitenin onu inanılmaz bir biçimde heyecanlandırdığı belliydi. Aslında kendimin de inanılmaz bir biçimde tahrik olduğumu ferk ediyordum. Gerçekten de sıradışı bir durumdu yaşadıklarım. İki gündür, hiç tanımadığım veya çok az tanıdığım erkekle bazılarıyla zorla bazıları ile gönüllü olarak ona yakın erkekle yatmış onlarla aklıma hayalime gelmeyen porsiyonlarda sevişmiştim Yunanlılar, beni Turgut’un yanında sikmişlerdi. Hem de ne biçim sikmişlerdi. Şimdiye kadar hiç sikilmediğim gibi. Amım, götüm ve ağzmı, aynı anda Yunanlı sikleriyle dolmuştu. Turgut da, bütün bunları, hemen yanı başımdan seyredip, uçmuştu adeta.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, az önce garsonla yaptığım konuşmadaki, onu aşağılayan sözler de tahrik etmişti Turgut’u.
– “Hayatından memnun musun İstediğin oldu mu..?” diye sordum Turgut’a.
– “Memnun olduğumu biliyorsun… Ya sen..?”
– “……..” Cevap vermedim. Onun yerine locadan çıkıp bara doğru giderek bir taburenin üzerine çöktüm ve pistfe dans edenleri izlemeye başladım. Turgut’da peşimden gelmişti.

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32