Kocama Vermediğim Götüm Almana Nasip Oldu! (2) ALI

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Babes

Kocama Vermediğim Götüm Almana Nasip Oldu! (2) ALI
Kocama Vermediğim Götüm Almana Nasip Oldu! (2) (Marziye 37 Y., Berlin / Almanya)

Günter ayağa kalktı. Üstündekileri çıkarttı, tamamen çıplaktı şimdi. Kılsız geniş göğsünde ve pazılarında dövmeler vardı. Garip garip anlamadığım şekillerdi hepsi de. Sarı uzun saçlarını geriye attıktan sonra belimden tutup kendine çekti beni. Dudaklarıma yumulurken gözlerimi kapadım. Ellerim göğsünde, omuzlarında, kollarında geziniyordu. Kırmızı dudaklarını emmeme izin veriyor, dilimi ağzının içine sokmamdan hoşlanıyordu. Onun benim dudaklarımı emmesinden daha çok zevk vericiydi bu. Hasretle, özlemle öpüyordum dudaklarını.

Elleri sırtımda, belimde gezinirken alta kaydığında kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Güçlü sağ eli götümün üzerindeydi. Büyük bir baskıyla avuçlamıştı götümü. Derken sol eli de devreye girdi az sonra. Her iki eliyle sıkıca avuçladı götümü pardesümün üstünden. Ayaklarım yerden kesilir gibi olurken ben de onun çıplak götünü avuçladım. Sert ve kaslı götünün yanaklarını okşamam onu çok sevindirmişti. Karşılıklı götlerimizi okşamalarımız bir süre devam ettikten sonra Günter kendini geri çekti. Omuzlarımdan bastırarak önünde diz çökmemi istedi.

Koltuğun üstündeki küçük minderi aldım, dizlerimin altına koyup çöktüm. Hemen önümde sallanan sikini tuttum ve sıvazladım bir süre. Ancak ağzıma alamadan çantamdaki telefonum çalmaya başladı. Bir an korkuyla irkildim. Günter, “Nein, korkma, telefon sadece!” dedi beni sakinleştirmeye çalışarak. Ayağa kalkıp çantamdaki telefonumu çıkardım. Hande arıyordu. Birden korkularım çoğaldı. Sanki ne yaptığımızı biliyormuş gibi bir his kapladı içimi.

“Hande arıyor!” dediğimde, “Aç, okey, sorun yok, konuş, problem yok, okey!” diyerek eliyle işaretler yaptı. Telefonu açtım, “Efendim kızım?” dedim sakin bir ses tonuyla. “Anne ne oldu, merak ettim?” deyince, “Yok kızım, sorun yok, konuşuyoruz, sorun yok, korkma!” dediğimde, sevinçle, “Anne ciddi misin?” dedi. “Tamam kızım, konuşuyoruz, sen sorun yapma. Annen halleder demedim mi ben sana, korkma sen. Konuşuyoruz. Sen git istersen eve, beni bekleme!” dediğimde, “Olur mu anne?” diyerek itirazda bulundu. Ancak fısıltıyla, “Kızım senin burada olduğunu anlarsa vazgeçer sonra, başımıza iş açmayalım, adama tek geldiğimi söyledim, anlamasın senin buralarda olduğunu, sen git. Sibel’lere git, ben de oraya gelirim sonra!” dediğimde sözlerime inandı. “Tamam, görüşürüz o zaman!” diyerek telefonu kapatırken büyük bir yük üstümden kalkmıştı.

Günter merakla, “Ne oldu, ne diyor?” diye sorunca, “Yok bir şey, ne yaptın diye soruyor, yok bir şey!” dedim. Ancak bu telefon konuşması beni fazlasıyla germişti. Koltuğa bıraktım kendimi. “Bir şey içer misin, portakal suyu vereyim mi?” deyince, “Olur, varsa ver.” dedim. Şakaklarımı ovalarken Günter hemen yandaki açık mutfakta portakal suyunu hazırladı. Portakal suyunu hazır değil de benim için özel olarak hazırlaması hoşuma gitti.

Uzattığı bardaktan bir yudum aldım. “Immm, acıymış biraz.” dediğimde, “Türk portakalı bu, ben çok seviyor Türkiye!” dedi gülerek. Acımsı portakal suyundan birkaç yudum alabildim sadece. “Sen bunun içine bir şey mi kattın?” dediğimde güldü. “Azıcık içki koydum, kafan rahat eder diye, rahat ol!” dediğinde midem bulandı. Bardağı sehpanın üstüne sertçe koydum. “Böyle şeyler yapma bana!” dediğimde, “Sen sinirlenince daha güzel oluyor!” dedi kahkaha atarak.

Kaldığımız yerden devam etmemizi teklif edince, “Şunu çıkarayım bari!” diyerek pardesümü gösterdim. “Tamam, okey, onu çıkar sadece!” deyince düğmelerini açıp ayaklarıma inen koyu mavi pardesümü çıkardım. Altıma uzun kollu ve vücuduma yapışık duran beyaz bluzumla uzun koyu yeşil ve artık dar gelen eteğimi giymiştim. Çıkıntı yapmış göbeğim, memelerim ve kollarım bluzun altında belli oluyordu. Başıma neyin geleceğini bilmediğim için bluzun altına siyah sutyen takmakta sorun görmemiştim. Oysa şimdi siyah sutyenim ince beyaz bluzun altında görünüyordu.

Günter, “Ooo, muhteşem, sen harika bir kadın, tam benim hayalimdeki gibi!” dedi ellerini iki yana açarak. Yeniden önünde diz çöktüm. Sertliği ve uzunluğu azalan sikini sıvazlamaya başladım. Bir yandan da taşaklarını emiyor, kasıklarını öpüyordum. Günter ise başımı ve yanaklarımı okşamaya devam ediyordu önceki gibi. Maharetli ellerimle kaldırdığım sikini tekrar ağzıma aldım. Öncekine göre daha ıslak ve hızlı bir şekilde emmeye, yalamaya başladım. Günter zevkten dört köşe bir haldeydi. Sağ elimle sikini okşuyor başımı ileri geri oynatıp kafasını emiyor, yalıyor bu arada sol elimle de taşaklarını avuçlayıp sıkıyordum.

Günter’in yüksek sesli haykırışları, iniltileri eşliğinde ağzıma alma sahnesi bir süre daha devam ettikten sonra, “Okey, okey, yeter, okey!” diyerek çıkardı sikini ağzımdan. “Sen çok hızlı gidiyor, bu kadar hızlı olma!” dedi gülerek. Ellerimden tutarak kaldırdı. Yeniden belimden tutup kendine çekerken dudaklarıma yumulup iki elini eteğimin altına soktu. Çorapsız bacaklarımı, kalçalarımı ve götümü külotumun üstünden okşarken gözlerimi kapatmış içinde olduğum anın zevkini yaşıyordum.

Götümü kapatan beyaz pamuklu külotumun altına soktu ellerini daha sonra. Güçlü ve büyük elleri götümün yanakları üzerinde geziniyordu. Onları hamur gibi yoğurup sıkıyor, avuçluyordu. Derin iniltiler ve hırıltılar çıkmaya başlamıştı ağzımdan. Sertliğini koruyan siki göbeğime değiyordu. Derken ne olduğunu anlayamadan kendimi havada buldum. Günter kalçalarımdan tutarak beni havaya kaldırmıştı. O an bir refleksle bacaklarımı beline, kollarımı da boynuna doladım. Dudaklarımız kenetlenirken onun gücü karşısında şaşkındım. 80 kilo geliyordum, ama Günter hiç bunu hissetmemiş gibiydi. Beni sıkıca kavramıştı. Ayakta bir süre devam etti öpüşmemiz.

Bu işin gideceği yer belliydi, ama ne zaman olacağını merak etmeye başlamıştım. Kocamla böylesine uzun bir sevişmemiz, yatak ilişkimiz olmamıştı hiç. Beni yeniden yere indirirken dudaklarından sonra boynunu, omuzlarını öptüm. Çıplak dövmeli göğsünü emdim. Küçük ama biçimli meme uçlarını emiyordum bebek gibi. Günter bundan da çok büyük zevk almıştı. Kısa bir öpüşmenin ardından koltuğa oturup geriye yaslandı. Kucağına oturmamı istedi.

Eteğimi yukarı sıyırıp dediğini yaptım. Çıplak beyaz kalçalarım açığa çıkarken onları okşadı. Ancak o an biraz utandım kadın olarak. Bacaklarımda ve kalçalarımda bir süredir alınmamış siyah tüyler ve kıllar vardı. Ama Günter bunları hiç sorun etmeden kalçalarımı avuçlayıp okşamaya devam etti. Kalın sert siki kasıklarımın arasında kalmıştı. Amıma ve kasıklarıma temas ettikçe içim bir hoş oluyordu. Elleri kalçalarımda ve götümde gezinirken dudak dudağa deliler gibi öpüşüyorduk. Günter’in sakinliğine karşın benim azgınlığım tavan yapmıştı. Çıplak kollarını, boynunu, omuzlarını, göğsünü öpücük yağmuruna tutuyordum. Sikini hissediyor, bir an önce onu içime almak için sabırsızlanıyordum.

Sonunda dayanamayıp, “Hadi sik beni, bırak artık öpüşmeyi, sik beni!” dedim öpmelerimin arasında. Sözlerime tepki vermediğini sezdiğimde ise Almanca, “Fick mich, fick mich!” diye diye kulak memelerini emdim. Günter mavi gözlerini açarak, “Ja, okey, okey!” dedi gülerek. Ben ayağa kalkıp soyunmaya başlarken, “Nein, ben istemiyor soyunmanı, böyle yapalım!” dedi. Şaşırdım, ama, “Tamam!” dedim karşılık olarak. Külotumu sıyırıp çıkardım. Eteğimi kendi elleriyle tutup kaldırdı.

Amım ilk kez kocamdan başka bir erkeğin önündeydi. Yaşıma ve çocuk doğurmaya bağlı olarak am dudaklarım büyük ve sarkıktı biraz. Bir miktar da kararmış, sütlü kahverengine dönmüşlerdi. 3 normal doğum ve 19 yıl boyunca yüzlerce kez sikilmenin neticesinde amım büyümüş, uzamış ve oval bir biçim almıştı. Kocam bazen içimde gidip gelirken, “Amın da çuval gibi kız, kolumu soksam onu bile alır içine!” diyerek kendince espriler yapardı.

Kasıklarımda ve amımın üzerinde bir miktar uzamış siyah kıllar vardı. Kesinlikle epilasyon veya ağda yaptırmıyordum o bölgeme. Evde jiletle kendim temizliyordum, ama en son temizliğimin üzerinden belki bir aya yakın zaman geçmişti. Ama Günter için bu da sorun değildi. Kendi kıllı kasıklarının ve sikinin yanında benimki temiz kalıyordu.

Koltukta geriye yaslanmış sikini sıvazlarken, bana, “Ben de yapmak istiyor, oral seks yapmak istiyor sana!” dediğinde anlamadım önce ne dediğini. Ama sonra uzun, ıslak, kırmızı dilini çıkarıp yalama işareti yaptığında anladım. Sanki o ana kadar yaptıklarım utanç verici değilmiş gibi yüzüm kızardı. Elimden tutup koltuğa oturttu. Sırtımı geriye yaslayıp aşağı kaykıldım iyice. Günter biraz önce benim yaptığım gibi dizlerinin üzerinde çöktü hemen önümde. Bacaklarımı tutup iki yana açtı, amım ağzının hizasına gelmişti.

Birden uzun dilini çıkarıp amımı yaladığında neye uğradığımı şaşırdım. Uzun amımın dudakları titredi, kadınlığım zirve yapmıştı. Derin bir inilti dudaklarımdan döküldü. Göğsüm daralıp sıcak bir hava içimde dolaştı sanki. Günter yeniden dilini uzatıp yaladığındaysa, “Ihhhh!” diyerek gözlerimi kapattım. Kocamın, “Temizliğine dikkat etmiyorsun, amın pis kokuyor!” diye yapmadığı şeyi yabancı bir adam çekinmeden yapıyordu.

Birkaç kez daha amımı boydan boya dondurma gibi yaladıktan sonra parmaklarıyla ayırıp içine soktu dilini. O an aldığım zevkin tarifi yoktu. Amımın içinde canlı bir varlık sağa sola ileri geri oynuyordu. Günter dilini bir sik gibi kullanarak beni doyuma ulaştırmaya çalışıyordu sanki. Am dudaklarım, içinin eti, kasıklarım derken yalanmayan, dillenmeyen bir yerim kalmamıştı. Günter amımla meşgul olurken ben de ellerimi bluzumun altına sokup karnımı ve memelerimi okşamaya başladım. Siyah sutyenimi sıyırıp memelerimi açığa çıkardım. Uçlarını parmaklarımla sıkıyor, avuçluyordum. İniltilerimin sonu gelmeyecek gibi görünüyordu.

Günter’in uzun dili amımın içinde ve üzerinde geziniyordu. Nefes alıp verirken zorlanıyordum. Sıcak hava yeniden içimde dolaşmaya başlamıştı. Ancak bu durum Günter’in kendini geriye çekmesiyle biterken, bana, “Ben yalamak istiyor senin arsch!” demesiyle farklı bir duruma geçti. ‘Arsch’ ne demek biliyordum sonuçta, Günter götümü yalamak istiyordu. İlk önce, “Nein, olmaz!” dedim, ama Günter’in ısrarları karşısında kabul ettim.

Benden koltuk üstünde domalmamı istedi. Dediğini yaparak dizlerimi koyup domaldım, bacaklarımı ayırdım iki yana. Günter de ayağa kalkıp eğildi, büyük elleri götümün yanakları üzerinde gezindi bir süre. Ardından da sıcak ve ıslak dili götümün üzerinde gezinmeye başladı. Amımda ve kasıklarımda, bacaklarımda siyah tüyler veya kıllar olsa da götümün üzerinde ve yarığında kıl veya tüy yoktu. Doğuştan gelen bir şeydi bu bende. Kılsız götümün yarığında Günter’in uzun dili yukarı aşağı gidip geliyordu.

Kaba ve güçlü elleriyle ayırdı biraz sonra göt yanaklarımı ve bu sefer de yıllardır kocamın benden isteyip de alamadığı yere dilini değdirdi. Göt deliğim Günter’in dili ile buluştuğunda öncekilerden çok daha tarifsiz bir duygu kapladı içimi. Dilini deliğime bastırıyor, uzun uzun dilleyip yalıyordu. Zaman zaman sarkık am dudaklarımı da emiyordu bu arada. Hem amım hem götüm Günter’in hizmetindeydi. Beni diliyle tatmin ediyor, kadınlığımı fazla fazla yaşatıyordu. Zevk dolu dakikalar bitsin istemiyordum hiç. Ama her şeyin bir sonu olduğu gibi bunun da vardı. Günter doğrulurken sıra asıl olaya gelmişti…

Ben o şekilde dururken o sikini sıvazlayıp okşadı bir zaman. O pozisyonda yapacağını sandım, ama Günter’in farklı bir planı vardı. Benden kalkmamı istediğinde ayağa kalktım. Sehpayı çekti kenara, koltuğun önünde alan açtı. Sonra da koltuğun önündeki ipten yapılma askıyı çekip koltuğu açarak yatak haline getirdi. Şimdi iki kişilik büyük bir yatağımız olmuştu. Benden yanlamasına uzanmamı istedi. Nasıl yapacağını anlamıştım. Sol dirseğimden destek alarak uzandım, dizlerimden büktüm bacaklarımı. Hemen arkama aynı şekilde uzanıp eteğimi sıyırdı belime.

Sikini açığa çıkan götüme ve kasıklarıma sürttü bir süre. Ardından da sağ bacağımı tutup kaldırarak sikini yerleştirmeye çalıştı. Ancak sikin kafası yönünü şaşırıp amım yerine götüme değdiğinde irkildim. Üstelik Günter sikini bastırmaya uğraşıyordu. “Hayır hayır, oradan olmaz, nein oradan olmaz!” dedim korkuyla. Günter neden bahsettiğimi anlamamış gibi durdu önce, ama sonra amıma sokmaya başladı sikini. Sikinin kafası amımla buluşurken kalbim güm güm atıyordu. Yalayıp dillemeleri ile açılan ve kıvama gelen amım sikini büyük bir istekle içine almıştı.

Az sonra siki içimde gidip gelmeye başladı. Günter sağ bacağını kaldırmış o şekilde sokuyordu sikini bir makine gibi. Bir yandan da sol kolunu altımdan sokmuş beni kendine çekmişti daha da. Başımı yan çevirdim, sağ yanağımı öpüyor, amım gibi onu da diliyle yalıyordu. Büyük bir güçle sikiyordu beni. Götüme, kasıklarıma ve kalçalarıma kaslı bedeni çarpıyor, beni yerimde sarsıyordu. Tuttuğu sağ bacağım havada sallanıp duruyordu sürekli.

Siyah topuklu ayakkabılarım halen ayağımdaydı. İçeri girerken ayakkabımı çıkartmamı istememişti. İlk kez ayakkabılar ayağımdayken sikiş yaşıyordum. Almanca bir şeyler söylüyordu, ama anlamıyordum. Almancam basit kelimelerden ibaretti. İçlerinde bel altı olan bildiklerim vardı. “Fick, arsch, fotze!” kelimeleri havada uçuşuyordu.

Dilinden sonra amımın içinde ikinci bir canlı varlık dolaşıyordu. Yılan gibi uzun, kürek sapı gibi kalın bir şeydi bu. Sünnetsiz siki geniş ve derin amımda tünel açan bir makine gibi çalışıyordu hiç durmadan. Fazlasıyla ıslanmıştı amım, hatta gereğinden fazla ıslanmış ve kayganlaşmıştı. Bu da sikinin büyüklüğüne rağmen amımda son sürat hareket etmesine sebep oluyordu. Kasıklarımda, götümde ve kalçalarımda patlayan sesler çatı katında yankılanıyordu.

Sutyenden sıyırdığım memelerim bluzun altında oynuyordu bir dansöz gibi. Beyaz bluzumu sıyırdım göğsüme, altımda kalan sol elini kavrayıp memelerime götürdüm. Uzun boylu ve uzun kollu olmasının avantajıyla memelerimi sıkmaya, yoğurmaya başladı Günter. O ana kadar memelerimle ilgilenmemişti, ama kocamın en sevdiği şey memelerimle oynamaktı. Hatta sevişmelerimizin büyük çoğunluğu memelerimle oluyordu.

Günter iyi pompalıyordu, kocamdan daha iyi olduğu gerçekti. Sünnetsiz bir ecnebiye kendimi siktiriyor ve bundan zevk alıyordum. Başlangıçta kızımın geleceği için evet dediğim şey, zevk alınan bir eyleme dönüşmüştü. Günter kadınlığımı yaşatıyordu bana. Tüm vücuduyla basıyordu sikini amıma. İki elimle destek almaya, yerimde durmaya çalışıyordum. Koltuğun ahşap ve metal gövdesinin zıngırdama seslerini duyuyordum Günter’in iniltileri ve konuşmalarının arasında. Ben de yoğun olmasa da inliyordum. Yıllarca sessiz sedasız yaptığım bir şeydi bu, şimdi birden ahlayıp ohlamak yapabileceğim bir şey değildi.

Zaman ilerlerken Günter sikini çıkardı amımdan. Kendisi bu kez sırtüstü uzanırken beni üstüne çıkardı. Dizlerimi koltuğa dayayarak ata biner gibi çıktım üstüne. Çocukken köyde atımız vardı, babam bazen üstüne çıkarırdı beni. Yıllar sonra bir ata daha biniyordum, ama bu at çok başkaydı. Dimdik ve demir gibi sert uzun bir şeydi.

Yavaşça götümü indirip sikinin amıma girmesini sağladım. Boydan boya almıştım amıma. Günter beni sırtımdan bastırarak kendine doğru eğdi, dizlerinden büktüğü bacaklarını iki yana açtı iyice. Götüm havada gibiydi bu halde. Az sonra siki amımda delme işlemine başladı yeniden. Alttan var gücüyle pompalıyordu Günter. Müthiş sesler çıkıyordu. Yoğun ve tok ‘Şop şop şop!’ sesleri evin odalarında, banyosunda gidip geliyordu. Açıktaki memelerim ileri geri sağa sola sallanıyordu. Omuzlarından tutunmuştum. Köydeki yaşlı ve uysal atımızın yerine şimdi bindiğim at çok vahşi ve hareketliydi. Üstünden düşmemek için sıkı sıkı tutuyordum kaslı omuzlarını.

Beni daha da eğdi kendine doğru. Memelerim ağzının ucuna gelmişti şimdi. Kocaman ağzını açtı ve her birini kocamın iki avucuyla tuttuğu memelerimi deliler gibi emmeye, yalamaya başladı. Amım sikiyle dolmuş, memelerim ağzını doldurmuştu. İki farklı zevki aynı anda yaşıyordum. Uçları etli, büyük başları kararmış memelerimi yutmaya çalışıyordu Günter. Kendimi kaybediyordum, iniltilerim kontrolümden çıkmaya başlamıştı. “Sikk, ohhhh, sikkkk, ahhhh, sikkkk!” sözleri pembe dudaklarımdan dökülüyordu.

Günter’in yüzü vahşi bir hal almıştı. Sarı suratı kırmızıya dönmüştü sanki. Almanca sözler söylüyor, ara sıra da memelerimi vahşi bir hayvan gibi dişleyip ısırıyordu. Tüm vücudum elektriğe tutulmuş gibi olduğunda Günter son hız çalışmaya, sikmeye devam ediyordu. Terden sırılsıklam olmuştum. Günter soyunmama izin vermemişti. Kadınlığım son noktasına gelmişti artık. Karların erimesiyle çağıldayan bir nehir gibi sarsılıyordum. Böylesi bir zevki ne kadar zamandır yaşamıyordum. Evliliğimin ilk yıllarında olan bir şeydi. Ondan sonra her şey karanlığa bürünmüştü çünkü.

Ben boşalmıştım, ama Günter halen devam ediyordu. Ama o da yorulmuştu artık. Daha fazla devam etmeden durdu, üstünden kalkmamı istedi. Ayağa kalktım. Kasıklarım ve amımın etrafı nar gibi kızarmıştı. Aynı zamanda koyu yapışkan zevk sıvıları ile kaplanmıştı. Sikinin üzeri de bu sıvılardan payını almıştı. O an kafamda dank etti. Yoksa Günter boşalmış mıydı, hem de amıma? Korkuyla, “Sen geldin mi, boşaldın mı?” diye sorduğumda ne demek istediğimi anlamadı. “Nereye geldin mi?” dedi şaşkınca. “Gelmek gelmek, sen boşaldın mı?” dedim işaret ederek. O an anladı ve gülerek, “Nein nein!” dedi. Zevkin yerini korku almıştı, ama cevabı ile rahatladım.

Yine de dikkatli olmam gerekiyordu. 37 yaşındaydım, halen düzenli olarak adet görüyordum. Artık çocuk istemediğimiz için kocam kondom takarak sikiyordu beni, ama Günter ile kondomsuz halde sikişmiştim. Ona, “İçime boşalma sakın, içime boşalma!” dedim elimle anlayacağını umduğum dilden işaretler yaparak. Günter eliyle hamile işareti yapıp, “Nein, korkma, okey!” dedi, ama gülmeden de yapamadı. Ona, “Kondomun var mı, onu tak, kondom tak!” dediğimde, “Oo, ja, okey, sen istemiyor schwanger, anladım ama ben kondom kullanmıyorum, sevmiyorum kondom!” dedi. Bu işin böyle bir noktaya gelmesi beni germişti fazlasıyla. Sikişmemiz son sürat devam ederken zorunlu bir mola vermiştik.

Günter, “Okey, o zaman şöyle yapalım, ben istiyor senin arsch!” dediğinde, “Ne?!?” dedim şaşırarak. “Senin arsch istiyor, o zaman yapalım öyle, sen hamile kalmaz, yok schwanger!” deyince duyduklarım karşısında elim ayağım titredi. “Yok, olmaz, öyle olmaz, nein!” dediysem de Günter aynı şeyleri tekrarladı. Yıllardır kocamın istediği ama vermediğim, ondan esirgediğim şeyi istiyordu Günter. Götümün kızlığını, bakireliğini bozmak niyetindeydi. Güzel ve yoğun devam eden sikişmemiz şimdi farklı bir noktaya gelmişti. Gerilmiştim fazlasıyla.

Günter aynı sözleri tekrarlarken, ben, “Olmaz, nein!” diyerek toparlanıp üstümü giyinmeye başladım. Bu işin daha ileriye gitmesine müsaade edemezdim. Memelerimi sutyene geri soktum. Yerde duran külotumu giyindim. Günter ise başını sağa sola sallayıp, “Nein, sen gidemez, böyle gidemez, nein!” deyip duruyordu.

Üstümü başımı toparlayıp pardesümün düğmelerini iliklerken, ona, “Tamam, istediğini aldın, yeter bu kadar, daha fazlası olmaz. O dediğin olmaz. Ben anlaşmaya uydum, sen de söz verdin. O resimleri sil hemen. Tamam, sil onları, daha fazla konuşmaya gerek yok!” dedim.

Ama Günter farklı bir kimliğe büründü sözlerimden sonra. “Nein, ben demeden sen gidemez, daha işimiz bitmedi. Sen böyle gidemez. Ben ne dersem onu yapacaksın. Madem sen istemiyor çocuk, o zaman sen verecek arkadan. Başka türlü sen gidemez. Resimleri silmem gidersen, kocana gösteririm!” dediğinde buraya ilk geldiğimdeki korkuyu yaşamaya başladım yeniden.

Sehpanın üstündeki telefonunu alıp açtı ve resimleri göstererek, “Sen gidersen bunları herkes öğrenir. Okey, istersen şimdi git. Kapı orada. Ama ben karışmam. Karar senin!” diyerek telefonu burnumun ucuna kadar getirdi. Hande’nin banyoda çektiği çıplak resmini gördüğümde az önce zevkten güm güm atan kalbim şimdi korkudan atmaya başladı.

Günter telefonu çekti ama tehdit etmeye devam ediyordu. Yıllarca korkup kaçtığım, kocama vermediğim şeyi istiyordu benden. İkinci kez bir karar vermem gerekiyordu. Amımdan sikmesinde sorun yoktu, ama içime boşalması her şeyi, tüm hayatımı mahvedebilirdi. Hamile kalabileceğim bir zamandaydım üstelik. Rahmime akacak dölleri karnımda bir hayatın canlanmasına sebep olabilirdi.

Son bir umutla, “Ağzıma boşal, ağzıma yap!” diyerek ağzımı açtım ve önünde sallanan sikini gösterip, “Ağzıma boşal!” dedim. Ama Günter, “Nein!” diyerek başını salladı. “Ben istiyor senin arsch, siz diyor göt, ben senin götü istiyor, bana vereceksin!” dediğinde çaremin kalmadığını anladım. Kızımın hataları götümün bakireliğinin gitmesine mal olacaktı. 19 sene kocamdan esirgediğim götümü sünnetsiz bir Almana verecektim…

[Marziye]

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *